Muhyiddin İbnü'l-Arabî: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Eserleri: düzeltme AWB ile
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
26. satır:
[[1196]]'da [[Fas]]’a gitti. Orada yaptığı Seyahatler sırasında büyük şöhret kazandı. [[1198]]'de tekrar [[Endülüs]]’e geçti. Gırnata Şehri dolaylarındaki Bağa kasabasında '''Şekkaz''' isimli bir şeyhi ziyaret etti. Onun [[Tasavvuf]] yolu'nda karşılaştığı en yüce kimse olduğunu söyler. [[1199]]-1200'de İlk defa Hac için [[Mekke]]’ye gitti. Orada [el-Kassar] (Yunus ibnu Ebi’l-Hüseyin el-Haşimi el-Abbasi el-Kassar) isimli bir şahıs'la sohbet etti. Hac’dan sonra Mağrib’de, oradan da [[Ebu Medyen]]’in şehri olan Becaye'de bulundu. Bir süre sonra tekrar Mekke’ye geldi ve "Ruhu’l-Quds", "Tacu'r-Rasul" adlı eserler'ini yazdı.
 
[[1204]]'de [[Medine]], [[Musul]], [[Bağdad]]'da bulundu. Musul'da, "et-Tenezzülatu'l-Musuliyye" yi yazdı. Musul’dan ayrıldıktan sonra [[Konya]]’ya geldi. Orada tanıştığı [[Sadreddin Konevî]]’nin dul annesi ile evlendi. Konya’da iken "Risaletü’l-Envar" ı yazdı. Selçuk Meliki tarafından hürmet ve ikram gördü. Sonra [[Mısır]]’a geçti. Orada Futuhat-ı Mekkiye'deki sözlerinden ötürü Mısır uleması tarafından hakkında verilen idam fetvasıyla yüzyüze gelince gizlice oradan kaçtı.Tekrar [[Mekke]]’ye geldi ve burada bir süre kaldı. [[Bağdad]] ve [[Halep]]’de bir süre dolaştıktan sonra 612/[[1215]] de tekrar Konya’ya geldi. 617 de Şam’a yerleşti. Zaman zaman civar şehirlere seyahatler yaptı.Şam'da kendisinin Fütuhat'tan sonra en büyük eseri olarak kabul edilen Fusus'u kaleme aldı(627/1230). İbn Arabi bu eseri rüya'sında Peygamber'den ümmetine aktarmak üzere aldığını belirtir. 638 de 22 R.Evvel’de (1239) [[Şam]]'da öldü. Kabri [[Şam]] şehri dışında [[Kasiyun dağı]] eteğindedir. 1516 yılında [[I. Selim]], [[Şam]]’ı Osmanlı toprağı yaptığında oraya türbe, camii ve imaret inşa ettirdi. MedfunYavuz bulunduğuSelim türbeninHan, kubbesindemısır'a açtığı sefer sırasında Halep'ten Şam'a doğru giderken, yolda, hayatına Şam'da son verilen Muhyiddin-İbni Arabi Hazretleri'ninni kendisineve aitonun olduğuYavuz'u iddiaişaret edileneden sözlerini hatırladı. "Sin, Şın'a girdiğinde Muhyiddin'in kabri meydana çıkar" sözü Yavuz'un dikkatini çekmişti. Bu işaret zaman zaman aklına takılıp duruyordu. Şam'a vardığında oranın alim ve velileriyle görüşmelerde bulundu. Söz dolaşıp Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'bütünne yüzyıllarde yetiştirdiklerigeldi büyükŞam'ın insanlarlaileri tanınırgelenleri, bendenHazret'in sonrakikabrinin yüzyıllarbulunduğu benimleyerin anılacak'halen mealindekiçöplük olduğunu, hadiseden o güne kadar hazrete iyi gözle bakılmadığını anlattılar.Yavuz Selim Han, derhal harekete geçip kabrin yerini tesbit ettirdi. Oraya hemen bir beyittürbe ve yanıbaşına büyük bir cami ve imaret inşaatı başlattı. Zamanımıza kadar muhteşem bir şekild gelen türbe, cami ve imaret, külliye olarak ortaya yazılıdırçıktı.
Ayrıca, Muhyiddin-i arabi Hazretleri'nin vefatından önce ayağını yere vurarak:
"Sizin taptığınız benim ayağım altındadır" buyurduğu yeri tesbit ettirip kazdırdı. Oradanküp içinde altın çıktı. bundan Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'nin: "Siz Allah Teâla'ya değil de paraya tapıyorsunuz" demek istediği anlaşıldı. Gerçekten de idmına sebep, hazretin bu sözleri olmuştu. Selim Han, çıkan altınları Şam'ın fakirlerine dağıttı. "Sin" den maksadın Selim, "Şın" dan maksadın da Şam olduğu kesin olarak ortaya çıkmıştı. Yavuz Sultan Selim Han, bu sırada Şam'da üç ay kadar kalmıştır. Medfun bulunduğu türbenin kubbesinde -İbn Arabi'nin kendisine ait olduğu iddia edilen- 'bütün yüzyıllar yetiştirdikleri büyük insanlarla tanınır, benden sonraki yüzyıllar benimle anılacak' mealindeki bir beyit yazılıdır.
 
== Muhyiddin İbn Arabi ve Ekberi Öğretisi==