İran İslam Devrimi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
By erdo can (mesaj | katkılar)
k düzenleme AWB ile
düzeltme, yazış şekli: artarda → art arda, vaat etm → vadetm AWB ile
13. satır:
'''İran Devrimi''' veya '''İslam Devrimi''' ([[Farsça]]: انقلاب اسلامی, '''İslam İnkılabı'''), [[1979]] yılında [[İran]]'ın [[Muhammed Rıza Pehlevi]] liderliğindeki bir [[monarşi]]den, [[Ayetullah Ruhullah Humeyni]] yönetiminde [[İslam hukuku]] ve [[Şiî mezhebi]] görüşlerini esas alan [[İslam Cumhuriyeti]] kurulmasına dönüşen popüler hareketin adıdır.
 
Devrimin nedenleri arasında Şah yönetiminin halktan destek görmemesi ve son zamanlarda Şah'ın özellikle ABD'liAmerikalı yetkililerle fazlaca içli dışlı olması sayılabilir. Aslında güç düşüncesi ve Cumhuriyet isteyen Mollalar tarafından güce kavuşmak için Devrim isteği eski zamanlardan beri sürüyordu. Ancak kısa süren ikinci monarşi döneminin ardından [[Tebriz]]'den gelen [[Sattar Han]] ve [[Bagir Han]] komutasındaki Kuvayı millimillî Tahranı ele geçirdikten sonra Cumhuriyet yanlısı mollalar yargılanmış, [[Şeyh Fazlullah Nuri]] idam edilmiş ve Devrimciler böylece bastırılmışlardı. bu baskı şiddetli bir şekilde [[Rıza şah]] döneminde de sürmüş oğlunun döneminde ise daha serbest kalmışlardı. 1902 doğumlu Ayetullah Ruhullah Humeyni, özellikle [[Ak Devrim]]'in ardından kadınlara oy hakkı verilmesiyle beraber ülke içindeki Batı nüfuzunu bahane ederek, Şah'ın politikalarına açıkça karşı çıktı ve İslam'ın uzlaşmaz bir şekilde devlet politikası olması gerektiğini belirtti. 1960'larda sürgüne gönderilen İmam Humeyni önce Türkiye'de, sonra Irak'ta kaldı. 1978'de Saddam Hüseyin Humeyni'yi Irak'tan kovunca ABD tekeliyetinden çekinen Fransa ona sahip çıktı.
[[Dosya:AliShariati.jpg|[[Ali Şeriati]], devrimin ana felsefecisi olarak kabul edilen ve İslami [[Marksizm]] tarzı düşünceler yürütmesiyle ünlenen yazar.|thumb]]
[[Dosya:Pahlavi Flag bearing the lion and sun motif and Pahlavi Crown.jpg|İran'ın devrimden önceki resmî bayrağı. Ortasında yer alan amblem (Aslan ve Güneş), tarihi öneme sahip 2.500 yıllık İran - Pers İmparatorluğu'nun simgesidir.|thumb|left]]
44. satır:
 
Aslında İslam devrimi iki bölümden oluşuyor: 1. [[Pehlevi]] rejiminin düşüşüyle sonuçlanan Solcu-İslami devrimci gruplarının katıldığı dünya çapında daha çok bilinen devrim ve 2. 1980-83 arası Humeyni ve yandaşlarınca gerçekleşen Kültürel devrim.
