İran İslam Devrimi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Politik Boyutu: düzeltme AWB ile
düzeltme AWB ile
22. satır:
 
== Süreç ==
[[Ak Devrim]]in ardından memnun olmayan Cumhuriyet için mücadele eden Mollalardan biri olan İmam [[Ayetullah Humeyni]] 1963'dete Şahın karşı vaaz vermeye başladı. o dönemde kaynaklarını kullanarak ciddi bir ekonomik güce kavuşmaya başlayan İran, [[SAVAK]] adında halkına zulm ve işkence edecek istihbarat örgütü kurdu ve İmam Humeyni çeşitli dönemlerde Hapse atıldı. Sonunda idam cezasına çarptırılan İmam Humeyni [[Ayetullah-el uzma Shariatmadari]] tarafından idam edilmesin diye "en büyük Ayetullah" anlamına gelen ve 12 İmamcıların mezhebinde idamı caiz olmayan [[Ayetullah-el Uzma]] makamına bir gecede getirildi. Şah İmam Humeyni’yi idam edemeyince onu Irak’a sürdü. Saddam'ın kendisi Sünni olduğu için Şii bir Molla'yı ülkesinde istemedi, bir süre sonra onu sınır dışı etti. İmam Humeyni önce Türkiye'de Bursa’ya daha sonra da Fransa'ya Paris yakınlarına sürüldü. bu süre içinde İran'da çeşitli gelişmeler yaşanıyordu. İran şahı İran’ı kendisine bağlı modern bir ülke haline getirmek için çabalıyordu. Farsça ‘da Kıyamet anlamına gelen [[Rastakhiz]] partisi [[Emir Abbas Huveyda]] başkanlığında kuruldu ve Hüveyda başbakan oldu. Onun başbakanlığı döneminde enflasyona karşı ciddi bir mücadele başladı. Ayrıca dövize doyan İran hazinesi İngiltere dâhil olmak üzere yabancı ülkelere borç vermeye başladı. (yabancı ülkelere verilen borç daha sonra [[Emir Abbas Huveyda]]nın göstermelik mahkemesinde vatana ihanet olarak tanınacak ve tek celsede idam cezası alması için işlediği suçlardan sayılacaktı). Enflasyona karşı mücadeleden bazari denen İran piyasasına hâkim olan görüntüde küçük ama içeride büyük esnaf zararlı çıkınca onlardan aldıkları destekle şaha karşı çıkan Mollalara daha çok destek olmaya başladılar öte yandan [[Ak devrim]]in sonucu olarak hızla şehirlere göçmüş eğitimsiz ve geleneksel dini inançların etkisiyle Mollaların etkisi altında kalan halk Mollaların arkasında işçi tabakası da şaha muhalif [[Sovyetler]] yanlısı [[Tudeh Partisi]]nin arkasında durmaya başladı. 1961de Komünistler ve Dindarlar bu iki ittifak kurmaya ve şahın aleyhine çalışmaya başladılar. [[Rastakhiz partisi]]’nin iktidarı süresince milyonlarca dolar kârdan mahrum kalmış ve özellikle yabancı sermayenin girişi ve büyük fabrikaların kurulmasıyla bu durumun artacağını düşünen Bazari(esnaf)ler Marksizm ile muhalif olsalar da bu fikre destek verdi. 1961den beri sokak protestoları inişli çıkışlı devam etmekteydi. Kimi zaman bu protestolar [[Jale meydanı]] protestosu gibi kanlı bastırılmış ancak günümüz İran hâkimiyetinin şah rejimine sorumluluğu yüklemesine rağmen hala açılan ateşin emrinin kimin verdiği gizemini korumaktadır. Şah yanlısı ordu komutanları kesinlikle bu sorumluluğu kabul etmemiş kayıtlarda da hiçbir şey görünmemektedir. Kimi düşünürler ve yazarlar o dönemde orduya nüfuz etmiş Tudeh partisinin perde arkası faaliyetine ve kimi yazar da bu olayı Dindarların işi olduğunu iddia etmektedir.
