Tengricilik: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
→Ayrıca bakınız: düzeltme AWB ile |
düzeltme |
||
2. satır:
{{Tengricilik}}
{{Türk mitolojisi}}
'''Tengricilik'''
[http://vlib.iue.it/carrie/cec/TENGRICILIK.shtml Tengricilik (Dr. Yaşar Kalafat)]</ref> [[Orhun Yazıtları]]'nda ilk çözülen kelime olup yazılışı "𐰃𐰼𐰭𐱅" şeklindedir.
Bu inanca göre [[Gök]]'ün yüce ruhu [[Tengri]]'ydi. Kişiler kendilerini
Bu
== Eski Türk inancının adı Şamanizm değil, Tengricilik ==
{{ana|Türk mitolojisi}}
Eski Türklerin ve Moğolların bugün Tengricilik adıyla bilinen geleneksel inancı, kısa zaman öncesine kadar ''Türk şamanizmi'' diye adlandırılıyordu.
[[Julie Stewart]] "Moğol Şamanizmi" adlı makalesinde şunları belirtiyor:<ref name="Julie Stewart" />
19. satır:
[[Dosya:Hiung-nu kemer bağı.jpg|thumb|220px|<center>Hiung-nu'lardan kalma altın kemer kilidi. (M.Ö. 3. ila 2. yüzyıl)]]
[[Dosya:Kyzyl orkhon inscription.jpg|200px|thumb|<center>[[Orta Asya]]'da bulunan eski Türk yazıtlarından birisi]]
Tengricilik, Tengri’nin etrafından oluşmuş olan ve Macaristan’dan Büyük Okyanus’a kadar olan bölgede yayılmış olan bir inanç sisteminin adıdır.<ref name="orhundan.com">http://orhundan.com/tengricilik-kutlu-altay/</ref> Tengri
Hun (
Yine de günümüzde, özellikle
=== Göktürkler ===
31. satır:
:(Üstte mavi gök, aşağıda yağız yer kılındığında, ikisinin arasında insan oğlu kılınmış.)
Göktürk hükümdarlarının unvanları sürekli Tengri ile olan bağlantılarına değinir;
Göktürk
Ancak bunların yanında Göktürklere Doğu Hunlardan miras kalmış olan Çin etkileri de bulmak mümkündür: Doğu Hun İmparatorluğu'nun dağılmasından sonra son hükümdarların oğullarının birbirlerine düşman olmaları sağlanmış, güneyde kalan bölümü Han Çinleri ile birlik olmuş ve onların kültüründen etkilenmiştir. Bu dönemde ve sonraki yüzyıllarda, [[Tabgaçlar]] gibi birçok Türk topluluğunun Çinlerin arasında erimiş olduğu tahmin edilir. [[Bilge Kağan]], atalarının yaptığı bu hataları yazılarında ayrıntılı olarak ele almış ve halkını Çinlilerden gelen tehlikeye karşı uyarmıştır. Bu yüzden Göktürklerde halkın bütünlüğünü korumak için etkili şekilde vurgulanan bir Türk ulusçuluğunda ve Tengriciliğe büyük önem verilmiştir. Buna rağmen 12 hayvanlı [[Çin takvimi]] ve göğün yönlerini hayvan isimleri ile tanımlamak gibi bâzı etkiler kalmıştır. Böylece Göktürk
Göktürk yazıtlarında bulunan diğer bir cümle, Tengricilikteki mahşer günü hakkında bir fikir verir:
45. satır:
Kalıntılardan birinde, [[Budizm]]'in Türklerin arasında yayılmaması için uyarıcı bir metin bulunmaktadır. Metinde Büyük Kağan'ın kardeşi, Budizmin, Türkleri umursamaz, tembel ve edilgin yaptığını ve bunun önlenmesi gerektiğini kaydetmektedir.<ref name="Peter Laut" />
Tengriciliğin diğer inançlara karşı anlayışının ve hoşgörüsünün kanıtlarını bulmak mümkündür.
