Müstansır (Fâtımî halifesi): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Nushirevan11 (mesaj | katkılar)
k Nushirevan11, Mûstensir (Fatımi) sayfasını Mûstensir sayfasına taşıdı: Yalınlaştırma.
YBot (mesaj | katkılar)
k nufus → nüfus
54. satır:
=== Kıtlık, açlık ve isyanlar===
 
1065-1072 döneminde Nil Nehri'nin olanaksal olarak suyunun azalması ve sellerin zamanında gelmemesi dolayısıyla Mısır'da tarım aksadı ve halk kitlelri büyük açlık çektiler. Müstensir sarayy ahirlarında daha öncede 10,000 kadar at bulunmakta iken bu atlara yas veya kuru yem bulunamaması ve açlık dolayışiyla ahirdaki atalrin oldurulup yenmesi ahirdaki at sayısı hemen hemen sıfıra inmişti. Önce sadece gayet zayıf üç tane Halifeyi taşıyabilecek at bulunmakta idi; durum daha da kötülesince de ancak sadece halifeye tek bir at bulunabilmekte olup halife saraydan ayrılıp bir yere gitmesi gerektiği zaman maiyeti ve korumalalari kendien yürüyerek refeakat etmesi gerekmekte idi. Böyle bir sırada kendien refakat eden maiyetimnde bulunanalrin bazıları o kadar aç ve takatsız kalmışlardı ki uzunca bir syahattane sonra bazıları açlıktan bayılmışlrdi. Mısır'daki halk açlıktan büyük zayiat verdi ve geride kalanlar gayet sihhatsız ve zayıf kalmışlardı. Bu halde veba salgının başlayıp hızla yayılmasi gecikmedi. Mısır'ın şehir ve köylerinde açlık ve veba dolayışiyla nüfus gayet azaldı. Ozellikle sehirsel alanalrdaki iki fakir mahallelerde ve kirsal alanlarda fakir koylerde nufusnüfus gayet azalmisti ve sokaklarda bir suru yan yana olan evlerden çoğu metruk ve boş kalmıştı.
 
Müstensir'in uzun halifelik döneminde Fatimilerin çeşitli değişik kavimler ve milletler mensuplarından kurdukları Fatimiler ordusu içinde devamli mücadeleler olmakta idi. Önce Mağrip'ten gelen Berber kavimlei mensuplarnin önemli olduğu orduda Mısır ele geçirildikten sonra, aşağı Mısır'dan Sudan'dan toplanan askerler de önem kazandı. Suriye'yi ellerine geçirdikten sonra, yani Mustensir donemine, Fatimiler ordusu içinde Ermeni asıllılar ve Türk asıllılar da önem kazanmaya başladı. Özellikle 1062'de ve yine 1067'de ordu içinde Yukarı Mısır ve Sudan asıllı askerler ile Türk asıllı gulam askerler arasındaki çatışmalar birer asker isyanı ve hatta bir iç savaş haline dönüştü. Bu iç savaş şeklinde askerler arasında çarpışmalarında Türk asıllı gulamların üstün geldiği belirtilmektedir,