1971'den beri protestoların hızı giderek artmaya başladı. Üniversite öğrencileri zamanının popüler düşüncesi olan Marksizm-Sosyalizm ile tanışmış çoğu aydın olarak kabul ettikleri Tudeh partisine katılmış ve şah aleyhine düzenlenen protestolara Komünist cepheden katılıyordu. 1979a doğru Tahran başta olmak üzere çoğu üniversite ders programına devam edemez durumuna gelmişti. Devrime Sol kanattan katılan başta Hava kuvvetleri olmak üzere ordu subayları da katılıyordu subayların çoğu Hümafer denilen yurtdışında ileri düzeyde eğitim almış dini Marksizm düşüncesini benimsemiş hava kuvvetleri pilotları idi. Bu grup Devrimin zaferine doğru Silah depolarının kapılarını halka açacak ve devrimcilerin silahlanmasını sağlayacaktı anca devrimin zaferinin ardından birçoğu ya hapse atılacak ya da idam edilecekti. Hava kuvvetleri 1979a doğru büyük grevlere sahne olmaya başlamıştı ve durum iyice şahın kontrolünden çıkmak üzereydi. Şah çeşitli aksiyonlarla protestocuları memnun etmeye çalıştı ancak başaramadı. Halkın kışkırtılmasında etkisi olan ana unsurlardan biri de şahın din karşı olması ve halkı kandırmak için verdiği çabaya karşılık mollaların verdiği tepkiden ibaretti. Şah ve iktidardaki [[Rastakhiz Partisi]] özellikle köyler ve Kızların eğitimine ciddi önem veriyor ve bu durum Komünist ve Dindar kesiminin tepkisini çekiyordu. Türkiye’deki Köy Enstitülerine benzer enstitüler oluşturan Rastakhiz partisi köyleri eğitmeye ve dindar Mollaların etkisini eğitim ile azaltmaya çalışıyor ancak bu durum mollaların etkisi altında olan çocuklar ve gençlerin ebeveynlerinin tepkisini çekiyordu.
Şah 1970'lerde Amerika ile ittifak kurmuş, Ortadoğu’nun süper gücü durumuna gelmişti, İran’ın gücünün yanında seslerini çıkartamayan ezeli düşman Arap dünyası bu duruma tepkiliydi. Sol ekibi, şahı halka ait Petrol gelirinin silahlara ve Molla ekibi paranın dini değerlerin aleyhine çalışmak için turistikleşmeye harcamayla suçluyordu ancak her iki ekip de birbirini destekliyordu. 1972-76 arası İran tüm politik çalkantılara rağmen neredeyse sıfır enflasyon ile gidiyordu ve bu durum bazarileri iyice kışkırtmaya yaramıştı. (Bu durumu [[Emir Abbas Hüveyda]]'nın göstermelik mahkemede yargılanırken onu yargılayan Molla savcının usulüne uygun olmayan üslup ile suçlamasına yaptığı avukatsız savunmada cebindeki İran yapımı tükenmez kalemi çıkararak söylediği "benim dönemimin başlangıcında bu kalem 1 Riyal idi iktidarım bittiğinde de 1 Riyal idi" sözünden iyice anlaşılabilir.)
80. satır:
== Ekonomik boyutu ==
[[Dosya:AkbarHashemiRafsanjani.jpg|thumb|220px|Köpek balığı lakaplı [[Haşimi Rafsancani]] [[Muhammed Hatemi]]den önce (1989-1997) iki dönem İran İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanlığını yapmıştır. Bir din adamı olmasına rağmen siyasetin kurdu ve ünlü bir iş adamı olarak tanınır. 1988'de İran-Irak Savaşının ateşkes kararının [[Humeyni]] tarafından kabul edilmesinde ve ayrıca [[Ali Hamaney|Hameney]]'in Humeyni’nin ölümünden sonra dini lider seçilmesinde etkili rolü olmuştur.<ref>http://www.İrannewsnow.com/2009/09/rafsanjani/</ref>]]
