Zeyneb bint Ali: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Cenk Çetin (mesaj | katkılar) Değişiklik özeti yok |
+ |
||
1. satır:
{{Sistemik yanlılık - din}}
[[Dosya:Sit-Zaynab-Shrine-Syria.JPG|250px|thumb|[[Şam]]'da Zeyneb [[cami]]si]]
'''
Hz. Zeynep (s.a) küçüklüğünden itibaren [[Hz. İmam Hüseyin]]’e şiddetli ilgi duymaktaydı. Bu şaşırtıcı aşırı sevgiyi gören [[Hz. Zehra]] (s.a) bir gün konuyu babası [[Hz. Resulullah]]’a (s.a.a) açar ve [[Peygamber efendimiz]] şöyle buyurur: “Ey gözlerimin nuru! Bu kız, [[Hüseyin]] ile birlikte [[Kerbela]]’ya gidecek ve abisinin dert ve musibetlerine ortak olacaktır.“▼
Hz. Zeynep (s.a) sabır ve istikamet abidesidir. Kendisi [[İmam Hüseyin]] ile birlikte [[Kerbela]]’da yer almıştır. [[Kerbela]] savaşı sonrasında [[Muharrem]]’in onunda ([[Aşura günü]]) bir grup [[Ehlibeyt]] ile birlikte esir düşerek [[Kufe]]’ye oradan da [[Şam]]’a götürülmüştür. Esareti boyunca öteki [[Kerbela Esirleri|esirleri]] koruyup kollamasının yanı sıra insanları irşat edici aydınlatıcı hutbeler de okumuştur.▼
Hz. Zeynep (s.a), babası [[Hz. Ali]] ve annesi [[Hz. Fatıma]]’dan hadisler nakletmiştir. Buna ek olarak, babası [[Hz. Ali]]’nin (a.s) hilafeti döneminde [[Kufe]] kadınlarına çeşitli konularda özellikle [[Kur’an]] tefsiri dersleri vermiş olması, O’nun bilgisini ortaya koymaktadır..▼
Örnek gösterilen bir kişiliğe sahip olan Hz. Zeyneb-i Kübra (s.a) şecaat, fesahat ve belagati ile [[Kerbela]] kıyamının kalıcı olmasına neden olmuştur. Tarihi kayıtlara göre [[Hicret|hicretin]] altmış üçünde Şam’da hayatını kaybetmiş ve orada defnedilmiştir.▼
▲
Hz. Zeyneb’in (s.a) babası [[İmam Ali]], annesi [[Hz. Fatıma]]’dır (s.a).<ref>İbn Asakir, İ’lamu’n Nisa, s. 189 ve 190.</ref>▼
▲
▲
▲Zeyneb-i Kübra geceleri ibadetle geçirirdi. Yaşamı boyunca hiçbir zaman teheccüd ([[gece namazını]]) terk etmemiştir. Örnek gösterilen bir kişiliğe sahip olan
== Kimliği ==
▲
=== İsmi ===
En meşhur ismi Zeynep’tir. Sözlükte güzel kokulu ve güzel manzaralı ağaç<ref>Cubran Mes’ud, Er-Raid, tercüme: Rıza İnzaci, ikinci baskı, Meşhed, Astan-ı Kudsi Razevi, c. 1, s. 924, 1376.</ref> ve zeyn- eb, yani babasının süs ve ziyneti anlamına gelmektedir. Çeşitli rivayetlere göre, Zeyneb’in ismini bizzat Muhammed koymuştur. Elbette Muhammed de [[Allah]] tarafından [[Ali]] ve [[Fatıma]]’nın çocukları için belirlediği ismi koymuştur.<ref>3. Bakır Şerif Kureyşi, es-Seyyide Zeynep S. 39; Hasan İlahi, Zeyneb-i Kübra Akile-i Beni Haşim, Tahran, Aferine, s. 29, 1375; Seyyid Kazım Erfa, Zeynep , Siyrei Ameli Ehlibeyt, s. 7.</ref>
===
=== Lakapları ===
=== Künyeleri ===
Künyeleri olarak da Ümmü Gülsüm ve Ümmü’l Mesaib’i zikretmişlerdir.<ref>Nurettin Cezairi, el-Hasaisetu’z Zeynebiye, s. 48; Bakır Şerif Kureyşi, es-Seyyide Zeynep S. 39.</ref>
== Doğumu ve
== Çocukluk
“Babacığım! Bizi seviyor musun?”
Satır 36 ⟶ 37:
İmam der ki: “Nasıl sizi sevmeyeyim, sizler benim kalbimin meyvesisiniz.”
