Hüseyin Mirza: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Nushirevan11 (mesaj | katkılar)
Ugurdede04 tarafından yapılan 17842096 sayılı değişiklik geri alınıyor. Telif hakkı ihlali. İslam Ansiklopedisi'nden birebir kopyalanmış.
Nushirevan11 tarafından yapılan 18019195 sayılı değişiklik geri alınıyor.
25. satır:
| dini = [[Şia İslam]]
}}
'''I. Hüseyin''' ('''Sultan'''), '''Şah Sultan Hüseyin''' ([[1668]] - [[1726]]), [[1694]]-[[1722]] arasında [[İran]] [[şah]]ı, [[Safevi hanedanı]]nın son bağımsız [[hükümdar]]ı.Safevi DevletHükümdan yönetimindekiŞah zayıflığıylaSüleyman'ın hanedanınbüyük çökmesineoğludur. nedenTahta olmuşturgeçtiğinde yirmi beşyirmi altı yaşlarında bulunduğuna göre 1668 veya 1669'da doğmuş olmalıdır. Dini (Şii) akidelere önem vermesinden ve aza kanaat etmesinden dolayı Molla Hüseyin adıyla da anılır. Çocukluk ve gençlik yıllarını sarayda geçirdiği için kaynaklarda gerek fizik gerek zihni bakımdan hükümdarlığa uygun bir kişi olmadığı belirtilmektedir.
Babasının ölümü üzerine 14 Zilhicce 11 05'te (6 Ağustos 1694) halası Meryem Begüm ve harem ağalarının desteğiyle tahta çıktı. Hüseyin de babası gibi Şeyhülislam Muhammed Bakır el-Meclisi'nin etkisi altına girdi ve süfilik kılıcını onun elinden kuşandı; içki içmeyi, savaş talimlerini ve güvercin uçurtma sporunu yasakladı. Mollaların etkisi altında hüküm sürmeye başlayan Hüseyin Mirza'nın saltanatının ilkyılları sakin geçti. Osmanlılar'la iyi geçinmeye çalıştı; hatta 11 09'da (1697-98) Basra'nın, urban reisierinden Beni Müntefık Şeyhi Mani'in isyanı neticesinde Huveyze aşireti tarafından işgali üzerine burayı kurtararak o sıralarda batıda birçok devletle savaştığı için bölgeyle yeteri derecede ilgilenemeyen Osmanlılar'a geri verdi. ll. Mustafa bu dostluktan çok memnun kaldı ve Basra'nın anahtarlarını getiren elçi Rüstem Han'a değerli hediyeler verdi ( Defterdar Sarı Mehmed Paşa, s. 636, 637).
Şah Hüseyin idaresindeki Safevi Devleti'nde sükunet önce Belücistan'da çıkan bir ayaklanma ile bozulduysa da isyan hemen bastırıldı. öte yandan Gürcistan'ın Gürcü Valisi Xl. Giorgi de isyan etmiş. fakat daha sonra kendini affettirmek için isfahan'a gitmişti. islamiyet'i kabul ettiğini bildiren Giorgi, Gurgin veya Navaz
Han adıyla Kandehar'a vali tayin edildi. Ancak bu tayin halkının çoğunluğu Sünni olan, ayrıca öteden beri Hindistan'daki Babürlü Devleti ile Safeviler arasında tartışma konusu bulunan Kandehar'da büyük bir isyana yol açtı. Gılzey oymağının reisi olan ve Mekke'deki din alimlerinden "dinsiz Gürcüler"le savaşmak için fetva alan Mir Veys Sünniler' i bir araya toplayarak 1708'de isyan etti. Kandehar Kalesi'ni ele geçirip Gurgin Han'ı öldürdü. Bu hadise Şah Hüseyin'i uzun süre uğraştırdı. 1715'te Mir Veys'in ölümü üzerine yerine geçen kardeşi Abdülaziz'in (bazı kaynaklarda Abdullah) Safeviler'Ie anlaşma teşebbüsü, Safevi idaresine girmek istemeyen Sünni Kandehar halkının tepkisine yol açtı. Halkın desteğiyle Mir Veys'in oğlu Mir Mahmud Kandehar'ın idaresini eline geçirdiği gibi Her at civarındaki Abdali kabilesi de ayaklanıp ona tabi olmuştu. Öte yandan kuzeydoğudan Özbekler Safevi topraklarına girmişler, Maskat Arapları ise ll. Sultan İbn Seyfidaresinde Bahreyn'i ele geçirmişlerdi (ı 7 ı 7). İki yıl sonra Güney Dağıstan'daki Lezgiler. Gürcüler'in topraklarına saldırmışlar, fakat Gürcistan Valisi VI. Vahtang. Şah Hüseyin adına onları geri püskürtmüştü.