Devrim öncesi İran hızla sanayileşmeye doğru gitmekteydi, solcu akınının bir ürünü olarak ortaya çıktığı düşünülen ve 1963'dete tamamlanmış [[Muhammed Rıza Pehlevi]]'nin [[Ak Devrim]]i, köy ağasının zoruyla da olsa bir araya toplanıp çalışan çiftçilere köy ağasının arazisinin bölünüp verilmesiyle beraber baskı altından kurtulan köylüler büyükşehirlere akmaya başladı böylece İran’da çiftçilik sektöre sürekli gerileyerek buğday ihracatçısı durumunda olan İran hızla ithalatçı durumuna düştü. Şehirlerde hızla işsiz-günlük işçi popülasyonu artarken bir taraftan devrimin alt gruplarını oluşturdu diğer yandan da sanayileşmeyi halkı memnun etmeyi ön planda tutup [[Ak Devrim]] deneyiminden yenilgiye uğrayan devlet için vaz geçilmez kılmıştı. Siyasi istikrar ve Ortadoğu’nun en özgür ve en güvenilir ülkesi olmasıyla beraber işçinin bol ve ucuz olması yabancı sermayeyi cezbediyordu. Hızla araba fabrikaları kuruluyor hükümetin desteği ile küçük yerel sanayiler kendilerini geliştiriyordu. İhracatın önünün açık olmasıyla beraber hızla sanayileşme yaşanıyordu. O dönemde 34Milyon kişi civarından nüfusu olan bir Ortadoğu ülkesi için oldukça iyi bir başarıydı. Ancak yabancı sermayenin gelmesi solcuları Turistlerin gelmesi ise dincileri rahatsız ediyordu. İran’a gelen turistler, o dönemde halen zamanımızdaki gibi umuma açık iletişim teknolojisinin sağlanamadığı topluma kendileriyle beraber yenidünyanın kültürünü getiriyor gençleri dinci ve mollaların emirlerinden uzaklaştırıyordu. İran’ın ne denli turistik bir ülkeye dönüşmek üzere olduğu günümüzde halen ününü koruyan dönemin ünlü çizgi filmi [[Pembe Panter]] filmlerindeki bir bölümde İran sahillerine yaptığı gezide anlaşılabilir. Ayrıca sanayileşme ve zenginleşme gençleri üniversitelere ve okullara yönlendiriyor toplumu iyice medreselerden uzaklaştırıyordu bu durum Dinci kesimi iyice rahatsız ediyor gençler ve bir nesil öncesi arasındaki kültürel açıktan yararlanarak insanları şaha karşı kışkırtıyorlardı. Solcu düşüncenin halkça tutulma kazandığı o dönemde gençler hızla sol fikrini benimsiyor ve gençler de solcu gruba katılarak şaha karşı nefret besliyorlardı.<ref>The Unthinkable Revolution in İran, Kurzman;2004</ref>
 
[[Dosya:Vladimir Putin in Malaysia 16-17 October 2003-6.jpg|left|thumb|[[Muhammed Hatemi]] [[Malezya]]'da dönemin [[Rusya]] devlet başkanı [[Vladimir Putin]] ile, Ekim 2003]]
97. satır:
[[Dosya:Iran-Iraq War Montage.png|İran-Irak Savaşı; Saddam’a bağlı Irak ordusu 22 Eylül 1980'de büyük gruplar halinde [[Hurremşehr]]e saldırıya geçmesiyle iki ülke arasında savaş başladı. Savaşın nedenleri için ortak bir fikir birliği bulunmamaktadır ancak İran ve özellikle Saddam’dan sonraki Irak arasında yıllardan beri sınır krizi yaşanmaktaydı Saddam yıllardan beri büyük [[Petrol]] rezervlerine sahip [[Huzistan]] eyaletine göz dikmişti ve Arap kökenli Huzistan halkını bahane ederek [[Huzistan]]ı [[Irak]] topraklarına katmaya çalışıyordu Devrimden önce küçük çaplı sınır çatışmaları yaşanmış birkaç kez iki ülkenin hava kuvvetleri birbirine ateş açmış birkaç uçak düşmüştü ancak devrim öncesi İran ordusunun gücüne istinaden Saddam devamlı geri çekilmeye mecbur kamıştı. Saddam ayrıca [[Pers Körfezi]]ndeki İran hâkimiyetine de son vermek istiyor [[Irak]] güçlerinin körfezi ele geçirmesini istiyordu. Devrimin zaferini takiben tecrübeli generallerin kurşuna dizilmesi ve hava kuvvetleri pilotlarının tutuklanması ve kimi zaman idamıyla beraber İran ordusu güçsüz kalmış ülkedeki siyasi ve güvenlik kargaşası da Saddam'a saldırı zamanının alarmını vermişti. Rehine krizinin yaşanmasıyla beraber uluslararası siyaset de [[İran]] aleyhine cephe tutmuş öylesine bir zamanda İran’a saldırmak dünya tarafından fazla bir tepkiye yol açmayacaktı ancak Saddam saldırıyı takip eden 1 yılda ummadığı bir direniş ile karşılaşmış art arda birçok Arap ülkesinin de aracılık