Haçlı Seferleri: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Allen Sahir (mesaj | katkılar)
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Allen Sahir (mesaj | katkılar)
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
69. satır:
birkaç modern Türkçe tarih kitabında ''Gürboğa'' olarak verilmektedir. Ama Avrupa dillerinde ve onlardan çeviri kitaplarda "Kerboğa" veya "Kurboğa" olarak geçmektedir. Latince ve Avrupa dillerinde "Gürboğa" ismi telaffuzu zor olup yazılması da gayet zor olup o günlerde yazılmış birincil kalma Avrupa asıllı kronik-tarihler ve belgelerde yalan-yanlış yazılmış ve takip eden yüzyıllarda da bu hatalar tekrar edilip durmuştur. Arapça bilen tarihçiler bile harfleri bile bu adın hatalı yaşına katkı yapmışlardır> Bu Türkçe isim Arap harfleri ile okunup yazılma sırasında "Kerboğa", "Kurboğa" olarak anlamsız bir şekle girmistir.</ref> topladığı bir Müslüman ordusu ile Antakya önlerine gelip Antakya kalesi içine bulunan Haçlı ordusunu kuşatmaya aldı. Korkak davranıp hemen hücuma geçmemesi ordusunda anlaşmazlıklar doğurdu. Diğer taraftan 12 gün kapalı muhasara altında kalan Hıristiyanlar büyük açlık çektiler. Soylu ve şövalyeler atlarını; diğer Haçlılar yakalayabildikleri her türlü yaşayan hayvanı ve ağaç kabuğu ve otları yemeye başladılar. Haçlılar gıdasızlıktan bıkkınlık ve ümitsizlik içerisine girdiler. Keşiş Marsilya'lı Pierre Barthelemy dinsel hayaller görmeye başlayıp İsa'nın çarmıha gerildikten sonra öldürülmesi için kullanılan ''Kutsal Mızrak''{{'}}ın Antakya Katedrali'nin zemininde gömülü olduğunun rüyasını gördüğünü bildirdi. Antakya Katedrali zemininde yapılan kazı ile bir mızrak bulundu. Bunu bir mucize sayan ve üstün moral kazanan Haçlılar Kutsal Mızrak'ı taşıyan Le Puy Başpiskoposu Adhemar ile 8 Haziran 1098'de kaleden huruç hareketi yaptılar. Gürboğa'nın müttefiki Şam Meliği [[Dukak]] ve Gürboğa'nın kendilerine hüküm edeceğinden korkan diğer emirler Gürboğa ordusundan ayrıldılar. Kalan ordu büyük bir mağlubiyete uğradı.<ref name="runciman"/><ref>J.F Michaud (haz. Güray Kırpık), (2011) ''Haçlı Seferleri’nin İlginç Olayları'', Ankara:Lotus Yayınları, s.215</ref>
 
===Antakya'dan Kudüs'e harekatHarekat===
 
Haçlılar Antakya'yı aldıktan sonra bir müddet burada kalarak at, yiyecek ve iașe tedariki için uğraş verdiler. Bu tedariki sağlamak için yakınlarda olan Arap yerleşkelerine saldırılarda bulundular. Bu saldırların birisi [[Maaret el Numan|Maarratu'n-Numan]]'a yapıldı. Aralık 1098'de Antakya'dan gelen bir Haçlı ordusu bu şehrin duvarları önlerinde karargâh kurup şehri muhasaraya başladılar. Halk onlara karşı çok çetin bir savaşa girdi. Haçlılar kale burçlarının karşısına ahşap bir burç dikip beklemeye başladılar. Müslümanlar bir süre sonra bulundukları surlardan inip daha güvenli olacağını düşündükleri şehirdeki evlerine sığındılar. Haçlı ordusu taarruza geçti ve şehri eline geçirerek bir katliam yapmaya başladı ve Haçlılar burada yaklaşık 20 bin kişiyi öldürdüler. Daha sonra buradan ayrıldılar. Haçlı kronikleri burada Haçlıların ölen Müslümanların bedenlerini yediklerinden bahsetmiştir.<ref>Peters, Edward (1998) ''The First Crusade: The Chronicle of Fulcher of Chartres and Other Source Materials'' University of Pennsylvania Press, s. 84.</ref> Haçlılar Müslüman yetişkinleri kaynatıp çorba yapmak, Müslüman çocukları şişe geçirip ateşte pişirmek ve yemek dahil olmak üzere son derece korkunç bir saldırı gerçekleştirdiler. Bu dönemdeki Haçlı yamyamlığı hem Frank hem de Arap raporları tarafından doğrulanıyor. Mesela Caen'li bir Frank görgü tanığı, haşlama ve kızartma vahşetini rapor etmiş. Maarra'nın fethedilişi sırasında orada olan Aix'li Albert şöyle yazmış: "Bizim bölüklerimiz sadece ölü Türkleri ve Suriyelileri yemekten küçülmediler, aynı zamanda köpekleri de yiyorlardı!"<ref>Tamim ENSARİ-İslami Bakış Açısından Dünya Tarihi Pegasus Yay. S.[http://www.kitapyurdu.com/kitap/islamin-bakis-acisindan-dunya-tarihi/372410.html&manufacturer_id=182108 178]</ref> Abd'l-Ala şehri ise Ocak 1099'da yapılan hücumdan sonra tamamıyla yakılıp yıkıldı; kalesinin taşları bile teker teker sökülüp şehir ortadan kaldırıldı. Birçok Arap şehri ise elçiler ve hediyeler göndererek Haçlıların her isteklerini yerine getireceklerini belirttiler.<ref name="maaluf"/>