1979-80 arası solcuların güç sahibi olmaları mollalar ve özellikle batıyı endişelendiriyordu. Humeyni dini lider olarak İran’a dönüp [[Shapour Bakhtiyar]]ı istifaya zorladığında çeşitli vaatlerle gelmişti örneğin [[Humeyni]] konuşmalarında Su, Elektrik ve Otobüsün bedava olacağını vaat etmiştivadetmişti ve devamında sürekli olarak "özgür ülkenin medyasının ve siyasi parti kurmanın özgür olması gerektiğini vurgulamıştı. Bu vaatler devrimin ana çekirdeğini oluşturan yoksul ve eğitimsiz halk tarafından olumlu karşılanıyor ve Humeyni’nin etrafında daha fazla toplanmalarına neden oluyordu zira mollaların konuşmalarında yer alan bilgiler çocukluktan beri kulaktan dolma bilgilerle kökten uyuyor ve kulaklarına hoş geliyordu. Şahın uzun dönem yatırımları, Turist çekmek için yaptığı köklü yatırımlar, bölgenin en büyük gücü olmak için harcadığı döviz ve halkı çalışmaya sevk etmesi de halkı kışkırtmaya yarıyordu.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=vEh_T1Ooq2o</ref> Humeyni İran’a döner dönmez de konuşmalarında Su, Elektrik ve Otobüsün bedava olacağının vurgulamıştı. Ona göre şah halkın parasını silahlanmaya ve dine karşı gelmek için Tursit çekmeye harcamıştı hal bu ki petrolden gelen paraların halka aitti ve bu paranın halka verilmesi gerekiyordu böylece halk yoksulluktan kurtulacak rahat bir yaşam sürecek ve insanlık makamına ulaşmak için ibadet edebilecekti ancak Humeyni’nin İran’a dönüşünde işler pek de anlatıldığı gibi gitmedi Humeyni İran’a döner dönmez verdiği emirlerden birinde "Kadınların tam giyinip kapanmasını" emrediyordu. Humeyni’nin bu emrini takiben 8Mart 1979'da Tahranda ve büyükşehirlerde Kadınlar tarafından büyük protestolar düzenlendi ve özgürlüklerini asla feda etmeyecekleri kadınlar tarafından bildirildi.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=ZzvWLp6pfWU</ref> Kadınlar ve siyasi grupların tepkisiyle karşılaşan Humeyni bu emrini hemen yalanladı ve örtünmenin hiçbir zorunluluğunun olmayacağını bildirdi. Ancak diğer taraftan Humeyni yandaşları muhalif grupları bastırmayla uğraşıyor güçsüz kalan idam ediliyor güçlü olan da terör ediliyordu. Ağustos 1979'da Humeyni’nin sözlerinin tam tersi olan ilk bulgu ortaya çıktı: "Ayandegan" adında bir gazete kapatıldı. Bu aksiyon devamı gelecek bir kıyımın ilkiydi. 1980'in sonlarına doğru Humeyni cuma namazında Kültürel devrimin sinyalini verdi. O güne kadar katı şeriat kuralları ve mollaların tek elden ülkeyi yönetmesine direnen üniversiteler [[Mesij]] denen milislerin hamlesiyle kana boğuldu devamında olayları bahane eden mollalar üniversiteleri "batılı görüşlüler dine karşı geliyor" bahanesiyle kapattı. 1983'e kadar süren bu süreçte bir taraftan da halkın İran-Irak savaşıyla meşgul olması neticesinde birçok üniversite ve okul hocası ve devlet çalışanı tasfiye edilmiştir. Tasfiyenin bahanesi Laik - Batılı-Modern kültür yandaşı olmak veya Dini lider modelini kabul etmemek idi. bu süreçte İran üniversitelerini yurtdışı üniversiteler maksadıyla birçok öğretim görevlisi terk etmiş ve üniversiteler bilimden yoksun üniversiteler halini almışlardır. Ayrıca boşalan kadroları rahatlıkla Humeyni yandaşları doldurmuşlardır. Sürecin sonunda tüm devlet daireleri ve üniversiteler Humeyni yandaşlarının eline geçmiştir. Devrim zaferinin ilk günlerinde geçen yasaya göre Polis üniversitelere giremeyecekti onun için de bir çare düşünülmüştü elbet: istihbarat bakanlığına bağlı [[Haraset]] birimleri tüm devlet daireleri ve devlet fabrikalarının yansıra üniversitelerde de olacaktı. Diğer yandan bu olaylar ile beraber Humeyni kadınları örtünmeye mecbur kılmıştır. Kadınların direncine karşı tanıkların ifadesine göre örtünmeyen kadınların saçlarına Besij milisleri tarafından kimi yerde yağlı boya kimi yerde de Asit serpilip zor kullanarak kadınları örtünme zorunda bırakmışlardır. Ayrıca bu süreçten Humeyni’nin emriyle Askeri marşlar dışında tüm müzik türleri haram ilan edilip yasaklanmıştır.
