Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Kaynakça: düzeltme AWB ile
Aybeg (mesaj | katkılar)
Düzenlendi.
1. satır:
{{Atatürk Devrimleri}}
 
'''Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası)''', [[Türkiye Büyük Millet Meclisi]] tarafından [[3 Mart]] [[1924]] tarih ve 430 Kanun Numarası ile kabul edilmiş olan ve ülkedeki bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekaleti’ne ([[Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı]]’na) bağlanmasını öngören yasadır.
 
[[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]]’nde eğitimin temel kanunu kabul edilmiş ve daha sonra çıkarılan kanunlara esas teşkil etmiştir<ref name=Zeynep>Zeynep Nevzatoğlu, '''Basında Din Eğitimi-Öğretimi Laiklik Tartışmaları (1945-1960)''', ''Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2006'']</ref>. 1982 anayasasında 174. maddeyle koruma altına alınmış “''inkılap kanunlarından''” bir tanesidir.
 
Türkiye’de eğitim alanında reform yapabilmek; millilik, laiklik, modernlik esaslarını uygulayabilmek için eğitim kurumlarının birleştirilmesine ihtiyaç duyulması<ref name=MehmetOkur/> sebebiyle hazırlanan kanun; ülkenin eğitim işlerinde çokbaşlılığın kaldırılmasını sağladı. [[Halifeliğin kaldırılması]]na dair kanun ve "''Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nin Kaldırılması hakkında kanun''"la aynı gün çıkarıldı.
Satır 9 ⟶ 8:
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ayrıca [[tekke ve zaviyelerin kapatılması]]; dinsel olduğu düşünülen Osmanlı harflerinin kaldırılıp [[Harf Devrimi]]’nin yapılması gibi diğer bazı Atatürk devrimlerinin gerçekleşmesi için de altyapıyı oluşturmuştur<ref name=feriha/>.
 
== Eğitimde Mektep mektep-medrese Medrese İkiliğininikiliğinin Kökenikökeni ==
19. yüzyıl ortalarına gelene kadar Osmanlı toplumunda eğitim öğretim faaliyetleri -[[Enderun]] ve birkaç büyük medrese hariç- devletin görev alanının dışındaydı<ref name=MehmetOkur>[http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/SBED/article/viewFile/173/167 Mehmet Okur, '''Milli Mücadele ve Cumhuriyetin İlk Yıllarında Milli ve Modern Bir Eğitim Oluşturma Çabaları''', ''Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Cilt 5 , Sayı 1, 2005'']</ref>. Osmanlı Devleti’nde batılılaşma sürecine girildikten sonra devlet, ülkede pek çok batı tipi eğitim kurumu kurmuş; bu kurumlar ile birlikte eski eğitim kurumları da faaliyetlerine devam etmişti<ref name=feriha>[http://www.belgeler.com/blg/s5v/ataturk-un-laiklik-anlayisinin-egitim-sistemimizdeki-yansimalari-1919-1938-reflections-of-ataturk-s-secularism-manner-on-our-education-system-1919-1938 Feriha Özkan, '''Atatürk’ün Laiklik Anlayışının Eğitim Sistemimizdeki Yansımaları (1919-1938)''', ''Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Kütahya, 2006'']</ref>.
 
Devlet, şahıs ve dernekler tarafından ilköğretim düzeyinde “''iptidai''” adlı ilkokullar kurulmasını, bu okullarda modern öğretim tekniklerini uygulanmasını destekliyordu; bu okullarda öğretmenlik yapmak üzere öğretmen yetiştiriyordu<ref name=feriha/>. Ancak köy ve mahalle imamlarıyla eşlerinin yönetiminde bulunan ve çoğu vakıf kuruluşu olan sıbyan mektepleri ile mahalle mekteplerine dokunulmamıştı.
 
Ortaöğretim ve yüksek öğretimyükseköğretim düzeyinde ise modern tipte rüştiyeler, idadiler, sultaniler, yüksek okullaryüksekokullar ve [[Darülfünun]] açılmış; vakıf kuruluşları olan medreselerden devlet desteği çekilmişti ancak medreseler kapatılmamıştı; halen öğrenci yetiştirmeye devam ediyorlardı. İki farklı tipte kurumdan birbirlerine zıt hayat görüşlerine sahip kimseler yetişmekteydi<ref name=feriha/>. Böylece toplumda bir “''mektep-medrese ikiliği''” doğmuştu. Üçüncü bir kategori olarak yabancı okullar (misyoner okulları, azınlık okulları ve kolejler) eğitim alanında faaliyet göstermekteydi.
 
Kısacası [[Türkiye|Türkiye Cumhuriyeti]]’nin Osmanlı’dan devraldığı bu eğitim-öğretim mirası, farklı insan tipleri yetiştiren farklı eğitim tiplerinin bir arada var olduğu bir sistemdi. Yeni rejimin getirmek istediği ulusal nitelikteki yeni toplum düzeninin herkes tarafından benimsenmesi, devrimlerin halk üzerinde köklü ve etkili olabilmesi için tüm eğitim kurumların tek bir merkeze bağlanması; eğitim-öğretimin tek elden, tek esasa göre yönetilmesi gereği hissedilmekteydi<ref name=feriha/>.
 
