Osmanlı-Kutsal İttifak savaşları: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği Android uygulaması değişikliği
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği Android uygulaması değişikliği
237. satır:
Esasen barış yanlısı olan Sadrazam bu sefer Sultan II. Mustafa ile görüştü. Sultan II. Mustafa barışa ancak Osmanlılar tarafından kaybedilen arazilerin hiç olmazsa bir kısmının geri verilmesi halinde yanlı olacağını yoksa barış müzakerelerin aleyhinde olduğunu bildirdi. Fakat Sadrazam bunun ancak son mağlubiyetten sonra askeri zorla olamayacağını Padişaha inandırdı ve II. Mustafa barış müzakerelerinin açılmasına ikna oldu. Sonra Amcazade Hüseyin Paşa devlet ricali ile bir toplantıda barış için gerekçeleri onlara açıkladı. Bu gerekçeler özetle 16 yıldır süren savaşların devletin iç durumunu her yerde bozması; savaş için mali kaynaklar olarak olağanüstü vergilere başvurulmasının halkı ezmesi; köylü halkın çift bozarak köylerini boşaltması; Anadolu'da asayişin bozulması; Rumeli de ise hristiyan tebanın ayaklanmaya her zaman hazır olması; Bağdat ve Basra çevresinde bazı Arap ayaklanmaları çıkması ve savaş için asker ve mühimmat tedarikinin gayet zor hatta imkansız hale gelmesidir.<ref name="TDV"/>
 
Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa, [[Reîsülküttâb]] [[Rami Mehmed Paşa|Râmi Mehmed Efendi]] ile Dîvân-i Humâyün tercümanı [[Aleksandros Mavrokordatos (diplomat)|İskerletzâde Aleksandre Mavrokordato]]’ya aracı İngiltere ve Hollanda elçileriyle görüşme görevi verdi . Bu görüşmelerin başında İngiltere elçisi William Paget, Mehmed Râmi Efendi’ye, önce hangi şartlarla aracılık yapacağını anlattı. Buna göre Avusturya imparatoru ittifaka dahil her ülkenin ele geçirdiği arazilerin kendi elinde kalması şartı ile barış görüşmelerine razı olduklarını kendine ilettiğini ve Osmanlı devleti buna razı olmazsa aracılık yapmasının imkansız olduğunu belirtti. Elçi William Paget sonra eğer Osmanlı devleti bunu kabul etmeyip kendisi aracılık yapmazsa neler olabileceğini düşündüğünü anlattı. Elçiye göre bu halde Kutsal İttifak savaşı devam ettireceklerdi . Bu halde kuşatma altında bulunan Timeşvar'in düşebileceğini, sonra müteffiklerin Belgrad'a saldırıp o kenti de kuşatıp ellerine geçireceklerini; belirtti. Bu halde müteffikler Tuna Nehri'ni kontrol edecekleri için OsmanlılarıOsmanlıların su üzerinden nakliyatı duracak ve su üzerinden nispeten ucuz ve kolay tedarik yapmanın imkansızlaşacaktı. Karadan tedarik yapmanın ise gayet zor olduğunu belirtti. Bu halde Osmanlıların Tuna Nehri üzerindeki ve ilerisindeki arazilerin tümünü kaybedeceklerini düşündüğünü bildirdi. Mehmed Râmi Efendi bunları Sadrazama iletti ve Osmanlı devletinin ricali de bundan haberdar oldu.<ref name="TDV"/>
 
Bundan sonra Sadrazam bir divan toplantısı yaptı. Bu toplantıya kubbealtı vezirleri yanında Kırım Hani Selim Giray; Şeyhülislam [[Feyzullah Efendi]], Rumeli ve Anadolu [[kazasker]]leri, [[Yeniçeri Ağası]] ve [[Külkethüdası]] katıldı. Bu toplantıda resmen Osmanlı hükümetinin barıştan yana olduğu kararı verildi. Amcazade Hüseyin Paşa bu kararı aracı elçilere iletti ve onlar da bunu Avusturya hükümetine bildirdiler. Tüm bu gelişmeler olmakta iken ateşkes yapılmamıştı ve tüm cephelerde yerel çatışmalar devam etmekteydi.<ref name="TDV"/>