Hugo Grotius: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Salomeee.B (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Görsel Düzenleyici Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Salomeee.B (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Görsel Düzenleyici Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
25. satır:
'''Hugo Grotius''' ([[10 Nisan]] 1583 - [[28 Ağustos]] 1645), doğal hukuk öğretisiyle ün kazanmış olan [[Hollandalılar|Hollandalı]] devlet adamı, hukukçu, ve tanrıbilimci düşünür. Devletler Hukuku'nun kurucularındandır.
 
== HAYATI ==
== HAYATI<ref>https://dergipark.org.tr/download/article-file/37981</ref> ==
Gerçek adı, Huight ya da Hugeianus de Grootdur. 10 Nisan 1583'te Delf'te doğmuş, 28 Ağustos 1645'te Rostock'ta ölmüştür. İlköğrenimini Delf'te tamamladıktan sonra babası tarafından [[Hague, Kuzey Dakota|Hague'deki]] Arminius tarikatına bağlı olan tanrıbilimci Johannes Uyttenbogaert'in yanına gönderilmiştir. Burada başarı göstermesi üzerine 11 yaşında Leiden Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne alınmıştır. 3 yıl süren bu eğitim onun şair kişiliğinin gelişmesinde büyük önem arz eder.1598'de Fransa Büyükelçisi Johan van Oldenbarnevelt ile Paris'e gitmesi Grotius'un diplomatik yaşama atılmasının başlangıcı sayılır. Orleans'ta hukuk eğitimi görerek doktora çalışmasını hazırlamış, yurduna döndükten sonra avukatlığa başlamıştır. 1601'de Hollanda hükümetince, Hollanda ve İspanya arasındaki çatışmanın tarihini yazmakla görevlendirilmiştir. Bunun üzerine iki bölümden oluşan ''Anna-les et bistoriae de rebia Belgıcis'' (Belçika Olayları Konusunda Araştırmalar ve Yıllıklar) isimli çalışmasını yayımlamıştır. Dilbilim ve edebiyat alanında da ürünler vermiştir. Fakat, daha çok, hukuk ve felsefe alanındaki yapıtlarıyla tanınır.
 
31. satır:
Grotius, 1607'de Hollanda hükümetinin mâli danışmanlığına, 1613'te de İngiltere elçiliğine atanmıştır. Ülkede baş gösteren kaos ortamında Hollanda valisi katı [[Calvinizm|Calvinist]] Prens Maurice'ye karşı, Arminiusçu van Oldenbarne-velt'in yanında yer almıştır. Valiye karşı çıkan topluluğun savundukları fikirler arasında bölgesel özerklik de vardı. 1618'de Prens bu topluluğun iki önderini de tutuklattı. Van Oldenbarne-veld idam, Grotius ise yaşam boyu hapis cezasına çarptırıldı. Loevestein'da bir kalede geçen sürgün yıllarında Grotius, Hristiyan birliği düşüncesini savunduğu bir şiir kitabı yayımladı. Yapıt 1627'de ''De veritate religionis Cbristıanae'' (Hristiyan Dininin Gerçekleri Üstüne) adıyla Lâtinceye ve 12 dile daha çevrildi fakat Calvinist olması nedeniyle profesörlük elde edemedi. Geçim sıkıntısı içinde geçen sürgün yaşamı 1631'de Prens Maurice'nin ölümüyle sona erdi. Karısının yardımıyla bir kitap sandığının içine saklanarak Loevestein'dan kaçıp kurtuldu. Daha sonra ülkesine dönen Grotius, eski kargaşa ortamının değişmediğini gördü ve yeniden tutuklanma korkusuyla1632'de Hamburg'a gitti. İsveç-Fransız ilişkilerinin odağı olan bu kentte, İsveç şansölyesi ile tanıştı ve onun önerisiyle, 1635'te İsveç'in Paris elçisi oldu. 1644'te elçilik görevinden geri alındı. Devlet Konseyi üyeliği teklifini de kabul etmeyerek, Paris'e gitmek üzere İsveç'ten ayrıldı. Bindiği gemi Pomerania kıyılarında battıysa da Grotius kazadan sağ kurtuldu.
 
== GÖRÜŞLERİ<ref>CEVİZCİ Ahmet- Felsefe Tarihi</ref> ==
Grotius'un hukuk alanında çığır açan görüşleri, bir devlet görevlisi olarak uygulamalarından ve felsefe sorunlarına yaklaşımından kaynaklanmaktadır. [[Otuz Yıl Savaşı|Otuz Yıl Savaşları'nın]] çalkantılı Avrupası ve büyük sömürgelere sahip olan Hollanda, onun uluslararası ilişkiler ve savaşlar konusundaki düşüncelerinin gelişmesine neden olmuştur. O dönemde yaygın olan doğal hukuk (ius naturale) görüşünü benimseyen Grotius, onu [[Stoacılık|Stoacılarda]] olduğu gibi, [[us]] taşıyan bir varlık olan insanın gereği saymıştır. [[Rönesans]] ve [[Reform (tarih)|Reform]] olaylarının amaçlarından biri olan kilisenin gücünün zayıflatılması ve doğal hukukun üzerindeki dinsel hukukun etkisinin kırılması için çalışmıştır.
 
