İkinci Haçlı Seferi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme AWB ile
Yzkoc (mesaj | katkılar)
düzeltme
44. satır:
[[Dosya:Armoiries de Jérusalem.svg|15px]] [[II. Raymond Trablus'lu|Trablus Kontu Raymond II]]<br />
[[Dosya:Armoiries de Jérusalem.svg|15px]] [[Raymond Antakya'lı|Antakya Prensi Raymond]]<br />
[[Dosya:Palaiologos-Dynasty-Eagle.svg|15px]] [[I. Manuel KomnenosManuil]]<br />
[[Dosya:Armoiries Héthoumides.svg|15px]] [[Klikya Ermeni Krallığı Prensi II. Thoros]]<br />
[[Dosya:Holy Roman Empire Arms-single head.svg|15px]] [[III. Konrad|Alman İmparatoru III. Konrad]]<br />
84. satır:
Serbest bırakılan Baudouin Bourglu ve Joselin de Courtnay 1122'de müslümanlarla ikinci bir muharebeden sonra ikinci defa yine esir düştüler.<ref name="demirkent2">Demirkent, Işın (1994) ''Urfa Haçlı Kontluğu Tarihi (1118-1146), Cilt II,'' Ankara:Türk Tarih Kurumu, ISBN 975-16-0664-0.</ref>
 
1125'te ise yapılan ''[[Azaz Muharebesi]]''{{'}}ni kazanan [[I. Joselin]] Urfa Kontluğu'nu yeniden kurdu ve Urfa Kontu I. Joscelin unvanını aldı. Ama 1131'de Urfa Kontu olan I. Joselin bir başka muharebede ölü düştü.<ref name="demirkent2"/>
 
Buna karşılık Selçuklu Musul Atabeyi olan [[I. İmadeddin Zengi|İmameddin Zengi]] 1128'de [[Halep]]i eline geçirdi. Halep, Musul ve Şam Selçuklu emirleri arasında bir mücadele odağı idi. Bundan sonra İmameddin Zengi gözünü Şam üzerine dikti. Ayni zamanda Kudüs Kralı olan II. Baudouin (Baudouin Bourglu) Şam'ı eline geçirmek istemekteydi.
90. satır:
1129'da II. Baudouin Şam önünde Zengi güçlerine yenildi. Şam Emiri naibi olan [[Muinnidin Onur]], İmameddin Zengi aleyhine Haçlı Kudüs Kralı [[V. Foulques|Foulques]]'dan yardım istedi ve İmameddin Zengi 1139'da ve 1140'ta Şam'i kuşattı.<ref name="maaluf">Maalouf, Amin (çev. Ali Berktay), (2006) ''Arapların Gözünden Haçlı Seferleri'', İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayınları</ref>
 
[[I. Joselin]] yerine Urfa Kontu olan oğlu [[II. Joselin]] kendine müttefik aramaya başladı. Bizans İmparatoru [[II. Yannis Komnenosİoannis]] ile bir ittifaka girdi. Fakat 1143 yılında hem Bizans İmparatoru hem de Kudüs Kralı [[V. Foulques|Foulques]] öldüler.
 
Ayni yıl II. Joselin, hem Haçlı Antakya Prensi ve hem de Haçlı Trablus Kontu ile mücadeleye girişti. Böylece Urfa Kontluğu hiç müttefiksiz kaldı.<ref name="demirkent2"/><ref name="demirkent2"/><ref name="maaluf"/><ref name="runciman">[[Steven Runciman|Runciman, Steven]] (çev. Fikret Işıltan) (1992), ''Haçlı Seferleri Tarihi: II. Cilt Kudüs Krallığı ve Frank Doğu'', Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları</ref>
116. satır:
Zengi'nin öldürülmesinden sonra [[II. Joscelin, Urfa Kontu|II. Joscelin]] Urfa'yı geri almaya teşebbüs etti, ama Kasım 1146'da Nureddin Zengi tarafından yenilgiye uğratıldı.
 