Yaşanan bu süreçte üniversitelerden çıkan dünyaca ünlü öğretim üyelerinin yerini dolduran Humeyni yandaşlarının verdiği eğitimin sonucu olarak İran üniversiteleri gün be gün gerilemiş ve dünyada tanınmaz hale gelmişlerdir. Kimi zaman yapılan uluslararası kongrelere katılım neredeyse yok sayılabilir. Örneğin bir zamanlar ülkede ve dünyada, bir orta doğuda yer alan üniversite için büyük üne sahip 1929'da kurulmuş olan [[Khaje Nasaireddin Tusi]] teknik üniversitesinde yapılan iletişim kongresine toplam 30 kişilik katılım olmuş hal bu ki devlet desteği ile bu kongreye büyük yatırımlar yapıştı. Dışarı sızan görüntülerde ülkenin devlet Televizyonu muhabirinin sorularına kızan Kongre başkanı, muhabiri şöyle tehdit etmektedir: "Sen buraya bu konuyu düzeltmeye mi geldin yoksa daha da kötüleştirmeye mi? sen işini bilmiyordun; burası İran ben şimdi "Haraset" birimine seni tutuklatacağım".<ref>http://www.youtube.com/watch?v=C5-5qRxMGPY&feature=related</ref>
<ref>http://www.nytimes.com/1998/02/08/weekinreview/correspondence-İran-explain-it-again-please-who-says-i-can-t-wear-a-hat.html?sec=&spon=&pagewanted=all</ref><ref>http://www.time.com/time/subscriber/personoftheyear/archive/stories/1979.html</ref>
59. satır:
<ref>http://www.youtube.com/watch?v=55KmiocRslo&feature=related</ref>
[[Dosya:5th Day - The Green Ocean.jpg|[[Mahmut Ahmedinejad]]'ın ikinci kez cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zaferini ilan etmesi üzerine [[Tahran]]'daki protestoların beşinci günü olan 17 Haziran 2009'da -bazı kaynaklarda farklı sayılar verilse de- eylemci sayısının üç milyon kişinin üzerinde olduğuna dair ortak bir kanaate varılmış, [[Uluslararası Af Örgütü]] öldürülen protestocuların sayısını 76 kişi olarak açıklamış ancak hükümet asla bu sayıyı kabul etmemiştir.<ref>http://www.radiofarda.com/content/F8_LIST_KILLED_PEOPLE_POST_ELECTION_NOROUZ/1814704.html?page=2&x=1</ref>|thumb]]
Devrimden sonra yıllardır merkez devlete karşı herhangi bir eylemde bulunmayan Kürt azınlık devrim sonrası Sünni oldukları gerekçesiyle onlara karşı yapılan kıyımdan dolayı ayaklanmış İsviçre’nin aracılığıyla müzakere yoluyla sorunun çözülmesi öngörülmüştür. Eylül 1992'de İslam cumhuriyeti ve Kürt liderler arasında yapılması planlanan müzakere için Berlin’e giden Kürt liderler [[Sadık Şerefkendi]], [[Homayun Ardalan]], [[Fallah Abdli]], [[Nuri Dehkurdi]] 17 Eylül 1992'de gittikleri Berlin Mykonos restaurant assassinations'de Lübnan asıllı terörist tarafından makineli tüfek ile taranarak terör edilmişlerdir. Olayı takiben Mykonos'da İslam Cumhuriyetine suç duyurusunda bulunulmuş mahkemelerde çeşitli tanıklar dinlenmiştir. Tanıklardan biri ilk cumhurbaşkanı [[Ebu'l-Hasan Beni Sadr]] idi. İslam Cumhuriyeti çeşitli politik yöntemlerle Almanya’ya baskı yapıp süreci durdurma çabası sonuca ulaşamamış İslam cumhuriyeti şiddetli bir yenilgiye uğrayarak ilk kez Terörist olarak tanınmış dönemin Cumhur Başkanı [[Hashimi Rafsanjani]], Dini Lider [[Ali Hamenei]], Dış işleri bakanı [[Ali Akbar Velayati]], devlet istihbarat bakanı [[Ali Fallahiyan]] suçlanmış Interpol tarafından arama emri çıkartılmıştır. Mahkeme sonucu 4 İslam cumhuriyeti diplomatı Almanya’dan sınır dışı edilmiş, birçok Avrupa ülkesi büyükelçilerini ülkeden geri çağırmıştır. Kriz Reformcu [[Mohammad Hatemi]]nin ezici çoğunlukla cumhurbaşkanlığı seçimini kazanana kadar sürmüştür. Günümüzde Kendini Cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi olarak ilan edip cumhurbaşkanı olan [[Mahmud Ahmedinejad]] o dönemde [[Tahran]] belediye başkanlığı görevinde olduğundan, Almanya’nın Mykonos restaurant assassinations'ın önünde terörü bir anıt ile temsil etmesine karşılık olarak [[Saddam Hüseyin]]in Iraklı Kürtlere karşı İran-Irak savaşı döneminde kullanmış olduğu kimyasal bombaların orijininin [[Almanya]] olduğu belirtecek bir anıtı [[Almanlar|Alman]] Büyükelçiliği önüne dikmiştir. Yeni cumhurbaşkanı Hateminin aracılığıyla olaylara son verilirken aralarında Ahmedinejad ‘ın da bulunduğu Radikal dinci grup halen olayı canlı tutup mahkeme sonuçlarını kabul etmemekteler ve tüm olayı batı ülkelerine ait bir komplo olduğunu öne sürmekteler. Ayrıca daha önce 1989'da devrim muhafızlarının Kürt köylerinde yaptıkları, sivilleri de kapsayan katliamdan sonra Kürdistan demokrat partisi başkanı [[Abdul Rahman Ghassemlou]] ve diğer liderlerin İsviçre ve Avusturya’nın aracılığıyla silah bırakma müzakerelerine gittiklerinde, Ahmedinejad İslam cumhuriyeti diplomatlarının korumasından sorumluydu, liderlerin müzakereden önce otel odalarında feci şekilde katledilmiş olduğu ortaya çıktığından Ahmedinejad karanlık geçmişi göz önünde tutulduğunda zan altında kaldı. Birçok istihbarat örgütü verdiği raporda Ahmedinejad cinayeti bizzat kendi elleriyle işlemişti. Ancak ülke dışına bir daha en azından yasal yollarından çıkmayan Ahmedinejad cumhurbaşkanı seçildikten sonra İslam cumhuriyetiyle batı arasında yapılan müzakerelerin devamına bir umut ışığı olması niyetiyle tekrar gündeme gelmemesine rağmen örtbas edilmiş, CIA raporunda bu durumu kanıtlayacak bir belgenin olmadığına dikkat çekmiştir.<ref>http://edition.cnn.com/WORLD/9704/10/germany.İran/</ref>
<ref>http://İranhrdc.org/english/pdfs/Reports/murder_at_mykonos_report.pdf</ref>
Devrim ilk günlerinden beri sürekli yandaşlarını kaybetmiş ancak Devrimin getirdiği İslam cumhuriyetinin sert sopasına karşı gelenlerin kaderi 2009'a kadar çoğu zaman belli olmuyordu. Devrimden sonra İslam cumhuriyetini yıkmaya yönelik tek büyük girişim mevcuttur ve başarısızlığı 30 yıldır belirsizliğini korumaktadır. "Noje" Hava karargâhında bir takım asker tarafından planlanan bir darbede Humeyni tahtından indirilecek ve devrim gerçek sahipleri yani liberallere geri verilecekti. İslam cumhuriyeti kaynaklarına göre bu darbenin amacı [[Shapour Bakhtiyar]]ı geri getirmekti ve dini lider olarak da [[Ayetullah-il uzma Shariatmadari]]i seçilmişti ancak bu iki isim daima İslam cumhuriyeti tarafından karalanmak istenen isimlerdendi ve ikisi de hiçbir zaman bunu kabul etmemiş ve bunu gösterecek hiçbir gerçek belge sunulamamıştır. Plana göre Ayetullah