II. Bayezid: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Nushirevan11 (mesaj | katkılar)
Birleştirme şablonuna istinaden birleştirme yapıldı, geçmiş birleştir şablonu eklendi.
Nushirevan11 (mesaj | katkılar)
→‎Erkek çocukları: Birleştirme şablonuna istinaden Şehzade Şehenşah maddesinden bilgiler aktarıldı.
1. satır:
{{Kaynaksız}}
{{Geçmiş birleştir|II. Bayezid}}
{{Kraliyet bilgi kutusu
{{Diğer anlamı|Mehmet (anlam ayrımı)}}
| isim = II. Bayezid
'''Şehzade Mehmet''', [[II. Bayezid]]'in [[Şehzade|oğlu]]. [[Kırım]]'ın [[Kefe]] şehrinde sancak beyliği yapan Şehzade Mehmet, [[1504]]'te [[II. Bayezid|babasının]] saltanatı devam ederken vefat etmiştir.
| başlık =II. Bayezid
| resim = Sultan II. Bayezit.JPG
| resim_boyutu =
| altyazı = Sultan II. Bayezid Han
| veraset = [[Osmanlı padişahları listesi|8. Osmanlı Padişahı]]
| hüküm_süresi = 22 Mayıs 1481 – 24 Nisan 1512
| önce_gelen = [[II. Mehmed]]
| sonra_gelen = [[I. Selim]]
| eşi = [[Nigâr Hatun]]<br/>[[Şirin Hatun]]<br/>[[Bülbül Hatun]]<br/>[[I. Ayşe Hâtûn]]<br/>[[Gülruh Hatun]]<br/>[[Hüsnüşah Hatun]]<br/>Gülfem Hatun<br/>[[II. Gülbahar Hatun]]<br/>[[Ferahşad Hatun]]<br/>[[Güveği Sinan Paşa]]’nın kızı<br/>Muhterem Hânım
| çocukları = [[I. Selim]]<br/>[[Şehzade Ahmed]]<br/>[[Şehzade Korkut]]<br/>[[Şehzade Mahmud]]
| tam ismi =
| hanedan = [[Osmanlı Hanedanı]]
| babası = [[II. Mehmed]]
| annesi = [[Sitti Mükrime Hatun]]<ref name="bahadıroglu"/> ya da <br /> [[I. Gülbahar Hatun]]<ref>TDV, İslam Ansiklopedisi, cilt: 14, sayfa: 230</ref><ref>Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultanları, 4. baskı, Sayfa: 109</ref>
| doğum_tarihi = {{Doğum tarihi|1447|12|3}}
| doğum_yeri = [[Dimetoka]]
| ölüm_tarihi = {{ölüm tarihi ve yaşı|1512|5|26|1447|12|3}}
| ölüm_yeri = [[Havsa]]
| defin_tarihi =
| defin_yeri =
| meslek =
| imza = Tughra of Bayezid II.JPG
| dini = [[İslam]]
}}
 
'''II. Bâyezîd''' veya '''II. Beyazıt''' ayrıca bilinen adıyla '''Sultân Bayezid-î Velî''' ({{dil-ota|'''بايزيد ثاني'''}} ''Bayezīd-i Sānī'', d. [[3 Aralık]] [[1447]] – ö. [[26 Mayıs]] [[1512]]); [[Osmanlı İmparatorluğu]]'nun sekizinci padişahı. Babası [[Fatih Sultan Mehmed]], annesi [[Sitti Mükrime Hatun]]<ref name="bahadıroglu">Bahadıroğlu, Yavuz (2009) ''Resimli Osmanlı Tarihi'', 15.Baskı İstanbul:Nesil Yayınları, s. 129, ISBN 978-975-269-299-2</ref> ya da [[I. Gülbahar Hatun|Emîne Gül-Bahar Vâlide Hatûn]]<ref name="yasamyapit">Sakaoğlu, Necdet "Beyazid II", (1999) ''Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi'', C.1 s.299-302 İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, ISBN 975-08-0073-7.</ref><ref>TDV, İslam Ansiklopedisi, cilt: 14, sayfa: 230</ref>'dur. [[Yavuz Sultan Selim]]'in de babasıdır. Tahta geçtiğinde 511.000&nbsp;km²'si [[Asya]]'da, 1.703.000&nbsp;km²'si [[Avrupa]]'da olmak üzere toplam 2.214.000&nbsp;km² olan imparatorluk [[toprak]]ları, ölümünde yaklaşık 2.375.000&nbsp;km² idi.<ref name="osmanli700.gen.tr">[http://www.osmanli700.gen.tr/padisahlar/08sehzade.html osmanli700.gen.tr]</ref>
{{Osmanlı-biyo-taslak}}
 
==Alternatif adları ve unvanları ==
[[Kategori:1504 yılında ölenler]]
II. Bayezid'in ismi [[Latin alfabesi|Latin]] [[harf]]li [[Türkçe]] metinlerde ''Beyazıt'', ''Beyazıd'', ''Bayezit'', ''Bayezıd'' gibi değişik imlâlar ile yazılsa da [[sultan]]ın adı; bütün [[Osmanlıca]] metinlerde ''Bâyezid'' ('''بايزيد''') olarak geçmektedir. [[Türk Dil Kurumu]], günümüzde Beyazıt<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/AdArama.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF0BF5B4755D05B9EB&sirano=1615 | başlık = Kişi Adları Sözlüğü | erişimtarihi = 21 Ocak 2010 | yayımcı = Türk Dil Kurumu | arşivengelli = evet}}</ref>, Bayezit<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/AdArama.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF0BF5B4755D05B9EB&sirano=1405 | başlık = Kişi Adları Sözlüğü | erişimtarihi = 21 Ocak 2010 | yayımcı = Türk Dil Kurumu | arşivengelli = evet}}</ref> şeklindeki yazımları benimsemiştir. [[Modon]] fetihnamesinde, ''Emîru'l-Mü'minîn Sultânu'l-Guzât ve'l-Mücâhidîn Nâsiru's-Seriat ve'l-Milleti ve'd-Dîn Giyâsu'l-İslâm ve Mu'înu'l-Müslimîn Sultân Bâyezîd'' <ref name="enfal.de">[http://www.enfal.de/otarih45.htm SULTAN II. BÂYEZİD]</ref> diye anılmıştır.
[[Kategori:Osmanlı şehzadeleri|Mehmet]]
 
==Padişahlık öncesi==
II. Bayezid'in doğum tarihi tarihçiler arasında tartışmaya yol açmaktadır. Güvenilir bir Osmanlılar bibliyografya ansiklopedisi doğum tarihinde bu tartışmayı karşılamak amacı ile bu tarihi Aralık 1447/Ocak 1448 olarak vermektedir.<ref name="yasamyapit"/> Bazı kaynaklar bu tarihi 3 Aralık 1447 <ref name="enfal">[http://www.enfal.de/pad4.htm www.enfal.de]</ref>, diğerleri de [[1448]] olarak vermektedirler.<ref name="osmanli700">[http://www.osmanli700.gen.tr/padisahlar/08hayati.html www.osmanli700.gen.tr]</ref>. Doğum yeri bugün [[Yunanistan]] sınırları içerisinde kalan, [[Osmanlılar]] zamanında ise [[Edirne]]'ye bağlı bir kaza merkezi olan [[Dimetoka]]'daki [[Dimetoka Sarayı]]'nda dünyaya geldi.
 
[[İstanbul'un fethi]]'nden sonra, Şehzade Beyazid 7 yaşlarındayken [[Hadım Ali Paşa]] danışmanlığında [[Amasya]] valisi olan Bayezid, burada o dönemin en ünlü [[Ulema|âlimlerinden]] dersler aldı ve [[padişah]] olacak şekilde yetiştirildi. O günlerde Amasya kenti bir [[eğitim]] ve [[kültür]] merkeziydi <ref>http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ANADOLUNUNSESI/229/AND40.htm</ref>. Devrin meşhur âlimlerinden dersler aldı, İslami [[ilim]]lerin pek çoğunu öğrendi. İslam ilmi alanında ders aldığı hocalarından birisi de [[Muhyiddîn Mehmed-i İskilibî|Şeyh Yavsi - Hünkar Şeyhi]] olarak bilinen Bayrami tarikat şeyhi de olan Muhyiddîn Mehmed-i İskilibî olmuştur. İslami ilmin yanı sıra [[matematik]] ve [[felsefe]] tahsili de aldı. Ayrıca [[Şeyh Hamdullah]]'tan da [[Hat sanatı|hat]] dersleri aldı. [[Arapça]] ve [[Farsça]]nın yanı sıra; [[Çağatayca|Çağatay lehçesi]] ve [[Uygur alfabesi]]ni de öğrendi.
 
Şehzade Beyazid [[sancakbeyi]] olarak 27 yıl [[Amasya]]'da oturdu. Bu görevde iken 1473'te [[Otlukbeli Savaşı]]'nda sağ kol kumandanı olarak görev aldı. Ayrıca 1479'da [[İran]]'dan gelen tüccarların mallarının yağmalanması üzerine, Şehzade Beyazid'in vali olarak gönderdiği kuvvetler [[Torul]] ve çevresini Osmanlı topraklarına kattı<ref name= "II.bayezidtorul">[http://www.tdvislamansiklopedisi.org/dia/ayrmetin.php?idno=050234 "BAYEZİD II" İslam Ansiklopedisi, Cilt: 5; Sayfa: 234]</ref>.
 
Fakat genellikle Amasya sarayında mistik, yarı şairane bir yaşam sürdüğü bildirilip bu arada [[Afyonkarahisar|Afyon]] şehriyle bağlantısı olduğu söylenir.<ref name="yasamyapit"/>
 
== Tahta çıkışı ==
[[Dosya:Territorial changes of the Ottoman Empire 1481.jpg|sağ|küçükresim|II. Bayezid tahta çıktığında Osmanlı sınırları|248x248pik]]
[[Fatih Sultan Mehmed]]'in 4 Mayıs 1481'de [[Gebze]] yakınlarında beklenmedik bir şekilde vefat etmesi üzerine [[Sadrazam]] [[Karamanlı Mehmed Paşa]], Bayezid ve Bayezid'in kardeşi [[Cem Sultan]]'a ulaklar (haberci) gönderdi. Ancak Cem Sultan, kendisine gönderilen haberci yolda, [[Anadolu Beylerbeyliği|Anadolu Beylerbeyi]] [[Sinan Paşa]] tarafından yakalanarak alıkonduğu için babasının ölüm haberini geç öğrendi. Bu arada Bayezid'in tarafını tutan [[Yeniçeriler]] [[İstanbul]]'da isyan ederek Cem Sultan taraftarı Karamanlı Mehmed Paşa'yı 4 Mayıs 1481'de öldürdüler ve Bayezid'in oğlu [[Şehzade Korkut]]'u babasına vekâleten tahta çıkardılar.
[[Dosya:Hünername I, 178a, Bayezid II.jpg|sol|küçükresim|II. Bayezid'in cülus töreni(1481)]]
Babasının vefatını öğrenen ve devlet büyüklerinin acele başkente gelmesi hakkında gönderdikleri mektupları alan II. Bayezid maiyetinde 4.000 kişi olduğu halde [[Amasya]]'dan yola çıkıp 9 günde [[Üsküdar]]'a geldi. Ertesi gün oğlu Şehzade Korkut'tan saltanatı resmen teslim alıp [[22 Mayıs]] 1481'de Osmanlı tahtına çıktı. II. Bayezid ilk olarak kapıkullarına üçer bin akçe [[cülus bahşişi]] dağıttı. Yeniçerileri [[ulufe]]lerini 5 akçeye çıkarttı.<ref name="yasamyapit"/>
 
== Cem Sultan meselesi ==
{{Ana madde|Cem Sultan}}
 
[[Cem Sultan]] abisi II. Bayezid'in padişahlığını kabul etmedi. Böylece Osmanlı devleti II. Bayezid ile Cem Sultan arasında uzun süren ve en sonunda [[Avrupa]]'nın da içine karıştığı bir taht kavgasına sahne oldu.
 
