Ülkücülük: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği |
kDeğişiklik özeti yok |
||
2. satır:
{{Taraflı|Ocak 2014}}
{{Hakkında|bir siyasi hareket|Felsefi kavram|idealizm}}
'''Ülkücülük''', [[9 Işık Doktrini|Dokuz Işık]]
== Köken ==
Adının kökenleri [[Ziya Gökalp]]'ın kullandığı "Millî mefkure (ülkü)"' ve [[Nihal Atsız]] ve [[Türkçülük|Türkçüler]]in kullandıkları "Millî ülkü" terimlerine kadar uzanır. [[1950]]
[[Türk Ocağı]] bünyesinde yer alan ve [[Türkçülük]] akımını milli politika olarak yerleştirmek isteyen [[Hüseyin Nihal Atsız]] devrin başbakanı [[Şükrü Saracoğlu]]'na ''[[Orhun (dergi)|Orhun]]'' dergisinde 1 Mart 1944'te ve gene bir ay sonra 1 Nisan 1944'te olmak üzere iki açık mektup kaleme alır. Mektupta devletin Atatürk zamanındaki Türkçülük ekseninden uzaklaştığını, yabancı etkilerin arttığını yazmaktadır. Sabahattin Ali, Nihal Atsız'ın fikirlerini tehlikeli görerek mahkemeye verir.<ref>Kağan Bahadır Küçükalcan - Atsız'ı Anlatıyorum (Dördüncü Bölüm) http://www.yazarport.com/Yazi/Oku/18260/Atsizi-Anlatiyorum-(Dorduncu-Bolum)</ref> 3 Mayıs 1944 günü Nihal Atsız ve arkadaşlarının tutuklanmasını protesto eden binlerce gençten oluşan büyük bir grup, Ankara adliyesinden Ulus meydanına kadar yürür. Türkçülük hareketinin Atatürk zamanında devlet kademelerinde milli politika olmasına rağmen, kitlesel bir fikir haline gelmesi bu olayla başlar. O devirde Nihal Atsız'ın yanına gelip gitmekte olan genç bir üsteğmen olan [[Alparslan Türkeş]] de tutuklananlar arasındadır.
21. satır:
Ancak daha önce ''[[Ötüken (dergi)|Ötüken]]'' dergisinde Türkeş ve CKMP'yi desteklemiş olan [[Hüseyin Nihal Atsız]], bu kongrede MHP'nin [[Türkçülük]] fikriyatı ile bağdaşmadığını ve [[İslamcılık|dinci]] bir görünüme kavuştuğunu ''"Sen git güvendiğin Araplara biat et!, Oy toplamak için Arap develere bin!"'' söylemleriyle eleştirmiş ve ardından parti kimliklerini bırakarak kongreden ayrılmışlardır.<ref>{{haber kaynağı|yazar1=Soner Yalçın|yazarlink1=http://tr.wikipedia.org/wiki/Soner_Yalçın|başlık=MHP’nin 40 yıldır bitmeyen derdi|url=http://www.hurriyet.com.tr/mhp-nin-40-yildir-bitmeyen-derdi-8299240|erişimtarihi=22 Kasım 2016|eser=[[Hürriyet (gazete)|Hürriyet Gazetesi]]|yayıncı=hurriyet.com.tr|tarih=23 Şubat 2008}}</ref>
1970'li yılların ikinci yarısında [[Ülkü Ocakları Derneği]]'nin faaliyetleriyle birlikte Seyyîd Ahmed Arvâsî'nin "Türk-İslam Ülküsü" fikri, özellikle taşralı dindar ve [[Muhafazakârlık|muhafazakâr]] gençleri örgütlenmek ve milli değerleri aşılamak için yararlı olmuştur. Bilhassa anti-komünist söylemler ve Sünnî-Hanefî kimlik, Anadolu'dan harekete katılımları hızlandırmıştır. Bu süre zarfında Necip Fazıl Kısakürek'in ülkücü gençlik mahfilleri üzerindeki etkisi büyüktür. Ülkücü derneklerde
[[12 Eylül 1980 Darbesi]]nden sonra "Türk-İslam Ülküsü" ideolojisi zirveye çıkmış ve kapatılmış MHP'nin yerine [[1987]]'de kurulan [[Milliyetçi Çalışma Partisi]]'nin (MÇP) gençlik örgütlenmesinde yine "Türk-İslam Ülküsü" söylemleri kullanılmıştır. [[1991 Türkiye genel seçimleri|1991 genel seçimlerinde]] MÇP [[Refah Partisi]] ve [[Islahatçı Demokrasi Partisi]] ile seçim ittifakını kurduğunda "İnananlar Birleşti" sloganıyla ifade edilmiştir. Bu süreç de fazla uzun sürmemiş ve Milliyetçi Hareket Partisi tekrar meclisteki yerini almıştı.
28. satır:
[[1991]]'de MHP'nin [[Doğru Yol Partisi]] (DYP)-[[Sosyaldemokrat Halkçı Parti]] (SHP) koalisyon hükûmetini desteklemesiyle Ülkücü Hareket içinde İslamcı düşüncelere sahip olan bir kısım ülkücü, yollarını ayırmıştır. [[Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği|Sovyetler Birliği]]'nin dağılması ve komünizm tehlikesinin ortadan kalkmasıyla Ülkücü Hareket'in tabanına hitap etmek için Türkçü ve milliyetçi söylemlerine ağırlık vermesine müsait bir durum oluşmuştur. Hatta Alparslan Türkeş, MHP kongresinde yaptığı bir konuşmaya Nazım Hikmet'in bir şiirini eklemiş, bu durumu soran gazetecilere "milliyetçi sol gruplara uzatılan bir zeytin dalı" olarak ifade etmiştir.
[[1992]] yılı
"Türk-İslam Ülküsü"ne daha
1997 yılında [[Alparslan Türkeş]]'in vefatı ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin genel başkanlığına [[Devlet Bahçeli]] seçilmiştir. Ülkücülük halen devam eden bir siyasi harekettir.
|