=== Moğollar ===
Moğolların ve birçok Türk boylarının önderi olan [[Cengiz Han]]'ın da diğer inançlara karşı düşmanca bir tutumu yoktu. Savaş olmayan zamanlarda, hatta
[[Kubilay Han|Kubilay Kağan]], [[Çin]]'i fethettikten sonra oradaki yaygın dinlerle de ilgilenmeye başlamıştır.
[http://www.eurasischesmagazin.de/artikel/?thema=Globalisierung&artikelID=90603 www.eurasischesmagazin.de] ''Tengriciliğin küreselleşmede olası rolü'' adlı makaleyi yazan Prof.Dr.Schagdaryn Bira ile bir röportaj</ref>
60. satır:
Tengricilik, [[Hunlar]], [[Avarlar]], [[Ön Bulgarlar]], [[Kumanlar]] ve antik çağın bâzı diğer savaşçı Türk ve Moğol toplulukları ve daha sonra da Cengiz Han'ın [[Altın Ordu]]su tarafından [[Avrupa]]'ya da taşınmıştır.
Bu inanç göçebe yaşamına o kadar bağlıdır ki, Tengrici kavimlerin yerleşik bir yaşama geçişleri daima göçebe hayatı ile birlikte Tengriciliği de bırakmalarını ve diğer inançları kabul etmelerini beraberinde getirmiştir. Göçebeliği bırakmayan kavimler, Tengriciliği de bırakmamışlardır. Doğu ve Orta Avrupa'da, [[Orta Çağ]]'ın sonlarına kadar, Tengri'ye dua eden
"Tudomany" kelimesi eski [[Macarca]]da "sihir" ya da "esrarengiz bilgi" anlamına gelirdi (günümüzde "bilim" demektir). "Taltos" denilen Macar Şamanları günlerce sürebilen bir baygınlıktan sonra "tudomany"yi elde ederlerdi. "Taltos" kelimesi [[Eski Türkçe]] "tal-" ya da "talt-"'dan (günümüz [[Türkçe]]si: "dalmak") kaynaklanır ve "bayılmak" ya da "şuurunu
[[Dosya:Checa-HunCharge.jpg|thumb|300px|<center>Hun ordusu [[İtalya|İtalya'ya]] girerken]]
[[Ön Bulgarlar]], Gök tanrısı Tengri'ye "Tangra" derlerdi <ref>[http://en.zonebulgaria.com/mountains/tourism/esoteric/angrist_sanctuaries/ Tangrist sanctuaries]</ref> ve Tengricilik için tipik olan dağların kutsallığına inanma kapsamında [[Balkan]]'ın en yüksek dağına "Tangra" adını verdiler. Bu dağın adı [[Osmanlılar]] tarafından [[15. yüzyıl]]da "Maaşallah"'a çevrilene kadar böyle kalmıştır. Bugünkü [[Bulgarca]]
Ayrıca şimdiye kadar bulunan 80 civarında eski Bulgar Run yazıtının neredeyse hepsinde "Tangra"nın adı geçmektedir. Bulgarlardan önce de [[Trakya]]lılar ve [[Yunanlar]] tarafından kutsal sayılmış olan ve eteklerinde eski Yunan tapınakları bulunan Perpenikon Dağı'nın en yüksek zirvesindeki dikili taşa, eski verimlilik tanrıçası olan [[Umay]]'ın resmi kazınmıştır.<ref>University of Saskatchewan, Andrei Vinogradov, Din bilimi ve Antropoloji bölümü, Kasım 2003 [http://library2.usask.ca/theses/available/etd-01192005-154827/unrestricted/tezispdf.pdf Sayfa 78]</ref>
78. satır:
Bâzı Türk kavimlerinin İslama katılmadan evvel [[Nestoryanlar|Nestoryan Hristiyanları]] oldukları hakkında da kanıtlar bulmak mümkündür. [[581]] yılından kalma bir [[Farsça]] yazıda, bir savaştan sonra esir düşen Türk askerlerinin yüzlerinde Haç dövmeleri bulunduğundan söz edilir.<ref name="Peter Laut" />
[[762]] yılında [[Bögü Kağan]], [[Göktürk]] ülkesinin parçalanmasından doğmuş olan [[Uygur Devleti|Uygur]] ülkesinde, [[Mani dini]]ni ülkenin resmî inancı olarak ilan etmiştir.