II. Bayezid İstanbul'da tahta çıkmış olmasına rağmen Cem Sultan 4.000 askeriyle [[İnegöl]] önlerinde Bayezid'in henüz hazır olmayan Ayas Paşa idaresindeki ordusu ile savaştı. Bu savaşı kazanan Cem Sultan [[Bursa]]'da kendi adına [[hutbe]] okutmak ve [[para]] bastırmak suretiyle hükümdarlığını ilan etti. Bursa'da 18 gün saltanat süren Cem Sultan civardaki şehir ve kasabalara da hâkimiyetini kabul ettirdi ve II. Bayezid'e İmparatorluğu eşit olarak paylaşma teklifinde bulundu. Buna göre İmparatorluğun Anadolu toprakları Cem Sultan'a verilecekti. Ancak devletin ikiye bölünmesi anlamına gelen bu teklif, sadece Bayezid tarafından değil tüm devlet ileri gelenleri tarafından dehşetle karşılandı. [[Osmanlı Devleti]]'nin bölünmesini kendi çıkarlarına uygun gören [[Avrupa]]lılar ve [[Memlûkler|Memluklular]] bu konuda Cem Sultan'ı desteklediler.{{kaynak belirt}}
 
[[1481]] Haziranında II. Bayezid'in ordusuyla [[Yenişehir, Bursa|Yenişehir]] [[ova]]sında yaptığı savaşta yenilen Cem Sultan önce [[Konya]]'ya çekildi. Konya'da yeterince destek bulamayan Cem Sultan [[Tarsus]]'a geçti. Daha sonra da Memluk sultanından aldığı davet üzerine [[Kahire]]'ye gitti. Kahire'de büyük ilgi gören Cem Sultan orada kaldığı süre içerisinde [[Mekke]]'ye giderek [[hac]] vazifesini yerine getirdi. Bu dönemde, ağabeyi II. Bayezid kendisine padişahlıktan vazgeçmesi halinde 1 milyon akçe vermeyi teklif etti. Ama Cem Sultan bu teklifi reddetti. Benzeri teklifler tekrar yapıldıysa da, bunlar da sonuç vermedi.{{kaynak belirt}}
 
[[Memlûkler|Memluklular]]'ın ve eski Karaman Beylerinin yardımıyla tekrar bir ordu toplayan Cem Sultan, 27 Mayıs 1482'de [[Konya]]'yı kuşattı.
Ancak [[Osmanlı Ordusu]]'nun Konya'ya hareket etmesi üzerine kuşatma kaldırıldı. İki taraf Akşehir'de karşılaştı. Savaşı kaybeden Cem Sultan [[Ankara]]'ya geçti. Ankara'da da kaçışına devam eden Cem Sultan 1482 yazında otuz kadar adamıyla birlikte [[Rodos]]'a gitti. Cem Sultan 29 Temmuz 1482'de [[Rodos Şövalyeleri]]nin Büyük Üstadı [[Pierre d'Aubusson]] tarafından büyük bir törenle karşılandı.
Cem Sultan'ın amacı Rumeli'ye geçerek mücadelesini sürdürmekti. Ancak bundan sonra bir daha hayatta iken vatanına dönemedi. Artık, Cem Sultan için [[Avrupa]]'da maceralı bir esaret hayatı başladı.{{kaynak belirt}}
 
Cem Sultan Rodos'a çıkmasından sonra [[Papa]] [[VIII. Innocentius]]'in isteği üzerine [[Fransa]]'ya gönderildi. Bu gelişmeden sonra önceleri [[Osmanlı Devleti]]'nin bir iç meselesi olan taht mücadelesi, böylelikle milletlerarası bir mesele hâline geldi. Bu olaydan çıkar sağlamak isteyen Papa VIII. Innocentius'un, Cem Sultan'a, [[Hıristiyanlık|Hıristiyan]] olması hâlinde onu Osmanlı Devleti'nin başına geçirebileceğini teklif ettiği söylenir.{{kaynak belirt}}[[Dosya:Cem-in-italy.jpg|thumb|Kardeşi Cem Sultan]]<!-- ******* Aşağıdaki bölümde geçen karşılıklı mektuplaşma ve konuşmalara ilişkin ifadeler,
******* güvenilir kaynaklar bulununcaya dek gizlenmiştir
.
söylemesi üzerine Cem Sultan'ın cevabı şöyle olmuştu:
 
{{Cquote|Değil [[Osmanlı padişahları|Osmanlı Saltanatı]], hatta bütün [[dünya]]nın padişahlığını verseniz dinimi değiştirmem.<ref name="Osmanlı700.gen.tr">[http://www.osmanli700.gen.tr/padisahlar/08cem.html Cem Sultan]</ref>}}
Bunun üzerine [[Papa]]'da O'na
{{Cquote|Öyleyse burada it gibi sürün<ref name="Osmanlı700.gen.tr"/>}}
dedi. Cem Sultan da cevap olarak
{{Cquote|Sizin elinize düşen itten beter olmayacağız da, ya ne olacağız?<ref name="Osmanlı700.gen.tr"/>}}
dedi.
 
Bunun öncesinde de, Bayezid ve Cem Sultan arasında şiirli bir mektuplaşma gerçekleşti. Cem Sultan Bayezid'e
{{Cquote|Sen gül döşenmiş yatakta neşeyle gülerek yatarken, ben zahmet ve eziyet içinde küle batayım, neden?<ref name="Osmanlı700.gen.tr"/>}}
şeklinde bir mektup yazdı. Bayezid de
{{Cquote|Bize ezelden saltanat kısmet imiş, sen ise kadere rıza göstermedin buna sebep ne, [[Hac]]ca gittin kendini temizlemek davasına düştün, peki dünya saltanatı için bunca hırs niye?<ref name="Osmanlı700.gen.tr"/>}}
şeklinde cevabi bir mektup gönderdi.
-->
Osmanlı Devleti'ne karşı yeni bir [[Haçlı seferi]] gerçekleştirmek için Cem Sultan'ı kullanmayı düşünen Papa VIII. Innocentius 1492'de öldü. Böylece Cem Sultan daha serbest bir hayata kavuştu. Fakat bu defa Fransa Kralı, Cem Sultanı kendi siyasi emelleri için bir koz olarak kullanmak istedi. Bu amaçla hareket eden Fransa Kralı VIII. Charles [[Roma]] üzerine yürüyerek 26 Ocak 1495'te Cem Sultan'ı Papa'dan teslim aldı. Fransız Ordusu ile beraber yola çıkan Cem Sultan 25 Şubat 1495'te vefat etti. Bazı kaynaklar, Cem Sultan'ın elindeki kıymetli rehineyi bırakmak zorunda kaldığı için Papa tarafından zehirletildiğini ifade etmektedir.
 
Cem Sultan'ın ölümünü öğrenen II. Bayezid Osmanlı ülkesinde 3 gün yas ilan etti. Ülkedeki [[cami]]lerde Cem Sultan için gıyabi [[cenaze namazı]] kılındı. Ayrıca II. Bayezid kardeşinin [[günah]]larının bağışlanması için fakirlere 100 bin akçe sadaka dağıttı.
 
[[İtalya]]'da toprağa verilen Cem Sultan'ın cenazesi de pazarlık konusu oldu. Uzun süren bir mücadelenin ardından Cem Sultan'ın cenazesi, vefatından 4 sene sonra 1499'da Osmanlı topraklarına getirildi. [[Mudanya]]'da karaya çıkarılan cenaze [[Bursa]]'da Muradiye Camii'nin [[hazire]]sinde kardeşi Şehzade Mustafa'nın da mezarının içinde bulunduğu [[türbe]]'ye gömüldü.
 
Cem Sultan [[Avrupa]]'da iken, [[İspanyollar]] karşısında yenilgiye uğrayan [[Endülüs]]'teki [[Müslüman]]lar [[Osmanlı Devleti]]'nden yardım istediler. II. Bayezid kardeşi Cem Sultan'ın [[Avrupa]]'da esir olması sebebiyle gerekli yardımı tam anlamıyla yapamadıysa da [[Kemal Reis]]'i [[İspanya]]'ya gönderdi. Kemal Reis İspanya'daki Müslümanları [[Kuzey Afrika]]ya, [[Yahudi]]leri de de [[Selanik]] ve [[İstanbul]]'a taşıdı. 1492 yılında Müslümanların yanı sıra 150 bin kadar Yahudi de Osmanlı [[toprak]]larında yerleştirildi <ref name="iyidere.net">[http://www.iyidere.net/content/view/36/47/ iyidere.net]</ref> .
 
== İtalya'dan geri çekilme ==
1480 yılında [[Fatih Sultan Mehmet]] hayatta iken Osmanlılar [[İtalya]]'nın ele geçirilmesi için ilk adım teşkil etmek üzere yarımadanın güneydoğusunda (çizmenin topuğu) yer alan Otranto kalesini ele geçirmişlerdi. Fatih'in ölümü ve [[Şehzade Cem]]'le II. Bayezid arasındaki taht mücadelesi, [[İtalya]]'nın fethi projesinin bir müddet daha ele alınmamasına neden oldu. Bir sene sonra [[Osmanlı]] hâkimiyetindeki [[Otranto]] kalesi elden çıktı.
[[Dosya:Otranto castello.jpg|thumb|right|[[Otranto Kalesi]]]]
[[Napoli Krallığı]], elindeki kuvvetlerle [[Osmanlı]] ile başedemeyeceğinin farkındaydı. Ayrıca Osmanlıların İtalya'da bulunmasının krallığın geleceği için iyi olmadığını da biliyordu. O nedenle Napoli Kralı, damadı [[Macaristan]] Kralı [[Matthias Corvinus]]'tan ve aynı hanedana mensup bulunduğu, o zamanlar [[Aragona|Aragon]] olarak adlandırılan Kuzey [[İspanya]] kralından acele yardım istedi. Macaristan kralının gönderdiği 2.000 atlı ve diğer İtalyan devletlerinden aldığı yardımcı kuvvetlerle Otranto kalesi önlerine geldi. Bu orduyu [[deniz]]den Napoli, [[Papa]]lık ve İspanya gemilerinden müteşekkil bir donanma destekliyordu. Fatih Sultan Mehmet'in ölüm haberi buraya da ulaşmış ve Osmanlı askerleri arasında büyük bir isteksizlik ortaya çıkmıştı. Tam bu sırada komutan [[Gedik Ahmet Paşa]], yanına aldığı bir miktar asker ve donanma ile ani bir şekilde Otranto'yu terk etti. Bir [[wikt:rivayet|rivayete]] göre bunu kendi kararıyla, bir diğerine göre ise Sultan Bayezid'in isteği ile gerçekleştirmiştir. Gedik Ahmet Paşa Otranto'da 8.000 kadar asker ve asker için 1,5 senelik mühimmat bıraktı. Bu kadar kuvvet ile büyük bir orduya karşı konulması da mümkün değildi. Mukavemet edip 8.000 askeri heba etmek yerine kalenin teslim edilmesine karar verildi. Osmanlı kuvvetleri, askerlerin tüm silah ve cephanelerini yanlarına alarak çekilmesine izin verilmesi hâlinde, kaleyi teslim edeceklerini taahhüt ettiler. Kaleye yardım gelmesinden korkan Napoli Kralı bu anlaşmayı kabul etti. Böylece 8.000 Osmanlı askeri tüm mühimmatları ile gemilere binip, [[Otranto Boğazı]]'nı geçerek [[Arnavutluk]]'ta Osmanlı topraklarına çıktı.
 
Napoli Kralı, [[Türkler]]'in yeniden [[İtalya]]'ya çıkmaması için II. Bayezid'in elçisi ile görüştü ve Türkler'in İtalya'ya bir daha sefer düzenlememesi vaadine karşılık Napoli, götürülemeyen Türk toplarını, Napoli Krallığı içerisindeki bütün Türk ve [[Müslüman]] esirleri Osmanlı Devletine geri verdi. Ayrıca dostça olmak şartıyla [[Donanma-yı Hümayun]]'a (Osmanlı Donanması), [[Adriyatik Denizi|Adriyatik]] ve [[Yunan Denizi]]'nde serbestçe dolaşma hakkı tanıdı.
Nihayetinde Osmanlı Devleti'nin, [[İtalya]]'daki tek [[kale]]si olan [[Otranto]] ele geçirilmesinden 13 ay sonra, 10 Eylül 1481'de kaybedildi. Böylece, Fatih Sultan Mehmet tarafından başlatılan [[İtalya seferi]] Osmanlı Devletinin iç problemleri sebebiyle durduruldu.
 
== Yaptığı savaşlar ==
Cem Sultan Olayı ve bu olay sebebiyle Avrupalıların [[İstanbul]]'u geri alma ümitleri yeniden gündeme gelince II. Bayezid çok dikkatli ve barışçı bir dış siyaset takip etmek mecburiyetinde kaldı. Bununla birlikte kendisi gerektiğinde savaştan çekinmedi ve Osmanlı Devleti'nin sınırlarını genişletti. II. Bayezid'in tahtta kaldığı süre, hemen hemen babası [[Fatih Sultan Mehmet]] ile eşitti (yaklaşık 30 yıl). Fatih bazen iki senede bir sefere çıktığı halde, oğlu Bayezid yalnız 5 kere sefere çıktı. Padişahların bizzat başkumandanlık ettiği bu seferlere [[Osmanlılar]] tarafından Sefer-i Hümayun adı verilmiştir.
 
=== Birinci Sefer-i Hümayun ===
Sultan Bayezid [[1483]] baharında [[Edirne]], [[Filibe]], ve [[Sofya]] üzerinden [[Sırbistan]]'a geldi. [[Morava Nehri]] kıyılarında yol alan padişah, [[Belgrad]] yakınlarına kadar sokuldu. Bu çevredeki tüm kaleleri onarttı. Kasım 1483'te [[İstanbul]]'a döndü. Bu ilk sefer yaklaşık 7 ay sürdü. Padişahın bu seferi, [[Macaristan]]'ı telaşlandırdı. Osmanlı ile bir savaşı göze alamayan kral [[Matthias]], 1483 sonlarında Osmanlı Devleti ile bir barış imzaladı.
 
