Mehdî (Fâtımî halifesi): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k imla, değiştirildi: Eylül'da → Eylül'de AWB ile
Aybeg (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
30. satır:
{{Batıniyye|collapsed=1}}
 
'''Mehdi''' veya '''Ubeydullâh El Mehdî''' veya tam ArapcaArapça adıyla '''Ebû Muhammed ‘Ubeydallâh bin el-Huseyn el-Mehdî Billâh''' (Arapça: عبيد الله بن الحسين المهدي‎) (d. [[31 Temmuz]], [[873]] - ö. [[3 Mart]] [[934]]) [[Fâtımîler Hâlifeliği]]'nin kurucusu, [[İslam tarihi]]nde tek Şii Halifeliği ihdas edicisi ve Mısır ve Kuzey Afrika'nın çok büyük bir kısmında [[Fâtımîler]] hanedanı hükümdarı.
 
Ubeydullah El Mehdi 881'de ölen [[Abd Allâh ar-Razî|Razî Abdullâh ''(Hüseyin ibni ʿAhmed)'']] adı ile bilinen [[İsmâililer]]'in gizlenen imamı olan babasının ölümünden sonra [[İsmâ‘îl’îyye]] [[İslam mezhepleri|Mezhebi]]'nin [[İmâmlar|imâm]]lığına geçti.<ref>[http://www.ismaili.net/histoire/history04/history429.html Ismailiİsmaili Tarihi: ''Radi Abdullah (225-268/840-881)''] {{ing}}</ref>.
 
==Hayatı==
38. satır:
=== Halife olmadan önce===
 
Ubeydullah El Mehdi 31 Temmuz 873'de "Asker-i Mektum" adi verilen bir kasabada dogdudoğdu. Babasi gizlenen Onuncu Ismailiyyeİsmailiyye imamiimamı olan [[Abd Allâh ar-Razî|Razî Abdullâh]] idi.
 
[[Abbasiler]] Devleti [[Bağdad]]'da kurulduğu zaman [[Ali]] ailesinden gelen ilerigelen Şiiler Abbasiler devletinin kurucularına karşı doğrudan doğruya şahsi tehlike doğurdukları için elemine edilmek hedefi ile çok şiddetli şekilde aranmaya ve tutuklanmaya başlamışlardı. Bunun siyasi karmaşıklık dolayısıyla İsmailiyye Şii [[Dâvah]]'sının kaybolmasını önlemek amacıyla Sekizinci [[İsmâilîyye]] [[İmâm]]ından sonra gelen imamlar "gizlenen imam" olarak "davah"'larına devam etmişlerdi. Bu İmamlar Abbasi Devleti'inin politik merkezinden ve onların politik iktidar güçlerinden uzaklaşmak için İran platosundan çekilmişlerdi. Fakat Ubeydullah El Mehdi'nin babası gizlenen Onuncu imam olan [[Abd Allâh ar-Razî|Razî Abdullâh]] Sii Davah plan ve programıninprogramının daha kolayca devamını sağlamak amacıyla yine de devlet otoritesinden gayet gizli olarak kalarak Suriye'ye geçti. Batı Suriye'de bulunan [[Salamiye]] şehrinde gizlenerek ve burayı İsmâilîyye Şiilerinin gizli merkezi yaparak Suriye'den İsmailiyye Şiiliğini yaymak için yapılan çabaları kontrol etmeye başladı. Sonradan FatimilerFatımiler Devleti kurulmasına yol açan Davah üzerinde yaptığı faaliyetlerin başında İsmailiyye mezhebi prensiplerini yaymak için [[Yemen]]'e [[Ebu Kasım]] adlı gayet yetenekli bir [[dâ'i|dâî]] göndermesi ve Kuzey Batı Afrika [[Mağrip]]'de [[İfrıkiye]]'ye, özellikle Kutama kabileli Berberler arasına, [[Ebu Abdullah El Şii]] adlı diğer bir yetenekli dâî göndermesi olmuştu.
 