Bundan yüz yıl kadar sonra, Uygurların çoğunluğu [[Budizm]]i kabul edip bu temelin üzerine ilk "yerleşik Türk kültürünü" geliştirmişlerdir. Hatta Budizmin öncüleri olup, dini diğer halkların arasında yaymaya başlamışlar, binlerce [[Çince]] ve [[Sanskritçe]] Budist yazısını özenle [[Türkçe]]ye çevirmişlerdir. Budizmi kendi kültürlerine göre şekillendirmiş ve hatta ilk kez kadınlar için bir manastır inşa ederek "Budist rahibeler" geleneğini başlatmışlardır. [[Kırgızlar]]
[[16. yüzyıl]]dan sonra, [[Sibirya]]'nın Türk kavimleri [[Ruslar]] tarafından gitgide Hristiyanlaştırılmış ve Slavlaştırılmıştır.
Tengriciliği bugüne kadar muhafaza etmiş olan kavimler daima göçebe olmuşlardır.
Son yüzyıllarda birkaç
== Gökteki
[[Güneş]], [[Ay (uydu)|ay]], [[ateş]] ve [[su]], Tengri'nin kudretinin sembolleridir. İnsanların Gök'e dua ederek elde ettiklerine inandıkları "Buyan" adlı enerji, güneşin göğün neresinde durduğuna bağlı olarak değişir. En fazla ''buyan''ın yeni ay ve [[dolunay]]da elde edilebildiğine inanılır.
Yılbaşı, [[21 Aralık]]'tan sonra gelen ilk yeni ayda, "Kızıl Güneş Bayramı" [[21 Haziran]]'dan sonra gelen ilk dolunayda kutlanır.<ref name="Julie Stewart" />
[[Venüs (gezegen)|Venüs]] gezegeninin Türklerdeki adı "[[Erkliğ Han|Erklik]], "
== Üç-Dünya kozmolojisi ==
Çoğu eski inançlardaki gibi Tengricilikte de gerçek âlemin yanında bir "gök âlemi, " bir de "yeraltı âlemi" vardır. Bu âlemlerin arasındaki tek bağlantı, dünyanın merkezinde duran "Dünyalar Ağacı"dır.
Gök âlemi ve yeraltı âleminin yedişer katları vardır (bazen yeraltı dokuz, gök de 17 kat olarak geçmektedir). Şamanlar bu âlemlere yolculuk yapmak için birçok girişler tanırlar. Bu âlemlerin katlarında, aynı yeryüzündeki insanlar gibi bir hayat sürdüren varlıklar vardır. Onların da kendi saygı gösterdikleri ruhları ve şamanları vardır.
=== Yeraltı âlemi (''"Yerlik"'') ===
109. satır:
=== Gök âlemi ===
Gök âleminin de yeraltı âlemi gibi yeryüzü ile benzerlikleri varsa da bu âlemde insanların ruhları bulunmaz. Bu âlem, yeryüzünden çok daha aydınlıktır.