16 Şubat 1147'de yeni Haçlı seferine katılmak isteyen Fransızlar'ın liderleri [[Etampes]] şehrinde toplandılar ve takip edecekleri yolu seçtiler. Almanlar [[Macaristan]] üzerinden geçecek kara yolunu zaten seçmişlerdi. Almanların bu yolu seçmelerine başlıca neden Sicilya Kralı [[II. Rugerro Sicilya'lı|II. Rugerro]]'nun Alman Kralı III. Konrad'ın düşmanı olmasıydı. Birçok Fransız soylusu ise, kara yolu Bizans İmparatorluğu Balkanlar arazilerinden geçtiği için ve Birinci Haçlı Seferi'ne iştirak edenlerin Bizanslıları devamlı tenkitlerini bildikleri için, kara yolunu emin bir yol olarak görmüyorlardı. Fakat sonunda Fransızlar da Alman III. Konrad'ın takip ettiği yolda gitmeye ve bu yolculuk seferine 15 Haziran da başlamaya karar verdiler. II. Rugerro bu karardan hiç hoşnut kalmadı ve bundan sonra bu Haçlı seferine katılmayı da kabul etmedi. Fransız Kralı Haçlı Seferi'nde iken Fransa'yı idare edecek taht naipleri olarak ''Keşiş Suger'' ve ''Nevers Kontu II. Giyom''{{'}}u seçildiler.
 
Almanya'ya Haçlı Seferi'ne katılanların sayısını arttırmak için keşiş '' Adam Ebrach'li'' ülkede gezerek vaiz verme turuna başladı ve bunun bir direkt sonucu ''Otto Freising'li''{{'}}nun Haçlı olmayı kabul edişi oldu. 13 Mart 1147'de [[Frankfurt]]'ta Kutsal Roma-Germen İmparatoru olarak Konrad'ın oğlu Swabiya Dükü [[IV. Friedrich|Friedrich]] seçildi ve o Haçlı Seferindeyken "Mainz Başpiskoposu Henry" taht naipi olarak atandı. Beş yıl sonra III. Konrad kendine varis olarak yeğeni [[Friedrich Barbarossa]]'yi seçti. Almanlar Haçlı seferine ilkbaharda Paskalya yortusu günü başlamayı kabul etmişlerdi; fakat çeşitli nedenlerle sefere başlamayı ta Mayıs 1147 sonuna kadar geciktirdiler.<ref name="runciman"/>.
 
=== Alman'ların Anadolu'da geçişi ===
124. satır:
Haziran 1147'de başlayan Haçlı seferine katılan Almanlara papa temsilcisi olarak Kardinal "Theodwin" refakat etmekteydi. Almanlar Fransız Haçlı Sefercileri ile Konstantinopolis'te buluşmayı ummaktaydılar. Alman sefercilerine komuta eden III. Konrad daha önce Kudüs'e gitmişti ve bir önceki Birinci Haçlı Seferi hakkında çok iyi bilinçli bir komutandı. Bu seferinin daha iyi organize olarak geçeceğini planlamıştı. Ama birçok asker olmayan ve askerî disipline uymayı imkânsız bulan çiftini çubuğunu bırakan köylüler ve hizmetini bırakan uşak ve hizmetkarlardan oluşan aşağı sınıflardan erkek, kadın ve çocuk da bu seferde de onun Haçlı ordusuna katılmıştı. Bu ordunun bir kısmı gemilerle gitti ise de büyük bir kısım yürüyerek [[Tuna Nehri]]'ni takip etti. Styria Dükü III. Ottokar Avusturya Haçlılarıyla bu sefer ordusuna [[Viyana]]'da katıldı. Sonra Macaristan'a geçtiler. Macaristan Kralı [[II. Geza]], III. Konrad'ın şahsi düşmanı olan Sicilya Kralı II. Rugerro'nun tarafını tutmakla beraber, Alman Haçlı ordusunun ülkesine hiç zarar vermeden ve hiç zarar görmeden geçip gitmesi için izin verdi.
 
