Nesir: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
k yazım hatası |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır:
'''Nesir''', [[edebiyat]]ta düzyazı [[sanat]]ı. [[Dil]] kurallarından başka hiçbir ölçüye bağlı olmayan düz ve tabu anlatma yolu.
"[[Yunanlar]]ın ve bilhassa [[Latinler]]in nesir dedikleri nesir, hulasa bugün aydınlığının hudutsuzluğuyla insanları insan eden nesir Araplar'da da yoktu, Acemler'de de yoktu. Biz [[Türkler]], [[Arap]] ve [[Acem]]den
Eski nesir, “sade nesir” ve “süslü nesir”(sanatkarane) olmak üzere başlıca iki koldan yürümüştür. Sade nesir, konuşma dilinde yazılan, açık, tabiî nesirdir. Bu nesirle halkla ilgili eserler ve bazı tarihler yazılmıştır. Süslü nesir ise yabancı kelime ve dil kurallarıyla yüklü, çeşitli söz sanatlarıyla ve kelime oyunlarıyla süslü nesirdir. Bu nesirle, aydın kimselere hitap eden eserler yazılmıştır. Yeni nesir'de, yazı dili konuşma dili ile birleştirilmeğe çalışılmıştır. Yazı dilinin konuşma dili haline getirilmesi hareketi, 1911 de Selanik'te çıkarılmaya başlanan “[[Genç Kalemler]]” dergisinde, [[Ömer Seyfettin]], [[Ziya Gökalp]] gibi sanatçılar ve fikir adamları tarafından ileriye sürülmüş ve bu hareket, bugünkü yazı dilinin ayırıcı vasfı olmuştur. Yeni nesrin başlıca özellikleri şu noktalar üzerinde toplanabilir. Konuşma dilinde
Bütün yabancı dil kuralları bırakılmış, [[Türk dili]]ne Türk [[dilbilgisi]]
Eski nesir, çok kere, iç
{{edebiyat türleri}}
|