Johann Wolfgang von Goethe: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Dinganzih (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
Dinganzih (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
17. satır:
1774'te yazdığı ilk romanı ''Genç Werther'in Acıları'' (Die leiden des jungen Werther) gerek anlatımı gerek duygularının coşkunluğu ve çağdaş gençliğin duygu ve düşüncelerini yansıtmaktaki başarısıyla evrensel bir üne kavuştu. Bu romanla Alman Edebiyatı'nda ''Coşkunluk Akımı'' olarak bilinen yeni bir çığır açıldı. Bu yıllarda ilahiler, kısa ama özlü pırıl pırıl şiirler yazıldı.
 
Goethe 1775'te Weimar Dükü Karl August'un çağrısı üzerine Weimar'a gitti. Dükün özel elçilik danışmanı olarak maden ocaklarını ve sulama projelerini denetlemekten küçük Weimar ordusunun askerlerinin üniformalarını seçmeye kadar her türlü işle uğraştı. Weimar'da tanışıp aşık olduğu Charlotte von Stein, Goethe'yi her yönden etkiledi. Ondan aldığı esinle çok güzel şiirler ve baladlar yazdı. '''Iphigenie Tauris''' (Iphiginei auf Tauris; 1787) ve ''Tarquato Tasso'' (1780-87) adlı yapıtlarındaki kadın kahramanlar, Charlotte von Stein'den izler taşır.
 
Goethe, 1786'da Weimar'dan ansızın ayrılarak İtalya'ya gitti. İtalya onun için bir kaçış ve yeniden doğuştu. Duygusal ve sanatsal geçmişinden koparak kendini yenilemeye kararlıydı. İtalya'da ilk kez Eski Yunan ve Roma sanatını yakından tanıma olanağı buldu. 1794'te yazar Friedrich von Schiller'le yaşam boyu sürecek bir dostluk kurdu. Goethe ve Schiller'in dört cilt tutan mektupları Alman Edebiyatı'nın bu en verimli dönemine ışık tutar. Her iki yazar da dostluk yılları boyunca verdikleri ürünlerle, Alman Edebiyatı'nda Klasik Dönem'in önde gelen temsilcileri oldular. Goethe'nin 1770'te başlayarak yaşamının son yıllarına kadar yazmayı sürdürdüğü ''Faust'' adlı oyunu, yazarın baş yapıtı sayılır. 1824'te ilk bölümü çıkan özyaşamöyküsünün ikinci bölümü ''Wilhelm Meister'in Seyahat Yılları'' (Wilhelm Meisters Wanderjahre) 1829'da yayımlandı. Goethe toplumsal ve teknolojik ilerlemeye, insanlık erdemlerini yadsımadan doya doya yaşamaya inanıyordu.