== İmam Hüseyin’e
Bu şaşırtıcı aşırı sevgiyi gören [[
[[
== Eş ve
[[Abdullah
İmam evliliği onaylamış ve hicretin on yedinci yılında [[evlilik]] gerçekleşmiştir. Kısa bir sürede İmamın duası sonucu Abdullah b. Cafer, büyük mal sahibi olmuş ve cömert ve bağışta bulunan diye ünlenmiştir.
Bu evlilikten dört erkek (Ali, Avn, Abbas ve Muhammed) ve adı Ümmü Gülsüm olan bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.<ref>İbn Asakir, İ’lamu’n Nisa, s. 190; Reyahinu’ş Şeria, c. 3, s. 41 ve tercüme Zeynebi Kübra, s. 89.</ref>
{{Quote box|quote='''
== Özellikleri ==
=== İlim ===
=== İbadet ===
▲«یا اختی لا تنسینی فی نافلة اللیل » ; “Ey bacım! Beni gece namazlarında unutma.”<ref>Mehellati, Zebihullah, Reyahinu’ş Şeria, c. 3, s. 62; Cafer Nakdi, a.g.e.</ref>
[[Yahya Mazeni]] şöyle diyor: "Ben, Medine’de, uzun bir süre [[
▲=== Hicap ve İffeti ===
▲Hz. Zeyneb’in (s.a) hicap ve iffeti hakkında tarihte şöyle yazılmıştır: Zeynep (s.a) Resulullah’ın kabrinin yanındaki [[Mescid-i Nebi]]’ye gitmek istediğinde, [[Hz. Ali]] (a.s) gece gitmesini emretmiş ve [[Hasan]](a.s) ve [[Hüseyin]]’den (a.s) kız kardeşleriyle birlikte gitmelerini istemiştir. Önde [[İmam Hasan]] (a.s), ortada Hz. Zeynep (s.a) ve arkasında da [[İmam Hüseyin]] (a.s) hareket etmekteydiler. Onlar, Muttakilerin Mevla’sı [[Hz. Ali]]’den aldıkları emir gereği Hz. Zeyneb’i bir namahrem görür diye hatta [[Hz. Resulü Kibriya]]’nın (s.a.a) kabri şeriflerinin üzerinde bile ışık yakmamaya memurlardı.<ref>Seyyid Abdul Hüseyin Destgayb, Zendegani Hz. Zeynep, Tahran, Kaveh, s. 19.</ref>
▲[[Yahya Mazeni]] şöyle diyor: Ben, Medine’de, uzun bir süre [[Hz. Ali]]’nin komşusu idim. [[Allah]]’a yemin ederim ki bu süre zarfında Hz. Zeyneb’i görmedim ve sesini duymadım.<ref>Muhammedi İştahardi, Hz. Zeynep Furuğ Taban Kevser, s. 99.</ref>
=== Sabır ve
“Allah’ım! Bu naçiz kurbanımızı ve senin yolunda öldürülmüş bu şehidi bizden (
▲Hz. Zeynep (s.a) sabır ve istikamet vadisinin öncülerindendir. Ağabeyi [[İmam Hüseyin]]’in (a.s) kanlı bedenini öylece yerde görünce, gökyüzüne doğru yüzünü çevirerek şöyle demiştir:
Araştırmacı yazarlardan birisi şöyle diyor: Zeyneb’in
▲“Allah’ım! Bu naçiz kurbanımızı ve senin yolunda öldürülmüş bu şehidi bizden (Peygamber Ailesinden) kabul buyur”<ref>Seyyid Ali Naki Feyzü’l İslam, Hatun Dusera, s. 185.</ref>
▲Araştırmacı yazarlardan birisi şöyle diyor: Zeyneb’in (s.a) lakaplarından birisi de “er-Raziye bi’l Kader ve’l Kaza”dır (Kaza ve Kadere razı olan). Bu kadıncağız, zorluk ve sıkıntılar karşısında ayakta durmuştur. Eğer o musibetlerin bir miktarı yüce dağlara verilseydi, dağlar erir ve yok olurdu, ancak bu bir başına, yalnız, garip ve kimsesiz mazlum hanım, muhkem bir dağ gibi… her zorluğun karşısında ayakta durmayı başarmıştır.<ref>Seyyid Nurettin Cezairi, el-Hasaisetu’z Zeynebiye, s. 24.</ref>
