Ermeniler: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
By erdo can (mesaj | katkılar) k →Dış bağlantılar: düzenleme AWB ile |
düzeltme AWB ile |
||
92. satır:
|bölge29 = {{bayraksimge|Çek Cumhuriyeti}} [[Çek Cumhuriyeti]]
|nüfus29 = 10.000
|ref29 = {{lower|<ref name="Zenian">[http://www.agbu.org/publications/article.asp?A_ID=35 Armenian General Benevolent Union - Publications]</ref>{{
|bölge30 = {{bayraksimge|Polonya}} [[Polonya]]
|nüfus30 = 262
137. satır:
[[Dosya:Roman-Parthian War 61-63.svg|thumb|left|260px|Savaşın son üç yılındaki seferler. L. Caesennius Paetus komutasındaki Roma Ordusu Rhandeia'da Partlara yenildi.]]
Eski Fars (Pers) İmparatorluğunun son döneminde Arminiya eyaletinin siyasi öneminin arttığı ve bölgenin imparatorluk bünyesindeki iktidar mücadelelerinde ön planda rol oynadığı görülür. Fars İmparatorluğunun [[Makedonyalı III. Aleksander]] tarafından yıkılmasından (M.Ö. 331) bir süre sonra bölgede, biri Aras Vadisinde, diğeri Sophene (Elazığ) havalisinde odaklanan iki ayrı krallık ortaya çıkmıştır. Her iki devletin hükümdar sülaleleri İran yönetici sınıfı kökenli olduklarını iddia etmekle birlikte, Suriye ve Anadolu'da egemen olan [[Helenistik]] devletlerle yakın ilişkiler kurmuşlardır.{{
M.Ö. 1. yüzyıl başında Suriye'de Selevkoslar Krallığının çöküşü üzerine Ermenistan Kralı [[II. Tigran]] (M.Ö. 95 - 55) Yukarı Mezopotamya ve Suriye'ye doğru yayılma siyaseti izleyerek egemenliğini bugünkü Lübnan'ın güneyine dek genişletmeyi başarmıştır. Tigran, başkentini de [[Amida (Mezopotamya)|Amida]] (Modern Diyarbakır) yakınlarında kurduğu [[Tigranakert]] (Tigranocerta) kentine taşımıştır. Ancak Doğu Akdeniz'de güçler dengesinin bozulmasından rahatsız olan [[Roma İmparatorluğu]]nun müdahalesi üzerine Tigran, [[Gnaeus Pompeius Magnus|Pompeius]] komutasındaki Roma kuvvetlerine yenilmiş ve fethettiği toprakları terke mecbur bırakılmıştır{{
M.Ö. 1. yüzyıldan MS 4. yüzyıla dek Ermeni krallığının, bir yandan Roma, diğer yandan İran'da kurulan [[Part]] ve daha sonra [[Sasani]] imparatorlukları arasında bir tür "tampon bölge" görevi üstlendiği görülür. Krallar sık sık dış güçlerin müdahaleleriyle değişmiş, hatta kraliyet hanedanı dışından yabancı asıllı kişiler zaman zaman Roma veya İran baskısıyla kral atanmışlardır. Kraliyet makamının zayıfladığı bu dönemde yerel bey hanedanları (''nakharar'' 'lar) güçlenmiş ve çok sayıda beylikler ortaya çıkmıştır. En önemli ''nakharar'' hanedanları [[Muş]]'ta Mamigonyan'lar, [[Kars]]'ta Gamsaragan'lar, [[İspir]]'de, daha sonra [[Kars]], [[Ardanuç]] ve [[Muş]]'ta Bagratuni'ler, [[Başkale]] ve [[Van]]'da Ardzruni'ler, [[Gevaş]]'ta Rştuni'ler, [[Tekman]]'da Vahevuni'ler, [[Erciş]]'te Abahuni'ler, [[Malazgirt]]'te Knuni'lerdir.{{
