Mescid-i Aksa: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Merhabaviki (mesaj | katkılar)
Gerekçe: + Hz vb ifadeler Tarafsız Bakış Açısı'na aykırıdır
Kruxena (mesaj | katkılar)
Örnek verilen ayette eksiklikler vardı.Peygamber isimleri normal insan isimlerinden ayırt edilmesi gerektiğinden,isimlerin başlarına Hz. sıfatı eklenmelidir.
43. satır:
'''Mescid-i Aksa''' ({{lang-ar|المسجد الأقصى}}) [[Müslüman]]larca kutsal kabul edilen mekânlardan biridir ve Müslümanların ilk kıblesi olduğuna inanılır. [[Kudüs]]'ün doğusundaki Eski Şehir bölgesinde Mescid-i Aksa'nın adlandırması, surlarla çevrili eski şehrin güney doğu köşesinin en uzak noktasına kadar uzanan, surla çevrili bölge içerisindeki alanın tamamı için kullanılır. Bu alanın yüzölçümü yaklaşık 144 dönüm olup, Kubbet-üs-Sahra, [[Kıble Mescidi]] ve sayısı iki yüze ulaşan birçok esere sahiplik eder. "Morya Tepesi" adı verilen küçük bir tepe üzerine inşa edilmiş olup, [[Kubbet-üs-Sahra]]'nın üzerine kurulduğu kaya bu tepenin en yüksek noktası olarak kabul edilir.
 
''Mescid-i Aksa'' [[Kur'an|Kur'ân-ı Kerîm]]'de şu şekilde geçer: "Kulunu  ([[Muhammed]]'i) -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Haram'dan (Mekke'den),Harâm’dan kendisine bir kısımbâzı ayetlerimiziâyetlerimizi göstermek için, çevresinietrâfını mübarekmübârek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya (Kudüs'e)Aksâ’ya götüren Allah'ınAllâh, şânıher netürlü yücedirnoksan sıfatlardan münezzehtir. DoğrusuŞüphesiz O, işitirher şeyi hakkıyla bilen, vehak­kıyla görürgörendir."<ref>İsrâ (17)/1</ref> Peygamber Hz.Muhammed ise ''Mescid-i Aksa'' hakkında şöyle demiştir: "Yolculuk ancak şu üç Mescid'den birine olur: Benim şu mescidime (Mescid-i Nebevî), Mescid-i Haram'a ve Mescid-i Aksa'ya."<ref>Müslim, Kitâbu'l-Hacc, 15/415, 511, 512</ref> Bu hadis etrafında Mescid-i Aksa, Mescid-i Nebevî ve Kâbe ile birlikte üç harem bölgesinden biri olarak kabul edildiği için "Harem-i Şerîf" adını da alır.
 
Mescid-i Aksa'yı Yahudiler de kutsal kabul etmekte ve bu bölgeye [[Süleyman]]'ın inşa ettiği tapınağa nispetle [[Tapınak Tepesi]] adını vermektedirler. Burayı Tapınak bölgesi olarak gördükleri için, birçok radikal Yahudi grup aynı bölgede yeniden [[Süleyman Tapınağı]]nı inşa etmek üzere kurumsal çabalar içerisine girmiştir. Bu çabaların bir parçası olarak İsrail Devleti, ''Mescid-i Aksa''{{'}}'nın altında, tapınağın kalıntılarını bulmayı amaçlayan arkeolojik kazılara girişmiştir.
52. satır:
# el-Mescidu'l-Aksâ: "el-Aksâ" kelimesi "en uzak" anlamına gelir.<ref>el-Mu'cemu'l-Vasît, "Aksâ" maddesi</ref> Mescid-i Haram'dan uzaklığına nispetle ve Mekke'ye en uzak mescit olması itibarıyla bu adı almıştır.<ref>el-Kurtubî, ''el-Câmi' li-Ahkâmi'l-Kur'ân'', İsrâ Suresi tefsiri</ref> Bu isimlendirme, Kur'an-ı Kerîm'deki İsrâ Sûresinin 1. ayetinde de aynı şekilde geçer.
# el-Beytu'l-Mukaddes: "Mukaddes" kelimesi, "bereketli kılınmış, temiz ve kutsal" anlamlarına gelir. İslam dünyasından birçok bilgin ve şair bu kelimeyi sıkça kullanmıştır.
# Beytu'l-Makdis: "el-Mescidu'l-Aksâ" adlandırmasından önce, yaygın olarak bu ifade kullanılmaktaydı. Hadislerin birçoğunda da Beytu'l-Mukaddes ibaresi geçmektedir. Örnek olarak, İsra ve Mirac hadisesini anlatırken Peygamber Hz.Muhammed şu ifadeleri kullanır: "Sonra Ben ve Cebrâil beytu'l-makdis'e girdik ve her birimiz orada iki rekat namaz kıldık."<ref>Be Saîd el-Hudrî'den rivayet edilmiştir. Bkz. el-Beyhakî, ''Delâilu'n-nubuvve'', 2/390</ref>
 
