Üçüncü Haçlı Seferi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
düzeltme AWB ile
66. satır:
Fatımi devletinin iktidar gücünden uzaklaştırılmış olan veziri Savar Mısır'dan kaçıp Şam'a gelmişti ve Nureddin Zengi'yi Mısır'ı ele geçirebilceğini inandırdı. Nureddin Zengi, Fatımi devletini Mısır'dan atmak için 1163'te bir askeri sefer hazırladı. Bu orduya Zengi'nin çok inandığı bir general olan [[Esedüddin Şirkuh|Şirkuh]] komuta etmekteydi. Bu orduda eski Fatımi veziri Savar ve Şirkuh'un yeğeni olan genç [[Selahaddin Eyyubi|Selahaddin]]'de bulunmaktaydı.<ref name="maalouf">Maalouf, Amin (çev. Ali Berktay), (2006) ''Arapların Gözünden Haçlı Seferleri'', İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayınları, ISBN 975-80-121-6</ref><ref name="runciman2">Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), ''Haçlı Seferleri Tarihi: II. Cilt Kudüs Krallığı ve Frank Doğu'', Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları ISBN 975-16-0497-4</ref>
 
Şirkuh'un ordusu Nisan 1164'te Suriye'den harekete geçerek [[Ürdün Nehri]]'ni doğu yakasından takip ederek [[Ölü Deniz]]in güneyine gelip buradan batıya dönerek Sina Yarımadası kuzeyinden Akdeniz kıyılarına geldi. 24 Nisan'da Mısır'ın en doğuda limanı olan [[Bilbays]]'ı eline geçirdi. 1 Mayıs'ta [[Kahire]] önünde kampa girip şehri kuşatmaya başladı. 13 yaşında olan Fatımi Sultanı [[Âzıd|El-Âzıd Li-Dinallâh]]'ın veziri ve gerçek devlet idaresinde elinde bulunduran Veziri "Dirgham" bu ordunun gelişine çok şaşırmıştı ve nasıl bir mukavemet sağlayacağını bilemedi. Her şeyi geride bırakıp kaçmakta iken yakalanıp öldürüldü. Yerine daha önce vezir olan ve Sirkuh'la birlikte gelen [[Savar]] tekrar Fatımi vezirliğine getirildi. Savar daha önce Nureddin Zengi ordusu tarafında olmakla beraber, iktidarı tekrar eline geçirince Sirkuh'un Mısır'dan ayrılmasını istedi. Sivar bu isteğini Sirkuh ve Suriye ordusuna kabul ettirmek için Mısır'daki Fatımi ordusuna güvenemiyordu. Bu nedenle Kudüs'dekiteki Haçlı Devlet Kralı olan [[I. Amalrik]]'e bir elçi göndererek ondan askeri yardım istedi. Zaten Mısır'a gözlerini dikmiş olan I. Amalrik bu fırsatı elinden kaçırmak istemedi ve Temmuz 1164de ağır süvari şövalyelerden oluşan bir Haçlı ordusunu Sina üzerinden Mısır'a gönderdi. 1164'te bu Haçlılar şövalyeler ordusu Mayıs'tan beri Mısır'da bulunup [[Bilbays]] önünde savunma mevkileri hazırlamış olan Sirkuh'un ordusu ile muharebeye girişti. Sirkuh ordusu burada haftalarca Haçlı hücumlarına karşı durdu. Fakat Sirkuh ana üssünden uzaktaydı; Haçlı ve Mısır Fatımi orduları arasında kalmıştı ve böylece stratejik durumu hiç iyi değildi.
 
Haçlıları Mısır'da Bilbays'dakitaki hücumlarından vazgeçirmek için bir büyük ordu ile Nureddin Zengi Haçlı [[Antakya Prensliği]]'nde hücuma geçti. Antakya yakınlarında bulunan Harim kalesini kuşattı. Bu kaleyi kurtarmak için Antakya Prensi [[III. Boemondo]] ve Trablus Kontu orduları ile geldiler. Bu kale önünde büyük bir muharebe, [[Harim Muharebesi]], yapıldı. Nureddin Zengi ordusu bu muharebede büyük bir zafer kazandı. Çok sayıda Haçlı askerleri ve 2.000 kadar şövalye öldürüldü ve Antakya Prensi ve Trablus Kontu esir olarak alındı.
 
