Muhyiddin İbnü'l-Arabî: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
E4024 (mesaj | katkılar)
213.14.216.253 tarafından yapılan 17824052 sayılı değişiklik geri alınıyor.
→‎Hayatı: Yazım hatası düzeltildi
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği
24. satır:
Arabi, İşbiliyye’deyken (1190) hastalanıp okuma kabiliyyet'ini kaybetti. İki yıl bu halde kaldıktan sonra [[589]]'da (Hicri) Sebte Şehri'ne giderek orada ahlak makamına erdiğini söylediği [[İbnu Cübeyr]] ile tanıştı. Bir süre sonra İşbiliyye’ye döndü. Aynı yıl [[Tlemsen]]’e geldi. Burada [[Ebu Medyen]] (ö.594)[1] hakkında gördüğü bir rüyayı anlatacaktır.
 
[[1196]]'da [[Fas]]’a gitti. Orada yaptığı Seyahatler sırasında büyük şöhret kazandı. [[1198]]'de tekrar [[Endülüs]]’e geçti. Gırnata Şehri dolaylarındaki Bağa kasabasında '''Şekkaz''' isimli bir şeyhi ziyaret etti. Onun [[Tasavvuf]] yolu'nda karşılaştığı en yüce kimse olduğunu söyler. [[1199]]-1200'de İlk defa Hac için [[Mekke]]’ye gitti. Orada [el-Kassar] (Yunus ibnu Ebi’l-Hüseyin el-Haşimi el-Abbasi el-Kassar) isimli bir şahıs'la sohbet etti. Hac’dan sonra Mağrib’de, oradan da [[Ebu Medyen]]’in şehri olan Becaye'de bulundu. Bir süre sonra tekrartkrar Mekke’ye geldi ve "Ruhu’l-Quds", "Tacu'r-Rasul" adlı eserler'ini yazdı.
 
[[1204]]'de [[Medine]], [[Musul]], [[Bağdad]]'da bulundu. Musul'da, "et-Tenezzülatu'l-Musuliyye" yi yazdı. Musul’dan ayrıldıktan sonra [[Konya]]’ya geldi. Orada tanıştığı [[Sadreddin Konevî]]’nin dul annesi ile evlendi. Konya’da iken "Risaletü’l-Envar" ı yazdı. Selçuk Meliki tarafından hürmet ve ikram gördü. Sonra [[Mısır]]’a geçti. Orada Futuhat-ı Mekkiye'deki sözlerinden ötürü Mısır uleması tarafından hakkında verilen idam fetvasıyla yüzyüze gelince gizlice oradan kaçtı. Tekrar [[Mekke]]’ye geldi ve burada bir süre kaldı. [[Bağdad]] ve [[Halep]]’de bir süre dolaştıktan sonra 612/[[1215]] de tekrar Konya’ya geldi. 617 de Şam’a yerleşti. Zaman zaman civar şehirlere seyahatler yaptı.Şam'da kendisinin Fütuhat'tan sonra en büyük eseri olarak kabul edilen Fusus'u kaleme aldı(627/1230). İbn Arabi bu eseri rüya'sında Peygamber'den ümmetine aktarmak üzere aldığını belirtir. 638 de 22 R.Evvel’de (1239) [[Şam]]'da öldü. Kabri [[Şam]] şehri dışında [[Kasiyun dağı]] eteğindedir. 1516 yılında [[I. Selim]], [[Şam]]’ı Osmanlı toprağı yaptığında oraya türbe, camii ve imaret inşa ettirdi. Medfun bulunduğu türbenin kubbesinde -İbn Arabi'nin kendisine ait olduğu iddia edilen- 'bütün yüzyıllar yetiştirdikleri büyük insanlarla tanınır, benden sonraki yüzyıllar benimle anılacak' mealindeki bir beyit yazılıdır.