Sefer sonucunda [[Hersek Dükalığı]] da ilhak edilerek [[Bosna Eyaleti]]'ne katıldı <ref>Shaw, Stanford J.; "History of the Ottoman Empire and modern Turkey" Cambridge University Press, 1. cilt, s. 71-72.</ref>
 
=== İkinci Sefer-i Hümayun (Boğdan seferi) ===
[[Boğdan]] Voyvodasının yıllık [[vergi]]sini ödememesi, Boğdan'ın daha sıkı bir şekilde Osmanlı devletine bağlanması ve [[Karadeniz]] kıyısındaki topraklarının alınıp, bu beyliğin denizle olan bağlantısını kesme gibi amaçlarla, II. Bayezid, birinci sefer-i hümayunundan bir yıl sonra tekrar sefere çıktı. [[1 Mayıs]] [[1484]]'te [[İstanbul]]'dan ayrıldı. Boğdan üzerine giden Sultan Bayezid, babasının aynı ülkeye yapmış olduğu seferden 8 yıl sonra tekrar Boğdan'a sefere çıkmış oluyordu. [[Eflak]] [[Voyvoda]]sının da 20.000 askerle Osmanlıların tarafında katıldığı bu seferin sonunda Osmanlı devleti bütün hedeflerine ulaştı ve Karadeniz bir Türk gölü haline geldi. Ayrıca [[Kırım Hanlığı|Kırım]]'a karadan bağlantı sağlandı.
[[Dosya:Belgorod vlasenko.jpg|thumb|right|[[Akkerman Kalesi]]]]
İstanbul'a yola çıkışından 2 ay sonra [[6 Temmuz]]'da [[Ordu-yu Hümayun]] (Osmanlı Ordusu), [[Tuna Nehri]]'nin kuzey sahilinde [[Kili]] önüne geldi. 9 gün içerisinde kale Osmanlıların eline geçti ve [[Kilye]] (Kili) teslim oldu. 24 Temmuz'da [[Dniester]]'in [[Karadeniz]]'e döküldüğü koyun güneyinde bulunan [[Akkerman]] kuşatma altına alındı ve 16 gün sonra [[9 Ağustos]]'ta ele geçirildi<ref name="dallog.com">[http://www.dallog.com/tdsa/hukumdarlar/bayezidhan2.htm Bayezid Han II dallog.com]</ref>. Bu kuşatmaya [[Kırım Hanlığı|Kırım]] Hanı [[Mengli Giray]] da ordusuyla katıldı. Böylece ilk defa bir Kırım Hanı [[Osmanlı Ordusu]]'nda görev almış oluyordu. [[1419]], [[1454]], [[1474]] yıllarında devrin padişahları [[Çelebi Mehmet]] ve [[Fatih Sultan Mehmet|Fatih]] tarafından 3 kez kuşatılıp da alınamayan bu kalenin fethi üzerine [[Uzun Hasan]]'ın oğlu [[Akkoyunlu]] hükümdarı [[Sultan Yakup]], [[Fas]] Sultanı, hatta [[Macaristan]] Kralı [[Matthias]] gibi birçok hükümdarlar elçilerini göndererek II. Bayezid'i tebrik ettiler. Necati Bey'in
{{Cquote|Hoş aldı Hazret-i Han Bâyezîd-i Osmânî<br />
Kilî ile Kara-Boğdan'dan Âkkermân'î}}
diye başlayan bir kasidesi bulunmaktadır.
 
Böylece Boğdan'ın Karadeniz'e kıyısı kalmadı. Doğrudan [[İstanbul]]'dan yönetilen [[Dobruca]] ile Kırım Hanlığı'na ait topraklar birleşti. II. Bayezid bu seferden sonra İstanbul'a dönmedi. Kışı [[Edirne]]'de geçirdi. Yazın [[Filibe]]'ye kadar gitti (1485) ve bu çevreyi kontrol etti. Ertesi kış yine Edirne'deydi. 1486 yılının başında Macar Kralının elçilerini burada kabul etti. İstanbul'a ancak 1486 senesinde döndü.
 
==== İkinci Bayezid Külliyesi'nin inşaatı ====
Boğdan seferine çıkarken Edirne'ye gelen Bayezid, [[Tunca Nehri]] kenarında adın taşıyacak [[İkinci Bayezid Külliyesi|külliyenin]] temelini attı<ref name=turkcebilgi>[http://www.turkcebilgi.net/bilim/osmanli-tarihi/sultan-ii.-bayezid--bayezid-i-veli--8666_8.html Sultan II. Bayezid Boğdan Seferi, Turkcebilgi.net]</ref>. Seferden aldığı ganimet malını külliyenin yapımı için harcadı. İnşaat, 1488'de tamamlandı.
 
=== Osmanlı-Memlük savaşları ===
{{ana|Osmanlı-Memlük Savaşı}}
 
[[Yakın Doğu]]'nun iki büyük Türk devleti olan [[Osmanlı]] ile [[Memluk Devleti|Memluk]] arasındaki sınırı [[Fırat]] nehri ve [[Toros Dağları]] belirliyordu. Bir zamanlar [[Orta Anadolu]]'ya kadar varan Memluk nüfuzu, artık Toroslar'ın gerisine itilmişti. [[Güneydoğu Anadolu Bölgesi|Güneydoğu Anadolu]]'nun bir kısmı ve [[Çukurova]]'yı elinde tutan [[Ramazanoğulları]] Memlukluların hâkimiyetinde, buna karşılık [[Dulkadiroğulları Beyliği|Dulkadiroğulları]] ise Osmanlılar'ın hakimiyetinde idi. Memluklular ile Osmanlıların ilişkileri başlangıçta dostçaydı. Osmanlı Devleti'nin [[Avrupa]]'daki zaferleri Memluk başkenti [[Kahire]]'de resmî şenliklerle kutlanıyordu. Ama Memluklular Osmanlıların Çukurova bölgesindeki varlıklarından hoşnut değillerdi. Osmanlıların bölgeye yaptığı akınlar iki ülkenin arasını bozdu. Türkler tarafından yönetilen bu iki ülkenin aralarının bozulmasındaki bir başka sebep ise prestij meselesiydi. Devrin en büyük devleti konumunda olan Osmanlı İmparatorluğu aynı zamanda da devrin en büyük [[İslam]] ülkesiydi. [[Hilafet|Halifeliğin]], [[Kutsal Emanetler]]'in ve mukaddes şehirlerin [[Memluk Devleti]]'nin elinde olması Osmanlı'nın kabul edemeyeceği bir durumdu. [[Fatih Sultan Mehmet|Fatih]]'in [[Hicaz]] [[Su]] Yolları ve [[Türk]] hacılar için bazı düzenlemeler yapmak istemesini Memluklular iç işlerine müdahale saydı ve reddetti. Memluklular coğrafi koşullara çok güveniyor ve hiçbir ordunun [[Mısır]]'a giremeyeceğini düşünüyorlardı.
 
İlk Osmanlı-Memluk savaşı 1485'te patlak verdi ve 6 yıl sürdü. Savaşın görünürdeki sebebi 1485 yılında Osmanlı ülkesinden giden hacılara saldırılması ve [[İstanbul]]'a gönderilen [[Behmehiler|Behmeni]] hediyelerine geçici olarak el konulmasıydı. 2 Mart 1482'de Güney Hindistan Türk İmparatorluğu tahtına babasının yerine oturan [[Mahmut Şah Behmeni]], Sultan Bayezid'e içlerinde değerli mücevherler bulunan hediyeler göndermişti. Mısır gümrük idaresi, sonradan göndermelerine rağmen ilk önce bu hediyelere el koydu. Armağanlar [[İstanbul]]'a gönderilmek üzere yola çıktığında Osmanlı Devleti Memluklular'a savaş açmıştı bile. Savaşın diğer sebebi ise, her yıl Osmanlı topraklarından Hicaz'a giden hacıların, [[Bedeviler|Bedevi]] [[Araplar]] tarafından saldırıya ve yağmaya uğramaları idi. İstanbul, Kahire'ye, [[Hac]] yollarının güvenliğini sağlaması için notalar göndermiş, fakat Memluklular geçim kaynağı yağma olan Bedevilere bir türlü ciddi bir şekilde engel olmamışlardı. Bu sebeplere II. Bayezid'in o zamanlar [[Avrupa]]'da bulunan kardeşi Cem Sultan'ın Kahire'de kalan ailesinin iadesini istemesi ve bu talebin Memluklar tarafından reddedilmesi de eklenebilir <ref name="biyografi.net">[http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=134 biyografi.net]</ref>.
 
Savaş 1485 senesinin [[Mayıs]] ayında başladı. Fatih'in vefatından 4 yıl sonra başlayan savaş hiçbir zaman topyekun bir muharebe şeklinde gerçekleşmedi. İki imparatorluk hiçbir zaman tüm ordularıyla karşı karşıya gelmedi. Ne Osmanlılar ne de Memluklular birbirlerinin topraklarını ilhak etme niyetinde değildiler. Harp iki ülke toprakları arasında tampon bölge mahiyetindeki [[Çukurova]] ve [[Dulkadiroğulları Beyliği|Dulkadiroğulları]]'nın toprakları üzerinde gerçekleşen vuruşmalar seviyesinde kaldı.
 
Savaş [[Karagöz Mehmet Paşa]] komutasındaki [[Osmanlı Ordusu]]'nun taarruzu ile fiilen başladı. Karagöz Mehmet Paşa [[Gülek Boğazı]]'nı geçerek Çukurova'ya girdi. Böylece [[Osmanlılar]] ilk defa [[Adana]]'yı işgal etmiş oldular. Karagöz Mehmet Paşa güneye yönelerek [[Tarsus]]'u da aldı. [[Akdeniz]] sahiline kadar inince Çukurova'nın da [[Osmanlı]] hâkimiyetine geçtiği sanıldı. Zaten burası Memluklular'ın kendilerine ait topraklar değildi. Onların idaresindeki [[Ramazanoğulları|Ramazanoğulları Beyliği]]'ne bağlıydı. Sonra Karagöz Mehmet Paşa [[İstanbul]]'a döndü ve sancak beyi oldu. Bu arada Memluk ordusu Çukurova'ya doğru yola çıkmıştı.
 
Memluklular önce Osmanlılara tabi Dulkadir Beyliği'nin topraklarına girdi. II. Bayezid'in kayınpederi olan [[Dulkadiroğulları Beyliği|Dulkadir Beyi]] [[Alaüddevle Bozkurt Bey]] damadından acil yardım istedi. [[Kayseri]] Sancak beyi Yakup Bey ordusu ile yardıma geldi ve Memluk ordusunu yendi. O dönemlerde Memluk idaresinde bulunan [[Malatya]] önlerine kadar gelen Yakup Bey'i Memluk Başkumandanı [[Özbek Bey]] pusuya düşürdü ve Osmanlı birliğini imha etti. Karşı koyacak bir ordu olmaması nedeniyle Özbek Bey rahatlıkla Çukurova'ya girdi. Adana ve [[Tarsus]] sancak beylerinin öldürülünceye kadar mukavemet göstermelerine rağmen Memluklular Osmanlılar'ı Toroslar'ın gerisine atmayı başardı.
[[Dosya:II Bayezit.jpg|küçükresim|II. Bayezid minyatürü]]
1486 yılı Ocak ayında [[Anadolu Beylerbeyliği|Anadolu Beylerbeyi]] [[Hersekzade Ahmet Paşa]], Çukurova'yı tekrar almak için [[Gülek Boğazı]]'nı geçerek Memluklular'ın önüne çıktı. Fakat yenilerek esir düştü. Bir yıllık esaret hayatından sonra serbest bırakılan paşa İstanbul'a döndü. Memluk sultanı [[Kayıtbay]] savaşın sona ermesi için barış teklifi yapsa da kaybetmeye alışık olmayan Osmanlı devlet adamları barışa razı olmadılar.
 
[[1487]]'de bu sefer bizzat [[Sadrazam]] [[Damat Koca Davut Paşa]] Çukurova için Memlukluların üzerine yürüdü. Kendisi [[Mersin|İçel]]'e geçerken [[Rumeli Beylerbeyliği|Rumeli Beylerbeyi]] [[Hadim Ali Paşa|Ali Paşa]]'yı [[Tarsus]]'un üzerine gönderdi.
 
Denge savaşı böyle devam ederken II. Bayezid Memluklarla olan savaş döneminde [[Venedik Cumhuriyeti|Venedik]]'e Osmanlı donanmasının o zamanlar Venedik'e bağlı olan [[Kıbrıs]]'ın [[Magosa]] limanında demirleme isteğini bildirdi. Memluklarla savaşı göze alamayan Venedik bu isteği nazikçe geri çevirdi.
 
[[1488]] yazının müthiş sıcağında [[Osmanlı Ordusu]] Vezir [[Hadim Ali Paşa|Ali Paşa]] kumandasında yine Çukurova'daydı. [[Adana]], [[Tarsus]], [[Kozan]] başta olmak üzere Çukurova'yı ele geçirdi. Memluk başkumandanı [[Özbek Bey]] yine yetişti ve 16 Ağustos 1488'de [[Ağaçayırı Muharebesi]]'nde Osmanlı'yı yendi. Yine Çukurova'yı Osmanlılar'dan temizlemeye çalışan Özbek Bey 7 aylık kuşatma neticesinde Adana'ya girdi. Bu savaşa katılan Paşalar bozgundaki mesuliyetleri nedeni ile azledildiler.
 
Bu olaylar olurken Osmanlılardan ümidini kesen II. Bayezid'in kayınpederi [[Dulkadiroğulları|Dulkadir Beyi]] [[Alaüddevle Bozkurt Bey]] Memluklara yanaştı. Bunun üzerine azledilen Bozkurt Bey'in yerine kardeşi [[Şah Budak Bey]] tayin edildi. [[Elbistan]] yakınlarında ağabeyi ile yaptığı savaşı kaybeden Şah Budak Bey esir düştü. [[Kahire]]'ye gönderilerek idam edildi.
 
[[1490]]'da [[Kayseri]]'yi kuşatan ve [[Karaman]]'a kadar [[Osmanlı]] toprakları içinde ilerleyen Özbek Bey'in üzerine yine Hersekzade Ahmet Paşa gönderildi. Kayseri yakınlarında Osmanlı Ordusu'nu bir kere daha yenen Özbek Bey, Ahmet Paşa'yı yine esir alarak Kahire'ye gönderdi.
 