Nureddin Zengi bu "Harım Muharebesi" galibiyetinden sonra eline geçen Haçlı bayraklarını ve ölen Haçlı şövalyelerinin kellelerini bir torbaya koyarak bir emin habercisi ile Mısır'a Bilhays'ta muharebeye devam eden Sirkuh'a gönderdi. Bunlar Bilbays'data bulunan Haçlı ordularına teşhir edildi. Moralleri çok bozulan Haçlı ordusu ve şövalyeleri Bilbays'ı bırakıp Filistin'e geri dönmeye karar verdiler. Kudüs Kralı I. Amalrik Sirkuh ile barış müzakerelerine girdi ve bu müzakereler sonunda her iki ordunun da Mısır'dan ayrılması üzerinde anlaşıldı. Ekim 1044de Haçlı ordusu Filistin'e döndü ve Sirkuh ile Suriye ordusu da aynı geliş güzergahlarını takip ederek 2 hafta içinde Şam'a geri geldi.<ref name="maalouf">sf. 162-164</ref>
 
Bu altı ay süren askeri harekâttan en karlı çıkan Fatımi Devleti veziri Savar olmuştu. Fatımi Devleti'nde iktidarı eline geçirmişti ve bu iktidar gücünü pekiştirmeye koyuldu. Fakat Sirkuh'un hiç yenilge görmeden Bilbays'dantan ve Mısır'dan ayrılmaktan hoşlanmıyacağı açıktı. Hemen Sirkuh'un Nureddin Zengi'yi yeniden bir Mısır seferi hazırlamaya ikna etmeye hatta zorlamaya çalışacağı öğrenilmişti. Savar Haçlı Kudüs Kralı I. Amalrik ile bir askeri savunma anlaşması yaptı. Bu anlaşmayı öğrenen Nureddin Zengi'nin eskiden yeni bir Mısır seferine girmeye pek niyetli değilken yeni bir seferi uygun görmeye başladı. 1167 yılı iki tarafın yeni bir Mısır seferi hazırlıklar yapması ile başladı.
 
1167de Sirkuh emrindeki Suriye ordusu yine aynı güzergahı takip ederek Mısır'a girdi. Aynı zamanda Kudüs Kralının Fatımilere yardım için hazırladığı Haçlı ordusu Filistin üzerinden Mısır'a geldi. Savar emrindeki Fatımi ordusu ve Kudüs kralının Haçlı ordusu Kahire önünde doğudan geleceğini bekledikleri Suriye ordusunu beklemeye koyuldular. Fakat Sirkuh Kahire'nin güneyinden şehrin etrafından dönerek batıdan geldi ve kamp kurduğu [[Gize]]'de piramitler mevki ile savunucu ordular arasında [[Nil Nehri]] bulunmaktaydı.
107. satır:
Ekim 1169'da Kudüs Kralı Amalrik tarafından beşinci defa Mısır'ı istila harekatı başlatıldı. Bizans İmparatoru Nureddin Zengi'nin bir generalinin Mısır'da güç kazanmasından kuşkulanmaktaydı. Sonra da Nureddin Zengi Güney Doğu Anadolu'da Diyarbakır Emiri Artuklu Kara Arslan ölüp ve Musul Emiri olan kardeşi Kutubeddin Zengi'nin sağlığının bozulması dolayısıyla yerlerine geçecek varislerin arasında büyük çatışmaların çıkması ile uğraşması gerekmekteydi ve Mısır'a yardım sağlayamayacağı öğrenilmişti.
 
