Türkçe: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Ünsüz sesler: IPA hata düzeltme
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Gogolplex (mesaj | katkılar)
Tartışmada belirttiğim kısmı çıkardım ve Osmanlı Türkçesi kısmını ekledim
134. satır:
 
Türki dillerde görülen *ŕ ve *z ile *ĺ ve *š ayrımları bu dönemde gerçekleşmiştir.<ref name=":02" /> Ogur grubu dilleri *ĺ ve *ŕ seslerini benimserken Türkiye Türkçesi gibi geriye kalan tüm Türki dillerin atası olacak Şaz Türkçesi *z ve *š seslerini benimsemiştir. Aynı anlama gelen "ogur" ve "oğuz" kelimeleri bu ayrıma örnek teşkil etmektedir. Doğu grubu kelimenin sonunda z sesini kullanırken, Batı grubu r sesini kullanmaktadır.<ref name=":02" />
 
===Türki dillerin kökenleri üzerine iddialar===
Gerek [[Türkler|Türk]] gerekse yabancı dilbilimci, tarihçi ve antropologların çok büyük çoğunluğu tarafından kabul edilen görüş [[Türkler]]in ataları olan halkların ilk olarak geç [[Hiung-nu]] Federasyonunundan M.Ö 200 yılı civarında ayrılarak farklılaşmaya başladığı<ref>Peter Zieme: The Old Turkish Empires in Mongolia. In: Genghis Khan and his heirs. The Empire of the Mongols. Special tape for Exhibition 2005/2006, p. 64</ref> (ki bu konu da tartışmalı olmaktadır), tarihteki ilk Türk devletinin 542 yılında kurulmuş olan [[Göktürk Kağanlığı]] olduğu<ref>West, Barbara A. (2010-05-19). Encyclopedia of the Peoples of Asia and Oceania. Infobase Publishing. p. 829. ISBN 978-1-4381-1913-7. The first people to use the ethnonym Turk to refer to themselves were the Turuk people of the Gokturk Khanate in the mid sixth-century</ref>, ''Türk'' isminin ilk olarak tarihte 585 yılında geçtiği<ref>"新亞研究所 – 典籍資料庫". Archived from the originalon 21 February 2014. Retrieved 18 March 2015.</ref> ve M.S 8. yüzyılda yazılmış [[Moğolistan]]'da bulunan [[Orhun yazıtları]]nın en eski Türki dilde yazılmış metin olduğudur.<ref name="Soucek">{{Kitap kaynağı|soyadı=Soucek|ad=Svat|başlık=A History of Inner Asia|yayıncı=Cambridge University Press|tarih=Mart 2000|isbn=978-0-521-65169-1}}</ref> Ancak genellikle [[Türkler|Türk]] tarihçi ve [[türkolog]]lar tarafından [[İskitler]], [[Sakalar]], [[Sümerler]], [[Hititler]] ve [[Kimmerler]] gibi toplulukların [[Türkler]]le ve dolayısıyla Türkçe ile akraba olduğu, atası olduğu veya soyundan geldiği gibi dil bilimi ve tarih çevrelerinde çok desteklenmeyen iddialarda bulunulmaktadırlar.
 
1948 İstanbul Üniversitesi mezunu ve “[[Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi]]” kitabının yazarı Türkolog [[Osman Nedim Tuna]] kitabında Sümerce ve Eski Türkçe arasında bulduğu ses denkliklerini örnek vererek aralarında bir akrabalık ilişkisi olduğunu savunmuştur.<ref name="Tuna1">Osman Nedim Tuna, Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1997, s. 1-3. ISBN 975-16-0249-1</ref> Uluslararası akademik çevrelerce kabul edilmiş olan; Sümerce'nin M.Ö 3000'li yıllarda, en eski Türki metinden yaklaşık 4000 yıl daha eski olması, bu 4000 yıllık aralıkta başka Turki metinlerin bulunmaması ve Sümercenin bir [[yalıtık dil]] olarak sınıflandırılması<ref name="Piotr Michalowski 2004, Pages 19-59"/><ref>Georges Roux, ''Ancient Iraq'', 3rd ed., Penguin Books, London, ç1993, p.80-82</ref><ref>[[Joan Oates]], ''Babylon'', Rev. ed., Thames and Hudson, London, ç1986, p.19</ref><ref>John Haywood, ''The Penguin Historical Atlas of Ancient Civilizations'', Penguin Books, London, ç2005, p.28</ref> Tuna'nın bu iddialarına zıtlık oluşturmaktadır.
 