Savaşlar daha çok Memluklar'ın lehine geçse de, iki devlet de tam bir sonuç alamamıştı. Memluk komutanı Özbek Bey büyük ün kazanmış ve adı Kahire'deki ''Özbekiye'' semtine verilmiştir.
[[Dosya:Levni. Portrait of Bayezid II. 1703-30 Topkapi Saray museum.jpg|sol|küçükresim|[[Levni]]'ye ait II. Bayezid minyatürü]]
Bu son yenilgi üzerine Sultan Bayezid bir sefer-i hümayun başlatmayı düşündü ve bu [[Sultan Kayıtbay]]'ı çok endişelendirdi. Zira o zamana kadar topyekûn bir savaşta Osmanlı Devleti'ni sadece [[Timur]] yenebilmişti. Bunun üzerine barışa razı oldu. Fakat bizzat barış istemeyi gururuna yediremeyen ve böyle bir barışın imzalanması halinde [[Osmanlı]]'nın aşırı isteklerinden korkan Memlük Sultanı başka bir Müslüman ülke olan [[Tunus]] hükümdarını araya soktu ve iki ülke savaşın başındaki hale dönülmeyi kabul ettiler. İki ülke de aldıkları toprakları iade ettiler. Böylece 6 sene boyunca birkaç kez ele geçirdiği halde Çukurova'yı elde edemeyen Osmanlı Devleti [[1491]] yılında Memluklularla barış imzaladı.<ref>http://www.sensizliksokagi.org/lofiversion/index.php?t12853.html</ref> Bir süre sonra II. Bayezid kardeşi Cem Sultan'ın kızı ile yeni Memluk sultanı [[Nasır Muhammed|Sultan Nasır Muhammed]]'i evlendirmek suretiyle barışı güçlendirdi. Ancak bu savaş sonucu yıllardır dost, dindaş ve soydaş olarak barış içinde yaşamış bu iki ülke arasında bir çatışma süreci başlamıştı.
 
===Üçüncü Sefer-i Hümayun===
Sultan II. Bayezid 10 Mart 1492'de [[Belgrad]]'ın fethi amacıyla [[İstanbul]]'dan sefere çıktı. Sultan [[Sofya]]'ya kadar geldi. Burada karar değiştiren Bayezid bu görevi [[Süleyman Paşa]]'ya bırakıp, kendisi [[Arnavutluk]] üzerine gitti. Güneybatı yönünde hareket ederek [[Manastır]] üzerinden Arnavut topraklarına geldi ve [[Tepedelen]]'de durdu. [[Temmuz]] sonlarında bu güzergâhta ilerlerken bir [[Şii]] fedai tarafından yapılan [[suikast]] girişiminden kurtulan Sultan, 1492'nin son günlerinde İstanbul'a döndü. Takriben 9,5 ay süren bu seferde Osmanlı topraklarından çıkılmadığı için herhangi bir vuruşma olmadı.
 
Belgrad'a ulaşarak kaleyi kuşatan Süleyman Paşa Osmanlı tarihinde [[II. Murat]] ve Fatih'ten sonra kaleyi kuşatan üçüncü kişi olmuştur. Kuşatma devam ederken Macarları yıldırmak amacıyla [[Erdel]]'e giren Süleyman Paşa burada yenilmiştir. Bu yenilgi ile başarı ihtimali kalmadığını düşünerek kuşatma kaldırıldı ve [[Kanuni Sultan Süleyman]]'a kadar bu şehir alınamadı.
 
=== Adbina zaferi ===
{{ana|Krbava Muharebesi}}
 
[[Bosna]] Sancak beyi ve aynı zamanda [[Akıncılar|akıncı]] komutanı olan şair [[Yakup Paşa]], Sultan Bayezid [[Amasya]]'da şehzade iken babası Fatih'in temsilcisi olarak Sultan'ın yanında bulunmuştu. Bayezid tahta geçince Yakup Paşa'yı, önce oğlu [[Şehzade Alemşah]]'a [[Atabeg|atabey]], sonra da [[Bosna]] beyliğine tayin etti.
 
Akıncıların 1492'de [[Avusturya]]'nın kapısı konumunda olan [[Slovenya]]'nın [[Celje]] şehrini kuşatmaları, Macarlar kadar [[Alman]]lar'ı da endişelendirmişti. 1493'te Yakup Paşa, 8.000 akıncı ile [[İstirya]]'ya girdi. Fakat geri dönüşünde önüne çıkan düzenli Macar ordusu tarafından [[Hırvatistan]]'da yolu kesildi. Her akıncıya 5 asker düşmesine rağmen, üstün bir gayretle Macarlar bozguna uğratıldı. Sonunda 5.700 ölü, 25.000 esir veren Macarlardan bazı asiller de Osmanlılara esir düştü.
 
Bu zaferden sonra Yakup Paşa [[Rumeli Beylerbeyliği]]'ne getirildi. Aynı zamanda da şair olan Yakup Paşa uzun manzumesinin sonunda şöyle demiştir
{{Cquote|Benim Bosnâ beyî dervîş Yâ'kuub<br />
Hudâ avniyle erdim bû cihânda}}
 
=== Osmanlı-Lehistan savaşı ===
[[Lehistan]]'ın [[1498]] yılı başlarında [[Osmanlı]] himayesinde bulunan [[Boğdan Prensliği]]'ne tecavüzü üzerine Osmanlı-Lehistan savaşı başladı. Öncelikle [[Rumeli Beylerbeyliği|Rumeli Beylerbeyi]] [[Yakup Paşa]] ve hatta Vezir [[Mesih Paşa]] bu savaşa tayin edildi. Lakin Lehistan Kralının Türk-Boğdan birliklerine karşı yürüttüğü savaşta büyük bir yenilgiye uğrayıp, ancak 1.000 atlı ile hayatını kurtarabilmesi ve 20.000 araba dolusu ganimetin Osmanlı'nın eline geçmesi üzerine, buna gerek olmadığı anlaşıldı ve savaşın yönetimi [[Silistre]] sancak beyi akıncı kumandanı [[Malkoçoğlu Balı Bey]]'e verildi. Balı Bey Lehistan üzerine iki sefer yaptı ve 40.000 akıncının katıldığı bu sefer Osmanlı tarihinin en büyük akıncı seferlerinden biridir.
 
Ordunun sağ kanadını Balı Bey'in büyük oğlu Ali Bey, sol kanadı ise Mustafa Bey yönetiyordu. Türk atlıları önce [[Prut Nehri]]'ni, ardından [[Dniester]] nehrini geçti. Mustafa Bey önce [[Galiçya (Orta Avrupa)|Galiçya]]'ya girdi. Kuzeybatı istikametinde ilerledi. [[Lviv]] şehrinin 100&nbsp;km kuzeybatısındaki [[Jaroslaw]] şehrini aldı. Burası [[Varşova]]'ya 260, [[Baltık Denizi]]'ne ise 500&nbsp;km uzaklıktadır.
 
Balı Bey ise kuvvetleri ile Lviv şehrini aldı. Bütün [[Galiçya (Orta Avrupa)|Galiçya]]'yı geçerek Varşova şehrine girdi. Böylece ilk defa Türk [[Akıncılar]]'ı bu kadar kuzeye ulaşmış oluyorlardı. Bu birinci seferden sonra 10.000 seçkin esir ile [[Akkerman]]'a döndü.
 
Yaklaşık 3 ay sonra [[Osmanlı ordusu]] tekrar [[Lehistan]]'daydı. Bu sefer [[Podolya]] ve [[Galiçya]] üzerine gidildi fakat şiddetli soğuk yüzünden sefer uzun sürmedi.
 
Bu büyük başarı ile Balı Bey sancak beyliğinden beylerbeyliğine yükseltildi.
 
=== Yeni bir savaşa doğru ===
[[Avrupa]]'da yeni bir savaşın emareleri görülmeye başlamıştı. Cem Sultan'ın vefatı ile Osmanlı Devleti daha etkin bir politika izlemeye başlamış, akıncıların yaptıkları büyük çaptaki akınlarla bunu ispat etmişti. Böyle bir savaşta Osmanlı'nın birinci rakibi, [[Almanya]] ve [[Macaristan]] tarafından desteklenen [[Venedik Cumhuriyeti|Venedik]] olacaktı.
 
[[1500]]'de Osmanlı, yeryüzündeki son [[Sırp]] topraklarını da ele geçirerek mahalli Sırp derebeyliğine son verdi. [[Osmanlı Donanması]] [[1496]]'da [[Kemal Reis]] komutasında [[Rodos]] donanmasını yok etti. Bu suretle Venedik'le yapılacak savaşta gelecek Rodos yardımının da önüne geçilmiş oldu.
 
1499 Eylül'ünde İskender Paşa, [[Udine]] şehrini işgal etmişti. Osmanlıların kendilerinden bu kadar uzak yerlerde hâkimiyet kurması [[Avrupa]]'yı telaşlandırıyordu. Hatta [[Osmanlılar]] bölgedeki [[İtalyanca]] [[coğrafya]] isimlerine [[Türkçe]] adlar takmaya başlamış, Tagliemento'ya ''Aksu'', Isonza'ya ''Doline'' adını vermişlerdi.
 
Almanya'da da ''Gemeiner Pfennig'' adı verilen ve Türklere karşı harp etmek için kullanılacak özel bir [[vergi]] çeşidi bile başlamıştı. Ayrıca [[Papa]]'nın Almanya'dan topladığı [[din]]î [[vergi]]leri de Osmanlı'ya karşı kullanılması için Almanya'ya iadesini talep etmişlerdi.
 
=== Dördüncü Sefer-i Hümayun ===
[[Dosya:Portrait of Sultan Bayezid II of the Ottoman Empire.jpg|thumb|Sultan II. Bâyezîd Velî Han]]
 
[[Fatih Sultan Mehmet|Fatih]] devrinde alınmaya çalışılmasına rağmen ele geçirilemeyen Güney [[Mora Yarımadası|Mora]]'daki önemli [[Venedik Cumhuriyeti|Venedik]] deniz üslerinin fethi ve Osmanlı tarihinin ilk açık [[deniz]] meydan savaşındaki zafer Osmanlılar için [[16. yüzyıl]]ın başındaki güzel haberlerdi.
 
Venedik'e ağır bir darbe vurmak isteğinde olan II. Bayezid denge politikası güdüyordu. [[Macaristan]]'la iyi geçinmeye çalışırken, aynı zamanda o zamanlar ayrı şehir devletleri hâlinde olan [[İtalya]]'nın zaten Venedikle arası iyi olmayan diğer şehir devletlerinin de Venedik'in yanında yer almaması için çaba sarfediyordu. Bu sıralarda Venedik'in Mora'da yer alan deniz üsleri [[İnebahtı]]'nın üzerinde Güney Mora'nın üç yarımadasının en batısında yer alan [[Modon]], [[Koron]] ve [[Navarin]] limanları idi.
 
Sultan II. Bayezid, Venedik seferine çıkmak üzere, 31 Mayıs 1499 günü [[İstanbul]]'dan ayrıldı. Donanmayı o sıralarda Venedik hâkimiyetinde olan [[Kıbrıs Adası]]'nın üzerine göndermek suretiyle, [[Kıbrıs]]'ın tehdit altında olduğu izlenimini verdirerek Venediklilerin kuvvetlerini dağıtmayı başarmıştı. Amiral Melchior Trevisano, Mora'daki Venedik üslerinin başkumandanı tayin edildi ve hummalı bir savunma hazırlığına başlandı.
 
Sultan [[Vardar Yenicesi]]'ne geldi. Burada Rumeli Beylerbeyi [[Koca Mustafa Paşa]], Venediklerin elindeki [[İnebahtı]] üzerine gönderildi. 1493'den beri [[Kaptan-ı Derya]]'lık görevinde bulunan [[Küçük Davut Paşa]] Mora sularındaydı.
 
200 parçalık büyük Venedik Donanması [[Osmanlı Donanması]]'nı Mora sularından uzaklaştırmak maksadıyla [[Modon]] açıklarına gelmişti. Donanmanın başında Amiral Antonio Grimaldi vardı. Mora'nın güneybatı ucundaki [[Gallo Burnu]]'nun açıklarında iki dev Donanma karşı karşıya geldi. [[Donanmayı Hümayun]]'u [[Kemal Reis]] idare ediyordu.
 
Sağ cenahın kumandanı [[Barak Reis]] [[amiral]] gemisini düşman gemilerinin arasına sürdü. Onlarca Venedik gemisi bu gemiyi indirmek için çalışıyorlardı. Düşman gemilerinin en yoğun olduğu bölgeye girip, gemideki [[barut]] deposunu ateşe veren Barak Reis, büyük bir patlamaya ve onlarca Venedik gemisinin infilakına neden oldu. Lakin kendisi ile birlikte 500 levent de ölenler arasındaydı. Bu hadisenin ardından taarruza geçen [[Osmanlı Donanması]] Venediklileri perişan etti.
 
[[Sapienza Deniz Savaşı (1499)|Sapienza Deniz Savaşı]] ismi ile tarihe geçen bu savaş Osmanlıların tarihte kazandıkları ilk açık deniz savaşıdır. Büyük kahramanlıklarından dolayı Sapienza adasına [[Barak Reis adası]] adı verildi. Venedik Elçisi Alvise Manenti devletine gönderdiği raporda Osmanlı Sadrazamı'nın elçiye ''Sen Sinyoria hükümetine söyle, artık deniz ile evlenmesini bıraksınlar; artık sıra bize gelmiştir.'' dediğini bildirmiştir.<ref>{{Kitap kaynağı
| son = Norwich
| ilk = John Julius
| yazar-bağ=John Julius Norwich
| tarih = 1977-06-18
| başlık = A History of Venice
| sayfalar = 383
| bölüm = 29.Double Disaster
| ilkyayınyılı = 1977
| url = http://www.amazon.com/History-Venice-John-Julius-Norwich/dp/0679721975#reader_0679721975
| yayımcı = Penguin
| yer = Londra
| id = 0-679-72197-5
| dil = İngilizce
}}</ref> Bu zaferin ardından Venedik üslerini koruyacak bir kuvvet mevcut değildi.[[Dosya:Mengli bayezid.jpg|thumb|right|Sultan II. Bayezid Kırım Hanı Mengli Giray Hanı huzurunda kabul ederken]]
=== Beşinci Sefer-i Hümayun ===
30 Ağustos 1499'da, [[Sapienza Deniz Savaşı (1499)|Sapienza Deniz Savaşı]]'nden 33 gün sonra [[İnebahtı]] kalesi de Osmanlı'nın olmuştu. Bölgedeki büyük Venedik Amirali'nin donanması ile geri çekilmesi kaledekilerin maneviyatını bozmuş, kale komutanı kaleyi teslim etmişti. Osmanlı Ordusu için sıra, [[Mora (bölge)|Mora]]'daki 3 büyük Venedik üssü olan [[Koron]], [[Modon]] ve [[Navarin]]'e gelmişti.
 