▲Hz. Zeynep (s.a) defalarca [[İmam Seccad]]’ın (a.s) canını kurtarmıştır; örneğin [[İbn Ziyad]]’ın meclisinde, İmam Seccad’ın (a.s) delil getirerek konuşmasının ardından, İbn Ziyad, İmam'ın (a.s) öldürülme emrini verir. Bu esnada Hz. Zeynep (s.a) elini kardeşinin oğlu İmam Seccad'ın (as) boynuna atar ve ‘ben hayatta olduğum sürece, onu öldürmenize müsaade etmeyeceğim’ diye buyurur.<ref>Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 117.</ref>
=== Fesahat ve
Anam ve babam, yaşlıları en üstün yaşlılar, çocukları en üstün çocuklar, kadınları en üstün kadınlar, nesil ve soyları en yüce ve üstün olan bu aileye feda olsun.<ref>Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 179; Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 110.</ref>
==
Aşura kıyamı, [[İmam Hüseyin]]’in
Aşura günü ikindi vakti, [[İmam Hüseyin]]’in
Saad oğlunun sustuğunu ve bir cevap vermediğini gören Zeynep şöyle feryat etmiştir: “Vay kardeşim, va Efendim, vay Ehlibeytim! Keşke gökyüzü yerde parçalansaydı! Keşke dağlar paramparça olup yere serilseydi!”<ref>Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 159 ve 161; Seyyid Abdurrezzak Musevi, Mektelu Mukrim, tercüme: Azizullahi Kirmani, s. 192.</ref>▼
== Zeyneb’in kardeşinin katiline karşı davranışı ==
Zeynep , İmam Hüseyin’in naaşının yanında, [[Medine]]’ye doğru dönerek durmuş ve kalpleri parçalayan şu şekilde ağıtlar yakmıştır: "Ey Muhammed
▲“Vay kardeşim, va Efendim, vay Ehlibeytim! Keşke gökyüzü yerde parçalansaydı! Keşke dağlar paramparça olup yere serilseydi!”<ref>Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 159 ve 161; Seyyid Abdurrezzak Musevi, Mektelu Mukrim, tercüme: Azizullahi Kirmani, s. 192.</ref>
▲Hz. Zeynep (s.a), bu cümleleri ile kıyamın ikinci aşamasını başlatıyordu. Hz. Zeynep (s.a) kendisini kardeşine ulaştırdı, göğe bakarak şöyle buyurdu: “Allah’ım! Bu kurbanı bizden kabul buyur.”<ref>Seyyid Ali Naki Feyzü’l İslam, Hatun Dusera, s. 185.</ref>
{{Quote box|quote='''
Aşura sonrası, esirleri [[Kufe]]’ye götürmüşler ve orada canları yakıcı bir şekilde esirleri dolaştırmışlardır. Kufe’ye girer girmez
Buşr b. Huzeym Esedi, Zeyneb’in konuşması hakkında şöyle diyor: "Ben bu gün, Ali’nin (a.s) kızına iyice baktım. Allah’a andolsun ki Zeynep gibi konuşma sanatında usta birisini görmedim. Sanki Müminlerin Emiri
▲: "Ey Muhammed (s.a.a)! Bu Hüseyin'dir (a.s); kanına boyanmış ve doğranmış! Bunlar da senin kızlarındır; esir edilmiş. Bu zulümleri Allah'a, Muhammed Mustafa'ya (s.a.a), Ali Murtaza'ya (a.s), Fatımat'üz-Zehra'ya (a.s) ve şehitler Efendisi Hamza'ya şikâyet ediyorum. Ey Muhammed! Bu senin Hüseyin'indir; Kerbela'da üryan bırakılmış ve Seher yeli toprak serpiyor üzerine. Bu senin Hüseyin'indir; zinazâdelerin zulmüyle öldürülmüş. Aman bu hüzünden, aman bu beladan! Bu gün ceddim Resulullah'ın (s.a.a) dünyadan göçtüğü gündür. Ey Muhammed'in (s.a.a) yarenleri, bu esir götürülenler sizin Peygamberinizin (s.a.a) evlatlarıdır!"