=== Hun dönemi ===
{{Ana|Hunca}}
[[Hunlar]]a ait birçok kelime [[Çince]]de, bu dile özgü biçimleriyle tespit edilmiş ve bu kelime biçimleri farklı araştırmacılar tarafından Türkçe olarak açıklanmıştır. Türkolog [[Talat Tekin]], sözü edilen kelimelerde 17’sini görüşleriyle beraber belirtmiştir:<ref>Talat Tekin, Hunların Dili, Doruk Yayınları, Ankara 1993</ref>
 
Yukarıdaki sözlerden son dokuzu Tabgaç dönemine (MS 338-557) aittir. Çincede /r/ sesi bulunmadığı için Türkçe sözlerdeki /r/, ya /l/ ile gösterilir veya hiç gösterilmez: ''çeng-li / tengri, king-lu / kıngrak, wo-lu-to / ordu'' vb. Çin sülalesi tarihinde, MS 329’da geçen bir olay vesilesiyle, Çin karakterleriyle tespit edilmiş iki cümle vardır. Çin sülalesi tarihi- Çin-şu, 10 karakterden oluşan bu cümlelerin (beytin) Hunca olduğunu belirttiği gibi her karakterin Çince anlamını da vermiştir. Olay Çin-şu’da şöyle anlatılmıştır: “Hükümdar Şi Lo, Hsiung-nu’lara mensup Ho kabilesinden geliyordu. Başka bir Hsiung-nu lideri Liu Yao da Şi Lo’nun rakibi idi. Liu Yao, Kuangçu’nunu on birinci yılında (329) ordusu ile geldi ve Lo-yang’ı kuşattı. Şi Lo, hemen Liu Yao ile savaşmak istiyordu. Fakat buyruğu altındaki kumandanların hiçbiri bu fikri uygun bulmadı. Şi Lo, bunun üzerine çok sevdiği ve saydığı Hint rahip Fo-t’u-teng’e danıştı. Fo-t’u-teng daire biçimindeki bir çanı salladı ve çıkan sese göre Ho dilince şu kehanette bulundu:<ref name=Tekin37>Talat Tekin, Hunların Dili, Doruk Yayınları, Ankara 1993, s. 37, 40, 53.</ref>
 
:siu-k’i t’i-li-kang puh-koh kü-t’u-tang
 
''Siu-k’i'' Ho dilinde “ordu”, ''t’i-li-kang'' da “çıkmak” anlamındadır; ''puh-koh'' Liu Yao’nun unvanıdır, ''kü-t’u-tang'' da “tutmak, yakalamak” demektir. Bu sözcükler toplu olarak ‘Ordu savaşmak için çıkacak ve Liu Yao’yu tutacak’ anlamına gelir.” Bu Çince karakterler, iki ünlü [[Sinoloji|Sinolog]] tarafından aşağıdaki şekilde seslendirilmiştir:
 
:siog tieg t’iei lied kang b’uok kuk g’iu t’uk-tang (B. Karlgren)
:sux-keh the-let-kang buk-kok goh-thok-tang (E. G. Pulleyblank)<ref name=Tekin37/>
 
Şiratori (1902), Ramstedt (1922), Bazin (1948), Gabain (1950), Tekin (1993) gibi Türkologlar, 10 karakterlik bu ibarenin Hun Türkçesindeki biçim ve anlamını bulmaya çalışmışlardır. Tamstedt’in bulduğu biçim ve anlam şöyledir:
:Süke talıkıng (talıkang) bügüg (ügeg) tutang = Savaşa çıkın, bügüyü (düşman hükümdarını) tutun!
 
Talat Tekin’in bulduğu biçim ve anlam şöyledir:
:Sü:ke tılıkang bugukgı tuktang = Savaşa çıkın, Buguk’u (küçük geyiği veya liderciği) tutun!<ref name="Ercilasun61">Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2010, s. 61-62. ISBN 978-975-338-589-3</ref>
 
