Hezarpare Ahmed Paşa: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
By erdo can (mesaj | katkılar)
k →‎Hayatı: Düzenleme, değiştirildi: dolayısiyla → dolayısıyla AWB ile
düzeltme AWB ile
22. satır:
1647'de Sultan İbrahim'in şehir dolaşımları sırasında bir ot arabasının yolu kesmesinden gazabe gelmesi sonucu Sultan sadrazaman olan [[Nevesinli Salih Paşa]]'yı orada bulunan bir imamın evindeki kuyu ipi ile idam ettirdi. Sadrazamlık için mühr-ü humayun Girit'te seferde bulunan [[Kaptan-ı Derya]] [[Kara Musa Paşa]]'ya verilmesi kararlaştırıldı. O istanbul'a gelinceye kadar o zaman defterdar olan Tezkereci Ahmet Paşa'ya İstanbul sedaret kaymakamı görevi verildi. Mühr-ü hümayun Girit'e bulunan kaptan-ı deryaya deniz yolu ile gönderildi. Ancak 5 gün sonra Kara Musa Paşa, sadarete tayininin haberini almış ama mühr-ü humayun daha Girit'e varmamış iken, 21 Eylül 1647 günü kuşatma altında bulunan [[Kandiye]] kalesi önünde şehit düştü. Bu ölüm üzerine mühr-ü humayunu Girit'e götürmekte olan gemiler geri çevrilerek mühür İstanbul'a geri getirildi. Sadrazam kaymakamlığı yapmakta olan Tezkerci Ahmed Paşa asaleten sadrazamlığa atandı. Aynı zamanda Tezkerci Ahmed Paşa'nin sultanın henüz iki yaşında olan kızı Beyhan Sultan ile evlilik namzetliği yapılıp yeni sadrazama saraya "damat" olma şerefi verildi.<ref name="uzunçarsılı"/>
 
Sadrazam olarak Tezkerci Ahmed Paşa'nin ilk icraatı eyalet valilerinden ve sancak beylerinden devlete yeni varidat sağlamak için yeni ek vergiler toplamaları için ferman gondermek oldu. Sivas Valisi olan [[Varvar Ali Paşa]] istenilen ek verginin yoksul halktan toplanamayacağını İstanbul'a bildirdi. Aynı sıralarda Sivas'data bulunan İbşir Paşa'nın nikahında bulunan namuslu karısının güzelliğini duyan Sultan İbrahim Sivas valisine bu namuslu kadını İstanbul'a göndermesi için bir emir de göndermişti. Bunları kötü yönetime çok önemli işaretler olarak gördüğünü ilan eden Vardar Ali Paşa Sivas'data merkezi hükümete karşı ayaklandı ve devlet tarafından Celali olarak kabul edildi. Onu tenkil için üzerine gönderilen askeri güçlere serdar olarak da İbșir Paşa görevlendirildi.<ref name="sakaoğlu">Sakaoğlu, Necdet (1999), ''Bu Mülkün Sultanları'', İstanbul:Oğlak ISBN 975-329-2996 say. 265</ref>
 
Sedareti sırasında Sultan İbrahim'in kadınlara düşkünlüğü daha da artmıştı. Paraya çok düşkün olan cariyeler dolayısıyla saray, büyük savruk harcamalar yapmaya devam etmekte idi. Askere ulufe vermek çok güç hale gelmişti. İlmiye ve ordu rütbeleri alınması ve yeni tayinleri için yapılan ödemeler çok büyük meblağlara varmıştı. İstanbul dışındaki eyalet valileri ve taşra ayanları İstanbul'a durmadan hediye ve rüşvet akıtır oldular. Sultan İbrahim sarayına aldığı cariyelerden bıkınca onları saraydan çıkma cariye olarak vezirler, beylerbeylerine nikahlatıp onlardan hediyeler ve paralar almaktaydı. Saraydan çıkma cariyelerle evlenen ileri gelenler de rüşvetsiz iş yapmaz olmuşlardı. Sadrazamın kardeşi olan İbrahim Ağa'nın sadrazama rüşvet aracısı olduğu İstanbul'da çok yaygın olarak bilinmekteydi. İbrahim Ağa'nın sarayla ilişkisini ise karısı Hubayar Kadın yürütmekteydi.<ref name="sakaoğlu"/>