Kendi kaderini tayin hakkı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ahmet Turhan (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
düzeltme AWB ile
6. satır:
Kökü bakımından [[Fransız ihtilali]] sırasında 1795 tarihinde yayınlanan insan ve vatandaş hakları demecine denk gitmektedir. Bu terimin ilk kullanımı [[ulus devlet]] kavramının şekillenmeye başladığı 18. yy.'a götürülebilirse de, kavramın modern anlamda oluşumu 20. yy başlarındaki kullanımıdır. Bu kavram [[Bolşevik]] lider [[Vladimir Lenin]] tarafından 1914 yılında dile getirilmiş, ardından [[I. Dünya Savaşı]] sonlarında [[ABD]] Başkanı [[Thomas Woodrow Wilson|Wilson]]'un sunduğu 1918 tarihli [[Wilson Prensipleri]]'nde ifade edilmiştir.
 
Bu dönemde bu ilkenin en çok ilgilendirdiği ülkeler, birçok ulusu içinde barındıran [[Osmanlı Devleti]], [[Rusya İmparatorluğu|Çarlık Rusyası]] gibi ülkelerdi. Bu devletlerde yaşayıp bu ilkeyi amaç edinen birçok halk, kendi bağımsızlık mücadelesine girişmişlerdir. Bununla birlikte diğer yandan birçok [[emperyalist]] ülke bu oluşacak bağımsız devletlerden yararlanmak için manda ve himaye sistemini kullanmaya başlamışlardır. Lenin 1914 tarihli ünlü ''"[[Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı]]"'' isimli makalesinde, ortaya çıkan durumu şu şekilde ifade etmiştir;<ref>Lenin V.İ,, ''Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı'', [[Sol Yayınları]], Birinci Baskı, 1979</ref>
 
{{cquote|''“Emperyalizm koşullarında yalnızca ulusların kendi kaderini tayin hakkı değil, siyasi demokrasinin bütün temel talepleri ancak kısmen uygulanabilir, üstelik çarpıtılmış ve istisnai olarak. (...) Fakat bundan, hiç de sosyal demokratların bütün bu talepler için acil ve kararlı bir mücadeleden vazgeçmeleri gerektiği sonucu çıkmaz-sosyal demokratların böylesi bir mücadeleden vazgeçmeleri sadece burjuvazi ve gericiliğin ekmeğine yağ sürecektir”''}}
16. satır:
[[1936 Sovyet Anayasası]], bu ilke kaynak alınarak hazırlanmış ve halkların tam eşitliğini öngörmüştür. 25 Kasım 1936'da dönemin [[Sovyetler Birliği Komünist Partisi]] genel sekreteri [[Josef Stalin]], anayasa taslağını açıkladığı raporunda konu hakkında ''"Sovyet anayasası, tüm halkların ve ırkların geçmişteki ve o anki durumundan bağımsız olarak, güçleri ve zayıflıklarından bağımsız olarak, toplumun ekonomik, sosyal, devletsel ve kültürel yaşamının her alanında aynı haklara sahip olması gereğinden hareket eder."'' diyerek bu konunun sovyet toplumunda son derece önemli olduğunu vurgulamıştır.
 
Bununla birlikte Stalin; Lenin'in ardından konuyla en çok ilgilenen sovyet liderlerinden biri olmuş, ve bu ilkenin toplumlardaki önemini şu şekilde ifade etmiştir; <ref>Lenin, Vladimir; Stalin, Jozef. ''Marksizm ve Ulusal Sorun'', [[Evrensel Basım Yayın]], s. 133-34 ve s 24-25.</ref>
 
{{cquote|''“Ulusların kendi kaderini tayin hakkı için mücadelede, sosyal demokrasinin amacı, ulusal baskı politikasına son vermek, bu politikayı imkânsız kılmak ve böylece uluslar arasındaki çekişmeyi ortadan kaldırmaktır. (...) Bu sebeple işçiler, en incesinden en kabasına kadar ulusal baskıya ve ulusları birbirlerine karşı kışkırtma politikalarının bütün biçimlerine karşı savaşırlar ve savaşmaya devam edecekler.”''}}