Gerek Ramstedt, gerek Tekin, Doğu Huncaya ait bu ibarenin '''l-r''' (Bulgar-Çuvaş) Türkçesine ait olduğu görüşündedirler; çünkü Köktürkçedeki ''taşıkmak'' (çıkmak) kelimesi burada ''talıkmak / tılıkmak'' biçiminde, yani ''ş'' yerine ''l'' ile geçmektedir. Türkler ve Türk dili için bu ibarenin önemi şöyle belirtilmiştir:
# Çinceleşmiş bir söylenişle de kaydedilmiş olsa, bu iki cümle Türkçe olarak tespit edilmiş bulunan en eski (MS 329) cümlelerdir; üstelik kelimelerin anlamları da Çince olarak verilmiştir.
# Hükümdar Şi-lo’nun Hyung-nu’ların Ho boyundan olduğu ve cümlelerinde de Ho dilinde söylendiği Çin kaynağında açıkça ifade edilmiştir. Dört kelimelik iki cümle Türkçe olarak okunup açıklanabildiğine göre Hyung-nu’ların Türklüğünden de şüphe etmeye gerek yoktur.
# Hükümdar Şi-lo, büyük Hun hanedanı 216’da yıkıldıktan sonra Kuzey Çin’de kurulan küçük ve kısa ömürlü Hun devletlerinden biri olan 2. Cao devletinin hükümdarıdır. Şi-lo, doğu Hunlarından idi. Demek ki Büyük Hun hanedanından sonraki küçük Hun devletlerinde de Hun Türkçesi kullanılmaya hiç olmazsa bir süre devam etmiştir.
# Bütün Hunların olmasa bile en azından Doğu Hunlarının Türkçesi bir '''l-r''' Türkçesi idi. ''Ş'' yerine ''l'', ''z'' yerine ''r'' kullanılması daha sonraki Bulgar ve Çuvaş Türklerinin özelliğidir. Moğolca da bir l-r dilidir. Bulgar ve Çuvaşlar dışındaki bütün Türklerin dili '''ş-z''' Türkçeşidir.<ref name=Ercilasun61/>
 
=== Eski Türkçe ===
{{Ana madde|Eski Türkçe}}
[[Dosya:Kyzyl orkhon inscription.jpg|thumb|sağ|200px|Türk yazısını taşıyan en eski belge [[Kızıl (şehir)|Kızıl]] kentinde bulunuyor. Yazılış tarihi 8. yüzyılın başlarına dayanmaktadır.]]
Bilinen en eski Türki yazıt olan [[Orhun Yazıtları]] [[Eski Türkçe]] ile yazılmıştır. Bu yazıttan yola çıkılarak Türki dillerin tarihi 1300 yıl önceye kaynaklandırılmış ancak yazıtlarda kullanılan abecenin gelişmişliği bu dilin daha eski tarihlerde de var olmuş olabileceğine delil oluşturmuştur.<ref>Türkiye Türkçesinin Dünü, Bugünü, Yarını - Prof. Dr. Doğan Aksan - Bilgi - s.28</ref> Bugünkü [[Moğolistan]]'da Orhun (öz adında Orkun<ref name="TVT">[http://turkcesivarken.com/gokturkce/ Türkçesi Varken Göktürkçe]</ref>) ırmağı yakınlarında bulunan [[Kül Tigin]] ve [[Bilge Kağan]] yazıtlarından başka, dönemin tanınmış veziri [[Tonyukuk]]'un da kendisi için diktirdiği [[Ulan Bator]] kenti yakınlarındaki iki taş, Orhun Yazıtları'nın başlıca örnekleridir.<ref>Türkiye Türkçesinin Dünü, Bugünü, Yarını - Prof. Dr. Doğan Aksan - Bilgi - s.29</ref>
Satır 186 ⟶ 157:
 
=== Eski Anadolu Türkçesi ===
{{Ana madde|Eski Anadolu Türkçesi}}
Türkçe, onu kullanan göçer evli ve yerleşik kavimlerin [[Orta Asya]], [[Doğu Avrupa]], [[Sibirya]] ve [[Orta Doğu]]'ya doğru göçleriyle yayılmıştır.
 
Satır 201 ⟶ 173:
 
