Anadolu Selçuklu Devleti: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
111. satır:
Uzun süren taht mücadelelerinin ve saltanat kavgalarının sonucunda kardeşi Mansur ile birlikte [[Suriye]] civarında faaliyet gösteren Süleyman Şah; daha sonra Anadolu'ya geçmiş ve 1075 yılında [[Nikea]] (İznik) şehrini fethederek Anadolu Selçuklu Devleti'ni kurmuştur <ref name="ReferenceA">Prof. Dr. Osman Turan, Türkiye Selçukluları Tarihi Ansiklopedisi, s.84</ref><ref name="ReferenceB">Azimi, s.361, A'lak ul-hatira, British Museum, DD. 23334, s.34b.</ref><ref>Anonim Selçuk-name, s.36</ref>.
 
Süleyman Şah; 1075 yılında Nikea'da yerleştikten sonra, [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]]'ın içinde bulunduğu buhranlı durumdan yararlanarak sınırlarını hızla genişletmeye başlamıştır. Gerçekten de Bizans'ın [[Rumeli]] orduları komutanı [[Nikeforos Bryennios (yaşlı)|Bryennios]] 1075 yılında ayaklanmış ve 1077 yılında [[Adrianopolis]]'dete imparatorluğunu ilan ederek başkent [[Konstantinopolis]] üzerine yürümüştür. Bunun üzerine harekete geçen [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]]'ın Anadolu'daki ordularının komutanı [[III. Nikiforos|Nikiforos Botaneiates]]; [[Alp Arslan]]'dan kaçarak Bizans'a sığınan [[Selçuk Bey]]'in torunu El-basan (Khrysoskül) ile birleşerek, Süleyman Şah'ın taarruzlarına karşı geceleri ve sapa yollardan ilerlemek suretiyle [[Kütahya]]'dan [[İstanbul]]'a doğru ilerlemeye başlamıştır. Fakat Nikiforos, [[Sakarya]]'daki Atzula mevkisinde Selçuklu kuvvetleri tarafından sarılma riski ortaya çıkınca El-basan'ı amcazadesi Süleyman Şah'a göndermiştir. El-basan Süleyman Şah'a; Nikiforos'un imparatorluğu ele geçirmeyi amaçladığını ve bunu başardığı takdirde kendisine vadettiği menfaatleri anlatmıştır. Süleyman Şah; müttefiki bulunan mevcut Bizans imparatoru yerine daha uygun şartlarla Nikiforos'la ittifak yapmış ve kendisine asker desteği vermiştir. Nitekim 1078 yılında Nikiforos; İstanbul'a girmiş ve buradaki taraftarlarının müzaheretiyle Bizans tahtını ele geçirmiştir. Yanında getirdiği Türk askerlerini de [[Rumeli]]'de isyan etmekte olan Bizans'ın Rumeli orduları komutanı [[Nikeforos Bryennios (yaşlı)|Bryennios]]'a karşı göndermiştir <ref>Prof. Dr. Osman Turan, Türkiye Selçukluları Tarihi Ansiklopedisi, s.85</ref><ref>N. Bryennios, Fr. trc. Cousin (Historie de Contantinople'de), Paris 1672, III, s.760-761; Zonaras, s.109a; Attaliates, s.266, 276; G. Finlay, s.56; J. Laurent, Sultanat, s.180-181</ref>.
 
[[Bizans İmparatorluğu|Bizans]]'ın iç karışıklıklarını müdahale ederek hakimiyetini Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz sahillerine kadar her tarafta genişleten Süleyman Şah'ın muvaffakiyetleri arttıkça [[Türkistan]] ve [[İran]]'dan Anadolu'ya gelmekte olan Türkmen obalarının akınları süratlenmiş ve büyümüştür. Örneğin 1080 yılında [[Azerbaycan]]'dan Anadolu'ya çok büyük bir Türkmen nüfus akını gerçekleşmiştir. Ayrıca Süleyman Şah'ın fethettiği bölgelerde yaşayan [[Rum]], [[Ermeniler|Ermeni]] gibi yerli milletlere mensup olan insanlarda Bizans'ın başta dini ve ekonomik olmak üzere tüm baskılarından kurtulmuş ve huzura kavuşmuştur <ref>Prof. Dr. Osman Turan, Türkiye Selçukluları Tarihi Ansiklopedisi, s.38-40</ref><ref>Prof. Dr. Osman Turan, Selçuklular Tarihi, s.195-200</ref>.
119. satır:
 