▲Hz. Zeyneb’in (s.a) ah figanları dost ve düşmanları etkisi altına almış ve herkesi gözyaşlarına boğmuştu.<ref>Ebu Muhannef, s. 295; Muhammed Cerir Taberi, Tarihu’l Umem ve’l Muluk, Kahire, matbaatu’l İstikamet, c. 5, s. 348 ve 349, 1358; Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 59.</ref>
▲{{Quote box|quote='''Hz. Zeyneb'in Yezid'e hitabından:''' <br /> "Ey Yezid! <br /> Bizi aç ve sefil bıraktığına, bizim varlığımızı tehlikeye soktuğuna mı inanıyorsun gerçekten? Bağlanmış ve zincire vurulmuş halimizle, huzurunda bizi el pençe divan durdurmakla bizi zavallı tutsaklar durumuna düşürdüğüne ya da bu yolla bizim üstümüzde egemenlik kurduğuna mı inanıyorsun?<br /> Allah katında bizim itibarımızı yitirdiğimizi, gözden düştüğümüzü, buna karşılık sizin de yüceldiğinizi, şereflendirildiğinizi mi düşünüyorsun? Sizin dış görünüşteki başarınızın yüce şerefinizden ya da üstün konumunuzdan ileri geldiğini mi sanıyorsun? Kibirli ve basiretsiz kılığına bakmadan buna mı dikmişsin gözünü? Dünya âlemi elde ettiğine, bütün cihan üstünde nüfuz sahibi olduğuna mı inanmaya başladın yoksa? Dalavere işlerinizin düzlüğe çıktığını ve kendini ülkenin efendisi, devletin de yöneticisi olduğunu mu sanıyorsun? Bekle, bekle… Cahilin cühelanın aklını çeliyorsun. Allah'ın ''''inkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz sürenin sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye süre veriyoruz Küçültücü azab onlaradır'''' (Âl-i İmran: 178) diyen buyruğunu nasıl da unutursun? <br /> Ey Âzâd edilmiş kölelerin zürriyetinden olan!… <br /> Sizin kadınlarınız perdelerin arkasında saklanacak da, Resûlullah'ın kızları, onlar hep tutsak edilecek ve pazar pazar, kapı kapı dolaştırılıp halka teşhir edilecek öyle mi? Bu mu sizin adaletiniz? Bizim hicaplarımızı açtırmakla Resûlullah'ın Ehl-i Beyt'inin masumiyetini gerçekten ayaklar altına düşürdün.|width=35%|align=left}}
▲== Hz. Zeynep Kufe’de ==
▲Aşura sonrası, esirleri [[Kufe]]’ye götürmüşler ve orada canları yakıcı bir şekilde esirleri dolaştırmışlardır. Kufe’ye girer girmez Hz. Zeynep (s.a) oradakilere hitaben bir konuşma yaparak herkesi etkisi altına almıştır.
▲Ben bu gün, Ali’nin (a.s) kızına iyice baktım. Allah’a andolsun ki Zeynep gibi konuşma sanatında usta birisini görmedim. Sanki Müminlerin Emiri Hz. Ali’nin (a.s) dilinden konuşma yapıyordu. İnsanlara çağrıda bulunarak sessiz olun! diye çıkıştığında, bu sözüyle yalnızca o kalabalık cemaat değil develerin boyunlarındaki zil sesleri bile sessiz kalmıştı.<ref>Ahmed Sadıki Erdestani, a.g.e, s. 227-228.</ref>
▲Hz. Zeynep konuşmasını bitirince, Kufe’de şiddetli bir heyecan yaşandı ve halkın ruhsal durumu değişti. Rivayeti nakleden şöyle diyor: Hz. Ali'nin (a.s) kızı Zeyneb'in (s.a) konuşması bitince, Kufe halkı şaşkınlık içinde elini ağızlarına götürüyorlardı.
▲Hz. Zeyneb’in (s.a) konuşmaları insanları derinden etkilemiş ve Emevi hanedanını rezil etmiştir. Daha sonra Ubeydullah, esirlerin zindana atılma emrini vermiştir. Hz. Zeynep (s.a) ve İmam Seccad’ın (a.s) konuşmaları ve ayrıca Ümmü Güslüm ve Fatıma bint Hüseyin’in (a.s) darulimare ve Kufe’de yaptığı konuşmalarla, ayrıca Abdullah b. Afif Ezdi ve Zeyd b. Erkam’ın itirazları sonucu, Kufe halkı zalim hükümet güçlerine karşı kıyam ruhuna büründü. Çünkü Hz. Zeyneb’in (s.a) konuşmaları Iraklıları derinden sarsmış, pişman olmalarına sebep olmuş ve böylece Peygamber Ailesine yapılan alçaklıkları bertaraf etme düşüncesine kapılmışlardı. Sonunda bu konuşmalar ve hutbeler halka Emevi hükümetine karşı yeniden kıyam etme cüretini vermiş ve [[Muhtar’ın kıyamı]] gerçekleşmiştir.