Aslen [[Küfe]]'li bir Abbasi devleti memuru olan [[Ebu Abdullah El Şii]] adli dâi Kutama aşiretinen olan Berberleri ile 892'de Hicaz'a yaptığı Hac sırasından tanışmış ve onların İfrıkiye'de hüküm süren [[Ağlabiler]] hükümdarlarından çektikleri zulümden şikayetlerini fırsat bilerek, onların da daveti üzerine, Mağrib'e dai olarak gitmişti. 893'de Berber köylüleri aşiretler topluluğundan olan [[Sinhaca]] arasında yerleşip gayet başarılı olarak bu köylülerin arasında İsmailliye Şii mezhebini yaymaya başlamıştı. Şiiliğe döndürtürmüşdöndürtmüş olduğu bu Berber aşiretler topluğundantopluluğundan asker toplayıp bir güçlü ordu kurmuştu. Bu aşiret ordusu ile İfrıkiye şehirlerini birer birer eline geçirmeye başladı. Şii Dai'si olan Ebu Abdullah Şii bu fetihlerini Suriye'de gizlenen Onbirinci Şii imamı adına yapmaktaydı ve bu gelişmeleri çok yaygın ve etken olan gizli Şii istihbarat hizmetini kullanarak gizlenen Şii imama eriştirmekteydi. Bu başarılar üzerinen Salamiye'deki gizlenen İsmailliyye Şii imamını Suriye'den İfrikiye'ye davet etti.
 
Salamıya, Suriye'de İsmailiyye Şii gizlenen imamı olarak bulunan [[Abd Allâh ar-Razî|Razî Abdullâh]] oğlu olan [[Abd Allâh ar-Razî|Razî Abdullâh]] o sekiz yaşına geldiği zaman ölmüştü. Sekiz yaşında olan ''Ubeydullâh El Mehdî'' Onbirinci İmam olarak kabul edilip İsmailliyye Şiilerinin başına geçmiști. Babası İsmailiyye mezhebinin gizli organizasyonun idaresini oğlu yetişgenliğeyetişkinliğe erene kadar oğlunun amcası olan Said el Hayr'in elinde bulmasını vasiyet etmişti. Ubeydullah El Mehdi yetişgenlikyetişkinlik yaşına vardığı zaman amcasının kızı ile evlilik yaptı ve kendisine naiplik yapan amcası da çok geçmeden öldü. Bundan sonra İsmailiyye mezhebinin tüm gizlenmiş organizasyonu ve idaresi gizlenen OnbirinciOn birinci imam olan Ubeydullah El Mehdi eline geçti.
 
Ubeydullâh El Mehdî 299'a kadar Salamiye'de bir zengin olarak yaşayıp gizli imam olarak İsmailiyye Şii faaliyetlerini planlayıp kontrol etmekte iken kendine dış bileyen üç kardeşin kendini öldürmeye kararlı olduğu haberini aldı ve Suriye [[Karmatîlik|Karamatî]]'lerinin hücumlarına açıktı. Bu nedenle buradan ayrılamaya karar verdi. Oğlu ve 30 atlı ile birlikte Salamaiye'den ayrıldı; [[Humus]]'a geçti ve oradan bir tüccar kiyafeti bir kervana katılıp [[Tiberya]] yoluyla [[Ramla]]'ya geldi. Abbasilerin kendini gayet ciddice aradıkları haberini aldığı için burada iki yıl bir zengin tüccar gibi yaşadı. Sonra gizlice bir tüccar kiyafetikıyafeti ile Suriye'den ayrıldı ve [[Mısır]]'a geçti. Mısır'da Abbasiler valisi, kendine Bağdad'dan gizli imamı tutuklaması için ciddi emirler gelmesine dayanarak, önce onu tutuklattı. Ama onun gizlenen İsmailiyye Şii İmamı olduğundan haberdar olmadığı ve Ubeydullah'ın kendini gayet inandırıcı şekilde alaladealelade bir tüccar olduğuna Valiyi ikna ettiği için çok geçmeden Vali onu serbest bıraktı. Ubeyydullah El Mehdi karadan bir kervanla [[Trablusgarb]]'a geçti. Buranın valisi kendini tutuklamaya çalıştı ama başaramadı. Kaçabilen Ubeydullah kervanını ikiye böldü. Ebu Abbas adında bir müridi Kayrevan'a geçti ve orada Ağlabiler hükümdarı tarafından tutuklandı ve yargılanıp hapse atıldı. Ubeydullah el Mehdi ise Berberlerin Midrar kabilesine ait olan [[Sijilmasa]]'ya geçti ve oraya zengin bir tüccar gibi yerleşti. Buranın hakimi olan Yasa bin Midrar ile iyi ilişkiler kurdu. Fakat Yasa [[Ağlebiler]] hükümdarı olan Ziyadet Allah'dan aldığı bir mektuba dayanarak Ubeydullah El Mehdi'yi 5 yıl göz altında tuttu. Aglebiler Hükümdarı Ziyadet Allah Ubeydullah'ı kurtarmak için gelebilecek her tehlikeyi karşılamak için idare merkezini Kayrevan, Tunus'tan (günümüzde Cezayir'de bulunan) [[Konstantin, Cezayir|Konstantin]]'e nakletti. Bir askeri hücuma karşı direnebilmek için Bağdat'daki Abbası halifesi [[Müktafı]]'den askeri destek istedi; ama halifenin bunu sağlayacak mali ve askeri gücü bulunmamaktaydı. Eylül'de bazı Berber kabilelerine mensup askeri birlikler yakındaki Kaar Beleama ve Tubna kalelerini ellerine geçirdiler. Bunu üzerine Aglebiler hükümdarı tekrar merkezi olan Kayrevan yakınlarındaki Rakkada saray şehri kalesine çekildi.
 
