Osmanlı donanması: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Kudelski (mesaj | katkılar)
k Düzeltme AWB ile
5. satır:
[[İstanbul'un fethi]]nde [[II. Mehmed]], donanmadan yararlandı.<ref name="Larousse6" /> Karadeniz'de ve Akdeniz'de etkisi artan Osmanlı donanması, [[Ridaniye Muharebesi|Mısır seferinde]] Osmanlı kuvvetlerine lojistik destek sağladı.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse6" /> 1538 yılında [[Preveze Deniz Muharebesi]] kazanıldı. Bundan sonra [[Cerbe Deniz Muharebesi]] de kazanıldı, [[Malta kuşatması|Malta kuşatıldı]] ancak bir şey elde edilemedi. Osmanlı donanmasını büyütmek için birçok tersane kuruldu, ihtiyaç duyulan malzemeler Kocaeli'den, [[Biga]]'dan, [[Samsun]]'dan, [[Kastamonu]]'ndan ve [[Aydın]]'dan getiriliyordu.<ref name="Larousse17" /><ref>[http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/26/201.pdf Osmanlı Denizciliğinde Gemi Kazaları ve Dalışlar, Şenay Özdemir]</ref> Kaptan-ı Deryalara gelenek olarak [[Cezayir]] beylerbeyliği verilirdi.<ref name="Larousse17" /> Tersane-i Amire'nin bulunduğu [[Kasımpaşa, Beyoğlu|Kasımpaşa]]'nın inzibat sorumlusu donanma idi. Gelibolu, [[Akdeniz adaları listesi|Akdeniz adaları]] ve [[İzmir]]'in bazı yerleri Osmanlı kaptanlarına dirlik olarak verilirdi.<ref>[http://www.youtube.com/watch?v=HPWAeusIuiI ''İlber Ortaylı ile Osmanlı Donanması'', 03:00]</ref>
 
16. yüzyılda [[Hint Okyanusu]]'nda [[Portekiz Krallığı]]'na karşı [[Hadım Süleyman Paşa]] ve [[Piri Reis]] komutasında seferler düzenlendiyse de, Portekiz donanması üstün geldi ve Piri Reis idam edildi.<ref name="hurmuz" >[http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/1574/17072.pdf Piri Reis'in Hürmüz Seferi ve İdamı, Ertuğrul Önalp]</ref> [[İnebahtı Savaşı]]'ndan sonra ağır kayıplar veren Osmanlı donanması, kayıplarını telafi etmeyi başardı.<ref name="lepanto" >[http://www.turkishstudies.net/sayilar/sayi16/%C3%A7akiribrahimethem1225.pdf İnebahtı Savaşı ve Donanmanın Yeniden İnşası, İbrahim Etem Çakır]</ref> Osmanlı Devleti, [[Osmanlı Devleti duraklama dönemi|duraklama dönemi]]nden itibaren deniz ticaretinde [[Avrupa]]lı devletlerden geri kaldı.<ref name="Larousse6" /> XVIII. Yüzyıldayüzyılda [[Mezomorto Hüseyin Paşa]]'nın girişimleri ile donanmada reform yapıldı.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse17" /><ref group="Not">Mezomorto lakabı, Venedikliler tarafından verilmiş bir lakaptır ve ''yarı ölü'' anlamına gelmektedir. Bazı kaynaklarda mezomorta ve mezemorto olarak da geçmektedir.</ref> Fakat denizlerde ciddi bir üstünlük sağlanamadı. 1773 yılında [[Cezayirli Gazi Hasan Paşa]]'nın [[Kaptan-ı derya]] olmasıyla [[Bahriye Mektebi]] açıldı, burada modern eğitim verilmeye başlandı ve 1776 yılında [[Tersane-i Amire]]'nin yakınlarında ikinci Bahriye Mektebi olarak Hendesehane-i Bahri açıldı.<ref name="dho-tarihce" >[http://www.dho.edu.tr/ Deniz Harp Okulu, Tarihçe Sayfası]</ref> [[19. Yüzyılyüzyıl]]'da Osmanlı Devleti, [[Fransa'nın Mısır Seferi]]'nde İngilizBirleşik Krallık donanmasından [[Nil Muharebesi|yardım aldı]]. Bundan sonra [[III. Selim]]'in reformlarını devam ettiren [[II. Mahmud]] devrinde donanma, 1827 yılında [[Navarin Deniz Muharebesi|Navarin]]'de imha edildi.<ref name="Besirli" >[http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/taed/article/view/1503/1501 Sultan Abdülaziz'den I. Dünya Savaşı'na Osmanlı Donanması, Mehmet Beşirli]</ref> II. Mahmud döneminde [[Amerika Birleşik Devletleri|ABD]]'li mühendislerin yardımlarıyla reformlar devam etti, Osmanlı tersanelerine modern deniz sanayi girdi ve dönemin en büyük savaş gemisi unvanını elinde tutan [[Mahmudiye (kalyon)|''Mahmudiye'']] de o dönemde denize indirildi. II. Mahmud'un ölümünden sonra bu mühendisler İstanbul'u terk etmek zorunda bırakıldı<ref name="Besirli" />, tahta çıkan [[Abdülmecid]] döneminde, 1840 yılında Bahriye meclisi kuruldu ve modern donanma çalışmaları devam etti. İlk denizcilik şirketi [[Şirket-i Hayriye]] de bu dönemde kurulmuştu. [[Abdülaziz]] döneminde ise, 1867 yılında Bahriye Nazırlığı kuruldu. Abdülaziz döneminde devam eden reformlar ile yabancı ülkelerden çok sayıda modern savaş gemisi satın alındı. 1878'den itibaren [[II. Abdülhamid]]'in güvensizliği sonucu donanma, [[Haliç]]'te terk edildi ve denize açılmadı.<ref name="Larousse6" /><ref name="Besirli"/> [[1897 Osmanlı-Yunan Savaşı]]'nda Osmanlı donanması kendini gösteremedi, 1909 yılında [[Donanma Cemiyeti]]'nin çabaları ile modern donanma çalışmaları halkın bağışlarıyla devam etti.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse6" /> Bu cemiyetin çabaları ile çok sayıda modern savaş gemisi satın alındı, Alman subaylardan oluşan bir heyet ile reform çalışmaları canlandı. [[Trablusgarp Savaşı]]'nda ve [[Balkan Savaşları]]'nda Osmanlı donanması etkinlik gösterdi, fakat [[I. Dünya Savaşı]]'nda [[Ege Denizi]]'nde sınırlı faaliyet göstermek zorunda kalan donanma, [[Çanakkale Deniz Savaşları]]'nda başarılı oldu.<ref name="TSK" /><ref>20. Yüzyıl Ansiklopedisi (1990), Tercüman Yayınları, s. 76 - 79</ref> I. Dünya Savaşı'nın ardından donanma, [[Marmara Denizi]]'nde [[İtilaf Devletleri|İtilaf kuvvetlerinin]] kontrolü altına girdi.<ref name="TSK" />
 
== Osmanlı öncesi dönem ==
11. satır:
1071 yılında yapılan [[Malazgirt Savaşı]]'ndan beri Anadolu'ya yerleşmekte olan [[Selçuklu Devleti]], 1081 yılında Ege'ye ve Marmara'ya ulaşmıştı.<ref name="Geyikoglu" >[http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/taed/article/view/1434/1430 Selçuklular'ın Deniz Politikası, Hasan Geyikoğlu]</ref> [[Bizans İmparatorluğu|Bizans]]lılardan ve İtalyanlardan öğrenilen tekniklerle ilk donanma çalışmalarına başlandı.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse6" /> [[Çaka Bey]], İstanbul'da esir olduğu süreçte bu teknikleri öğrendi, [[III. Nikeforos]]'un ölümü üzerine tahta çıkan yeni Bizans imparatoru [[I. Aleksios Komnenos]], Çaka Bey'i serbest bıraktı ya da Çaka Bey kaçtı.<ref name="dzkk" /> Bunun üzerine İzmir'de [[Çaka Beyliği]] kuruldu. Burada bilinen ilk Türk donanması kuruldu<ref name="dzkk" /><ref>[http://www.turkishstudies.net/Makaleler/760665746_49Palaz%20Erdemir%20Hatice.pdf Eski Türklerde Su ve Su Ulaşımı, Hatice Palaz Erdemir]</ref>, 1089'da [[Midilli (ada)|Midilli]] ve 1090'da [[Sakız Adası|Sakız]] ele geçirildi.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse6" /> [[İznik]]'te Ebülkasım, yeni bir donanma inşasına başladıysa da Bizans'ın müdahalesi ile gemiler yakıldı.<ref name="Larousse6"/><ref name="Geyikoglu" /> Anadolu Selçuklu Devleti döneminde ticaret güvenliğini sağlamak için denizciliğe ağırlık verildi, 1207 yılında liman kenti olan [[Antalya]] ele geçirildi. [[Sinop]]'ta tersane kuruldu. [[I. İzzeddin Keykavus]], 1214'te [[Kıbrıs Krallığı]] ve 1216'da [[Venedik Cumhuriyeti|Venedik]] ile ticaret anlaşması imzaladı. Mısır ile deniz ticareti vardı, bu döneme denk gelen [[Haçlı Seferleri]] Selçuklu ticaretini olumsuz etkiliyordu.<ref name="Geyikoglu"/> Antalya kaybedilince Selçuklular 1216'da şehri geri aldı. 1220'de tahta çıkan [[I. Alaeddin Keykubad]], o dönemde ''Kalonoros'' olarak bilinen [[Alanya]]'yı fethetti ve ''Alaiye'' adını verdi.<ref name="Geyikoglu"/> Alanya'da tersane kuruldu, bu tersane ilk organize tersane olarak görülmektedir.<ref name="TSK" /><ref name="Geyikoglu" /> 1225 yılına kadar Alanya ile [[Silifke]] arasındaki birçok kıyı kalesi ele geçirildi.<ref name="Geyikoglu" /> Ayrıca Keykubad, 1224 yılında Hüsameddin Çoban komutasında bir Karadeniz donanması hazırlattı ve sefere çıkıldı, [[Kırım Özerk Cumhuriyeti|Kırım]]'ın [[Sudak, Kırım|Sudak]] kenti ele geçirildi.<ref name= "Larousse6" /><ref name="Geyikoglu" /><ref>[http://www.vatankirim.net/yazi.asp?yaziNo=78 Sudak tarihi, vatankirim.net]</ref> Sudak'taki Selçuklu hakimiyetinin ne kadar sürdüğü bilinmemekle beraber, 1239'da [[Moğol istilaları]]'na kadar Selçuklu hakimiyetinde kaldığı tahmin ediliyor.<ref name="Geyikoglu" /> Keykubad'ın ölümünden sonra tahta çıkan [[II. Gıyaseddin Keyhüsrev]] döneminde Moğol istilaları başladı ve [[Kösedağ Muharebesi]] ile devlet zayıfladı, aralarında Sinop'un da bulunduğu birçok Karadeniz bölgesi [[Trabzon İmparatorluğu]] tarafından ele geçirildi, ancak 1266'da Sinop geri alındı.<ref name="Geyikoglu" /> Kösedağ Muharebesi'nden itibaren Anadolu Selçuklu Devleti, Moğollara bağlı hale geldi.
 
Özellikle Batı Anadolu'da birçok [[uç beyliği]] kuruldu, bu beyliklerden bazıları denizcilikle ilgilendi.<ref name="TSK"/> Denizci beyliklerden bazıları [[Karesioğulları]], [[Aydınoğulları]], [[Menteşeoğulları]] ve [[Saruhanoğulları]] idi.<ref name="TSK"/><ref name="Larousse6"/> Bu beyliklere ait deniz kuvvetleri, Ege'de akınlar yaptı. Karesioğulları Beyliği, kurduğu tersanede gemiler inşa etmekte idi. [[Aydınoğlu Gazi Umur Bey]], Ege Denizi'nde birçok başarı elde etti ve [[Çanakkale Boğazı]] ile [[Rodos]] arasında kesin bir hakimiyet kurdu.<ref name="TSK" /><ref name="dzkk" /><ref name="Larousse6"/><ref>''The Last Centuries of Byzantium, 1261-1453'' (1993), [[Donald Nicol|Donald MacGillivray Nicol]], Cambridge Üniversitesi, ISBN 9780521439916, [http://books.google.com.tr/books?id=y2d6OHLqwEsC&pg=PA144&dq=%22Umur+is+the+%27lion+of+God%27+leading+a+just+and+holy+war+of+conquest+against+the+%27miscreants%27+or+infidel+Christians.%22&hl=en&ei=0vQ5TueWComNmQXeuPG-Bw&sa=X&oi=book_result&ct=result&redir_esc=y#v=onepage&q=%22Umur%20is%20the%20%27lion%20of%20God%27%20leading%20a%20just%20and%20holy%20war%20of%20conquest%20against%20the%20%27miscreants%27%20or%20infidel%20Christians.%22&f=false s. 114]</ref> XIV. Yüzyıldayüzyılda Osmanlı Beyliği genişlemeye başladı, zamanla bu beylikler hakimiyet altına alındı ve Osmanlı donanmasının temelleri atıldı.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse17" /><ref name="Larousse6" />
 
