Büyük Selçuklu İmparatorluğu: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
SAİT71 (mesaj | katkılar)
Irriducibili80 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
131. satır:
 
Henüz yeni kurulan devlet kısa zamanda, Büveyhîlerin işgalindeki Bağdâd hâriç, bölgedeki bütün [[İslam|İslâm]] topraklarına hâkim oldu. Sultan Tuğrul, [[Büveyhoğulları|Büveyhîlerin]] işgalindeki halifelik merkezi olan Bağdâd’ı kurtarmak için Abbasî halîfesi el-Kâim bi-Emrillah’ın daveti ile 17 Ocak 1055’de Bağdâd’a girdi. Halîfenin, âlimlerin ve sünnî müslümanların büyük hüsn-i kabulüyle karşılanan Tuğrul Bey, Büveyhî hükümdarlığını yıkarak Abbasî halifeliğini yeniden ihya etti. İslâm âleminin takdirini kazanıp, büyük iltifatlara kavuştu. Halîfeliğe karşı yapılan [[Fatımi Devleti|Fatımî]] saldırılarını bertaraf etti. Halîfelik makamına ve Bağdâd şehrine hizmetinden dolayı 25 Ocak 1058’de Tuğrul Bey’e iki altın kılıç kuşatan halîfe, onu; doğunun ve batının hükümdarı îlân etti. Selçuklu sultânının, halîfe tarafından “Dünyâ hakanı” îlân edilmesi, Türklere büyük itibâr kazandırdığı gibi, Alplik ruhunu okşayarak islâm dîninin cihâd emrine daha fazla sarılmalarına yol açtı. Aynı sene Tuğrul Bey, tahrikler sebebiyle isyan eden üvey kardeşi İbrahim Yınal’ı cezalandırdı. [[Çağrı Bey]], yetmiş yaşlarında 1060’da, [[Tuğrul|Tuğrul Bey]] ise, 1063’de yetmiş yaşında vefat etti. Tuğrul Bey, devletini sağlam temeller üzeri ne oturtarak, sınırlarını Ceyhun’dan Fırat’a kadar genişletti. Anadolu üzerine yaptırdığı akınlarla, Bizans idaresinde bulunan bölgenin [[Türkler|Türk]] yurdu olması için ilk harcı koydu.
[[File:Persian - Standing Warrior Holding a Sword - Walters 241.jpg|thumb|İran'da bulunan bir Büyük Selçuklu Devleti askeri Figürü. (Metropolitan Müzesi)]]
 
Tuğrul Bey’in oğlu olmadığından, Çağrı Bey’in oğlu [[Alp Arslan]] Selçuklu Deleti sultânı oldu. Başa geçer geçmez amcasının veziri Amîd-ül-mülk’ü görevden alarak, yerine Nizâm-ül-mülk’ü tâyin etti. Sultan Alp Arslan, tahta geçmek iddiasında bulunan diğer rakiplerini bertaraf ettikten sonra, batıya yönelerek fetihlere başladı. Kafkaslardan dolaşıp mahallî küçük krallıkları itaati altına aldi. Doğu Anadolu’nun Kuzeydoğu ucundaki meşhûr [[Ani kalesi]]<nowiki/>ni 1064’de feth ederek, 16 Ağustos 1064’de [[Kars]]’a girdi. [[Ani]], hıristiyan âleminin kutsal yerlerinden biri idi. Bu fetihler İslâm âleminde büyük sevinç kaynağı oldu ve Halîfe Kâim bil-Emrillah, Sultan’a, fetihler babası yâni çok feth eden mânâsına gelen Ebü’l-Feth lakabını verdi. Sultan, 1065 senesi sonlarında doğuya yönelerek Üstyurd ve Mangışlak taraflarına yürüdü. Başarı ile biten seferin sonunda; ticâret yollarını vuran Kıpçak ve Türkmenler itaat altına alındı.
 
141. satır:
 