Bu Alman Haçlı ordusu Bizans topraklarına girdiği zaman 20.000 kişilik tehditçi bir ordu görüntüsü vermekteydi. Bizans İmparatoru [[I. Manuel Komnenos|I. ManuelManuil]] bu büyük ordunun kendi ülkesine hücuma geçeceğinden korkmaktaydı. Onun için Birinci Haçlı Seferinden örnek ve ders alınarak Haçlıların güzergahı üstünde çok ayrıntılı bir savunma organizasyonu yapıldı. Haçlı ordularının Balkanları merhale merhale geçmesi öngörülmüştü. Her merhaleye [[Bizans ordusu]] birlikleri yerleştirilmişti ve bu merhalelere Haçlıların iaşe ve yiyecek alması için pazarlar kurulmuştu. Eğer Haçlılar herhangi bir karışıklık çıkarırlarsa, Bizans birliklerine derhal askerî müdahalede bulunmaları için emir verilmişti. Ayrıca merhaleler arasında hareket sırasında Haçlıların güçlü Bizans birlikleri tarafından refakat edilmesi ön görülmüştü. Bütün bunların planlaması, organize edilmesi ve refakatçi birlikler komutanlığı Bizanslı general Türk asıllı Proscouch (Porsuk?) tarafından yapıldı. Gerçekten de Alman Haçlı ordusu pek fazla sorun çıkarmadan Balkanları geçti. Ancak Philippopolis (Filibe şimdi [[Filibe]]) yakınlarında Haçlı ordusunun asker olmayan ve fakir olan elemanları ile şehir halkı arasında bir arbede çıktı. Adrianople [[Edirne]]'de ise Bizans Generali Proscouch ile Konrad'in yeğeni (gelecekte Kutsal Roma Germen İmparatoru olacak) [[I. Friedrich Barbarossa|Friedrich]] arasında, bir yörel eşkiyanın bazı Alman Haçlı askerini öldürmesi üzerine, çok ciddi bir dalaşma oldu. Friedrich bu eşkiyayı sakladığı bahanesiyle Haçlıların yolu yakınlarda bulunan bir manastırı ateşe verip yaktı ve manastırın masum, suçsuz keşişlerinin hemen hepsinin yanarak ölmüne neden oldu. Bunun üzerine karşılıklı çatışmalar çıkıp devam etti. Alman Haçlı ordusu Eylül'un başında Konstantinopolis'in (şimdi [[İstanbul]]) çok yakınında (şimdiki Büyük Çekmece yakınlarındaki) kuru bir çayın kenarındaki bir merhale ordugahında <ref name="nicolle">Nicolle'a göre "Choirobakchoi" mevkideki merhalede 4 Eylul 1148de. Kaynak: say.42</ref> hiç beklenmedik bir afet yağmur bastırdı ve ortaya çıkan seller Alman Haçlıların büyük maddi ve insan zayiatı vermesine neden oldu. Sonunda 10 Eylül'de Alman Haçlılar ordusu bitkin bir halde Konstantinopolis'e vardı ve Pera tarafında, surlar dışında bir ordugaha geçirildiler.
 
Bizans İmparatoru ManuelManuil, Konrad'dan Anadolu'ya geçişini [[Çanakkale]] üzerinden yapmasını istemiş olduğu ve III. Konrad'ın da bunu reddetmiş olduğu için Almanlarla Bizans İmparatoru arası açıktı. Konrad Konstantinopolis'e eriştiğinde ManuelManuil ondan diğer bir istekte bulundu. Konrad'dan, Yunanistan'daki şehirlere hücum edip onları talan eden Sicilya Kralı II. Rugerro'ya karşı kullanmak için, bazı Alman birliklerini geride bırakmasını istedi. Fakat Konrad II. Rugerro'ya olan düşmanlığına rağmen bu teklife razı olmadı. Almanlar biran evvel Anadolu'ya geçmeye karar verdiler.<ref name="norwich">Norwich, John Julius (1995) ''Byzantium: the Decline and Fall'' Londra:Penguin ISBN 0-14-011449-1 {{ing}} say. 96</ref>
 