ettiği(örn. Suudi Arabistan barışın sağlanacağı durumda İran’a ödenmesi gereken tazminatın 70 Milyar$ olarak Arabistan tarafından karşılanmasını teklif etmişti) barış antlaşmalarıyla İran'a Barış teklifinde bulunmuştu her seferinde ise Ayetullah Humeyni’nin muhalefetiyle karşılaşmış barış sağlanamamıştı. Humeyni’ye göre savaş [[Kerbela]]nın İran topraklarına katılacağı güne kadar sürmesi gerekiyordu. Saddam rejiminin 1988'de yeni füze sistemlerine sahip olması ve füzelerle Tahran'ı hedef almasıyla beraber Humeyni ateşkes antlaşmasını imzalamaya mecbur kalmış savaş resmen berabere bitse de antlaşmanın imzalanma koşullarını dikkate alındığında İran mağlup sayılmaktadır. Savaş sürecinde resmi rakamlara göre 500.000 kişi civarında insan hayatını kaybetmiş ancak gerçek rakamların 1 milyon kişi civarında olduğu düşünülmektedir. Savaşın bir sonucu olarak İran ordusu geri dönüşümsüz bir hasra uğramış küçülmüş ve [[Devrim Muhafızları]]nın önünde küçük bir güç haline dönüşmüş [[Devrim Muhafızları]] ise savaş bahanesiyle silahlanmış ve devamında ordunun 3 katı yıllık bütçeye sahip olmuştur. Maddi anlamda ise İki ülkede savaş süresince 1 Trilyon$ hasar meydana geldiği açıklanmış 2003'te Irak'ın işgalinin ardından birleşmiş milletler tarafından çıkarılan tasarıda Irak'ın İran'a 200 milyar$ tazminat ödemesi gerektiğini içermektedir.<ref>Abrahamian, History of Modern İran, (2008)</ref><ref>Molavi, Afsin (2005). The Soul of İran. Norton</ref>|thumb|left]]
Bu devrimle [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]], [[Orta Doğu]]'daki müttefikini kaybetmiştir. Devrim sonrası İran Fransa'ya dolayısı ile Avrupa'ya yakın bir anlayışa dönüşmüş ABD'den uzaklaştığı sanılmış ancak devrimden sadece bir yıl sonra bu anlayışın temelli yanlış olduğu kesinlik kazanmıştır. Devrimden önce politik ve askeri anlamda Ortadoğu’nun en güçlü ülkesi, Devrim öncesi şah tarafından satın alınan 202 adet "F-14 Tom cat"ler ile dünyanın en güçlü hava kuvvetleri arasında 5. sırada yer alan hava kuvveti durumuna gelen ve aynı zamanda Ortadoğu’nun en eski devleti ve dünyanın en eski devletlerinden biri olan İran, uluslararası arenada giderek güç kaybetmiş ve terörü destekleyen ülkeler arasında yer almıştır. Terör devletine dönüşeceği [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]] büyükelçiliği baskını ve 444 günlük rehine krizi döneminden belli olan İslam cumhuriyeti terör olaylarını vatandaşlarından da esirgemeyip çeşitli dönemlerde muhaliflerini göstermelik mahkemeler yerine yetiştirdiği teröristlerce öldürmüştür. 2009 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesiyle çıkan olaylarda rejim yetiştirdiği kökten dinci ajanlar ve milislerini çeşitli olaylarda kullanmış ve ayaklanmış halkı sokaklarda öldürmüştür. Söz konusu ajanlar polis arabasıyla protestocuları ezerek öldürmekten dahi çekinmemişlerdir.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=UJrCiMb7q4s&feature=PlayList&p=2D600657DB5742B8&playnext_from=PL&playnext=1&index=94</ref> bu konu çeşitli haber ajanslarında halkın cep telefonlarıyla çekmiş olduğu filmler vasıtasıyla haber konusu olmuş ve dünya çapında yankı uyandırmıştır. Ancak İslam cumhuriyeti polisi konuyu tamamıyla yalanlamış ve tekrar olayın yabancı ajanlar tarafından yapılmış olduğunu öne sürmüştür. Ahmedinejad Cumhurbaşkanı olmadan önce Tahran belediye meclisi ve milletvekili olmaya da yelkenmiş seçimleri kaybetmiştir, ancak o dönemlere ait hile idealarıyla da karşılaşmış durum örtbas edilmiştir.