Doğu sınırlarını garantiye alan Sultan [[Melikşah|Melikşâh]], babasının vezîri ve kendisinin de hocası olan sapık ve bâtınî akımlara karşı Sünnîliğin müdâfaası için Nizâmiyye medreselerini kurart Tuşlu Nizâm-ül-mülk Hasen’derr vezîrliğe devam etmesini istedi. Bu sayede Selçuklu Devletine ve İslâm dînine çok hizmet etmesine şebeb oldu. Sultan Melikşâh çok hâlim-selîm, affedici, fakat devlet ve millet işlerinde ciddî, müstesna bir şahsiyetti. Devrinde bozkırlardaki [[Türk halkları|Türk boyları]]<nowiki/>nı, bütün [[İran]]’ı, [[Suudi Arabistan|Arabistan’]]<nowiki/>ı, [[Suriye]] ve [[Filistin]]’i, idaresi altına aldı. Anadolu’nun fethi üzerinde hassasiyetle durup, babasının vazifelendirdiği amcazadesi Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve Türkmen beylerinden Alb İlig, Artuk Bey, Mansur, Dolat gibi komutanlarla fütuhatı sürdürdü. Selçuklu kumandanları, [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]]’ın Türklere karşı kurduğu ölmezler adlı askerî birlikleri mağlûb etti. [[Artuk Bey]], Bizans kuvvetlerini 1074’de Sapanca çevresinde mağlûb ederek, yüz binden fazla Türk, İzmit’ten Üsküdar’a kadar olan sahaya yerleşti. Kutalmışoğlu Süleyman Şah, güneydoğu harekâtıyla, Adana dolaylarını feth etmekle meşguldü. Fırat’ı geçerek Çukurova, Maraş, Tarsus, Antep ve Urfa’ya dağılan Ermeni ve ücretli frank askerlerini [[Antakya]]’da, Gümüştiğin de Nizip, Âmid ve Urfa civarında Bizans kuvvetlerini mağlûb ettiler. Artuk Bey, Sultan Melikşâh’ın emriyle Doğu harekâtını idare etti. 1074-1077 seneleri arasında Sivas, Tokat, Çorum havalisini, Yeşilırmak ve Kelkit havzalarını ele geçirdi. Artuk Bey’den sonra yerine Danişmend Gazi geçerek, Amasya ve civarını [[Karadeniz]]’e kadar aldı. Mengücük Gazi, Şarkî Karahisar, Erzincan ve Divriği havalisini; Ebü’l-Kâsım da, Erzurum ve Çoruh bölgesini fethetti. Orta, Kuzeybatı ve Batı harekâtını Süleyman Şah idare edip, Bizanslılar ile mücâdele ve onların âsî kumandanları ile ittifak yaptı. Bizanslılar, Balkanlar’daki iktidar mücâdelesi ve iç hâdiseler üzerine Selçuklulardan yardım istediler. Yardım talebleri Selçukluların menfaatleri doğrultusunda karşılandı. Süleyman Şah, İznik’e yerleşerek, bu şehri [[Anadolu Selçuklu Devleti|Türkiye Selçukluları Devlet]]<nowiki/>i’nin merkezi yaptı. Selçuklular, Anadolu’da sahil şehirleri dışında Toroslar ve Çukurova’dan Üsküdar’a kadar bütün bölgeye yerleştiler. Bu durum karşısında Avrupalılar Çin’e elçilik hey’eti göndererek, Selçukluların doğudan tazyik edilmesini istediler. Ancak müracaatları netîcesiz kaldı. Süleyman Şah, 1082-1083 senelerinde Bizanslıların elinde olan Adana ile Tarsus, Misis, Anazarba ve bölgedeki diğer yerleri zabtetti. 1085’de Suriye’nin kilit şehri Antakya’yı bir baskınla fethetti. Antakya’nın en büyük kilisesini camiye çevirip, fetih şükrânesi olarak yüz yirmi müezzinin okuduğu ezandan sonra Cum’a namazını burada kıldı. Diyarbekir bölgesinin fethi için Selçuklu seferleri, Fahrüddevle Cüheyr’in İsfehân’a gelmesiyle başladı. Fahrüddevle, buradaki şiî îtikâdlı Karmatîlerin yola sokulması için hareket eden Artuk Bey ve bağlı kuvvetlerle beraber Diyarbekir’e doğru yola çıktı. Şehrin muhasarası sırasında Selçuklu ordusundaki Arab unsurların şehrin müdâfilerinin içindeki Arablarla savaşmaya yanaşmamaları, ordudaki Türkmen beylerini güç durumda bıraktı ise de, Arablardan müteşekkil kısım, bölgede bulunan diğer şehirlerin fethine me’mûr edildi. Fahrüddevle’nin kumandanlığındaki birlikler, çevredeki Mardin, Hasankeyf, Cizre ve daha otuz kadar kaleyi ele geçirdi. Diyarbekir, Fahrüddevle’nin oğlu Zaimüddevle ve emrindeki kuvvetlerin 4 Mayıs 1085’de şehre girmesiyle düştü ve [[Mervaniler|Mervânîler]] Devleti ortadan kalktı.
[[Dosya:Selçuklularminyatür.png|thumb|Büyük Selçuklu Sultanı ve Onur Kaftanının verilişi.( Jami' al-tawarih, 1314 (Edinburg Üniversitesi)]]
 
Musul’un fethine me’mûr edilen Aksungur ve diğer Türkmen emirleri şehre harpsiz girdiler. Fethi müteakip [[Musul|Musul’]]<nowiki/>a gelen Melikşâh, büyük bir merasimle karşılandı. Musul emîrliğine Şerefüddevle’yi tâyin etti.
 