▲== Esirler Kervanı Şam’da ==
{{Muharrem Yas Merasimleri}}
[[Kerbela]] faciasının ardından, [[Yezid b. Muaviye]], [[Kufe]] valisi [[Ubeydullah b. Ziyad]]’dan
Esirlerin Şam’a girdiği dönemlerde Yezid’in hükümeti oldukça sağlamdı. Şam şehri yıllarca (Muaviye tarafından)
Ancak esirler kafilesi kısa bir sürede, koşulları kendilerine dönük olarak değiştirdi
== Yezid’in
Yezid, sarayında görülmemiş büyüklükte bir toplantı yaptı ve ülkenin en önemli askeri ve siyasi adamlarını davet etti.<ref>Seyyid Abdul Kerim Haşimi Nejad, s. 330.</ref> Esirlerin önünde küfür ve inkar içerikli şiirler okudu ve kendince zaferini kutlayarak, [[
Yezid elindeki çubukla, Peygamber evladı İmam Hüseyin’in kesik başına vurarak edepsizlikte bulundu.<ref>Hasan İlahi, a.g.e, 208.</ref> Peygamber ve İslam dinine olan kinini aleni ederek şu içerikte inkâr içerikli bir şiir okudu: "Ah nerede, Bedir'de öldürülen atalarım, olsalardı da görselerdi nasıl da Hazrec kabilesi, kılıçlarımızın darbesiyle inliyor. Görselerdi de bunun sevinciyle çığlık atarak `Ey Yezid, ellerin kırılmasın’ deselerdi. Bizler Beni Haşim büyüklerini öldürerek, bunu Bedir savaşının yerine hesap ettik ve oradaki yenilgiye karşılık bu zaferi kazandık. Beni Haşim hükümetle oynadı, yoksa ne göklerden bir haber vardı ne de ona vahiy nazil oldu!<ref>Ebu Mihnef, s. 306 ve 307; Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 213.</ref> Ben eğer Ahmed’in
Bir anda
Yezid, kendi adamlarına esirlere ne yapması gerektiğini danıştı. Bazıları onlara da (İmam Hüseyin ve adamlarına yaptıkları gibi) aynı şekilde davranması gerektiğini söyledi, ancak Numan b. Beşir, ona esirlere yumuşak davranma tavsiyesinde bulundu.<ref>Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, c. 45, s. 135; Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 221.</ref>
Yezid, esirlere birkaç gün Şam’da ölülerine ağıt yakmalarına izin verdi. Ebu Süfyan hanedanına mensup kadınlar, örneğin Yezid’in eşi Hind, (harabede) Ehlibeytin
Sonunda,
== Kaynakça ==
<div class="reflist4" style="height: 250px; overflow: auto; padding: 3px">
{{Kaynakça|3}} </div>
Satır 159 ⟶ 138:
* İbn Asakir, İ’lamu’n Nisa, tahkik: Muhammed Abdurrahim, Beyrut, Daru’l Fikr, 1424/2004.
* Cubran Mes’ud, Er-Raid, tercüme: Rıza İnzicabi, ikinci baskı, Meşhed, Astanı Kutsi Razevi, 1376.
* Muhammed Muhammed İştihardi,
* Kazvini, Muhammed Kazım, Zeyneb-i Kübra mine’l Mehdi ile’l Lehd, Beyrut, daru’l Kari, es-saniye, 1427/2006.
* Bakır Şerif el-Kureyşi, es-Seyyidetu Zeynep, Beyrut, daru’t Taarif, 1419.
* Ahmed Beheşti, Zenan Namdar der Kur’an ve Hadis, Tahran, Sazman Tebligatı İslami, 1368.
* Mehallati, Zebuhullah, Reyahinu’ş Şeriat, Tahran, daru’l Kutubu’l İslami.
* Muhammed Muhammed İştihardi,
* Seyyid Kazım Erfa,
* Şehidi, Seyyid Cafer, Zendegani Fatıma Zehra
* Bakır Şerif el-Kureyşi, es-Seyyidetu Zeynep, Beyrut, daru’l Muhaccebetu’l Beyza el-Ula, k. 1422/ m. 2001.
* Hasan İlahi, Zeyneb-i Kübra akilei Beni Haşim, Tahran, Aferine, 1375.
Satır 176 ⟶ 155:
* Muhaddis Nuri, Müstedreku’l Vesail, Kum, Alulbeyt, 1407.
* Hasan İlahi, Zeyneb-i Kübra akilei Beni Haşim, Tahran, Aferine, 1375.
* Seyyid Abdul Hüseyin Destgayb, Zendegani
* Seyyid Ali Naki Feyzu’l İslam, Hatun Dusera (Şerhi Hal
* Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l Envar, Beyrut, müessese evl-Vefa, es-salise, 1403/1983.
* İbn Ebu’l Hadid, Şerhi Nehcü’l Belaga, Beyrut, daru’l kutubu’l ilmiye, 1418.
Satır 191 ⟶ 170:
</div>
[[Kategori:Ali]]
[[Kategori:Ehli Beyt]]
|