Alman Haçlı ordusu Anadolu'ya geçirildikten sonra Konrad Fransızları beklemenin gereksiz olduğuna karar vererek ordusuyla Anadolu'da [[Anadolu Selçuklu Devleti]] başkenti olan [[Konya]] üzerine yürüyüşe geçti. Nicomedia (İzmit)'e geldiğinde Konrad bu yürüyüş için Alman Haçlı ordusunu iki gruba böldü. Birinci ana Haçlı ordusu grubuna Konrad'ın kendisi komuta edecekti. İkinci grup ise ordunun ağırlıkları; sivil Haçlı takipçisi hacı adayları ve onları korumak için yeterli sayıda askeri birlikler Konrad'ın yarım-kardeşi Freising Başpiskoposu Otto komutası altına verildi.
134. satır:
Freising başpiskoposu Otto tarafından komuta edilen ikinci grup Alman Haçlı ordusu ise daha batıdan Ege bölgesinde kıyıya inip [[Alaşehir]] ve [[Denizli]] üzerinden yolla Akdeniz'e inmeyi denedi. Ocak 1148 başlarında güneye [[Denizli|Laodicea]] civarına eriştiler. Fakat tam burada yine Selçuklu ordusu ile çarpışmaya girişmek zorunda kaldılar. Böylece 07 Ocak 1148'de ortaya çıkan "Laodicea Muharebesi" sonunda bu ikinci grup Alman Haçlı ordusu da [[Denizli]] [[Kazıkbeli]] geçidinde Selçuklu ordusuna yenilip hemen tümüyle elimine edildi.<ref name="runciman"/> Kendini kurtaran Otto ise ufak kalıntı ordusuyla Antalya'ya inip oradan denizden Filistin'e 1148 ilkbaharında yetişmeyi başardı.
 
III. Konrad ve kalıntı Alman ordusu ise, önce Fransız Haçlıları ile birleşti. Onlarla Noel yortusunda [[Efes]]'e kadar gitti. Fakat yarası iyileşmeden Konrad Efes'de hasta düştü. İzmir'e çekildi. oradan Bizans İmparatoru'nun gönderdiği bir gemi ile iyileşmek için Konstantinopolis'e gitti ve burada ManuelManuil'in gösterdiğı yakın ilgi ve imparatorun şahsi doktorunun bilgi ve mehareti sayesinde iyileşti. Konrad iyileştikten sonra Bizans İmparatoru'nun malî, malzeme ve asker desteğiyle yeni bir ordu topladı ve bu ordu Bizans gemileriyle Mart 1148 ortasında Filistin'e geçti.
 
=== Fransız'ların Anadolu'dan geçişi ===
142. satır:
VII. Louis komutası altındaki Fransız Haçlı ordusuna Almanya [[Worms]] şehrinde Normandi ve İngiltere Haçlıları dahil oldu. Burada komutanlar arasında çıkan bir anlaşmazlık üzerine " Amedeus Savoy'lu", " V. Giyom Montferrat'lı" ve "Giyom Auvergne'li " idaresindeki Savoy, Montferrat ve Auvergne Haçlı orduları ise İtalya üzerinden [[Brindisi]]'ye gelip; oradan gemiyle [[Draç|Druzzo]]'ya geçip güneyden Konstantinopolis'e gittiler. Kalan Fransız Haçlı ordusu III. Konrad komutasındaki Alman Haçlılarının aynı yolunu takibe başladı. Macar Kralı II. Geza'nin izini ile Macaristan'dan geçmekteyken, daha önce Macar kralına isyan etmiş ve Macaristan tacını eline geçirmek için yapmış olduğu hücumlar II. Geza tarafından geri püskürtülmüş olan Prens Boris adlı kişiyi Haçlı ordusu içinde saklamaları gerekti. Bizans'ın Balkanlardaki arazilerinde refakat eden Bizans güçleri ile araları çok soğuk olmakla beraber büyük sorunlar çıkmadı. Fransız orduları daha önce ayni güzergahta hareket eden Almanların kurduğu köprüleri ve açtığı yolları kullanarak geçiş kolaylığı kazandı. En mühim çatışma Fransızların öncüleri Lorraine'liler ile ana Alman Haçlılarının çok arkasında kalan Almanlar arasında çıktı.
 
