Deli Hüseyin Paşa: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
35. satır:
Hüseyin Paşa Bursa [[Yenişehir]] Akçapınar köyünde doğdu. İstanbul'a gelip önce Osmanlı Eski Sarayı'na odun işleri ile ilgilenmek için alındı. İran şahı tarafından gönderilen ve bozulup kırılması çok zor olan bir yayı kırıp atması ile kendini gösterdi. Bunun üzerine Topkapı Sarayı'nda [[Enderûn]]’da eğitildi. Saray'da [[Zülüflü Baltacılar]] sınıfına girerek ağa dairesinde hizmet gördü. Önce küçük [[imrahor]]luk ve takiben büyük imrahorluk görevlerine atandı.<ref name="yasamyapit"> Yayın Kurulu, "Hüseyin Paşa (Deli)" (1999) ''Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, Cilt.1 Sayfa.588-589'', İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayıncılık A.Ş. ISBN 975-08-0071-01.</ref><ref name="TDV"> İlgürel, Mücteba (1999) "Hüseyin Paşa, Deli", ''Türkiye Diyanet Vakfı İslam Anasiklopedisi Cilt:19 Sayfa:4-6 '', İstanbul:TDV Yayınları. Online:[[http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c19/c190005.pdf]]</ref>
 
1634 yılında vezirlik rütbesiyle [[Kaptan-ı derya]]'lığa getirildi. Bir müddet sonra açılan Sultan [[IV. Murad]]'ın [[Revan Seferi]]'ne donanma işlerini donanma kethüdâsı olan [[Uzun Piyale Paşa|Uzun Piyale Bey]]’e bırakarak "derya kalemi"ne bağlı zeâmet ve timar sahipleri ve askerleriyle birlikte Kaptan-ı derya olarak katıldı. Revan kalesinin fethinde gösterediği büyük gayret ve özellikle topçuluktaki mahareti ile Hüseyin Paşa sultanın dikkatini çekti. Daha sonra [[Tebriz]] üzerine yapılan [[Azerbaycan]] Seferi harekâtına katıldı.<ref name="yasamyapit"/><ref name="TDV"/>
 
Dönüşte Diyarbekir’deyken 1635 yılında devletin önemli eyaletlerinden biri olan Mısır’a Beylerbeyi tâyin edildi. 1 yıl 9 ay Mısır Valisi gorevinde kaldı. Mısır Valisi iken adı bazı suistismallere karıştığı için valilikten ve vezirlikten azledilip İstanbul'a çağırıldı.<ref name="yasamyapit"/><ref name="TDV"/>
43. satır:
1638'de Sultan IV. Murad'ın nedimi olarak onun [[Bağdad Seferi]]'ne katıldı. Bu sefer sırasında ordu [[Konya]]’ya yaklaşırken Anadolu Beylerbeyliği'ne atandı. Kuşatma devam etmekte iken kendi tarafına düşen iki kaleyi kolaylıkla zaptetti. Bağdat sokaklarındaki çarpışmalarla Bağdat’ın içinde sükûnu sağlamada büyük rolü oldu. Ayrıca iç kaledeki Narin Kuleyi bir bölük asker ile ele geçirdi.<ref name="yasamyapit"/><ref name="TDV"/>
 
Sultan IV. Murat bu başarılarından dolayı onu, sefer dönüşü tekrar İstanbul'da kubbe vezirliğine tâyin etti. O zaman Sadrazam olan [[Kemankeş Mustafa Paşa]] aleyhindeki entrikalarda önemli rol oynadı. Sadâret kaymakamı olan [[Tabanıyassı Mehmed Paşa]]’nın katledilmesi olaylarında etkili oldu. 16 Aralık 1639da1639'da ondan boşalan Sedaret Kaymakamlıği'na tayin edildi.<ref name="yasamyapit"/><ref name="TDV"/>
 
Sultan [[İbrahim]]’in tahta geçmesinden sonra Ocak 1640'da ikinci kez Kaptân-ı deryalığa getirildi. Bu sıralarda Karadeniz ticâretine engel olan Rus-Kazak korsanlarına karşı Karadeniz Seferine çıktı. Çok geçmeden 30 kadar Rus-Kazak gemisini ele geçirerek İstanbul’a gönderdi.<ref name="yasamyapit"/><ref name="TDV"/>
49. satır:
Sonra sırasıyla 1641’de 8 ay [[Özi]] muhafızı oldu. Bu görevi yapmakta iken [[Azak]] Kalesi Ruslar tarafından isgal edildi. Bu kaleyi kurtarmak görevi Özi Muhafızı olan Hüseyin Paşa'ya verildi. Emri altında [[Silistre]] eyalet askeri güçleri; Kaptanıderyâ [[Siyavuş Paşa]], yeniçeri kethüdâsı Haydar Ağazâde, Kırım Hanı [[Bahadır Giray]] ve [[Kefe]] Valisi Yûsuf Paşa ve bunların askeri birlikleri ile Azak kalesini kuşatma altına aldı. Lakin hemen mühimmat kıtlığı ortaya çıktı ve yeni tedarik gelmedi. Ayrıca Kaptanıderya Siyavuş Paşa ile Husyin Paşa arasinda anlaşmazlık çıktı. Bu nedenlerle kuşatma ancak 3 ay kadar sürdü. Sonra başarısız olarak kuşatmayı bırakmak zorunda kaldı.<ref name="TDV"/>
 
