Tengricilik: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Akocsg (mesaj | katkılar)
düzeltme
2. satır:
{{Tengricilik}}
{{Türk mitolojisi}}
'''Tengricilik''' veyaya da '''Gök Tanrı inancı''', [[TürklerTürk halkları|Türk]] ve [[Moğollar|Moğol]] halklarında, şimdiki [[inanç]] sistemlerine katılmadan önceki yaygın [[inanç|inancıdır]]. [[Tengri]]'ye [[ibâdet]] etmenin yanında [[Animizm]], [[Totemizm|Totemlik]] bu [[inanc]]ın ana hatlarını oluşturmaktadır. ''[[Tengri]]'', bugünkü Türkçedeki ''[[Tanrı]]'' kelimesinin eski söyleniş şeklidir.<ref name="Dr.Yasar KALAFAT">
[http://vlib.iue.it/carrie/cec/TENGRICILIK.shtml Tengricilik (Dr. Yaşar Kalafat)]</ref> [[Orhun Yazıtları]]'nda ilk çözülen kelime olup yazılışı "𐰃𐰼𐰭𐱅" şeklindedir.
 
Bu inanca göre [[Gök]]'ün yüce ruhu [[Tengri]]'ydi. Kişiler kendilerini Gökgök babaata [[Tengri]], toprak ana [[Ötüken]] ve insanları koruyan atalarının ruhları arasında güven içinde hissedip onlara ve diğer doğa ruhlarına dua ederlerdi. Büyük dağların, ağaçların ve bâzıkimi göllerin güçlü ruhları barındırdıklarına inanarak dualarını bazenkimileyin bu cisimlere yöneltirlerse de bu cisimler tanrı kabul edilmezdi. Sadece onun yeryüzündeki varlığının bir göstergesiydi. Göğün ve yeraltının ''"yedi"'' katı olduğuna, her katta çeşitli ruhların varolduğuna inanılırdı. [[Türk halkları|Türkler]] doğaya, ruhlara saygılı davranıp belli kurallara uyarak dünyalarını dengede tutmaları ile kişisel güçlerinin doruğuna varıp dışarıya yansıdığına inanırlardı. Eğer bu denge, kötü ruhların saldırısı veya bir felaketten dolayı bozulursa bir [[kam (folklor)|kam]]ın yardımı ya da Tengri'ye verilen bir adak ile yeniden düzene sokulması gerektiğine inanılırdı.<ref name="Peter Laut">Dr. Peter Laut: ''Vielfalt türkischer Religionen: Tänriismus'', Universität Freiburg [http://freidok.ub.uni-freiburg.de/freidok/volltexte/2005/1829/pdf/Laut_Vielfalt_tuerkischer_Religionen.pdf] (Almanca: ''Türklerde dinlerin çeşitliliği''/ Freiburg Üniversitesi'nden Dr. Peter Laut)</ref><ref name="Julie Stewart">[http://members.tripod.com/Mongolian_Page/shaman.txt Julie Stewart - Mongolian Shamanism (İng.)]</ref>
 
Bu [[inanç|inancın]] kalıntılarını günümüzde [[Moğollar]]da ([[Lamaizm]]le birleşmiş şekilde) ve bâzıkimi ''hâlâ'' doğa'yadoğaya bağlı göçebe yaşam tarzı sürdüren [[Türk Halkları]]'ndahalklarında, örneğinmesela [[Altaylar|Altay- Türkleri]] ve, [[YakutlarÇuvaşlar]]da, Finlandiya,(''Vattisen MacaristanYalı'') ve Türkiye [[geçmişYakutlar|Sahalar]]da; 20ayrıca seneda deFinlandiya tekrarve canlanan]]Macaristan'da bulmak mümkündür;. ama,Ancak Tengriciliği çoktan bırakmış halklarda da bu inancın birçok parçası [[İslâm]], [[Hristiyanlık]], [[Budizm]], [[Musevilik]] ya da [[Taoizm]] ile birlikte geleneksel kültür olarak hâlâ sürmektedir. Örnek olarak ağaca çaput bağlama gibi gelenekler ve [[Türkçe|Türkiye]] [[Türkçe]]sindeki ''"Utançtan yedi kat yerin dibine girdim"'' deyimi gösterilebilir. Yine ölen birisin ardından yapılan [[mevlüdmevlid]] törenleri (haftası, kırkı, elli ikisi ve yılı diye de bilinir) Tengri dininden şu ankibugünkü Türklere geçmiş bir gelenektir. Yalnızca Müslüman Türklerde ve Müslüman Boşnaklarda [[mevlüd]]mevlid okutulur. Müslüman Boşnaklar ise bu adeti Osmanlı döneminde müslüman Türklerden edinmiştir. Genel olarak dini ne olursa olsun tüm Türk uluslarında Tengri dönemi gelenekleri görmek mümkündür.
 
== Eski Türk inancının adı Şamanizm değil, Tengricilik ==
{{ana|Türk mitolojisi}}
Eski Türklerin ve Moğolların bugün Tengricilik adıyla bilinen geleneksel inancı, kısa zaman öncesine kadar ''Türk şamanizmi'' diye adlandırılıyordu. AmaAncak ''[[Şamanizm]]'' terimi artık yalnızca [[Sibirya]]'daki inanç sistemi için değil, bütün dünyadaki ilkel inançlar için kullanıldığından 1990'lardan beri Türklerin ve Moğolların geleneksel inancı için Batılı bilimciler arasında ''Tengrizm'' adı giderek yaygınlaşmaktadır.
 
[[Julie Stewart]] "Moğol Şamanizmi" adlı makalesinde şunları belirtiyor:<ref name="Julie Stewart" />
19. satır:
[[Dosya:Hiung-nu kemer bağı.jpg|thumb|220px|<center>Hiung-nu'lardan kalma altın kemer kilidi. (M.Ö. 3. ila 2. yüzyıl)]]
[[Dosya:Kyzyl orkhon inscription.jpg|200px|thumb|<center>[[Orta Asya]]'da bulunan eski Türk yazıtlarından birisi]]
Tengricilik, Tengri’nin etrafından oluşmuş olan ve Macaristan’dan Büyük Okyanus’a kadar olan bölgede yayılmış olan bir inanç sisteminin adıdır.<ref name="orhundan.com">http://orhundan.com/tengricilik-kutlu-altay/</ref> Tengri-Kültü'nün kültünün en eski kanıtları 3000 yıllık [[Çin]] kaynaklarında [[Hiung-nu]] (Doğu Hunlar) ve Tue'kue halklarını anlatan yazılarda bulunmuştur ([[Tengri#En Eski Kanıtlar|bkz. En eski kanıtlar]]).<ref name="Jean-Paul Roux">''Götter und Mythen in Zentralasien und Nordeurasien'' Käthe Uray-Kőhalmi, Jean-Paul Roux, Pertev N. Boratav, Edith Vertes: ISBN 3-12-909870-4 İçinden: Jean-Paul Roux: ''Die alttürkische Mythologie'' (Eski Türk mitolojisi)</ref>
 
