Zeyneb bint Ali: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Cenk Çetin (mesaj | katkılar)
Birleştirmenin yararını sayın Cobija iletişim kurarak bana anlatırsa daha iyi olur
Kimse kimseye özel olarak rapor vermek zorunda değil, ilgili politikayı okuyun değişiklik savaşına girmeden evvel
Etiket: Sil şablonu çıkarıldı.
1. satır:
{{geçmiş birleştir|Zeyneb bint Ali}}
{{Sil|M8: Düzen ve ansiklopediklik açısından uygunsuz madde}}
<nowiki/>{{Infobox}}
 
'''Hz. Zeynep''' ([[Arapça]]: '''حضرت زینب'''; '''Zaynab bint Ali'''), [[Hz. Muhammed]]'in (s.a.a.) ilk kız torunudur. [[İmam Ali]] ve [[Hz. Fatıma]]’nın kızıdır. [[Hicri|Hicret]]'in beşinci veya altıncı yılında [[Medine]]’de dünyaya gelmiştir. İsmini, [[Hz. Muhammed]] koymuş ve kucağına alıp öptükten sonra şöyle buyurmuştur:“Bütün ümmetime tavsiye ediyorum ki bu kızı koruyup saygı göstersinler, hakikaten bu kız [[Hatice Kübra]] (s.a) gibidir.”
Hz. Zeynep (s.a) küçüklüğünden itibaren [[Hz. İmam Hüseyin]]’e şiddetli ilgi duymaktaydı. Bu şaşırtıcı aşırı sevgiyi gören [[Hz. Zehra]] (s.a) bir gün konuyu babası [[Hz. Resulullah]]’a (s.a.a) açar ve [[Peygamber efendimiz]] şöyle buyurur: “Ey gözlerimin nuru! Bu kız, [[Hüseyin]] ile birlikte [[Kerbela]]’ya gidecek ve abisinin dert ve musibetlerine ortak olacaktır.“
Hz. Zeynep (s.a) sabır ve istikamet abidesidir. Kendisi [[İmam Hüseyin]] ile birlikte [[Kerbela]]’da yer almıştır. [[Kerbela]] savaşı sonrasında [[Muharrem]]’in onunda ([[Aşura günü]]) bir grup [[Ehlibeyt]] ile birlikte esir düşerek [[Kufe]]’ye oradan da [[Şam]]’a götürülmüştür. Esareti boyunca öteki [[Kerbela Esirleri|esirleri]] koruyup kollamasının yanı sıra insanları irşat edici aydınlatıcı hutbeler de okumuştur.
Hz. Zeynep (s.a), babası [[Hz. Ali]] ve annesi [[Hz. Fatıma]]’dan hadisler nakletmiştir. Buna ek olarak, babası [[Hz. Ali]]’nin (a.s) hilafeti döneminde [[Kufe]] kadınlarına çeşitli konularda özellikle [[Kur’an]] tefsiri dersleri vermiş olması, O’nun bilgisini ortaya koymaktadır..
Hz. Zeyneb-i Kübra (s.a) geceleri ibadetle geçirirdi. Yaşamı boyunca hiçbir zaman teheccüd ([[gece namazını]]) terk etmemiştir.
Örnek gösterilen bir kişiliğe sahip olan Hz. Zeyneb-i Kübra (s.a) şecaat, fesahat ve belagati ile [[Kerbela]] kıyamının kalıcı olmasına neden olmuştur. Tarihi kayıtlara göre [[Hicret|hicretin]] altmış üçünde Şam’da hayatını kaybetmiş ve orada defnedilmiştir.
 
== Nesep, İsim, Lakap ve Künyeleri ==
Hz. Zeyneb’in (s.a) babası [[İmam Ali]], annesi [[Hz. Fatıma]]’dır (s.a).<ref>İbn Asakir, İ’lamu’n Nisa, s. 189 ve 190.</ref>
 
=== İsmi ===
En meşhur ismi Zeynep’tir. Sözlükte güzel kokulu ve güzel manzaralı ağaç<ref>Cubran Mes’ud, Er-Raid, tercüme: Rıza İnzaci, ikinci baskı, Meşhed, Astan-ı Kudsi Razevi, c. 1, s. 924, 1376.</ref> ve zeyn- eb, yani babasının süs ve ziyneti anlamına gelmektedir.
Çeşitli rivayetlere göre, Hz. Zeyneb’in (s.a) ismini bizzat [[Hz. Peygamber]] Efendimiz (s.a.a) koymuştur. Elbette Efendimiz de [[Allah]] tarafından [[Hz. Ali]] (a.s) ve [[Hz. Fatıma]]’nın (s.a) çocukları için belirlediği ismi koymuştur.<ref>3. Bakır Şerif Kureyşi, es-Seyyide Zeynep S. 39; Hasan İlahi, Zeyneb-i Kübra Akile-i Beni Haşim, Tahran, Aferine, s. 29, 1375; Seyyid Kazım Erfa, Hz. Zeynep (s.a), Siyrei Ameli Ehlibeyt, s. 7.</ref>
 
=== Hz. Zeyneb’in Hz. Hatice’ye Benzerlikleri ===
[[Hz. Resulü Kibriya Efendimiz]] (s.a.a) kundaktaki çocuğu kucağına alıp öptükten sonra şöyle buyurmuştur: “Hazırda ve gaipte olan ümmetime tavsiye ediyorum ki bu kızı koruyup saygı göstersinler. Hakikaten bu kız [[Hatice|Hatice Kübra]] (s.a) gibidir.” <ref>Ebu’l Kasım ed-Dibaci, Zeyneb-i Kübra Betalete’l Hurriyet, ikinci baskı, Beyrut, el-Belağ, s. 15, 1417; Seyyid Nurettin Cezairi, s. 44.</ref>
 
