Hugo Grotius: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Erasmus.1948 (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
YBot (mesaj | katkılar)
k edilsede → edilse de
31. satır:
 
Doğal yasa anlayışının ortaya çıkmasında en önemli sebep olan ahlâkî
kuşkuculuğu çürütmek Hugo Grotius’un (1583-1645) da amacıydı. O, Savaş Etik Tarihindeki Temel “Doğal Yasa” Anlayışları Ve Bu Anlayışlardaki Dînî Unsurlar ve Barışın Yasası Üzerine adlı eserinde uluslararası ilişkilerde, fazlasıyla varolan ahlâkî kuşkuculuğun giderilmesiyle ilgili görüşler ortaya koymuş,uluslararası barışı sağlamak için ahlâkî bir çerçeve sunmaya çalışmıştır. Grotius, kendinden öncekiler gibi, doğal yasanın, aklı kullanmakla keşfedilebilecek kurallar kümesi şeklindeki tanımını benimsemiştir. Bununla birlikte, onun anlayışında iyinin hakka önceliğinden, hakkın iyiye önceliğine geçilmiş görünmektedir.Grotius’un bu alana yaptığı en önemli katkı doğal yasayı insan haklarıyla ilgili teoriye dönüştürmesidir. Dolayısıyla, onun öğretisi bireysel insan haklarını esas almaktadır. Nitekim o, ahlâk alanını, bir bireysel haklar topluluğu olarak görmüş, hukukun bu tür hakların teorisi olarak anlaşılabileceğini belirtmiştir. Bu durumda, Grotius’a göre, bir hak, kişinin ahlâkî bir niteliğidir. Bu ‘ahlâkî nitelik’, ahlâkî eylemleri mümkün kıldığıiçin, bir tür ahlâkî güç ya da ahlâkî bir kapasite olarak anlaşılabilir.Ahlâkî niteliğe sahip olan birey özgür, bağımsız ve ahlâkî anlamı olan birisidir. Bu görüşlerin, birey-toplum ilişkisi açısından iki önemli sonucu vardır. Birisi, ahlâk insanî ve sosyal içerikli yükümlülükler olarak değil,bireysel ağırlıklı,gönüllü muameleler ve bağımsız fiiller olarak anlaşılmaktadır. Diğeri, bireylerin ayrılığı ve farklılığı ahlâkî açıdan anlamlı hale gelmektedir.Bize göre, Grotius’un doğal yasa anlayışına yapmış olduğu en az yukarıda ifade edilen katkı kadar önemli olan bir diğer katkı daha vardır. Grotius ateist değildir. Bununla birlikte, o, Tanrı’ya inancı doğa yasasının ontik şartı olarak görmez.Başka deyişle, Tanrı’nın olmadığı kabul edilsedeedilse de Grotius’un ulaştığı nokta, aslında, doğa yasasının bize Tanrı tarafından verildiği, bu yasanın bizim doğamızın yasası olduğu ve ‘doğru’ aklın düşünme kapasitesinde mevcut bulunduğu şeklindeki, Aquians’ın anlayışıyla da desteklenen Eski ve Ortaçağdaki düşüncelerin bir sonucudur.Bununla birlikte, Grotius’un hem sekülerizmi hem de bireysel haklar teorisi, insanlara yükümlülük fikri sağlamada zayıf düşmektedir.İnsan, bir takım avantajlar sağladığında yükümlülüklerinden niçin vazgeçmesin? Bu güçlüğün giderilmesinde, bize göre, Grotius’un muhafazakar yorumcularının katkısından yararlanılabilir. Onlara göre,insanın doğal yasayla ilgili bilgisi Tanrı’ya bağlı değilse de, doğal yasaya uyma gerekçeleri Tanrı’ya bağlıdır.
 
De Jure Belli Ac Pacis'' en ünlü eseridir.Savaş onun için necessary evil yani zorunlu kötülüktür.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Hugo_Grotius" sayfasından alınmıştır