Türk Kurtuluş Savaşı'nda Sovyetler Birliği-Türkiye ilişkileri: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k →‎Türkiye'deki komünizm faaliyetleri: Ufak düzenlemeler yapıldı
47. satır:
 
==== Türkiye'deki komünizm faaliyetleri ====
Bu dönemde Sovyetler Birliği ile iyi geçinmek adına Türkiye'deki komünistlerin örgütlenmelerine de göz yumuluyordu. Türkiye'deki komünistler iki grupta toplanıyorlardı. Bunlardan Moskova grubu [[Mustafa Suphi]] çevresinde, Paris grubu ise [[Vedat Nedim Tör|Vedat Nedim (Tör)]] ve [[Ethem Nejat]] gibi Almanya'da eğitim görmüş ve Spartaküs ayaklanmasına tanık olup, Avrupa'daki Bolşevik hareketlerden etkilenmiş aydınların çevresinde toplanmıştı. Oysa o dönem dünyadaki birçok ülkedeki [[antikomünizm|antikomünist]] tepkiler gibi [[Türkiye'de antikomünizm|Türkiye'de de komünizme karşı bir endişe ve yer yer tepkiler verilmesi]] baş gösteriyordu.<ref name="Yalçın">{{Kitap kaynağı | başlık = Türk Komünizmi Üzerine Bazı Gözlemler | soyadı = Yalçın | ad = Aydın | yazarbağı = Aydın Yalçın | url = https://books.google.com/books?id=VQIKAQAAIAAJ | sayfa = 169 | sayfalar = 18-19 | yayıncı= Ekonomik ve Sosyal Yayınlar | yer = Ankara | yıl = 1977 |}}</ref>
 
24 Ağustos 1920 tarihli bir Fransız istihbarat raporuna göre, İstanbul'da 3 Rusya ve 13 Türkiye vatandaşı ile kurulan bir Bolşevik Komitesi çeşitli örgütlenme faaliyetleri yürütüyordu. Komite, şubeleşmesini Anadolu'nun birçok yöresinde gerçekleştirdiği gibi Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan'daki Bolşevik komiteleriyle de işbirliği yapıyordu.<ref name="Bilge Yavuz">{{Kitap kaynağı | başlık = Türk-Fransız İlişkileri | url = https://books.google.com/books?id=BTJpAAAAMAAJ | soyadı = Yavuz | ad = Bilge | cilt = 93 | sayfa = 194 | sayfalar = 75 | yayıncı= Türk Tarih Kurumu Yayınları | yıl = 1994 |}}</ref>
 
[[Dosya:Yunus Nadi Bey.jpg|küçükresim|sağ|140px|[[Yunus Nadi Abalıoğlu|Yunus Nadi (Abalıoğlu)]]]]
57. satır:
[[Dosya:Hakkı Behiç Bey Bayiç.jpg|küçükresim|sağ|140px|[[Hakkı Behiç Bayiç|Hakkı Behiç (Bayiç)]]]]
 