=== Lakapları ===
Hz. Zeyneb’in (s.a) çok sayıda lakabı vardır. Örneğin: [[Beni Haşim]]’in Akilesi, Öğretmeni olmayan alime, arife, muvassaka, Fazile, Kamile, Al-i Ali’nin Abidesi, Masume Suğra, Eminetullah, Naibetu’z Zehra, Naibetu’l Hüseyin, Akiletu’n Nisa, Şeriketu’ş Şüheda, Baliğe, Fasihe ve Şeriketu’l Hüseyin.<ref>Nurettin Cezairi, el-Hasaisetu’z Zeynebiye, s. 52 ve 53.</ref>
 
=== Künyeleri ===
Künyeleri olarak da Ümmü Gülsüm ve Ümmü’l Mesaib’i zikretmişlerdir.<ref>Nurettin Cezairi, el-Hasaisetu’z Zeynebiye, s. 48; Bakır Şerif Kureyşi, es-Seyyide Zeynep S. 39.</ref>
 
== Doğumu ve Vefatı ==
Hz. Zeynep (s.a) hicretin beş veya altıncı yılında [[Cemaziyelahir]] ayının beşinde [[Medine]]’de gözlerini dünyaya açtı.<ref>Mehellati, Zebihullah, Reyahinu’ş Şeria, c. 3, s. 33; Muhammedi İştahardi, Hz. Zeynep Furuğ Taban Kevser, s. 17.</ref> Hz. Zeynep (s.a)hicretin altmış üçüncü yılında [[Recep]] ayının birinde eşi Abdullah b. Cafer ile Şam’a yaptığı bir yolculukta vefat etmiş ve orada da defnedilmiştir. Bazıları Medine veya [[Mısır]]’da defnedildiğini söylemiştir.<ref>Kazvini, Muhammed Kazım, Zeyneb-i Kübra mine’l mehdi ile’l lehd, s. 434.</ref>
 
== Çocukluk Dönemi ==
Hz. Zeynep (s.a) küçük yaşında iken babası [[İmam Ali]]’ye şöyle sorar:
 
“Babacığım! Bizi seviyor musun?”
 
İmam der ki: “Nasıl sizi sevmeyeyim, sizler benim kalbimin meyvesisiniz.”
 
Hz. Zeynep cevaben şöyle der: لایجتمع حبّان فی قلب مؤمن حب اللّه و حب الاولاد و ان کان ولابد فالحب لله تعالی و الشفقة للاولاد ; “İki sevgi müminin kalbinde aynı anda olmaz; hem [[Allah]] sevgisi ve hem de evlat sevgisi. Eğer kaçınılmaz olursa sevgi [[Allah Teâlâ]]’ya, şefkat ve merhamet ise evlada mahsustur.”<ref>Menakibu Harezmî, c. 1, s. 122, Zeyneb-i Kübra, Allame Nakdi ve Reyahini Şeria, c. 3, s, 54.</ref>
 
== İmam Hüseyin’e Olan İlgisi ==
Hz. Zeynep (s.a) küçüklüğünden itibaren [[Hz. İmam Hüseyin]]’e şiddetli ilgi duymaktaydı.Her ne zaman Şehitlerin Efendisi’ni görmezse, tahammülsüzlük gösterir ve abisinin güzel cemalini görünce mutlu olurdu.<ref>Reyahinu’ş Şeria, c. 3, s. 41.</ref> Beşikte ağladığında İmam Hüseyin’i (a.s) görmesi veya sesini duyması ile sakinleşirdi.<ref>Cafer Nakdi, a.g.e, 95.</ref>
 
Bu şaşırtıcı aşırı sevgiyi gören [[Hz. Zehra]] (s.a) bir gün konuyu babası [[Hz. Resulullah]]’a (s.a.a) açar. [[Peygamber efendimiz]] şöyle buyurur: “Ey gözlerimin nuru! Bu kız, Hüseyin ile birlikte [[Kerbela]]’ya gidecek ve ağabeyinin dert ve musibetlerine ortak olacaktır.”<ref>Hasan İlahi, a.g.e, 81.</ref>
 
[[Aşura günü]] Muhammed ve Avn adlı oğullarını alarak ağabeyi [[İmam Hüseyin]]’in yanına giderek şöyle arz eder:
“Ceddim [[Hz. İbrahim Halil]] (a.s) [[Allah]] katında kurbanlığı kabul etmiştir, sen de bu iki kurbanı benden taraf kabul et! Eğer kadınlara [[cihat]] caiz olsaydı, kesinlikle canımı canana feda ederdim.”<ref>Muhammedi İştahardi, Hz. Zeynep Furuğ Taban Kevser, s. 38-39.</ref>
 
== Eş ve Çocukları ==
[[Abdullah b. Cafer]]’in hayâsı [[İmam Ali]]’nin (a.s) kızı ile evlenme konusunda bir girişimde bulunamamasına neden olmaktaydı. Sonunda bir kişi onun tarafından [[İmam Ali]]’nin yanına gider ve şöyle der: “Ey Müminlerin Emiri! Siz [[Allah Resulü]]'nün (s.a.a) Cafer’in evlatlarına karşı nasıl ilgi duyduğunu biliyorsunuz. Bir gün onlara bakarak şöyle demiştir: ‘Kızlarımız oğullarımız için ve oğullarımız kızlarımız içindir’, dolayısıyla kızınız Zeyneb’i (s.a) Abdullah b. Cafer’le evlendirmeniz münasip olacaktır. Ve mehrini annesi [[Fatıma]]’nın (s.a) [[Mehriye|mehri]] miktarı olan, dört yüz seksen dirhem olarak belirleyiniz.”
 
İmam evliliği onaylamış ve hicretin on yedinci yılında [[evlilik]] gerçekleşmiştir. Kısa bir sürede İmamın duası sonucu Abdullah b. Cafer, büyük mal sahibi olmuş ve cömert ve bağışta bulunan diye ünlenmiştir.
 
