Hierapolis: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
düzeltme AWB ile
29. satır:
 
== Antik Tiyatro ==
Grek Tiyatrosu tipinde yamaca yaslanmış 300 ayak (91 m) tüm cephesiyle birlikte korunabilen büyük bir yapıdır. İnşasına; İ.S. 60 yılında olan büyük bir depremin ardından Flavius’lar döneminde İ.S. 62 yılında başlanmıştır. Hadrian döneminde (İ.S. 117 – 137) inşa halindedir. Yapı Severuslar döneminde İ.S. 206 yılında tamamlanmıştır.
 
Cavea’da 50 oturma sırası bulunur. Bu oturma sıraları 8 merdivenle 7 bölüme ayrılmıştır. Cavea’nın tam ortasından geçen Diozoma’ya her iki yandan tonozlu birer geçit ile (vomitoryum) girilir. Cavea’nın ortasında yer alan krallık locası ve orkestrayı çevreleyen 6 ayak (3.66 m) yüksekliğindeki sahne ön duvarında 5 kapı ve altı niş bulunmakta, bunların önünde 10 adet sütun yer almaktadır. Mermer sütunların üzerleri istiridye kabuğu şeklinde motiflerle dekore edilmiştir. Sahnenin gerisinde arka duvarı süsleyen üst üste sıralanmış 3 sütun dizisinden, alttakiler sekizgen kaideler üzerinde yükselir ve yivsizdir.
 
Kabartmalar, stillerinden de anlaşılacağı üzere değişik dönemlerde farklı ustalar tarafından yapılmıştır. Özellikle mitolojik konuların işlendiği sahnelerde Helenistik dönem heykel sanatlarının etkilerini, kalabalık, hareketli ve canlı figürlerde görmek mümkündür. Bu figürlerde Bergama sanat ekolünün (Zeus Atları Kabartmaları) biraz etkileri görülmektedir. Sahne binasının kabartmalı frizlerle süslenmesi açısından tiyatro, Perge, Side ve Nyssa tiyatrolarıyla büyük bir benzerlik gösterir.
 
Mezarlık alanlarını ifade eden Nekropoller, Hierapolis’in ‘Kutsal Şehir’ olarak adlandırılmasının ardından ayrı bir öneme bürünmüştür. Bu nekropollerde yapılan araştırmalar dönemin bütün dini inançları gün yüzüne çıkarmaktadır. Mezar yapılarının görkemine göre varlıklı ya da halk mezarı olarak kolaylıkla ayrılabilen bu nekropoller kentin ana caddesinin kuzey ve güney doğrultusunda uzanmaktadır. Sayıları ise 2 binden fazladır.
 
 
== Nekropoller ==
 
Kent surlarının dışında ve ova dışındaki tüm yönlerde nekropol alanları bulunmaktadır. Bunlar yoğunlukla Tripolis-Sardes’e giden kuzey yolunun ve Laodikya-Clossae’ye giden güney yolunun iki tarafında yer alır. Mezarlarda kireçtaşı ve mermer kullanılmıştır. Mermer kullanımı daha çok lahit tiplerinde görülür.
 
'''Kuzey Nekropolis:''' Nekropolisteki anıtların iyi durumda koruna gelmiş olması ve yayıldığı geniş alanda, çok sayıda traverten lahit ile birlikte bulunması, etkileyici bir görüntü oluşturur. (Sayıları iki binden fazladır ve çoğunda yer alan yazıtta Yunanca Soros Süfiksi ile karşılaşılır.)
 
Hierapolis mezar anıtlarının mimarisi çok çeşitlidir ve değişik uygulamalar gösterir. En eski mezarlar Helenistik Dönem’e tarihlenen (İ.Ö. II – I. yüzyıllar) Tümülüs mezarlardır. Bu mezarlar düzgün kesilmiş taşlarla örülü silindir kasnak ile sınırlanan mezar odasının üstü koni biçimi verilmiş toprakla örtülüdür. Mezar odasına dramos adı verilen koridor ile ulaşılır. Tümülüsler, yol boyunca ve doğuya doğru çıkan bayırda yer almaktadır.
 