VII. Louis'in ana Fransız Haçlılar ordusu 4-5 Ekim 1147'de ve birkaç gün sonra da İtalya üzerinden gelen Fransızlar da Konstantinopolis'e eriştiler. Bizans İmparatoru [[I. Manuel Komnenos|I. ManuelManuil]] Anadolu Selçuklu hükümdarı Sultan [[I. Rükneddin Mesud|I. Mesud]] ile bir barış yapmış olduğu için dikkatini Haçlılar üzerine yöneltmişti. Bizanslılar ve I. ManuelManuil Fransız Haçlıları daha iyi karşıladılar. ManuelManuil Fransız Haçlı ordusu komutanlarını (ayni [[Birinci Haçlı Seferi]]nde büyük babası [[I. Aleksios]]'un yaptığı gibi) Selçuklulardan ellerine geçirdikleri her eski Bizans toprağını Bizans'a vereceklerine dair yemin ettirdi. Bazı Fransız komutanları Bizans-Selçuklu barışını uygun bulmayarak ve bu yeminden hoşlanmayarak, Sicilya Kralı II. Rugerro ile anlaşıp Konstantinopolis'i ele geçirmeyi teklif ettiler ama VII. Louis bunu kabul etmedi.<ref name="norwich"/><ref name="runciman"/>
 
Fransız orduları da yine hiç Bizans takviyesi ve hatta refakati olmadan Bizans gemileri ile Anadolu sahillerine geçirildiler ve [[İznik]]'e doğru yürümeye başladılar. İznik'te Fransız Haçlı orduları İkinci Dorileon Muharebesi'nde yenilip kaçmakta ve devamlı Selçuklu hücumları ile gayet küçülmüş Alman Haçlı ordusu kalıntıları hakkında haberi aldılar. Çok geçmeden Lopadion (Ulubat)'ta bu ordu kalıntısı ve yaralanmış olan III. Konrad ile karşılaştılar. III. Konrad ve kalıntı ordusu Fransız Haçlı ordusu ile birleşti ve ama Konrad ordu kalıntısının ne öncülük ne artçılık görevi alabileceğini bildirdi. Birleşik Haçlı ordusu [[Balıkesir]], [[Bergama]] ve [[İzmir]] üzerinden yürüyerek Noel yortusundan hemen önce Efes'e geçti. Bu sırada ManuelManuil'den Selçuklu ve Danişmend ordularının Konya batısında toplanıp Ege'ye doğru yürüyüşu geçtikleri ve bunun için çok dikkatli hareket etmeleri ikazı geldi. Efes'de Konrad hasta düştü; İzmir'e çekildi. Oradan Bizans İmparatoru'nun gönderdiği bir gemi ile iyileşmek için Konstantinopolis'e gitti ve burada ManuelManuil'in şahsi doktorunun sayesinde iyileşti.
 
Fransız Haçlı orduları ve Alman Haçlı kalıntıları halindeki Haçlı ordusu Efes'de 25 Aralık'ta Noel yortusunu kutladı. Bu sırada Efes dışındaki Haçlı ordugahına bir Selçuklu hücumu oldu ama bu püskürtüldü. Bir grup Fransız Haçlıları doğrudan doğruya PhiledelphiaFiledelfiya ([[Alaşehir]])'e gönderildi ve bunlar ana orduyu beklemek üzere Leodakia (Denizli)'ye geçtiler.
 
28 Aralık'ta VII. Louis ve Savoy Kontu idaresindeki ana Haçlı ordusu [[Menderes]] vadisinden Antalya'ya gitmek için yürüyüşe geçti. 1 Ocak'ta bir Selçuklu pusu gücüne galip geldikten sonra 3 Ocak'ta Leodakia (Denizli)'ye eriştiler. Ama şehrin Bizanslı valisi Haçlıların şehre girmelerine engel oldu. Haçlı gücü 8 Ocak'ta [[Honaz Dağı]]'nın etrafını geçmek için Kazık Belini geçmeleri gerekmekte idi.
170. satır:
Raymond Antakya Prensliği'nin kuzeyden korunmasını sağlamak için (sonunda Haçlı ordusunun Urfa (Edessa)'yi geri almak hedefiyle) Haçlı ordusunun önce [[Halep]] üzerine hemen bir sefer açmasını istemekteydi. Fakat Louis kutsal Kudüs'e biran evvel gitmek ve hacılık görevlerini hemen yerine getirmeye kararlıydı ve Raymond'un bu isteklerini menfi karşılamaktaydı. Raymond isteklerini kabul ettirmeyi yeğeni Elanor Akitanya'lı vasıtasıyla başarmak için yeğenine çok yakın alaka göstermeye başladı. Elanor bu yakın alakadan ve gösterilen misafirane hareketlerden çok hoşlanmaktaydı. İşte bu sıralarda Antakya, Prens Raymond ile yeğeni Elanor arasında daha başka ve çok daha yakın ilişkileri bulunduğu söylentileri ile çalkanmaya başladı. Bunlara göre eğer Louis, Raymond'un dileklerini yerine getirmeden Antakya'dan ayrılmaya karar verirse, Raymond yeğenine Louise'den boşanmasını ve böylece Antakya'da kalmasını telkin etmişti.
 