Ancak bu sıralarda 1479'dan bu yana Osmanlı hâkimiyetinde olan [[Kefalonya]] adasına Venedik asker çıkarıp işgal etmişti. Ardından önceleri kendi hâkimiyetlerinde olan [[Preveze]]'de ki Osmanlı [[tersane]]lerini basıp, kızaktaki gemileri yakmışlar fakat geri püskürtülmüşlerdi.
 
1499 yılının sonlarında [[Edirne]]'ye dönen II. Bayezid birkaç aylık bir dinlenmeden sonra 7 Nisan 1500'de Edirne'den ayrıldı. Bu hareketinden dolayı bu sefer, ''5. Sefer-i Hümayun'' olarak değerlendirilmiştir.
 
7 Temmuz'da donanmanın geldiği [[Modon]]'a ardından bizzat padişah komutasındaki ordu gelerek kaleyi kuşatmıştır. 24 Temmuz'da Venedik donanması muhasaranın kaldırılması maksatıyla hücuma geçse de [[Kemal Reis]] tarafından geri püskürtülmüşlerdi. Kale Venediklilere mahsus olan bir şekilde savunulmuş, lakin 10 Ağustos 1500'de düşmüştü. Modon'un çetin mukavemetine rağmen düşürülmesi, bu kalenin yakınlarında bulunan Koron ve Navarin kalelerinin de sonunu gösteriyordu <ref name="Osmanli700.gen.tr">[http://www.osmanli700.gen.tr/padisahlar/08index.html Osmanli700.gen.tr - II. Bayezid]</ref>.
 
Fetihten iki gün sonra, yani [[12 Ağustos]]'ta, [[Navarin]], etrafındaki Milona ve Fener kaleleri ile teslim olmuştu. [[Avar Türkleri]] tarafından kurulan bu şehrin ismi de Avar'dan gelmektedir. Venedikliler Osmanlıların izniyle bütün asker ve mühimmatları ile Venedik'e dönmüşlerdi.
 
16 Ağustos'ta ise [[Koron]]'nun yine karşı koymadan teslim olması ile [[Venedik Cumhuriyeti|Venedik]]'in [[Yunanistan]] ile hiçbir bağlantısı kalmamıştı. 3 Aralık 1500 günü Venedik donanması Navarin önlerine geldi. Venediklilerce ele geçirilen bir [[Hıristiyan]] [[Arnavut]] kale kapısını onlara açtı. Venedikliler böylece Navarin'i ele geçirdiklerini zannederken [[Kemal Reis]] 30 savaş gemisi ile limana girdi ve 8 Venedik gemisini ele geçirdi.
 
=== Fransızların Midilli kuşatması ===
[[Papa]]'nı teşviki ile [[Fransa]] da, [[Venedik Cumhuriyeti|Venedik]]'in müttefiki olarak [[Osmanlı]]'ya karşı savaş açmıştı. [[1501]] yılının Eylül ayında [[Ege Denizi]]'ne giren Fransız donanması 10.000 piyade taşıyordu. Eylül ortalarında da [[Midilli (ada)|Midilli]] muhasarası başladı.<ref>http://www.hayel.net/osmanli/padisahlar/p8.htm</ref> Bunun üzerine Sultan Bayezid'in [[Manisa]] sancak beyi olan ikinci oğlu [[Şehzade Korkut]], şimdiki [[Ayvalık]]'a gelerek 800 kişilik yardımcı kuvveti adaya geçirmişti. Ekim sonlarında [[Osmanlı Donanması]]'nın [[Çanakkale Boğazı]]'ndan çıktığını öğrenen Fransızlar 6 haftadan beri devam ettirdikleri kuşatmayı kaldırmış ve [[Mora Yarımadası|Mora]]'nın güneyindeki [[Çuha Adası]] açıklarına gelmişlerdi. Burada müthiş bir fırtınaya kapılan donanmadan yalnızca birkaç yüz kişi kurtulabilmişti.
 
Fransız donanması geri çekilirken, İspanyollar hazırladıkları donanma ile Ege'ye girmiş fakat Fransızlarla birleşemediklerinden dolayı hiçbir şey yapamadan geri dönmüşlerdir.
 
=== Osmanlı-Venedik barışı ===
[[Dosya:Beyazid II.jpg|sol|küçükresim|II. Bayezid]]
[[Venedik Cumhuriyeti|Venedik]], Osmanlı Devleti ile artık başedemiyordu. Özellikle Osmanlı akıncılarının yapmış olduğu her akın Venedik için büyük bir tehlike idi. Zira Osmanlıların her an için Venedik şehrini dahi istila etme ihtimali mevcuttu. [[Mora (bölge)|Mora]]'dan tamamıyla atılan Venedik, denizlerde de faaliyet gösteremiyor, [[Kemal Reis]] başta olmak üzere Türk denizcileri Venedik'e göz açtırmıyorlardı.
 
[[Kefalonya]] gibi [[Aya Mavri]] adasını da işgal eden Venedik, 1502 yılının başlarında adayı ele geçirdi. Adayı korumakla görevli küçük [[yeniçeri]] müfrezesi vuruşmadan kaleyi teslim etmiş ve akabinde silahları ile birlikte [[İstanbul]]'a gelmişti. Sultan Bayezid düşmana karşı silah atmadan kaleyi teslim eden bu askerleri idam ettirdi. Birkaç ay sonra adaya gelen Kemal Reis 30 Ağustos 1502 tarihinde Venediklileri adadan çıkardı. 13 Ağustos 1502 tarihinde Venedik'in [[Arnavutluk]]'ta bulunan son üssü Dıraç'ın da [[Osmanlı]]'ya geçmesi ile Venedik'in [[Yunanistan]] gibi Arnavutluk'la da bir bağlantısı kalmadı.
 
Mora ve Arnavutluk'taki büyük üslerini ve denizlerdeki üstünlüğünü kaybeden Venedik için barıştan başka çözüm yolu kalmamıştı. [[27 Eylül]] 1502'de kalabalık bir ekiple İstanbul'a gelen Venediklilerle 14 Aralık 1502'de 31 maddelik ''Osmanlı - Venedik Barış Antlaşması'' (İstanbul Muahedesi) imzalandı <ref>http://www.turkfederasyon.com/altsayfadetay.php?dokuman_kod=52</ref>. Yalnız [[Kefalonya]] adası Venedik'e bırakılmış, bunun dışındaki tüm fetihleri Venedik tanımıştı
 
=== Karamanoğulları'nın son taht teşebbüsü ===
Osmanlılar, Venedik'e karşı savaşırken [[Karamanoğlu Mustafa Bey]], [[Karamanoğulları]]'nın tarihteki son ayaklanmasını çıkardı. [[Akkoyunlular]]'ın misafiri olarak [[Tebriz]]'de büyüyen Mustafa Bey 1500 yılında II. Bayezid Mora'da iken [[Mersin]]'e geldi. Burada etrafına topladığı Türkmenlerle [[Karaman]]'ı kuşattı. [[Osmanlılar]]'ın fazla önem vermedikleri bu olay üzerine [[Konya]]'da bulunan Bayezid'in 4. oğlu Şehzade Şehenşah, Karamanoğlu Mustafa Bey'in üzerine bizzat gitmemiş, [[Beyşehir]] sancak beyi olan oğlunu göndermişti. Vuruşmayı göze alamayan Karamanoğlu Mustafa Bey, İçel'e çekildi. 1500 yılı sonlarında Şehzade Şehenşah bizzat İçel'e gelmiş fakat Karamanoğlu Mustafa Bey'i yakalayamamıştı. 1501 baharında [[Vezir-i Azam]] Hacı [[Mesih Paşa]] da İçel'e geldi. Bunun üzerine [[Tarsus]]'tan gemiye binip [[Suriye]]'ye kaçan Karamanoğlu Mustafa Bey, [[Memluk Devleti|Memluklular]]a sığındı. Osmanlılarla yeni bir anlaşmazlığa düşmek istemeyen Memluk Sultanı da Karamanoğlu Mustafa Bey'i öldürttü.
 
=== Safeviler'in İran'da başa geçmeleri ===
1502'de [[Akkoyunlular]]ın [[Tebriz]]'i kaybetmesinden sonra [[İran]] tahtına başka bir Türk hanedanı olan [[Safeviler]] geçti. Olayı önemli kılan ise Safevilerin [[Şii]] mezhebine mensup olmalarıydı. Akkoyunlu ve [[Trabzon Rum Devleti]] ile akrabalık ilişkileri kuran Safeviler böylece siyasi hayata atılmışlardı. Şiirlerini [[Farsça]]'dan çok [[Türkçe]] olarak söyleyen Safeviler'in lideri [[Şah İsmail]] Osmanlı Devleti'ne doğudan gelen tehlikelerin üçüncüsü ve sonuncusudur. (Daha önceden [[Timur]] ve Akkoyunlular).{{fact}}
 
Sultan Bayezid daha önceden bölgede dengeyi koruma amaçlı önlemler almış ve hem Akkoyunlular'ın hem de Memlukluların hanedanları ile akrabalık bağları kurmuştu. 1507'de [[Kemal Reis]] [[Mısır]]'a bir dostluk ziyaretinde bulundu ve [[Kansu Gavri|Sultan Kansu]] tarafından büyük bir törenle karşılandı. Safevilerin başa geçmesi Osmanlılarla Memlukluları birbirine yaklaştırdı.{{fact}}
 
Şah İsmail, Akkoyunlular'ı [[harita]]dan silmek amacındaydı. Bu arada [[Trabzon]]'da sancak beyi olan [[II. Selim|Şehzade Selim]] [[Erzincan]]'ı ele geçirmiş, Safeviler'e bağlı olan [[Gürcü]] prenslikleri yenip onları [[vergi]]ye bağlamıştı.{{fact}}
 
Şah İsmail'in tahta çıkışı [[Avrupa]]'da büyük yankı uyandırdı. Zira kendilerinin [[Osmanlı]] ile baş edemeyeceklerini bildiklerinden başka bir [[Türk]] devletinin onu yenmesi ile [[Müslümanlar]]ın tıpkı [[Endülüs]]deki gibi Avrupa'dan atılabileceğini düşünüyorlardı.{{fact}}
 
Şah İsmail büyük gücün Osmanlı Devleti olduğunu bildiğinden Memluklulara Osmanlılara karşı birleşmeyi önermiş fakat Osmanlılardan sonra sıranın kendilerine geleceğini bilen Memluklular tarafından bu teklif reddedilmişti. [[Venedikliler]]e de aynı teklifte bulunan Şah İsmail'in elçileri Venedik'den yardım cevabı aldılar. Fakat Venedik, Osmanlı Devleti ile doğrudan bir savaşı göze alamayıp, yapılacak bir savaşta destek vermeyi kabul etti. Deniz gücü olmayan ve tamamıyla bir kara devleti olan [[Safeviler]] Venedik'in [[deniz]] gücünden yararlanmak istiyorlardı.{{fact}}
 
Bunlara karşılık II. Bayezid [[Mısır]]'a Kemal Reis ile birlikte büyük miktarda top, stratejik harp malzemesi ve bahriye levazımı gönderdi. Memluklular Safevilerden, Osmanlılardan daha çok çekiniyorlardı. Zira daha önce [[Şii]] Fatımi hanedanı uzun süre Mısır'da hüküm sürmüş ve ancak Memluklular tarafından yıkılmıştı. Ayrıca Mısır'da Osmanlı ülkesinin tersine halk ve [[saray]] erkanı Türkmen asıllı değildi. Büyük bir [[Araplar (halk)|Arap]] çoğunluğu azınlıktaki Türkler tarafından yönetiliyordu.{{fact}}
 
Şah İsmail daha önceden [[Fatımiler]]in yapamadığını yapmak, tüm [[İslam]] dünyasını Şii mezhebi altında birleştirmek istiyordu ve önündeki Osmanlı barajı yıkılırsa onu ne Memluklar ne de [[Türkistan]]'daki Türk devletleri durdurabilirdi.{{fact}}
[[Dosya:Shah Ismail I.jpg|thumb|right||Şah İsmail]]
 
=== Şah İsmail'in Dulkadir seferi ===
Safevi Şah'ı İsmail 1507 yılında hem [[İstanbul]]'un hem de [[Kahire]]'nin göstereceği tepkiyi görmek amacıyla [[Dulkadiroğulları Beyliği]]'nin üzerine yürüdü. Asıl sebebi bu olmamakla beraber görünüşteki sebep, Dulkadir Beyi [[Alaüddevle Bozkurt Bey]]'in [[Şii]] olan Şah'a kızını vermek istememesiydi. [[Şah İsmail]] [[Osmanlı]] topraklarından geçerek [[Kayseri]] üzerinden Dulkadir topraklarına girdi. Savaşta yenilen Alaüddevle Bozkurt Bey kaçtı ve Şah İsmail Bey'in bir oğlu ile iki torununu ele geçirerek öldürttü. Bunun üzerine [[Kahramanmaraş (il)|Maraş]]'a ve [[Elbistan]]'a giren Şah İsmail Dulkadir Hanedanı'nın mezarlarını yaktırdı. Sonradan da [[Osmanlı Devleti]]'ne bir mektup yazıp topraklarını çiğnediğinden dolayı da özür diledi.{{fact}}
 