Bu mezarlar daha çok seçkin ailelerle aittir, fakir ailelere ise kayaya oyulmuş basit mezarlardır. Kentin kuzey kısmında yer alan, I., çoğunluğu II. ve III. yüzyıla tarihlenen diğer mezar anıtları, genellikle duvarlarla çevrili, ağaç (çoğunlukla selvi) ve çiçeklerle süslü bahçelere sahiptirler. Tamamen travertenden yapılmış olan mezar anıtları farklı tipler gösterirler: Basit bir lahitten kimi zaman ölü yataklarını içeren, üçgen alınlıklı veya kaide üzerinde yer alan, bir yada birkaç lahit taşıyan, bazen de ev modellerini yansıtan daha gelişken formlara sahiptirler. Lahitleri taşıyan kaide üzerinde bulunan yazıtta Yunanca bomos (ayaklık, sunak) kelimesi yer alır: Ölünün yüksekte duran vücudu ile bağlantılı olarak anısını yücelten simgesel bir anlam taşır. Bu anıtlar heroon ile aynı işleve sahiptirler. (Kahramanların veya tarihte önemli kişilerin öldükten sonra tanrılaşmalarını kutlamak için yapılmış mezar anıtları.)
 
'''Güney Nekropolis:''' Sağ tarafta depremin etkileyici izleri görülmektedir. Geniş traverten düzlük tamamen alt üst olmuştur. Basit ve belki de daha eski nekropolise ait dörtgen çukur mezarlar ve taş ocağına ait izler dikkat çekmektedir. Kazılar sırasında, Denizli Müzesi uzmanları, uzun yazıtlı bomoslu bir mezar yapısı bulmuşlardır. Yakınında Genç Helenistik Dönem’e tarihlenen bir Tümülüs mezar yer almakta, bunun yanında ise yazıtlı mermer steller bulunmuştur. Alanın kuzeyinde kazı çalışmaları devam etmektedir, yamaçta Bizans surlarının olduğu yerdeki mezar yapılarında figürlü mermer lahitler bulunmuştur. Bu lahitler taş bir kaide üzerinde durmaktadır. Kerpiç tuğlalar ile yükseltilmiş olan çatı kiremit ile örtülüdür. Bu tip, bir yenilik oluşturmaktadır. Mezar yapısının içi ise çok renkli fresklerle süslenmiştir. Güneye Frontinus’a ait olabilecek olan Kapı’ya doğru ilerledikçe, Laodikeia ve Colossea’ya giden yol üzerinde, nekropolise ait başka mezar yapıları ile de karşılaşılır.
 
Uzun yazıtta adı geçen Tiberius Cladius Talamos’a ait mezar dikkat çeker. Cephesi ev mimarisini yansıtmaktadır, yarım sütunlu dor düzenindeki pilasterler, taş kafesli pencereler ile Blaundos’ta olduğu gibi, arşitrav, yazıtlı friz ve diş kesimli ion düzenindeki saçaklık yer alır. Yalnızca mimari düzenleme bakımından Frontinus Caddesi’ni hatırlatmaktadır. Frontinus Caddesi üzerindeki yapılarda ise dor düzeni, doğal olarak triglif-metop frizli saçaklıkta olduğu gibi başlıklarda da kendini göstermektedir.
 
Antik Havuz, Pamukkale’nin en önemli simgelerinden biridir. Özellikle sağlığa faydalı olan suyu ile dünyanın sayılı havuzlarından biri olarak kabul edilir. Yılda binlerce kişinin yüzdüğü bu havuz, birçok hastalığa da iyi gelmektedir.
 
 
== Antik Havuz ==
Özellikle Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Hierapolis ve çevresi tam bir sağlık merkezi durumundaymış. O yıllarda antik kente ve etrafına kurulan 15’ten fazla hamama binlerce insan gelir ve sağlıklarına kavuşurlarmış. Bugün antik havuzu meydana getiren İ.S. VII. Yüzyılda oluşan depremdir. Sütunlu caddenin yanında yer alan sivil agoraya ait ion düzeninde yapılmış olan (İ.S. I.yy) portik bu deprem sonucunda oluşan kırık içinde meydana gelen havuzun içine yıkılmıştır. Antik Havuz, suyun sıcaklığı nedeni ile rahatlatıcı bir etkiye sahip olmasının yanı sıra, birçok hastalığın geçmesi konusunda da etkilidir. Bu konuda yapılan araştırmalara göre Antik Havuz’un suyu, kalp hastalığı, damar sertliği, tansiyon, romatizma, deri, göz, raşitizm, felç, sinir ve damar hastalıklarına, içildiğinde de spazmlı midelere çok iyi gelmektedir. Bu da Roma Dönemi’nden itibaren Antik Havuz’un etrafında sürekli olarak sağlık merkezlerinin kurulmasının nedenini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
 