Humeyni’nin evi uçaklar ile bombalanacak ardından Komandolar diğer Mollaları tutuklayacak devrim muhafızlarını etkisiz kılacaktı. Senaryo son 48saate kadar yolunda gitmiş ancak İslam cumhuriyetinin bildirisine göre Allah’ın gaybi yardımları ama diğer bazı kaynaklara göre 2 iddia ortaya atılmıştır: 1. Humeyni’nin evini bombalayacak olan pilotun tereddüde düşmesi 2. bu olaydan haberi olan bir takım asker darbeyi bildirmişlerdir. Ancak hiçbir zaman gerçek açıklanmamıştır. [[Devrim Muhafızları]]ndan oluşan bir kriz yönetim merkezi oluşturulmuş ve ani baskınla tüm darbeci askerler yakalanmış ve istisnasız tamamı "vatana ihanet", "Allah ile savaşma", "Allah’ın seçtiği lider ile savaşma" suçlarından idama mahkûm edilmiş kurşuna dizilmişlerdir. Bu olayın son bulmasıyla son umutlar da sönmüş 30yıla aşkın sürecek bir diktatörlüğün muhalif cephesi ciddi kan kaybına uğrayacaktı zira aynı sene patlak veren İran-Irak savaşı ordunun gün be gün kan kaybetmesi ve [[Devrim Muhafızları]]’nın günden güne güç kazanmasına sebep olacaktı.<ref>http://www.İranian.com/Pesar/2004/July/Nojeh/index.html</ref>
89. satır:
<ref>[[Behçet Cantürk]]ün anıları, [[Soner Yalçın]] 7. baskı;2000 ISBN 975 - 6709 -11 -1</ref>
 
Tüm olaylar göz önünde bulundurulduğunda sadece Merkez Bankası verilerine bakılarak vervrimin ekonomik boyutu şöyle değerlendirilebilir: 1976'da yani devrimden 3 yıl önce kişi başına düşen millimillî gelir 8847100 [[Riyal]] (İran parası) tüm enflasyon ve devalüasyonlara rağmen 1997'de kişi başına düşen millimillî gelir ise 2497790 [[Riyal]] bu rakam 2005'e gelindiğinde 5878110 [[Riyal]]'e çıkmıştır. Ahmedinejad dönemi geldikten sonra sağlıklı kayıtlar tutulmamış veya bu rakamlar yayınlanmamıştır. Yapılan eleştirilerin 2009'da maksimuma ulaşmasıyla beraber Ahmedinejad hükümetinin tayin ettiği Merkez Bankası müdürü, eleştirilerin yapıldığı kaynakları kurutma amacıyla hiçbir açıklama getirmeden geçmiş kayıtları dâhil Web Sitesinden kaldırtmıştır.
 
Devrimi takiben devletleştirilen kurumların birçoğu [[Ahmedinejad]] döneminde hızla özelleştirilmiştir. Özelleştirmelerin birçoğunun [[Devrim Muhafızları]]na bağlı şirketlere veya [[Devrim muhafızları]] komutanlarının sahibi olduğu şirketlere verilmesi üzerine devlet mafyası iddiaları güçlenmiş birçok skandala neden olmuştur ancak [[Ahmedinejad]] ve dini lider [[Hamenei]] durumu örtbas etmeye çalışmış ve kimi zaman da açık açık dini gerekçeleri bahane ederek İslam’ın geleceğe için şirketlerin devrim muhafızlarına bağlı olmasında yarar var demiştir. Günümüzde idealara göre İran piyasası 3 grup tarafından yönetilmektedir: 1. [[Mahmut Ahmedinejad]] ve devrim muhafızları en büyük maddi rant ekibi olarak, 2. Hakkında uluslararası İnterpol arama kararı bulunan eski cumhurbaşkanı [[Haşimi Rafsancani|Hashimi Rafsancani]], çocukları ve ekibi, 3. Müslüman olmuş bir Musevi’nin oğlu olan devrim döneminde Bazarilerin başkanı olan "Transfer Hacı" lakaplı [[Asgaroladi]] ve ekibi. İddialara göre bunlar devlet/özel bankalardan büyük krediler çekmiş ve geri ödememiştir.