Senelerden beri [[Dulkadiroğulları Beyliği]]'nin kendilerine bağlı olduğunu iddia eden [[Memluk Devleti|Memluklular]] ve [[Osmanlılar]] bu hareketi cevapsız bıraktılar. Bu da Şah İsmail'in [[Anadolu]]'daki prestijini artırdı. Memluklular tamamıyla sessiz kalsa da Osmanlıların sessiz kalmaları mümkün değildi. Zira [[Trabzon]] sancak beyi [[I. Selim|Şehzade Selim]], anne tarafından Dulkadir Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey ile akrabaydı. Şehzade Selim ve [[Şehzade Korkut]] [[Alaüddevle Bozkurt Bey]]'in kızı olan aynı anneden dünyaya gelmişti. Bir dayısına ve iki dayı oğluna yapılan bu harekete karşı Şehzade Selim [[Azerbaycan]]'a kadar Safevi topraklarına girerek Safevi Hanedanı'na mensup bazı kişileri esir alıp Trabzon'a getirerek dayısına yapılanın intikamını aldı. Babası Bayezid bile hiçbir şey yapmamış iken Şehzade Selim'in bu hareketi gözlerin ona çevrilmesine neden oldu.{{fact}}
 
Bu arada II. Bayezid [[Şah İsmail]]'in herhangi bir seferine karşı [[Orta Anadolu]]'ya asker yığdı. Bu nedenle Şah İsmail Anadolu'nun içlerine girmekten çekinmiştir. Sayısı 115.000'i bulan bu orduyu gözüne kestiremeyen Şah, II. Bayezid'e ''Şanlı büyük babam'' diye hitap ettiği bir mektup yazarak [[1508]] yıllarının ilk aylarında [[Diyarbakır]]'a çekildi.{{fact}}
 
== Küçük Kıyamet (1509 İstanbul Depremi) ==
{{Ana madde|1509 Büyük İstanbul Depremi}}
 
10 Eylül 1509'da ''Memalik-i Rum'' adı verilen [[Amasya]], [[Tokat (il)|Tokat]], [[Sivas]], [[Çorum]] ve çevresinden başlayıp 45 gün şiddetle devam eden [[deprem]]de halk, iki ay kadar çadırlarda yaşadı. Bu deprem, aynı şiddette [[İstanbul]] ve [[Edirne]]'de de meydana geldi. [[14 Eylül]] 1509'da [[İstanbul]], Osmanlı tarihinin kaydettiği en şiddetli depreme maruz kaldı. [[1509 Büyük İstanbul Depremi|Küçük kıyamet]] (''Kıyamet-i Suğra'') denilen bu depremde İstanbul'da 109 [[cami]] ve [[mescit]] ile 1.070 [[ev]] kullanılamaz hâle geldi. Halktan da 5.000 kadar insan yaşamını yitirdi. Binlerce insan yıkıntılar altında gömülü kaldı. Köpürmüş ve azgın bir hal almış olan [[deniz]] dalgaları, [[İstanbul Surları|İstanbul]] ve [[Galata]] surlarını aşarak sokaklarda [[tufan]] meydana getirdi. Bu arada eski [[su]] bentleri de yıkıldı. Sultan II. Bayezid, sarayının duvarlarına güvenemediğinden bahçesinde gayet hafif ve tehlikesiz bir [[çadır]] kurdurarak orada on gün kadar ikamet etti.
[[Dosya:Earthquake of 1509 in the Sea of Marmara.gif|thumb|right|Büyük İstanbul Depremi tasviri|280x280pik]]
45 gün kadar, aralıklarla devam eden bu deprem, İstanbul sakinlerini sürekli bir heyecan içinde yaşattı. Çorum halkının üçte ikisi, şehirlerindeki toprak kaymaları yüzünden yarılıp açılan [[toprak]]lar içinde hayatını kaybetti. Yine bu esnada [[Gelibolu]] istihkâmları da yıkıldı. Sultan II. Bayezid'in doğduğu şehir olan [[Dimetoka]] bir toprak yığını halini aldı.
 
Sultan Bayezid, bu [[deprem]] nedeniyle devletin ikinci başkenti olan [[Edirne]]'ye gittiyse de İstanbul depreminden 15 gün sonra Edirne'de İstanbul'dakinin benzeri olan ve aynı şiddette bir deprem daha meydana geldi. [[Mimar Hayreddin]], 15 gün içinde Padişah için Edirne'de [[ahşap]] bir ev yaptı. Padişah, bu ahşap evde ikamete başladı. Aynı sene Edirne'de yine benzer şiddette bir deprem daha oldu. [[Tunca Nehri]] taşarak ve yatağını da aşarak depremin yıkıntılarını kapladı. Üç gün geçit vermeyen [[Tunca Nehri|Tunca]]'nın taşmasıyla da birçok insan öldü.
 
Bundan sonra II. Bayezid İstanbul'un yeniden imarı için neler yapılması gerektiği konusunda ilgililerle bizzat toplantılarda bulundu. Toplantılar sonunda İstanbul'da yıkılan yerleri yeniden yapmak veya tamir etmek için yirmi evden bir kişi ve ev başına yirmi ikişer [[akçe]] toplandı. Bu şekilde [[Anadolu]]'dan 37.000, [[Rumeli]]'den de 29.000 cerahor (ücretli amele) çıkarılıp 3.000 kadar [[mimar]] ve [[marangoz]] getirildi. Bunlardan başka "Yaya"lardan 8.000, "Müsellem"lerden de 3.000 kişi kireç yakmakla görevlendirildi. [[29 Mart]] [[1510]]'da başlayan imar faaliyetleri 65 günde sona erdi. Bu inşaat ve tamiratta, İstanbul surlarından başka Galata'daki mahzenler, [[Galata Kulesi]], [[Kız Kulesi]], [[Rumeli Hisarı|Rumeli]] ve [[Anadolu Hisarı|Anadolu]] hisarları ve fenerlikleri, Çekmece köprüleri ile Silivri kalesi gibi önemli yerler de vardı. Sultan II. Bayezid'in bu çabaları üzerine İstanbul kısa bir sürede adeta yeniden inşa edilmiş oldu. Bu inşaat, bütünüyle [[Mimar Hayreddin]]'in nezareti altında yapıldı. İnşaatın tamamlanmasından sonra hükümdarın emri üzerine üç gün ve gece, fakirlere yemek dağıtıldı.<ref>[http://www.ansar.de/otarih45.htm SULTAN II. BÂYEZID ansar.de]</ref>
 
== Şahkulu isyanı ==
{{Ana madde|Şahkulu İsyanı}}
Şah İsmail'in [[Anadolu]]'da [[Şii]] propagandası yapmakla görevlendirdiği kişi, ''[[Şah Kulu]]'' adı verilen biriydi. Şehzadeler arasındaki huzurluğun ortaya çıktığı dönemde Şah Kulu önderliğindeki Kızılbaşlar isyan etti. İsyancılar; Antalya, Kızılcakaya, Korkuteli, Elmalı, Burdur ve Keçiborlu yerleşimlerine baskın yaptıktan sonra Kütahya önlerine geldi. Kendi üzerine gönderilen Anadolu Beylerbeyi [[Karagöz Ahmed Paşa]] yönetimindeki Osmanlı kuvvetlerini mağlup edilerek paşa esir alınsa da şehir ele geçirilememiştir.
 
Şahkulu isyanının büyümesi üzerine [[Vezir-i Azam]] [[Hadım Ali Paşa]] isyanı bastırmakla görevlendirildi. Karaman Beylerbeyi Haydar Paşa'yı öldürdükten sonra kuzeye ilerleyen Şahkulu, Altıntaş mevkiinde [[Şehzade Ahmet]] ile [[Hadım Ali Paşa]]' nın kuvvetlerince kuşatıldı. Bu sırada [[Şehzade Ahmet]] ile [[yeniçeri]]ler arasında yaşanan anlaşmazlıktan faydalanan Şahkulu kuşatmadan kurtulmayı başardı. İsyancıları takip eden [[Hadım Ali Paşa]] Sivas civarındaki [[Çubukova]] ya da [[Gökçay]] mevkiinde Şahkulu kuvvetlerine yetişti ve Temmuz 1511'de yapılan çarpışma sonucunda Şahkulu ve kuvvetleri yenilgiye uğratıldı. Bu çarpışmada Şahkulu öldürülürken, [[Hadım Ali Paşa]]'da aldığı yaralar sebebiyle bir süre sonra hayatını kaybetti<ref name="şahkulu">[Osmanlı Tarihi, II. Cilt, 10. baskı, sf: 230,231,254,255, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2011, Ord. Prof. [[İsmail Hakkı Uzunçarşılı]]]</ref>.
 
İsyanda esnasında [[Şehzade Ahmet]]'in en büyük destekçisi [[Vezir-i Azam]] [[Hadım Ali Paşa]]' nın ölmesinin yanı sıra Şehzade Ahmet ile yeniçeriler arasında yaşanan anlaşmazlık ileriki yıllarda şehzadeler arasında yaşanan taht mücadelesinde belirleyici olmuş ve yeniçeriler [[I. Selim|Şehzade Selim]]'i desteklemişlerdir.
 
== Oğulları arasındaki taht kavgaları ==
=== Oğulları ===
II. Bayezid'in, Mahmut, [[Şehzade Ahmet|Ahmet]], [[Şehzade Şehenşah|Şehenşah]], [[I. Selim|Selim]], Mehmet, [[Şehzade Korkut|Korkut]], Abdullah ve [[Şehzade Alemşah|Alemşah]] isimli 8 oğlu ve pek çok da kızı olmuştu. Oğullarının en büyüğü babasının tahta geçmesinden kısa bir süre sonra vefat etti. Padişah'ın 6., 7., 8. oğulları olan Mahmut, Mehmet, [[Şehzade Alemşah|Alemşah]] ise [[1507]]'den önce öldüler. Hayatta sadece yaş sırası ile Şehzade Ahmet, Şehzade Korkut, Şehzade Selim ve Şehenşah kalmıştı. Hepsi de olgun yaşlara gelmiş, ya kırk yaşını geçmiş veya yaklaşmışlardı. Şehzade Korkut ile Şehzade Selim [[Alaüddevle Bozkurt Bey]]'in kızı olan Ayşe Hatun'un çocukları idiler. Şehzade Ahmet [[Amasya]]'da <ref name="Amasya Valiliği">http://www.amasya.gov.tr/ContentDownload/EX2K3Sehzade_Ahmet.doc</ref> vali iken, Korkut [[Manisa]]'da, Şehzade Selim ise [[Trabzon]]'da vali olarak görevliydi. En küçük şehzade Şehenşah'ın annesi [[Karamanoğlu]] sülalesindendi ve bu nedenle [[Konya]] valiliğini yürütüyordu.
 
=== Şehzade Korkut ===
II. Bayezid'in hayatta kalan oğullarından [[Şehzade Korkut]] dışındakilerin hepsinin şehzadeleri vardı; yani hepsi kendisinden sonra tahta geçebilecek erkek çocuklara sahiptiler. Yalnız Şehzade Korkut'un pek çok kızı olmasına rağmen erkek çocuğu yoktu.
 
1509 yılında 40 yaşındaki Şehzade Korkut [[Manisa]] sancak beyi (Saruhan Beyi) iken [[Antalya]] sancak beyliğine (Teke Beyi) gönderilmişti. [[Vezir-i Azam]] [[Hadım Ali Paşa|Ali Paşa]]'nın kardeşi [[Şehzade Ahmet]]'i tuttuğunu bilen Şehzade Korkut bu tayinle tahttan uzaklaştırıldığının farkında idi. Babasının ani ölümü halinde kardeşi Ahmet [[Amasya]]'da olduğundan [[İstanbul]]'a Antalya'dan daha çabuk varabilirdi. Bu nedenle kendisinin tekrar Manisa'ya tayinini istedi, fakat kabul edilmedi. Bunun üzerine babasının gözünü korkutmak isteyen Şehzade Korkut tıpkı amcası [[Cem Sultan]] gibi [[hac]]ca gideceğini söyleyip, 137 kişilik maiyeti ve 8 gemi ile 1509 yılında [[Antalya]]'dan yola çıktı. Aslında Şehzade Korkut'un denizciler üzerinde büyük bir tesiri vardı. Zaten denizcileri himaye etmesi ile ün kazanmıştı. Pek çok Osmanlı [[Savaş tutsağı|esir]]ini fidyelerini cebinden verip kurtarmıştı. Bunun yanında denizcilik yapanları, reisleri korur, himaye ederdi.
 
Şehzade Korkut [[29 Mayıs]]'ta [[Sultan Kansu]] tarafından [[Kahire]]'de muhteşem bir şekilde karşılandı. Bu arada devlet adamları bu olayın aynen Cem Sultan'ın hikâyesine benzediğinden kuşkulanmışlardı. Fakat Şehzadenin tek hedefi babasının ve [[Hadım Ali Paşa|Ali Paşa]]'nın gözünü korkutmaktı. Tüm çabalarına rağmen ataması yapılmadı ve Antalya'da kaldı.
 
=== Şehzade Selim ===
[[Dosya:Nakkaş Selim.jpg|sol|küçükresim|Oğlu [[I. Selim]]]]
Aynı dönemde [[I. Selim|Şehzade Selim]] yaptıkları ile takdir topluyordu. [[Safeviler]]'e karşı yapmış olduğu akın ve [[Gürcü]] kralları vergiye bağlaması gözleri ona çevirmişti. [[Şehzade Korkut]] ise daha yumuşak huylu ve mutedildi. Yalnız erkek çocuğunun olamayışı nedeniyle fazla taraftar toplayamamıştı. Esasen tahta [[Şehzade Ahmet]] geçecekti. Zira meşru veliaht, büyük şehzade idi.
 