== Mescid-i Aksa'nın Tarihi ==
 
=== İlk İnşa Edilişi ===
Mescid-i Aksa'nın ilk defa ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte Peygamber Hz.Muhammed'den nakledilen hadislerde bu mescidin, Kâbe inşa edildikten kırk sene sonra inşa edildiği ifade edilir. Ebû Zerr el-Gifârî, Peygamber Hz.Muhammed'den şöyle nakleder: ”Yâ Resûlallah! Yeryüzünde ilk inşa edilen mescid hangisidir?” diye sordum. Dedi ki: Mescid-i Haram. ”Sonra hangisidir?” diye sorunca, ”Mescid-i Aksa” cevabını verdi. Dedim ki: Aralarında ne kadar süre var? Dedi ki: Kırk sene.”<ref>Sahîh-i Muslim, 520.</ref> Tarihçiler Mescid-i Aksa'yı ilk defa inşa edenin kim olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları bunun melekler olduğunu söylerken, diğer bazıları Adem, oğulları Şît ve Nuh, İbrahim gibi isimleri tercih etmiştir. Aynı ihtilaf Kâbe'nin inşası için de geçerlidir. İbn Abbas'tan gelen bir rivayet ile İbn Hacer el-Askalânî'nin ''Fethu'l-Bârî ''kitabındaki bir rivayet hem Kâbe hem de Mescid-i Aksâ'yı ilk inşa edenin Adem olduğunu gösterir.<ref>İbn Hacer el-Askalânî, ''Fethu'l-Bârî'', VI/402</ref> Mescid-i Aksa araştırmacılarından Abdullah Marûf, Adem'in sadece 142 ve 144 dönüm arasında değişen bölgenin sınırlarını vaz etme anlamında ilk bânî olduğunu belirtir.<ref name=":0">Abdullah Marûf, ''el-Medhal ilâ dirâseti'l-Mescidi'l-Aksâ'', Dâru'l-ilm li'l-melâyîn: 2009, s. 77-75</ref>
 
=== Yebûsîler ve İsrailoğulları Dönemi ===
[[Dosya:Temple Mount southern wall 200509.jpg|thumb|200px|M.Ö. 3000'li yıllarda Filistin'e hakim olan Yebûsîler'in inşa ettiği Güney Duvarı.]]
Adem döneminden sonra, Mescid-i Aksa'yla ilgili tarihi bilgiler giderek silikleşir. Tarihi verilere göre Kudüs şehrine gelerek yerleşen ilk topluluk Yebûsîler'dir (M.Ö. 3000-1550). Yebûsîler Kudüs şehrini inşa etmiş ve bu şehre ”Yebûs” adını vermişlerdir.<ref>Abduttevvâb Mustafa, ''Kadiyyetu'l-Kuds'', Silsiletü Kadâyâ İslâmiyye, Septembre 2006, S. 139.</ref> Bazı araştırmacılara göre Yebûsîlerin eserlerinin kalıntıları Mescid-i Aksa'yı çevreleyen surlarda hala bulunmaktadır. Peygamber Hz.[[İbrahim]]'in Kudüs'e hicreti Yebûsîler'in hakimiyeti döneminde gerçekleşmiştir. Burada İbrahim, Mescidi inşa etmiş ve orada namaz kılmıştır. Onu takiben oğlu ishak ve torunu Yakup da buraya yerleşmiştir.<ref name=":0" />
 