Pehlevi rejiminin son yıllarında özellikle ABD’nin desteği ile [[Sovyet Sosyalist CumhuriyetlerSovyetler Birliği|SSCB]] ve Arap dünyası özellikle Irak’a karşı silahlanan İran son dönemde satın aldığı 202 adet [[F-14 Tomcat]]ler ile dünyanın en güçlü 5. hava kuvvetine sahip olmuş ve elindeki güç ile [[Sovyet Sosyalist CumhuriyetlerSovyetler Birliği|SSCB]]nin çok yüksek irtifalarda İran üzerinde uçurduğu bir adet insansız casus uçağını düşürmeyi başarmıştı. Olayın ardından [[Sovyet Sosyalist CumhuriyetlerSovyetler Birliği|SSCB]] bir daha İran üzerinde uçak uçurmayacağını açıklamak zorunda kalmıştı. Ancak [[Sovyet Sosyalist CumhuriyetlerSovyetler Birliği|SSCB]] tarafından destek gören solcular mollalar gibi silahlanmaya harcanan paraya verdikleri tepkiye bu olaydan sonra şiddet vermeye başlamışlardı. Humeyni’ye göre silahlanmaya harcanan para yoksul halka nakit aylık olarak verilebilirdi ayrıca aynı paradan elektrik ve su bedava yapılabilirdi. Bu vaatler anlatıldığı gibi yoksul halkın ilgisini çekiyor [[Humeyni]]nin çevresinde kitlelerin toplanmasına neden oluyordu. Ancak verilen bedava elektrik ve su vaadi sadece Humeyni’nin İran’a dönüşündeki ilk gün [[Beheşt-i Zehra]] mezarlığında yaptığı konuşmada bir daha dile getirildi ve bir daha açılmamak üzere dosyası kapatıldı. Devrim sonrası Şah rejimine satılmış olan inanılmaz güçteki askeri malzeme başta ABD olmak üzere batı ülkelerini ayrıca komşu ülkeleri de korkutuyordu. Devrimin zaferini takiben geçici hükümet başkanı olan [[Mehdi Bazargan]]a ABD tarafından sunulan teklifte [[F-14 Tomcat]]ler ve [[AIM-54 Phoenix]] füzeleri başta olmak üzere birçok güçlü ve pahalı silah ABD’ye iade edilecek ve ABD İran’a ödediği parayı iade edecekti. Orduya ihtiyacı olmadığını söyleyen ve Ortadoğu’nun en güçlü ordusuna sahip olmayı istemeyen bir rejim için iyi bir fırsat olarak değerlendirilen plana verilen olumlu yanıta rağmen iki taraf üzerinde fiyat üzerindeki anlaşmazlık nedeniyle asla bu değiş tokuş gerçekleştirilemedi ancak ABD teslim etmesi gereken son [[F-14 Tomcat]]i İran’a teslim etmedi.<ref>Norman Kempster. "İran ready to Come Back F-14 Fighters", The Los Angeles Times;29.03.1979</ref> Aslında değiş tokuşun gerçekleşmemesi İran için çok büyük bir şansın habercisiydi zira bütçesinin %85ini silahlanmaya ayİran Irak gelecek sene karışık ve savunmasız kalan İran’a saldıracak ve bu silahlar saldırı karşısında şaşkın kalan ülkeyi kurtarmakta çok önemli bir rolü üstleneceklerdi.
[[Dosya:Dmitry Medvedev 28 August 2008-6.jpg|[[Mahmut Ahmedinejad]] Rusya cumhurbaşkanı [[Dmitry Medvedev]] ile görüşürken. Ahmedinejad konuşmalarında kullandığı daima eleştirilere hedef olmuştur. Örneğin bir konuşmasında muhaliflerine hitaben şöyle demiştir: "Aydın tipine bürünürler, halbuki bir oğlak kadar bile dünyadan anlayacakları yoktur." Birçok kişi sokaklara dökülen milyonlarca İran halkının yansıra Ahmedinejad ‘ın 2. kez Cumhur Başkanı seçilmesini [[Devrim Muhafızları]]’nın bir darbesi olarak nitelendirmiş, dünyada çeşitli ülkelerin devlet başkanları onu kutlanamamıştır. Ayrıca seçimlerdeki rakipleri ve halkın büyük çoğunluğu asla sonuçları kabul etmemiştir.<ref name="youtube.com"/> |thumb|right]]