Hukuk alanında, [[René Descartes|Descartes]] bilgi felsefesinde modern düşünce açısından ne kadar önemliyse, o kadar önemli olan Grotius, Descartes'in bilgi alanında gerçekleştirdiği şeyi, hukuk alanında gerçekleştirmiştir. Başka bir deyişle, nasıl ki modern felsefenin kurucusu olan Descartes, kuşku yoluyla bilgiyi [[Teoloji|teolojik]]-[[Skolastik felsefe|skolastik]] tabulardan kurtararak özneden yola çıktıysa, aynı şekilde Grotius da hukuku, Tanrı iradesi karşısında bağımsız ve nesnel bir kurum olarak öne çıkarmıştır. Ona göre insanlar Tanrının var olduğunu bilmeseler ve ona inanmasalar bile doğal hukuk vardır. Ancak bu Tanrının var olmadığı veya doğal hukukun onun isteklerine ters düştüğü anlamına gelmez. Doğal hukukun, insan usuna uygunluğundan çıkarılabileceği gibi, doğal hukuk Tanrı istenciyle uyum içindedir. Bu nedenle Grotius, tanrısal hukuk kavramından bağımsız bir doğal hukuk kavramı oluşturmakla kalmaz, onu devletin de üzerinde bir güç sayar. Doğal hukukun, ona göre iki temel ilkesi vardır. Bunlardan ilki ''iyelik hakkıdır.'' Öteki ise ''pacta sund semanda'' olarak kavramsallaştırdığı, yapılan anlaşmalara bağlı kalmaktır. Bunlara bağlı olarak, zararı ödemek ve kötülüğü cezalandırmak da doğal hukukun görevidir. Doğal hukuktan türetilen pozitif hukuk (ius çivile) ise, insanın tarih içinde koşullarla uyum içinde ortaya koyduğu bir hukuktur. Bu nedenle, onun doğal hukuk kurallarına uygun olması, belirli bir gelişmişlik düzeyine gelmiş toplumlardan beklenebilir. Grotius, yurttaşı [[Erasmus|Erasmus'dan]] etkilenmiş bir düşünür olarak, insan usuna ve değerlerine önem verir. İnsan topluluklarının oluşmasında ''appetitus social'' adını verdiği topluluk içinde yaşama eğiliminin etkili olduğunu savunur. Bu eğilimin etkisiyle bir araya gelmiş insanlar, kendi aralarında sözleşip istekleriyle devleti şekillendirmişlerdir. Bu nedenle devlet, birey haklarını doğal hukuk yasaları doğrultusunda koruyan bir kurumdur. Bireyin en temel hakkı, ''iyelik hakkıdır''. Yaşama hakkını da bu bağlamda değerlendiren Grotius, gövdeyi insan mülkü olarak görür. Bu nedenle, savaşta tutsağını öldürmeyen kişi, onu kölesi yapabilir. Çünkü, tutsağın gövdesi onun yaşam hakkının karşılığıdır. Gövde de her mülk gibi satılabilir.
 
== DEVLET KAVRAMI<ref>CEVİZCİ Ahmet-Felsefe Tarihi </ref> ==
İnsanların ''appetitus socialis''<nowiki/>'leri etkisiyle oluşturdukları topluluklar, türlü toplumsal kurumları içerebilir. Devlet de bu kurumlardan biridir. Grotius'a göre üç ana toplumsal kurum vardır: '''Uluslararası toplum, devlet, özel topluluklar'''. Bunların her biri özerktir, bağımsızdır. Bunlar ayrıca iki ana bölümde incelenebilir: '''Belli bir yönetim kuralına dayalı olanlar''' (Sanayi kuruluşları, devlet gibi), '''karşılıklı anlaşma ve işbirliğine bağlı olanlar''' (Uluslararası toplum, aile gibi). Birincisinde yasalar alt-üst ilişkisi içinde belirlenir. İkincisi ise eşitlikçi bir düzen vadettiğinden karşılıklı istenç bildirimine dayalı hukuk türüne açıktır.
 