Hun (Çince deÇincede Hiung-nu) hükümdarlarının kanlarının Tengri tarafından kutlandırılmış olduğuna inanırlardı. Destanlarında, Tengri'nin yolladığı bir dişi ya da erkek kurdun tanrısal kanının çiftleşme yoluyla hükümdarlarının sülalesine karışmış olduğuna inandıkları çeşitli yollarla belirtilmektedir. En eskisi ve en yaygın olanı kutsal dişi kurt [[Asena]] hakkındaki efsanenin farklı sürümleridir. Birçok eski Türk topluluğunda, [[Göktürkler]]de ve [[Orta Çağ]]'a kadar varolmuş Türk devletlerinde, kendi köklerinin kutsal Asena sülalesineboyuna dayandığını vurgulayan ve bu yüzden halkı tarafından yaşayan bir yarı tanrı olarak görülmüş olan Türk hükümdarlarına rastlayabiliriz. Bu hükümdarlar, Tengri'yi yeryüzünde temsil eden Tengri'nin oğulları olarak kabul edilmiştir. Tengri'nin bu hükümdarlara verdiği kudretli hükümdar ruhu olan ''kut'''u elde etmiş olduklarına inanılarak adlarına ''Tengrikut'' ya da ''kutluğ'' gibi eklemeler yapılmıştır.<ref name="Jean-Paul Roux" />
 
Yine de günümüzde, özellikle Türkiye’deTürkiye'de, birçok araştırmacı ve tarihçi, Tengriciliği tek tanrılı bir inanç gibi kabûl etmektedir. Prof. Dr. Hikmet Tanyu başta olmak üzere birçok tarihçi bu görüştedir. Özellikle Hikmet Tanyu, “İslamlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı Dini” adlı eserinde, bu konu üzerinde durmaktadır. Tanyu, bu eserinde genel olarak İslâm üzerinden çıkarımlarda yapmakta ve Tengri’ninTengri'nin tek olduğunu, diğerlerinin ise, cin, melek ya da ruh olduğunu söylemektedir.<ref name="orhundan.com"/>
 
=== Göktürkler ===
31. satır:
:(Üstte mavi gök, aşağıda yağız yer kılındığında, ikisinin arasında insan oğlu kılınmış.)
 
Göktürk hükümdarlarının unvanları sürekli Tengri ile olan bağlantılarına değinir; örneğinmesela "''kök tengri yaratmış''" ya da „''tänri täg tänri yaratmış Türk bilge kağan''“ <ref name="Peter Laut" />
 
Göktürk İmparatorluğuKağanlığı'nda Tengricilik [[monoteizm|tek tanrıcı]] bir din olarak görünmektedir<ref>{{Kitap kaynağı | author=Günnur Yücekal Arpacı | date=2015 | title=Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri | url=http://www.dr.com.tr/Kitap/Gok-Tanri-Inancinin-Bilinmeyenleri/Gunnur-Yucekal-Arpaci/Din-Mitoloji/Din/urunno=0000000411903 | publisher=Çatı Kitapları | pages=24 | isbn=9786054337880}}</ref> ve kesin olarak birçok başka inançları da barındırmış olan bu kültürde en büyük rolü oynamış ve hatta bu dönemde en parlak zamanlarından birini yaşamıştır<ref>{{Kitap kaynağı | author=Günnur Yücekal Arpacı | date=2015 | title=Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri | url=http://www.dr.com.tr/Kitap/Gok-Tanri-Inancinin-Bilinmeyenleri/Gunnur-Yucekal-Arpaci/Din-Mitoloji/Din/urunno=0000000411903 | publisher=Çatı Kitapları | pages=36 | isbn=9786054337880}}</ref>. Göktürk hükümdarları halkları tarafından, tanrının seçtiği elçi olarak kabul edilmiştir. Dört 'il'e ayrılmış olan devletin bu illerinin yönetimi dört ''il han'''ca temsil edilmiş ve bu ilhanlar da halkları tarafından tanrısal davranış görmüşlerdir. Ölen bir Han ya da Kağan'ın ölümden sonra da tanrısal varlığını sürdürdüğüne inanılmış ve halkına destek olmaya devam etmesi için her sene ölüm gününde onun için bir kurban kesilmiştir.<ref name="Murat Uraz">Türk Mitolojisi, Murat Uraz, ISBN 9759792359</ref>
 
Ancak bunların yanında Göktürklere Doğu Hunlardan miras kalmış olan Çin etkileri de bulmak mümkündür: Doğu Hun İmparatorluğu'nun dağılmasından sonra son hükümdarların oğullarının birbirlerine düşman olmaları sağlanmış, güneyde kalan bölümü Han Çinleri ile birlik olmuş ve onların kültüründen etkilenmiştir. Bu dönemde ve sonraki yüzyıllarda, [[Tabgaçlar]] gibi birçok Türk topluluğunun Çinlerin arasında erimiş olduğu tahmin edilir. [[Bilge Kağan]], atalarının yaptığı bu hataları yazılarında ayrıntılı olarak ele almış ve halkını Çinlilerden gelen tehlikeye karşı uyarmıştır. Bu yüzden Göktürklerde halkın bütünlüğünü korumak için etkili şekilde vurgulanan bir Türk ulusçuluğunda ve Tengriciliğe büyük önem verilmiştir. Buna rağmen 12 hayvanlı [[Çin takvimi]] ve göğün yönlerini hayvan isimleri ile tanımlamak gibi bâzı etkiler kalmıştır. Böylece Göktürk İmparatorluğuKağanlığı topraklarının bölündüğü dört il, göğün hayvan isimleri ile adlandırılmasından dolayı Kartal ili, Domuz ili, Kaplan ili ve İt ili olarak adlandırılmıştır.<ref name="Peter Laut" /><ref name="Murat Uraz" />
 
Göktürk yazıtlarında bulunan diğer bir cümle, Tengricilikteki mahşer günü hakkında bir fikir verir:
45. satır:
Kalıntılardan birinde, [[Budizm]]'in Türklerin arasında yayılmaması için uyarıcı bir metin bulunmaktadır. Metinde Büyük Kağan'ın kardeşi, Budizmin, Türkleri umursamaz, tembel ve edilgin yaptığını ve bunun önlenmesi gerektiğini kaydetmektedir.<ref name="Peter Laut" />
 
Tengriciliğin diğer inançlara karşı anlayışının ve hoşgörüsünün kanıtlarını bulmak mümkündür. Örneğin,Mesela [[Karadeniz]]'in kuzeyinde yapılan kazılarda, Tengrici oldukları bilinen [[Ön Bulgarlar]]'ın kalıntıları arasında, [[Yahudi|Musevi]], [[Hıristiyanlık|Hıristiyan]] ve [[Budist]]lerin de olduğuna dair kanıtlar bulunmuştur.<ref>"''Bulgaria Illustrated History''" Bojidar Dimitrov, Şubat`94</ref>.
 