Daha sonra Kudüs şehri ve Mescid-i Aksa Firavunların yönetimine geçmiştir (M.Ö. 1550-1000). Firavunlar dönemi ertesinde bu bölgeyi ''el-Amâlika ''olarak da adlandırılıan Âd ve Semûd kavimleri ele geçirmiştir. M.Ö. 995 senesinde ise Davud ve İsrailoğulları Kudüs'ü fethetmiştir.<ref>Muhsin Muhammed Salih, ''et-Tarîk ile'l-Kuds'', Kahire: Merkezu'l-i'lâm el-Arabî, 2003, s. 32.</ref> Davud şehri genişletmiş ve Mescid-i Aksa'yı imar etmiştir. Davud'dan sonra şehrin yönetimi oğlu Süleyman'a geçmiş ve Süleyman mescidi ikinci defa yenilemiştir. Rivayete göre, bu konuyla ilgili olarak Peygamber Hz.Muhammed şöyle demiştir: "Davud'un oğlu Süleyman -selam onların üzerine olsun- Beytu'l-Makdis'i inşa etmeyi bitirince, Allah'tan üç dilekte bulunmuştur. Allah'ın hükmüne uygun düşecek şekilde hüküm vermek, kendisinden sonra kimseye nasip olmayacak mülk ve saltanat, Mescid-i Aksa'ya sırf namaz kılmak niyetiyle gelenlerin analarından doğdukları gündeki gibi günahsız<ref>''Kıssatu'l-mescidi'l-aksâ, el-merhaletü's-sâlise, Fethu Davud Aleyhisselâm''</ref> hale gelmeleri. Allah Süleyman'a bunlardan ilk ikisini vermiştir, üçüncü niyazın da kabul edilmiş olmasını ümit ediyorum."<ref>el-Münzirî, ''et-Tergîb ve't-terhîb''<nowiki/>'de Abdullah b. Ömer'den nakletmiş ve isnadının sahih ya da hasen olduğunu belirtmiştir. C. 2, s. 206.</ref> Yahudilerin Süleyman'a nispet ederek Tapınak adını verdikleri yer, bu dönemde inşa edilen yapıdır. Tapınak, Musevi inancının merkezinde bulunan [[Shiloh]], [[Nov]], ve [[Givon]]'da bulunanlarla beraber [[Musa]]'nın buluşma çadırı ([[Mişkan|taşınabilir musevi tapınağı]]) ile yer değiştirmiştir. Süleyman'ın vefatıyla, İsrailoğulları'nın 80 sene süren hakimiyetleri de sona ermiştir.
 
=== Tapınaklar Dönemi ===
95. satır:
Yunanlar Filistin topraklarını işgal etmiş ve M.Ö. 332 civarında [[Büyük İskender]]'e, sonra onu takip eden [[Ptolemaios Hanedanı]]'na, sonra [[Selevkos İmparatorluğu]]'na tâbi olmuşlardır. [[Roma İmparatorluğu]] hükümranlığına kadar bu durum böyle devam etmiştir. Roma İmparatorluğunun Kudüs'ü yönetmesi için atadığı ve en çok öne çıkan ilk yöneticilerden biri [[Hirodes]]'tir (M.Ö. ykl. 37). Hirodes Beytu'l-makdis'i yenilemiş (M.Ö. ykl. 20) ve el-Halil Kapısı'na büyük bir kale inşa etmiştir (Yahudiler bu kapıya bugün Davud Kapısı adını vermektedir).<ref name=":0" /> İslam kaynakları Meryem oğlu İsa'nın, Zekeriya'nın ve onun oğlu Yahya'nın, Kudüs'ün Hirodes yönetiminde olduğu bu dönemde yaşadığını belirtirler.
 
İsa'dan sonra yaklaşık M. 300 senesinde Roma İmparatorluğu [[Batı Roma İmparatorluğu|Batı Roma]] ve [[Bizans İmparatorluğu|Bizans Doğu Roma İmparatorluğu]] olmak üzere ikiye ayrılmış, bu tarihten sonra Bizans İmparatorluğu Kudüs'ün hakimiyetini elinde bulundurmuştur. Böylece Kudüs bir Hıristiyan şehri haline gelmiştir. Hıristiyanların bu dönemde inşa ettiği en önemli yapılardan biri Kudüs'teki [[Kıyamet Kilisesi]]'dir. Mescid-i Aksa bu dönemde metruk bir hale gelerek, inşa edilmeden önceki harap konumuna dönmüştür. 614 senesinde Farslar, Yahudilerin yardımıyla, Bizans güçlerine karşı uzun süren bir savaş neticesinde Kudüs'ü ele geçirmişlerdir. Bu savaş, Peygamber Hz.Muhammed'in Mekke'de İslamı tebliğle görevlendirildiği döneme denk gelir. Kur'ân-ı Kerîm söz konusu mücadeleden, Rûm suresinde şöyle bahseder: "Rumlar (Bizanslılar, Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allah'ındır. O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir."<ref>Kur'ân-ı Kerîm, Rûm (30), 2</ref> Bu savaştan sonra, M. 624 senesinde Bizanslılar yeniden Kudüs'ü ele geçirdiler.
 
