Kütahya-Eskişehir Muharebeleri: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Kaynakça: düzeltme AWB ile
düzeltme AWB ile
41. satır:
Yunan birlikleri 17 Temmuz'da [[İsmet İnönü|İsmet Paşa]] komutasındaki [[Garp Cephesi]] kuvvetlerini, [[Mehmet Nazım Bey]]'in öldüğü Yumruçal-Nasuhçal civarında cepheyi yarıp [[Kütahya]]'yı ele geçirdi. Aynı gün [[Fevzi Çakmak|Fevzi Paşa]] ile birlikte cepheye gelerek Garp Cephesindeki [[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]] kuvvetlerinin kuşatma tehdidi altına girdiğini gören [[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa Kemal Paşa]] Türk ordusunun çekilmesini emretmek zorunda kaldı: Batı Cephesi birlikleri önce süratle Eskişehir-Seyitgazi hattına, daha sonra da [[Sakarya Nehri]] doğusuna [[ricat]] edecekti. Bu ricat, Türk Ordusu'nun elde kalmasını sağlayarak kuşatılarak yok edilmesini engelledi.
 
Komutayı ise, o zamana kadar Garp Cephesinin başında olan İsmet Paşa yerine bizzat Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Paşa ele aldı. Askerliğin gereği bunu gerektiriyordu ve sür'atle yerine getirilmeliydi. 19 Temmuz günü [[Eskişehir]] de düşünce, [[Fahrettin Altay|Fahrettin Bey]] komutasındaki 5. Süvari Grubu ve 1. Gruba bağlı Türk birlikleri Sakarya Nehrinin doğusuna çekildi. [[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]], 3 Ağustos 1921'de [[İsmet İnönü|İsmet Paşa]]'yı [[Genelkurmay Başkanlığı]] görevinden azlederek, aynı zamanda [[Başbakan]] ve [[MilliMillî Savunma Bakanı]] da olan [[Fevzi Paşa]]'yı bu vazifeyle de görevlendirdi. Aynı zamanda Meclis Başkanı [[Mustafa Kemal Atatürk|Mustafa Kemal Paşa]]'yı [[Türk Ordusu]] [[Başkomutan]]lığı'na atadı.
 
== Geri Çekilmenin Nedenleri ==
49. satır:
== Başkumandanlık Tartışmaları ==
 
Geri çekilme üzerine "ordu nereye gidiyor" söylemleri belirdi ve Mustafa Kemal'in ordunun başına geçmesi gerektiği düşüncesi Meclis'e hakim oldu. Bir grubun düşüncesi ordunun zaten yenilmiş olduğu ve Mustafa Kemal'in olası yenilgilerle yıldızının söneceğine dair inançtı. Diğer bir grup ise durumun vahameti karşısından gerçekten zaferin tek çıkış noktasının Mustafa Kemal'in başkumandanlığı olduğunu öne sürüyordu. Bu tartışmalar içinde 4 Ağustos 1921 tarihli gizli oturumda Mustafa Kemal bir takrir (önerge) sunmuş ve görevi bir şartla kabul etmiştir: Bu şart "Türkiye Büyük Millet Meclisinin haiz olduğu salâhiyeti, filen istimal etmek"tir. Tartışma yaratan iki husus vardı: 1. Başkumandanlık payesi yerine başkumandan vekili payesi verilmesi, 2. Meclisin yetkilerinin devredilmemesi. 5 Ağustos tarihine sarkan tartışmalar sonucunda Meclis 13 red oyuna karşı 169 kabul oyu ile başkumandanlık görevini Mustafa Kemal Paşa'ya tevcih etmiştir: "Başkumandan; ordunun maddî ve manevî kuvvetini azamî surette tezyid ve sevku idaresini bir kat daha tarsin hususunda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin buna müteallik salâhiyetini Meclis namına filen istimale mezundur." Böylece Mustafa Kemal'in her emri kanun niteliğine bürünmüştür. Başkumandan olarak ilk görev değişikliği, Fevzi Paşa'nın yalnız Genel Kurmal işleriyle ilgilenmesini sağlamak için MilliMillî Savunma Bakanlığı görevine Dahiliye Vekili Refet Paşa'yı getirmek ve Fevzi Paşa'yı da Genel Kurmay Başkanı yapmak olmuştur. Fevzi Paşa daha önceden hem MilliMillî Savunma Bakanı hem de Genel Kurmay Başkanlığı görevini üstlenmekteydi.<ref>5 Ağustos 1337 (1921) TBMM Gizli Celse Zabıtları,</ref>
 
[[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]] tarafından Başkomutanlığa getirilen Mustafa Kemal Paşa, ordu ile ilgili tüm yetkileri meclis oylaması sonucu kendi üzerine aldı ve "[[Tekalif-i Milliye]]" emirlerini çıkarttı. Arkasından da tarihte o ana kadar benzeri görülmemiş bir savaş biçimi olan, Türk milletinin "Topyekün Savaş"ını başlattı.