Safevi Devleti'ndeki bu iç karışıklıklar Osmanlı Devleti'nin dikkatini çekmeye başladı. Pasarofça Antiaşması'ndan (ı 7 ı 8) sonra Osmanlı-Safevi münasebetlerinde gerginleşme olmuş. bazı devlet adamları batıda kaybedilen toprakların doğuda telafi edilmesi yolunda tekliflerde bulunmuşlardı. Ancak Nevşehirli Damad İbrahim Paşa'nın sadrazamlığa getirilmesiyle Osmanlı-Safevi münasebetlerinde yeni bir döneme girildi. Öte yandan 1711 Prut Savaşı'nda yenilen Ruslar, Hazar-Karadeniz arasından güneye ilerleme siyasetine başlamışlardı. Dağıstan'daki Sünni-Şii mücadelesi Osmanlılar'ın bu bölgeyle ilgiIenmesini gerektiriyordu. iran'daki olayların iç yüzünü iyice öğrenmek isteyen Damad İbrahim Paşa, 1132 Şewalinde (Ağustos 1720) Dürri Ahmed Efendi'yi elçi olarak bu ülkeye gönderdi. Safevi merkezinde önce i'timadüddevle (başvezir). sonra
HÜSEYiN MiRZA
da Şah Hüseyin Mirza ile görüşen Ahmed Efendi, İbrahim Paşa'dan aldığı özel emir gereğince Safevi Devleti'nin iç durumu hakkında bilgi toplayıp 15 Safer 1134'te (5 Aralık 1721) istanbul'a döndü. Verdiği raporda Safevi Devleti'nin yıkilmaya yüz tuttuğunu belirtiyordu. Ruslar ise daha önce 1715-1717 yılları arasında Volynsky'yi göndererek Safevi Devleti'nin iç durumundan haberdar olmuşlardı.
Öte yandan Safeviler'le yeniden mücadeleye başlayan Kandehar hakimi Mir Mahmud 1132'de (1720) Kirman'ı, ardından Meşhed'i zaptederek isfahan'a yaklaştı ve Safevi başşehrin i kuşattı (ı ı 34/ ı 722). Bu esnada bazı Safevi devlet adamları Safevi hanedan ı mensuplarının esir düşmesinden korkarak Şah Hüseyin'in oğlu Tahmasb'ı Kazvin taraflarına kaçırdılar. Aynı yıl Hacı Davud Bey liderliğindeki Şirvan Sünnileri ise Şemahi. Şaburan. Ereş vb. yerleri zaptettikten sonra Osmanlı Devleti'ne katılmak için müracaat etmişler. Osmanlı hükümeti de Davud Bey'i Şirvan hanlığına getirmişti.