153. satır:
 
Terken Hâtun’un bir suikast neticesinde öldürülmesiyle saltanat mücâdelesi Tutuş’la Berkyaruk arasında kaldı. Tutuş, Rey üzerine yürüdü ise de 1093 yılında vuku bulan uzun mücâdeleler esnasında birçok emir Berkyaruk tarafına geçti. Bu sayede Berkyaruk karşısındaki orduyu bozguna uğrattı. Ayrıca Tutuş’un ölümü ile bütün rakiplerini bertaraf ederek adına Bağdâd’da hutbe okundu.
[[Dosya:BarkiyaruqPainting.jpg|thumb|Sultan [[Berkyaruk]].]]
 
Sultan [[Berkyaruk]] zamanında Selçuklu Devleti; a-Irak ve Horasan, b-Sûriye, c-Kirman, d-Türkiye Selçukluları olmak üzere dörde bölündü. Ayrıca Doğu Anadolu’nun çeşitli yerlerinde Türkmen beylikleri ve Atabeglikler ortaya çıktı. Berkyaruk, parçalanan Selçuklu İmparatorluğu’nu toplamaya başladığı bir sırada haçlı orduları da Suriye’ye geldiler. Berkyaruk, haçlılara ve onların [[Antakya]] muhasarasına karşı Kürboğa’yı ve Artuklu beylerini sefere me’mûr etti. Anadolu’dan geçen haçlılar, Suriye’ye vardıkları zaman sayıları oldukça azalmıştı. Ancak İslâm dâvasına ihanet eden Şiî-Fâtımîlerin, sünnî müslümanlara karşı haçlılarla ittifak etmeleri, ayrıca Suriye emirleri arasındaki emniyetsizlik ve rekabetler, Tutuş’un oğlu Dukak ile birlikte Suriye kuvvetlerinin haber vermeden çekilmesi, Frenklerin taarruza geçerek, Türkleri bozguna uğratmalarına sebeb oldu. Netîcede ilerlemeye devam eden haçlılar, Antakya’dan bir sene sonra da [[Kudüs]]’ü işgal edip şehirde meskun olan yetmiş bin müslüman ve yahûdiyi hunharca katlettiler.
 
187. satır:
 
=== Selçuklularda Önemli Divan Teşkilatları ===
[[Dosya:Standing_Figure_with_Jeweled_Headdress_MET_DP235240.jpg|thumb|Metropolitan Sanat Müzesi'nde sergilenen Büyük Selçuklular'dan kalma bir figür.]]<ref>https://www.metmuseum.org/art/collection/search/451909</ref>
 
'''1. Divan-ı Âli/ Divan-ı Saltanat:''' Devlet işlerinin görüşüldüğü divandır. Sultandan sonra en yetkili kişi olan 'Vezir' tarafından yönetilir.
 
206. satır:
 
=== Toplumsal ve Ekonomik Yaşam ===
 
Büyük Selçuklu Devleti'ndeki Oğuz boyları ve başka bazı topluluklar göçebeydiler. Oğuz boylarının başında bir [[bey]] bulunuyordu. Bu göçebe topluluklar geçimlerini hayvancılıkla sağlıyorlardı ve otlak bulmak için de mevsimlere göre yer değiştiriyorlardı. Devlet göçebe topluluklardan otlak vergisi alıyordu. Yerleşik nüfus ise çiftçilik, zanaatçılık ve ticaretle uğraşıyordu. Kentlerdeki tüccar ve esnaf, işkollarına göre loncalar biçiminde örgütlenmişti. Merkezi devlette görevli memurlar ile sürekli ordudaki askerler maaş alıyorlardı.
=== Eğitim, Bilim ve Sanat ===
Satır 265 ⟶ 266:
* Sevim, Ali ve Erdoğan Merçil (1995), ''Selçuklu Devletleri Tarihi: Siyaset, Teşkilât ve Kültür'', Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları No.19 ISBN 9789751606907
* Bosworth, Clifford, "The Political and Dynastic History of the Iranian World (1000-1217)," ed. John A. Boyle, (1968) ''Cambridge History of Iran V'', Cambridge:Cambridge University Press, s.1-202. {{en icon}}
* Peacock, AAndrew.C.S. (2015) ''The Great Seljuk Empire (Edinburgh History of the Islamic Empires Eup)'', Edinburgh: Edinburgh University Press {{en icon}} ISBN:(Ciltli: 9780748638253; Karton kapakli: 9780748638260; EBook (PDF): 9780748638277, EBook (ePub): 9780748698073)
 
{{Selçuklular Hanedanı}}