Damat İbrahim Paşa: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
CosmosAway (mesaj | katkılar)
k →‎Hayatı: Yazım kuralı gereği değiştirildi: sarfetti → sarf etti AWB ile
CosmosAway (mesaj | katkılar)
k Gözümden kaçtı, kusura bakmayın.
50. satır:
Bu arada İstanbul'da pahalılık almış yürümüş ve devlet hazinesine vergiler azalmıştiı. Şubat 1597'de yeni bir Avusturya seferi hazırlıkları yapıldı ama vergi eksikliği dolayısıyla bunun masrafları için 20 kese altın iç hazineden çıkarılıp sağlandı ve o yılki ulufe ödemeleri zorlukla yapıldı. Şehirde kent güvenliği gereğince sağlanamıyordu.<ref name="sakaoğlu">Sakaoğlu, Necdet, (1999), ''Bu Mülkün Sultanları'', İstanbul:Oğlak say. 191.</ref> 15 Haziran'da yeni Avusturya serdar-ı ekremi olarak sadrazam Damat İbrahim otağa çıkmakla beraber, hastalığı dolayısıyla hareket etmemişti. Bütün bunlar nedeniyle 3 Kasım 1597'de Damat İbrahim Paşa sadrazamlıktan azledildi ve yerine [[Hadim Hasan Paşa]] sedarete getirildi.
 
Fakat fiyat artışı, asayişsizlik, devletin asker toplama ve malî buhranı gittikçe kritik hale gelmeye başladı ve yapılan Eflak Seferi'nde bunlar kötü sonuçlar doğurdu. 6 Ocak 1599'da Damat İbrahim Paşa, Avusturya üzerine sefere çıkması şartı ile üçüncü defa sadarete getirildi. Üçüncü sadaretinde Damat İbrahim Paşa, kötü devlet idare ile bozulan devlet dairelerini tanzime, seferden kaçan dirlik ve zeamet sahiplerini cezalandırmaya, ordunun ihtiyaçlarını gidermeye ve vilâyet işlerini düzeltmeye başladi. Sefer hazırlıklarını tamamladıktan sonra da 1599'da İstanbul'dan Belgrad'a doğru harekete geçti. Edirne'ye geldiğinde Avusturya seraskeri olan [[Satırcı Mehmed Paşa]]'yı başarısızlığı sebebiyle idam ettirdi. Daha sonra Belgrad'a, oradan Macaristan'a giren İbrahim Paşa, [[Estergon]] üzerine yürüdü. Ancak bu hareketi, muharebe yapmak veya kale fethetmek gayesinden ziyâde kalelerin tamiri ve uzun süren muharebeler neticesinde dağılan veya Osmanlılar aleyhine cephe alan yerli halkın yeniden kazanılması gayesine matuf idi. Bu yürüyüş esnasında bazı müsaademelerdemüsademelerde olmuş ve akıncılar Visegrad civarında Veregel palankasını ele geçirmişlerdi. Yine bu yürüyüş esnasında Avusturyalılarla bir sulh teşebbüsünde bulunulmuş, ancak müspet bir netice elde edilememişti.
 
Sadrazam İbrahim Paşa, 1600 baharında [[Belgrad]]'dan çıkarak, [[Estergon Kalesi]] üzerine yürüyüşe geçti. [[Tiryaki Hasan Paşa]]'nında bulunduğu toplantıda, her zaman için tehlike teşkil eden Kanije'nin fethi kararlaştırıldı. Kırk günden fazla muhasara edilen kale, bir taraftan gelecek yardımdan ümid kesilmesi, diğer taraftan kalenin barut mahzenine ateş düşmesi üzerine Damat İbrahim Paşa'ya teslim edildi. Burası Beylerbeyilikle Tiryaki Hasan Paşa'ya verildi. Avusturyalıların mühim hudut kalelerinden olan Kanije'nin düşmesi, düşmana büyük bir darbe indirdi. Bu muvaffakiyetinden çok memnun olan padişah, Sadrazam Damat İbrahim Paşa'ya gönderdiği hatt-ı humayunda onu tebrik etti ve hayatta olduğu müddetçe makamında kalacağını vadetti. Bu fetihle İbrahim Paşa '''Kanije Fâtihi''' unvanını aldı.