9 Mart 909'da Abdullah bin Şii'nin ordusu ile Aglebiler ordusunu [[Laribus]] yakınlarında büyük bir mağlubiyete uğrattı. İfrikiye'nin Ağlabiler'in başkenti olan (günümüzde [[Tunus]]'da bulunan) [[Kayravan]] yakınlarında bulunan saray şehri [[Rakkada]] da Ebu Abdullah El Şii komutasındaki Berber ordusu eline geçti ve bu arada İfrikiye başkenti olarak kurulmuş olan Kayravan da FatimilerFatımiler eline geçti.
 
909 yılında Ebu Abdullah Şii emri altındaki Berber ordusu ile Sijilmasa üzerine askeri sefere çıktı. Bu seferde bu ordu önce yol üzerinde bulunan [[Hariciler]] hükümdarlığı altında bulunan "Tahert" devletini eline geçirdi. Sonra, ordu Sijilmasa'yı hakim Yasa ile yapılan küçük bir çarpışmada galip gelerek Sijilmasa'yı eline geçirerek Ubeydullah El Mehdi'yi, oğlunu ve maiyetini serbest bıraktibıraktı. Bu ordunun komutanı olan ve İsmaliyye daisi olarak İfrikkiye'ye gelmiş burayı hemen hemen eline geçirmiş olan Ebu Abdullah Şii imamı olarak saydığı Ubeydullah El Mehdi'yi ilk defa burada gördü ve ona biat etti. Ebu Abdullah Şii ordusunun ve hükümü altında bulunan arazilerin hepsinin idaresini Ubeydullah El Mehdi'ye devretti. Böylece Ubeydullah El Mehdi'nin fiilen imamlığı açığa çıktı ve halife unvanıni da alarak bu arazileri kendinin kurduğu FatimilerFatımiler Devleti hükümdarı olarak idareye başladı.
 
=== Fatımiler devleti kurulması ve idaresi===
 
6 Ocak 910'da Ubeydullah El Mehdi Rakkada'ya bir büyük alayla girdi. Kendisi bir siyah ipek cübbe giymişti ve veliahtı olan oğlu [[Kaim (Fatımi)|El-Kaim]]' de portakal renkli ipekten cübbe giymişti. Hüküm ettiği arazilerde bulunan tüm Arap ve Berber kabile liderleri ona biat ettiler. Yeni kurulan Fatımiler Devleti'nde İslam şeriat kurallarının uygulanacağı ve bu kuralların yasaklarının hiç toleranssız uygulanacağı ilan edildi. 11 Ocak 910'da Ubeydullah El Mehdi "Müminlerin Komutanı" ve Halife olarak ilan edildi. Bu sırada BağdadBağdat'data sünnilerinSünnilerin kabul ettiği bir Abbasi halifesi hüküm sürmekteydi ve böylece İslam tarihinde ilk defa iki halife aynı zamndazamanda hüküm sürmeye başladılar. Kuzey Afrika'da en son Sünni müslümanlaraMüslümanlara ait Aglebiler devleti böylece yıkıldı ve onun yerine İsmailiyye Şii İmamı ve halife ünvanlarıunvanları ile Ubeydullah El Mehdi hükümdarlığı altında bir teokrasi idaresi ile yönetilen FatimilerFatımiler Devleti kuruldu.
 