== Kuruluş dönemi ==
1323 yılında Marmara Denizi'ne ulaşan Osmanlı Devleti, 1324 yılında [[Karesioğulları Beyliği]]'nin 24 gemiden oluşan yardımını aldı. Bu yardım kuvvetinin başında Karamürsel Bey bulunuyordu.<ref name="TSK" /> Bu donanma ilk olarak Marmara Denizi'nde güvenliği sağlıyordu. 1327 yılında Karamürsel'de ilk tersane kuruldu ve ilk Osmanlı gemileri inşa edildi.<ref name="Larousse17" /> Osmanlı donanması hiyerarşik düzene geçmişti, 1324 ilâ 1390 yılları arasındaki donanma komutanlarına Derya Beyi denmekte idi.<ref name="TSK" /><ref name="dzkk" /> 1337 yılında İzmit'in ele geçirilmesinden sonra Marmara Denizi'ndeki Osmanlı hakimiyeti kuvvetlendi, 1353 yılında Rumeli'ye geçiş kolaylaştı.<ref>[http://www.ttk.org.tr/templates/resimler/File/Makaleler/266_3/266_3.html ''Osmanlı Sultanı Orhan (1324 - 1362)''] (2009), Halil İnalcık</ref>
 
XIV. Yüzyıldayüzyılda, Karamürsel'in yanı sıra [[Edincik, Bandırma|Edincik]]'te, Gelibolu'da ve İzmit'te tersaneler kuruldu. Bunlardan en büyüğü 1401 yılında [[I. Bayezid]] tarafından kurulmuş olan Gelibolu tersanesi idi.<ref name="Larousse17" /><ref>Özdek, Cilt II, s. 339 - 340</ref> Kuruluş döneminde Osmanlı donanması, Çanakkale Boğazı'nı elde tutmak ve Marmara'nın güvenliğini sağlamak ile görevlendirilmişti. 1390 yılından itibaren donanma komutanlarına [[Kaptan-ı Derya]] (Kaptan Paşa) denmeye başlandı. Bayezid, İstanbul'u kuşattığında donanmadan yararlandı<ref>Özdek, Cilt II, s. 343</ref> ama [[Niğbolu Muharebesi (1396)|Haçlıların gelmesi]] sebebiyle kuşatmayı kaldırdı. [[Ankara Muharebesi]]'nden sonra başlayan [[Fetret Devri]]'nde Osmanlı donanmasının durumuna dair bilgi bulunamamaktadır. Fakat bundan sonra tahta çıkan [[I. Mehmed]] döneminde, 1416 yılında Venedik ile deniz savaşı yapıldı ve savaşı Osmanlılar kaybetti, [[Osmanlı-Venedik Antlaşması (1416)|barış anlaşması]] yapıldı.<ref>Özdek, Cilt III, s. 379</ref> [[II. Murad]] döneminde ise, Osmanlı donanması Venedik'e üstünlük sağladı.<ref name="Ozdek392" >Özdek, Cilt III, s. 391 - 392</ref> 1430'da [[Selanik]] kuşatma altında iken Venedik donanması Çanakkale önlerine geldi, yapılan deniz muharebesini Osmanlı donanması kazandı ve bundan sonra Selanik ele geçirildi.<ref name= "Ozdek392" />
 
1451 yılında tahta geçen II. Mehmed, İstanbul'un fethi için hazırlıklara başladı. Bu hazırlıklarda Osmanlı donanması güçlendirildi.<ref name="Fatih">[http://www.ttk.org.tr/index.php?Page=Sayfa&No=157 İstanbul'un Fethi Hazırlıkları, Türk Tarih Kurumu]</ref> Yüz elli parçadan oluşan (Bazı Rum tarihçilere göre dört yüzden fazla) bir Osmanlı donanması hazırlanmıştı.<ref name="Fatih" /> Fatih, kuşatmada donanmadan yararlandı.<ref name="Larousse6" /><ref>Özdek, Cilt III, s. 409 - 412</ref> 21 Nisan'ı 22 Nisan'a bağlayan gece, birkaç Osmanlı gemisi karadan yürütülerek Haliç'e indirildi.<ref>Özdek, Cilt III, s. 412 - 413</ref><ref>''İki Çağın Hükümdarı'' (2010), Murat Duman, s. 74 - 79, ISBN 9786050052466.</ref> İstanbul fethedildikten sonra II. Mehmed, 1455 yılında Tersane-i Amire'yi kurdu ve Osmanlı donanmasının yeni merkezi İstanbul oldu.<ref name="TSK" /><ref>[http://www.halictersanesi.com/ Haliç Tersanesi]</ref>
44. satır:
[[1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı]]'nda Osmanlı donanmasının faaliyetleri hakkında kaynak bulunamamaktadır, ancak Osmanlı ordusunun Tuna Nehri'ni geçerken ince donanmadan yararlandığı biliniyor.<ref>Özdek, Cilt III, s. 574</ref> 1609 yılında donanma Akdeniz'e açıldı, Malta - Floransa birleşik donanmasının [[Mısır]]'ın deniz yolunu abluka altına alması üzerine Kıbrıs'a yönelen Osmanlı donanması, burada Malta - Floransa donanmasını takibe aldı ve muharebe başladı, birleşik donanmada Türklerin ''Kara Cehennem'' dediği büyük bir kalyon da bulunuyordu.<ref name="bilgili">[http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/kkefd/article/viewFile/3881/3702 Sultan I. Ahmed Devri Deniz Muharebeleri, Ali Sinan Bilgili]</ref> Muharebede ''Kara Cehennem'' ve birkaç kalyon kontrol altına alındı, yaklaşık 160 adet top ve 2000 kadar tüfek ele geçirilmiş, 500 denizci de esir edilmişti.<ref name="bilgili" /> [[Kabe]]'nin onarılması için İstanbul'dan gönderilen malzemeler deniz yoluyla Mısır'a gitmekte idi, bu gemiler Osmanlı donanması tarafından korundu.<ref name="bilgili" /> 1613 yılında Osmanlı donanması, İspanyol donanmasına karşı yenildi ve yedi kadırga kaybedildi, Floransa donanması Silifke'yi vurdu.<ref name="bilgili"/> 6 Temmuz 1614 tarihinde Osmanlı donanması, Malta önlerine geldi ve çıkarma yapıldı. Osmanlı askerleri, üzerlerine gelen süvari ve piyade kuvvetlerini yendi, Malta başarıyla yağmalandı ve ganimetler yüklenerek geri dönüldü.<ref name="bilgili"/> Aynı yıl, Kazaklar, Karadeniz'de bir Osmanlı liman kenti olan Sinop'a baskın yaptı ve şehir yağmalandı, baskın yapan Kazakların çoğu dönüş yolunda yakalandı ve öldürüldü.<ref name="bilgili" /> Osmanlı Devleti'ne karşı yapılan bu savaşlara Venedik katılmamıştı, bundan dolayı Venedik ile ilişkiler olumlu gelişme gösterdi ve 1614'te bir ticaret antlaşması imzalandı.<ref name="bilgili" /> 1616 yılında, Karadeniz'de dolaşan Kazak gemileri üzerine sefer yapıldı ama sonuç alınamadı.<ref name="bilgili" /> [[I. Ahmet]] döneminde Akdeniz'deki Osmanlı deniz ticareti korunmaya çalışıldı, Fransa ve Venedik ile ticari ilişkiler gelişti ve Kuzey Afrika'daki Osmanlı otoritesi güçlendirildi.<ref name="bilgili" /> [[IV. Murad]] devrinde, [[Bağdat Seferi]]'ne çıkılınca Venedik savaş açtı. Venedikliler [[Dalmaçya]]'yı işgal etti, Venedik donanması ile Osmanlı donanması karşı karşıya gelmedi ve sonunda barış yapıldı, Dalmaçya iade edildi.<ref>Özdek, Cilt III, s. 647</ref> [[İbrahim (padişah)|Sultan İbrahim]] döneminde Venedik ile tekrar savaş başladı, [[Girit]]'e Osmanlı donanması sefer yaptı ancak [[Kandiye]] ele geçirilemedi, Venedik'in adaya olan lojistik desteği engellenemedi.<ref name="Larousse17" /><ref>Özdek, Cilt III, s. 651 - 652</ref> Kaptan-ı Derya [[Kara Musa Paşa]] bu savaşta öldü.<ref>Tektaş, s. 252</ref> Girit Seferi'nde Osmanlı donanması, Haçlı donanmasına karşı da mücadele etmek zorunda kaldı.<ref name="aysepul" >[http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1132/13303.pdf Osmanlı-Fransız Diplomasisinin İki Mühim Evresi, Ayşe Pul]</ref> Fakat [[Otuz Yıl Savaşı]] sebebiyle güçlü bir Haçlı donanması oluşturulmadı, bu da Osmanlı donanması lehine bir gelişme idi.<ref name="aysepul" /> Girit, Fransızlar tarafından ciddi düzeyde desteklendi ve savaş uzadı,<ref name="aysepul" /> bu arada 1654 yılında Venedik donanması [[Çanakkale boğazı]]nı ablukaya aldı.<ref name="Larousse17" /><ref name="ozdek657" >Özdek, Cilt III, s. 657 - 658</ref> [[Kara Mehmed Paşa]] komutasındaki Osmanlı donanması [[Çanakkale Deniz Muharebesi (1654)|saldırıya geçti]], Venedik donanması 6 gemi ve çok sayıda kayıp vererek mağlup edildi.<ref name="ozdek657" /> Girit ile deniz bağlantısı tekrar sağlandı, fakat Venedik donanması tekrar Çanakkale önlerine geldi. [[Sarı Kenan Paşa]] komutasındaki Osmanlı donanması ablukayı kırmak istedi, fakat ağır bir yenilgi alındı; yaklaşık 100 gemisi batan ve çok sayıda kayıp veren Osmanlı donanması dağıldı ve [[Limni]] ile [[Bozcaada]] düştü.<ref name="Larousse17" /><ref name="ozdek657" /><ref name="anderson" >Roger Charles Anderson, ''Naval wars in the Levant 1559-1853'' (1952). Michigan Üniversitesi. ISBN 1-57898-538-2.</ref> Venedik donanmasının Marmara'ya girmesinden endişe duyulurken [[Köprülü Mehmed Paşa]] sadrazam oldu, Osmanlı donanması toparlandı ve 1657'de [[Topal Mehmed Paşa]] komutasında saldırıya geçildi; Venedik donanması dağıldı ve amirali [[Lazzaro Mocenigo]] öldü, Limni ile Bozcaada geri alındı.<ref name="anderson" /><ref>Özdek, Cilt III, s. 659</ref> 27 Eylül 1669 tarihinde çok ağır kayıplar neticesinde Kandiye düştü ve Girit, Osmanlı kontrolüne geçti.<ref>[http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/205/493.pdf Ayşe Pul, ''Girit Savaşı ile İlgili Bir Türk Kaynağının Tahlili'']</ref>
 
[[II. Viyana Kuşatması]]'nın ardından bir haçlı birliği oluşturuldu ve [[Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları]] başladı.<ref name="sozkan" >[http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/19_5.pdf XVII. Yüzyılınyüzyılın Sonlarında Hristiyan Birliği ve Osmanlı-Fransız İlişkileri, Selim Hilmi Özkan]</ref> Papalık, [[Ceneviz Cumhuriyeti|Cenova]] ve Venedik Osmanlı ile deniz savaşları yaptı.<ref name="sozkan" /> 13 Temmuz 1690 tarihinde Osmanlı ordusu [[Edirne]]'den yola çıktı, orduyu desteklemek için Mezomorto Hüseyin Paşa komutasındaki 34 gemilik ince donanma da Tuna Nehri'nde ilerliyordu.<ref name="ozdek668" >Özdek, Cilt III, s. 668</ref> Bu ince donanma ile [[Belgrad]]'ı basan Mezomorto Paşa, [[Vidin]]'de de Osmanlı ordusunu destekledi.<ref name="dho" /><ref name="ozdek668" /> [[II. Ahmet]] devrinde Venedik donanması sık sık Ege Denizi'ne baskınlar yaptı ve Girit saldırıya uğradı.<ref>Özdek, Cilt IV, s. 673</ref> Eylül 1694'te Venedik donanması Sakız Adası'na saldırdı, ada halkının da Venedik'i desteklemesi ile ada Venedik kontrolüne geçti.<ref name="dho" /><ref>Özdek, Cilt IV, s. 674</ref> Bu arada II. Ahmet öldü ve yerine [[II. Mustafa]] geçti; Mezomorto Hüseyin Paşa adayı geri almak üzere denize açıldı.<ref name="dho" /><ref name="ozdek677" >Özdek, Cilt IV, s. 677</ref> 9 Şubat 1695 tarihinde yapılan [[Koyun Adaları Muharebesi]] kesin Osmanlı zaferi ile sonuçlandı, Sakız adasının bu sayede lojistik desteği kesildi ve 21/22 Şubat 1695 tarihinde ada geri alındı.<ref name="TSK" /><ref name="dho" /><ref name="ozdek677" /> Sakız'ın geri alınması için Mezomorto Paşa donanmayı uzun süre hazırladı. Belgrad, İzmir, Selanik, Kocaeli ve [[Malatya]] illerinden ham madde desteği ile üretim yapıldı, işe yaramayan toplar eritilerek el bombaları ve [[güherçile]] temin edildi.<ref name="sevinc" >[http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/21/21_4.pdf 1695 Sakız Seferi'nde Organizasyon ve Lojistik, Tahir Sevinç]</ref> Ayrıca 60 adet [[fırkateyn]] denize indirildi ve donanmaya katıldı, Osmanlı donanmasında kalyonlara ağırlık verilmeye başlanmıştı.<ref name="dzkk" /><ref name="Larousse6" /><ref name="dho" /><ref name="sevinc" /> Koyun Adaları Muharebesinden sonra Mezomorto Hüseyin Paşa, kaptan-ı derya oldu ve Venedik'e karşı deniz seferlerini sürdürdü.<ref name="dho" /> 1699 yılında [[Karlofça Antlaşması]] yapıldı ve bu sayede Venedik ile deniz savaşları sona erdi, Mezomorto Hüseyin Paşa donanmaya birçok yenilik getirdi ve kalyon sınıfını güçlendirdi.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse6" /><ref name="dho" />
 