Bu nedenlerle Kudüs Haçlılarının yeni bir Mısır'ı istila planı için Bizans donanması desteği sağlanması kararı alındı. 10 Temmuz'da Bizans donanması Contostephanus komutası altında Konstantinopolis'denten ayrıldı. Kudüs Kralı Amalrik komutasındaki Kudüs devleti Haçlı ordusu ise ancak Ekim'de Mısır'a girip Dimyat kalesine hücuma ve kaleyi kuşatmaya başladı. Nil Nehrine çekilen zencir yüzünden de Bizans donanması Dimyat önüne gecikerek geldi. Ayrıca mevsim geç olduğu için Bizans donanması için gereken yiyecek iaşesi sağlanamadı. Kudüs'denten gelen Haçlı şövalyeler da bu levazım gereğini planlamadıkları için Bizanslılara iaşe yardımı vermekten çekindiler. Bizans donanması mensupları büyük bir yiyecek sıkıntısına girdiler. Böylece Hristiyan istilacıların iki tarafının arası daha da açıldı. Ayrıca Kudüs Haçlı ordusu komutanı Amalrik Bizans donanma komutanının taktik tavsiyelerine kulak asmamaya başladı. Özellikle Dimyat kalesine hemen büyük bir hücuma geçmekten kaçındı. Savunucularin Nil üzerinden gönderdikleri bir ateş gemisi Bizans donanmasına büyük zararlar vermekte iken donanmanın tümüyle yanması Amalrik'in aldığı tedbirlerle önlenebildi. Yağan yağmurlar kale önünü ve Haçlı ordugahını çamur alanına döndürmüştü. Kalenin savunucuları da çok iyi hazırlıklıydılar, iyi organize edilmişler ve iyi komuta edilmekteydiler. Aralık başında bu kuşatmanın hiç sonuç vermeyeceği iyice anlaşıldı.<ref name="runciman2"/>
 
Bu zaman Selahaddin ile Kudüs Haçlıları arasında barış müzakerelerinin başladığı bilinmektedir. Fakat zamanının tarihçileri müzakerelerin nasıl gelişip nasıl sonuçlar doğurduğu hakkında kesin gerçekleri bildirmemektedirler. Barış anlaşması hakkında da değişik kaynaklar farklı gerçekler vermektedirler. Bunun için günümüzde gerçekte yapılan barışın şartlarının neler olduğu bilinmemektedir. Ama bu barış şartlarına göre 13 Aralık'ta Haçlı ordusu kuşatma mancınıklarını yakarak Dimyat önünden ayrıldı ve Filistin'e fazla zayiat vermeden geri dönebildi. Bizans donanması ise Akdeniz'de kötü hava ve fırtına dolayısıyla çok büyük zayiat verdi ve donanma komutanı Contostephanus bile ancak [[Tarsus]]'a Kilikya kıyısına çıkabildi ve karadan Konstantinopolis'e dönebildi.<ref name="runciman2"/>
157. satır:
Selahaddin ordusunun emirlerini Filistin'de bulunan Haçlı Avrupalı yerleşkelerini teslim almak üzere bu yerleşkeler üzerine gönderdi. Bunlar birbiri ardından hiç direniş görmeden kale ve şehirleri teslim almaya başladılar. Bunlardan en büyükleri olan [[Nablus]], [[Hayfa]] ve [[Nasıra]] hiç direnişsiz teslim olup bu şehir Hristiyanları da ya Sür'a ya da Kudüs'e gitmek üzere bu kale ve şehirlerden ayrıldılar. Büyük [[Tebnin]] kalesi 10 gün direndi. Mısır'dan bir takviye ordusuyla gelen Selahaddin kardeşi Adil'in üzerine gittiği [[Yaffa]]'da direniş daha şiddetli oldu. Adil sonunda bu şiddetli direnişi kırarak şehri eline geçirdi ama böyle bir askeri direnişle karşılaştığı için şehrin halkının hepsini köle yaptı.<ref name="maalouf"/>
 
Selahaddin eline geçirdiği Akka'da fazla kalmadan ordusuyla Kuzey Lübnan sahillerine yürüdü. Sür kalesi çok savunmalı bir coğrafi mevkide olduğu; kale duvarları yüksek ve bakımlı olduğu ve etraftan gelen Haçlılar tarafından iyi olarak korunmakta olduğu için kuşatmaya alınmadan kenarından geçildi. 29 Temmuz'da [[Sayda]] kalesi 68 yıllık Haçlı işgalinden sonra teslim oldu. Bunu 6 Ağustos'data [[Beyrut]] ve birkaç gün sonra [[Jübayl]] kaleleri takip etti. O sırada Selahaddin, Haçlı Trablus Kontluğu sınırlarına gelmişti. Ama gerisinde Sur kalesini ele geçirmeden bıraktığı için ordusuyla güneye döndü. Yine Sür kalesine kuşatmaya almadan [[Askelon]]'a hücuma geçti. 4 Eylül'de Askelon kalesi teslim oldu ve bunu Tapınak Şövalyelerinin elinde bulunan [[Gaza]] kalesi takip etti.<ref name="runciman2"/>
 
