Leylâ ile Mecnun: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Gerekçe: + deneme amaçlı değişiklik
4. satır:
[[Dosya:Layla and Majnun2.jpg|right|thumb|250px|right|thumb|250px|Hikâyenin [[Nizami Gencevi|Nizami]] uyarlamasından bir sahne. Leylâ ile Mecdız ölümlerinden önce son defa bir araya gelir. İkisi de bayılmıştır; yabani hayvanlar çifti davetsiz misafirlerden korurken, Mecdız'ın yaşlı kulağı da Leylâ'yı ayıltmaya çalışır. On altıncı yüzyılın sonlarında yapılmış bir çizim.]]
[[Dosya:Story of Mejnun - in wilderness.jpg|thumb|right|Mecnun, el değmemiş bölgede]]
'''Leylâ ile Mecnun''', bir [[Araplar (halk)|Arap]] efsanesine dayanan klasik bir aşk hikâyesidir
'''Leylâ ile Mecnûn''' veya '''Leylâ ve Mecnûn''' ([[Arapça]]: ليلى و مجنون), Arap Edebiyatındaki [[‘Uzrî Gazel]] geleneğine dayanan dayanan klasik bir aşk hikâyesidir<ref>Ayyıldız, Esat, ''Abbasî Dönemine Kadar 'Uzrî Gazel'', Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2016, s.179-183. [http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/32016/ESAT.pdf?show]</ref>.
 
[[Nizami]] ([[Azerice]]: '''Nizami Gəncəvi''' Nizāmī Gencevī) başta olmak üzere birçok kişi tarafından işlenmiş olan konuyu [[Fuzûlî]], 1535 yılında [[Mesnevi (edebiyat)|mesnevî]] türünde kaleme almıştır. Mesnevî tarzına ve Türk diline yenilik getirmiştir.
 
Bu hikâyenin konusu kısaca şöyledir: Leylâ ve [[Kays b. Mulavvah|Kays]] (Mecnun’un asıl adı) medrese yıllarında birbirlerine âşık olmuşlardır. Kısa zamanda her yere yayılan bu aşkı duyan annesi Leylâ’yı okuldan alır ve [[Kays b. Mulavvah|Kays]]’laKays’la görüşmesini yasaklar. Ayrılık ıstırabıyla mahvolan [[Kays b. Mulavvah|Kays]] halk arasında Arapçada "deli" anlamına gelen "Mecnun" diye anılmaya başlar. Bu sevda yüzünden çöllere düşen Mecnun’a birçok kişi Leylâ’yı unutmasını söyler; ancak onun için kainat artık Leylâ’dan ibarettir ve hiçbir şekilde bu aşktan vazgeçmez. Hatta dedesi onu bu dertten kurtulmak üzere Allah’a yakarması için Kabe’ye götürür; ama o tam tersine derdinin artması için dua eder. Hem Leylâ’nın hem Mecnun’un halleri gittikçe perişanlaşmaktadır. Başkasıyla nikahlandırılan Leylâ, kocasından kendisini uzak tutmak için bir hikâye uydurur ve bir süre sonra adam ölür. Bu sırada Mecnun çöldedir ve aşkın bin bir türlü cefasıyla yoğrulmaktadır. Dünyayla bütün bağlantısı kesilir ve sadece ruhuyla yaşar hale gelir. Leylâ’nın vücudu da dahil olmak üzere bütün maddi varlıklarla ilişkisi bitmiştir. Bir gün Leylâ çölde onu bulur ama Mecnun onu tanımaz ve “Leylâ benim içimdedir, sen kimsin?” der. Leylâ, Mecnun’un ulaştığı mertebeyi anlar ve evine geri döner ve üzerinden fazla zaman geçmeden Leylâ hayata gözlerini yumar. Mecnun, onun mezarına uzanır ve canından can gitmiş gibi hıçkıra hıçkıra ağlar. Yaradana feryat figan dualar ederek canını almasını, kendisini Leylâ’sına kavuşturmasını ister. Duası kabul olur, göklerin gürlemesiyle birlikte Leylâ’sına kavuşur âşıklar âşığı Mecnun.
 
Bu hikâyenin sonunda, seven ve sevilen bir olmuşlardır. Âşık kendini madde dünyasından tamamen soyutlamayı başarmış ve sevdiğine ulaşmıştır. Bu noktadan sonra seven ve sevilen diye iki farklı kişiden bahsetmekte yanlıştır; ruhlar ilahi visale (ilahi kavuşmaya) ulaşmışlardır. Bu yüzden artık Mecnun sevdiğini kendinden dışarıda aramamaktadır, bu dünyayı onun yeri kabul etmemektedir. Bu mesnevide Fuzûlî, dünyevi aşkı bir basamak olarak kullanıp onun üstünden maddeden ayrılıp tamamen ruha ait olan ilahi aşkı anlatır.
14. satır:
== Efsanenin hikâyeye dönüşmesi ==
 
Edebiyatta 10. yüzyılda çok yaygın bir hale gelmiş, [[Kays b. Mulavvah|Mecnun]]’aMecnun’a ait olduğu söylenen şiirlerin arasına nesirler de eklenerek hikâye haline getirilmiştir.
 
Bu konu daha sonra Fars ve Türk edebiyatlarında da şiir olarak işlenmiştir. Bunların arasında Azeri asıllı olup Farsça şiirleri ile (özellikle "Beş Mücevher (پنج گنج Panj Ganj)" adlı hamsesi ve bunun içinde bulunan 1181'de hazırlanmış Farsça "Laylā o Majunūn" mesnevisi ile) ün kazanmış olan [[Nizami Gencevi]] (1141-1209), [[Herat]]'ta yaşamış ve Farsça yazdığı hamsesinde bulunan "Leylâ ve Mecnun" mesnevisi ile ünlü olmuş [[Hatifi]] (1454-1521), [[Azerbaycan edebiyatı]] ve Türkçe [[Divan edebiyatı|divan şiirinin]] başta gelen şairlerinden olduğu kabul edilen [[Fuzûlî]] (1483-1556) tarafından 1535’te yazılan "Leylâ vu Mecnûn" adlı mesnevisi sayılabilir.
21. satır:
 
== Efsanenin farklılaşması ==
Efsane ile ilgili Fuzûlî’nin yazdığından farklı şekilde hikayeler de bulunmaktadır. [[Emir Hüsrev-i Dehlevi]]’nin [[hamse]]sindeki Leylâ ile Mecnun’da [[Kays b. Mulavvah|Mecnun]] bir [[Hintler|Hint]] prensi, Leylâ ise Nevfel'in kızıdır. Diğer versiyonlarda daha başka yakıştırma tanımlar vardır. Cami, Heft Evreng’inde bu konuya ayırdığı 6. kitabında, Agani’deki kurguya bağlı kalmakla birlikte öykünün sonunu değiştirmiştir. Mecnun'u kucağında bir ceylanla çölde ölü bulan bir bedevinin haber vermesi üzerine Leylâ, sevgilisinin mezarına giderek orada ölür. Başka şairler de kerametler, olağanüstü ögeler, canlandırmalar, cinayetler ekleyerek öyküye yenilikler katmışlardır.
 
== Ayrıca bakınız ==