III. Gıyâseddin Keyhüsrev: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Makedon (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Makedon (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
32. satır:
 
== Tahta Çıkışı ==
Moğol vesayeti altındaki Anadolu Selçuklu sultanı [[IV. Kılıç Arslan|IV. Rukneddin Kılıç Arslan]]’la [[MuineddinMuînüddin Süleyman|Pervâne MuineddinMuînüddin Süleyman]]’nin arası 1266 yılında açılmıştır. Pervâne Muineddin Süleyman, İlhanlı [[noyan]]ı Nabşı’ya, Kılıç Arslan’ın Moğollara karşı bir direniş örgütlemeye çalışmakta olduğunu, bu amaçla gizlice bir ordu teşkil etmeye çalıştığını ve Memluk sultanı [[Baybars]] ile temasta olduğunu gizliden gizliye bildiriyordu. Sonunda İlhanlı sarayının sultanın öldürülmesi için onay alınmıştır.<ref>Yasemin Aktaş, [http://dergipark.gov.tr/download/article-file/409012 Anadolu Selçuklu Sultanı III. Gıyaseddin Keyhüsrev ve Saltanatının İlk Yılları] sh.: 199</ref> Pervâne Muineddin Süleyman bunun üzerine Kılıç Arslan’ı, Noyan Nabşı’nın düzenlediği bir ziyafette zehirletmiştir.<ref>Nilgün Dalkesen [http://dergipark.gov.tr/download/article-file/458732 “Türk-Moğol Tarihindeki Vezirlik Kurumunun İlhanlı Hanedanlığındaki Uygulamaları Çerçevesinde Yeniden Düşünmek”] sh.: 163</ref> Sultanın öldürülmesinin hemen ardından Pervâne Muineddin Süleyman Akşehir’den Konya’ya giderek çocuk yaştaki III. Gıyaseddin Keyhüsrev’i Anadolu Selçuklu tahtına oturtmuştur. Gıyaseddin Keyhüsrev’in kaç yaşında olduğu konusunda kaynaklar hemfikir değildir. [[İbn Bîbî]] ve Müneccimbaşı Ahmed bin Lütfullah’a göre iki buçuk yaşında, [[Aksarayi]]’ye göre altı yaşında, [[Ebu’lEbu'l-Fidâ]] ve [[Ebû’l-Farac]]’a göre ise dört yaşındadır. Sonuç olarak küçük bir çocuk olan III. Gıyaseddin Keyhüsrev Anadolu Selçuklu pervanesi ve İhlanlı hanı tarafından tahta geçirilmiştir. Artık Anadolu Selçuklu, İlhanlı sarayının talimatlarıyla Pervâne Muineddin Süleyman tarafından idare edilecektir. Yeni sultanın tahta oturma merasimlerinden önce Pervâne Muineddin Süleyman bütün yurda müjde fermanları göndermiştir. Bu müjde haberinde “el-mülki li’llah” yani “mülk Allahındır” ibaresi yer almaktadır. Yeni sultan saltanatı boyunca Pervâne Muineddin Süleyman’n kontrolünde çıkamamış, ülkeyi İlhanlı sarayının direktifleriyle pervane tarafından yönetilmiştir. Yine de 1277 yılına kadar Anadolu Selçuklu sınırları dahilinde günlük yaşamın sakin geçtiği ileri sürülür. Pervâne Muineddin Süleyman’ın öldürülmesi ile ülke “sahipsiz ve devletsiz” kalmış, bütün bütün İlhanlı hakimiyetine girmiştir.<ref>Yasemin Aktaş, sh.: 200, 202</ref>
 
"Dünyanın her yanından, İstanbul, Frengistan, Tarsus ve Kabzus'tan, karadan ve denizden tüccarlar ve elçiler akın akın saltanat dergahına gelmeye başladılar. Sultan, Pervane ve Sahib Ata'nın eğitim-öğretim mahfülünde berrak suyun kenarında yetişen bir fidan gibi yetişip büyüyordu. Bir süre ağaç kalıpla menşur ve fermanları damgaladı."<ref>İbn Bibi, El Evamiru'l-Ala'iyye fi'l-Umuri'l-Ala'iyye, S.599, TTK Yayınları, Ankara 2014 </ref> Çocukluk döneminden yavaş yavaş çıkıp aklı ermeye başlayınca (eşyayı farketme ve isimleri ezberleme gücüne erişince) ona hoca tuttular. "O zaman Kur'an hükümlerini, namazın ve orucun gereklerini öğrenmeye, helal ve haram arasındaki farkı anlamaya başladı. Şiir:
 
Her ne kadar Cihanı Yaratan ona atabeğ ve talihi hoca olarak verdiyse de
 
İlk önce Tanrı'ya tapan hoca, hece harflerini onun aklına soktu.
 
Bağışlamayı ve cömertliği meslek edinince "Ta" harfine geçmeyi aklına koydu.
 
"Sa" diyince aklına sebat geldi. Ondan sonra Cim harfinden celali (büyüklüğü) buldu.
 
"Ha" ile ikbalin haddini gösterdi. "Hı" ile ise cihan padişahına hizmeti,
 
"Dal" ile düşüncesi devlet tarafına düştü, "Za" ile padişahlık ziynetini seçti.
 
"Sin" ile başını saadet tarafında koydu. "Şın" ile şekeri tutmayı (zabt) anladı.
 
"Tı" ile önce padişahlık yemeğini (taam) öğrendi, "Zı" dan sevinci (gıpta) arta.
 
"Fa" ile sazın başındaki faslı anladı. "Kaf" ile ise, büyüklüğü ve nezaketin kadrini.
 
"Kef" ile Keyyami külahını (taç) öğrendi. "Lam" ile ise, büyüklük bayrağını (liva) aştı.
 
"Mim" e gelince ödemeyi (mueddi) öğrendi. "Nun ile hareketi (nuhzet) ve zaferi (nusret) anladı.
 
"Vav" ile vekarı ve vefası yenilendi. "Ha" ile heybeti dilden dile dolaşır oldu.
 
"Ya" ile ülkenin Yusuf'u olmayı hatırladı. Dünyayı alan Uluğ Keykubad.
 
Sonunda "Lâ" (hayır) gibi bir harfi görünce hemen üzerine bir çizgi çekti.
 
Ne mutlu o yeni yetme padişaha ki, ondan ülkeye büyüklük yansımaktadır.
 
Hece harflerini öğrendikten sonra devlet ona öyle yaslandı ki, harfin sesinden imparator olma işaretleri verdi.
 
O, her zaman cihana hakim ve muzaffer olsun! Her vakti nevruz bayramı gibi olsun!"<ref>İbn Bibi, a.g.e, S.599-600</ref>
== Kaynakça ==
{{Kaynakça}}