Hz. Zeynep (s.a) Abdullah'a, [[İmam Hüseyin]]’e olan şiddetli alakası yüzünden her gün onunla görüşme ve onunla sefere çıkma şartı koymuş, Abdullah da bu şartı kabul etmiştir.
 
Bu evlilikten dört erkek (Ali, Avn, Abbas ve Muhammed) ve adı Ümmü Gülsüm olan bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.<ref>İbn Asakir, İ’lamu’n Nisa, s. 190; Reyahinu’ş Şeria, c. 3, s. 41 ve tercüme Zeynebi Kübra, s. 89.</ref>
 
{{Quote box|quote='''Hz. Zeyneb:'''<br /> :“Bismilahirrahmanirrahim Ey Kûfeliler, dinleyin!”<br /> Bu ses ile beraber tüm nefesler, sineye çekildi, develer ve atlar bile bir müddet hareket etmeden öylece kaldılar. Rüzgar, dahi Zeyneb’in sesine mikrofonluk yapmak için yavaş yavaş harakete geçti. Tüm insanlar, Ali kızı Zeyneb’i dinlemek için sabırsızlanmaya başladılar. Acaba bu esir hanım, ne konuşacak diye pür dikkat kesilmişlerdi.<br /> :“Allah’a Hamd u Sena olsun. Salât ve selam benim babam Hz. Muhammed’e ve onun temiz soyuna olsun”<br /> deyince, herkes şaşkınlık içerisinde birbirlerinin yüzlerine bakmaya başladılar. O’nun sesini duyan ama onu göremeyenler ise: “Hz. Ali mi gelmiş, bu ses Hz. Ali’nin sesine benziyor, zira bu fesahet ve belağat ile konuşuyor. Hz. Peygamber’den babam diye söz ediyor. Hani onları bize yabancılar ve Yezid’e karşı gelenler olarak tanıttılar; oysa bu hanım, Hz. Peygamber’den babam diye söz ediyor” diyerek, şaşkınlıklarını dile getiriyorlardı.<br /> Hz. Zeyneb, daha ilk cümlesiyle halk üzerinde şok etki yaratan hitabesine şöyle devam etti:<br /> :“Ey Kûfe halkı! Ey aldatılmış zavallı halk, bize mi ağlıyorsunuz? Oysa ki bizim gözlerimiz hâlâ yaşlı, ıztıraplarımız dinmemiş, feryatlarımız yatışmamıştır. Sizler, gerdanlığını kaybedip sonra da toprak içerisinde onu arayan kadın gibisiniz. Sizler, Allah ve Resulüne iman getirdiniz, ama daha sonra işlediğiniz bu büyük günahla onun kökünü kazıyıp attınız. Sizden fesat, şer ve şarlatanlıktan başka bir şey de beklenemez. Sizler o güle benziyorsunuz ki ne yenilen ne de koklanandır."|source=|width=33%|align=right}}
 
== Faziletleri, Menkıbeleri ve Özellikleri ==
 
=== İlim ===
Hz. Zeyneb’in (s.a) [[Kufe]]’de [[Ubeydullah b. Ziyad]] ile ve aynı şekilde Yezid’in sarayında [[Kur’an]] ayetleriyle delil getirerek konuşması ve hutbelerinin her biri O’nun bilgi ve ilmini ortaya koymak açısından güzel kanıtlardır. Hz. Zeynep (s.a), babası [[Hz. Ali]] ve annesi [[Hz. Fatıma]]’dan hadisler nakletmiştir.<ref>İbn Asakir, İ’lamu’n Nisa, s. 189.</ref> Buna ek olarak, babası [[Hz. Ali]]’nin (a.s) hilafeti döneminde [[Kufe]] kadınlarına ders ve [[Kur’an]] tefsiri dersleri vermesi, yine onun bilgisini ortaya koymaktadır.<ref>Delailu’l İmamet Taberi, c. 3; Mehellati, Zebihullah, Reyahinu’ş Şeria, s. 57.</ref>
 
Hz. Zeynep (s.a) rivayet ve hadisleri beyan makamında idi, Muhammed b. Amr, Ata b. Saib, Fatıma bintu’l Hüseyin ve başkaları Hz. Zeynep’ten hadisler nakletmişlerdir.<ref>Nehcü’l Belağa İbn Ebi’l Hadid, c. 16, s. 210; Vesailu’ş Şia, c. 1, s. 13 ve 14; Biharu’l Envar, c. 6, s. 107.</ref> Hz. Zeynep (s.a), [[Masumlar|Masumlardan]] (a.s) [[Şia|Şiaların]] konumu, Al-i Muhammed sevgisi, [[Fedekiye|Fedek]] olayı, komşular, [[Bi'set]] ve başka farklı konularda hadisler nakletmiştir.
[[Beni Haşim]]’in Akilesi olan Hz. Zeynep (s.a), gelecekte yaşanacak olayların bilgisini bile değerli babasından öğrenmiştir.<ref>Mehellati, Zebihullah, Reyahinu’ş Şeria, c. 3, s. 56 ve 73.</ref>
 
=== İbadet ===
Hz. Zeyneb-i Kübra (s.a) geceleri ibadetle geçirirdi. Yaşamı boyunca hiçbir zaman teheccüd ([[Gece namazı|gece namazını]]) terk etmemiştir. İbadetlerle o kadar meşgul olurdu ki kendisine “Al-i Ali’nin abidesi” (ibadet edeni) diye lakap takmışlardı.<ref>Cafer Nakdi, a.g.e, 61.</ref> Gece ibadetlerini hatta [[10 Muharrem|Muharrem ayının onunda]] ve onbirinde bile terk etmemiştir. İmam Hüseyin’in (a.s) kızı Fatıma şöyle diyor:
 