Melikşah'ın Anadolu ve Kutalmışoğulları'nı itaat altına almak maksadıyla gönderdiği Porsuk Bey'in Anadolu'daki faaliyetleri hakkında kaynakların verdikleri bilgiler karışık ve kifayetsizdir. Bu rivayetlerden birine göre Melikşah, cihan hakimiyeti davasıyla <ref>Prof. Dr. Osman Turan, Selçuklular Tarihi, s.154-156</ref>, Porsuk Bey'i Anadolu'ya göndermiş ve Porsuk Bey Bizans'ı sıkıştırarak imparatoru yıllık 300.000 altun (dinar) haraca bağlamış hatta bizzat Melikşah'da İstanbul'a kuşatmış ve Bizans'ın vergisini 1.000.000 kızıl altına çıkarmış; Konya, Kayseri, Aksaray, İznik ve tüm Anadolu beldelerini fethederek Süleyman Şah'ı Anadolu'ya melik yapmış ve [[Antakya]]'yı da alarak kendisine teslim etmiş, [[Tutuş]]'u da [[Şam]]'a göndererek kendisini [[Mısır]] ve [[Magrip]]'in fethiyle görevlendirmiştir <ref>'İmad ud-din İsfahani (Bundari), Zubdat un-Nusra, nşr. Th. Houtsma, s.55, 70; Sadr ud-din el-Hüseyni, s.71-72</ref>.
Başka bir müellife göreyse [[Kutalmış]] ölünce oğlu Mansur Anadolu'ya gitmiş ve birçok beldeyi fethetmiştir. Melikşah tahta çıkınca Mansur'un üstüne Porsuk Bey'i göndermiş ve Porsuk Bey Mansur'u mağlup ederek onu ortadan kaldırmıştır. Ayrıca bu müellife göre Mansur öldüğü zaman kardeşi Süleyman'ın yaşı çok küçüktür ama Türkmenler'in kendisine iltihakıyla Süleyman'da birçok beldenin fethine muvaffak olmuştur <ref>Cenabi, el-'Aylem üz-zahir, Ayasofya No: 3033, s.470a</ref>. Yine başka bir müellife göre Melikşah; Porsuk Bey'i Kutalmışoğlu'nu <ref>Selçuklu hanedanına mensup bulunan Kutalmış'ın Süleyman ve Mansur'dan başka ismi bilinmeyen çocukları da vardır.</ref> yakalatmak üzere Anadolu'ya göndermiş ve Porsuk Bey, İstanbul'a sığınmış olan Kutalmışoğlu'nu Bizans imparatoru [[III. Nikiforos|Nikiforos Botaneiates]]'denten istese de Kutalmışoğlu kendisine teslim edilmemiştir. Daha sonra Porsuk Bey ile Kutalmışoğlu arasında şiddetli savaşlar yaşanmış, iki tarafta çok ağır kayıplar vermiş, nitekim Porsuk Bey bir hileyle hasmını ortadan kaldırarak durumu Melikşah'a bildirmiştir. Bunun üzerine Anadolu'da bulunan Türkmenler'de Kutalmış'ın diğer oğlu olan Süleyman'a sığınmıştır <ref>Ebu'l-Ferec, s.227</ref>.
Modern tarihçiler ise Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurulmasından sonra Süleyman Şah ve Mansur arasında taht kavgalarının başladığını, bu yüzden Süleyman Şah'ın yardım istemesi üzerine Melikşah'ın Porsuk Bey'i Anadolu'ya gönderdiğini ve iki ordunun birleşerek Mansur'u ortadan kaldırdığını, böylece Anadolu melikliğinin Süleyman Şah'a verildiğini yazarlar <ref>J. Laurent, Sultanat, s.179; M. H. Yınanç, Anadolu'nun Fethi, s.105; Kafesoğlu, Melikşah, İA, s.668</ref>.
 