== Gerileme ve dağılma dönemi ==
52. satır:
1768 yılında [[1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı|başlayan Rus-Osmanlı Savaşı]]'nda Osmanlı Donanması [[Çeşme Deniz Muharebesi|yakıldı]], baskına uğrayan Osmanlı Donanmasının çok sayıda savaş gemisi battı.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse17" /><ref>[http://sbe.balikesir.edu.tr/dergi/edergi/c8s14/makale/c8s14m6.pdf Sosyal Bilimler Dergisi, ''Harbin Antakya'ya Yansıması'' başlığı, Adem Kara]</ref><ref>[http://milparade.udm.ru/18/106-107.htm Chesma Battle, Victor Dygalo, Rear Admiral, Candidate of Naval Sciences, Professor]</ref> 1774 yılında yaklaşık 30 savaş gemisinden oluşan bir filo, [[Kerç Boğazı]]'nda Rus Donanmasına baskın yaptı, bu muharebenin kesin sonucu bilinmemektedir.<ref name="anderson" /> Rus Çarlığı ile olan savaş bitince, Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa donanmanın yetersizliğini fark etti ve [[III. Mustafa]]'nın da iznini alarak yabancı ülkelerden askeri uzmanlar getirdi, donanmanın modernleşmesi için çalışmalar başlattı.<ref name="modernlesme" >[http://www.iudergi.com/tr/index.php/tarih/article/viewFile/3639/3240 Osmanlı Bahriyesi'nin Modernleşmesi, İdris Bostan]</ref> 1773'te, Fransız subay Baron de Tott'un da girişimleri ile [[Mühendishane-i Bahrî-i Hümâyûn]] kuruldu. Bu okul modern donanma eğitiminin verildiği bir kuruluş özelliğine sahipti.<ref group="Not" >Bu okul, 1784'e kadar Tersane Hendesehanesi olarak anılmıştır ve birçok kaynakta Bahriye Mektebi olarak geçmektedir.</ref><ref name="TSK" /><ref name="Larousse17" /><ref name="Larousse6" /><ref name="dho-tarihce" /><ref name="itu-tarihce" >[http://www.itu.edu.tr/?itu-hakkinda/tarihce İTÜ, Tarihçe]</ref> Fransa'dan gelen ve 1770-1784 yılları arasında inceleme yapan Bonneval, donanmanın modernleşmesi üzerine bilgiler verdi. 1784'te Fransa ile teknoloji alışverişi için çalışmalar yapıldı ve aynı yıl, Fransa'dan gelen bir mimar ekibi modern kalyonların inşasına başladı.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse17" /><ref name="modernlesme" /> Bu ekibin mevcudu zamanla 23'e kadar ulaştı.<ref name="modernlesme" /> Fransız uzman Le Bruns'un çalışmaları ve 12 kişilik İsveçli bir ekibin de desteği ile Osmanlı Devleti'ndeki bilinen ilk kuru havuz kuruldu.<ref name="modernlesme" /><ref name="kuru havuz" >[http://www.e-kutuphane.imo.org.tr/pdf/3840.pdf Kuru Havuzlar, Veli Akçaoğlu & Sunay Akçaoğlu]</ref> 1798 yılında Napolyon ile [[Piramitler Muharebesi|başlayan savaş]] üzerine bu uzmanların çoğu İstanbul'dan ayrılmak zorunda kaldı.<ref name="modernlesme" /> Ahmed Hoca, Molla Mustafa, Dimitri Kalfa, Nikola Kalfa, Nevsim Kalfa ve İsmail Kalfa isimli mimarlar, bu yabancı heyetlerden öğrendikleri ile gemi yapımlarında çalıştı.<ref name="modernlesme" />
[[Dosya:Ottoman ship of the line Mahmudiye.png|thumb|right|''Mahmudiye'' kalyonu.]]
III. Selim döneminde donanma için Tıphane ve Cerrahhane de açıldı. 1804 yılında Umûr-ı Bahriye Nezareti (Denizcilik Bakanlığı) kuruldu.<ref name="Besirli" /> II. Mahmud döneminde yenileşme hareketleri hız kazandı. Bu arada 1807 yılında [[Britanya İmparatorluğu]] ile bir savaş çıktı ve 1809'da sona erdi. [[Kale-i Sultaniye Antlaşması]] ile Britanya'nın kapitülasyon hakları devam etti ve boğazlardan başka devletlerin askeri gemilerinin geçişine dair yasak devam etti.<ref name="Larousse17" /><ref>[http://www.britannica.com/EBchecked/topic/92040/Treaty-of-Canak Çanakkale Antlaşması, Britannica.com (İngilizce)]</ref> [[Yunan isyanı]]'nda [[Kavalalı Mehmed Ali Paşa]], donanması ve kara ordusu ile Osmanlı Devleti'ni destekledi.<ref name="Larousse17" /><ref>Özdek, Cilt IV, s. 801 - 803, 806</ref><ref name="moraısyanı" >[http://www.tarihinpesinde.com/sayi06/15.pdf 1821 Mora İsyanı, Serap Toprak]</ref><ref>[http://bilig.yesevi.net/PDFS/4.sayi.pdf#page=61 ''Bilig'' dergisi, Sayı 4, s. 61]</ref> 1827 yılında Mısır ve Osmanlı donanmaları, İngilizBirleşik Krallık, FransızFransa ve RusRusya donanmaları tarafından savaş ilanı olmaksızın Navarin'de yakıldı.<ref name="moraısyanı" /><ref>Özdek, Cilt IV, s. 806 - 807</ref> Navarin'de 58 savaş gemisi battı, çok sayıda tecrübeli Osmanlı denizcisi öldü.<ref name="TSK"/> Navarin'deki saldırının ardından II. Mahmud, modernleşme çalışmalarında Avrupalılardan uzaklaştı ve [[Amerika Birleşik Devletleri]]'ne yanaştı. 1830'da ABD ile ticaret antlaşması imzalandı.<ref name="Besirli" /> Bu arada, 31 Aralık 1828'de Mehmed Efendi ve Mehmed Kalfa isimli mimarların inşa ettiği ''Mahmudiye'' denize indirildi.<ref name="mahmudiye" >[http://www.dzkk.tsk.tr/turkce/tarihimiras/EfsaneGemiMahmudiye.php Mahmudiye Kalyonu, DzKK]</ref> İstanbul'a gelen Sir Adolphus Slade tarafından da en büyük kalyon olarak nitelendirilen Mahmudiye, 1874 yılında memur maaşlarının ödenmesi için söküldü ve parçaları satıldı.<ref name="mahmudiye" /><ref>Hacer Bulgurcuoğlu, ''Türk Deniz Harp Tarihinde İz Bırakan Gemiler, Olaylar ve Şahıslar'', Sayı 8 (2007), Piri Reis Araştırma Merkezi Yayını, ISBN 975-409-452-7.</ref> 1831 yılında Henry Eckford, bir Amerikan muhribi ile İstanbul'a geldi ve Osmanlı donanmasına dair rapor sundu. Amerikan savaş gemileri tarzında gemi yapımına başlandı ancak Eckford uyum sağlayamayarak İstanbul'dan ayrıldı.<ref name="Besirli" /> Eckford'un ardından gelen Forster Rhodes, gemi yapım çalışmalarını sürdürdü ve 1835 yılında ''Nusretiye'' kalyonu denize indirildi.<ref name="Besirli" /> İstanbul'da ilk buharlı gemiler de Rhodes'in girişimleri ile denize indirildi. 1839 yılında II. Mahmud öldü. Bunun üzerine ABD'li uzmanlar istifaya zorlandı; yeniden Avrupa ile ortak çalışmalar başladı. Ancak ABD'li uzmanlar sayesinde Osmanlı tersanelerine modern denizcilik sanayisine girdi.<ref name="Besirli" /> Abdülmecid döneminde, 1840 yılında Bahriye Meclisi kuruldu. Bu meclis, Tersane-i Amire'nin her türlü işleriyle ilgileniyordu. Abdülmecid döneminde yelkenli gemilerin yerini buharlı gemiler almaya başladı. 1848 yılında Osmanlı Donanması 74 gemiden oluşuyordu.<ref name="Besirli" />
 
[[Kırım Savaşı]] başlayınca, Balkanlar'da ilerleyen Osmanlı kuvvetleri deniz yoluyla desteklendi. Karadeniz filosu ikiye ayrıldı. İkinci filo Patrona Osman Paşa komutasında idi ve personeli tecrübesizdi. Bu filo Sinop'ta demirledi. 30 Kasım 1853 tarihinde, donanma personeli Cuma namazı için izinli iken Rus donanması [[Sinop Baskını|baskın yaptı]]. Donanma ve şehir ateşe verildi, kıyıdan açılan Osmanlı topçu ateşi etki edemedi; Osmanlı donanmasının 11 adet gemisi battı ve 2700 asker kaybedildi.<ref name="TSK" /><ref>Özdek, Cilt IV, s. 818</ref> Kırım Savaşı'nda İngilizBirleşik Krallık, FransızFransa ve Osmanlı birleşik donanması kuruldu. Yeni kurulan donanma, 9'u Osmanlı olmak üzere 34 savaş gemisinden oluşuyordu. Bu yeni donanma [[Sivastopol Kuşatması (Kırım Savaşı)|Sivastopol Muharebesi]]ne denizden destek verdi ve karaya çıkarma yapıldı.<ref group="Not">Gerideki buharlı gemiler ve nakliye gemileri ile müttefik filosu 384 gemiden oluşuyordu.</ref><ref name="mahmudiye" /><ref>Özdek, Cilt IV, s. 819</ref> Bu savaş ile donanma, askeri ve teknik konularda tecrübe kazandı. İngilizBritanya ve FransızFransa savaş gemileri, onarım için İstanbul tersanelerine geldi ve buradaki tersanelerde onların girişimleri ile yenilikler yapıldı. 1856 yılında imzalanan [[Paris Antlaşması (1856)|Paris Antlaşması]] ile savaş sona erdi ve Karadeniz'de Rus ve Osmanlı savaş gemilerinin bulunması yasaklandı.<ref>Özdek, Cilt IV, s. 821</ref> Abdülaziz döneminde mali sıkıntılara rağmen modernleşme çalışmaları hız kazandı. Tersane-i Amire'de, İzmit ve Gölcük tersanelerinde yenilikler yapıldı.<ref name="Besirli" /> Abdülaziz döneminde tersanelerin iyileştirilmesine rağmen yerli üretim tercih edilmedi, İngiltereBirleşik Krallık'dentan ve Fransa'dan savaş gemileri satın alındı.<ref name="Besirli" /> Bu satın alınma işlemleri dış borçlarla karşılanıyordu ve Osmanlı maliyesi zor duruma giriyordu.<ref name="Besirli" /><ref>Özdek, Cilt IV, s. 825</ref> Abdülaziz tahttan indirildiğinde, Osmanlı donanması en güçlü donanmalar arasında görülmekte idi.<ref name="Larousse17" /><ref name="Larousse6" /><ref name="Besirli" /><ref>Celâleddin Paşa, s. 54</ref> Fakat, Osmanlı donanması sayıca güçlü olsa da nitelik bakımından zayıftı.<ref name="Besirli" /><ref>Ortaylı, s. 84</ref>
 