=== Bir Tengricinin dünyayı görüşü ===
117. satır:
== İnsanların üç ruhu ==
Tengricilikte insan ve hayvanların birden çok ruha sahip olduklarına inanılır. Genelde her insanın üç ruha sahip olduğu kabul edilir
=== Ruh türleri ===
124. satır:
* Gölge ruhu/serbest ruh
Bunların yanında kavimden kavime değişen "kısmet ruhu",
[http://www.pensis.net/documente/21mitschriften_Rel/VO-Lamaistische%20Volksreligion.Mongolei-WS2003-201203.pdf Volksreligion in der Mongolei. (Moğolistan'da din)/Prof.Dr.Käthe Uray-Kőhalmi]</ref>
=== Ruh adları ===
Türklerde ve Moğollarda insan ruhları için birçok farklı
* Türklerde: ''[[Üzüt|Özüt]], [[Tin (folklor)#Süne|Süne]], [[Kut (mitoloji)|Kut]], [[Tin (folklor)#Sür|Sür]], Salkin, [[Tin (folklor)|Tin]], Körmös, [[Yula]]''
* Moğollarda: ''[[Tin (folklor)#Süne|Sünesün]], Amin, [[Kut (mitoloji)|Kut]], [[Tin (folklor)#Sür|Sülde]]''<ref name="Jean-Paul Roux" />
[[Jean Paul Roux]], bu ruhların yanında bir de
Moğolistan'a araştırmalar yapmak için gidip sonunda hayatını Tengriciliğe adamış ve "Sarangel Odigen" adlı Şamaniçe olarak Moğolistan'da vefat eden bilimci [[Julie Stewart]], Tengricilik hakkında yazdığı makalelerinden birinde ruh inancını şöyle tarif etmiştir:
145. satır:
"Kut", Tengri'nin sadece hükümdarlara verdiği güçlü bir ruhtur. Tengri, bu ruhu bir kağana uygun gördüğü zaman verir ve yine uygun gördüğü zaman geri alır. Bu ruha sahip olan bir kağanın unvanına "''Tengrikut''" eklenir.
"Iduk" [[Umay]]'ın, [[Yer Su]]'ların ve
Rafael Bezertinov, "''Tengrianizm: Türklerin ve Moğolların Dini''" (Tengrianism: Religion of Turks and Mongols)</ref>
== Tengri'nin yanındaki diğer kutsal varlıklar ==
Tengricilikte ataların kutsal sayılması ve hatta
Tengriciliğin bir tek-tanrı dini olup olmadığı hakkında farklı görüşler var olduğu için bu kutsal varlıkların gerçekten "tanrı" olarak mı, yoksa sadece "güçlü ruhlar" olarak mı adlandırılması gerektiği kesin olarak söylenememektedir. Bu konu hakkında bilimcilerin farklı görüşleri, aşağıda [[Tengricilik#Tek-Tanrı Kuramı|Tek-Tanrı Kuramı]] başlığı altında ele alınmıştır.
162. satır:
Günümüzdeki Yakutlar ve Altaylar, yukarıda sayılan dört tanrısal varlığın yanında ayrıca şu kutsal varlıkları tanımaktadırlar:<ref name="Murat Uraz" />
* '''[[Kayra Han]]''': [[Altaylılar]]da yüksek derecede bir tanrı. Gök'ün en yüksek katında, altın bir sarayda, altın bir tahtta oturduğu anlatılır. [[Yaratılış Destanı (Altay)|Altayların yaratılış efsanesinde]] hatta insanların yaratıcısı olarak gösterilir.
* '''[[Ayzıt]]''' ya da '''Aykız''': Aşk, güzellik ve Ay tanrıçası. Gök'ün 3. katında oturur. Kamlar alkışlarında (alkış =
* '''[[Gün Ana]]''': Güneş tanrıçası. Güneş ile birlikte Gök'ün 7., yani en yüksek katında oturur.
* '''[[Ay ata]]''' ya da '''Ay dede''': Ay tanrısı. Ay ile birlikte Gök'ün 6. katında oturur.
179. satır:
=== Doğa ruhları ===
Tengricilikte tabiat ruhlarla doludur. Bu ruhlar bulundukları yerlere ve özelliklerine göre kategorilere ayrılırlar. Bunların
* '''Gök ile bağlantısı olan ruhlar''': Bunların adlarına çoğunlukla "kök-" (mavi) ya da "-tengri" (gök) kelimeleri eklenir.
* '''Yer ile bağlantısı olan ruhlar''': Bunlar toplu olarak Türklerde "Yer su" ve Moğollarda "Gazriin ezen" olarak adlandırılırlar.
186. satır:
:''‘Kuk’ lakabı ayrıca at, koç, boğa, geyik, köpek ve kurt gibi bâzı hayvanlara da verilmektedir. Bu yakıştırma, hayvanın rengine (alaca) değil, Gök'e ait olmasına dair verilirdi: Kuk – Tengre, yani kutsal öze sahip."