=== Moğollar ===
 
Moğolların ve birçok Türk boylarının önderi olan [[Cengiz Han]]'ın da diğer inançlara karşı düşmanca bir tutumu yoktu. Savaş olmayan zamanlarda, hatta bazenkimileyin savaşlardan sonra, Budist manastırlarında dinlenir, meditasyon ve oruç ile "ruhunu arıtırdı". TengristTengrici halkları birleştirip insanlık tarihinin en büyük devletini kurmuş olan hükümdar, konuşmalarına daima, ''Sonsuz "Kök Tengri'nin" (Mavi Gök'ün) dileğiyle..'' sözü ile başlardı. Cengiz Han'ın döneminde Tengricilik, Hunlardan ve Göktürklerden sonra, tekrar ve son kez, büyük bir ün kazanmıştı.<ref name="Julie Stewart" />
 
[[Kubilay Han|Kubilay Kağan]], [[Çin]]'i fethettikten sonra oradaki yaygın dinlerle de ilgilenmeye başlamıştır. ÖrneğinMesela; Tengricilik ile zaten akrabalığı olan Çinlilere ait "tek bir gök felsefesi" Tien Min'i taklit etmiştir. Ama özellikle Budist Uygur-Türk rahiplerinin bilgilerine ve eğitimlerine hayran kalmış ve onlardan bir heyeti, [[Buda]]'nın felsefesini Moğolların arasında da yaymak ve yeni bir Buda tapınağı kurmak görevi ile [[Karakurum]]'a göndermiştir. Bu rahipler sadece bugüne kadar [[Moğolistan]]'da var olan Lamaizmi değil, Uygurların[[Uygurlar]]ın kendi dillerine göre şekillendirdikleri [[Sanskritçe|sanskrit alfabesini]] de Moğolistan'a taşımışlardır.<ref name="Peter Laut" /><ref name="Prof. Dr. Schagdaryn Bira">
[http://www.eurasischesmagazin.de/artikel/?thema=Globalisierung&artikelID=90603 www.eurasischesmagazin.de] ''Tengriciliğin küreselleşmede olası rolü'' adlı makaleyi yazan Prof.Dr.Schagdaryn Bira ile bir röportaj</ref>
 
60. satır:
Tengricilik, [[Hunlar]], [[Avarlar]], [[Ön Bulgarlar]], [[Kumanlar]] ve antik çağın bâzı diğer savaşçı Türk ve Moğol toplulukları ve daha sonra da Cengiz Han'ın [[Altın Ordu]]su tarafından [[Avrupa]]'ya da taşınmıştır.
 
Bu inanç göçebe yaşamına o kadar bağlıdır ki, Tengrici kavimlerin yerleşik bir yaşama geçişleri daima göçebe hayatı ile birlikte Tengriciliği de bırakmalarını ve diğer inançları kabul etmelerini beraberinde getirmiştir. Göçebeliği bırakmayan kavimler, Tengriciliği de bırakmamışlardır. Doğu ve Orta Avrupa'da, [[Orta Çağ]]'ın sonlarına kadar, Tengri'ye dua eden bâzıkimi ufak göçebe kavimlere rastlamak mümkün olmuştur.<ref>[http://www.free-hp.com/userdaten/28977489/download/urreligion_ungarn.pdf Urreligion der Ungaren (Almanca) / Eski macarların inancı]</ref>
 
"Tudomany" kelimesi eski [[Macarca]]da "sihir" ya da "esrarengiz bilgi" anlamına gelirdi (günümüzde "bilim" demektir). "Taltos" denilen Macar Şamanları günlerce sürebilen bir baygınlıktan sonra "tudomany"yi elde ederlerdi. "Taltos" kelimesi [[Eski Türkçe]] "tal-" ya da "talt-"'dan (günümüz [[Türkçe]]si: "dalmak") kaynaklanır ve "bayılmak" ya da "şuurunu kaybetmekyitirmek" anlamına gelir. Şaman olma işlemi, şaman olacak kişinin kendinden geçmiş bir vaziyette "Gök'e kadar uzanan ağaca" ([[Macarca]] "Tetejetlen nagy fa") tırmanması ile gerçekleşirdi. Bu "Dünyalar Ağacı", bu halkların inancının bir parçasıydı.<ref>Wörterbuch der Mythologie, Band 2, Stuttgart 1973, Hsg. Norbert Reiter, S.249, M. de Ferdinandy adlı yazarın, ''Die Mythologie der Ungarn'' Macarların mitolojisi adlı makalesi</ref>
 
[[Dosya:Checa-HunCharge.jpg|thumb|300px|<center>Hun ordusu [[İtalya|İtalya'ya]] girerken]]
[[Ön Bulgarlar]], Gök tanrısı Tengri'ye "Tangra" derlerdi <ref>[http://en.zonebulgaria.com/mountains/tourism/esoteric/angrist_sanctuaries/ Tangrist sanctuaries]</ref> ve Tengricilik için tipik olan dağların kutsallığına inanma kapsamında [[Balkan]]'ın en yüksek dağına "Tangra" adını verdiler. Bu dağın adı [[Osmanlılar]] tarafından [[15. yüzyıl]]da "Maaşallah"'a çevrilene kadar böyle kalmıştır. Bugünkü [[Bulgarca]]'da bu dağın adı Maaşallah'tan türetilmiş şekilde "Musala"'dır.
 
Ayrıca şimdiye kadar bulunan 80 civarında eski Bulgar Run yazıtının neredeyse hepsinde "Tangra"nın adı geçmektedir. Bulgarlardan önce de [[Trakya]]lılar ve [[Yunanlar]] tarafından kutsal sayılmış olan ve eteklerinde eski Yunan tapınakları bulunan Perpenikon Dağı'nın en yüksek zirvesindeki dikili taşa, eski verimlilik tanrıçası olan [[Umay]]'ın resmi kazınmıştır.<ref>University of Saskatchewan, Andrei Vinogradov, Din bilimi ve Antropoloji bölümü, Kasım 2003 [http://library2.usask.ca/theses/available/etd-01192005-154827/unrestricted/tezispdf.pdf Sayfa 78]</ref>
78. satır:
Bâzı Türk kavimlerinin İslama katılmadan evvel [[Nestoryanlar|Nestoryan Hristiyanları]] oldukları hakkında da kanıtlar bulmak mümkündür. [[581]] yılından kalma bir [[Farsça]] yazıda, bir savaştan sonra esir düşen Türk askerlerinin yüzlerinde Haç dövmeleri bulunduğundan söz edilir.<ref name="Peter Laut" />
 