[[Aşura gecesi]], halam her an mihrapta ibadete duruyor, [[namaz]] kılıyor, [[dua]] ediyor ve gözlerinden yaşlar akıyordu.<ref>Ahmed Sadıki Erdestani, a.g.e, s. 106.</ref>
Hz. Zeyneb’in (s.a) [[Allah]]’la olan irtibatı öyle bir boyutta idi ki Aşura günü [[İmam Hüseyin]] (a.s) kız kardeşine veda ederken şöyle buyurmuştur:
 
«یا اختی لا تنسینی فی نافلة اللیل » ; “Ey bacım! Beni gece namazlarında unutma.”<ref>Mehellati, Zebihullah, Reyahinu’ş Şeria, c. 3, s. 62; Cafer Nakdi, a.g.e.</ref>
 
=== Hicap ve İffeti ===
Hz. Zeyneb’in (s.a) hicap ve iffeti hakkında tarihte şöyle yazılmıştır: Zeynep (s.a) Resulullah’ın kabrinin yanındaki [[Mescid-i Nebi]]’ye gitmek istediğinde, [[Hz. Ali]] (a.s) gece gitmesini emretmiş ve [[Hasan]](a.s) ve [[Hüseyin]]’den (a.s) kız kardeşleriyle birlikte gitmelerini istemiştir. Önde [[İmam Hasan]] (a.s), ortada Hz. Zeynep (s.a) ve arkasında da [[İmam Hüseyin]] (a.s) hareket etmekteydiler. Onlar, Muttakilerin Mevla’sı [[Hz. Ali]]’den aldıkları emir gereği Hz. Zeyneb’i bir namahrem görür diye hatta [[Hz. Resulü Kibriya]]’nın (s.a.a) kabri şeriflerinin üzerinde bile ışık yakmamaya memurlardı.<ref>Seyyid Abdul Hüseyin Destgayb, Zendegani Hz. Zeynep, Tahran, Kaveh, s. 19.</ref>
[[Yahya Mazeni]] şöyle diyor: Ben, Medine’de, uzun bir süre [[Hz. Ali]]’nin komşusu idim. [[Allah]]’a yemin ederim ki bu süre zarfında Hz. Zeyneb’i görmedim ve sesini duymadım.<ref>Muhammedi İştahardi, Hz. Zeynep Furuğ Taban Kevser, s. 99.</ref>
 
=== Sabır ve İstikamet ===
[[Dosya:Hz._Zeynep_Türbesinin_Avlusu.jpg|küçükresim|Hz. Zeynep Türbesinin Avlusu]]
Hz. Zeynep (s.a) sabır ve istikamet vadisinin öncülerindendir. Ağabeyi [[İmam Hüseyin]]’in (a.s) kanlı bedenini öylece yerde görünce, gökyüzüne doğru yüzünü çevirerek şöyle demiştir:
“Allah’ım! Bu naçiz kurbanımızı ve senin yolunda öldürülmüş bu şehidi bizden (Peygamber Ailesinden) kabul buyur”<ref>Seyyid Ali Naki Feyzü’l İslam, Hatun Dusera, s. 185.</ref>
Araştırmacı yazarlardan birisi şöyle diyor: Zeyneb’in (s.a) lakaplarından birisi de “er-Raziye bi’l Kader ve’l Kaza”dır (Kaza ve Kadere razı olan). Bu kadıncağız, zorluk ve sıkıntılar karşısında ayakta durmuştur. Eğer o musibetlerin bir miktarı yüce dağlara verilseydi, dağlar erir ve yok olurdu, ancak bu bir başına, yalnız, garip ve kimsesiz mazlum hanım, muhkem bir dağ gibi… her zorluğun karşısında ayakta durmayı başarmıştır.<ref>Seyyid Nurettin Cezairi, el-Hasaisetu’z Zeynebiye, s. 24.</ref>
Hz. Zeynep (s.a) defalarca [[İmam Seccad]]’ın (a.s) canını kurtarmıştır; örneğin [[İbn Ziyad]]’ın meclisinde, İmam Seccad’ın (a.s) delil getirerek konuşmasının ardından, İbn Ziyad, İmam'ın (a.s) öldürülme emrini verir. Bu esnada Hz. Zeynep (s.a) elini kardeşinin oğlu İmam Seccad'ın (as) boynuna atar ve ‘ben hayatta olduğum sürece, onu öldürmenize müsaade etmeyeceğim’ diye buyurur.<ref>Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 117.</ref>
 
=== Fesahat ve Belagat ===
Hz. Zeynep (s.a) [[fesahat]] ve belagati baba ve annesinden miras olarak almıştır. Konuştuğu sırada, sanki babasının dilinden konuşurdu.<ref>Ahmed Beheşti, s. 51.</ref> Kufe’de, Yezid’in meclisinde ve ayrıca Ubeydullah b. Ziyad’la yaptığı konuşmaları, babası [[İmam Ali]]’nin (a.s) hutbeleri ve annesi [[Hz. Fatıma Zehra]]’nın (s.a) Fedekiye hutbesiyle birebir benzerlikler taşımaktadır.<ref>Seyyid Kazım Erfa, Hz. Zeynep (s.a), Siyrei Ameli Ehlibeyt, s. 88.</ref>
Hz. Zeynep (s.a) [[Kufe]]’de o eşsiz fasih hutbesini okuduktan sonra, insanlar ellerini ağızlarına götürmüş ve şaşkın bir şekilde bir birlerinin yüzüne bakmışlardır. O esnadan yaşlı bir adam ağlar bir halde şöyle demiştir:
Anam ve babam, yaşlıları en üstün yaşlılar, çocukları en üstün çocuklar, kadınları en üstün kadınlar, nesil ve soyları en yüce ve üstün olan bu aileye feda olsun.<ref>Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 179; Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 110.</ref>
 
== Hz. Zeynep Kerbela Faciasında ==
Aşura kıyamı, [[İmam Hüseyin]]’in (a.s) şehadeti ile son amacına ulaşmamıştır, bilakis onun hidayet ve rehberliği [[Hz. Ali]]’nin (a.s) kızı ve [[İmam Hüseyin]]’in (a.s) kız kardeşi Hz. Zeynep (s.a) eliyle gerçekleşmiştir. Hz. Zeynep (s.a) kardeşi tarafından bu görevi üstlenmiştir. [[İmam Hüseyin]] (a.s) çeşitli vasiyetleri ile kız kardeşini bu işe hazırlamıştır.
 