=== Peygamber Muhammed Dönemi ===
Mescid-i Aksa Peygamber Hz.Muhammed döneminde, Müslümanlar için önemli bir özellik kazanmıştır. Çünkü Hicretin birinci yılında (M. 622), [[Medine]]'de müslümanlar yaklaşık 16 ay boyunca Mescid-i Aksa'ya yönelerek namaz kılmış ve burayı kıble olarak kabul etmişlerdir.<ref>İbn Hacer el-Askalânî, ''Fethu'l-Bârî'', 1/96</ref> Berâ b. Âzib Peygamber Muhammed'ten şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber Medine'ye geldiğinde on ya da on yedi ay boyunca Beytu'l-Makdis'e doğru namaz kıldı. Bununla birlikte O, Kâbe'ye yönelmeyi arzu ediyordu. Bunun neticesinde şu ayet nazil oldu: "(Ey Muhammed!) Biz senin yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu görüyoruz. Artık müsterih ol, işte şimdi seni hoşnut olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. (Bundan böyle namazda) yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Siz de (ey müminler!) nerede bulunursanız (namazda) yüzünüzü oraya doğru çevirin. Kendilerine kitap verilmiş olanlar da pek iyi bilirler ki o Rabb'lerinden gelen haktır ve Allah onların yaptıklarından gafil değildir. (Bakara (3), 144)"<ref>Sünen-i Tirmizi, ''Kitâbu's-salât'', s. 169, rakam 290.</ref>
[[Dosya:Western Wall A.JPG|thumb|320x320px|Burak Duvarı. Peygamber Hz.Muhammed İsrâ ve Mirac yolculuğu sırasında, Burak bineğini bu duvara bağlamıştır.]]
Mescid-i Aksa Peygamber Hz.Muhammed'in [[Miraç|İsra ve Mirac]] hadisesi sırasında gerçekleştirdiği yolculuğun yeryüzündeki gece yolculuğu olarak bilinen İsrâ kısmında yöneldiği yerdir. Bu yolculuk, O'nun peygamber olarak gönderilişinin 3. senesinde, Recep ayının 27. gecesi gerçekleşmiştir.<ref>İbn Sa'd, ''Tabakâtu'l-Kübrâ'', 1/213-15</ref> Müslümanlar Peygamber'in melek Cebrail eşliğinde , [[Burak]] adlı bineğe binerek [[Mescid-i Haram]]'dan yola çıktığını ve Mescid-i Aksa'ya ulaştığını, Burak'ı [[Burak Duvarı]]'na bağlayarak tüm [[Peygamber]]<nowiki/>lere imamlık ederek namaz kıldığını ve sonrasında farklı katlarında [[Âdem|Adem]], Yahya, [[İsa]], [[Yusuf]], [[İdris]], Harun, [[Musa]] ve [[İbrahim]] peygamberlerle buluşacak şekilde göğü katederek miraca çıktığını kabul ederler.<ref>Suyuti, ''el-Âyâtu'l-kübrâ fî şerhi kıssati'l-isrâ'', Kahire: Daru'l-hadîs, 1988; İbn Hacer el-Askalânî, ''Fethu'l-Bârî'', 7/196-218</ref>
 
