Antropoloji: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
kDeğişiklik özeti yok |
→Tarihi ve kurumsal bağlam: düzeltme AWB ile |
||
7. satır:
İnsanın, yeryüzünün herhangi bir yerinde yaşayabilme özgürlüğüne sahip olması onun fizik yapısını, davranışını ve kültürünü köklü bir biçimde etkilemiştir. Böylece, tamamen tek bir türe ait olmasına karşın bugünün insanları hayvanların diğer pek çok türünden daha farklı bir fizik yapıya sahiptirler. Aynı şekilde, insanın kültürleri ve dilleri geniş bir çevrede ele alındığında her yerde benzer olup, doğadaki ve fizik çevredeki farklılıklar, diğer gruplarla temasa geçme, her bir insan grubuna özgü tarihsel olaylar, sürekli olarak şaşırtıcı kültürel ve dilsel farklılıklara neden olurlar.<ref>[http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1254/14381.pdf Ralph Leon Beals - Harry Hoijer, An Introduction to Antropology (Antropolojinin konusu ve alanı)]</ref>
[[Dosya:Rosetta Stone.svg|
Kurumsal olarak, antropoloji 17., 18., 19. ve 20. yüzyıldaki Avrupa kolonizasyonu sırasında [[doğal tarih]]in (natural history, zaman zaman doğa tarihi) gelişmesiyle ortaya çıkmış, gelişmiştir. Bu zamanlardaki genelde "ilkel insanların" incelenmesi olarak görülen alanla karakterize olmuş ilk etnografik çalışmalar ortaya çıkmıştır. Bu dönemlerde ortaya çıkan bazı ünlü etnografik çalışmaların kökeni de kolonyal yönetimin isteğine dayanır; örneğin [[Edward Evan Evans-Pritchard]]’ın Azandi halkına dair çalışması gibi. Geç 18. yüzyılda, Aydınlanma düşüncesi insan topluluklarını ampirik olarak gözlemlenebilecek belirli prensiplere göre hareket eden doğal bir fenomen olarak betimlemişti{{ref|2}}. Bazı açılardan, Avrupa kolonilerindeki dil, kültür, fizyoloji, teknoloji, gelenek ve inançların araştırılması ve incelenmesi bu yerlerdeki fauna ve floranın araştırılması ve incelenmesinden farklı değildi. Bununla birlikte kültürel uygulama, özellikle son dönemlerde, büyük değişikliğe uğramıştır ve bugün antropolojinin kolonyal dönemin ve Avrupa’nın bu dönemdeki düşüncesi ve uygulamalarının bir uzantısı olarak tanımlanması veya görülmesi doğru değildir.
Antropoloji hızlı bir şekilde doğal tarihten ayrılarak ayrı bir disiplin olma yolunda gelişti ve 19. yüzyılın sonlarına doğru modern şekline büyük oranda yaklaştı. 1935’te örneğin, T. K. Penniman disiplinin tarihini konu alan ''“A Hundred Years of Anthropology”'' yani ''“Antropoloji’nin Bir Yüzyılı”'' isimli eseri kaleme almıştır.
20. yüzyılda akademik disiplinler üç ana alan içerisinde düzenlenmeye başlanmıştır. [[Bilim]]ler veya Türkçe’de daha sık kullanılan haliyle [[fen bilimleri]] tekrarlanabilir ve karşıtı kanıtlanabilir deneyler sayesinde doğa kanunlarının elde edilmesini amaçlarken, [[beşerî bilimler]] farklı millî gelenekleri, [[tarih]] ve [[sanat]] şeklinde incelemeyi amaçlar. [[Sosyal bilimler]] ise sosyal (toplumsal) fenomenlerin tanımlanması ve incelenmesini saptayacak bilimsel metotların geliştirilmesi ve sosyal bilgi için evrensel bir temelin oluşturulabilmesi gibi amaçlarla ortaya çıkmıştır. Bir akademik disiplin olarak antropoloji ise barındırdığı alt dalların benimsediği farklı yöntemler ve [[interdisipliner çalışmalar]]a bağlı olarak bu kategorilerden hiçbirine rahatlıkla konamamaktadır.
|