Şubat 1642’de [[Bosna]] valisi tayin edildi. Takiben [[Bağdad]] valiliğine getirildi. Bağdad’taBağdat’ta bir süredir bozulmuş olan asayişi sagladi ve Şat üzerindeki Kameriye Camii’ni onarttı. Burada başarılı hizmetlerde bulundu. Bunun üzerine padişah musahipliği ile İstanbul'a çağrıldı. Fakat rakiplerinin çabaları sonucu hemen 1644 yılında [[Budin]] beylerbeyi atanıp İstanbul'dan uzaklaştırıldı.<ref name="yasamyapit"/><ref name="TDV"/>
 
1646’da Girit Seferi başlangıcında tayinler de hızlanmıştı. Ele geçen [[Hanya]] Muhafızlığına getirildi ve kendisine ikinci vezir rütbesi verildi. Mevsimin kış olmasına rağmen bu görevine gitmek için Hüseyin Paşa Anadolu'dan emrine verilen birliklerle Girit'e gitmeye harekete geçti. Fakat büyük bir fırtana dolayısıyla Benefşe Limanı'na sığınmak zorunda kaldı. Burada kışlayacağı söylentilerinin yayılmasını sağlayarak Venedik donanması saldırısıdan kurtuldu. İstanbul'dan gönderilen 7 kadırgalık ve Rodos filosundan gönderilen 10 kadırgalık bir filo eşliğinde 3 gün içinde Hanya'ya ulaşmayı başardı. <ref name="TDV"/>
67. satır:
15 Eylül 1656'de [[Köprülü Mehmed Paşa]] özel imtiyazlara sadrazam tayin edildi. Bu sırada Girit Serdarı olan Deli Hǜseyin Paşa [[Kandiye Kuşatması]] ile uğraşmakta idi. Bu kuşatma 1 Mayıs 1648'da başlamış ve 1656'da küçük çatışmalar; lağım kazıp mayınlamalar halinde devam etmekteydi. Yeni sadrazam [[Köprülü Mehmed Paşa]] bu kuşatmayı başarısız olarak kabul etmekte idi. Girit’teki kuvvetlere gönderilen parayı da Deli Hüseyin Paşa'nın kötüye kullandığına da inanmıştı. Onun için Deli Huseyin Paşa'yı Girit Serdar'lığından alıp devlet merkezine çağırdı.<ref name="TDV"/>
 
Deli Hüseyin Paşa merkeze gelip Edirne'de Sultan [[IV. Mehmed]] huzuruna çiktıçıktı ve iltifat gordugördü. Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa bundan hoşlanmadı; kendisine rakip olarak gördüğü Hüseyin Paşa’yı ortadan kaldırmak için çabalara başladı. Fakat Hüseyin Paşa devlet ilerigelenleri arasında populerdipopülerdi. Sadrazam onu eliminesaf etmekdışı bırakmak için dönemin şeyhülislâmı [[Bolevî Mustafa Efendi]]’den fetva istemişti; ama şeyhülislam buna yanaşmamıştı. Dârüssaâde ağası ve Vâlide [[Turhan Sultan]] da Deli Hüseyin Paşa'yı himaye etmekteydiler. Sadrazam kendine rakip olacak gördüğü Deli Hüseyin Paşa'yı bertaraf edemedi. <ref name="TDV"/>
 
Onu üçüncü kez Kaptanıderya olarak atamak zorunda kaldı. Deli Hüseyin Paşa, sadrazamın kendi aleyhinde emelleri olduğunu bilmekteydi. Bunun için kaptaniderya gorevi sirasinda gayet davranmaya baslayip herhangi bir şikâyete fırsat vermemeye çalıştı. Örneğin derya beylerinin yeni kaptan-ı deryâya hediyeler sunmaları bir gelenek haline gelmişken Huseyin Paşa böyle hediyeleri almaktan kaçındı. <ref name="TDV"/>
 
Bunun üzerine Sadrazam 13 Aralık 1658’de Hüseyin Paşa'yı geniş yetkilerle Rumeli beylerbeyi olarak atadı. Bu görevi sırasında kapı halkının masraflarını karşılamak üzere Hüseyin Paşa, halktan bir miktar cerîme talep etti. Bu talep üzerine [[Filibe]] Kadısı Süleyman Efendi merkeze bir şikâyetnâme gönderdi. Ayrıca Rumeli’den diğer şikâyetler de yapıldı. Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa Hüseyin Paşa'nin her hareketini yakından takip ettirmekte idi. Bu şikayetler Sadrazam tarafından birer firsat olarak görüldü. Hüseyin Paşa görevden alınarak İstanbul’a çağrıldı. Bu şikayetlerin birer Sadrazamsadrazam tertibi olması aşikar görünmekte iken Sultan IV. Mehmed'in huzurunda Hüseyin Paşa sorgulandı ve suçu sabit görüldu. [[Yedikule]] zindaninadazindanına hapis edildi, 29 AealikAralık 1658'de dostlarının af edilmesi ricalarina rağmen Yedikule Zindanı’nda idam edildi. <ref name="TDV"/>
 
Bu olay halk arasında büyük bir infiale sebep oldu. <ref name="TDV"/>