387 yılında Ermenistan, [[Doğu Roma İmparatorluğu]] ile [[Sasani İmparatorluğu]] arasında ikiye bölünmüştür. Bu tarihte çizilen ve Erzurum-Silvan-Nusaybin hattından geçen sınır, yaklaşık 300 yıl boyunca Bizans-İran sınırını oluşturmuştur. Batı Ermenistan bu tarihten itibaren Bizans tarafından atanan (fakat çoğunlukla yerel ''nakharar'' ailelerinden gelen) askeri valilerce yönetilirken, Doğu Ermenistan'da kraliyet hanedanı 421 yılına kadar hüküm sürmüş, bu tarihten sonra doğuda da İran tarafından atanan valiler (''vostikan'' 'lar) dönemi başlamıştır{{
=== Ortaçağ ===
Ermeni ülkesi 640-653 yılları arasında gerçekleştirilen seferler sonucunda Arap egemenliğine girmiştir. Ancak Halifelik yönetimi bölgede doğrudan bir İslamlaştırma veya Araplaştırma politikası uygulamayarak, yerel ''nakharar'' sülalelerine geniş özerklik tanıyan bir düzen kurmuştur.{{
9. yüzyıl sonunda Abbasi Halifeliğinin zayıflaması üzerine, Bizans'ın Ermeni beylerini kazanmaya yönelik politikalar geliştirdiği, buna karşılık Bağdat yönetiminin de Arap yanlısı olarak tanınan [[Bagratlı Krallığı|Bagratlılar]] ve Ardzruniler gibi ''nakharar'' ailelerini destekleme yoluna gittiği görülür. 806'da Halife Harunürreşid Bagratlılar´dan "Et Yiyen" lakabıyla anılan Aşot'u "Ermenistan Emiri" ilan etmiştir. Kendisinin torunu olan bir başka [[Aşot Bagratuni]] 886'da "Şehinşah-ı Armen" sıfatıyla Ermenistan tacını giymiştir. [[Kars]] ve [[Ani]] kentlerinde hüküm süren Bagratuni'lere karşılık, [[Gevaş]] ve [[Akdamar Adası]]'nda yerleşik olan Ardzruni hanedanı onlara rakip bir Ermenistan Krallığı iddiasına girişmişlerdir. Her iki krallık iç kavgalar ve hanedan mücadeleleriyle bölündüğü halde, 10. yüzyılda ve 11. yüzyılın ilk yıllarında, bugüne kadar kalıntıları görülen bayındırlık ve sanat eserleri ortaya koydular. Akdamar Adası'ndaki [[Surp Haç Kilisesi]] ve Kars, Ani ve Artvin yöresindeki birçok anıtsal yapı bu dönemin eseridir.{{
11. yüzyıl başında tamamen parçalanan Arap imparatorluğunun bıraktığı boşlukta Bizans İmparatorluğu atağa geçerek bölgedeki Ermeni devletlerini teker teker egemenliği altına almıştır. Malazgirt 993'te, Ardanuç ve Yusufeli 1000'de, Ardzruni Krallığı 1020'de, Ani 1045'te, Kars 1064'te Bizans'a boyun eğer. Yenilgiye uğrayan Ermeni beyleri Bizans Devleti tarafından Fırat'ın batısındaki eski Rum topraklarına göç ettirilerek, maiyetleri ile birlikte Sivas, Kayseri, Maraş, Antep ve Kilikya bölgelerine iskân edilirler{{
[[Malazgirt Savaşı]]'ndan sonra Anadolu'da Bizans egemenliğinin iflası üzerine, Bizans toprakları içindeki Ermeni askeri şeflerinin bazıları İç-doğu Anadolu'da bağımsız veya [[özerk]](yarı-bağımsız) beylikler kurmuştur. Bu beyliklerin çoğu 1080'den sonra Türkler tarafından tasfiye edildi ya da küçük bir bölümü Müslümanlığı kabul ederek Türkleşirken,[[Kilikya]] (Çukurova) bölgesinde Sis ([[Kozan]]) ve [[Anavarza]] kalelerinde yerleşik olan Rupenyan Beyliği yaklaşık 300 yıl boyunca bağımsız kimliğini korumayı başardı{{
=== Osmanlı ve İran egemenliği ===