Aşura günü ikindi vakti, [[İmam Hüseyin]]’in (a.s) yere düştüğünü ve düşmanların onu öldürmek için etrafını sardığını gören Hz. Zeynep çadırdan dışarı çıkmış ve [[Saad b. Vakkas]]’ın oğlu Ömer b. Saad’a hitaben şöyle demiştir:
 
«یابن سَعد! اَیقتَلُ اَبُو عبداللّه وَ انتَ تَنظُرُ اِلَیهِ؟» “Ey Sa’d’ın oğlu! Ebu Abdullah (Hüseyin) öldürülecek ve sen öylece seyirci kalacaksın öyle mi?!”<ref>Ali Nezeri Münferit, Kıssa Kerbela, s. 371.</ref>
 
Saad oğlunun sustuğunu ve bir cevap vermediğini gören Hz. Zeynep (s.a) şöyle feryat etmiştir:
 
« وا اخاه! واسیداه! وا اهل بیتاه! لیت السماء انطبقت علی الارض و لیت الجبال تدكدكت علی السهل»
“Vay kardeşim, va Efendim, vay Ehlibeytim! Keşke gökyüzü yerde parçalansaydı! Keşke dağlar paramparça olup yere serilseydi!”<ref>Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 159 ve 161; Seyyid Abdurrezzak Musevi, Mektelu Mukrim, tercüme: Azizullahi Kirmani, s. 192.</ref>
 
Hz. Zeynep (s.a), bu cümleleri ile kıyamın ikinci aşamasını başlatıyordu. Hz. Zeynep (s.a) kendisini kardeşine ulaştırdı, göğe bakarak şöyle buyurdu: “Allah’ım! Bu kurbanı bizden kabul buyur.”<ref>Seyyid Ali Naki Feyzü’l İslam, Hatun Dusera, s. 185.</ref>
Hz. Zeynep (s.a) daha sonra şehitleri acıklı ağıtlarla, gözyaşı dökerek anmış ve geride kalan yetimlerin bakımını üstlenerek, gece namazı ve Allah’a yakarışla sabah etmiştir.
 
== Hz. Zeyneb’in Kardeşinin Katiline Karşı Davranışı ==
Hz. Zeynep (s.a), İmam Hüseyin’in (a.s) naaşının yanında, [[Medine]]’ye doğru dönerek durmuş ve kalpleri parçalayan şu şekilde ağıtlar yakmıştır:
« وا محمّداه! بَناتُكَ سَبایا وَ ذُرّیتُك مُقَتّله، تسفی علیهم رِیحُ الصّبا، و هذا حُسینٌ مجزوزُ الَّرأسِ مِنَ القَفا، مَسلُوبُ العمامِةِ و الرِّداء»
 
: "Ey Muhammed (s.a.a)! Bu Hüseyin'dir (a.s); kanına boyanmış ve doğranmış! Bunlar da senin kızlarındır; esir edilmiş. Bu zulümleri Allah'a, Muhammed Mustafa'ya (s.a.a), Ali Murtaza'ya (a.s), Fatımat'üz-Zehra'ya (a.s) ve şehitler Efendisi Hamza'ya şikâyet ediyorum. Ey Muhammed! Bu senin Hüseyin'indir; Kerbela'da üryan bırakılmış ve Seher yeli toprak serpiyor üzerine. Bu senin Hüseyin'indir; zinazâdelerin zulmüyle öldürülmüş. Aman bu hüzünden, aman bu beladan! Bu gün ceddim Resulullah'ın (s.a.a) dünyadan göçtüğü gündür. Ey Muhammed'in (s.a.a) yarenleri, bu esir götürülenler sizin Peygamberinizin (s.a.a) evlatlarıdır!"
 
: Ey Muhammed! Kızların esir edildi ve oğulların öldürüldü. Seher yeli o bedenlerin üzerine toprak savurmaktadır şimdi. Bu senin Hüseyin'indir; başı boynundan arkadan kesilmiş, sarık ve hırkası yağmalanmış. Babam feda olsun O'na ki, ordusu pazartesi katledildi ve yağmalandı.<ref>Ebu Muhannef, s. 259; Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 159.</ref><br>
 
: Babam feda olsun O'na ki, çadırları yakıldı/yıkıldı. Babam feda olsun O'na ki, gittiği yolculuktan dönmeyecek ve yaralarına merhem konmayacak.<ref>Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 59.</ref><br>
 