Ubeydullah El Mahdi dinsel İmam ve Halife ünvanlarınıunvanlarını taşımaktaydı. Ubeydullah El Mehdi bunlar yanında dünyavı olarak devletini idareye başlamaya karar verdi. Ubeydullah El Mehdi'nin İfrikiye'ye gelmesine neden olan ve ordunun komutanı da olan dai Ebu Abdullah Şii onun sadece dinsel işlere bakacağını ve dünyavi işleri kendine bırakacağını sanmaktaydı. Fakat Ubeydullah El Mehdi kurulan devletin tüm idari dizginlerini ele alıp tüm devlet işleri ile yakından ilgilenmeeye başladı. Bu nedenle birinci FatimiFatımi hükümdar/halifesi ile dai Ebu Abdullah Şii'nin arası açıldı.
 
Ubeydullah El Mehdi özellikle devlet maliye işleri üzerine eğildi. Kurulmuş olan Berberi ordusunun askerlerinin dinsel kuralların gerektirdiğinden fazla kazanç yaptıklarını iddia etti. Bu nedenle askerlerin ganimet olarak aldıkları gelirlerin bir kısmını geri toplamak için askerlerin para ve malları üzerine haciz koydurdu ve bunları toplamak büyük çabalar harcamaya başladı. Bu da Fatımiler ükümdarhükümdar/halifesi ile dai Ebu Abdullah Şii'nin arasının daha fazla açılmasına neden oldu. .
 
Ebu Abdullah Şii'nin kardeşi olan ve toplanmış ordunun komutanlarından olan Ebu Abbas, halife ile kardeşinin arasınıdakiarasındaki problemleri açıkça etrafta konuşmaya ve halifeyi tenkit etmeye başladı. Özellikle halifenin tüm iktidar gücünü elinde teksif etmesini şiddetle yerdi. Açıkça yaptığı bu uluorta konuşmalalar arasında Ebu Abbas halifenin kendi yanında oturarak halkın isteklerini dinlemesini ve halkın halifeden ne kadar hoşnutsuz kaldığını öğrenmesi gerektiğini açıkladığı halifenin casusları tarafından ona bildirildi. Bu Sultan-Halife Ubeydullah El Mehdi tarafından Ebu Abbas ve kardeşinin Halife'ye karşı sadakatlarındansadakatlerinden şüphe edilmesine ve hatta Kutama berberleri arasında gayet ciddi bir ayaklanmaya önayak olacaklarına bir alamet olarak tefsir edildi. 18 Şubat 911'de, yeni devlet ve halifeliğin kurulmasından iki yıl sonra, halife Ubeydullah El Mehdi'nin emri üzerine, kendine büyük bir ülke vermiş olan, dai Ebu Abdullah bin Şii ve kardeşi Ebu Abbas bir suikastla öldürüldü. Fakat Ubeydullah El Mehdi, dai Ebu Abdullah bin Şii için büyük bir devlet cenaze töreni tertip ettirildi. Onun öldürülmesinin bir hata olduğu ifşa etti ve öldürülmesi gereken kişinin kardeşi Ebu Abbas olması gerektiğini de bildirdi. Berber kabileleri dai Ebu Abdullah bin Şii'nin öldürülmesi üzerine yeryeryer yer ayaklandılar. Bu kişinin yakın olduğu Kutama kabilesi mensupları dai'nin cenaze töreninde hoşnutsuzluklarını gösterdiler ama halifenin bunların tehditlerine aldırmayıp atı üzerinde onlar önüne gidip kabahatin Ebu Abbas'da olduğunu ve dai'nin hiç kabahati olmayaipolmayıp öldürülmesinin hatalı olduğunu bildirmesi onları yatıştırdı.
 