II. Abdülhamid döneminin ilk yılında [[93 Harbi|Rusya ile savaş başladı]]. Bu savaşta Osmanlı donanmasının faaliyetleri hakkında bulunabilen tek bilgi, Mirliva Hasan Paşa'nın [[Kafkasya]] kıyılarını ablukaya almakla görevlendirildiğidir.<ref>Özdek, Cilt IV, s. 847</ref> Savaşın ardından, Kafkasya'dan göç edenlerin bir kısmı deniz yoluyla taşındı.<ref>[http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/taed/article/viewFile/2200/2199 Artvin ve Batum Göçmenleri (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından Sonra), Muammer Demirel]</ref> II. Abdülhamid, savaşın ardından donanmayı Haliç'e hapsetti.<ref name="TSK" /><ref name="Larousse17" /><ref name="Larousse6" /> 1882'de Mısır'ın İngilizlerBirleşik Krallık tarafından işgal edilmesi üzerine iki adet [[torpidobot]] ve buharlı deniz taşıtı (İstimbot) satın alındı. II. Mahmud döneminde olduğu gibi, bu dönemde de ABD'li uzmanlar getirildi ve yenileme çalışmaları devam etti. Bu dönemde ABD'nin denizcilik teknolojisi takip edildi.<ref name="Besirli" /> 3 Nisan 1890'da Deniz Astsubayı Sınıfı kuruldu.<ref name="TSK" /> 1892 yılında [[Abdül Kadir (zırhlı)|''Abdül Kadir'']] zırhlısı kızağa kondu; fakat teknik yetersizlikler ve mali sıkıntılar ile bu proje yıllarca sürdü ve 1914 yılında da iptal edildi.<ref>Gardiner, s. 309</ref> Bu arada, 1897 yılında başlayan [[1897 Osmanlı-Yunan Savaşı|savaş]] üzerine Osmanlı donanması, gövde gösterisi amacıyla denize açıldı; savaşın ardından donanma tekrar atıl kaldı.<ref name="Besirli" /><ref>Kössler, s. 84</ref> ABD'den gemi satın alınması ve gemilerin onarılması konusunda da çalışmalar yapıldı. 1899 yılında ABD'nin William Cramp Gemi Yapımı Şirketi'nden bir adet kruvazör sipariş edildi, Eylül 1901'de anlaşma imzalandı.<ref name="Besirli" /> Üç taksit halinde ödeme yapıldı, padişaha düzenli olarak gemi hakkında raporlar verildi ve [[Mecidiye kruvazörü|''Mecidiye'' kruvazörü]], Nisan 1904'te fiilen donanmaya katıldı.<ref name="Besirli" /><ref>Güleryüz, s. 149</ref> 1901 yılında, İngiltereBritanya'ninnın Armstrong Şirketi'ne bir adet kruvazör sipariş edildi ve Kasım 1902'de kruvazörün inşasına başlandı, bazı Türk subayları İngiltereBritanya'yeya gönderildi ve çalışmalar takip edildi. Taksitler ödendi, Nisan 1904'te [[Hamidiye kruvazörü|''Hamidiye'' kruvazörü]], donanmaya katıldı.<ref name="Besirli" /><ref>Güleryüz, s. 149 - 150</ref> Aynı zamanda, İngiltereBirleşik Krallık'dentan iki adet vapur satın alındı. II. Abdülhamid için bir yat ve istimbot, ''Hamidiye'' ile beraber inşa edilip donanmaya katılmıştı.<ref name="Besirli" /> Kasım 1904'te ''Hamidiye'', [[Mesudiye (zırhlı)|''Mesudiye'']] ve ''Mecidiye'' kruvazörleri incelendi, deneme atışları yapıldı. 1900 yılında [[Alman İmparatorluğu|Almanya]]'dan iki adet torpidobot sipariş edildi, donanmadaki bazı gemiler için araç gereç ve [[torpido]] satın alındı.<ref name="Besirli" /><ref>Kössler, s. 285</ref> ''[[Asar-ı Tevfik]]'' fırkateyni Almanya'da modernize edildi ve Eylül 1905'te çalışmalar bitti. [[TCG Berk|''Berk-i Satvet'']] ve [[TCG Peyk|''Peyk-i Şevket'']] gemileri de dönemin son model Alman kazanları ile donatıldı.<ref name="Besirli" />
 
Bununla beraber bazı Osmanlı savaş gemileri İtalya'da modernize edildi. 1904'te bir İtalyan firması olan Ansaldo-Armstrong ile Osmanlı hükûmeti, Tersane-i Amire'de kruvazör inşası için anlaştı.<ref name="Besirli" /> Tersane-i Amire'de üç adet korvetin tamir çalışmaları başladı. Eylül 1907'de ''Hamidiye'''nin benzerinin inşa edilmesi için İtalyan şirketi ile anlaşma imzalandı, sipariş edilen savaş gemilerinin çalışmaları takip edildi ve bazen kontroller yapıldı.<ref name="Besirli" /> Geçmişte İngilizBritanya donanmasında hizmet etmiş [[Hasan Rami Paşa]] 1907 yılında donanmanın başına getirildi ve bu dönemde Amerikan ve İngilizBritanyalı uzmanların modernleşme çalışmalarındaki faaliyetleri arttı.<ref name="Besirli" /><ref name="atam" >[http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=1151 Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt XXIV, Kasım 2008 (Sayı 72), atam.gov]</ref> 1907 yılında Osmanlı donanmasının savaş gemileri şöyleydi:<ref name="Besirli" />
{| class="wikitable" border="1"
|-
126. satır:
|-
|}
Bu arada yaklaşık 800 tonluk ''Drama'' isimli savaş gemisi, İtalya'dan sipariş edilmişti. 1904-1907 arasında ''Mesudiye'', ''Asâr-ı Tevfik'', ''Muin-i Zafer'', ''Avnillah'' ve ''Feth-i Bülend'' isimli zırhlı savaş gemilerinde bakım çalışmaları yapıldı.<ref name="Besirli" /><ref name="atam" /> Bu dönemde bazı torpido botlar ve gambotlar Tersane-i Amire'de inşa edildi.<ref name="Besirli" /> Torpido botların ve muhriplerin büyük kısmı yabancı ülkelerden sipariş edilmişti. 1910 yılına kadar sipariş edilen gemilerin tamamına yakını donanmaya katıldı.<ref name="Besirli" /> 1909'da, uzun süredir Haliç'te atıl durumda bekleyen Osmanlı donanması denize açıldı. Aynı yıl, [[31 Mart Olayı]] ile II. Abdülhamid tahttan indirildi ve yerine [[V. Mehmed]] geldi. Donanma Cemiyeti kuruldu. Bu cemiyet, halkın bağışları ile donanmaya destek veriyordu.<ref name="TSK" /> Yunan donanması ise torpido ve kruvazör yönünden güçlenmekte idi, bu donanma ile rekabet halinde olan Osmanlı donanmasının güçlendirilme çalışmaları devam etti.<ref name="Besirli" /> Osmanlı denizci subayları, donanmanın gelişmesi için iki aylık maaşlarından vazgeçti.<ref name="Besirli" /> Bir İngilizBritanya subayı olan Amiral Sir Douglas Gamble, Osmanlı donanmasının modernleşmesi için faaliyetlere başladı. Gamble, donanmadan yaşlı subayların çıkartılıp yerlerine eğitimli İngilizBritanya subaylarının getirilmesini gerekli gördü.<ref name="atam" /> Gamble, donanmanın ancak talim yapabilecek düzeyde olduğunu padişaha bildirdi.<ref name="atam" /> 1910 yılında Gamble'nin karşı çıkmasına rağmen Halil İbrahim Paşa, Bahriye Nazırı oldu ve donanmada Almanların etkisi artmaya başladı. Bunun üzerine Gamble istifa etti.<ref name="Besirli" /> Gamble'nin ardından İngilizBritanya subayı Sir H. P. Williams geldi. Osmanlı yönetimi, Almanlardan eski bir destroyer almaya karar verdi ve bu da tepki aldı; yine de Alman askeri ataşesi von Strempel, Osmanlı donanmasında İngilizBirleşik Krallık nüfuzunun tekrar artmasından endişeleniyordu.<ref name="Besirli" /> Harbiye nazırı [[Mahmud Şevket Paşa]], Almanya'dan gemi alımını desteklemekte idi ancak İngilizlerleBritanya siyasi ilişkilerin olumsuz etkilenmesinden kaygılanıyordu.<ref name="Besirli" /> İngilizBritanya ve AlmanAlmanya firmaları arasında rekabet başladı. Bu arada YunanYunanistan donanmasına [[Georgios Averof (zırhlı kruvazör)|''Averof kruvazörü'']] katıldı. Alman donanmasından iki adet eski savaş gemisi 1.250.000 mark karşılığında satın alındı. Von Strempel'e göre İngiltereBirleşik Krallık ile olan nüfuz yarışını Almanlar kazanmıştı.<ref name="Besirli" /> [[Brandenburg sınıfı zırhlı|Brandenburg sınıfı]] SMS ''Kurfürst Friedrich Wilhelm'' ve SMS ''Weißenburg'' zırhlıları, isimleri [[Barbaros Hayreddin (zırhlı)|''Barbaros Hayreddin'']] ve [[Turgut Reis (zırhlı)|''Turgut Reis'']] yapılarak Osmanlı donanmasına katıldı.<ref name="Besirli" /><ref>Gröner, s. 14</ref> Bazı FransızFransa ve İngilizBritanya gazeteleri, Osmanlı'nın kandırıldığını ve gemilerin çok eski olduğunu belirten haberler yazdı.<ref name="Besirli" /> Bu gemilerin satın alınmasından sonra [[Mahmud Muhtar Katırcıoğlu|Mahmud Muhtar Paşa]], Bahriye Nazırı oldu ve von Strempel ile yaptığı görüşmede ''Barbaros Hayreddin'' ile ''Turgut Reis'' zırhlılarının ücretsiz yenilenmesi gerektiğini söyledi. Ancak von Strempel gemilerin gayet iyi durumda olduğunu belirterek reddetti.<ref name="vonstrempel1" >Von Strempel'in Alman Dışişleri Bakanlığı'na 347 numaralı ve 17.12.1910 tarihli askeri raporu</ref> ''Barbaros Hayreddin'' zırhlısının onarım çalışmaları başladı. von Strempel, Almanya'ya gönderdiği raporda Gazi Mahmud Paşa'ya söylediğinin aksine gemilerin eski olduğunu ve silah bakımından yetersiz olduğunu yazdı.<ref name="Besirli" /><ref name="vonstrempel1" /> Buna rağmen Gazi Mahmud Paşa, donanmadaki İngilizBirleşik Krallık nüfuzunun azaltılacağına dair von Strempel'e güvence verdi. Donanma Cemiyeti, Almanya'dan dört adet torpido bot satın aldı ve bu torpido botlar ''Gayret-i Vataniyye'', ''Numune-i Hamiyyet'', ''Yadigar-i Millet'' ve ''Muavenet-i Milliye'' isimleri ile Ağustos 1910'da Osmanlı donanmasına katıldı.<ref name="Besirli" /><ref>Özçelik, s. 27</ref> Eylül 1911'de ''Barbaros Hayreddin'' ve ''Hamidiye'' savaş gemilerinin onarım çalışmaları sona erdi. Maliye Nazırının itirazlarına rağmen İngiltereBirleşik Krallık'dentan iki adet [[dretnot]] sipariş edildi, tüm taksitleri ödendi. Ancak Ağustos 1914'te ''Sultan Osman'' ve ''Reşadiye'' isimli bu dretnotlar hazır durumda iken İngilizBirleşik Krallık Deniz Kuvvetleri Bakanı [[Winston Churchill]]'in emri ile gemilere el konulacaktı.<ref name="Besirli" /><ref>[http://www.belgeler.com/blg/1bw6/tarihimizde-resadiye-ve-sultan-osman-i-evvel-dretnotlari-the-dreadnoughts-of-the-sultan-osman-i-and-reshadieh-in-our-history Tarihimizde Reşadiye ve Sultan Osman-ı Evvel dretnotları, Rasim Ünlü]</ref>
 
=== Trablusgarp ve Balkan Savaşları ===
1911 yılında Trablusgarp Savaşı başladı ve İtalya, parasını aldığı halde ''Drama'' kruvazörüne el koydu.<ref name="Besirli" /><ref name="atam" /> 1912 yılında İtalyan donanması, [[Beyrut Muharebesi (1912)|Beyrut limanına taarruz etti]]. Osmanlı donanması yenildi; İtalyanlar kayıp vermezken, Osmanlı donanmasının iki adet savaş gemisi battı.<ref name="kurtcephe" >[http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/834/10552.pdf Rodos ve Oniki Ada'nın İtalyanlarca İşgali, İsrafil Kurtcephe]</ref> İtalyan donanması, Osmanlı Devleti'ni barışa zorlamak için Çanakkale Boğazı'na da saldırdı, fakat Osmanlı yönetiminde aksi yönde etki yaratınca [[Oniki Ada]] ve [[Rodos Adası|Rodos]] işgal edildi. Bu arada Osmanlı donanması, Anadolu ve Balkan kıyılarının saldırıya uğramaması için Selanik ile İzmir limanlarının önlerini mayınladı. Fakat bu bir deniz faciasına yol açtı; 29 Nisan 1912 tarihinde İzmir'den Selanik'e doğru yol alan ''Teksas'' adlı Amerikan gemisi mayına çarptı ve battı.<ref name="kurtcephe" /> Osmanlı donanması, Ege'de adalar işgal edilirken İtalyan donanması ile çatışmaya girmedi.<ref name="atam" /><ref name="kurtcephe" /> [[Uşi Antlaşması]] ile savaş sona erdi. Savaş sırasında, 1911 yılında donanma komutanlığına Albay Tahir Bey getirilmişti. Bu dönemde tatbikatlar yapıldı.<ref name="atam" />
 