Bu sırada Kudüs'e bir seri Haçlı komutanı ulaştı. Önce ilkbahar başlarında Güney Fransa'dan Kont Alfons-Filip Touluse'lu komutasında Provans eyaleti Haçlıları deniz yoluyla Filistin'e ulaştılar. Kont Alfons-Filip Kudüs'e varamadan Kaseriya'da öldü. Haçlı çevrelerinde bu ölüm Antakya Kontu Raymond'un yeğenleri olan Trablus Kontu Raymond veya Elanor Akitanya'lı vasıtasıyla zehirlenmeden ortaya çıktığı söylentileri yayıldı. Bunun üzerine bir kısım Provanslılar gemilerle Fransa'ya geri döndüler ve Provanslı Haçlılar ordusunun ancak küçük bir kısmı Kudüs'e erişti. Mart sonlarına doğru ikinci Alman Haçlı grubu ile Denizli'de ordusu nerede ile elemine edilen Freiling Başpiskoposu Otto ordu kalıntıları ile denizden Filistin'e gelip Kudüs'e erişti. Ondan hemen sonra da Bizans İmparatoru ManuelManuil'in cömertliği ile yeni bir Haçlı ordusu kurmuş ve hastalığından iyileşmiş olan III. Konrad da bir filo gemi ile Filistin'e gelip yeni ordusuyla Kudüs'e geçti. Kudüs'te paskalya yortusu sırasında III. Konrad, Otto Friesling, Kudüs Kralı [[II. Baudouin]], Kudüs Başpiskoposu Fulk ve ismi bilinmiyen bir [[Tapınak Şövalyeleri]] temsilcisi durumu ele alıp incelemek üzere önemli bir toplantı yaptılar. Bu toplantıda Kudüs Kralı II. Baudouin ve "Tapınak Şövalyeleri" temsilcisi isteklerine uyularak İkinci Haçlı Seferi ordularının [[Şam]]'a hücum edip bu şehri ele geçirmesi için karar aldılar. Şam ile bir ittifak kurmak isteyen Kudüs Kraliçesi [[Melisende Kudüs'lü|Melisende]] buna itiraz ettiyse de sonuca tesiri olamadı. Bu grup Kudüs Başpiskoposu Fulk'u Louis'yi Kudüs'e çağırmak için Antakya'ya gönderdiler.
 
=== Akka Konsili ===
199. satır:
-->
 
İkinci Haçlı Seferi'ne katılan Hristiyan lider ve ordularının hiçbiri bu sonuçlardan memnun değildi ve katılan her bir Haçlı gücü lideri diğer liderler tarafından ihanet edildiğini hisetmekteydi <ref>Riley-Smith (1991)..s.50</ref> En son bir gayret olarak yeni bir plan yapıldı ve bu plana göre [[Askelon]] surlarına bir defa hücum edilecek ve bu kale ele geçirilecekti. Konrad komutasındaki Alman asıllı Haçlı ordusu bu planı uygulamaya koyuldu ve Askelon surlarına bir defa daha hücuma geçti. Fakat diğer Haçlı orduları Konrad ordusuna destek sağlamadılar. Daha önceki surlara yapılan hücumlarda başarısızlikbaşarısızlık bu orduların morallerini kırmıştı. Diğer Haçlı orduların tam bir birlik olarak tam gayretle hücuma iştirak edecekleri hakkındaki inançlarının kaybolmasına neden olmuştu. Bu Haçlı Seferi sonunda ortaya çıkan karşılıklı inançsızlık ve dayanışma eksikliği hisleri bundan sonra da ıdevamdevam edecek ve sonunda Kutsal Filistin'de bulunan Hristiyan'ların hükmettiklerin arazilerden tamamen sökülüp atılmalarına neden olacaktı. Askelon surlarına hücumunda hiçbir başarı kazanamayan Konrad bundan sonra hemen gemi ile Konstantinopolis'e geri döndü ve Bizans Imparatoru ManuelManuil ile olan müteffikliğini daha da geliştirmek için yeni müzakerelere başladı.
 