912'de oğlu [[Kaim (Fatımi)|El-Kaim]]'i veliaht ilan etti. Bu dönemde bazı Berberi kabileleri ve özellikle Hariciler ayaklanmalar yaptılar. Ama oğlu Kaim emri altında olan FatimilerFatımiler ordusu bu isyanları bastırmayı başardı.
 
Önce Sicilya, Fas ve Mısır sınırlarına kadar arazilerini genişletmeya koyuldu. Bu genişleme stratejisi Mısır'ı eline geçirmeyi de hedeflenmişti. Ubeydullah El Mehdi Mısır'a denizden hücum edebilmek için bir deniz donanması hazırlattı.
 
[[Sicilya]] adası 878'de Aglebiler tarafından Bizanslılardan ele geçirilmiş ve tipik bir Arap ülkesi olmuştu. Aglebiler devleti Ubeydullah El Mehdi tarafından ortadan kaldırılınca Sicilya'nın yönetilmesi de Fatımiler eline geçti. Belgelere göre Sicilya'daki ilk Fatımiler valisi Bin Ebu'l Favaris idi. Bu vali yerine 910'da Bin Ebu Hınzır tayin edildi. Bu vali Güney İtalya'daki limanlara ve sahil korsanlarına yaptığı hücumlarla ün yaptı. Fakat idaresinin halk için gayet zulümkar olması dolayısıyla 912'de [[Palermo]] ve [[Agrigento|Girgenti]]'de yaşayan müslümanlarMüslümanlar bu vali aleyhine bir isyan çıkardılar. FatimilerFatımiler Halifesi Ubeydullah El Mehdi bu isyana bir çare olarak isyancılarla müzakerelere girişti ve adaya Ali bin Ömer el-Balavi adlı bir yeni vali atadı. Fakat isyancılar bu valiyi de kabul etmeyip yerine kendilerinin tercih ettikleri Bin Kurhup'u vali olarak idare etmesine yolaçtılaryol açtılar. Bin Kurhup'da efektif olarak idaresi altında bulunan Sicilya adasını Fatımiler tabiliğinden çıkarttı ve Abbasi Halifesi [[Muktedir (Abbasi)|Muktedir]]'e bağlı olduğunu ilan etti. Fakat sonra [[Agrigento|Girgenti]]'de yaşayan Berber asıllılar diğer Araplarla birleşip Bin Kurhup'a karşı isyan çıkartıp onu tutukladılar ve idam edilmek üzere Ubeydullah El Mehdi'ye gönderdiler. Bundan sonra küçük isyanlar olmakla beraber Sicilya adası Fatımilerin bir valiliği olarak idare edildi.
 
913'de veliaht olan [[Kaim (Fatımi)|El-Kaim bi-Amrillah]] komutasında bir deniz filosunu Mısır'a gönderdi. Bu filo Mısır'ın güney Akdeniz kıyılarına yöneldi. Önce (günümüzdeki [[Libya]]'da) [[Trablusgarp]] şehrinin eline geçirdi. Fakat sonra Mısır'daki Abbasiler valisinin direnişe geçeceği haberi gelince geri döndü.
 
914'de Libya'da FatimilerFatımiler Trablusgarp valisi olan Hubasa bin Yusuf komutasında bir ordu Libya'da doğuya doğru ilerledi. [[Sirte]] ve [[Acabiyye]]'yi ellerine geçirdiler. 6 Şubat 914'de Barka ([[Bingazi]]) da Fatımiler eline geçti. Aynı yıl 7 Temmuz 914 veliaht El-Kaim komutasındaki büyük bir kara ordusu ile devlet merkezi olan Rakadda'dan ayrılarak Mısır'a askeri sefere geçti. Fakat Libya'da Fatımiler valisi olan Hubasa bin Yusuf daha El-Kaim'in ordusu kendine yetişmeden verilen emirlere de uymayarak 200 gemilik bir filo ile 27 Ağustos 914'de [[İskenderiye]]'yi eline geçirdi. El-Kaim'in Fatımiler ordusu karadan yürüyerek 4 Kasım'da ona İskenderiye'de yetişti. Fakat Fatımiler, Mısır'da Abbasiler valisinin merkezi olan Fustat'da doğru daha ilerlemekteyten Emir Munis komutanlığında Bağdad'dan gönderilen takviyelerle gayet güçlenmiş olan Abbasiler ordusu ile çatışmaya girmekten kaçındılar. El-Kaim ve Hubasa komutasındaki FatimilerFatımi orduları geri çekilmek zorunda kaldılar. Ama El-Kaim Barka (Bingazi)'de bir ordu birliği bıraktı.
 