[[Dosya:Armenian.jpg|left|100px|thumb|Bir Osmanlı Ermenisi tasviri, 1779]]
{{ayrıca bakınız|Osmanlı Ermenileri}}
Ermeniler'in vatanı 11. yüzyıldan itibaren çeşitli Türk ve İran devletlerinin egemenliği altında paylaşıldı. Eski Ermeni yerleşim merkezleri 13. yüzyıldaki Moğol istilası ve özellikle 16. yüzyıldaki Osmanlı-İran savaşları sonucu büyük tahribata uğrarken, bölgeden Türk ve İran devletlerinin siyasi ve ekonomik merkezlerine doğru önemli bir Ermeni göçü vuku bulmuştu.{{
15. yüzyılda [[Akkoyunlu]] Devleti, Ermeni kilisesine yönelik aktif bir himaye politikası izlemiş, Ermeni Kilisesi'nin ruhani başkanlığı olan ''Gatoğigosluk'' makamının [[Eçmiadzin]]'de (bugünkü Ermenistan Cumhuriyeti içinde, antik Vağarşapat kenti yakınında) [[1441]]'de yeniden tesisine önayak oldu. [[II. Mehmed]]'in [[1476]]'da İstanbul'da Ermeni Patrikhanesini kurdurmasında, Akkoyunlu Devleti ile Osmanlı Devleti arasındaki güç mücadelesinin etkisi vardı.{{
1606'da [[Safevi]] Şahı [[I. Abbas]] [[İsfahan]] yakınında [[Yeni Culfa, İsfahan|Yeni Culfa]] kentini kurarak [[Nahçıvan (şehir)|Nahçıvan]] ve [[Kars]]'tan getirdiği 150.000 Ermeniyi buraya iskân ettirdi. Bu tarihten itibaren Yeni Culfa, İstanbul ile birlikte Ermeni kültürünün başlıca iki merkezinden biri olarak öne çıktı.{{
=== Ermeni Reform Hareketi ve milliyetçiliğin doğuşu ===
Osmanlı Ermenileri arasında Batılılaşma ve reform hareketlerinin başlangıcı 18. yüzyılın ilk yıllarına dayanır{{
İstanbul Ermeni entelijensiyası özellikle [[1826]]-[[1876]] yılları arasında, [[II. Mahmut]] ve [[Tanzimat]]'ın reform politikalarıyla özdeşleşerek, Osmanlı siyasi ve kültürel yaşamında daha önce sahip olmadığı aktif bir rol oynamaya başlamıştır. Ermenice basın 1860'tan itibaren hızla gelişerek Türkçe basınla rekabet edebilecek bir toplam tiraja ulaşmıştır. 1856 [[Islahat Fermanı]]'ndan sonra Ermeniler çeşitli devlet kademelerinde görev alarak, askeri ve sivil vezaret (paşalık) rütbesine ve nazırlık görevine kadar yükselmişlerdir.
176. satır:
[[1895]]'te Taşnaksutyun önderliğinde Doğu Anadolu'da girişilen protesto yürüyüşü, II. Abdülhamid'in yönetimince sert bir şekilde bastırılmıştır. Protestonun amacı azınlıklara yapılan baskının durudurulmasının istenmesi idi. 1895 olayları çoğu zaman "Birinci Ermeni Katliamı" olarak adlandırılır.
Abdülhamid saltanatının son yıllarında Ermeni Devrimci Federasyonu rejime karşı direnişin önemli bir nüvesini oluşturmuş ve bu niteliğiyle [[İttihat ve Terakki]] örgütüne de model ve müttefik olmuştur. [[1908 Devrimi]]'nde İttihat ve Terakki ile Taşnaksutyun beraber hareket etmişlerdir. Ancak ihtilalden kısa bir süre sonra iki örgüt arasında anlaşmazlık çıkmış, ve iktidar partisinin eski müttefikleri hakkındaki kuşkuları, İttihat ve Terakki'nin 1912'den itibaren belirginleşen Ermeni aleyhtarı politikasında rol oynadı.{{
== Ermeni Kırımı ==
|