Şamanlar, birçok ruhu kontrol edebilir
Moğollarda Tengri'nin yanındaki en güçlü kutsal varlıklar Gök'ün ayrı yönlerinde bulunduklarına inanılan dört kudretli gök ruhudur. [[Moğollar]] bunların adlarına da "-tenger" (gök) eklerler:
210. satır:
== Kutsal dağlar, göller ve ağaçlar ==
[[Dosya:Peak of Khan Tengri at sunset.jpg|thumb|sol|<center>[[Han Tengri]] dağının günbatımındaki görünümü]]
Tengrici bir insanın doğaya karşı büyük saygısı vardır, çünkü doğa ruhlarla doludur. Büyük bir dağın, görkemli yaşlı bir ağacın, bir gölün ya da bir vahşî hayvanın bir ruhu ve böylece bir kişiliği vardır. İnsan doğadan sadece kendine ve ailesine lazım olduğu kadarını alır, savurganlık Tengri'yi ve Yer suları öfkelendirir. Eğer insan doğadan bir şey alabildiyse bu
[[Çin]]'in Tang döneminden kaldığı düşünülen Göç destanında [[Türkler]], 40 kuşaktan beri kutsal saydıkları ve ondan güç aldıkları bir kayayı Çinlilere bırakırlar. Gök, âniden garip sarımsı bir renge bürünür, kuş ötüşleri ve doğadaki diğer sesler kesilir, bozkırlar sararmaya, solmaya başlar, Türklerin ve sürülerinin arasında salgın hastalıklar çıkar ve doğadan Yer suların sesleri duyulur "gööç gööç" diye. Yer su ruhları bu şekilde kendilerine ihanet eden Türkleri memleketlerinden kovar ve cezalandırırlar.
Dağ ruhlarının çok güçlü olduklarına inanılır ve bereket için onlara dua edilir. Her Tengrici halk, yaşadığı bölgenin en yüksek dağına hitap eder. Böylece günümüze kadar tüm [[Avrasya]]'da
====
[[Dosya:Tashi Dor.jpg|thumb|200px]]
* [[Han Tengri]] ([[Kazakistan]]) {{bayraksimge|Kazakistan}}
* [[Altay dağları]]; zirvesinde [[Altay Han]]'ın oturduğuna inanılır.
* [[Issık Kul]]: {{bayraksimge|Kırgızistan}} Kırgızların mitolojilerinde güçlü bir ruhu barındıran kutsal göl.
* [[Musala]] ([[Bulgaristan]]) {{bayraksimge|Bulgaristan}} Bu dağ, Balkanların en yüksek dağıdır ve 15. yüzyıla kadar bir Türk kavmi olarak yaşayan [[Ön Bulgarlar]]ın verdiği ''Tangra'' (Tengri)
* [[Tanrı Dağları]] - (Uygurca: Tengri Tav
== Adak, kurban geleneği ==
233. satır:
=== Kansız adaklar ===
Kansız adak olarak özel seçilmiş çeşitli gıda malzemeleri, içki, tütün, silah, ev eşyaları ve at yarışları ile güreş gibi farklı şeyler kullanılır. Mesela gök gürüldediğinde bir tas [[kımız]], [[yoğurt]] ya da [[ayran]] ile üç kez çadırın etrafında dolanılır. Yıldırımın düştüğü noktada gençler, Tengri'nin hoşnutluğunu tekrar kazanmak için güreşler ederler. Ama her gün yapılan ve en sık rastlanan adak, bir tas kımızdan Gök'ün dört yönüne doğru biraz sıçratarak o içkiyi böylece Tengri'ye, Ötüken'e, atalara adayıp gerisini bir dikişte içmektir. Bu gelenek, günümüze kadar tüm [[Sibirya]]'da ve özellikle
== Eski Türklerde cenaze törenleri ==
Tengricilikte bir insanın birden fazla ruha sahip olduğuna ve bu ruhların farklı özellikleri olduğuna inanılması,
Jean Paul Roux'a göre, eski Çin yazılarında [[Usun]]ların cenazelerini erken dönemlerinde yaktıkları ve daha geç dönemlerde gömdükleri hakkında kanıtlar bulunmaktadır.