=== Osmanlıca ===
{{Ana madde|Osmanlı Türkçesi}}
{{Başlık genişlet}}
[[Dosya:Osmanlıca resimli dergi-1.JPG|küçükresim|1924 yılında Osmanlı Türkçesinde basılmış, "[[İki Çocuğun Devriâlemi|İki Çocuğun Devrialemi]]" adlı Fransız çocuk kitabından sayfalar.]]
Osmanlıca, [[Osmanlı İmparatorluğu]]'nda konuşulmuş, Eski Anadolu Türkçesinin ardılı olan bir dildir. [[Arapça]] ve [[Farsça|Farsçadan]] etkilenmiş bu dönemin Türkçesinde söz varlığının %88'i bu iki dil kaynaklı olmaktadır.<ref name="Bertold Spuler p 69">Bertold Spuler. [https://books.google.com/books?id=rD1vvympVtsC&pg=PA68 ''Persian Historiography & Geography''] Pustaka Nasional Pte Ltd {{ISBN|9971774887}} p 69</ref> Buna rağmen dilde kullanılmakta olan Arapça kökenli sözcüklerin kaynağı bu iki dilin birbirleriyle direkt etkileşimi yerine, Farsçaya girmiş ve farsçalaşmış Arapça kökenli sözcüklerin Osmanlı Türkçesine girmesi ile gerçekleşmiştir.<ref>[[Percy Smythe, 8th Viscount Strangford|Percy Ellen Algernon Frederick William Smythe Strangford]], [[Percy Smythe, 6th Viscount Strangford|Percy Clinton Sydney Smythe Strangford]], [[Lady Strangford|Emily Anne Beaufort Smythe Strangford]], “[https://books.google.com/books?id=b4cQAAAAIAAJ&pg=PA46&dq=arabic+words+in+Turkish+persian+ottoman&lr=#PPA46,M1 Original Letters and Papers of the late Viscount Strangford upon Philological and Kindred Subjects]”, Published by Trübner, 1878. pg 46: “The Arabic words in Turkish have all decidedly come through a Persian channel. I can hardly think of an exception, except in quite late days, when Arabic words have been used in Turkish in a different sense from that borne by them in Persian.”</ref><ref>M. Sukru Hanioglu, “A Brief History of the Late Ottoman Empire”, Published by Princeton University Press, 2008. p. 34: “It employed a predominant Turkish syntax, but was heavily influenced by Persian and (initially through Persian) Arabic.</ref><ref>Pierre A. MacKay, "[https://www.jstor.org/pss/147397 The Fountain at Hadji Mustapha]," ''Hesperia'', Vol. 36, No. 2 (Apr. - Jun., 1967), pp. 193-195: "The immense Arabic contribution to the lexicon of Ottoman Turkish came rather through Persian than directly, and the sound of Arabic words in Persian syntax would be far more familiar to a Turkish ear than correct Arabic".</ref> Türkçe ve Farsçanın etkileşiminin Osmanlı dönemi öncesinde, modern Türklerin atası halkların Kuzeybatı İran bölgesinde bulunduğu dönemde gerçekleştiği düşünülmektedir. Arapça ve Farsçanın etkileri sadece alıntı kelimeleri değil, dilin dilbilgisini de önemli ölçüde etkilemiştir.<ref name="books.google.nl">Korkut Bugday. [https://books.google.com/books?id=8HPZBAAAQBAJ&pg=PR15&dq=persian+language+in+ottoman+empire&hl=nl&sa=X&ved=0CFkQ6AEwCGoVChMI8uCGn4_JyAIVinAaCh0hEwxy#v=onepage&q=persian%20language%20in%20ottoman%20empire&f=false ''An Introduction to Literary Ottoman''] Routledge, 5 dec. 2014 {{ISBN|978-1134006557}} p XV.</ref> Alfabe olarak [[Arap alfabesi|Arap alfabesinin]] [[Farsça]] ve [[Türkçe]] için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Bu dile Osmanlıca denilmesi [[Tanzimat Dönemi|Tanzimat döneminde]] gerçekleşmiştir.<ref>{{citation|last=Kerslake|first=Celia|contribution=Ottoman Turkish|year=1998|title=Turkic Languages|editors=Lars Johanson, Éva Á. Csató|publisher=Routledge|location=New York|isbn=0415082005|p=108}}</ref>
 
Ancak modern Türkçenin temeli olan, daha az alıntı kelimeye sahip ve daha az eğitimli, alt sınıf ve kırsal kesimde yaşayan halkın konuştuğu ''kaba Türkçe'' ile edebiyat ve devlet işlerinde kullanılmış Osmanlı Türkçesi, tıpkı [[Latince]] ve [[Halk Latincesi|Halk Latincesinde]] olduğu gibi düşük bir [[karşılıklı anlaşılabilirlik]] göstermektedir.<ref>[[Misha Glenny|Glenny, Misha]]. ''The Balkans - Nationalism, War, and the Great Powers, 1804-1999'', Penguin, New York 2001. p. 99.</ref>
 
=== Dil Devrimi ===
{{Ana madde|Dil Devrimi}}
Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslaşma sürecini tamamlayan Türk Devrimi'nin ya da [[Atatürk Devrimleri|Atatürk devrimlerinin]] en önemli basamaklarından ilki, Cumhuriyet'in kuruluşundan 5 yıl sonra yapılan harf devrimi, ikincisi de Cumhuriyet'in kuruluşundan 9 yıl sonra yapılan Dil Devrimi'dir.
 
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Türkçe" sayfasından alınmıştır