Mute Muharebesi: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Gerekçe: + Hz vb ifadeler Tarafsız Bakış Açısı'na aykırıdır |
Değişiklik özeti yok |
||
29. satır:
== Sebepleri ==
[[Muhammed bin Abdullah|Muhammed]] sallahu alayhi ve sellem, büyük devletlerin hükümdarlarına elçiler göndererek [[İslam]]'a davet etti. Bu elçilerden biri de ([[Haris bin Umeyr]]) [[Bizans İmparatorluğu]]'na bağlı [[Busra]] ([[Havran]]) valisine gönderildi. Ancak [[Busra]] valisi [[Şürahbil]], elçiyi öldürdü. Bunu haber alan Muhammed sallahu alayhi ve sellem, Şürahbil'in üzerine ordu gönderilmesine karar verdi.<ref>SURUÇ Salih, Peygamberimizin Hayatı, Nesil Yay., c. 2, s. 442, ISBN 975-408-020-8</ref>
==Muharebe ==
Müslümanlar 3.000 kişilik bir ordu oluşturdular. Ordunun komuta edilmesi konusunda Muhammed sallahu alayhi ve sellem, şu şekilde talimat verdi:
''"Zeyd bin Harise’yi kumandan tayin ettim. Zeyd bin Harise şehit olursa yerine Cafer bin Ebu Talib geçsin. Cafer bin Ebu Talib şehit olursa, Abdullah bin Revaha geçsin. Abdullah bin Revaha da şehit olursa, Müslümanlar aralarından münasip birini seçip onu kendilerine kumandan yapsın."''<ref>İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, c. 2, s. 128</ref>
Daha sonra Muhammed sallahu alayhi ve sellem orduya, kadın ve çocukları, yaşlıları öldürmemeleri; ağaçları, evleri ve kiliseleri yıkmamaları konusunda telkinlerde bulundu.<ref>Müslim, Sahih, c. I, s. 1357</ref>
İslam Ordusu'nun [[Medine]]'den hareket ettiğini duyan Şürahbil, Bizans İmparatoru [[Heraklius]]'a haber gönderir. Bu arada kardeşi [[Sedus]] komutasındaki bir birliği de Müslümanları karşılamak üzere [[Vadi'l Kura]]'ya gönderir. Burada yapılan çarpışmada Sedus öldürüldü ve ordusu bozguna uğratıldı.<ref>SURUÇ Salih, a.g.e., c. 2, s. 446</ref>
İlerleyen İslam Ordusu [[Şam]]'ı geçti. Bu sırada Bizans İmparatoru Heraklius'un
''"Arkadaşlar, çekindiğimiz şey, ele geçirmek için yola çıktığımız şeydir, yani şehid olmaktır. Dinimizi yüceltmek için savaşalım. Ya şehid, ya gazi olacağız. Bunun ikisi de güzel değil mi?"''<ref>İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 17</ref>
|