Anadolu'da ise, 1920 yılının Mayıs ayında oluşturulan [[Yeşil Ordu Cemiyeti]] ve Haziran ayında kurulan [[Halk Zümresi]] güçlerini arttırıyorlardı. Asıl silahlı güç olan Yeşil Ordu'nun meclisteki temsiliyetini Halk Zümresi sağlıyor, iki teşkilat birlikte hareket ediyorlardı. En güçlü dönemlerinde Halk Zümresi'nin vekil sayısı 85'e kadar yükselmişti. Üstelik Halk Zümresi yanlıları meclis oturumlarında hep hazır bulunduklarından katılan vekillerin yarısını bulabiliyorlardı, bu durum da kararlarda etkili olmalarını sağlıyordu.<ref name="Taha Akyol">{{Haber kaynağı | başlık = 1921-1922 Türk'ün Ateşle İmtihanı belgeseli, 5. bölüm | ad = Taha | soyadı = Akyol | yayıncı = CNN Türk | bölüm = 5 | tarih = 6 Ekim 2017 }}</ref> [[Çerkez Ethem]]'in 6 bin kişilik birliğiyle Yeşil Ordu'ya katılması ile askerî ve siyasî dengeler de değişmeye başlamıştı. [[Eskişehir]]'de Çerkez Ethem'in sağladığı mali destekle çıkarılan ve kendisini “''İslamî Bolşevik gazetesi''” olarak tanımlayan “ ''Seyyare-i Yeni Dünya''” adlı günlük siyasî gazeteyi [[Arif Oruç]] ve Mustafa Nuri kurdular.<ref name="Kacıroğlu">{{Kitap kaynağı | url = http://www.karam.org.tr/Makaleler/885464625_kaciroglu.pdf | ad = Murat | soyadı = Kacıroğlu | başlık = Arif Oruç’un Abdülaziz Dönemini Anlatan Eseri: Sultan Abdülaziz Nasıl Hal’ Edildi, Nasıl İntihar Etti? | yayıncı = Karadeniz Araştırmaları | cilt = 6 | sayı = 24 | sayfalar = 43-74 | tarih = Kış 2010 }}</ref>. Daha sonra Çerkez Ethem [[Türk Komünist Fırkası]]'na katılınca, [[Yunus Nadi Abalıoğlu|Yunus Nadi (Abalıoğlu)]]'nin "''[[Yeni Gün|Anadolu'da Yeni Gün]]''" gazetesinin yanında, bu partinin ikinci yayın organı olarak (Mustafa Kemal'in de isteği üzerine) Ankara’ya taşındı ve yayımlanmaya devam etti. Resmî Türk Komünist Fırkası'nın bir yayın organı hâline geldi, adı da 83. sayıdan itibaren "''[[Yeni Dünya (dergi)|Yeni Dünya]]''" oldu. Ethem’in tasfiyesi sırasında da gazete kapanmıştır.<ref name=Tunçay>{{Kitap kaynağı | ad = Mete | soyadı = Tunçay | başlık = Arif Oruç'un Yarın'ı (1933) | yayıncı = İletişim Yayınları | yer = İstanbul | tarih = 1991 | sayfalar = 10 }}</ref>
 
1-7 Eylül tarihleri arasında Bakü'de toplanan [[Birinci Doğu Halkları Kurultayı|1. Doğu Halkları Kurultayı]]'na Ankara Hükûmeti de bir heyet gönderdi. Mustafa Kemal'e bağlı BMM Hükûmeti temsilcileri, Mustafa Suphi ve arkadaşlarından oluşan Türk komünistler, (Kurultay’a katılan Enver Paşa ve arkadaşlarından oluşan İttihatçılar, birbiriyle çekişen 3 ayrı grup idi. Türkler, 235 delegeyle kurultaya katılan en büyük grubu oluşturdu.<ref>{{Web kaynağı | başlık = Mustafa Suphi ve 15 Yoldaşını öldürenler ve tarihi gerçekler | url = http://www.kemalyalcin.com/index.php/2016-03-07-14-44-05/genel-yaz-lar/377-mustafa-suphi-ve-15-yoldasi-ni-oldurenler-ve-tarihi-gercekler | ad = Kemal | soyadı = Yalçın | erişimtarihi = 17 Şubat 2018 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20180218125024/http://www.kemalyalcin.com/index.php/2016-03-07-14-44-05/genel-yaz-lar/377-mustafa-suphi-ve-15-yoldasi-ni-oldurenler-ve-tarihi-gercekler | arşivtarihi = 18 Şubat 2018 }}</ref>
 
Bu arada Ankara Hükûmetinden [[Hakkı Behiç Bayiç]]'in istifası üzerine Dahiliye Vekilliği boşaldı. [[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa Kemal]] Albay [[Refet Bele|Refet (Bele)]] Bey'i aday gösterdi. Henüz üç ay önce Haziran ayında kurulan ''Halk Zümresi'' ise Doktor [[Nazım Resmor]] Bey'i aday gösterdi. İlk turda kazanan olmadı, ardından Refet Bey 187 oyun 65'ini alabilirken 98 oy alan Nazım Bey Dahiliye Vekili seçildi. Herkes tarafından komünist olduğu bilinen Nazım Bey'in seçilmesi sürpriz olarak görüldü. Ancak 2 gün Dahiliye Vekilliği yapabildi. Çünkü Mustafa Kemal Nazım Bey'in seçilişine büyük tepki göstererek seçimi tanımadığını beyan etti. Dahiliye Vekili sıfatıyla kendisiyle görüşmeye gelen Nazım Bey'i ile görüşmeyi bile kabul etmedi. Baskılar sonucunda Nazım Bey iki gün sonra istifa etti. 6 Eylül günü yapılan yeni oylamada 131 oy alan Refet Bey Dahiliye Vekili oldu. Mustafa Kemal 1927'de verdiği [[Nutuk (Mustafa Kemal Atatürk)|Büyük Nutuk]]'ta Nazım Bey'i (Sovyetleri kasdederek) ecnebi çevrelere casusluk etmekle suçlamıştır.