Hz. Zeyneb’in (s.a) ah figanları dost ve düşmanları etkisi altına almış ve herkesi gözyaşlarına boğmuştu.<ref>Ebu Muhannef, s. 295; Muhammed Cerir Taberi, Tarihu’l Umem ve’l Muluk, Kahire, matbaatu’l İstikamet, c. 5, s. 348 ve 349, 1358; Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 59.</ref>
{{Quote box|quote='''Hz. Zeyneb'in Yezid'e hitabından:''' <br /> "Ey Yezid! <br /> Bizi aç ve sefil bıraktığına, bizim varlığımızı tehlikeye soktuğuna mı inanıyorsun gerçekten? Bağlanmış ve zincire vurulmuş halimizle, huzurunda bizi el pençe divan durdurmakla bizi zavallı tutsaklar durumuna düşürdüğüne ya da bu yolla bizim üstümüzde egemenlik kurduğuna mı inanıyorsun?<br /> Allah katında bizim itibarımızı yitirdiğimizi, gözden düştüğümüzü, buna karşılık sizin de yüceldiğinizi, şereflendirildiğinizi mi düşünüyorsun? Sizin dış görünüşteki başarınızın yüce şerefinizden ya da üstün konumunuzdan ileri geldiğini mi sanıyorsun? Kibirli ve basiretsiz kılığına bakmadan buna mı dikmişsin gözünü? Dünya âlemi elde ettiğine, bütün cihan üstünde nüfuz sahibi olduğuna mı inanmaya başladın yoksa? Dalavere işlerinizin düzlüğe çıktığını ve kendini ülkenin efendisi, devletin de yöneticisi olduğunu mu sanıyorsun? Bekle, bekle… Cahilin cühelanın aklını çeliyorsun. Allah'ın ''''inkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz sürenin sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye süre veriyoruz Küçültücü azab onlaradır'''' (Âl-i İmran: 178) diyen buyruğunu nasıl da unutursun? <br /> Ey Âzâd edilmiş kölelerin zürriyetinden olan!… <br /> Sizin kadınlarınız perdelerin arkasında saklanacak da, Resûlullah'ın kızları, onlar hep tutsak edilecek ve pazar pazar, kapı kapı dolaştırılıp halka teşhir edilecek öyle mi? Bu mu sizin adaletiniz? Bizim hicaplarımızı açtırmakla Resûlullah'ın Ehl-i Beyt'inin masumiyetini gerçekten ayaklar altına düşürdün.|width=35%|align=left}}
 
== Hz. Zeynep Kufe’de ==
Aşura sonrası, esirleri [[Kufe]]’ye götürmüşler ve orada canları yakıcı bir şekilde esirleri dolaştırmışlardır. Kufe’ye girer girmez Hz. Zeynep (s.a) oradakilere hitaben bir konuşma yaparak herkesi etkisi altına almıştır.
 
Buşr b. Huzeym Esedi, Hz. Zeyneb’in (a.s) konuşması hakkında şöyle diyor:
 
Ben bu gün, Ali’nin (a.s) kızına iyice baktım. Allah’a andolsun ki Zeynep gibi konuşma sanatında usta birisini görmedim. Sanki Müminlerin Emiri Hz. Ali’nin (a.s) dilinden konuşma yapıyordu. İnsanlara çağrıda bulunarak sessiz olun! diye çıkıştığında, bu sözüyle yalnızca o kalabalık cemaat değil develerin boyunlarındaki zil sesleri bile sessiz kalmıştı.<ref>Ahmed Sadıki Erdestani, a.g.e, s. 227-228.</ref>
Hz. Zeynep konuşmasını bitirince, Kufe’de şiddetli bir heyecan yaşandı ve halkın ruhsal durumu değişti. Rivayeti nakleden şöyle diyor: Hz. Ali'nin (a.s) kızı Zeyneb'in (s.a) konuşması bitince, Kufe halkı şaşkınlık içinde elini ağızlarına götürüyorlardı.
 
Konuşma sonunda, hükümete karşı isyan ve halkın kıyamı sezinlendi. Bundan dolayı, askeri gücün komutanı, halkın devlete karşı isyanını önlemek için Peygamber Ailesine mensup esirleri Ubeydullah b. Ziyad’ın hükümet merkezi olan darulimareye gönderdi.<ref>Ahmed Sadıki Erdestani, a.g.e, s. 246.</ref>
Hz. Zeynep (s.a) esirlerle birlikte darulemareye girdi ve orada Kufe’nin hâkimi Ubeydullah b. Ziyad’la tartışma ve münazaraya girişti.<ref>Ebu Muhannef, s. 299 ve 300; Şeyh Müfid, el-İrşat, Kum, el-Mutemir Li-Şeyh Müfid, s. 353, 1413; Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 117.</ref>
Hz. Zeyneb’in (s.a) konuşmaları insanları derinden etkilemiş ve Emevi hanedanını rezil etmiştir. Daha sonra Ubeydullah, esirlerin zindana atılma emrini vermiştir. Hz. Zeynep (s.a) ve İmam Seccad’ın (a.s) konuşmaları ve ayrıca Ümmü Güslüm ve Fatıma bint Hüseyin’in (a.s) darulimare ve Kufe’de yaptığı konuşmalarla, ayrıca Abdullah b. Afif Ezdi ve Zeyd b. Erkam’ın itirazları sonucu, Kufe halkı zalim hükümet güçlerine karşı kıyam ruhuna büründü. Çünkü Hz. Zeyneb’in (s.a) konuşmaları Iraklıları derinden sarsmış, pişman olmalarına sebep olmuş ve böylece Peygamber Ailesine yapılan alçaklıkları bertaraf etme düşüncesine kapılmışlardı. Sonunda bu konuşmalar ve hutbeler halka Emevi hükümetine karşı yeniden kıyam etme cüretini vermiş ve [[Muhtar’ın kıyamı]] gerçekleşmiştir.
 
