Müstaîn (Abbâsî halifesi): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
34. satır:
Bu seçim Bağdad'da bulunan diğer Mağribi kökenli ordu birlikleri ve Araplar tarafından iyi karşılanmadı. Bu gruplar birleşip toplanmış olan Türk subaylarına hücuma geçtiler; şehirdeki zindanları açıp buradaki mahpus kişileri kendi taraflarına aldılar ve silah depolarına hücum edip buradaki silahları yağmaladılar. Fakat Türk ve bazı Berber kökenli ordu mensupları daha disiplinli olarak ve daha iyi Türk asıllı komutanlar altında toplanıp isyancıların üzerine yürüyüp onları bastırmayı başarıp şehirdeki asayişi tekrar kurdular ve birçok isyancı öldürüldü.
 
Bağdad Arapları daha AbbasıAbbâsî ülkesinde (Emeviler gibi) sırf Arap hükmü geçer olmadığını anlamış oldular. Bağdad'ın valisi olan Tahiroğulları hanedanı kurucusu Tahir'in torunu Muhammed Arap ahalinin yeni halife hakkında verilen karara uymaya ikna edebildi. Böylece Mustain yeni halife olarak bütün AbbasıAbbâsî ülkesinde kabul edildi. AbbasıAbbâsî orduları subayları Mutazz ve kardeşi Müeiyed'ı halifelik iddialarından vazgeçmeye zorladılar. Bu iddialarından vazgeçince karşılığında hayatlarını, servet ve mülklerine ilişilmeyip kendilerine bağışlandı.
 
Fakat Bağdad'da bunların lehinde bir başka gösteri çıktı. Türk asıllı komutanlar bu sefer Mutazz ve kardeşini idam ettirip bütün mülklerinin müsaderesine karar vermek istmekteyden Vezir tarafından bu tutumdan vazgeçirildiler. Ama Mutazz Samarra'da tutuklandı. Bu sefer de Türk asıllı askerler Vezir'in bu merahametli tutumuna kızıp karşılık olarak Vezir'in tüm mal ve mülkünü müsadere ettiler ve Veziri de Girit'te sürgüne yolladılar. Bunun sonucunda Atamış adlı Türk komutan baş rol oynamaya başladı ve diğer önemli Türk subaylar ise taşra eyaletlerine vali ve asker komutanı olarak gönderildiler. Böylece AbbasıAbbâsî Devleti idaresi Türk asıllı Türkmenlerin eline geçmiş oldu.
 
Son elli yılda Arap orduları arasında devamlı her yıl Bizans'la olan Doğu Anadolu ve Anadolu sınırlarını mevsimlik olarak ihlal edip akın hücumlarında bulunma ve yağma toplayıp geri gelme bir görenek haline gelmişti. Bu hücumlara Bizans ve diğer Hristiyanların karşı durmaları hiç olağan değildi. Fakat 862'de iki koldan gönderilen 3000'er kişilik akıncı hücum orduları komutanları ile birlikte Bizanslılar tarafından mağlup edildiler ve tamamen ortadan silindiler. Bu hiç beklenmedik sonuçların haberi Bağdad'a eriştiğinde Bağdad halkı çılgına döndü. Büyük gösteriler yapıp Bizans'a karşı cihat yapılmasını istediler. Müslüman ordularının başına gelen bu felaketin kabahatini de Halifelerini istedikleri gibi öldürüp istedikleri kişileri halife tayin eden tanrısız Türk ordu komutanlarında buldular. Bu gösterilerde hapisaneler yine boşaltıldı ve nehir köprüleri yakıldı. Bu cihat (ve yağma) fikirleri etrafta bulunan Arap eyaletleri tarafından uygun gelmişti ve bunlar da Bağdad'a akmaya başladılar. Samarra'da halk hareketi başlayıp hapishaneler boşaltilmişti.
42. satır:
Fakat Türk komutanlar bunlara pek aldırmadılar. Kendi aralarında bölünmüşler ve kardeş kavgasına girişmişlerdi. Kendi kışlaları yakında olan Samarra'daki isyan hareketlerini bastırdılar ama Bağdad'ı kendi haline bıraktılar. Alt komutanlardan olan Küçük Boğa ve Vasıf adındaki subaylar üst komutan olan Atamış aleyhinde bir hareket hazırladılar ve Atamış'ı devletin gelirlerini Halife Mustain'in annesine ve etrafındakiler vererek çarçur etmekle suçladılar. 864'te Türk askerler sarayda bulunan Atamış'a hücuma geçtiler. Atamış kaçmaya çalıştı ama başaramadı ve Halife'den kendini korumasını istedi. Saray iki gün süren muharasadan sonra teslim oldu. Atamış yakalandı ve idam edildi. Samarra'daki saraylılar bürokrasisi ise Halife Mustain'i kuzeni Mutazz'i halife secme ile tehdit edip halifeyi ülkenin idaresinden tamamiyle ayırmışlardı.
 
AbbasıAbbâsî ülkesindeki diğer bölgelerinde de asayiş bozulmuştu.
 
864'te Küfe'de halk Peygamber'in sülalesinden olan Yahya etrafında toplanıp merkezi idareye isyan etmişti. Yahya civardaki Abassi ordularını hemen elemine etmişti. Ama bu sefer üzerine merkezden ordular gönderildi ve sonunla Yahya mağlup edildi. Kesik başı önce Samarra'ya gönderilip orada halka teşhir edildi. Sonra teşhir edilmek üzere Bağdad'a gönderildi. Fakat Yahya'nın başını görmek için büyük bir kalabalık toplandı ve bunlar bir peygamber sülalesinden gelen kişinin öldürülmesi aleytarıydılar. Hemen idareci Türkler tarafından kesik baş gösterme yerinden alınıp silah deposuna konuldu.