[[762]] yılında [[Bögü Kağan]], [[Göktürk]] ülkesinin parçalanmasından doğmuş olan [[Uygur Devleti|Uygur]] ülkesinde, [[Mani dini]]ni ülkenin resmî inancı olarak ilan etmiştir. AmaAncak Farslardan alınmış olan Mani dini, eski Türklerin Tengricilik ilkeleriyle kesinlikle bağdaşmadığından Uygur halkının tümüyle bu dini kabul ettiğine inanmak zordur.<ref name="Peter Laut" />
 
Bundan yüz yıl kadar sonra, Uygurların çoğunluğu [[Budizm]]i kabul edip bu temelin üzerine ilk "yerleşik Türk kültürünü" geliştirmişlerdir. Hatta Budizmin öncüleri olup, dini diğer halkların arasında yaymaya başlamışlar, binlerce [[Çince]] ve [[Sanskritçe]] Budist yazısını özenle [[Türkçe]]ye çevirmişlerdir. Budizmi kendi kültürlerine göre şekillendirmiş ve hatta ilk kez kadınlar için bir manastır inşa ederek "Budist rahibeler" geleneğini başlatmışlardır. [[Kırgızlar]]'ın saldırısından sonra bir süre göçebeliğe geri dönmek zorunda kalmışlardır. Bugünkü [[Uygurlar]] çoğunlukla [[Müslüman]]dır. Uygurlar bâzıkimi gelenekleri Budizmden İslam'a taşımışlardır. ÖrneğinMesela, kendini ruhsallığa adamış, maddi varlığı olmayan, göçmen rahip geleneğini İslam'da da devam ettirerek, kapı kapı dolaşarak hayıriyilik duaları ile geçimini sağlayan ve bazen ermiş olarak görülen derviş geleneğini çıkarmışlardır. İslam'daki tüm derviş şekilleri buradan kaynaklanmıştır.<ref name="Peter Laut" />
 
[[16. yüzyıl]]dan sonra, [[Sibirya]]'nın Türk kavimleri [[Ruslar]] tarafından gitgide Hristiyanlaştırılmış ve Slavlaştırılmıştır. AmaAncak bu toplulukların Hristiyanlığında hâlâ Tengricilik kalıntılarını bulmak mümkündür. ÖrneğinMesela hâlâ Şaman geleneği sürdürülmektedir ve köylerdeki Şamanlara olan güven, köyün papazına ya da doktoruna olan güvenden daha fazladır. Bugün Tengricilik artık sadece Moğollarda [[Lamaizm]] ile karışmış bir şekilde ve hâlâ doğaya bağlı ve göçebe yaşam sürdüren bâzıkimi Sibiryalı küçük Türk kavimlerinde görülmektedir.
 
Tengriciliği bugüne kadar muhafaza etmiş olan kavimler daima göçebe olmuşlardır. BâzıKimi [[Müslüman]] [[Türkmenler|Türkmen]] ve [[Kırgızlar|Kırgız]] boyları hâlâ tamamen veya kısmen göçebe bir yaşam sürdürmektedirler. Bu boylarda, eski dini törelerini İslami dualar ile karışık şekilde uygulayan şamanlara rastlamak mümkündür.<ref name="Peter Laut" />
 
Son yüzyıllarda birkaç defakez Tengriciliği modernleştirme ve canlandırma denemeleri yapılmıştır. Bu çabalardan biri, [[Altay]] bölgesinde doğmuş olan ve Batılı bilimcilerin ''Burkhanism'' dedikleri [[Burhancılık]] ya da ''[[Ak Yang]]'' (Ak Din)'dır. [[1902]] yılından [[1930]] yılına kadardek süren Ak Din'in en önemli özelliği Şamanlara ve Ruslara karşı düşmanlığıdır. Onlara göre Şamanlar, yüzyıllar boyunca diğer dinlerin ritüellerini taklit etmiş ve saçma sapan şeyler yapmaya başlamışlardır. Ak Din, Şamanların Gök'ün (yani Tengri'nin) değil, yeraltının, yani kötülüğün temsilcileri olduklarını vurgulamış ve Şamanları yok etmeye çağırmıştır. Ak Din için vaaz verilen toplantılarda Şaman elbiseleri, Şaman davulları ve hatta Rusların şeytanlığı olarak görülen Rus kâğıt paraları bile yakılmıştır. Bu uygulamalara [[1930]] yılında Ruslar tarafından, şiddetli ve kanlı bir şekilde son verilmiştir.<ref name="Dr.Yasar KALAFAT" />
 
== Gökteki Kutsalkutsal Nesnelernesneler ==
 
[[Güneş]], [[Ay (uydu)|ay]], [[ateş]] ve [[su]], Tengri'nin kudretinin sembolleridir. İnsanların Gök'e dua ederek elde ettiklerine inandıkları "Buyan" adlı enerji, güneşin göğün neresinde durduğuna bağlı olarak değişir. En fazla ''buyan''ın yeni ay ve [[dolunay]]da elde edilebildiğine inanılır. SeneninYılın en uzun gününün yaşandığı ve gündüz ile gecenin eşit olduğu günler, en önemli bayramlardır.<ref name="Julie Stewart" />
 
Yılbaşı, [[21 Aralık]]'tan sonra gelen ilk yeni ayda, "Kızıl Güneş Bayramı" [[21 Haziran]]'dan sonra gelen ilk dolunayda kutlanır.<ref name="Julie Stewart" />
 
[[Venüs (gezegen)|Venüs]] gezegeninin Türklerdeki adı "[[Erkliğ Han|Erklik]], " Moğollar'dakiMoğollardaki adı "[[Çolpan|Tsolman]]"dır. "Ateşli ok" denilen yıldız kaymalarını ve yeryüzüne düşen meteorları [[Erklik Han]]'ın gönderdiğine inanılır ([[Erlik Han]] ile karıştırılmamalı). [[Büyük ayı]] yıldızlarına Moğollar'daMoğollarda ''Doolon Obdog'' ("Yedi Yaş Damlalı Adam") derler. Gök'ün [[Ülker (yıldız kümesi)|Ülker yıldızlarına]] bağlı olduğuna, ve Ülker'in etrafında döndüğüne inanılır.<ref name="Julie Stewart" /><ref name="Jean-Paul Roux" />
 
BeyazAk Ay bayramında 14 adet tütsü yakılır. Bunların ilk yedisi "Yedi Yaş Damlalı Adam" ve diğer yedisi Ülker içindir.<ref name="Julie Stewart" />
 
== Üç-Dünya kozmolojisi ==
Çoğu eski inançlardaki gibi Tengricilikte de gerçek âlemin yanında bir "gök âlemi, " bir de "yeraltı âlemi" vardır. Bu âlemlerin arasındaki tek bağlantı, dünyanın merkezinde duran "Dünyalar Ağacı"dır.
 