==== Kudüs kuşatması ve fethi ====
311. satır:
I. Richard Yafa'ya hücumu duyunca kuzeyde kıyı boyunda demirli gemilere ordusunun zırhlı şövalyelerini ve İtalyan Pisa'lı ve Genova'lı okçuları doldurarak Yafa önlerine geldi. Durumu bilmediği için önce karaya çıkmadı. Fakat daha teslim olmamış iç kalede bulunan bir papaz gizlice yüzerek gemilere geldi ve durumu I. Richard'a bildirdi. 31 Temmuz'da I. Richard 55 zırhlı şövalye, birkaç yüz piyade askeri ve 2000 kadar [[Tatar yayı|kurmalı yay]] kullanan Cenova'lı ve Pisa'lı denizci birliği ile karaya çıktı ve kaleye hücuma geçti. 31 Temmuz'da şehir tekrar Haçlılar eline geçti. Yafa'yı eline geçiren ve Richard'ın hücumuna karşı kaleyi savunan Müslüman askerler şehirden kaçabildiler. Selahaddin bu kaçışı ancak kaleden 10&nbsp;km kadar ileride durdurabildi ve ordusunu ancak orada yeniden düzene sokabildi.<ref name="runciman3"/>
 
Selahaddin Yafa'yı eline geçiren Richard'ın haçlı ordusunu desteklemek için Kayseriya şehrinden Haçlı takviye birlikleri gelmekte olduğu haberini aldı. Bu desteği önlemek için 4 Ağustos'data Selahaddin'in ordusu gizlice harekete geçerek ertesi gün sabah erkenden alaca karanlıkta yeniden şehre hücum etmek amacıyla şehir duvarların önünde toplanmaya başladılar. Fakat bir İtalyan haçlı askeri gizlice tarlalardan gelen Müslüman askerlerini görüp Richard'a bu haberi ulaştırmiştı. Richard şehirdeki hem uzun yaylı hem de kurmalı yaylı okçularını ve mızraklı ağır süvari birliklerini bir hücuma karşı hazırladı. 5 Ağustos günü Selahaddin'in çok hafif zırhlı Mısır ve Bedevi hafif süvari birlikleri şehre hücuma geçtiklerinde büyük zayiata uğradılar. Bazı Müslüman askerler şehre girmeyi başardılar ve şehri savunmakta olan İtalyan denizcileri gemilerine binip kaçmak üzere limana doğru çekildiler. Fakat Richard akşama doğru kendi birlikleri ile geri gelip müslüman birliklerini şehirden çekilmeye zorladı. Akşama doğru Selahaddin ordusunu geri çağırdı ve Kudüs'e doğru çekilmeye başladı.<ref name="runciman3"/>
 
Bu Yafa Muharebesi Richard'ın zaferi ile sonuçlanmakla beraber Richard'ın hiç ihtiyatları bulunmadığı için bu galibiyeti pekiştirme imkanı bulunmamaktaydı. Sarf ettiği olağanüstü şahsi gayret dolayısıyla Richard yorgun düşmüş ve hastalanmış; muharebeden hemen sonra yüksek bir ateşle hasta yatağında kalması gerekmişti. Buna karşılık Selahaddin Ramala'ya geri geldiği zaman Mısır'dan ve kuzey Suriye'den yeni gelmiş olan taze ve eğitimli birlikler orada onu beklemekteydi.<ref name="runciman3"/>
 
Richard daha önce karşılıklı müzakerelerde yakınlık gördüğü Selahaddin'in kardeşi ve onun barış müzakerecisi olan Adil'e bir mektup göndererek eğer Askalon kalesi Haçlılar elinde bırakılırsa barışa hemen hazır olduğunu bildirdi. Adil Kudüs yakınlarında idi ve o da hasta yatağında yatmaktaydı. Ağabeyi Selahaddin'le bu konu üzerinde görüştü ve Selahaddin Richard'ın Askalon kalesi hakkındaki teklifini kati olarak reddetti. 28 Ağustos'data Adil'in Richard'a gönderdiği kurye Selahaddin'den Richard'a şahsi hediye olarak taze şeftali, armut ve Hebron Dağı'ndan elde edilmiş buz getirdi; ama Selahaddin'in son olarak kat'iyetle Askalon Kalesi'ni Haçlılara terk etmeyeceğinin haberini de verdi.<ref name="runciman3"/>
 
== Ramla Antlaşması ve Aslan Yürekli Richard'ın Filistin'den ayrılışı ==