1912 yılında, İtalya ile savaş sürerken Balkan Savaşları başladı. [[Balkan Birliği]] orduları, Osmanlı ordularına göre sayı ve deneyim bakımından güçsüzdü.<ref>Hall, s. 15</ref> Savaş başladığında Osmanlı Donanmasının envanterinde altı zırhlı gemi, iki zırhlı kruvazör, onbir [[muhrip]], otuz torpido bot ve dokuz adet yardımcı gemi bulunuyordu.<ref name="hall19" >Hall, s. 19</ref> Bununla beraber, İstanbul'da iki adet denizaltı yapılmakta idi.<ref>Donbaloğlu, s. 46</ref> ''Hamidiye'' ve ''Mecidiye'' savaş gemileri, donanmanın modern gemileri idi ve Averof kruvazörüne karşı koyabilirlerdi.<ref name="hall19" /> [[1897 Osmanlı-Yunan Savaşı|1897 yılındaki savaşta]], Osmanlı donanması etkin bir şekilde savaşta yer almamıştı ve bu da Yunan donanmasına cesaret vermekte idi.<ref>Donbaloğlu, s. 40</ref> Yunan Donanması, Fransız ve İngilizBritanya subayların yardımları ile personellerini eğitti. Bununla beraber, Avrupalı şirketler ile anlaşarak savaş gemileri satın alınıyordu.<ref>Donbaloğlu, s. 41</ref> [[Bulgaristan Krallığı]] ise, savunmaya dayalı küçük bir donanmaya sahipti ve kıyılarını mayınlamakla yetindi.<ref>Donbaloğlu, s. 44</ref> Trablusgarp Savaşı devam ettiği için, Osmanlı Donanması herhangi bir yerde üslenmedi. Fakat Balkan Savaşları için bazı noktalarda kuvvetler hazır bulundu:
{| class="wikitable" border="1"
|-
217. satır:
Osmanlı donanması, ''Averof'' kruvazörünün ateş gücü ve hız bakımından oldukça üstün olduğunu bilmekte idi. ''Averof'' kruvazörünü başka bir yerde oyalayarak Yunan donanmasını ezmeye dayanan bir plan hazırlandı.<ref name="donbaloglu97" >Donbaloğlu, s. 97</ref> Bu plan uyarınca Rauf Bey komutasındaki ''Hamidiye'', Akın Harekatı'nı 24 Ocak 1913 tarihinde başlattı. ''Hamidiye'', ''Averof'' kruvazörünü üzerine çekecekti ve ''Averof'' kruvazörünün yokluğundan faydalanan Osmanlı donanması da taarruz edecekti.<ref name="donbaloglu97" /> Ayrıca ''Hamidiye'', Balkan devletlerinin deniz ulaşımını durdurmakla görevlendirildi. Gece karanlığından faydalanan ''Hamidiye'', sorunsuz bir şekilde denize açıldı. 25 Ocak günü saat 12.30'da ''Hamidiye'', bir Yunan askeri üssüne taarruz etti. Bölgedeki barut fabrikası ağır hasar aldı, ardından kıyıda demirli vaziyette bulunan ''Makedonya'' isimli gemi batırıldı.<ref name="donbaloglu97" /> ''Hamidiye'', beklenmeyen bir hareketle Adriyatik Denizi'ne yöneldi. Ardından kömür ikmali için Doğu Akdeniz'e geçti ve 28 Ocak'ta [[Beyrut]] limanında demir attı.<ref name="donbaloglu98" >Donbaloğlu, s. 98</ref> Gerekenden çok az kömür alındı ve yola devam edildi. İstanbul ile güçlükle iletişim kuran Rauf Bey, [[Arnavutluk]] üzerine harekat için emir aldı. 6 Şubat'ta yola çıkan ''Hamidiye'', 14 Şubat günü Malta'dan kömür ikmali yaptı ve Akdeniz'e açıldı. Arnavutluk'taki Osmanlı birliklerine yardım için 6 Mart günü [[Tartus]] yakınlarındaki [[Ervad]] adasından cephane yüklendi.<ref name="donbaloglu98" /> Arnavutluk'a doğru yol alan ''Hamidiye'', denizde ''Leros'' isimli bir Yunan ticaret gemisine rastladı. Geminin mürettebatı esir alındı ve gemi batırıldı. Bu mürettebatlar sorgulandı ve Yunan donanmasının konumu öğrenildi. Kuzey Arnavutluk'taki Şingin Limanı'na gelen ''Hamidiye'', cephane yardımı yapan altı Yunan gemisini yakaladı ve hepsini tahrip etti.<ref name="donbaloglu99" >Donbaloğlu, s. 99</ref> Bundan sonra ''Hamidiye'' kruvazörü, Doğu Akdeniz'e hareket etti ve [[Hayfa]]'da kömür ikmali yaptı. Taşınamayan cephaneler ve paralar Beyrut'ta bırakıldı, oradan kara yolu ile gönderilecekti. ''Hamidiye'', İstanbul'la iletişim kurmak için Alanya'ya hareket etti ve 28 Mart 1913 tarihinde Alanya'ya başarıyla ulaştı.<ref name="donbaloglu99" /> Bu arada, üç Yunan muhribi yola çıktı ama yetişemedi; 17 Nisan'da ''Mihali'' isimli Yunan yardımcı kruvazörü batırıldı.<ref name="hamidiye2" >[http://www.dzkk.tsk.tr/turkce/tarihimiras/HamidiyeninSeyri.php ''Hamidiye'' Kruvazörünün Akın Harekatı, DzKK]</ref> Alanya'dan cephane alındı. Doğu Akdeniz'e Yunan gemileri gelince, ''Hamidiye'' Süveyş Kanalı yolu ile [[Kızıldeniz]]'e geçmek zorunda kaldı.<ref name="donbaloglu99" /> Burada onarım çalışmalarından geçti, 18 Temmuz 1913 tarihinde Balkan Savaşları sona erdi ve Rauf Bey'e geri dönmesi için emir verildi.<ref name="donbaloglu100" >Donbaloğlu, s. 100</ref> 7 Eylül 1913 tarihinde ''Hamidiye'', [[Yeşilköy]] kıyılarına geldi ve sevinç gösterileriyle karşılandı. Ardından [[Dolmabahçe Sarayı]] önüne gelinerek top atışları ile padişah selamlandı.<ref name="donbaloglu100" />
 
=== İngiltereBirleşik Krallık'ninın sipariş edilen dretnotlara el koyması ===
Osmanlı Devleti, 1909 yılında bir donanma programı başlattı ve program uyarınca [[İngiltereBirleşik Krallık]]'yea bir adet dretnot sipariş edildi. Bu dretnotun [[HMS Erin|''Reşadiye'']] ismiyle donanmaya katılması beklenmekte idi. Bu arada [[Brezilya]], İngiltereBirleşik Krallık'yea ''Rio de Janeiro'' isimli bir savaş gemisi sipariş etmiş ancak daha sonra vazgeçmişti. Osmanlı Devleti, böyle büyük bir geminin Yunanistan'ın eline geçmesinden endişe duyarak söz konusu geminin siparişini devraldı, ''Sultan Osman'' ismiyle donanmaya katılması kararlaştırıldı.<ref>Donbaloğlu, s. 102 - 106</ref> Trablusgarp Savaşı ve Balkan Savaşları, taksitlerin ödenmesini olumsuz etkilediyse de iki dretnot 1913 yılında denize indirildi. Osmanlı Devleti, tüm taksitleri ödedi.<ref>Donbaloğlu, s. 104</ref> Gemilerin Temmuz 1914'te teslimi beklenmekte idi, Osmanlı basınında bu büyük savaş gemilerinin sık sık fotoğrafları yer almakta idi.<ref name="donbaloglu108" >Donbaloğlu, s. 108</ref> Taksitlerin ödenmesinde büyük pay sahibi olan Donanma Cemiyeti, gemilerin Osmanlı Devleti'ne satılmasını olanaklı kılan yabancı kişilerin madalya ile ödüllendirilmesine karar verdi.<ref name="donbaloglu108" /> Osmanlı Devleti'nin bu dretnotları satın alması, Yunanistan'da tepkilere sebep oldu ve Başbakan [[Venizelos]] eleştirildi.<ref group="Not">Dönemin İngilizBritanya resmi yazışmalarında, iki dretnotun teslimat için İstanbul'a giderken YunanYunanistan Donanması tarafından hükûmet emri olmaksızın batırılabileceği söz edilmekte idi.</ref><ref>Donbaloğlu, s. 109</ref> Rusya da bu dretnotların Osmanlı Devleti'ne satılmasından rahatsız oldu.<ref name="donbaloglu110" >Donbaloğlu, s. 110</ref> 29 Nisan 1914 tarihinde Osmanlı Devleti, [[Fatih (zırhlı)|''Fatih'']] isimli bir zırhlı savaş gemisi, 3.550 tonluk iki adet kruvazör, 1.000 tonluk dört adet muhrip ve iki adet denizaltıyı Armstrong-Vickers Şirketine sipariş etti. Bu siparişin toplam bedeli 3.972.000 [[sterlin]] idi. Aynı zamanda, Fransa'ya altı adet muhrip ve iki adet denizaltı sipariş edildi, bunun toplam bedeli ise 4.760.00 [[Fransız frangı]] idi.<ref name="donbaloglu110" /> İngiltereBirleşik Krallık ve Fransa, gemilerin teslimine dair hukuki güvence verdi. Gemilerin yapımı, gönderilen Osmanlı heyetleri tarafından incelenmekte idi ve raporlar gönderiliyordu.<ref name="donbaloglu111" >Donbaloğlu, s. 111</ref> Fakat ''Reşadiye'' ile ''Sultan Osman'' dretnotlarının teslimatı gecikti.<ref name="donbaloglu111" /> Buna rağmen gemilerin teslim edileceği açıklandı ve Osmanlı Donanması, dretnotlara herhangi bir Yunan saldırısı olmasın diye Ege'ye açılarak beklemeye koyuldu.<ref>Donbaloğlu, s. 111 - 112</ref>
 
3 - 4 Ağustos 1914 tarihlerinde Fransa ve İngiltereBirleşik Krallık, [[Almanya]]'ya karşı savaşa girdi. İngiltereBritanya, 20. yüzyılda güçsüz bir devlet haline gelmiş Osmanlı Devleti ile askeri ortaklık kurmadı.<ref name="donbaloglu112" >Donbaloğlu, s. 112 - 113</ref> 2 Ağustos günü, Almanya'nın İngiltereBirleşik Krallık ve Fransa ikilisiyle savaş başlatmasına bir gün kala, Osmanlı - Almanya askeri ittifakı kuruldu, bu askeri ittifak gizli tutuldu.<ref>Donbaloğlu, s. 113 - 114</ref> ''Sultan Osman'' ve ''Reşadiye'' dretnotlarının Osmanlı Devleti'ne devredilme vakti gelmişti, 1 Ağustos 1914 tarihinde dretnotlara Osmanlı bayrağının çekileceği belirtildi.<ref name="donbaloglu116" >Donbaloğlu, s. 116 - 117</ref> Fakat bundan iki gün önce, 30 Temmuz 1914 tarihinde dönemin İngilizBirleşik Krallık Bahriye Bakanı Winston Churchill, bu dretnotların Osmanlı Donanmasına katılmasından duyduğu şüphe sonucunda gemilere el koyma kararı almıştı.<ref name="donbaloglu116" /> 27 Temmuz günü ''Reşit Paşa'' vapuru ile gemileri teslim almak üzere yola çıkan Osmanlı bahriyelileri, 1 Ağustos'ta geminin son taksini ödedi ve aynı gün saat 14.30'da gemilere fiilen el konuldu.<ref name="donbaloglu116" /> Londra Büyükelçisi Tevfik Paşa, İngilizBritanyalı yetkililerle görüştü ve geminin teslimini istedi. İngilizBritanyalı yetkililer, gemilere ''geçici'' olarak el konulduğunu ve paranın da güvende olduğunu söyledi. Fakat gemilerin ne zamana kadar [[Kraliyet Donanması]]'nda kalacağına dair bilgi verilmedi.<ref name="donbaloglu116" /> Bu olay Osmanlı hükûmeti tarafından şiddetle protesto edildi. Gemilerin teslimi için alternatifler sunuldu, İngiltereBirleşik Krallık hepsini de reddetti.<ref>Donbaloğlu, s. 118 - 119</ref> Dretnotlara el konulması Osmanlı basınında geniş yer buldu ve bazı Osmanlı gazeteleri, İngiltereBritanya'yi korsanlıkla suçladı.<ref name="donbaloglu120" >Donbaloğlu, s. 120</ref> [[New York]]'ta Müslümanların oluşturduğu bir kalabalık, İngiltereBritanya'yi protesto etti ve gemilerin teslimi için çağrı yaptı.<ref name="donbaloglu120" /> İstanbul İngilizBirleşik Krallık [[Maslahatgüzar]]ı Beaumont, Osmanlı halkında kuvvetlenen İngilizBritanya düşmanlığından endişe duydu, gemilerin savaş bitince teslim edileceğine dair İngiltereBirleşik Krallık'dentan bir tebligat istedi. Bu arada Alman [[Goeben ve Breslau'nun takibi|''Goeben'' ve ''Breslau'' zırhlıları Osmanlı Devleti'ne sığındı]]. Eğer Osmanlı Devleti tarafsız ise bu gemileri deniz hukuku gereğince kara sularından bir gün içinde çıkarmalıydı.<ref name="donbaloglu123" >Donbaloğlu, s. 123 - 124</ref> Rusya, Osmanlı Devleti'nin tarafsız tutumunu sürdürmesini istiyordu ve bu tutumun devam etmesi için bir garanti belgesinin verilmesini diğer [[İtilaf Devletleri|müttefiklerine]] teklif etti.<ref name="donbaloglu123" /> Churchill, bir torpidobot filosu ile İstanbul'a baskın yapılarak iki Alman zırhlısının batırılmasını teklif ettiyse de [[Horatio Herbert Kitchener]] bunu reddetti.<ref name="donbaloglu124" >Donbaloğlu, s. 124</ref> Osmanlı Hükümeti, deniz hukukuna uymak niyetinde idi ancak gemileri de İngilizlereBritanya'ya teslim etmek ve Almanya ile dostluğunu bitirmek istemiyordu. Sonuç olarak, iki Alman zırhlısının subayları ile anlaşıldı ve subaylar, Osmanlı donanmasına katılmayı kabul etti.<ref name="donbaloglu124" /> Osmanlı Devleti, iki zırhlıyı 80 milyon [[Mark (para birimi)|mark]] karşılığında satın aldığını duyurdu; gemilerin isimleri [[SMS Goeben|''Yavuz'']]<ref group="Not" >Resmi olarak adı ''Yavuz Sultan Selim''{{'}}dir. Fakat bu maddede kısaca ''Yavuz'' diye bahsedilecektir.</ref> ve [[SMS Breslau|''Midilli'']] olarak değiştirildi, personellerine Osmanlı üniformaları giydirildi.<ref name="donbaloglu125" >Donbaloğlu, s. 125</ref> Gemiler hiç para verilmeden Osmanlı Donanmasına geçmişti ancak deniz hukukuna uymak için satın alındığı söylenmişti.<ref name="donbaloglu124" /> Osmanlı halkı, İngilizlerinBritanya'nın el koyduğu iki dretnot karşılığında bu iki yeni savaş gemisinin gelmesini sevinçle karşıladı ve Almanlara duyulan sempati büyüdü.<ref name="donbaloglu125" /><ref>20. Yüzyıl Ansiklopedisi (1990), Tercüman Yayınları, s. 72</ref> Mart 1914'te İstanbul'a çıkarma yaparak işgal planları hazırlayan Rusya, ''Yavuz'' ve ''Midilli'' savaş gemileri sebebiyle bu planından vazgeçti.<ref name="donbaloglu125" /> 6 Eylül 1914 tarihinde, donanmada ıslahat için görev yapan İngilizBritanyalı subaylar Osmanlı Devleti'ni terk etti.<ref name="donbaloglu126" >Donbaloğlu, s. 126</ref>
 
