Osmanlı-Kutsal İttifak savaşları: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
→Zenta Muharebesi'nden sonra Avusturya: Yazım hatası düzeltildi Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği Android uygulaması değişikliği |
→Zenta Muherebesi'nden sonra Osmanlı Devleti ve barış görüşmeleri için mutabakat: Yazım hatası düzeltildi Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği Android uygulaması değişikliği |
||
235. satır:
İngiltere ve Hollanda Viyana'da imparatorun müteffiklerini barış yapılması hususunda Avusturya ile anlaşmasını sağladığı haberini Osmanlı devleti nezdindeki elçilerine ulaştırdılar. Böylece İngiltere’nin İstanbul büyükelçisi William Paget ve Hollanda büyükelçisi Jacobüs Colliers Edirne’ye gittiler ve orada Sadrazam Amcazâde Hüseyin Paşa ile müzakerelerde bulunarak barış hususunda aracılık yapabileceklerini bildirdiler.<ref name="TDV"/>
Esasen barış yanlısı olan Sadrazam bu sefer Sultan II. Mustafa ile görüştü. Sultan II. Mustafa barışa ancak Osmanlılar tarafından kaybedilen arazilerin hiç olmazsa bir kısmının geri verilmesi halinde yanlı olacağını yoksa barış müzakerelerin aleyhinde olduğunu bildirdi. Fakat Sadrazam bunun ancak son mağlubiyetten sonra askeri zorla olamayacağını Padişaha inandırdı ve II. Mustafa barış
Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa, [[Reîsülküttâb]] [[Rami Mehmed Paşa|Râmi Mehmed Efendi]] ile Dîvân-i Humâyün tercümanı [[Aleksandros Mavrokordatos (diplomat)|İskerletzâde Aleksandre Mavrokordato]]’ya aracı İngiltere ve Hollandq elçileriyle görüşme görevi verdi . Bu görüşmelerin başında İngiltere elçisi William Paget, Mehmed Râmi Efendi’ye, önce hangi şartlarla aracılık yapacağını anlattı. Buna göre Avusturya imparatoru ittifaka dahil her ülkenin ele geçirdiği arazilerin kendi elinde kalması şartı ile barış görüşmelerine razı olduklarını kendine ilettiğini ve Osmanlı devleti buna razı olmazsa aracılık yapmasının imkansız olduğunu belirtti. Elçi William Paget sonra eğer Osmanlı devleti bunu kabul etmeyip kendisi aracılık yapmazsa neler olabileceğini düşündüğünü anlattı. Elçiye göre bu halde Kutsal İttifak'nın savaşı devam ettireceklerdi . Bu halde kuşatma altında bulunan Timeşvar'in düşebileceğini, sonra müteffiklerin Belgrad'da saldırıp o kenti de kuşatıp ellerine geçireceklerini; belirtti. Bu halde müteffikler Tuna Nehri'ni kontrol edecekleri için Osmanlıları su üzerinden nakliyatı duracak ve su üzerinden nispeten ucuz ve kolay tedarik yapmanın imkansızlaşacaktı. Karadan tedarik yapmanın ise gayet zor olduğunu belirtti. Bu halde Osmanlıların Tuna Nehri üzerindeki ve ilerisindeki arazilerin tümünü kaybedeceklerini düşündüğünü bildirdi. Mehmed Râmi Efendi bunları Sadrazama iletti ve Osmanlı devletinin ricali de bundan haberdar oldu.<ref name="TDV"/>
|