== Esirler Kervanı Şam’da ==
{{Muharrem Yas Merasimleri}}
[[Kerbela]] faciasının ardından, [[Yezid b. Muaviye]], [[Kufe]] valisi [[Ubeydullah b. Ziyad]]’dan Hz. Zeyneb’in (s.a) kervanını, kesik başlarla birlikte Şam’a göndermesini istedi. Böylece İmam Hüseyin’in Ehlibeyti Şam yollarına düştü.<ref>Seyyid Abdul Kerim Haşimi Nejad, s. 326.</ref>
Esirlerin Şam’a girdiği dönemlerde Yezid’in hükümeti oldukça sağlamdı. Şam şehri yıllarca (Muaviye tarafından) Hz. Ali (a.s) nefreti ile yaşatılmıştı. Yıllarca [[Ebu Sufyan]] ve oğlu [[Muaviye]]’nin Hz. Ali’ye (a.s) karşı propaganda ve tebliği bu şehirde doruk noktasına ulaştırılmıştı. Dolayısıyla Peygamber Ehlibeyti (a.s) Şam’a girdiğinde, halkın yeni elbiseler giymesi, şehrin her yerinin süslenmesi, şarkıcıların her yerde şarkılar söylemesi ve [[Şam]] şehrinin toptan sevince bürünmesi şaşırtıcı bir durum değildi.<ref>Muhammed Muhammedi İştahardi, Hz. Zeynep Furuğ Taban Kevser, s. 327-328.</ref>
Ancak esirler kafilesi kısa bir sürede, koşulları kendilerine dönük olarak değiştirdi. Hz. İmam Zeynel Abidin (a.s) ve Hz. Zeynep (s.a) tarafından Şam’da yapılan konuşmalar ve Ümeyye Oğullarının işledikleri cinayetleri ortaya koymaları neticesinde Şamlıların Ehlibeyt'e (aleyhimu’s selam) olan düşmanlıkları bir anda sevgi ve muhabbete dönüşmüş ve öte yandan kamuoyunun öfkesi bir anda Yezid’e yönelmiştir. İmam Hüseyin’i öldürerek hükümetinin temellerini sağlamlaştıracağını düşünen Yezid, hükümetinin temellerinin sarsıldığını görmeye başlamıştır.
 
== Yezid’in Sarayında ==
Yezid, sarayında görülmemiş büyüklükte bir toplantı yaptı ve ülkenin en önemli askeri ve siyasi adamlarını davet etti.<ref>Seyyid Abdul Kerim Haşimi Nejad, s. 330.</ref> Esirlerin önünde küfür ve inkar içerikli şiirler okudu ve kendince zaferini kutlayarak, [[Kur’an]] ayetlerini tevil ederek kendi lehine yorumladı.<ref>Muhammed Muhammedi İştahardi, Hz. Zeynep Furuğ Taban Kevser, s. 330.</ref>
Yezid elindeki çubukla, Peygamber evladı İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başına vurarak edepsizlikte bulundu.<ref>Hasan İlahi, a.g.e, 208.</ref> Peygamber Efendimiz (s.a.a) ve İslam dinine olan kinini aleni ederek şu içerikte inkâr içerikli bir şiir okudu:
 
"Ah nerede, Bedir'de öldürülen atalarım, olsalardı da görselerdi nasıl da Hazrec kabilesi, kılıçlarımızın darbesiyle inliyor. Görselerdi de bunun sevinciyle çığlık atarak `Ey Yezid, ellerin kırılmasın’ deselerdi. Bizler Beni Haşim büyüklerini öldürerek, bunu Bedir savaşının yerine hesap ettik ve oradaki yenilgiye karşılık bu zaferi kazandık. Beni Haşim hükümetle oynadı, yoksa ne göklerden bir haber vardı ne de ona vahiy nazil oldu!<ref>Ebu Mihnef, s. 306 ve 307; Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 213.</ref> Ben eğer Ahmed’in (s.a.a) (Hz. Muhammed Mustafa) çocuklarından intikam almazsam Hunduk’un soyundan değilim.” <ref>Hunduk, Yezid’in baba tarafından ceddidir ve Yezid’le onun arasında onüç vasıta vardır.</ref>
 
Bir anda Hz. Zeyneb-i Kübra (s.a) meclisin köşesinden kalkarak Yezid’in sözünü kesti ve açık bir tonla bir konuşma yaptı. Hz. Zeyneb’in (s.a), Yezid’in yeşil sarayında yaptığı konuşma İmam Hüseyin’in (a.s) hakkaniyetini ve Yezid’in batıllığını apaçık ortaya koydu. Hz. Zeyneb’in (s.a) mantık dolu hutbesi, oradakileri ciddi bir şekilde etkisi altına aldı. Öyle ki Yezid esirlere karşı birazda olsa yumuşadı ve esneklik göstermeye başladı. Ve her türlü şiddetten sakındı.<ref>Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 135; Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 221.</ref>
Yezid, kendi adamlarına esirlere ne yapması gerektiğini danıştı. Bazıları onlara da (İmam Hüseyin ve adamlarına yaptıkları gibi) aynı şekilde davranması gerektiğini söyledi, ancak Numan b. Beşir, ona esirlere yumuşak davranma tavsiyesinde bulundu.<ref>Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 135; Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 221.</ref>
Hz. Zeyneb’in (a.s) aydınlatıcı konuşmaları sonucunda Yezid, İmam Hüseyin’in (a.s) şehadetini İbn Ziyad’ın üzerine atmak zorunda kalmış ve ona lanet etmiştir.<ref>Şeyh Müfid, el-İrşat, s. 358; Hasan İlahi, a.g.e, 244.</ref>
 
Yezid, esirlere birkaç gün Şam’da ölülerine ağıt yakmalarına izin verdi. Ebu Süfyan hanedanına mensup kadınlar, örneğin Yezid’in eşi Hind, (harabede) Ehlibeytin (a.s) yanına giderek Allah Resulü'nün kızının el ve ayaklarına kapanarak öptü. Ağlayarak ağıt yaktı ve üç gün matem meclisi düzenledi.<ref>Ebu Muhannef, s. 311; Şeyh Abbas Kummi, s. 265.</ref>
 
Sonunda, Hz. Fahri Kâinat Efendimizin ev halkı olan esirler, saygı ve hürmetle Medine’ye döndüler.<ref>İbn Asakir, İ’lamu’n Nisa, s. 191.</ref>
 
