Orhan Veli Kanık: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
43. satır:
Kanık, daha sonra, Ankara'ya giderek [[PTT]] Umum Müdürlüğü, Telgraf İşleri Reisliği, Milletlerarası Nizamlar bürosuna girdi.<ref name="KanıkAdnan9"/> Şair, Ankara'ya döndükten sonra eski arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet'le tekrar bir araya geldi ve bu üçlü, benzer tarzda şiirler yazmaya başladı. 1936 yılında, [[Nahid Sırrı Örik]]'in şiirlerini yayınlatmaları önerisinin ardından, [[Varlık Dergisi|''Varlık'']] dergisinde Orhan Veli'nin, ''Oaristys'', ''Ebabil'', ''Eldorado'', ''Düşüncelerimin Başucunda'' isimli şiirleri yayınlandı.<ref name="Bezirci197210">{{Harvnb|Bezirci|1972|p=10}}</ref> Dergide, Orhan Veli ve arkadaşları edebiyat dünyasına şöyle tanıtılmıştı:<ref name="Ozkirimli5"/>
 
{{cquoteAlıntı|Varlık'ın şiir kadrosu yeni ve kuvvetli genç imzalarla zenginleşmektedir. Aşağıda dört şiirini okuyacağınız Orhan Veli, şimdiye kadar yazılarını neşretmemiş olmasına rağmen olgun bir sanat sahibidir. Gelecek sayılarımızda onun ve arkadaşları Oktay Rifat, Melih Cevdet ve Mehmet Ali Sel'in şiirimize getirdikleri yeni havayı daha iyi belirtecektir.}}
 
Bu ilk şiirlerini, bir kısmı Mehmet Ali Sel [[mahlas]]ını taşıyan diğer şiirleri takip etti. 1936 - 1942 yılları arasında ''Varlık''ın yanı sıra ''İnsan'', ''[[Ses (dergi)|Ses]]'','' [[Gençlik (dergi)|Gençlik]]'', ''Küllük'', ''İnkılâpçı Gençlik'' dergilerinde şiirleri ve yazıları basıldı.<ref name="Bezirci199118">{{Harvnb|Bezirci|1991|p=18}}</ref> Orhan Veli, bu dönemin ilk yıllarında yazdığı şiirlerin şekli, yapısı ve içeriği dolayısıyla [[Hece vezni|hece şairi]] olarak kabul edildi. 1937 yılından sonra ise hem Kanık hem de Anday ve Horozcu yeni tarzda şiirlerini yayınlamaya başladılar.<ref name = "Taşçıoğlu29">{{Harvnb|Taşçıoğlu|2004|p=29}}</ref>
61. satır:
 
Lisedeki edebiyat hocası Ahmet Hamdi Tanpınar, Kanık'ı hastanede ziyaret etme fırsatı buldu ve bu olayı şöyle anlattı:
{{CquoteAlıntı|Daha orta mektebin birinci sınıfında talebem olan Orhan'ı Cerrahpaşa Hastanesi'nde son defa oksijen çadırının altında yarı çıplak, güçlükle nefes alır ve o kadar güzel hayallerin yakaladığı dünyamızı yalnız akı görünen gözlerinden boşanırken gördüğüm günü hiçbir zaman unutamam. Şiirimize tatlı anlaşmazlığı ve lezzeti getiren zeka, kendisi olmaktan çıkmıştı.<ref>Tanpınar, Ahmet Hamdi. ''Edebiyat Üzerine Makaleler''. Hazırlayan: [[Zeynep Kerman]]. İstanbul, 1977. Sayfa 447-448.</ref>}}
 
16 Kasım günü morgda yapılan otopsiden önce Sanat Dostları Cemiyeti tarafından Orhan Veli'nin yüzünün [[:wikt:mulaj|mulajı]] alındı.<ref name="Ercilasun17"/> 36 yaşında ölen şairin cenazesi 17 Kasım 1950'de, [[Beyazıt Camii]]'nden kaldırıldı. Cenaze, akademisyenler, yazar ve sanatçılardan oluşan kalabalık tarafından [[Sirkeci]]'ye kadar taşındı, oradan bir otomobil ile [[Aşiyan Mezarlığı]]'na götürülerek defnedildi. Rahatsızlandığı sırada üstünde bulunan ceketin cebinden bir diş fırçasının sarılı olduğu kâğıda yazılmış ''Aşk Resmi Geçidi'' isimli şiiri çıktı. 1 Şubat 1951'de arkadaşları tarafından anısına ''Son Yaprak'' çıkarıldı. Tek sayı olarak basılan bu dergide Orhan Veli'nin daha önce yayınlanmamış ''Aşk Resmi Geçidi'' şiiri de yer buldu.<ref name="Thema92">''Théma Larousse: Tematik Ansiklopedi'', [[Milliyet (gazete)|Milliyet]], 1993-1994. Cilt 6. Sayfa 92.</ref>
78. satır:
Kardeşi [[Adnan Veli]]'nin "Vücudu oldukça kemikli, kollarıyla bacakları epey uzundu. Göğsünü öne doğru eğerek hafifçe yaylanarak yürürdü. Elleri gayet ince, beyazdı. Parmakları adam akıllı uzun, tırnakları pembe, uzun ve yuvarlaktı. Geniş bir alnı, sivri bir çenesi vardı. Dudakları eni konu etliydi. Burnu tümsekliydi. Yüzü gençlikte çıkardığı ergenlik sivilceleri sebebiyle pürtüklüydü."<ref name="AdnanVeli14">{{Harvnb|Kanık|1953|p=14}}</ref> olarak anlattığı Orhan Veli'yi, yazar arkadaşı [[Sait Faik]] ise bir röportajında şöyle betimledi:
 
{{cquoteAlıntı|İki incecik bacak, kısaca bir trençkot, kanarya sarısı bir kaşkol, [[:wikt:müselles|müselles]] bir yüz, şişirilmiş bir göğüse benzeyen bir sırt, -denebilirse- ergenlik bozuğu bir yüz: İşte görünüşte Orhan Veli.<ref name="Abasıyanık">[[Sait Faik Abasıyanık|Abasıyanık, Sait Faik]]. ''Orhan Veli Kanık''. Yedigün Dergisi. 2 Şubat 1947</ref>}}
 
Herkesle iyi geçinen, kimsenin kalbini kırmayan, çevresindeki insanlara saygı gösteren Orhan Veli'nin yakın arkadaşları arasında [[Oktay Rifat]], [[Melih Cevdet]], [[Bedri Rahmi Eyüboğlu]], [[Sait Faik]], [[Suat Taşer]], [[Fikret Adil]], [[Agop Arad]] gibi isimler yer alıyordu. Son günlerinde en yakın olduğu isim ise [[Sabahattin Eyüboğlu]]'ydu.<ref name = "AdnanVeli15">{{Harvnb|Kanık|1953|p=15}}</ref> Garip akımını yalnız yazdıklarıyla değil, hayata karşı duruşuyla açıklayan şair, fiziğini bile bu uğurda kullanmaktan çekinmedi. Bu yüzden şiirinin hayatının sonucu olduğuna değil, aksine hayatını şiirine göre yaşadığına inanılır.<ref name="Ozkirimli5"/>