Gök âlemi ve yeraltı âleminin yedişer katları vardır (bazen yeraltı dokuz, gök de 17 kat olarak geçmektedir). Şamanlar bu âlemlere yolculuk yapmak için birçok girişler tanırlar. Bu âlemlerin katlarında, aynı yeryüzündeki insanlar gibi bir hayat sürdüren varlıklar vardır. Onların da kendi saygı gösterdikleri ruhları ve şamanları vardır. BazenKimileyin bu varlıklar yeryüzünü ziyaret ederler ama insanlara görünmezler. Sadece ateşin garip bir cızırtısında ya da bir tilkinin havlamasında kendilerini belli ederler ve şamana görünürler.<ref name="Julie Stewart" /><ref name="Murat Uraz" />
 
=== Yeraltı âlemi (''"Yerlik"'') ===
109. satır:
 
=== Gök âlemi ===
Gök âleminin de yeraltı âlemi gibi yeryüzü ile benzerlikleri varsa da bu âlemde insanların ruhları bulunmaz. Bu âlem, yeryüzünden çok daha aydınlıktır. BâzıKimi rivayetlere göre yedi tane güneşi vardır. Yeryüzündeki şamanlar bu âlemi ziyaret edebilirler. Burada sağlıklı, hiç dokunulmamış bir doğa vardır ve buranın yerlileri atalarının geleneklerinden hiçbir zaman sapmamışlardır. Bu âlem Tengri'nin diğer bir oğlu olan [[Ülgen]]'in himayesi altındadır.
 
BâzıKimi günlerde Gök âleminin kapısı aralanır ve ışığı bulutların arasından parlar. Bu anlar, şaman dualarının en tesirli olduğu anlardır. Bir şaman, kendisini gök âlemine götüren hayalî yolculuğunu bir kuşun, geyiğin ya da atın sırtına binerek ya da bu hayvanların şekline girerek gerçekleştirir.<ref name="Julie Stewart" />
 
=== Bir Tengricinin dünyayı görüşü ===
117. satır:
 
== İnsanların üç ruhu ==
Tengricilikte insan ve hayvanların birden çok ruha sahip olduklarına inanılır. Genelde her insanın üç ruha sahip olduğu kabul edilir amaancak ruhların isimleriadları, özelliklerinitelikleri ve sayıları bâzıkimi kavimlerde farklı olabilir: örneğinmesela [[Sibirya]]'nın kuzeyinde yaşayan ve bir Moğol halkı olan [[Samoyetler]], kadınların dört, erkeklerin beş ruha sahip olduklarına inanmaktadırlar.<ref name="Julie Stewart" /><ref name="Jean-Paul Roux" />
 
=== Ruh türleri ===
124. satır:
* Gölge ruhu/serbest ruh
 
Bunların yanında kavimden kavime değişen "kısmet ruhu", " "koruyucu ruh" ve bir de "çocuk ruhu" inancını tarif etmişlerdir. Yeni doğan bir çocuğun "Omi ruhu" olduğuna ve bu çocuk, bir yaşına girdiğinde bu ruhun "Ergen ruhu"na dönüştüğüne inanılır. Ayrıca aynı kavme ait olan insanların bir "kolektiftoplu ruh"a sahip olduklarına inandıkları tespit edilmiştirsaptanmıştır. Bu "kolektif ruh" inancı, aynı türe ait olan hayvanlara da yansıtılır. Yani aynı türe ait olan hayvanların büyük bir toplu ruha bağlı olduklarına inanılır.<ref name="Prof.Dr.Käthe Uray-Kőhalmi">
[http://www.pensis.net/documente/21mitschriften_Rel/VO-Lamaistische%20Volksreligion.Mongolei-WS2003-201203.pdf Volksreligion in der Mongolei. (Moğolistan'da din)/Prof.Dr.Käthe Uray-Kőhalmi]</ref>
 
=== Ruh adları ===
Türklerde ve Moğollarda insan ruhları için birçok farklı isimleradlar bulunur amaancak bunların özellikleri ve anlamları henüz yeterince araştırılmış değildir.
* Türklerde: ''[[Üzüt|Özüt]], [[Tin (folklor)#Süne|Süne]], [[Kut (mitoloji)|Kut]], [[Tin (folklor)#Sür|Sür]], Salkin, [[Tin (folklor)|Tin]], Körmös, [[Yula]]''
* Moğollarda: ''[[Tin (folklor)#Süne|Sünesün]], Amin, [[Kut (mitoloji)|Kut]], [[Tin (folklor)#Sür|Sülde]]''<ref name="Jean-Paul Roux" />
 
[[Jean Paul Roux]], bu ruhların yanında bir de Uygurlar'ınUygurların Budist dönemlerinden kalan yazılarda sözü edilen "''Özkonuk''" ruhuna dikkati çeker.<ref name="Jean-Paul Roux" />
 
Moğolistan'a araştırmalar yapmak için gidip sonunda hayatını Tengriciliğe adamış ve "Sarangel Odigen" adlı Şamaniçe olarak Moğolistan'da vefat eden bilimci [[Julie Stewart]], Tengricilik hakkında yazdığı makalelerinden birinde ruh inancını şöyle tarif etmiştir:
145. satır:
"Kut", Tengri'nin sadece hükümdarlara verdiği güçlü bir ruhtur. Tengri, bu ruhu bir kağana uygun gördüğü zaman verir ve yine uygun gördüğü zaman geri alır. Bu ruha sahip olan bir kağanın unvanına "''Tengrikut''" eklenir.
 
"Iduk" [[Umay]]'ın, [[Yer Su]]'ların ve bâzıkimi diğer dişi cinsiyetli kutsal varlıkların ismineadına katılan bir ektir ve henüz yeterince araştırılmamıştır. Jean Paul Roux'un fikrine göre, "[[Kut]]"un dişi varlıklara verilen uyarlamasıdır.<ref name="Jean-Paul Roux" /><ref name="Rafael Bezertinov">
Rafael Bezertinov, "''Tengrianizm: Türklerin ve Moğolların Dini''" (Tengrianism: Religion of Turks and Mongols)</ref>
 
== Tengri'nin yanındaki diğer kutsal varlıklar ==
Tengricilikte ataların kutsal sayılması ve hatta bâzıkimi büyük hükümdarların ölümlerinden sonra tanrı olarak kabul edilmesinden dolayı kabileden kabileye farklı tanrısal varlıklar bulunur. Bu yüzden Tengriciliğin bütün kutsal varlıklarını bir araya toplanması imkânsız gibidir. Mesela Altaylarda çok yüksek bir tanrı olarak görülen [[Kara Han]]'ın Oğuz Han'ın babası olduğu düşünülmektedir. Ayrıca [[Macarlar|Macar]] bilimcilere göre Macarcadaki "tanrı" anlamına gelen "İsten" kelimesi [[İstemi Kağan]]'a ölümünden sonra tanrı olarak tapılmasından kaynaklanmaktadır.<ref name="Murat Uraz" /><ref name="B. Lukács">[http://www.rmki.kfki.hu/~lukacs/DETREHUN.htm Proto-Magyar texts from the middle of 1st millenium, B. Lukács]</ref>
 