=== Kudüs'ün Müslüman<nowiki/>lar tarafından fethi ===
Halife [[Ebubekir]], Peygamber Hz.Muhammed'ten sonra müslümanların liderliğine geçince Usame b. Zeyd komutasındaki bir orduyu Şam beldesinin fethi ve [[İslam]]'ın bu bölgede tebliğ edilmesi için görevlendirdi. Vefatından önce Peygamber, Usame'nin ordusunu teçhiz etmişti. Ebubekir'den sonra hilafete geçen Ömer, bu kez [[Halid bin Velid|Halid b. Velid]]'i Şam bölgesinin fethi için görevlendirdiği ordunun komutanlığına getirdi. Bu ordu dahilinde, [[Ebu Ubeyde bin Cerrah|Ebu Ubeyde b. Cerrah]] Kudüs şehrine kadar ulaştı. Şehri kuşatmasına rağmen, surlar nedeniyle fethi tamamlayamadı. Çünkü Kudüs ahalisi surları içeriden destekleyerek güçlendirmişti. Hal böyle olunca Ebu Ubeyde, şehir ahalisi bitkin düşünceye dek Kudüs'ü kuşatma altında tuttu. Kuşatmanın getirdiği sıkıntılarla baş etmekte zorlanan şehir ahalisi Ebu Ubeyde'ye bir elçi göndererek barış istedi ve müslümanların halifesi Ömer'in kendisinin gelerek şehrin anahtarını teslim alması şartıyla şehri kan dökülmeksizin teslim etmek istediklerini bildirdi. Bu durumda halife Ömer, Hicretin 15. senesinde (M. 636) Medine'den çıkarak Kudüs'e ulaştı ve şehir ahalisini koruma sözü vererek, "Ömer Ahitnamesi" adı verilen bir ferman yazdı. Bu sırada Patrik Safranius ona eşlik etmekteydi. Patrik eşliğinde [[Kutsal Kabir Kilisesi|Kıyamet Kilisesi]]'ne gelen Ömer, buradan Mescid-i Aksa'ya geçti. Mescid-i Aksa'ya girdiğinde şöyle dedi: "Allahu Ekber! Bu, Allah Resulü'nün bize tarif ettiği mescittir." Bu sırada Mescid-i Aksa metruk bir tepe halindeydi ve merkezinde büyükçe bir kaya bulunmaktaydı. Halife Ömer, daha sonra üzerine Kıble Mescidi'nin kurulacağı alana, Aksa Hareminin güney bölgesine bir mescit inşa edilmesini emretti. Ömer döneminde bu mescit yaklaşık 1000 kişiyi alabilecek ahşap bir yapıdan ibaretti. Bu yapı Emevî halifesi [[Muaviye|Muaviye b. Ebi Süfyân]] dönemine kadar korundu.
 
=== Emevîler Dönemi ===
Hicretin 41. senesinde (M. 661) [[Emevîler|Emevî Devleti]] kurulduktan sonra, Emevîler, Ömer'in Mescid-i Aksa içerisinde inşa ettirdiği Kıble Mescidi'ni yenilemeye giriştiler.<ref>Elad Amikam, ''Medieval Jerusalem and Islamic Worship Holy Places, Ceremonies, Pilgrimage'', Brill, 1995, s. 29-43</ref> Bu sırada yapı malzemesi olarak ahşap yerine taş kullandılar ve yeni mescidi 3000 kişiyi alacak şekilde genişlettiler.<ref>Guy le Strange, ''Palestine under the Moslems'', 1890, s. 80-98.</ref> Mucîruddîn, Mukaddesî ve Suyutî gibi bazı Müslüman tarihçiler, Mescid-i Aksa'daki en büyük yenileme hareketinin M. 685 senesinde Halife Abdulmelik b. Mervân döneminde başladığını ve bu yenileme sürecinin sonraki dönemlerde Kubbetu's-Sahrâ'nın inşasına kadar süren geniş bir zaman dilimini kapsadığını ifade ederler. Bu süreç içerisinde değerlendirilebilecek bir şekilde, onun oğlu Velid b. Abdulmelik M. 715 senesinde Kubbetu's-Sahra'nın inşasına başlamıştır. Kubbetu's-Sahra, Mescid-i Aksa'nın merkezinde bulunan ve tepenin en yüksek yerini teşkil eden kayanın üzerine inşa edilmiş altın bir kubbe ve bu kubbeyi taşıyan bir yapıdan ibarettir. Müslümanlar Peygamber Hz.Muhammed'in Mirac'a çıkış sırasında ayak bastığı son yeryüzü parçasının bu kaya olduğuna inanırlar. Velid b. Abdulmelik, bu kaya üzerine inşa ettirdiği Kubbetu's-Sahra'nın yapımına başlanmadan önce, hemen onun yanında küçük bir kubbe inşa ettirmiş ve bu kubbe daha sonra "Silsile Kubbesi" olarak anılmıştır. Bu küçük kubbe, büyüğü yapılmadan önce onun bir örneği olacak şekilde inşa edilmiştir.
[[Dosya:Panorámica de Jerusalén desde el Monte de los Olivos.jpg|thumb|518x518px|Solunda Kıble Mescidi, ortasında ise Kubbetu's-Sahra Mescidi olmak üzere Mescid-i Aksa panoraması.]]
 
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Mescid-i_Aksa" sayfasından alınmıştır