109. satır:
[[Dosya:IEP2009 colage.jpg|[[Ahmedinejad]]'ın Cumhurbaşkanı olmasını protesto eden protestocular, Haziran 2009. Protestolar 2010'da da sürmüş ancak [[Ahmedinejad]] bu olayların tamamını yabancıların bazı insanları kandırmasıyla oluştuğunu ve bunların tamamının kandırılmış küçük insanlar olduğunu beyan etmiş asla istifa etmeyeceğini bildirmiştir. Protestolar daima zor kullanarak bastırılmaya çalışılmış protestolarda hemen daima eli boş olan [[Besij]] militanları telefonlarıyla da olsa protestocuları görüntülemeye çalışmış devamında kim olduklarının belirlenip tutuklanacakları ile tehditte bulunmuştur. Polis ise ateşli silah kullanmadığında şoklu coplar veya güç kullanarak olayları bastırmaya çalışmıştır.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=gd3CEUJxxR0</ref> Tüm protestolar birden fazla ölü ile sonuçlanmış, kimi zulümler polis tarafından kullanılan plastik saçmalı pompalı tüfeklerin yakın mesafeden protestocunun kafasına ateşlenmesiyle oluşmuş ancak ölümlerin çoğu [[Nida Aghasultan]]'ınki (bkz: [[Nida Ağa-Sultan'ın ölümü]]) gibi gayriresmi silahlı olan [[Besij]] militanları tarafından olmuştur.<ref>http://www.rferl.org/content/article/1061805.html</ref><ref>http://www.dwelle.de/dw/article/0,,5146428,00.html</ref><ref>http://www.youtube.com/watch?v=GHpsH1JnvNg&feature=related</ref> Protestoları takip eden günlerde birçok tutsaktan bir daha haber alınamamış, kimi zaman hapishanelerde ölen tutsakların cenazesi sessizce defnedilmiş, aylar sonra ailelerine bir şekilde haber sızmıştır.|thumb|left]]
 
İslam Devrimi sonucu anlatıldığı gibi İran’da yaşam koşulları iyice zorlaşmış ve giderek diktatörlüğün şiddeti artan hükümetin halka baskısı artmaktadır. Bu baskının sonucu 2009'da bir halk isyanına dönüşmüş ancak bu isyan da kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışılmıştır.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=dDcicm0_yZU&feature=related</ref> Devrimden önce monarşik bir hükümete sahip olsa da halkın temel geçimini sağlayan hükümetin yerini devrime destek veren eğitimsiz halkı arttırmaya çabalayan bir hükümet almıştır. Devrimin ilk yıllarında Humeyni tarafından doğum kontrol yöntemlerinin haram ilan edilmesiyle başlayan nüfus arttırma politikası [[Ahmednejad]] tarafından yenilenmiş 2010'da Ahmedinejadın açıklamasına göre her yeni çocuğa 10.000.000 Riyal (~1.500 TL) para ödeneceği bildirilmiş sürgündeki muhalifler tarafından sert bir şekilde eleştirilmiştir. Devrim öncesi 34.000.000 nüfusa sahip olan bir ülke olarak İran’da sağlık hizmetleri devlet bünyesinde gerçekleşip sağlık hizmeti için hiçbir şekilde sigorta primi dâhil alınmaz iken günümüzden ülkede sigorta primini ödeyen vergi mükelleflerine dâhil tam bir sağlık hizmeti verilememektedir. Ayrıca devrimden önce piyasada gençler ve özellikle üniversite mezunu gençler için bol iş bulunur iken günümüzde [[Ahmedinejad]] hükümetinin haftada bir saat ücret karşılığı çalışan kişiyi çalışan hesaplamasıyla dâhil işsizlik oranı %25i aşmaktadır. [[Ahmedinajd]]a yönlendirilen eleştirilere yanıt olarak şöyle demiştir: "herkes bizim %25lik işsizlik oranımızı görüyor ama hiç kimse kalan %75i İslam cumhuriyeti çalıştırıyor demiyor". Ayrıca fabrikaların kapanması veya maaş vermemesini takiben oluşan protestolar özellikle onun döneminde kanlı bastırılmış ve aylarca birçok fabrika maaş ödememiştir.<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/story/2006/08/060827_mv-workers-sanandaj.shtml</ref> Devrimi takiben yaşanan ABD büyükelçiliğini basıp rehine olayının yaşanmasıyla beraber Amerika tarafından Ambargo uygulanan İslam Cumhuriyetine uygulanan ambargo yasaları devamında gelen muhaliflerin ve [[Shapour Bakhtiyar]] gibi eski devlet büyüklerinin İran dışında terör edilmesi, Arjantin Museviler merkezi bombalama olayı, Avusturya’da bizzat Ahmedinejad tarafından yapıldığı iddia edilen Kürt liderlerinin terörü ve özellikle [[Myconos]] olayı ile beraber Ambargo Avrupa’ya sıçramış, [[Ahmedinejad]]ın nükleer politikalarıyla beraber Birleşmiş Milletler tarafından artardaart arda sıkı ambargo planları uygulanmıştır. Bu ambargolar her ne kadar hükümet tarafından önemsiz tasvir edilse de şüphesiz ki ülkede geniş ticari kayıplara neden olmuştur. Ayrıca bu ambargolar ve özellikle [[Devrim muhafızları]]’nın yoksullaştırıp sahiplenme politikası olarak bilinen aksiyonlarıyla fabrikalar artarda kapanmış petrol dışı ülke ihracatı 2009'da 1978'in 3te birini dâhil görememiştir.