=== I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı donanması ===
==== ''Yavuz'' ile ''Midilli'' savaş gemilerinin faaliyetleri ====
[[Dosya:Bundesarchiv Bild 134-D0004, Großer Kreuzer Goeben.jpg|thumb|right|''Yavuz'' muharebe kruvazörü.]]
18 Ağustos 1914 tarihinde ''Yavuz'' ile ''Midilli'' savaş gemilerinin komutası [[Wilhelm Souchon|Amiral Souchon]]'a verildi. Donanmanın ıslahatından sorumlu Alman heyetin başında olan Amiral Souchon, donanmadaki birçok makama Alman subayları getirdi, gereksiz personelleri donanma dışı bıraktı, donanmada talim başladı.<ref name="donbaloglu126" /> Souchon, Osmanlı savaş gemilerindeki geri kalmışlığı gördü ve İngilizBritanya ıslahat heyetinin bu durumu kasten devam ettirdiğini beyan etti.<ref>Donbaloğlu, s. 127</ref> Donanmadaki filoları düzenleyen Souchon, teknik problemleri olan ''Mesudiye'' savaş gemisini su üstü bir savunma platformu olarak Çanakkale Boğazı'nda görevlendirdi.<ref>Donbaloğlu, s. 128</ref> Almanya'dan subay, askeri teçhizat ve mayın getirtti. Boğaz savunma sistemlerinin komutanlıklarına da Alman subaylar yerleşti. Aynı zamanda tersanelerde çalışmalar yapılarak tüm Osmanlı savaş gemilerini onarabilecek sistemler kuruldu, tersanelere de Alman askerler yerleştirildi.<ref>Donbaloğlu, s. 128 - 129</ref> Alman heyeti, gemilerdeki birçok silahın kasten İngilizBritanya heyeti tarafından gizlice kullanılamaz hale getirildiğini gördü.<ref name="donbaloglu129" >Donbaloğlu, s. 129</ref> Souchon, süratle gemilerin bakımını yaptırdı ve Osmanlı personelleri eğitildi.<ref name="donbaloglu129" /> Padişah V. Mehmed'in huzurunda 17 Eylül günü donanma geçit töreni yaptı, Souchon donanmanın savaş için hazır olduğunu düşünüyordu. ''Yavuz'' ve ''Midilli'' zırhlılarının Alman personelleri, memleketlerinden ilk mektuplarını da bu zamanda aldı. Alman personeller, savaşa girmek istiyordu.<ref name="donbaloglu130" >Donbaloğlu, s. 130</ref> 12 Ekim 1914 tarihinde Souchon, personelin deniz şartlarında talimini uygun görerek bir Osmanlı filosu ile Karadeniz'e açıldı. Fakat Bahriye Nazırlığı'nda izin almadan denize açıldığı için filonun geri dönmesi emredildi, Souchon birçok savaş gemisini geri gönderdi ama ''Yavuz'' ile ''Midilli'' savaş gemilerinin bulunduğu diğer kısım denizde talimlere devam etti.<ref name="donbaloglu130" /> 22 Ekim günü Harbiye Nazırı Enver Paşa, Amiral Souchon'a Rus donanmasının imha edilmesini gizlice emretti. Ortada herhangi bir savaş ilanı yoktu.<ref>Donbaloğlu, s. 131</ref> Rusya, Enver Paşa'nın savaş niyetlisi olduğuna dair bilgi edindi. Enver Paşa, karada yapılacak taarruzlara ve askeri hareketlere dair bir emir yazısını da hazırlamıştı.<ref>Donbaloğlu, s. 132</ref> Souchon, Enver Paşa'nın emrettiği gibi kapsamlı bir taarruz yerine savunmada kalıp gözdağı verme amaçlı taarruzlarda bulunmayı uygun buldu; zira Alman zırhlılarının kaybından ve Karadeniz'de kesin Rus hakimiyeti kurulmasından endişe ediyordu.<ref>Donbaloğlu, s. 133</ref> ''Yavuz'', Karadeniz'deki tüm Rus savaş gemilerinden sürat ve ateş gücü bakımından üstündü. ''Midilli'''nin ise ateş gücü bakımından zayıflığı vardı.<ref name="donbaloglu134" >Donbaloğlu, s. 134</ref> 28 Ekim 1914 tarihinde Osmanlı filosu, emre uyarak Karadeniz'deki [[Odesa]] ve [[Sivastopol]] limanlarını topa tuttu.<ref name="donbaloglu124" /><ref>[http://www.ait.hacettepe.edu.tr/egitim/ait203204/I6.pdf Osmanlı Devleti ve I. Dünya Savaşı], Hacettepe Üniversitesi.</ref>
 
6 Kasım 1914 tarihinde ''Berk-i Satvet'' ile yola çıkan ''Yavuz'' zırhlı savaş gemisi, [[Zonguldak]]'ın Rus donanması tarafından topa tutulması üzerine bölgeye geldi ve İstanbul açıklarında demirledi. İstanbul'un bir deniz saldırısına uğramasından endişe ediliyordu.<ref name="donbaloglu134" /> Üç Osmanlı birliği, deniz yoluyla Trabzon'a götürüldü ve ''Midilli''{{'}}nin de aralarında bulunduğu birlik bu gemileri korudu. Birlikler başarıyla Trabzon'a ulaştıktan sonra ''Midilli'', 9 Kasım'da [[Poti, Gürcistan|Poti]]'yi bombaladı ve ''Hamidiye'' ile İstanbul'a geri döndü.<ref name="donbaloglu135" >Donbaloğlu, s. 135</ref> Rus Karadeniz Donanması, beş zırhlı, iki kruvazör ve on iki torpidobot ile 17 Kasım'da Trabzon limanına taarruz etti. ''Yavuz'' ve ''Midilli'', Rus donanmasını yakalamak üzere aynı gün Karadeniz'e açıldı. Ertesi gün, [[Balıklava|Balaklava]] açıklarında Rus donanmasına yetişildi.<ref name="donbaloglu135" /> Sisli bir havada [[Sarıç Burnu Muharebesi|muharebe başladı]], beş Rus gemisi ''Yavuz'' kruvazörünü hedef aldı ve ''Yavuz'' ağır hasar alarak çatışmadan geri çekildi. Fakat Rus amirallik gemisi ''[[Evstafi]]'' de ağır hasar aldı; 33 ölü ve 35 kayıp verdi.<ref group="Not">Rus gemisinin kayıpları hakkında belirsizlik var.</ref><ref name="donbaloglu135" /> Amiral Souchon, ''Hamidiye'' kruvazörüne [[Batum]]'un bombalanmasını emretti ve emir yerine getirildi. 5 Aralık'ta [[Rize]]'ye takviye birlik ve teçhizat götüren dört nakliye gemisini korumak üzere ''Midilli'' görevlendirildi. ''Yavuz'', ''Berk-i Satvet'' ve ''Peyk-i Şevket'' savaş gemileri ise uzaktan takip etmekte idi, Enver Paşa da ''Yavuz'' muharebe kruvazöründe bulunuyordu. Birlikler Rize'ye ulaştırıldıktan sonra, 10 Aralık'ta Batum bombalandı. Bu bombardıman, daha çok bir gövde gösterisi niteliğindeydi.<ref name="donbaloglu135" /> 26 Aralık'ta İstanbul boğazı önlerinde iki mayına çarpan ''Yavuz'', ağır hasar aldı. Gemi 2000 ton su aldı, [[su çekimi]] bir metre arttı ancak yüzmeye devam edebildi. Onarım için gerekli personel ve teçhizat Osmanlı Devleti'nde bulunmuyordu, Almanya'dan getirtilen deneyimli personeller ve teçhizat ile süratli çalışmalar yapıldı, onarım çalışmaları 1 Mayıs 1915 tarihinde bitirilebildi.<ref name="donbaloglu136" >Donbaloğlu, s. 136</ref> Bu süreçte, Osmanlı Devleti'nin Karadeniz ulaşımı güvenliği sarsıldı. ''Yavuz'' muharebe kruvazörünün yara aldığına dair söylentiler çıktı, bu söylentilerin asılsız olduğunu göstermek üzere 13 Ocak'ta ''Yavuz'' Karadeniz'e açıldı ve nakliye gemilerinin güvenliğini sağladı. Bu görevde Rus gemileri ile çatışmaya girmedi, 16 Ocak 1915 tarihinde geri döndü.<ref name="donbaloglu137" >Donbaloğlu, s. 137</ref> Osmanlı orduları, Kafkas cephesinde [[Sarıkamış Harekatı|yenilgiye uğradı]]. Başkomutanlık, deniz yolu ile takviye istedi, fakat ''Yavuz'''un onarımda olması sebebiyle deniz ulaşımı oldukça tehlikeli idi, Amiral Souchon bu durumu belirtti ve deniz yolu ile takviyeden vazgeçildi. 27 Ocak'ta iki Rus savaş gemisi, ''Hamidiye'' kruvazörünü takibe aldı. Onarımı henüz bitmemiş ''Yavuz'', yeniden denize açıldı ve ''Hamidiye'' olası bir saldırıdan kurtuldu. 7 Şubat'ta ''Yavuz'' tekrar Karadeniz'e açıldı.<ref name="donbaloglu137" /> Osmanlı istihbaratı, [[Odessa]]'da yirmiye yakın nakliye-ticaret gemisinin bulunduğunu bildirdi. Başkomutanlık, bu gemileri imha etmek üzere ''Hamidiye'' ile ''Mecidiye'' kruvazörlerini ve dört diğer muhribi görevlendirdi. ''Yavuz'' ve ''Midilli'' ise Sivastopol'a taarruz edecekti. 1 Nisan 1915 tarihinde filo denize açıldı.<ref name="donbaloglu138" >Donbaloğlu, s. 138</ref> 3 Nisan günü saat 06.40'ta Odessa önlerine gelen ''Mecidiye'', bir mayına çarptı ve denize oturdu. Rusların eline geçmemesi için gemi tahrip edildi, saldırı iptal edildi. 26 personelini kaybeden filo, İstanbul'a geri dönmek zorunda kaldı.<ref name="donbaloglu138" /> Aynı gün, geri dönüş yolunda Rus ''Vostochnaia'' ve ''Swesta'' ticaret gemileri batırıldı. Ardından, saat 11.10'da ''Yavuz'' ile ''Midilli'', bir kruvazörlük ve sekiz muhriplik bir Rus filosu ile karşılaştı. Kısa süreli muharebe yaşandı, Osmanlı tarafı herhangi bir isabet almadı ama bir Rus muhribi üç isabet alarak safdışı bırakıldı. Ardından iki taraf ateşi kesti ve muharebe sona erdi, 4 Nisan'da tüm Osmanlı gemileri İstanbul'a geri döndü.<ref group="Not" >''Mecidiye'', Odessa önlerinde tahrip edildiyse de Ruslar tarafından tamir edildi ve ''Prut'' adı ile Rus donanmasına katıldı.</ref><ref name="donbaloglu138" /> 2 Mayıs'ta Rus filosunun İstanbul önlerinde olduğu tespit edildi, 6 Mayıs'ta ''Yavuz'', ''Midilli'' ve ''Hamidiye'' sefere çıktı ancak Rus gemileri bulunamadı, 8 Mayıs'ta geri dönüldü.<ref name="donbaloglu139" >Donbaloğlu, s. 139</ref> 9 Mayıs'ta Rus donanması, [[Karadeniz Ereğli]]'sine taarruz etti ve çıkarma girişiminde bulundu. ''Yavuz'' alarma geçti ve bölgeye yetişti, Rus donanmasını uzaklaştırdı. Bir gün boyunca bölgede nöbet bekleyen ''Yavuz'', envanterinde muhriplerin ve mayın tarama gemilerinin bulunduğu bir Rus filosunun [[İstanbul Boğazı]]na yol aldığını öğrendi. 10 Mayıs'ta yapılan muharebe sonucunda ''Yavuz''{{'}}un bir adet 150 mm'lik topu ve bir adet torpidosu ağır hasara uğradı, burun kısmına iki adet güçsüz darbe aldı. ''Evstafi'', üç isabet ile ağır hasar aldı. Muharebenin ardından ''Yavuz'', saat 13.25'te İstanbul'a geri döndü.<ref name="donbaloglu139" />
231. satır:
18 Temmuz 1915 tarihinde ''Midilli'', mayına çarptı. Karadeniz ulaşımının güvenliği için ilk önce ''Hamidiye'' görevlendirildi, fakat Rus donanmasına karşı zayıf kaldığından dolayı bu göreve ''Yavuz'' getirildi.<ref>Donbaloğlu, s. 140</ref> Bu görevde ''Yavuz'', 1915 yılının sonuna kadar sekiz defa Karadeniz'e çıktı. Fakat Rus donanması, özellikle [[kömür]] nakliyatını engellemekte idi. Osmanlı Devleti, bu sebeple çok sayıda kömür taşıyan gemisini kaybetti.<ref name="donbaloglu141" >Donbaloğlu, s. 141</ref> 6 Eylül 1915 tarihinde Bulgaristan Krallığı, [[İttifak Devletleri]] yanında savaşa girdi. Rus donanmasının Varna'ya çıkarma yapmasını önlemek üzere 13 Ekim'de [[Köstence]] ile Varna önlerinde ''Yavuz'' muharebe kruvazörü görev yaptı.<ref name="donbaloglu141" /> 1916 yılında ''[[İmperatritsa Mariya]]'', denize indirildi ve Rus donanmasına katıldı. İstanbul Boğazını herhangi bir deniz saldırısına karşı korumak için boğaz tahkimatları güçlendirildi.<ref name="donbaloglu142" >Donbaloğlu, s. 142</ref> Rus donanması, Karadeniz nakliyatını durdurmak için 28 Ağustos'ta mayınlama çalışmalarına başladı ve 30 Eylül'e kadar 1656 adet mayın bırakıldı. Osmanlı Donanması, bu mayınların çeyreği kadarını etkisiz hale getirmeyi başardı.<ref name="donbaloglu142" /> 7 Ocak'ta kömür taşıyan ''Karmen'' isimli gemi, Rus donanması tarafından batırıldı. Harekete geçen ''Yavuz'', 8 Ocak saat 08.23'te Rusların iki muhribi ve ''İmperatritsa Mariya'' zırhlı savaş gemisi ile karşılaştı. Saat 09.40'ta muharebe başladı; ''Yavuz'' geri çekildi.<ref name="donbaloglu142" /> Bundan sonra aylarca limanda bekleyen ''Yavuz'', 3 Temmuz 1916 tarihinde tekrar denize açıldı ve 4 Temmuz günü [[Tuapse]]'yi topa tuttu. Limana ve petrol tesislerine zarar verildi, iki adet nakliye gemisiyle beraber birçok küçük gemi batırıldı.<ref name="donbaloglu142" /> 1917 yılında, Rusya'da [[Ekim Devrimi|devrim oldu]] ve 17 Aralık 1917 tarihinde ateşkes imzalandı. Böylece Karadeniz'de Rus donanması ile olan savaş sona erdi, mayınların temizlenmesine başlandı.<ref>Donbaloğlu, s. 143</ref>
 