== Kleopatra Havuzu ==
Termal havuzdaki su sıcaklığı 36 C°- 57 C°, PH değeri 5,8, radon değeri 1480 piccocuri/ litredir. Kaplıca suları, bikarbonatlı, sülfatlı, kalsiyumlu, karbondioksitli, kısmen demirli ve radyoaktif bir bileşime sahiptir. Aynı zamanda buradaki sular banyo ve içme kürlerine de elverişli olup, 2430 MG/litre eriyik mineral değerine sahiptir.
 
Yüzyıllar öncesinden günümüze kadar bütün ihtişamını koruyarak ayakta kalmayı başaran Apollon tapınağı eski ve dini mağara olarak bilinen Plutonion üzerine kurulmuştur. Tapınaktan kalan kalıntılardan, mermer merdivenler ve üzerinde Apollon kehanetinin anlatıldığı yazıların bulunduğu duvarları da görülmeye değer en önemli eserlerdendir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu topraklar inanç turizminin de gelişimine katkıda bulunmuştur.
 
== Apollon Tapınağı ==
Mevcut Tapınak, eski ve dini mağara olarak bilinen Plutonion üzerinde kurulmuştur. Yerli halkın en eski dini merkezi olan bu yerde, Apollon bölgenin ana Tanrıçası Kybele ile buluşmuştur. Eski kaynaklar, Ana Tanrıça Kybele rahibinin bu mağaraya indiğini ve zehirli gazdan etkilenmediğini bildirirler. Apollon Tapınağı’nda üst yapıya ait kalıntılar İ.S. III. yüzyıldan geriye gitmemekle birlikte, temeller Geç Helenistik Döneme kadar uzanmaktadır.
 
Mermer giriş basamaklarından tanınan 70 metre uzunluğundaki Tapınak, temenos duvarı ile çevrili kutsal alan içinde bulunmaktadır. Temenos duvarı güney, batı ve kuzeyde bir kısmı kazılmış olan portiğe yaslanmıştır. Mermer portiğe ait dor düzenindeki yivli yarım sütunlar, astragal ve inci dizisi, ekhinusu da yumurta dizisi ile bezeli sütun başlıkları taşımaktadır.
 
Tapınak, daha geç bir döneme tarihlenmekte, fakat müzede bulunan iki ion bir korint düzenindeki nefis başlık ile bazı mimari parçalar İ.S. I. yüzyıla tarihlenmekte ve daha eski çağlara dayanan bir tapınağın varlığına işaret etmektedir. Apollon Tapınağı’ndan günümüze kalan mermer merdivenden başka, mermer levhalar ile kaplı ve silmeli kornişleri olan bir podyum görülmektedir. Cephesi iki ante ve arasında yer alan iki sütun ile bezelidir. Tarihlenmesi ante ve başlıklarında, cella duvarında ve tabanında kullanılan yazıtlı bloklar sayesinde yapılabilmektedir. Bir tanesinin üzerinde Apollon kehanetine ait bir yazı okunmaktadır. Tapınak mimari bezemelere göre İ.S. III. yüzyıla tarihlenmektedir.
 
Tapınağın arkasındaki merdivende, Apollon Tapınağı’ndan alınan parçalar, sütun gövdeleri, arşitrav parçaları, başlıklar, kaideler ile doldurulan bir alan görülmektedir. Bu yapıda, İ.Ö. IV. yüzyıl heykel şemalarını yenileyen, kıvrımlı giysili olan, nitelikli bir kadın heykeli bulunmuştur. Yazıtından da anlaşıldığına göre; Zeuxis’in kızı Apphia imparatorluk tanrılarına ve Demos’a (Hierapolis halkının kişileştirilmesi) adamıştır.
 