 
47. satır:
Doğal yasa anlayışının ortaya çıkmasında en önemli neden olan ahlakî kuşkuculuğu çürütmek Grotius’un da amacıydı. O, ''Savaş Etik Tarihindeki Temel “Doğal Yasa” Anlayışları Ve Bu Anlayışlardaki Dînî Unsurlar ve Barışın Yasası Üzerine'' adlı eserinde uluslararası ilişkilerde, fazlasıyla varolan ahlakî kuşkuculuğun giderilmesiyle ilgili görüşler ortaya koymuş, uluslararası barışı sağlamak için ahlakî bir çerçeve sunmaya çalışmıştır. Grotius, kendinden öncekiler gibi, doğal yasanın, ''aklı kullanmakla keşfedilebilecek kurallar kümesi'' şeklindeki tanımını benimsemiştir. Bununla birlikte, onun anlayışında iyinin hakka önceliğinden, hakkın iyiye önceliğine geçilmiş olduğu görülmektedir.Grotius’un bu alana yaptığı en önemli katkı doğal yasayı insan haklarıyla ilgili teoriye dönüştürmesidir. Dolayısıyla, onun öğretisi bireysel insan haklarını esas almaktadır. Nitekim o, ahlâk alanını, bir bireysel haklar topluluğu olarak görmüş, hukukun bu tür hakların teorisi olarak anlaşılabileceğini belirtmiştir. Bu durumda, Grotius’a göre, bir hak, kişinin ahlakî bir niteliğidir. Bu ahlâkî nitelik, ahlakî eylemleri mümkün kıldığı için, bir tür ahlakî güç ya da ahlakî bir kapasite olarak anlaşılabilir.Ahlakî niteliğe sahip olan birey özgür, bağımsız ve ahlakî anlamı olan birisidir. Bu görüşlerin, birey-toplum ilişkisi açısından iki önemli sonucu vardır. Birisi, ahlâk insanî ve sosyal içerikli yükümlülükler olarak değil, bireysel ağırlıklı, gönüllü muameleler ve bağımsız fiiller olarak anlaşılmaktadır. Diğeri, bireylerin ayrılığı ve farklılığının ahlâkî açıdan anlamlı hale gelmesidir. Bize göre, Grotius’un doğal yasa anlayışına yapmış olduğu en az yukarıda ifade edilen katkı kadar önemli olan bir başka katkı daha vardır. Grotius ateist değildir. Bununla birlikte, o, Tanrı’ya inancı doğa yasasının ontik şartı olarak görmez. Başka deyişle, Tanrı’nın olmadığı kabul edilse de Grotius’un ulaştığı nokta, aslında, doğa yasasının bize Tanrı tarafından verildiği, bu yasanın bizim doğamızın yasası olduğu ve doğru aklın düşünme kapasitesinde mevcut bulunduğu şeklindeki, [[Thomas Aquinas]]’ın anlayışıyla da desteklenen Eski ve Ortaçağdaki düşüncelerin bir sonucudur. Bununla birlikte, Grotius’un hem [[Sekülerizm|sekülerizmi]] hem de bireysel haklar teorisi, insanlara yükümlülük fikri sağlamada zayıf düşmektedir.İnsan, bir takım avantajlar sağladığında yükümlülüklerinden niçin vazgeçmesin? Bu güçlüğün giderilmesinde, bize göre, Grotius’un muhafazakar yorumcularının katkısından yararlanılabilir. Onlara göre, insanın doğal yasayla ilgili bilgisi Tanrı’ya bağlı değilse de, doğal yasaya uyma gerekçeleri Tanrı’ya bağlıdır.
 
== DEVLETLER HUKUKU <ref>http://webftp.gazi.edu.tr/hukuk/dergi/18_1_8.pdf</ref> ==
Grotius'u göre devletler hukukunu devletler yaratmazlar, devletler hukuku geleneksel uygulama ve antlaşmalardan doğar. Doğal hukuka uygun olarak, bir kralın sağlığında yaptığı antlaşma, o öldükten sonra veya bir yenisi yapılana kadar geçerli sayılmalı ve uygulanmalıdır. Devletler hukukunun en temel ilkelerinden biri de ''denizlerin serbestliğidir.''
 
54. satır:
Grotius kimi düşünürlerce, bilimi siyasete alet ettiği nedeniyle eleştirilmiştir. Görüşlerini savunurken, ülkesi Hollanda'nın çıkarlarını ön planda tuttuğu söylenmektedir. Buna karşın, Grotius'un devletler hukukunu biçimlendirmedeki başarısı yadsınamaz. Doğal hukuk ve appetitus socialis ile ilgili görüşleri ise, kendinden sonraki nesiller ve düşünürler üzerinde derin etki bırakmış ve görüşleri toplumsal sözleşme kuramcıları arasında tartışmalara yol açmıştır.
 
== ESERLERİ ==
== ESERLERİ<ref>https://dergipark.org.tr/download/article-file/37981</ref> ==
 
* Romanus Pontifex (1598; Roma Papası)
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Hugo_Grotius" sayfasından alınmıştır