9 - 10 Ağustos 1917 tarihlerinde İmroz'dan kalkan [[Kraliyet Hava Kuvvetleri|İngilizBritanya uçakları]], [[İstinye]] önlerinde olan ''Yavuz''{{'}}a taarruz etti. ''Yavuz'', herhangi bir hasar almadı fakat ''Yadigar-ı Millet'' muhribi battı.<ref name="donbaloglu144" >Donbaloğlu, s. 144</ref> Bundan sonra İstinye'ye uçaksavar topları yerleştirildi ve [[muhabere]] imkânı geliştirildi, Çanakkale'den gelen ihbar ile artık İstanbul her an hava saldırılarına karşı hazırlanabiliyordu.<ref name="donbaloglu144" /> Amiral Souchon, Alman [[Açık Deniz Donanması]]nın 4. Kruvazör Filosu komutanlığına getirildi ve 4 Eylül günü görevini Rebeur von Paschwitz'e devretti.<ref name="donbaloglu145" >Donbaloğlu, s. 145</ref> 15 Ekim'de Alman İmparatoru [[II. Wilhelm]], ''Yavuz'' zırhlısı ile İstanbul'a gelerek Osmanlı Devleti'ni ziyaret etti. 1918 yılına gelindiğinde, Karadeniz'deki savaş sona ermişti ve ''Yavuz'' ile ''Midilli'' savaş gemileri limanda beklemekte idi.<ref name="donbaloglu145" /> Bu arada, [[Çanakkale Savaşı]]'nda yenilmiş İtilaf kuvvetleri, İmroz adasını bir üs olarak kullanmakta idi ve Paschwitz, adaya taarruz ederek İtilaf gemilerini batırmayı planladı. Paschwitz, Cemal Paşa ile Enver Paşa'ya açıkladığı planında hedeflerinin İtilaf kuvvetlerini ağır bir yenilgiye uğratmak, ablukayı hafifletmek, [[Filistin Cephesi]]ne denizden yardım götürebilmek ve Osmanlı halkının moralini yükseltmek olduğunu söyledi.<ref name="donbaloglu146" >Donbaloğlu, s. 146</ref> Cemal Paşa boğazdaki mayınlardan söz edince de mayınların nerede olduğunu bildiğini ve bu sebeple de herhangi bir tehlike teşkil etmediğini söyledi.<ref name="donbaloglu146" /> Planın diğer safhası ise, bir Alman denizaltısının Mondros Limanı önlerinde gizlice beklemesi idi, İmroz'a taarruz yapılınca Mondros'tan çıkıp yardıma gelen İtilaf gemileri bu denizaltı tarafından vurulacaktı.<ref name="donbaloglu146" /> Plan onaylandı, Paschwitz, denizden taarruz yapılırken Çanakkale'den de [[Osmanlı Hava Kuvvetleri|hava desteği]] alınmasına karar verdi. Taarruza ''Yavuz'', ''Midilli'', ''Muavenet-i Milliye'', ''Numune-i Hamiyet'', ''Samsun'' ve ''Basra'' savaş gemileri katılacaktı.<ref name="donbaloglu147" >Donbaloğlu, s. 147</ref> Bu arada [[Liman von Sanders]], ele geçirilmiş bir İngilizBritanya haritasını Paschwitz'e ulaştırdı. Haritada, İngilizBritanya mayınlarının yerleri gösterilmekte idi. Paschwitz, planını bu haritaya göre düzenledi, fakat harita su çekimi düşük gemiler için çizilmişti.<ref name="donbaloglu147" /> 20 Ocak 1918 tarihinde, ''Yavuz'' ile ''Midilli'' boğazdan çıktı. Saat 05.55'te ilk mayın infilakını yaşayan ''Yavuz'', Paschwitz'e hasarın tehlikesiz olduğunu bildirdi ve harekata devam etti. Saat 07.00'de iki gemi birbirinden ayrıldı, ''Yavuz'' Kefalo limanına; ''Midilli'' ise Kuzu limanına [[İmroz Deniz Muharebesi (1918)|taarruz etti]].<ref name="donbaloglu148" >Donbaloğlu, s. 148</ref> İki taarruz da başarılı oldu; ''Yavuz'' limandaki telsiz istasyonunu etkisiz hale getirdi ve çok sayıda nakliye gemisini imha etti, ''Midilli'' ise [[HMS M28|HMS ''M28'']] ile [[HMS Raglan|HMS ''Lord Raglan'']] muhriplerini batırdı ve limandaki yapılara hasar verdi. [[HMS Tigress (1911)|HMS ''Tigress'']] ve [[HMS Lizard (1911)|HMS ''Lizard'']] muhripleri, uzaktan izlemekle yetindi. İngilizlerBritanya Osmanlı taarruzunu tüm gemilere bildirdi. ''Midilli'' kendisine yönelen topçu ateşini başarıyla püskürttü.<ref name="donbaloglu148" /> Paschwitz, harekatın başarılı olduğunu öğrendi ve gemilerin Mondros'a yönelmesini emretti. ''Yavuz'' ile ''Midilli'' emre uydu, fakat tam mayın tarlasının sınırına geldiler. İki İngilizBritanya muhribi ve iki İngilizBritanya uçağı, gemileri takip etmeye başladı. ''Midilli''{{'}}nin uçaksavar sistemleri yoktu, bu sebeple Paschwitz, ''Midilli''{{'}}nin ''Yavuz''{{'}}un [[pruva]]sına geçmesini emretti. Emre uyan ''Midilli'', ''Yavuz''{{'}}un pruvasına geçerken mayına çarptı.<ref name="donbaloglu148" /> Patlamanın etkisiyle ''Midilli''{{'}}nin çalışabilir halde tek motoru kaldı. İngilizBritanya muhripleri ve uçakları ile muharebe devam ederken, Osmanlı personelleri suya baktıklarında etraflarının mayınlarla çevrili olduğunu gördü. ''Midilli''{{'}}ye yardım için yönelen ''Yavuz'' mayına çarptı; bu çarpılan ikinci mayın idi ve geminin [[cayro]]su tamamen bozuldu. ''Midilli'', art arda mayınlara çarptı, şiddetli patlamalar sonucunda hareket kabiliyetini tamamen kaybetti. Albay von Hippel, geminin terk edilmesini emretti ve saat 09.07'de ''Midilli'' kıç üzerine dik vaziyette battı. Bu arada boğazdan yardım için gelen Osmanlı muhripleri zor durumda kaldı; ''Basra''{{'}}nın kıç tarafına iki adet mermi isabet etti ve ''Muavenet-i Milliye'' de yoğun topçu ateşi altında geri çekildi. ''Midilli''{{'}}nin sağ kalan personellerinden bir kısmı İngilizlerBritanyalılar tarafından kurtarıldı, diğer kısmı ise 8 derece suda donarak öldü. Paschwitz, ''Midilli'' personellerini kurtarmak istediyse de çok riskli olduğundan vazgeçti.<ref>Donbaloğlu, s. 149</ref> Geri çekilen ''Yavuz'', üçüncü defa mayına çarptı. Bütün bunlara rağmen ''Yavuz'' batmadı ve Nara'da kıyıya vurdu. Fakat İngilizBritanya uçakları, muharebenin yapıldığı 20 Ocak gününden 26 Ocak'a kadar sürekli olarak ''Yavuz''{{'}}u bombaladı. Bu süreçte İngilizBritanya uçakları 180 adet bomba attı ancak sadece ikisi isabet etti. ''Turgut Reis''{{'}}in yardımıyla kurtulan ''Yavuz'', 27 Ocak'ta Dolmabahçe önlerinde demirledi.<ref name="donbaloglu150" >Donbaloğlu, s. 150</ref> İmroz Deniz Muharebesi sonucunda Osmanlı donanması ''Midilli'' kruvazörünü kaybetmiş, ''Basra'' muhribi de ağır hasar almıştı. Çok sayıda personel kaybedildi, Almanların 5 subayı ve 167 eri esir düştü.<ref name="donbaloglu150" /> ''Yavuz''{{'}}un onarılabileceği herhangi bir havuz Osmanlı Devleti'nde bulunmuyordu. 3 Mart 1918 tarihinde imzalanan [[Brest Litovsk Barış Antlaşması]] ile Karadeniz'deki Rus donanmasına el konulması kabul edildi. Rus gemilerine Alman bayrağı çekildi. 2 Haziran 1918 tarihinde Sivastopol'a ''Hamidiye'' ile gelen hasarlı ''Yavuz'', şehirdeki havuzda geçici bir onarımdan geçti.<ref name="donbaloglu150" /> 12 Temmuz 1918 tarihinde İstanbul'a geri döndü.<ref name="donbaloglu151" >Donbaloğlu, s. 151</ref>
 
