Federico García Lorca: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
k 193.192.120.26 tarafından yapılan değişiklikler geri alınarak, Teacher0691 tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi.
69. satır:
[[1898]] yılında, [[İspanya]]'nın [[Granada]] bölgesindeki [[Fuente Vaqueros]] kentinde doğan İspanyol şair Lorca, yüzyılının en büyük iki İspanyol şairinden biri olarak kabul edilir. Lorca'nın başarısında çocukluğunun büyük payı vardır. [[Granada]]'nın [[Fuentevaqueros]] kasabasında, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Lorca'nın babası ateşli, canlı, neşeli bir adam; annesi ise sessiz ve ağırbaşlı bir kadındı. [[1928]]'de yazdığı ''Romancero gitano'' (Çingene Baladı) ile ün kazanan Lorca, [[Salvador Dalí]] ile birlikte [[İspanya]]'nın çağdaşlaşması için çalışan sanat adamlarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
Şiirde, politikada ve ahlak anlayışında modernliğin savunucusu olan Lorca, eşcinsel (isotcu) olması nedeniyle Katolik Kilisesi ile arasının açılmasına neden olur. [[1918]]'de, [[Burjuvazi]] sınıfını, yeryüzünü şiirle doldurmuş olan [[İsa]]'yı katletmekle suçlayan Lorca, geçtiğimiz günlerde gelmiş geçmiş en başarılı edebiyat eseri seçilen [[Cervantes]]'in Don Quixote ([[Don Kişot]])'u bir [[İsa]] figürü olarak ele alanlara katılır. Şair kavramını acılar çekmesi gereken bir kimse ile özdeşleştiren Lorca, [[İsa]]'nın hem katledilişini kınar, hem de kanının akması gerektiğini ifade eder.
 
"[[New York]]'ta Bir Şair" adlı eserinde [[Manhattan]]'ı, cesede doymayan bir mezbahaya benzeten Lorca, "hayvanların can çekişenler için öldürülüşünü" kaleme alarak kafasındaki batı anlayışına yönelik eleştirel yaklaşımlarını göz önüne serer. Lorca ve "Deli" lakaplı Salvador Dali, vücuduna saplanan oklar ile tasvir edilen [[Katolik]] Ermişi [[Aziz Sebastian (Rafael)]]'ı ''Aziz Yansızlık'' olarak yapıtlarında tasvir ederler. Dostlarınca apolitik bir sanatçı olarak nitelenen ve herhangi bir görüşe organik bağlarla bağlanmayan Lorca, yazdığı ''Yerma'' ve ''[[Bernarda Alba'nın Evi]]'' isimli oyunlarda ise Katolik Kilisesi, yükselen [[Nazizm]] ve [[milliyetçilik]] akımlarına karşı olan tutumunu yansıttı. Giyim kuşamında ve evinin dekorasyonunda ölüm ile özdeşleştirdiği beyaz rengi tercih eden şair, burjuva tarzı zevkler ve milliyetçilik ile çatışan çalışmalar yapmakta ve Franco'cuları masumiyeti katletmekle suçlamaktaydı.