== Tevhid-i Tedrisat Kanunu Hazırlıklarıhazırlıkları ve Kanununkanunun Kabulükabulü ==
* [[Kurtuluş Savaşı]] yıllarında millî mücadelenin önderi [[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa Kemal]] ve bazı hatipler konuşmalarında eğitim kurumlarının birleştirilmesine dair bazı ifadeler kullanmışlardır<ref name="Zeynep" />. Mustafa Kemal’in [[Halk Fırkası]]’nı kuracağını açıkladığı ve fırkanın dokuz maddelik programını tanıttığı 7 Aralık 1922 tarihli basın bildirisinde medreselerin kaldırılması düşüncesi ilk kez açık olarak ortaya konuldu<ref name="feriha" />.
 
1 Mart 1923’te TBMM üçüncü yılı açılışında yaptığı konuşmayı büyük ölçüde eğitim konularına ayıran Mustafa Kemal; “''ülke çocuklarının birlikte eğitim ve öğrenim görmek zorunda olduğunu, öğrenim birliğinin ülkenin ilerlemesi için büyük önem taşıdığını, bu nedenle "Şeriye Vekaleti ile Maarif Vekaletinin" işbirliğine varmasını gerektiğini'' ifade etti<ref name=feriha/>.
 
Bu görüşler ışığında 2 Mart günü Halk Fırkası’nın grup toplantısında 3 ayrı yasa tasarısı hazırlandı. “Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin lağvı ve Diyanet Reisliğinin teşkili” hakkındaki kanun müzakereleri kabul olunduktan sonra Tevhid-i Tedrisat yasa tasarısı Saruhan Mebusu ve Maarif VekilifVekili [[Vasıf Çınar|Vasıf Bey]] ve 57 arkadaşının imzasıyla gündeme getirildi. Kanunun gerekçesi şu sözlerle ifade edilmişti: “''Bir millet bireyleri ancak bir eğitim görebilir. İki türlü eğitim bir ülkede iki türlü insan yetiştirir. Bu ise, duygu ve düşünce birliği ile dayanışma amaçlarını tamamen yok eder.''”<ref name=Zeynep/>
 
Tasarı ertesi gün meclise sunuldu. 429 sayılı Şeriye ve Evkaf Yasası’nın kabulünden sonra Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 3 Mart 1924 günü TBMM Genel Kurulunda 430 Kanun Numarası ile kabul edildi.
Satır 37 ⟶ 36:
Adalet Bakanlığı’nın şer-i mahkemeleri kapatması üzerine ''Mekteb-i Kuzat'' (Kadı Okulu) da kapatıldı.
 
=== İlahiyat Fakültesi ve İmamimam Hatiphatip Okullarınınokullarının kurulması===
Lisansüstü seviyesinde eğitim veren iki yıllık “Medrese-i Süleymaniye” yerine 1924 yılında İstanbul Dârülfünunu'nda bir İlâhiyat Fakültesi kuruldu. Açıldığında 224 öğrencisi olan fakültenin öğrenci sayısı 1934 yılında 20’ye düştü. Bu nedenle o yıl yapılan Üniversite Reformu ile İlahiyat Fakültesi kapatılarak “İslam Tetkikleri Enstitüsü” adında bir enstitü kuruldu<ref name=feriha/>.
 
Hem İlahiyat Fakültesi’ne altyapı oluşturmak hem de imam ve hatip yetiştirmek için 1923-1924 öğretim yılında ülkenin değişik yerlerinde 29 imam hatip okulu kuruldu. 1926-1927 öğretim yılında okulların sayısı ikiye indi. Bu okullar 1930-1931 öğretim yılında ise öğrenciler tarafından yeterince ilgi görmemeleri nedeniyle kapatıldı<ref name="Zeynep" />.
Satır 45 ⟶ 44:
Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabulünden bir süre sonra “''Türkiye'de sadece Müslüman vatandaşların olmadığı, Müslüman olmayan Türk vatandaşlarının da dinsel gereksinmeleri ve vicdan özgürlüğü olduğu''” düşünülerek; ilkokul programından Kur’an dersleri, ortaokul ve lise programından da din, Arapça ve Farsça dersleri çıkarılmıştır<ref name=feriha/>.
 
Başlangıçta isteğe bağlı bir ders haline getirilmiş olan din dersi; ortaokullarda 1930’da, öğretmen okullarında 1931’de, şehir ilkokullarında 1933’te, köy ilkokullarında 1939’da tamamen müfredettanmüfredattan çıkarıldı. Tüm bu gelişmeler sonucu 1939-1948 yılları arasında din derslerinin hiç yer almadığı bir örgün eğitim deneyimi yaşandı<ref name=Zeynep/>.
 
=== Azınlık ve misyoner okullarının durumu ===