==== Denizaltı harekâtları ve denizden nakliye ====
238. satır:
13 Aralık 1914 tarihinde ''Mesudiye'', denizaltı saldırısı sonucu battı. Bundan itibaren Osmanlı donanması, denizaltı saldırılarına karşı önlemler almaya başladı. Boğaz savunma tahkimatlarında denizaltı karakolları kuruldu. Bu karakollar, denizaltının [[periskop]]unu görünce topçu ateşine başlıyor ve denizaltıları uzaklaştırmaya çalışıyordu.<ref name="donbaloglu151" /> İtilaf kuvvetlerinin denizaltıları, Osmanlı donanmasının bıraktığı mayınları atlatmayı başarıyordu. ''Mesudiye''{{'}}yi batıran [[HMS B11|HMS ''B11'']] denizaltısı, bu mayın engellerini atlatan denizaltılardan biri idi. Bunun üzerine mayın hatları farklı derinliklerde kademeli olarak bırakılmaya başlandı. Denizaltıların boğazı geçmesini önlemek için Haziran 1915'te 2.000 metre genişliğinde bir ağın kurulması kararlaştırıldı. İlk önce 35 - 40 metre kadar derine ulaşabilen ağ, daha sonra 70 metre derine ulaşabildi.<ref name="donbaloglu153" >Donbaloğlu, s. 153</ref> Fakat denizaltı ağı etkili olamadı, [[Çanakkale Deniz Harekâtları|Çanakkale Savaşı]] boyunca ağdan 27 defa İtilaf denizaltıları girip çıktı. Bunun üzerine Ekim 1915'te ikinci ağ kuruldu. Ağları korumak üzere bazı topçu bataryalar ve gambotlar görevlendirildi, ağa herhangi bir denizaltı geldiğinde sualtı cihazları tarafından tespit edilebiliyordu.<ref name="donbaloglu153" /> 8 Aralık 1915 tarihinde İtilaf uçakları, ağın tahribi için yüzebilen bombalar attı ancak etkili olamadı. İstanbul'un güvenliği için [[Galata Köprüsü]]'ne de benzer ağlar kurulmuştu.<ref name="donbaloglu153" /> Osmanlı donanmasının denizaltılara karşı bir diğer savunma taktiği de, nakliye gemilerinin yanlarına [[sac]] levhalarla donatılmış [[mavna]]lar getirmek oldu. Bu sayede, denizaltıdan atılan torpidolar korunaklı mavnalara geliyor ve gemi hasar almıyordu.<ref name="donbaloglu154" >Donbaloğlu, s. 154</ref> Marmara Denizi'nde, denizaltılara karşı nakliye gemilerinin korunması için önlemler alındı. Osmanlı Bahriye Nazırlığı su çekimi az olan gemilere torpidolar ıskalayacağı için, Şirket-i Hayriye'nin gemileri ve [[römorkör]]ler tarafından çekilen mavnalar aracılığı ile nakliye işlerinin yürütülmesini emretti.<ref name="donbaloglu155" >Donbaloğlu, s. 155</ref> Nakliye konvoylarının korunması için Çanakkale boğazının içinde ''Draç'' sınıfı torpido botlar, Gelibolu - [[Mürefte]] arasında ''Taşoz'' sınıfı muhripler ve İstanbul - Gelibolu arasında da ''Yadigar'' sınıfı muhripler görev yapmaya başladı. I. Dünya Savaşı esnasında denizaltılara karşı gelişmiş silahlar henüz icat olmadığı için, diğer donanmaların yaptığı gibi görülen denizaltılara topçu ateşi açılıyordu.<ref name="donbaloglu154" /> [[Marmara adaları]], denizaltılara karşı karakol görevi yürüten gözetleme istasyonları olarak kullanılıyordu, herhangi bir periskop veya denizaltının tamamı görüldüğünde derhal haber veriliyor, Osmanlı savaş gemileri de bölgeye gelerek denizaltılara müdahele ediyordu. Bununla beraber, Osmanlı savaş uçakları da denizaltı-savar timlerde görev yapmakta idi. Sığ sularda dalmış vaziyette olan denizaltıları görebilen uçaklar, denizaltılara hasar veremiyordu.<ref>Donbaloğlu, s. 157</ref>
 
Şirket-i Hayriye, [[Haliç Şirketi]] ve Seyrüsefain Dairesi, askeri nakliye işlemleri için birçok gemiyi ordunun emrine vermişti.<ref>Donbaloğlu, s. 166</ref> 27 Nisan 1915 tarihinde Çanakkale Boğazını geçmeyi başaran İngilizBirleşik Krallık denizaltısı ''[[HMS E14|E14]]'', ''Nurulbahir'' gambotunu batırdı. Gemideki 3 subay ve 30 er öldü.<ref name="donbaloglu168" >Donbaloğlu, s. 168</ref> ''[[Zuhaf]]'' gambotu, denizaltıyı takibe aldı, ''E14'' tekrar torpil saldırısı yaptı ancak isabet kaydedemedi; ''E14'' takipten kurtulmayı başardı. Buna misilleme olarak 30 Nisan'da ''Sultanhisar'' torpido botu Avustralyalı denizaltı ''[[HMAS AE2|AE2]]''{{'}}yi batırdı.<ref name="donbaloglu171" >Donbaloğlu, s. 171</ref><ref name="unlu-gemi" >[http://www.dzkk.tsk.tr/turkce/tarihimiras/KahramanGemilerimiz.php Türk Denizcilik Tarihinde Kahraman Gemiler, DzKK]</ref> 10 Mayıs günü ''E14'', [[İmralı Adası]] açıklarında ilerlemekte olan ''Patnos'' ve ''[[Gülcemal]]'' nakliye gemilerine rastladı. Konvoyu ''Gayret-i Vataniye'' savaş gemisi korumakta idi.<ref name="donbaloglu168"/> Saat 20.30'da ''Patnos''{{'}}a torpil atıldı, torpil geminin baş kısmına isabet etti fakat ciddi hasar olmadı.<ref name="donbaloglu168" /> ''Gülcemal''{{'}}e atılan torpil de isabet etti ve hasar verdi, yine de gemi İstanbul'a ulaşarak batmaktan kurtuldu.<ref>Donbaloğlu, s. 168 - 169</ref> 23 Mayıs 1915 tarihinde, boğazı geçmeyi başaran başka bir İngilizBritanya denizaltısı olan ''[[HMS E11|E11]]'', ''[[Peleng-i Derya]]''{{'}}yı torpilleyerek batırdı.<ref>Donbaloğlu, s. 204</ref> Ertesi gün [[Tekirdağ]] önlerinde cephane yüklü ''Hünkar İskelesi'' vapuru torpillendi.<ref name="donbaloglu170" >Donbaloğlu, s. 170</ref> 25 Mayıs günü ''E11'', İstanbul Boğazına geldi ve [[Galata Rıhtımı]]ndaki nakliye gemilerini torpilledi.<ref name="donbaloglu167" >Donbaloğlu, s. 167</ref> Gemiler acilen tahliye edilerek denizden nakliye emri iptal edildi. Çanakkale Savaşı esnasında 3., 4. ve 12. tümenler deniz yoluyla takviye edilmiştir.<ref name="donbaloglu167" /> Enver Paşa, ikmal konusundaki bu problem için sahil müfettişliğinin kurulmasını önerdi ve sahil müfettişliği kuruldu.<ref name="donbaloglu170" /> 30 Ekim'de Fransız denizaltısı ''Turguoise'' boğazı geçti ancak karaya oturdu. [[Müstecip Onbaşı]]'nın topçu ateşi isabetli oldu ve denizaltı İstanbul'a götürüldü. Denizaltıdaki evraklarda ''[[HMS E20|E20]]'' denizaltısının yeri gösterilmekte idi, bu bilgiler doğrultusunda ''E20'' batırıldı.<ref name="donbaloglu206" >Donbaloğlu, s. 206</ref> 6 Ağustos'ta binbaşı Cevat Bey'in komutasındaki ''Peyki Şevket'' savaş gemisi, ''E14'' denizaltısı tarafından torpillendi ve ağır hasar aldı.<ref>Donbaloğlu, s. 205</ref> Bundan sonra 3 Aralık 1915 tarihinde [[Yarhisar (muhrip)|''Yarhisar'']] muhribi, ''E11'' tarafından Marmara'da batırıldı. Aralarında Almanların da bulunduğu 7 subay ve 33 er ölmüştü.<ref name="donbaloglu206" />
 
==== ''Demirhisar''{{'}}ın ve ''Muavenet-i Milliye''{{'}}nin münferit harekatları ====
7 Mart 1915 tarihinde ''Demirhisar'' torpidobotu, saat 17.00'de harekete geçti. Karanlıktan yararlanarak [[Seddülbahir, Eceabat|Seddülbahir]] önlerindeki İngilizBirleşik Krallık - FransızFransa birleşik donanmasının arasından geçmeyi başardı. İlk önce İmroz yönünde ilerledi, bir gemi tarafından takip edildiyse de takip sona erdi ve ''Demirhisar'', rotasını değiştirdi. Bozcaada'ya taarruz etme kararı verildi ama bundan vazgeçildi. Ege Denizi'nde birkaç defa yer değiştiren ''Demirhisar'', [[İzmir Körfezi]]'nde bir savaş gemisine rastladı. 300 metre mesafeden atılan torpido isabet kaydedemeyince ''Demirhisar'' bölgeden ayrıldı.<ref name="donbaloglu159">Donbaloğlu, s. 158</ref> Yakıtı ve makine yağı oldukça azalan ''Demirhisar'' torpidobotu, [[Çeşme, İzmir|Çeşme]]'den ikmal yaptı. 11 Mart günü saat 02.45'te bir kruvazör ile [[uçak gemisi]]ne rastlayan ''Demirhisar'', kalan tek torpidosunu attı ve torpido, uçak gemisinin pruva direği gerisinde patlayarak hasar verdi.<ref name="donbaloglu159" >Donbaloğlu, s. 158</ref> Saat 05.00'te İzmir'e geri dönüldü. 22 Mart'a kadar bekleyen ''Demirhisar'', İstanbul'dan gelen kömür ve yağ ile takviye edildi. Fakat kömür kalitesizdi, bu sebeple seferden geri dönmek zorunda kalan geminin pervanesi denizin dibine temas ederek zarar gördü.<ref name="donbaloglu159" /> 15 Nisan 1915 tarihinde onarım çalışmaları sona erdi ve ''Demirhisar'' denize açıldı. Ertesi gün, [[İskiri]]'nin güneyinde yaklaşan iki gemi gören ''Demirhisar'', gemilerden birinin ticaret, diğerinin ise savaş gemisi olduğunu tespit etti. Ticaret gemisinin derhal tahliye edilmesi için uyarı yapan ''Demirhisar'' torpidobotu, geminin yanındaki İngiliz muhribinin yaklaşmaya devam etmesi üzerine üç adet torpido attı. Torpidolar arızalı idi, hiçbiri isabet etmedi. Bu arada uzaktan da başka gemilerin gelmekte olduğu görüldü. ''Demirhisar'', geri çekildi ve hızla uzaklaşmaya başladı. Torpidoların isabet etmediği ''Manitu'' isimli ticaret gemisinde batırılma korkusuyla kargaşa oluştu ve 100 kadar personel boğuldu.<ref name="donbaloglu159" /> Bölgeden uzaklaşan ''Demirhisar'', Sakız Adası yakınlarında teknik arıza sebebiyle 12 mil hızda ilerlemek zorunda kaldı. Güneyden de bir İngiliz muhribinin gelmesi üzerine, tarafsız konumdaki Sakız Adası'nın limanına sığınılması için ''Demirhisar'' rota değiştirdi. Fakat bu sırada İngiliz savaş gemileri topçu ateşine başladı.<ref name="donbaloglu160" >Donbaloğlu, s. 160</ref> Ümidi kalmayan ''Demirhisar''{{'}}ın personelleri gemiyi tahrip ederek karaya çıktı ve İngiliz taarruzu sona erdi.<ref name="donbaloglu160" />
 
''Mesudiye''{{'}}nin batırılmasına misilleme yapmak için 13 Mayıs 1915 tarihinde saat 00.30'da ''Muavenet-i Milliye'' muhribi harekete geçti. ''Muavenet-i Milliye'', gecenin karanlığından da yararlanarak oldukça yavaş bir hızda Rumeli kıyısı boyunca ilerledi. 600 ilâ 800 metre mesafeden bir İtilaf muhrip filosu görüldü, fakat İtilaf gemileri ''Muavenet-i Milliye''{{'}}yi farketmedi. Bu arada [[HMS Goliath (1898)|HMS ''Goliath'']] zırhlısı, ''Muavenet-i Milliye''{{'}}yi gördü ve ışıldakları ile işaret verdi; ''Goliath'', geminin Osmanlı muhribi olduğunu anlamamıştı. Zırhlının 300 metre yakınına gelen ''Muavenet-i Milliye'', saat 01.15'te art arda üç adet torpido attı. Üçü de zırhlıya isabet etti ve ''Goliath'' 570 denizciyle beraber battı.<ref name="donbaloglu160" />