Tengriciliğin bir tek-tanrı dini olup olmadığı hakkında farklı görüşler var olduğu için bu kutsal varlıkların gerçekten "tanrı" olarak mı, yoksa sadece "güçlü ruhlar" olarak mı adlandırılması gerektiği kesin olarak söylenememektedir. Bu konu hakkında bilimcilerin farklı görüşleri, aşağıda [[Tengricilik#Tek-Tanrı Kuramı|Tek-Tanrı Kuramı]] başlığı altında ele alınmıştır.
162. satır:
Günümüzdeki Yakutlar ve Altaylar, yukarıda sayılan dört tanrısal varlığın yanında ayrıca şu kutsal varlıkları tanımaktadırlar:<ref name="Murat Uraz" />
* '''[[Kayra Han]]''': [[Altaylılar]]da yüksek derecede bir tanrı. Gök'ün en yüksek katında, altın bir sarayda, altın bir tahtta oturduğu anlatılır. [[Yaratılış Destanı (Altay)|Altayların yaratılış efsanesinde]] hatta insanların yaratıcısı olarak gösterilir.
* '''[[Ayzıt]]''' ya da '''Aykız''': Aşk, güzellik ve Ay tanrıçası. Gök'ün 3. katında oturur. Kamlar alkışlarında (alkış = Duadua) inanılmaz güzelliğini methederler.
* '''[[Gün Ana]]''': Güneş tanrıçası. Güneş ile birlikte Gök'ün 7., yani en yüksek katında oturur.
* '''[[Ay ata]]''' ya da '''Ay dede''': Ay tanrısı. Ay ile birlikte Gök'ün 6. katında oturur.
179. satır:
 
=== Doğa ruhları ===
Tengricilikte tabiat ruhlarla doludur. Bu ruhlar bulundukları yerlere ve özelliklerine göre kategorilere ayrılırlar. Bunların isimleriadları Tengrici halkların farklı dilleri ve lehçelerine göre değişebilir. AmaAncak bunlar, genel olarak iki büyük gruba ayrılabilirler:<ref name="Rafael Bezertinov" />
* '''Gök ile bağlantısı olan ruhlar''': Bunların adlarına çoğunlukla "kök-" (mavi) ya da "-tengri" (gök) kelimeleri eklenir.
* '''Yer ile bağlantısı olan ruhlar''': Bunlar toplu olarak Türklerde "Yer su" ve Moğollarda "Gazriin ezen" olarak adlandırılırlar.
186. satır:
:''‘Kuk’ lakabı ayrıca at, koç, boğa, geyik, köpek ve kurt gibi bâzı hayvanlara da verilmektedir. Bu yakıştırma, hayvanın rengine (alaca) değil, Gök'e ait olmasına dair verilirdi: Kuk – Tengre, yani kutsal öze sahip."
 
Şamanlar, birçok ruhu kontrol edebilir amaancak bâzıkimi gök ruhları o kadar güçlüdür ki bir şaman onları etkileyemez. Bir ruh, sadece denge bozulduysa ve düzeltilmesi gerekliyse rahatsız edilebilir. Önemsiz meseleler veya sırf merak için rahatsız edilmemeleri gerekir.<ref name="Julie Stewart" />
 
Moğollarda Tengri'nin yanındaki en güçlü kutsal varlıklar Gök'ün ayrı yönlerinde bulunduklarına inanılan dört kudretli gök ruhudur. [[Moğollar]] bunların adlarına da "-tenger" (gök) eklerler:
210. satır:
== Kutsal dağlar, göller ve ağaçlar ==
[[Dosya:Peak of Khan Tengri at sunset.jpg|thumb|sol|<center>[[Han Tengri]] dağının günbatımındaki görünümü]]
Tengrici bir insanın doğaya karşı büyük saygısı vardır, çünkü doğa ruhlarla doludur. Büyük bir dağın, görkemli yaşlı bir ağacın, bir gölün ya da bir vahşî hayvanın bir ruhu ve böylece bir kişiliği vardır. İnsan doğadan sadece kendine ve ailesine lazım olduğu kadarını alır, savurganlık Tengri'yi ve Yer suları öfkelendirir. Eğer insan doğadan bir şey alabildiyse bu sırfsalt doğa ruhlarının rızası ile olmuştur. Bu yüzden onlara minnettar olması gerekir.<ref name="Julie Stewart" />
 
[[Çin]]'in Tang döneminden kaldığı düşünülen Göç destanında [[Türkler]], 40 kuşaktan beri kutsal saydıkları ve ondan güç aldıkları bir kayayı Çinlilere bırakırlar. Gök, âniden garip sarımsı bir renge bürünür, kuş ötüşleri ve doğadaki diğer sesler kesilir, bozkırlar sararmaya, solmaya başlar, Türklerin ve sürülerinin arasında salgın hastalıklar çıkar ve doğadan Yer suların sesleri duyulur "gööç gööç" diye. Yer su ruhları bu şekilde kendilerine ihanet eden Türkleri memleketlerinden kovar ve cezalandırırlar.
 
Dağ ruhlarının çok güçlü olduklarına inanılır ve bereket için onlara dua edilir. Her Tengrici halk, yaşadığı bölgenin en yüksek dağına hitap eder. Böylece günümüze kadar tüm [[Avrasya]]'da bâzıkimi dağ isimleriadları, bu eski inancın kalıntıları olarak muhafaza edilmiştir. Bir Dağdağ ruhuna edilen dua, bir "Oba"ya yöneltilir. Bu oba, dağın yakınında bulunan ve o dağı temsil eden, 2-3 metre yüksekliğinde dallardan oluşan bir yığıntıdır, yanından geçen kimse üç kez etrafında dolanır ve sonunda obanın tepesine bir taş koyar. Böylece yolculuğunun devamı için [[uğur]] ve kendisi için güç aldığına inanır.<ref name="Julie Stewart" />
 
BâzıKimi kavimlerde dağa verilecek kurban, dağda bulunan bir gölün içine atılır.
 