Şehzade Selim [[İstanbul]]'a çok uzak olan [[Trabzon]] sancak beyiydi. Ağabeylerinden Ahmet [[Amasya]]'da, Korkut [[Manisa]]'da, küçük kardeşi Şehzade Şehenşah ise [[Konya]]'daydı. Bu durumda tahta en uzak şehirde olan kendisi idi. Bir defa tahta oturan şehzadeyi oradan atmak neredeyse imkansızdı.
[[Dosya:Bayezid-Selim.jpg|thumb|right|Sultan II. Bayezid ile Şehzade Selim savaşırken minyatürü]]
Bu dönemde oğlu [[Kanuni Sultan Süleyman|Şehzade Süleyman]] 14 yaşına gelmişti. Buluğ çağına gelen şehzadelere sancak verilmesi kanundu. Babası da oğlu Süleyman için [[Bolu]] sancağını istedi. Şehzade Süleyman Trabzon'a bağlı [[Şebinkarahisar]] sancak beyiydi. Bolu ise ayrı müstakil bir sancaktı. Selim'in isteği oldu ve Şehzade Süleyman Bolu'ya nakledildi. Tabii bu olaya Amasya Sancak beyi Şehzade Ahmet karşı çıktı. Çünkü Bolu Amasya ile İstanbul arasında bir noktaydı. Bu da kendisi için tehlikeli olabilirdi.
 
Şehzade Ahmet'in çabaları ile Şehzade Süleyman Bolu'dan ayrılacakken, Şehzade Selim bu sefer oğlu için [[Kefe Eyaleti|Kefe]] sancağını istedi. Kefe [[Kırım Hanlığı|Kırım]]'da bir liman şehriydi. [[Kırım Hanlığı]]'na bağlı olmayan şehir doğrudan doğruya İstanbul'a bağlı idi. [[I. Selim|Şehzade Selim]]'in düşüncesi kayınpederi olan Kırım hanı [[Mengli Giray]]'a yakın bulunabilmekti. Zira Mengli Giray da damadını destekliyordu. Bunun üzerine Şehzade Süleyman [[1504]] yılında ölen amcası [[Şehzade Mehmet]] yerine Kefe sancak beyi oldu.
 
1511 yılında Şehzade Selim büyük bir maiyet ile Trabzon'dan gemi ile [[Kırım Hanlığı|Kırım]]'a gitti. Güya oğlu Süleyman'ı ve kayınpederini ziyaret edecekti. Asıl amacı kayınpederi ile sıkı bir işbirliği yapmak ve oğlu Süleyman'a talimat vermekti. Veliaht [[Şehzade Ahmet]], Kırım Hanı'na bir mektup gönderdi ve kardeşi Selim'e yardımdan vazgeçmediği takdirde, padişah olduğu zaman Kırım tahtından ümit kesmesini açıkça söylüyordu. [[Mengli Giray]] buna kulak asmadıysa da, kayınpederini zor durumda bırakmak istemeyen Şehzade Selim Kırım'dan ayrıldı. Kardeşi Ahmet babasına baskı yaparak kayınpederini azlettirebilirdi.
 
Selim Kırım'dan Trabzon'a dönmek yerine [[Rumeli]]'ye geçti ve artık Trabzon'a dönmeyeceğini ve kendisine Rumeli'de bir sancak verilmesini istedi. Şehzadelere Rumeli'den sancak verilmesi yasalara aykırı olmasına rağmen ordu tarafından sevilen [[I. Selim|Şehzade Selim]]'e [[Semendire]] ve [[Vidin]] sancakları verildi.
Bu arada [[Şehzade Korkut]] babasının üzerindeki baskısını arttırarak tekrar [[Manisa]] sancağına atandı. 2 Temmuz 1511'de [[Konya]] sancak beyi [[Şehzade Şehenşah]]'ın 40 yaşında eceli ile vefatı üzerine taht adaylarının sayısı üçe indi.
 
1511 Temmuz'unda [[I. Selim|IIŞehzade Selim]] [[Vidin]]'den [[Edirne]]'ye geldi. Bu şehri işgal ettikten sonra [[Çorlu]]'ya geldi. Ancak 3 Ağustos günü babası II. Bayezid tarafından karşılandı. Birkaç dakikalık vuruşmadan sonra Şehzade mağlup oldu . Kaçmak zorunda kalan Şehzade ihtiyatı elden bırakmamıştı. [[Bulgaristan]] sahillerinde gemiler şehzadeyi bekliyordu. Bu olaydan sonra tekrar sancağına dönemezdi. Oğlunun yanına, [[Kefe Eyaleti|Kefe]]'ye gelen şehzade orduyu elde etmeden taht yolunun zor olduğunu böylece anladı.
 
=== Şehzade Ahmed ===
21 Ağustos 1511 günü II. Bayezid büyük oğlu Ahmet'i tahta geçirmek üzere [[İstanbul]]'a çağırdı. Veliaht Şehzade'nin [[Maltepe]]'ye kadar gelmesi üzerine Şehzade Selim'i destekleyen birlikler ayaklandı. Bunun üzerine Şehzade İstanbul'a giremedi ve Maltepe'den geri dönmek zorunda kaldı. [[Amasya]]'ya döneceği yerde [[Konya]]'ya geçen Şehzade Ahmet burada padişahlığını ilan ederek babasının orduya söz geçiremediğini iddia etti. [[Şehzade Ahmet]]'in açıkça müddei sıfatını takınması üzerine ulema yüzünü Ahmed'den çevirdi.
 
Bu arada [[Şehzade Korkut]]'un ansızın İstanbul'a gelmesi işleri iyice karıştırdı. Ağabeyinin bu tavrı üzerine umuda kapılan Korkut babası ve paşalarla görüşmüş ve büyük saygı görmüştü fakat babasının hayatta olması nedeniyle paşalar Korkut'u desteklemediler.
 
1512 yılının ilk günlerinde Kızılbaşlar Amasya, [[Tokat (il)|Tokat]] bölgesinde tekrar ayaklandılar. Şehzade Ahmet'in orayı bırakması bölgede büyük bir boşluk oluşturmuştu. Bu olay üzerine [[6 Mart]] günü İstanbul'da [[Kapıkulu Ocakları]] isyan çıkardı. Bu olaylar üzerine Şehzade Ahmet'i desteklemekten vazgeçen Sultan küçük oğlu Selim lehine bir name yazarak onu İstanbul'a davet etti.
 
== Tahttan feragatı ve vefatı ==
[[Dosya:I. Bayezid heykeli Yavuz Görey.JPG|thumb|right|II. Bayezid'in [[Ankara]], [[TSE]] binasının bahçesinde bulunan [[II. Bayezid heykeli (Ankara)|heykeli]]]]
[[Dosya:II. Bayezid-Cenaze.jpg|thumb|332x332px|II. Bayezid'in cenaze merasimi(1512)]]
[[I. Selim|Şehzade Selim]] [[19 Nisan]]'da [[İstanbul]]'a ulaştı. Bu arada [[Şehzade Korkut]] da İstanbul'da idi. Kendisinden üç yaş küçük kardeşinin padişahlığını tanıdı ve tebrik etti. 24 Nisan 1512'de II. Bayezid oğlu Selim namına tahtan feragat ettiğini açıkladı. Böylece babasının vefatından sonra [[yeniçeri]]lerin desteği ile tahta çıkan II. Bayezid uzun bir saltanatın sonunda yine yeniçerilerin baskısıyla tahttan çekilmiş oldu. II. Bayezid tahtını oğluna bırakırken şu sözleri söyler:
 
{{Cquote|Adaletten ayrılma, acizlere ve biçarelere karşı merhametli ol. Kimsesizlere şefkat göster, herkesin sana ram olmasını istiyorsan [[ulema]]ya çok saygı göster, zaruret olmadıkça kimseye sert davranma.}}
 
Yeni Sultan Selim'e [[Dimetoka, Yunanistan|Dimetoka]]'da çekilmek istediğini söyleyen sabık sultan, oğlunun cülusundan 11 gün sonra kalabalık bir maiyet ile [[İstanbul]]'dan Dimetoka'ya doğru yola çıktı. Yola çıktığında da çok hasta ve bitkin olan sabık sultan ata binemedi ve ancak tahtırevan ile seyahate devam edebildi. Dimetoka'ya ulaşmaya ömrü vefa etmeyen II. Bayezid, yola çıkışından 32 gün sonra 26 Mayıs 1512'de [[Edirne]]'nin güneydoğusundaki [[Havsa]] ilçesinin [[Abalar, Havsa|Abalar]] köyünde vefat etti.
 
II. Bayezid'in cenazesi [[İstanbul]]'a getirildi, [[Fatih Camii]]'nde kılınan [[cenaze namazı]]ndan sonra kendi yaptırdığı [[Bayezid Camii]]'ndeki [[türbe]]sine defnedildi. 62 yaşında vefat eden II. Bayezid'in padişahlık süresi 31 yıldan 9 gün eksikti. Ölümü tüm [[İslam]] aleminde üzüntü ile karşılandı. [[Kahire]]'de ölümü duyulunca başta [[Sultan Kansu]] olmak üzere çok sayıda kişinin katıldığı gıyabi cenaze namazı kılındı. Ayrıca [[İslam]] [[dünya]]sının başka yerlerinde de gıyabi cenaze namazları kılındı.
 
== İlginç diyalogları ==
=== Kristof Kolomb ile diyalog ===
[[Amerika]] kıtasını keşfeden [[İtalyan]] denizci [[Kristof Kolomb]], yaklaşık 14 yıldır tasarladığı [[okyanus]] ötesinde yolculuğu 1484'de [[Portekiz]] Kralına sundu ama reddedildi. Destekleyecek bir finansör bulamayınca maddi zorluklara giren Kolomb, [[Avrupa]] ile [[Osmanlı]] arasında ticaret ile uğraştı. Bu dönemde, 1484'de Sultan II. Bayezid'e bir papaz eşliğinde başvurdu ve bu isteği [[Osmanlı]] kayıtlarında {{Cquote|II. Bayezid'den sultanın adına yeni ülkeler keşfedebilmek için emrine gemiler vermesi istedi.}}
şeklinde geçti.
 
Sultan, karşısına çıkan bu delidolu insanı ciddiye almadı ve talebini reddetti. Kolomb, Bayezid'den iki yıl sonra [[İspanyol]] kral ve kraliçesine müracaat etti, ve 1492'de de [[Amerika]]'yı farkında olmadan keşfetti. Geldiği yeri [[Hindistan]] zannederek karşılaştığı halka Hindistanlılar (Indian) dedi.
 
İlerki yıllarda Kolomb ile üç kez [[Amerika]]'ya gitmiş bir İspanyol, bir savaş sonrasında [[Piri Reis]]'in amcası [[Kemal Reis]]'e esir düştü ve Kolomb'un keşfettiği [[Amerika]] kıyılarının haritasını amcasına verdi. [[Piri Reis]] bu haritadaki bilgilerden yola çıkarak [[1513]]'de [[Pîrî Reis Haritası|ilk dünya haritasını]] çizdi.<ref>{{Web kaynağı | url = http://arsiv.sabah.com.tr/2006/09/27/gun151.html | başlık = II. Bayezid, Kolomb'u reddetmişti | erişimtarihi = 21 Ocak 2010 | yayımcı = Sabah Gazetesi | yıl = 2006 | ay = 27 Eylül | ilk = Erhan | son = AFYONCU | arşivurl = http://web.archive.org/web/20140115094849/http://arsiv.sabah.com.tr:80/2006/09/27/gun151.html | arşivtarihi = 15 Ocak 2014}}</ref>
[[Dosya:Leonardo da Vinci Galata Köprüsü 1502.jpg|thumb|right|Da Vinci'nin II. Bayezid'e sunduğu köprü projesi çizimi|276x276pik]]
 
=== Leonardo Da Vinci ile diyalog ===
1502 yılında, tarihin en büyük mucitlerinden ve sanatçılarından biri olarak gösterilen İtalyan [[Leonardo Da Vinci]] II. Bayezid'a, [[Haliç]] üzerine yapılması için 240 metre uzunluğunda bir köprü projesi sundu. Ancak Da Vinci'nin bu sıradışı projesi II. Bayezid tarafından kabul edilmedi ve yıllar sonra benzeri bir köprü 2001 yılında [[Norveç]]'de yapıldı.
 
=== Gül Baba ile diyalog ===
[[Evliya Çelebi]]'nin anlattığına göre, Sultan II. Bayezid 1481 yılının bir [[kış]] günü [[Galata]] sırtlarında avlanırken son derece bakımlı ve [[gül]]lerle süslü bir bahçe ve içinde köhnemiş küçük bir kulübe gördü. Kulübede mola veren Sultan, buranın sahibi [[Gül Baba]] ile tanışır ve onu, bahçeye gösterdiği özenden dolayı ödüllendirmek istediğini söyledi. [[Gül Baba]] da padişahına [[sarı]] ve [[kırmızı]] iki adet gül vererek, bu bahçeye bir [[okul]] ve [[hastane]] yaptırmasını istedi. [[Galata Sarayı Ocağı]] (günümüzde [[Galatasaray Lisesi]]) böylece kuruldu ve [[Yavuz Sultan Selim]]'in oğlu [[Kanuni Sultan Süleyman]] da dahil olmak üzere tüm şehzadeler, şehzadelerin çocukları ve önemli devlet görevlileri ilk ve orta eğitimlerini burada aldılar.<ref>{{Web kaynağı | url = http://www.gscemiyet.org.tr/Mektep.aspx?Sayfa=GulBaba | başlık = Gülbaba | erişimtarihi = 22 Ocak 2010 | yayımcı = Galatasaraylılar Derneği | arşivurl = http://web.archive.org/web/20121119194656/http://www.gscemiyet.org.tr/Mektep.aspx?Sayfa=GulBaba | arşivtarihi = 19 Kasım 2012}}</ref>
 
== Şahsiyeti ve tarihe bıraktıkları ==
 
II. Bayezid uzun boylu, yağız çehreli, ela gözlü ve geniş göğüslüydü. Yumuşak bir tabiata sahipti. Venedik Balyosu Andre Gritti'nin 1503'de Venedik Cumhuriyeti'ne gönderdiği mektupta onun karaketerini tanımlaması Sakaoğlu tarafından şöyle özetlenmiştir.<ref name="yasamyapit"/> Gritti mektubunda II. Beyazid'in
<blockquote>
Uzun boylu, karayağız olduğunu, zihnen daima meşgul izlemini verdiğini ve tasalı göründüğünü; felsefeyle ilgilenmekle beraber kozmografya konularını çok iyi bildiğini, az yemek yediğini, içki içmediğini, camilere gittiğini ve bol sadaka dağıttığını ata binmekten hoşlandığını, nikris (gut) yüzünden sık sık avlanmadığını
</blockquote>
bildirmiştir.
 