Ubeydullah El Mehdi önce Ağlabiler saray şehri olan [[Rakkada]]'yı başkenti yapmıştı. Sonradan Kayravan'dan 20&nbsp;km kadar güney-doğuda olan bir sahilde kendi hükümdarlığı başşehri olarak kendi adını taşıyan [[Mehdiye]] adlı yeni bir şehir kurdurdu. Bu şehrin mevkii Gabes Körfezi üzerinde (günümüzde [[Susa]] ve [[Sfaks]] arasınsa bulunan) Endülüs'lu coğrafyacı el Bekri'nin sözleri ile denizi doldurma suretiyle elde edilen "suni bir platform" olan, yaklaşık 1.5&nbsp;km< uzunlukta ve 0.75&nbsp;km genişlikte küçük bir yarımada idi. Yeni şehrin sadece iki kale kapısı bulunmakta idi ve gayet kalın ve önce 8 (sonradan 8 daha eklenmiş) kulesi bulunan sarp surları vardı. Kale içinde saray, büyük evler, dükkanlar, depolar ve camiler bulunmaktaydı. Bu yarımadanın güney kısmına 916'da [[Mehdiye Büyük Camiii]] inşa edilmişti. Yedi yıl süren inşaat çalışmalarından sonra Ubeydullah el Mehdi yeni başkentinde 20 Şubat 921'de yapılan büyük bir törenle ikametini nakletti. Bu şehrin nüfusu beklenenden çok çabuk büyüdü ve daha Halife hayatta iken nüfus şehir surları içine sığmaz oldu ve Ubeydullah el Mehdi bu şehrin yanına Zavıla adlı bir peyk şehir de inşaainşa ettirdi.
 
Yeni kurulan Mehdiye başkenti bir deniz limanı olup Mısır'a denizden bir istila hareketine üs olmaya gayet elverişli idi. 919'da veliaht El-Kaim, komutasında bir Fatımiler ordusu ile ikinci bir Mısır seferi yaptı. Yeni kurulan donanma da bu sefere katıldı. 5 Nisan 914'de ayrılan ordunun öncüleri 9 Temmuz 914'de İskenderiyye önlerine yetişti. El-Kaim İskenderiye'ye girmeden şehir kenarından geçerek Mısır içinde buluanbulunan Abbasiler valilik merkezi Fustat'a gitmeye karar verdi. Fakat Abbasiler filosuna karşı, Fatımi ordusunu destekleyen Fatımiler filosu, içinde gayet deneyimli Bizans asıllı denizciler de bulunmasına rağmen, [[Rosetta]]'da yaptığı bir deniz savaşında mağlup düştü. Böylece Fatımiler ordusu için iaşe ve erzak tedariki imkansızlaştı. Fatımiler ordusu Fustas yakınlarına ilerledi ama Emir Munis komutasındaki Abbasiler ordusu birlikleri ile yapılan nispeten ufak çarpışmalarda Fatımiler birlikleri arka arkaya yenildiler. Bunun üzerine bu ikinci Mısır seferinde de El-Kaim Fatımiler ordusunu Barka (Bingazi)'ye doğru geri çekmek zorunda kaldı.
 
Bu sefer Halife Ubeydullah El Mahdi İfrikiye'nin doğusundaki Mağrip arazilerinde uğraşmak zorunda kaldı. 922'de bu Mağrip arazilerine eline geçirmek için bir askeri sefer gönderdi. Bu arazilerde kendi bağlı bir emirlik kurdurdu ama bu atanan emir bu arazileri kontrol edemedi. İberik yarımadasındaki Kurtuba'daki [[Endülüs Emevileri]] bu bölgenin kuzeyinde ve Fas'daki [[İdrisiler]] bu bölgenin batısında ayaklanmalar çıkartarak Fatımilerin bu bölgeyi tümüyle ellerine geçirmelerin mani oldular.