Fransa Kralı Louis 1149'a kadar Kudüs'de kaldı. Hükümdarlar arasında çıkan soğukluk Kral Louis ve karısı Elanor'un ilişkilerinde de yansımaktaydı. Karıkoca bu Haçlı seferi sırasından birbirinden ayrı düşünür ve ayrı hareket eder olmuşlar ve evlilikleri sadece hukuksal bir ilişki haline gelmişti. Devamlı olarak Elanor ve Antakya Prensi Raymond arasındaki yakın ilişki söylentileri ayyuka çıkmıştı. Louis ve Eleanor ilişkisi o kadar kırılmıştı ki Louis ve Elenor birbirleri ile karşılıklı hiç konuşmamayı tercih eder olmuşlardı. Nisan 1149'da Kral Louis ve Elanor ayrı ayrı değişik gemiler ve değişik rotalarla Fransa'ya gitmek üzere Filistin'den ayrıldılar.<ref name="nicolle"/>
209. satır:
İkinci Haçlı Seferinin kültürel ve edebi etkileri Fransa'da daha fazla görülmektedir. Fransız edebiyatında [[trubador]] adı verilen müzikli şiirler söyleyip ülkeyi gezen ve sarayın en yüksek seviyelerinden destek gören şairler Kraliçe Elanor ile Raymond arasındaki aşk ilişkilerini çok ayrıntılı işleyip ortaçağ edebiyatının en önemli konularının başında gelen "saraysal aşk" temasına büyük katkılarda bulunmuşlardır. Bu seferden sonra Almanya'da Konrad'dın imajı çok kötü olarak görünmesine karşıt olarak Fransa'da halk arasında Fransa Kralı Louis'in imajı Tanrı'nın cezalarının hiç itirazsız ızdırabını çeken bir hacı olarak gelişmiştir.<ref name="nicolle"/>
 
Bizans Doğu Roma İnparatorluğuİmparatorluğu ile Fransa arasındaki bağlantılar bu İkinci Haçlı Seferi sonunda gayet büyük hasara uğramıştır. Kral Louis ve sefere katılan Fransız haçlılar İmparator ManuelManuil'i, Fransız haçlı ordusu Anadolu'da ilerlemekte iken, devamlı olarak Selçuklu'lara ilişkilerini devam ettirip onları Fransızlara karşı hücümlarında başarılı olmalarını şağlamaklasağlamakla, yani HiristiyanlığaHristiyanlığa ihanetle, itham etmişlerdir. Bu sefer hatıraları Fransa ile Bizans arasında 12. ve 13. yüzyıllarda olan ilişklilereilişkililere devamlı olarak aksi etkiler yaratmaya devam etmiştir.
 
Bizans İmparatorluğu içinde ise bu sefer sırasında impartorun siyaseti ve stratejisi Bizans diplomasisinin bir zirvesi olarak görülmüştür. İmparator ManuelManuil'in ölümünden sonra onun hatıralarını övgü ile yazan Piskopos Selanik'li Eustathious bunu şöyle ifade etmiştir:<ref name ="nicolle"/>
<blockquote>
Düşmanları ile gıpta edilebilecek bir marifetle uğraşmış ve sulh ve sükunu devam ettirmek hedefi ile düşmanlardan birini diğerine karşı devamlı oynayayarak bunu başarmıştır.