Gençliğinde serbest bir hayat sürdüğü halde padişahlığında ibadete ve hayır işlerine yöneldi. Bu sebeple de Bayezid-i Veli ismiyle anıldı. Mecbur olmadıkça savaştan uzak kalmaya dikkat etti. Ayrıca ülke yönetimine verdiği önem nedeniyle çoğunlukla İstanbul'da kalmayı tercih etti.
 
Şehzadeliğinden beri ünlü bilginleri etrafına topladı ve kendini yetiştirmeye çalıştı. Dinine bağlılığından dolayı kendisine ''Bayezid-i Veli'' de denilirdi. Bayezid-i Veli, [[şair]]leri saraya toplar onlarla sohbet ederdi. [[Hattat]] ve bestekârdı. ''Adli'' [[mahlas]]ıyla [[şiir]]ler yazdı. [[Ulema]] ve sanatkârlar için ayrıca bir fon ayırmıştı.
 
Zamanında yetişen pek çok alim, sanatkar ve şaire çalışmalarından dolayı ihsanlarda bulundu, hediyeler verdi.
 
II. Bayezid oldukça [[dîn]]dar bir [[insan]]dı. İstanbul'da kendi adına yaptırdığı [[Bayezid Camii]]'nin inşası bitince Padişah
<blockquote>
Her kim ömrü boyunca ikindi ve yatsı [[namaz]]larının ''Dört rekâtlık'' ilk [[Sünnet (din)|sünnet]]lerini terk etmemiş ise, ilk [[Cuma namazı]]nda [[imam]] olsun.
</blockquote>
demişti. Bu hususta kendisinden başka kimse çıkmamış, savaşta ve barışta hiçbir sünneti bırakmadığı için namazı kendisi kıldırmıştır. {{Kaynak belirt}}
 
[[Dosya:Bayezid Mosque.jpg|thumb|right|Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılan Bayezid Camii]]
 
[[Edebiyat]]a yoğun bir ilgi duyan Bayezid'in mührünü taşıyan birçok eser hâlen [[Türkiye]] ve [[Avrupa]] kütüphanelerinde mevcuttur. Hatta, okuduğu kitaplar hakkında düşüncelerini de yazmaktaydı. Namına çok eser yazılmıştır. Bunun yanı sıra, [[Türkçe|Türk dili]]'nin gelişmesi için büyük hizmet verdi. O, eserlerin açık ve anlaşılır bir dil ile yazılmasını isterdi. II. Bayezid musiki ile de ilgilendi. Sultan'ın eserlerinden yalnız 8 tanesinin notası zamanımıza kadar gelebilmiştir. Bunların hepsi saz eserleridir:
* Fahte usulünde Neva Peşrevi
* Neva Saz Semaisi
* Çifte-Düyek usulünde Rahatu'l-Ervah Peşrevi ve Rahatu'l-Ervah Saz Semaisi
* Ağır düyek usulünde Aşiran-Buselik Peşrevi
* Düyek usulünde Evc Peşrevi
* Evc Saz Semaisi ve Sakıyl usulünde Nişabur Peşrevi.
 
''Adlî'' [[mahlas]]ı kullanarak [[Türkçe]] ve [[Farsça]] şiirler yazdı. II. Bayezid'in yazdığı şiirlerden meydana gelen küçük hacimli bir [[Divan (edebiyat)|divan]] Rumi 1308 tarihinde İstanbul'da basıldı<ref>Bayezid II, (1890) ''Divan-i Sultan Bayezid-i Sani''. İstanbul:Matbaa-yi Osmaniye. Tıpkıbasım referans için bakınız [http://www.archive.org/stream/divanbaye00bayeuoft#page/n117/mode/2up] (Erişme tarihi:10.08.2009)</ref>. Kendisi [[Hat sanatı|hat]] sanatında da oldukça yetenekliydi.
 
Hükümdarlığı süresince barışı ve sakinliği tercih etmişti. [[Osmanlı donanması]] döneminde yenilendi, [[Piri Reis]] de tüm [[Dünya]]'da nam saldı. Donanmanın yenilenmesi sırasında; yelkenli savaş gemilerini uzun menzilli toplarla yaparak [[Osmanlı]]'nın [[Akdeniz]]'de tek hâkim olması sağlandı. Döneminde [[Yeniçeri Ocağı]]'nı genişletildi ve ağa bölükleri kuruldu.
[[Dosya:Bursapnc1.JPG|thumb|right|II. Bayezid'in [[Bursa]]'da yaptırdığı [[Koza Han]]'ın avlusundaki [[mescid]]]]
Sultan II. Bayezid otuz seneden fazla süren saltanatı boyunca, barış ve sükûnu tercih etmesi, donanmayı yenileyip hazırlıklar yapması, kendisinden sonra tahta geçen oğlu [[Yavuz Sultan Selim]]'in fasılasız seferlerle meşgul olmasına neden oldu. [[Tımar (arazi)|Tımar]] teşkilatında değişiklik yapıldı.
Ülkenin birçok yerinde okullar, hastaneler, [[cami]]ler, [[medrese]]ler kuruldu. Yaptırdığı eserlerden günümüzde hâlâ varlığını sürdürenler arasında:
 
* [[Bayezid Camii]]
* [[Bayezid Medresesi]]
* II. Bayezid suyolu <ref>Kazım Çeçen. (1997) ''II. Bayezid suyolu haritaları'', İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi</ref>
* [[Hatuniye Camii, Tokat|Hatuniye Camii]] (Tokat)
* [[Hatuniye Camii, Amasya|Hatuniye Camii]] (Amasya)
* [[Gazi Atik Ali Paşa Camii|Atik Ali Paşa Camii]]
* [[Dosya:Sultan Bayezid II tomb March 2008.JPG|thumb|İkinci Bayezid'in [[Bayezid Camii]]'ndeki [[türbe]]si]][[Amasya İkinci Beyazıt Külliyesi|İkinci Beyazıt Külliyesi]]<ref name="Amasya Gazetesi">[http://www.amasyagazetesi.com/amasya/amasya.asp?link=amasya-camileri.htm Amasya Gazetesi]</ref>
* [[İkinci Beyazıt Külliyesi]]<ref name="edirneden.com">[http://www.edirneden.com/goster.php?id=526 edirneden.com]</ref> Ratip Kazancıgil (1997)<ref>''Edirne Sultan II. Bayezid Küülliyesi'' Trakya Ün̈niversitesi Rektörlüğü Yayınları</ref>
* [[Edirne İkinci Beyazıt Köprüsü|İkinci Beyazıt Köprüsü]]
* [[Osmancık İkinci Beyazıt Köprüsü|İkinci Beyazıt Köprüsü]]
* [[Geyve İkinci Beyazıt Köprüsü|İkinci Beyazıt Köprüsü]]
* [[Koza Hanı]]
* [[Pirinç Han (İstanbul)|Pirinç Han]]
 
sayılabilir.
{{Ayrıca bakınız|İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi}}
 
== Ailesi ==
[[Bostanzade Yahya Efendi]], ''Târih-i Saf Tuhfetu'l-Ahbab'' isimli eserinde ''Kırk'' kadar cariyesinin olduğunu rivayet ediyor.<ref name="YahyaEfendi">{{cite book|author=[[Necdet Sakaoğlu]]|title=Bu mülkün kadın sultanları: Vâlide sultanlar, hâtunlar, hasekiler, kadınefendiler, sultanefendiler|url=https://books.google.com.tr/books?redir_esc=y&hl=tr&id=6WUMAQAAMAAJ&dq=havatin+hatun&focus=searchwithinvolume&q=II.+B%C3%A2yezid|publisher=Oğlak Yayıncılık|year=2008|pages=135|isbn=978-9-753-29623-6}}.</ref>
=== Eşleri ===
# [[Nigâr Hatun]] - [[Şehzade Korkut]] ile Fatma Sultan’ın annesi ve Abdullah Vehbi’nin kızı.
# [[Şirin Hatun]] - Abdullah kızı ve Şehzade Abdullah ile [[Ayn-i Şah Sultan]]’ın annesi.
# [[Bülbül Hatun]] - Abdullah kızı ve [[Şehzade Ahmed]] ile Hundi Sultan’ın annesi.
# [[I. Ayşe Hâtûn]] - [[Alaüddevle Bozkurt Bey|Zülkadiroğlu Alaaüd-devle Bozkurd Bey]]’in kızı ve [[Yavuz Sultan Selim]]’in annesi.<ref>[http://www.kultur.gov.tr/EN,32033/yavuz-sultan-selim-han.html Yavuz Sultan Selim’in öz annesi: "Ayşe Hâtûn"]</ref>
# [[Gülruh Hatun]] - Abdülhay’ın kızı ve [[Şehzade Alemşah]] ile Kamer Sultan’ın annesi.
# [[Hüsnüşah Hatun]] - Karamanoğlu Nasuh Bey’in kızı.
# Gülfem Hânım
# [[II. Gülbahar Hatun|Gül-Bahar Hatun]] - Abdüssamed’in kızı ve [[Yavuz Sultan Selim]]’in annesi.<ref name="bahadıroglu"/><ref name="Gül-Bahar">[http://www.4dw.net/royalark/Turkey/turkey4.htm The Imperial House of Osman 4]</ref>
# [[Ferahşad Hatun]] - Kefe sancak Beyi [[Şehzade Mehmed (II. Bayezid'in oğlu)|Şehzade Mehmed]]’in annesi.
# [[Kaptan-ı deryalar listesi|Kaptan-ı Derya]] Damat [[Güveği Sinan Paşa]]’nın kızı
# Muhterem Hânım
 
=== Erkek çocukları ===
# [[Şehzade Ahmed]]
# [[Şehzade Korkut]]
# [[I. Selim|Şehzade Selim]]
# [[Şehzade Mahmud (II. Bayezid'in oğlu)|Şehzade Mahmud]]
# [[Şehzade Mehmed (II. Bayezid'in oğlu)|Şehzade Mehmed]], [[Kırım]]'ın [[Kefe]] şehrinde sancak beyliği yapan Şehzade Mehmed, [[1504]]'te vefat etmiştir.
# [[Şehzade Alemşah]]
# Şehzade Abdullah
# [[Şehzade Şehenşah]], ([[1471]]-[[1511]]), Annesinin [[Karamanoğlu]] olması nedeniyle babası tarafından [[Konya]] sancak beyi yapılmıştır.
 
=== Kız çocukları ===
# Gevher Müluk Sultan
# Selçuk Sultan
# Hatice Sultan
# Ayşe Sultan
# Hundi Sultan
# [[Ayn-i Şah Sultan]]
# Fatma Sultan
# Hüma Sultan
# [[Kamer Sultan]]
# Meliha Sultan
 
==Popüler kültürdeki etkileri==
 
[[Şehzade Bayezid]]'i 2012 Yapımı [[Fetih 1453]] sinema filminde [[Yiğitcan Elmalı]] tarafından canlandırılmıştır.
[[Şehzade Bayezid]]'i 2013 Yapımı [[Fatih (dizi)|Fatih]] dizisinde [[Salih Bademci]] tarafından canlandırılıyor.
 
Şehzade Bayezid'i 2013 yapımı Da Vinci's Demons dizisinde Akın Gazi canlandırıyor.
 
== Kaynaklar ==
{{Kaynakça|2}}
 
== Dış bağlantılar ==
{{commonsKat|Bayezid II}}
 
{{s-start}}
{{s-hou|[[Osmanlı Hanedanı]]||3 Aralık 1447||26 Mayıs 1512}}
{{s-reg|}}
{{s-bef|before=[[II. Mehmed]]}}
{{s-ttl|title=[[Dosya:Osmanli-nisani.svg|50px]] <br /> [[Osmanlı padişahları listesi|Osmanlı Sultanı]]|years=3 Mayıs 1481 - 25 Nisan 1512}}
{{s-aft|after=[[I. Selim]]}}
{{s-pre|}}
{{s-bef|before=[[II. Mehmed]]}}
{{s-ttl|title=[[Dosya:Byzantine imperial flag, 14th century.svg|50px]] <br /> [[Bizans İmparatoru]]}}
{{s-non|reason=Saltanat ile birleştirildi}}
{{s-bef|before=[[II. Mehmed]]}}
{{s-ttl|title=[[Halifeler listesi|İslam Halifesi]]}}
{{s-aft|after=[[I. Selim]]}}
{{end}}
 
{{Osmanlı padişahları}}
{{II. Bayezid Dönemi}}
{{Osmanlı şehzadeleri}}
{{Otorite kontrol}}
 
{{DEFAULTSORT:Bayezid 2}}
[[Kategori:1447 doğumlular]]
[[Kategori:1512 yılında ölenler]]
[[Kategori:II. Bayezid| ]]
[[Kategori:Osmanlı padişahları]]
[[Kategori:15. yüzyılda Osmanlı padişahları]]
[[Kategori:16. yüzyılda Osmanlılar]]
[[Kategori:16. yüzyılda Osmanlı padişahları]]
[[Kategori:Evliyalar]]
[[Kategori:Osmanlı İmparatorluğu yükselme dönemi]]
[[Kategori:Edirne'de ölenler]]
[[Kategori:İstanbul'da defnedilenler]]
[[Kategori:Ölmüş insanlar]]
"https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Bayezid" sayfasından alınmıştır