Özgürlük yönünden değerlendirildiğinde İslam devrimi Medyanın özgürleşeceği sloganıyla zafere ulaşmış ancak Ağustos 1979'dan günümüze kadar yüzlerce gazete kapatılmış hiçbir özel TV/Radio yayınına izin verilmemiştir. [[Besij]] adı verilen [[Devrim Muhafızları]]’nın sivil kolu kurulduğu günden beri İslam cumhuriyetinin gayri resmi baskı kolunu oluşturmuş muhalifleri bastırmakta başrolü oynamıştır. Örneğin 1998'de ilk kez sesini yükselten [[Tahran üniversitesi]] öğrencileri kaldıkları yurtta baskına uğramış baskın 3 gencin ölümüyle sonuçlanmıştır. Başka bir örnek dünyanın tepkisini çeken 2009'da [[Ahmedinejad]]ın seçimi kazandığını ilan etmesi üzerine çıkan protestocular da [[Besij]] tarafından kanlı bastırılmaya çalışılmıştır. Olaylar halkın tepkisini çekmiş ve [[Besij]] Karargâhı önünde toplanmışlardır. [[Besaij]] yasal olarak [[Devrim muhafızları]]na bağlı olsalar da sivil kol olduklarından barış zamanında silah bulundurma yetkisi olamayan bir kurum olmasına rağmen karargâhın çatısına çıkan milisler halka direk kurşun yağdırmaya başlamışlar ve birçok kişinin ölümüne neden olmuşlardır. [[Besij]] komutanı Ayetullah Talib, [[Shapour Bakhtiyar]]ın 1979'da verdiği bir röportajda, muhabirin "neden karakola giren devrimcilere ateş açıldı?" sorusuna verdiği "eğer devrimciler askeri bir alanı basarlarsa asker silahını korumak zorundadır" cevaba istinaden "orası askeri bir alandır [[BEsij]] silahını korumak zorundadır]] demiştir. Hal bu ki [[Besij]]in silah bulundurma yetkisi yok ayrıca protestolar [[Besij]] karargâhının önünde sessiz bir şekilde sürüyordu bu olay dünya çapında geniş bir tepkiye neden olmuştur.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=QSskeMRejLI</ref> Tabi besij bununla yetinmedi, özellikle 2009dan itibaren uyguladığı baskıya hız veren milisler özellikle [[Ahmedinejad]]a tepkisini ilan etmek için çareyi her akşam çatıdan "Allah-u Ekber" demekte bulan halkın -Allahu ekberin duyulduğu evleri- basıp tüm evi dağıtmışlardır. Olayın yansıması Birleşmiş milletler insan hakları konseyi ve dünya af örgütüne kadar gitmiş [[Besij]] komutanı [[Ayetullah Talib]] [[Besij]]in sivil bir kuruluş olup her hangi bir üniformaya sahip olmadığını unutarak şöyle açıklama getirmiştir: "onlar yabancı güçlere bağlı kimseler ve [[Besij]]in adını bozmak için [[Besij]] üniforması giyerek bu işleri yapıyorlar"<ref>http://www.radiofarda.com/content/f10_Taef_Basij_Commander/1764974.html</ref><ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/2009/06/090614_si_election_worldreax.shtml</ref>
olaylar bunlarla sınırlı kalmamış [[Ayetullah Talib]]in sözlerinin devamı diğer devlet büyüklerinden de gelmiştir ve birçok tutsak TV’de yabancı güçler ile irtibatta olduklarını itiraf etme zorunda bırakılmış olay trajik komik bir hal almıştır zira adayların birçoğu bir biriyle uyuşmayan ve sadece İslam cumhuriyeti yararına olan komik itiraflara imzalarını atmak zorunda kalmış devamında kimi idama mahkûm edilmiştir. Aslında bu itiraflar yeni bir olay değildi Devrimin ilk yıllarından beri muhalifleri Televizyona çıkarıp bu itiraflar tarzında cümleleri onların ağzından umuma yayınlıyorlardı hapisten bir türlü kurtulup kaçan muhalifler yurtdışında röportajlarında bu itirafları ailelerine dokunulmasın diye söylediklerini ve imzaladıklarını anlatmışlardır. 