==== BâzıKimi kutsal dağlar ve göller ====
[[Dosya:Tashi Dor.jpg|thumb|200px]]
* [[Han Tengri]] ([[Kazakistan]]) {{bayraksimge|Kazakistan}}
* [[Altay dağları]]; zirvesinde [[Altay Han]]'ın oturduğuna inanılır.
* [[Issık Kul]]: {{bayraksimge|Kırgızistan}} Kırgızların mitolojilerinde güçlü bir ruhu barındıran kutsal göl.
* [[Musala]] ([[Bulgaristan]]) {{bayraksimge|Bulgaristan}} Bu dağ, Balkanların en yüksek dağıdır ve 15. yüzyıla kadar bir Türk kavmi olarak yaşayan [[Ön Bulgarlar]]ın verdiği ''Tangra'' (Tengri) isimiadı ile tanımlanmıştır. Daha sonra Osmanlılar bu dağa Arapçadan gelen "Maaşallah" isminiadını vermiştir. Günümüzdeki Bulgarlar, maaşallahtan türetilmiş olarak "Musala" derler.
* [[Tanrı Dağları]] - (Uygurca: Tengri Tav ) : Orta Asya'da bulunan büyük dağ sistemlerinden birini oluşturan sıradağlardır. Tengri'nin Türk isminiadını burada verdiği iddia edilir.
 
== Adak, kurban geleneği ==
233. satır:
 
=== Kansız adaklar ===
Kansız adak olarak özel seçilmiş çeşitli gıda malzemeleri, içki, tütün, silah, ev eşyaları ve at yarışları ile güreş gibi farklı şeyler kullanılır. Mesela gök gürüldediğinde bir tas [[kımız]], [[yoğurt]] ya da [[ayran]] ile üç kez çadırın etrafında dolanılır. Yıldırımın düştüğü noktada gençler, Tengri'nin hoşnutluğunu tekrar kazanmak için güreşler ederler. Ama her gün yapılan ve en sık rastlanan adak, bir tas kımızdan Gök'ün dört yönüne doğru biraz sıçratarak o içkiyi böylece Tengri'ye, Ötüken'e, atalara adayıp gerisini bir dikişte içmektir. Bu gelenek, günümüze kadar tüm [[Sibirya]]'da ve özellikle [[Moğolistan]]'da yaygındır. BazenKimileyin [[votka]] ile de yapılmaktadır.<ref name="Julie Stewart" />
 
== Eski Türklerde cenaze törenleri ==
Tengricilikte bir insanın birden fazla ruha sahip olduğuna ve bu ruhların farklı özellikleri olduğuna inanılması, dönemseldönemlik ve bölgesel farklı cenaze merasimlerine yol açmıştır.
 
Jean Paul Roux'a göre, eski Çin yazılarında [[Usun]]ların cenazelerini erken dönemlerinde yaktıkları ve daha geç dönemlerde gömdükleri hakkında kanıtlar bulunmaktadır. BâzıKimi başka kaynaklara göre gömülecek cenazeler için mezarın konumu bir akarsunun yakınında seçilir ve bu, vücudun dışında akarsular yolu ile hareket eden süne ruhunun dikkate alındığına işaret eder. Diğer kaynaklarda mezarların konumu yüksek tepelerde seçildiğine kanıtlar bulunur ve bu, gök ile ilişkisi olan nefes ruhunun dikkate alındığına işaret eder.
 
[[Kaşgarlı Mahmud]] da eski Türklerin cenaze gelenekleri hakkında çok faydalı bilgiler aktarmıştır. Yukarıda saydığımız geleneklerin yanı sıra ağaçların üstünde sergilenen cenazeler olduğunu, cenaze merasimlerinde geride kalan yakınların kendilerine tırnakları ve bıçaklar ile zarar verdiklerini yazmaktadır. Cenaze merasiminde özellikle yüzlerini yaralayıp kan gelmesini sağlamaya önem verilmiştir. Çünkü göz yaşlarının kan ile karışıp akmasının derin bir anlamı vardır. Dikkate alınan geleneklerden cenaze çıkan bir evden 40 gün boyunca hiçbir şey alınıp bu eve hiçbir şey verilmemesidir. BâzıKimi kavimlerde 40 gün boyunca ölünün adı anılmaz, aksi takdirde ölünün ruhu o evi terk etmeyeceğine ve gitmesi gereken yola çıkmayacağına inanılır.
 
'''Jean-Paul Roux''''nun ''Türklerin ve Moğolların Eski Dini'' başlıklı çalışmasından:<ref name="Jean-Paul Roux 2">^ Türklerin ve Moğolların Eski Dini / Jean-Paul Roux (s. 268) ISBN 975-8240-70-6</ref>
 
:“Ölümü izleyen dönemde bazen birdenbire ortaya çıkan, bazen önceden düzenlenen ağlayıp sızlamalar ile cenaze törenlerinde yer alan ritüele dayalı dövünmeleri birbirine karıştırmamak gerekir. Çinliler, bu ayrımı gayet iyi yapmıştır. Konuyla ilgili tanımlamaları klâsik niteliktedir: ‘Onlar, cenazenin içinde olduğu çadırın kapısı önüne gelir gelmez kanlarının gözyaşlarıyla birlikte aktığının görülmesi için yüzlerini bir bıçakla kesmektedirler.’ Jordanes bunun Hunlar tarafından da yapıldığını belirtmiştir. Diğer gözlemciler arasında İbn Faldan, ‘korkunç ve vahşi bir şekilde bağırıp ağlayan’ erkekler olduğunu açıklamaktadır. Aynı zamanda at yarışları düzenlenmekte, yani ölünün çevresinde düzensiz şekilde dönülmekte, ayrıca koyunlar ve atlar kurban edilerek ‘çadırın önüne serilmektedir’. Ölünün seyredilmesi için açıkta bırakıldığı süreyle ilgili olarak dikkat çeken yedi rakamına, çoğu kez değişik faaliyetler söz konusu olduğunda da rastlanmaktadır: yedi yara, yedi defakez çevresinde dönüş…
 
:Gömülme tarihi geldiğinde ceset, Herodot tarafından belirtildiği ve [[Pazırık]] kazılarında da görüldüğü gibi en azından [[İskitler]]de ve Moğollarda mezarına kadar taşınmak için araba üzerine konmaktadır. [[Tukiuler]]de, [[Vuhuanlar]]da, [[Huan-Huanlar]]da ve diğer Türk kabilelerinde bunlara bir cenaze alayı eşlik etmektedir. Cenaze törenleri bir araya gelmek için büyük nedenlerden birini oluşturduğu için eskiden olduğu gibi günümüzde de halk toplanmakta ve bunun için uzak yerlerden gelinmekte, yabancı heyetler davet edilmektedir.”<ref name="Jean-Paul Roux 2" />
 