Bu arada 1133 Saferinde (Aralık 1720) Lutf Ali Han'ın başkumandanlığında Mir Mahmud Han'ın üzerine yürüyen Safevi ordusu onu geri çekilmeye zorladı. Ancak onun önce Bahreyn üzerine gitmesini isteyenler Lutf Ali Han'a gerekli mühimmatı göndermeyince o da Kirman'dan dönüşte Şiraz'a kadar bütün çiftlikleri ve malikaneleri yağmalatarak aldığı levazımatı askerlerine dağıttı. Böylece Mir Mahmud Han rahatça isfahan'ın kuzeydoğusundaki Gülnabact'a geldi. Fakat Afganlılar'ın ordusu az ve savaş aletleri eksik olduğundan kuşatma uzuyordu. O sırada başlayan kıtlık sebebiyle Şah Hüseyin teslim oldu ve isfahan'ı Mahmud'a bırakarak onun lehine tahttan feragat etti (Muharrem I ı 35/Ekim ı 722). Onun tahttan indirilip hapse atılması sırasında daha önce veliaht tayin edilmiş olan oğlu Tahmasb kuvvet toplamaya çalışıyordu. Ancak babasına yardım için geç kaldı ve Mahmud'un baskısı üzerine Safevi şahı olarak ilan edildiği Kazvin'den kaçtı. Daha sonra Nadir Han'ın desteği ve himayesi altında Afganlılar ile mücadelesini sürdürmeye çalıştı. Mlr Mahmud'u bertaraf eden ( 1725) Gılzeyler'den Eşref Han. bu kuwetlere karşı başarılı alamayınca hem intikam almak hem de o sırada iran'ın büyük bölümünü ele geçirmiş olan Osmanlılar'ın tahta çıkarmalarını önlemek için mahpus bulunan Hüseyin Şah'ı öldürttü (Muharrem 11 39/Eylül 1726). Bazı kaynaklarda Hüseyin Şah'ın esir iken Osmanlı hükümdarına gizlice mektup gönderdiği. İran'ın Afganlılar'dan, kendisinin de esaretten kurtarılmasını rica ettiği, bunun üzerine Sadrazam İbrahim Paşa'nın Eşrefe İsfahan'ı bırakıp Kandehar'a çekilmesi için ihtarda bulunduğu, sadrazarnın mektubunu alan Eşref'in de Hüseyin'in kesik başını elçiye göstererek meselenin kılıçla halledilebileceğini ima ettiği rivayeti naklolunur (iA, XI. 650). Şah Hüseyin, vesayet altında olmadan hüküm süren son Safevi hükümdan olup bazı tarihçilerce müstakil Safevi hakimiyetinin sona eriş tarihi onun tahttan çekildiği 1722yılı olarak kabul edili
 
Haremde büyüyen Hüseyin, tahta çıktığında devlet işleri konusunda bütünüyle bilgisizdi. Hazineyi kişisel harcamaları için kullanarak tüketti, devleti mollaların yönetimine bıraktı. [[Ruslar]] ve [[Osmanlı]]lar, Hüseyin'in zayıflığından yararlanarak [[İran]] sınırlarını zorlamaya başladılar. Sınırda bazı toprakların yitirilmesine karşın Hüseyin, 20 yıl boyunca ülkesini göreli bir barış ortamı içinde yönetti. Ama bu sırada devlet için için çöktü. Sonunda beklenmedik biçimde kabile ayaklanmaları birbirini izledi. Ayaklanmacı önderlerinden [[Mahmud]], [[Afganistan]] tahtını ele geçirdi.
 
[[1720]]'de akınlara başlayan [[Afganlar]] [[1722]]'de [[İran]]'ı bütünüyle işgal ettiler. Mahmud başkent [[İsfahan]] üzerine yürüyerek kenti kuşattı. Yedi ay sonra Hüseyin yenilgiyi kabul ederek tahtı Mahmud'a teslim etti.
 
Onun ardında [[Safevi]] hanedanının iki üyesi daha tahta çıktıysa da bunlar birer kukla olmaktan öteye geçemediler. I. Hüseyin'in hükümdarlığının sonu hanedanın da sonu oldu. Ömrünün sonuna değin başkentte kalan Hüseyin öldüğünde saray arazisindeki inşaat işlerinden sorumluydu.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Hüseyin_Mirza" sayfasından alınmıştır