2003'te [[Medhi Bazargan]]ın da içinde bulunduğu bir ekip [[Mehdi Bazargan]]ın kurucusu olduğu "İran halkının özerklik ve Özgürlüğü savunucuları topluluğuna mensup olma suçuyla tutuklanmış ve TV’de buna benzer itiraflarda bulunmuşlardı. Bu olay ile ilgili yazılan "Hacının ziyafetinde" kitabında yurtdışına kaçan bu kişiler onları itirafları imzalamaya zorlayan işkencecilerin içinde günümüzde radikal bir İslam cumhuriyeti, dini lider Hamaney ve Ahmedinejad yanlısı olan ve devamlı protestocuların yargılanıp idama mahkûm edilmesi gerektiğini vurgulayan devlet gazetesi [[Keyhan]]ın genel yayın yönetmeni [[Hüseyin Şeriatmedari]]nin de bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bu grupta hapisten kurtulanların çoğu kısa süre sonra ölmüşlerdir.<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/arts/030904_la-cy-hajagha.shtml</ref> Devrim ile beraber İran’a dönen Humeyni’nin yanında oturan ve yabancı muhabirlerin sorularını Humeyni için Farsçaya çeviren Humeyni’nin Paris’teki danışmanı (ve hakkında KGB ajanı olduğuna dâhil iddialar da bulunan) [[Sadık Kutbzade]] seçimleri Beni sadr'e kaybettikten sonra iktidara ulaşmaya çalışan mollalar tarafından inzivaya sürüklenmiş ve 1982'de Humeyni’nin evini bombalamaya çalıştığı gerekçesiyle tutuklanmış devamında televizyonda benzer şekilde itiraflarda bulunmuş idama mahkûm edilmişti. Daha sonraki Kutpzadenin CBC muhabiri olan eski nişanlısı tarafından yazılan "Aynadaki Adam" adlı kitapta şöyle yazmaktadır: "olaylar çığırından çıkmıştı, Sadığa artık bu ülkenin onun yeri olmadığını ve devrimin onların amacından fazlaca saptığını söyledim ve İran’ı terk etme teklifinde bulundum ancak sadık aynen şöyle cevap verdi: bu devrim İran için bir kâbusu armağana getiri ve ben bu kâbusun İran getirilmesi için büyük bir rolü üstlendim o yüzden cezamı çekmem gerekiyor ve İran’da kalıp kaderimle yüzleşeceğim".<ref>Jerome, Carole, The Man In The Mirror. A True Inside Story Of Revolution, Love And Treachery In İran;ISBN 978-1550130485</ref> ce daha sonra [[Ayetullah Hüseyin Ali Müntaziri]] kendi anılarında idamıyla ilgili şöyle yazmaktadır: "Duydum ki hacı Ahmet (Humeyni’nin oğlu) hapiste Kutbzadeye sen bunu kendi iyiliğin için söyle ben babamı seni affetmesi için ikna edeceğim demiş ve devamın kutbzade ona güvenerek bu itirafları etmiş ve kurşuna dizilmişti. Yine de olayın takibinde aldığım haberlere göre Humeyni’nin evindeki kuyuya patlayıcı dökme olayı tamamen yalan olup [[Ayetullah-il uzma Shariatmadari]]nin gücünü elinden almak için bir bahaneymiş." (çünkü hükümet kutbzadenin amacını Humeyni’yi öldürüp Shariatmadariyi yerine geçirmek olduğunu iddia etmişti).<ref>http://amontazeri.com/farsi/frame3.asp</ref>