:“Halen ölüme uçan ruhun ''shungkur'', sungur şeklinde algılanmış olup olmadığını tespit etme imkânımız yok, ancak ‘öldü’ demek yerine ''shungkur boldi'', ‘sungur hâline geldi’ deyiminin İslam dinini kabul ettikten sonra bile Batı Türklerinde kullanıldığı görülmektedir.” <ref name="Jean-Paul Roux 2" />
255. satır:
“Kök Türkler hakkındaki Çin rivayetlerinden anlaşıldığına göre ceset, kubbeli ve yuvarlak biçimli olan Türk çadırına yatırılıyordu. Takvimde uygun bir gün seçerek yuğ merasiminin iki safhası icra edilirdi. Kök Türk beylerinin mezar taşlarında yuğ tarihleri verildiğine göre, gün belirlenirken bâzı astrolojik düşüncelerin varlığından da söz edilebilir. Esasen görüleceği gibi mezar taşlarında astrolojik simgeler de bulunuyordu. Merasim için seçilen günde ceset, at üzerine bindirilip bazen çadır şeklinde bir köşk içinde silahları ve madenî ayna gibi kıymetli eşyaları yakılıyor ve başka bir mevsimde küller gömülüyordu. Türk kağanlarının mezar abideleri dağ şeklindeydi. Daha sonra Kök Türklerde ve Oğuz Türklerinde olduğu gibi ceset yakılmadan gömülüyorsa giyimli ve zırhlı olarak, silahları ve elinde bir kadeh içki bulunan ceset, atıyla mezara yerleştiriliyordu. Mezar âbidesi olarak ölenin bir portresi ve hayatı sırasında giriştiği savaşlardan sahneler tasvir ediliyordu.
 
Ölen kimsenin hayattayken savaşta öldürdüğü kişilerin simgesi olan taşlar veya heykellere [[balbal]] deniyor ve bunlar da mezarın etrafına dikiliyordu. Balballar ve ölene kurban edilen hayvanlar, öbür dünyada hizmete tahsis edilmiş sayılıyordu. J. R. Hamilton ve E. Tryjarski tarafından yeni okunan geyikli bir [[Kök Türk]] mezar taşı yazısından anlaşıldığı üzere kurban edilen hayvanların da tasviri yapılıyordu.
 
Ölenin, onun maiyetinin ve balballar ile kurbanlık hayvanların tasvirleri dikili taşa oyulmuş bir heykel veya kabartma olmaktaydı. Ölenin hayat safhalarını temsil eden levhalar da taşa naklediliyor veya az kabartmalı şekilde oyuluyor ya da kırmızı boyayla çiziliyordu. Bu eserlerin üslubu ilkel, fakat çarpıcı bir ifade biçimiyle kendini gösteriyordu. İnsan tasvirlerinin hiçbiri diğerine benzememekte, kaynaklarda ölenin portresinin yapıldığı hakkındaki bilgi teyit edilmiş bulunmaktadır. Sin adı verilen bu mezar âbidelerinin bazısında Türk sanatkârlarının adları da okunmuştur.” <ref name="Emel ESİN " />
285. satır:
 
== Tengricilikte din adamları: ''Kam'' ve ''Bakşi'' ==
Tengricilikte ''[[Kam (folklor)|Kam]]'' ([[Şaman]]), kutsal birisi değildir. Sadece ruhlar ile iletişim kurabildiği için toplum ona saygı gösterir. Bu yüzden diğer dinlerden tanılan din adamları ile karşılaştırılması doğru olmaz. Kam'ınKamın en önemli görevleri bozulan dengeyi tekrar yerine getirmek ve hastaları iyileştirmektir. İnsanların günlük ibadetleri için bir kama ihtiyaçları yoktur.
 
BâzıKimi kamlar daha güçlü ruhlar ile iletişim kurabilir ve diğer kamlardan daha güçlü olur. Ak ve Kara kamlar vardır. Bunların görevleri ve hünerleri farklıdır. Ak kamlar Gök'e bağlı ruhlar ile, kara kamlar ise yere ve yeraltı âlemine bağlı ruhlar ile iletişim kurarlar. Kamların giysilerine ''manyak'' denir. Kam'ınKamın manyağına asılı bir sürü kendisine güç veren ya da kendisini kötü ruhlara karşı koruyan eşyalar vardır.<ref name="Julie Stewart" />.
 
=== Kamların ateşle arınması ===
316. satır:
Eski Türklerin daima hareket hâlinde olmuş olmaları, bu yüzden yeterince kazı yapılabilecek yerleşim yerleri bulunamaması, yazı kullanmaya çok geç başlamış olmaları ([[6. yüzyıl]]) ve sık sık yabancı kültürlerin etkisi altında kalmış olmaları, antik Türkleri araştırmayı çok zor bir mesele hâline getirir.
 
Ancak 6. yüzyıldan itibaren kendi yazdıkları dikili taşlar eski [[Türkler]]'inTürklerin neye inandıklarını kanıtlamakta ise de yabancı halkların kalıntılarında Türkleri tarif eden çok daha eski yazılar bulunmaktadır. En mühim bilgiler [[Çin]], [[Araplar (halk)|Arap]], [[Fars]] ve [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]] kitâbelerinde bulunur. Ancak bu halklar, Türkleri çoğunlukla düşman olarak görmüş oldukları için yazdıkları da neredeyse hiç olumlu değildir. Bu yüzden yabancı kaynaklarda Tengrici Türkler 'iki ayak üstünde yürüyen köpekler', 'insanlık dışı barbarlar', 'kurt ya da köpek kafalılar' gibi adlandırılmışlardır. Buna rağmen bu kaynaklarda da faydalı bilgiler bulmak mümkündür.<ref name="Peter Laut" />
 
[[Orta Çağ]]'ın Türk araştırmacısı [[Kaşgarlı Mahmud]]'un [[11. yüzyıl]]da tamamladığı [[Divân-ı Lügati't-Türk]] adlı sözlüğü, Tengriciliği araştırmak açısından en kıymetli kaynaktır. Kendisi [[Müslüman]] olan Kaşgarlı Mahmud, ''kâfirler'' diye adlandırdığı Tengrici Türklerin yaptıklarını beğenmediğini her fırsatta belirtmiştir. Buna rağmen yazdığı eseri günümüze kadar, İslâm öncesi Türkleri araştıran bütün bilimciler arasında en güvenilir kaynak olarak kabul edilir.<ref name="Peter Laut" />
 
Günümüzde antik Türkleri ve onların inançlarını araştıran bilimcilerin sayıları artmıştır. Ancak birçok önemli noktada tartışmaları hâlâ devam eden farklı görüşler yaygındır.
374. satır:
* Tengrizm, Tänriizm, Tengrianity
* Tengerizm (Moğollar'da)
* Tangriizm ya da Tangrizm (eski Bulgarların Tengrizm'iTengri için "Tangra" kelimesini kullanması)
* Tengrianizm (Rafael Bezertinov'un kitabında)
* Tengricilik, Gök Tanrı Dini, Gök Tengri Dini (Türkiye'de)
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Tengricilik" sayfasından alınmıştır