== Kaynakça ==
<div class="reflist4" style="height: 250px; overflow: auto; padding: 3px">{{Kaynakça|3}}
</div>
 
=== Bibliyografi ===
<div class="reflist4" style="height: 250px; overflow: auto; padding: 3px">
<div style="{{column-count|3}}">
* Danişnamei İmam Hüseyin (a.s), Muhammedi Rey Şehri ve… c. 10, tercüme: Muhammed Muradi, Kum, Daru’l Hadis, k. 1430/ ş. 1388.
* İbn Asakir, İ’lamu’n Nisa, tahkik: Muhammed Abdurrahim, Beyrut, Daru’l Fikr, 1424/2004.
* Cubran Mes’ud, Er-Raid, tercüme: Rıza İnzicabi, ikinci baskı, Meşhed, Astanı Kutsi Razevi, 1376.
* Muhammed Muhammed İştihardi, Hz. Zeynep Furuğu Taban Kevser.
* Kazvini, Muhammed Kazım, Zeyneb-i Kübra mine’l Mehdi ile’l Lehd, Beyrut, daru’l Kari, es-saniye, 1427/2006.
* Bakır Şerif el-Kureyşi, es-Seyyidetu Zeynep, Beyrut, daru’t Taarif, 1419.
* Ahmed Beheşti, Zenan Namdar der Kur’an ve Hadis, Tahran, Sazman Tebligatı İslami, 1368.
* Mehallati, Zebuhullah, Reyahinu’ş Şeriat, Tahran, daru’l Kutubu’l İslami.
* Muhammed Muhammed İştihardi, Hz. Zeynep Furuğu Taban Kevser, üçüncü baskı, Tahran, Burhan, 1379.
* Seyyid Kazım Erfa, Hz. Zeynep (selamullahi aleyha) siyrei ameli Ehlibeyt, Tahran, neşri Kadir, 1377.
* Şehidi, Seyyid Cafer, Zendegani Fatıma Zehra (s.a), Tahran, defteri neşri Ferhengi İslami, ş. 1363.
* Bakır Şerif el-Kureyşi, es-Seyyidetu Zeynep, Beyrut, daru’l Muhaccebetu’l Beyza el-Ula, k. 1422/ m. 2001.
* Hasan İlahi, Zeyneb-i Kübra akilei Beni Haşim, Tahran, Aferine, 1375.
* Cafer Nakdi, Zeyneb-i Kübra bintu’l İmam, en-Necefu’l Eşref, el-Mektebetu’l Haydariye, 1361.
* el-Cezairi, Seyyid Nurettin, el-Hasaisetu’l Zeynebiye, Kum, İntişarat el-Mektebetu’l Haydariye el-Ula, 1425/1383.
* Nasır Mekarim Şirazi ve başkaları, Tefsiri Numune, Tahran, daru’l kutubu’l İslamiye, 1361.
* İbn Cumatu’l Arusi el-Huveyzi, Tefsiri Nuru’s Sakaleyn, Haşim Resuli Mehallati’nin çabaları ile, Kum, İsmailiyan, 1373.
* Ebu’l Kasım el-Dibaci, Zeyneb-u Kübra Betalatu’l Hurriyet, ikinci baskı, Beyrut, el-Belağ, 1417.
* Muhaddis Nuri, Müstedreku’l Vesail, Kum, Alulbeyt, 1407.
* Hasan İlahi, Zeyneb-i Kübra akilei Beni Haşim, Tahran, Aferine, 1375.
* Seyyid Abdul Hüseyin Destgayb, Zendegani Hz. Zeynep, Tahran, Kaveh.
* Seyyid Ali Naki Feyzu’l İslam, Hatun Dusera (Şerhi Hal Hz. Zeynep), ikinci baskı, Tahran, neşri Asar Feyzu’l İslam, 1366.
* Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, Beyrut, müessese evl-Vefa, es-salise, 1403/1983.
* İbn Ebu’l Hadid, Şerhi Nehcü’l Belaga, Beyrut, daru’l kutubu’l ilmiye, 1418.
* Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, tercüme: Akiki Bahşayişi, Kum, defteri neşri nevidu’l İslam, beşinci baskı, 1378.
* Ebu Muhannef, Vaketu’t Taf, tahkik, Muhammed Hadi Yusufi Garavi, Kum, Mecmeu’l Alemi li-Ehli beyt, es-saniye, k. 1427.
* Ali Nezeri Münferid, Kıssa Kerbela, on üçüncü baskı, Kum, server, 1384.
* Abdurrezzak Musevi, mektelu mükrim, tercüme: Azizullahi Kirmani, Kum, Nevid, 1381, s. 192.
* Muhammed b. Cerir Taberi, tarihu’l Umem ve’l Muluk, Kahire, matbaatu’l İstikamet, 1358.
* Abbas Kummi, Nefsu’l Mehmum, kitabfuruşi İslami, 1368.
* Seyyid Abdul Kerim Haşimi Nejad, dersi ki Hüseyin be insanha amuğt, on birinci baskı, Meşhed, Haşimi Nejad, 1369.
* Şeyh Müfid, el-İrşat, Kum, en-Naşir Sait b. Cubeyr, el-Ula, k. 1428.
</div>
</div>
 
 
[[fa:حضرت زینب سلام الله علیها]]
[[ar: السيدة زينب بنت علي عليها السلام]]
[[en:Lady Zaynab (a)]]
[[ur:حضرت زینب سلام اللہ علیہا]]
[[fr:Zaynab bint 'Ali b. Abi Taleb (a)]]
[[es:Zainab hija de Alí (La paz sea con ella)]]
[[id:Zainab Binti Ali bin Abi Thalib As]]
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Zeyneb_bint_Ali" sayfasından alınmıştır