[[Kaşgarlı Mahmud]] da eski Türklerin cenaze gelenekleri hakkında çok faydalı bilgiler aktarmıştır. Yukarıda saydığımız geleneklerin yanı sıra ağaçların üstünde sergilenen cenazeler olduğunu, cenaze merasimlerinde geride kalan yakınların kendilerine tırnakları ve bıçaklar ile zarar verdiklerini yazmaktadır. Cenaze merasiminde özellikle yüzlerini yaralayıp kan gelmesini sağlamaya önem verilmiştir. Çünkü göz yaşlarının kan ile karışıp akmasının derin bir anlamı vardır. Dikkate alınan geleneklerden cenaze çıkan bir evden 40 gün boyunca hiçbir şey alınıp bu eve hiçbir şey verilmemesidir.
'''Jean-Paul Roux''''nun ''Türklerin ve Moğolların Eski Dini'' başlıklı çalışmasından:<ref name="Jean-Paul Roux 2">^ Türklerin ve Moğolların Eski Dini / Jean-Paul Roux (s. 268) ISBN 975-8240-70-6</ref>
:“Ölümü izleyen dönemde bazen birdenbire ortaya çıkan, bazen önceden düzenlenen ağlayıp sızlamalar ile cenaze törenlerinde yer alan ritüele dayalı dövünmeleri birbirine karıştırmamak gerekir. Çinliler, bu ayrımı gayet iyi yapmıştır. Konuyla ilgili tanımlamaları klâsik niteliktedir: ‘Onlar, cenazenin içinde olduğu çadırın kapısı önüne gelir gelmez kanlarının gözyaşlarıyla birlikte aktığının görülmesi için yüzlerini bir bıçakla kesmektedirler.’ Jordanes bunun Hunlar tarafından da yapıldığını belirtmiştir. Diğer gözlemciler arasında İbn Faldan, ‘korkunç ve vahşi bir şekilde bağırıp ağlayan’ erkekler olduğunu açıklamaktadır. Aynı zamanda at yarışları düzenlenmekte, yani ölünün çevresinde düzensiz şekilde dönülmekte, ayrıca koyunlar ve atlar kurban edilerek ‘çadırın önüne serilmektedir’. Ölünün seyredilmesi için açıkta bırakıldığı süreyle ilgili olarak dikkat çeken yedi rakamına, çoğu kez değişik faaliyetler söz konusu olduğunda da rastlanmaktadır: yedi yara, yedi
:Gömülme tarihi geldiğinde ceset, Herodot tarafından belirtildiği ve [[Pazırık]] kazılarında da görüldüğü gibi en azından [[İskitler]]de ve Moğollarda mezarına kadar taşınmak için araba üzerine konmaktadır. [[Tukiuler]]de, [[Vuhuanlar]]da, [[Huan-Huanlar]]da ve diğer Türk kabilelerinde bunlara bir cenaze alayı eşlik etmektedir. Cenaze törenleri bir araya gelmek için büyük nedenlerden birini oluşturduğu için eskiden olduğu gibi günümüzde de halk toplanmakta ve bunun için uzak yerlerden gelinmekte, yabancı heyetler davet edilmektedir.”<ref name="Jean-Paul Roux 2" />
:“Halen ölüme uçan ruhun ''shungkur'', sungur şeklinde algılanmış olup olmadığını tespit etme imkânımız yok, ancak ‘öldü’ demek yerine ''shungkur boldi'', ‘sungur hâline geldi’ deyiminin İslam dinini kabul ettikten sonra bile Batı Türklerinde kullanıldığı görülmektedir.” <ref name="Jean-Paul Roux 2" />
255. satır:
“Kök Türkler hakkındaki Çin rivayetlerinden anlaşıldığına göre ceset, kubbeli ve yuvarlak biçimli olan Türk çadırına yatırılıyordu. Takvimde uygun bir gün seçerek yuğ merasiminin iki safhası icra edilirdi. Kök Türk beylerinin mezar taşlarında yuğ tarihleri verildiğine göre, gün belirlenirken bâzı astrolojik düşüncelerin varlığından da söz edilebilir. Esasen görüleceği gibi mezar taşlarında astrolojik simgeler de bulunuyordu. Merasim için seçilen günde ceset, at üzerine bindirilip bazen çadır şeklinde bir köşk içinde silahları ve madenî ayna gibi kıymetli eşyaları yakılıyor ve başka bir mevsimde küller gömülüyordu. Türk kağanlarının mezar abideleri dağ şeklindeydi. Daha sonra Kök Türklerde ve Oğuz Türklerinde olduğu gibi ceset yakılmadan gömülüyorsa giyimli ve zırhlı olarak, silahları ve elinde bir kadeh içki bulunan ceset, atıyla mezara yerleştiriliyordu. Mezar âbidesi olarak ölenin bir portresi ve hayatı sırasında giriştiği savaşlardan sahneler tasvir ediliyordu.
