Anadolu Selçuklu Devleti: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Makedon (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Makedon (mesaj | katkılar)
Konuyla ilgisi yok, çıkarıldı. I. Melikşah maddesine alınmak üzere.
91. satır:
Bu sırada [[Halep]]'te bulunan ve [[Fatımiler]] halifeliğini ortadan kaldırmak üzere [[Mısır]] üzerine hareket etmek için hazırlanan Sultan Alp Arslan; Bizans'ın büyük bir orduyla Doğu Anadolu'ya geldiğinin öğrenince dönmüş ve [[Ahlat, Bitlis|Ahlat]]'a ulaşmıştır. Daha sonra iki ordu 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt'te karşılaşmış ve [[Malazgirt Meydan Muharebesi|savaş]] kesin Selçuklu zaferiyle noktalanmıştır. Bu zaferle beraber İran, Azerbaycan, Horasan gibi bölgelerde bulunan Türkler büyük bir hızla Anadolu'ya göç etmeye başlamış ve başta [[Artuk Bey]] olmak üzere Selçuklu komutanları, Anadolu beldelerini fethetmeye başlamışlardır <ref>Prof. Dr. Osman Turan, Türkiye Selçukluları Tarihi Ansiklopedisi, s.60-65</ref>.
 
1092 yılında [[Melikşah]]'ın ölümüyle beraber Anadolu'yu itaat altına almak için bölgede bulunan Bozan Bey geri dönmüş ve Türkiye Selçukluları istiklallerini korumuşlardır. Yine Melikşah'ın ölümüyle beraber; Süleyman Şah'ın Ayn Seylem savaşında ölümünden sonra [[İsfahan]]'a götürülen oğulları Kılıç Arslan ve Kulan Arslan serbest kalmışlardır. Kılıç Arslan ve Kulan Arslan serbest kaldıktan sonra İznik'e ulaşmış ve Ebu'l Gazi; hiçbir direniş göstermeden idareyi Kılıç Arslan'a devretmiştir. Böylece Anadolu Selçukluları içinde bulundukları büyük karışıklıklardan çıkmış ve yeniden fetih hareketlerine başlamışlardır <ref>Prof. Dr. Osman Turan, Türkiye Selçukluları Tarihi Ansiklopedisi, s.125-128</ref>.
 
Sultan Kılıç Arslan; tahta çıkınca [[İzmir]], [[Rodos]], [[İstanköy]], [[Sakız]] ve [[Midilli (ada)|Midilli]] adalarını fethetmiş ve ilk Türk donanmasını oluşturmuş olan [[Çaka Bey]]'in kızıyla evlenmiştir. Daha sonra [[Peçenekler]], [[Çaka Bey]] ve [[Kılıç Arslan]] arasında bir ittifak oluşturulmuştur. Bu ittifaka göre Peçenekler ve Selçuklular karadan, Çaka Bey ise denizden kuşatmak suretiyle [[İstanbul]]'u fethedecek ve Bizans İmparatorluğu ortadan kaldırılacaktı. Fakat bu durumun farkında olan Bizans imparatoru [[I. Aleksios]]; ilk önce [[Kıpçaklar]]'la anlaşmış ve 1091 yılında Peçenekler'i bertaraf etmiştir. Daha sonra Aleksios, Kılıç Arslan'ın ülkesinde; Çaka Bey'in çok güçlü olduğu ve sultanlık gayesinde olduğu şeklinde dedikodular çıkartmış ve bu dedikoduları öğrenince kaygılanan Kılıç Arslan, çok büyük bir hata yaparak kayınpederi Çaka Bey'i ortadan kaldırmıştır.<ref>Prof. Dr. Osman Turan, Türkiye Selçukluları Tarihi Ansiklopedisi, s.127</ref><ref name="Aleksiad, II, s.164-166">[[Anna Komnini]], [[Aleksiad]], II, s.164-166</ref>
107. satır:
=== Ebu'l Kasım Dönemi (1086-1092) ===
{{ana madde|Ebu'l-Kasım}}
Süleyman Şah'ın ölümüne takriben altı ay sonra Suriye'ye gelen Melikşah; bu sırada iç kale hariç [[Halep]]'i fethetmiş bulunan kardeşi Tutuş'u Şam meliki olarak bırakmış ve Tutuş, [[Dımaşk]] şehrine çekilmiştir. Melikşah, Halep'i Kasım ud-devle Ak-sungur'a, Antakya'ya varınca oraya Süleyman Şah'ın vezirinden alıp Yağı-sıyan'a, Urfa'yı Bozan Bey'e ve Musul'u da Çökermiş Bey'e ikta etmiştir. Artuk Bey ise; geçmişte Tutuş tarafından kendisine ikta edilen [[Kudüs]]'e yerleşmiştir <ref>Prof. Dr. Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.113</ref>. Böylece bölgedeki düzen ve asayiş sağlanmıştır.
 
Hakkında belirsizlik olan Urfa şehrine gelince; Filaret'in yerine Barsuma idaresinde bulunan Urfa, Bozan Bey tarafından kuşatılmış ve şehir halkının Barsuma'ya isyanıyla fethedilmiştir. İbn ül-Adim; Melikşah'ın Urfa'ya varınca, burayı Müslüman Filaret'e verdiğini yazarken daha evvel vukubulan bir hadiseyi yanlışlıkla bu zamana almıştır <ref>İbn ul-'Adim, Tarih, II, s.100</ref>. Urfalı Mathieu ise böyle bir şeyden bahsetmediği gibi <ref>Urfalı Mathieu, s.196</ref> şehrin Melikşah tarafından görevlendirilen Bozan Bey tarafından fethedilmesi, Melikşah'ın burayı Filaret'e vermediğini göstermektedir. Nitekim, şehir halkının Filaret'e olan nefretinden dolayı Urfa değil Maraş Filaret'e verilmiştir ve Filaret, 1085 yılında burada ölmüştür.
 
Urfalı Mathieu; ''dünyanın sultanı, Hristiyanlar'ın hamisi ve babası'' olarak nitelendirdiği Melikşah'ın, sayısız bir orduyla Anadolu'ya gittiğini yazarken tüm Anadolu'yu değil sadece Bizans'a ait sayılan Antakya ve Urfa havalisini kastetmiştir. Böyle belirsiz ifadelere İslam kaynaklarında da rastlanıldığı halde Melikşah, doğu ve güney Anadolu'dan daha ileriye gitmemiştir. Bu rivayetlerin Süleyman Şah'ın ölümünden sonra İznik üzerine gönderilen Porsuk Bey'in veya Bozan Bey'in seferiyle karıştırıldığı muhakkaktır <ref>Urfalı Mathieu, s.196; 'İmadeddin Bundari, s.55; Ahbar ud-devle, s.72</ref>.
 
Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye'de durum böyleyken Süleyman Şah'ın bu sefere çıkarken, başkent İznik'te yerine vekil olarak bıraktığı Ebu'l Kasım <ref>Ebu'l Kasım bir künye olup Kasım'ın babası demektir ve onun ismi günümüze kadar ulaşmamıştır.</ref>; Anadolu Selçukluları'nı idare etmeye başlamıştır. Hatta bazı rivayetlere göre Ebu'l Kasım İznik tahtına çıkmış ve kardeşi Ebu'l Gazi'yi Kapadokya (Kayseri) valiliğine tayin etmiştir <ref>Anna Komnini, Aleksiad, II, s.63, 67</ref>. Ebu'l Gazi'nin; Haçlı seferlerinde Kılıç Arslan'la beraber Ereğli savaşını yapan Hasan Bey olduğuna değinilecektir.