206. satır:
 
==== Kılıç Arslan'ın Haçlılarla Mücadeleleri ====
Türkler'in Malazgirt Meydan Muharebesi'ne müteakip Anadolu'da yerleşme ve vatan kurma devresinde başlayan [[Haçlı seferleri]]; bu faaliyetleri tehdit edecek bir ehemmiyet taşır. Türkler'in Marmara kıyılarına kadar geldikleri ve Bizans'ın tüm Anadolu'ya kaybettiği zaman o dönemin Bizans imparatoru [[VII. Mikhail|Mihael]]; yine o dönem Papa olan [[VII. Gregorius]]'a 1074 yılında müracaat etmiş fakat yaptığı müracaat sonuç vermemiştir. Lakin Papa'nın giriştiği tahrikler Avrupa'da bir Haçlı havası yaratmış, cehalet ve dini taassup içindeki o dönem Avrupalılar'ını Selçuklular'a karşı hazırlamıştır. Bizans imparatoru I. Aleksios' de zor durumda kalınca 1091 yılında Papa [[II. Urbanus|II. Urban]]'dan yardım istemiştir.
 
Bu ikinci müracaat sonucunda Hristiyan Batı ve Müslüman Doğu dünyası için önemli sonuçlar doğuran [[Haçlı seferleri]] başlamıştır. Bu seferler esnasında, Bizans'ın istediği küçük askeri yardımlar yerine çok büyük kitleler harekete geçmiş ve çoğu disiplinsiz, savaştan anlamayan <ref>Chalandon, Alexis Comnene, s.159</ref><ref>Vasiliev, I, s.43</ref> insanlardan olan kitleler, akın halinde doğuya ilerlemeye başlamışlardır <ref name="ReferenceC"/><ref>A. A. Vasiliev, Historie de l'Empire Byzantin, Paris 1932, II, s.19-43</ref>. Bazı İslam kronikleri; bu seferlerin başlamasında [[Şii]] [[Fâtımî Devleti]]'nin de, [[Suriye]] bölgesindeki rakiplerini zayıflatmak için Haçlılar'ı bölgeye davet ettiğini rivayet eder <ref>İbn ül-Esir, X, s.94</ref>.
224. satır:
Kılıç Arslan; Danişmend Ahmed Gazi, Hasan Bey ve diğer beyleriyle Haçlı ordusuna son bir darbe vurmak istemiş ve bu maksatla tüm kuvvetle [[Ereğli]]'de toplanmışlardır. Fakat Haçlılar'ın muhafaza ettikleri zırhlı kuvvetlerin karşısında mücadele edilemeyeceği anlaşılınca bunlar geri çekilmişlerdir. Haçlılar, Ereğli'de ikiye ayrılarak bir kısmı [[Gülek Geçidi]]'ni aşarak [[Kilikya]]'ya girmiş büyük kısmıysa kuzeye kıvrılarak [[Kayseri]] istikametinde ilerlemiştir. Kayseri emiri Hasan Bey, bu Haçlılar ile çetin bir savaş vermiş ve çekildiği dağ yamaçlarında çok zayiata uğramıştır. Hasan Bey, burada o kadar çok şehit vermiştirki kendi adını alan bu [[Hasan Dağı]]'nda onun namına yapılan bir takım türbe ve ziyaretgahlar asırlarca Türkler'in hatıralarında yaşamıştır.
 