Ölen kimsenin hayattayken savaşta öldürdüğü kişilerin simgesi olan taşlar veya heykellere [[balbal]] deniyor ve bunlar da mezarın etrafına dikiliyordu. Balballar ve ölene kurban edilen hayvanlar, öbür dünyada hizmete tahsis edilmiş sayılıyordu. J. R. Hamilton ve E. Tryjarski tarafından yeni okunan geyikli bir [[Kök Türk]] mezar taşı yazısından anlaşıldığı üzere kurban edilen hayvanların da tasviri yapılıyordu.
Ölenin, onun maiyetinin ve balballar ile kurbanlık hayvanların tasvirleri dikili taşa oyulmuş bir heykel veya kabartma olmaktaydı. Ölenin hayat safhalarını temsil eden levhalar da taşa naklediliyor veya az kabartmalı şekilde oyuluyor ya da kırmızı boyayla çiziliyordu. Bu eserlerin üslubu ilkel, fakat çarpıcı bir ifade biçimiyle kendini gösteriyordu. İnsan tasvirlerinin hiçbiri diğerine benzememekte, kaynaklarda ölenin portresinin yapıldığı hakkındaki bilgi teyit edilmiş bulunmaktadır. Sin adı verilen bu mezar âbidelerinin bazısında Türk sanatkârlarının adları da okunmuştur.” <ref name="Emel ESİN " />
285. satır:
== Tengricilikte din adamları: ''Kam'' ve ''Bakşi'' ==
Tengricilikte ''[[Kam (folklor)|Kam]]'' ([[Şaman]])
=== Kamların ateşle arınması ===
316. satır:
Eski Türklerin daima hareket hâlinde olmuş olmaları, bu yüzden yeterince kazı yapılabilecek yerleşim yerleri bulunamaması, yazı kullanmaya çok geç başlamış olmaları ([[6. yüzyıl]]) ve sık sık yabancı kültürlerin etkisi altında kalmış olmaları, antik Türkleri araştırmayı çok zor bir mesele hâline getirir.
Ancak 6. yüzyıldan itibaren kendi yazdıkları dikili taşlar eski
[[Orta Çağ]]'ın Türk araştırmacısı [[Kaşgarlı Mahmud]]'un [[11. yüzyıl]]da tamamladığı [[Divân-ı Lügati't-Türk]] adlı sözlüğü, Tengriciliği araştırmak açısından en kıymetli kaynaktır. Kendisi
Günümüzde antik Türkleri ve onların inançlarını araştıran bilimcilerin sayıları artmıştır. Ancak birçok önemli noktada tartışmaları hâlâ devam eden farklı görüşler yaygındır.
374. satır:
* Tengrizm, Tänriizm, Tengrianity
* Tengerizm (Moğollar'da)
* Tangriizm ya da Tangrizm (eski Bulgarların
* Tengrianizm (Rafael Bezertinov'un kitabında)
* Tengricilik, Gök Tanrı Dini, Gök Tengri Dini (Türkiye'de)
|