Kuzeye kıvrılan Haçlılar; Türkler'in tahliye ettikleri [[Kayseri]], [[Komana]] (Tokat), [[Göksun]] ve [[Maraş]] yoluyla güneye ilerlerken, [[Kilikya]]'ya giren Haçlılar [[Tarsus]], [[Adana]] ve Mamistra şehirlerini hücumla Türkler'den almışlardır. Tarsus'data zayiat veren Türkler, diğer şehirleri mukavemet etmeden bırakmışlardır. Kılıç Arslan, Buldacı'nın liderliğinde Büyük Selçuklu sultanı [[Berkyaruk]]'a gönderdiği bir elçi heyetiyle yardım istemiştir. Berkyaruk ise gülerek "Dünyanın hiçbir milletinin Türkler'e bu kadar fenalık yapamaz" şeklinde bir yanıt vermiştir. Aynı şekilde [[Musul]] [[atabey]]i [[Kerboğa]] da Kılıç Arslan'ın bu sözlerine hayret ettiğini, Keşiş Piyer'in İznik önlerinde imha edilen kuvvetlerini ve hala her tarafın cesetlerle dolu olduğunu belirtmiştir.<ref name="ReferenceD">Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.133</ref><ref>Albert d'Aix, Guizot, I, s.193-199</ref><ref>Historie anonyme, s.57-65</ref><ref>Guillaume de Tyr, I, s.110-120</ref><ref>Foucher de Chartres, s.34-35</ref><ref>Raoul de Caen, Faits gestes du prince Tancréde, s.72-86</ref>.
 
Büyük Haçlı taarruzu Anadolu Selçukluları'nı büyük bir zaafa ve sarsıntıya uğratmıştır. Bizanslılar, Anadolu'nun tüm sahil bölgelerini işgal etmişler; [[Çaka Bey]]'in [[İzmir]]'de vücuda getirdiği devleti ortadan kaldırmışlar ve tüm Batı Anadolu ile Karadeniz sahillerini ilhak etmişlerdir. Gülek Geçidi'ni aşıp Kilikya'ya giren Haçlılar sebebiyle şehirler ve ovalarda yerleşen Türkler'in çekilmesiyle beraberse [[Toros Dağları]]na sığınan Ermeniler yavaş yavaş şehir ve ovalara inmeye başlayarak bir prenslik vücuda getirmeye başlamışlardır <ref name="ReferenceD"/>.
313. satır:
Anadolu Selçuklu sultanları adına yapılan kervansaraylar "Sultan Han" ya da "Han" olarak adlandırılırdı. Hanlar çok büyük boyutlu yapılardı, bir bakıma sultanın ihtişamını yansıtmaktaydılar.
 
Anadolu Selçuklu mimarisinin günümüze kalan en önemli örnekleri arasında, [[Konya]]'da [[Alâeddin Camii]], [[Karatay Medresesi]], [[İnce Minareli Medrese]], [[Beyşehir]]'de [[Kubadabad Sarayı]], [[Niğde]]'de Alaeddin Camii, [[Ankara]]'da [[Aslanhane Camisi]], [[Kayseri]]'de [[Hunad Hatun Külliyesi|Huand Hatun Camii]] ve Külliyesi, [[Afyonkarahisar]]'da [[Ulucami]], [[Erzurum]]'da [[Çifte Minareli Medrese (Erzurum)|Çifte Minareli Medrese]], [[Sivas]]'data [[Gök Medrese (Sivas)|Gök Medrese]], [[Buruciye Medresesi]] ve [[Çifte Minareli Medrese (Sivas)|Çifte Minareli Medrese]], [[Kırşehir]]'de Melik Gazi Kümbeti, [[Ahlat]]'da [[Ulu Kümbet]] ve [[Çifte Kümbetler]] ile [[Nevşehir]]'de ([[Tuzköy camii]], [[Kızılkaya camii]]) ve diğer yapılar ([[Nevşehir Kalesi]] v.b.), [[Çankırı]]'da [[Taşmescid]] gösterilebilir.
 
== Ayrıca bakınız ==