Bir ucu, kuzeyindeki adını imparator Domitiandan alan Domitian kapısı ve diğer bir ucu güneyinde Güney Roma kapısına uzanan, 1  km uzunluğundaki Cadde görülmeye deger en önemli tarihi eserler arasındadır. Her iki tarafinda sütunlu revarklar ve kamu yapıları bulunan cadde şehri bir uçtan diğer bir ucuna kadar ikiye ayırır. Ayrıca cadde giriş ve çıkıslarında bulunan kapılar ise tarihi halen omzunda taşıyan koca bir medeniyetin en güzel örnekleridir.
 
== Cadde ve Kapılar ==
Yaklaşık 1  km uzunluğundaki kentin en önemli ve geniş ana caddesi, kenti bir ucundan diğer ucuna ikiye böler. Kuzey – güney doğrultusunda uzanan bu caddenin iki tarafında sütunlu revaklar ve önemli kamu yapıları vardır. Her iki ucunda anıtsal kapılar bulunmaktadır. Kapılar zafer taki görünümünde, kemerli ve yanlarında kuleleri bulunmaktadır. Frontinus Kapısı: Roma Dönemi’nde kentin anıtsal giriş kapısını oluşturur. 14 metre genişliğindeki ana caddenin başlangıcında yer alan kapı, yerleşim birimini geçerek Laodikeia ve Collosai’ya giden ana yolun ve Güney Kapısı’nın karşı ucunda yer alır. Kapı düzgün traverten bloklardan inşa edilmiş üç kemerli girişi basit bir korniş ile süslüdür. Ayrıca Helenistik Dönem’in kapı geleneğini hatırlatan yuvarlak planlı kulelere yaslanmıştır.
 
Kuzeyde, iyi korunmuş, üç gözlü ve iki yanında yuvarlak kuleleri olan kapının frizinde İmparator Domitian’a ithaf edilmiş Latince ve Grekçe yazılmış bir yazıt vardır. Bu yazıttan dolayı buraya Domitian Kapısı veya Roma Kapısı denir. Kapinin Asya Prokonsülü Julius Sextus Frontinus tarafindan I.S. 82-83 yillarinda yaptirildigi bilinmektedir. Bu nedenle kapiya Frontinus Kapisi da denilmektedir. Bu kapidan güneye inen yolun surla kesistigi yerde I.S. 5. yüzyila tarihlenen Kuzey Bizans Kapisi vardir.
 
'''Güney Roma Kapısı:''' Kapi, Lykos nehrine dogru alçalan tepeye açilir, büyük Honaz Dagi’nin tam karşısında yer alır, özellikle gün batiminda mavinin tüm tonlari ile olusan nefis bir manzaraya sahiptir. Kapi, traverten bloklar ve içinde mermerin de bulundugu devsirme malzeme ile yapilmistir. Iki adet dörtgen planli kuleye yaslanmıştır.
 
'''Kuzey Bizans Kapısı:''' Hierapolis kentinin Theodosius döneminde (I.S. IV. yy sonu) yapilan sur sistemine dahil olan Kuzey Kapi, Güney Kapi’ya simetrik olarak Bizans Dönemi’nde kentin anitsal girisini olusturur. Agora’nin yikintilarindan alinan devsirme malzeme ile insa edilen kapi, kare planli iki kule ile desteklenmistir. Girisin iki yaninda, sehri kötü etkilerden korumak üzere, apotropeik olarak duran arslan, panter, gorgo basi ile bezeli dört adet konsol günümüze ulasmistir.
 
'''Güney Bizans Kapısı:''' İ.S. V. yy'da inşa edilmiştir. Traverten bloklar ve içinde mermerlerin de bulunduğu devşirme malzeme ile yapılmıştır. Kuzeydeki kapıda olduğu gibi 2 adet dörtgen planlı kuleye yaslanmış ve tek parça arşitrav üzerinde yer alan hafifletme kemeri ile şekillenmiştir.
 
Dini bir öneme sahip olan Hierapolis antik çaglarinda temizlige de büyük önem verirdi. Yolcular sehre girdiklerinde temiz olmalari için kentin giris ve çikislarina hamamlar insa etmislerdir. Hierapolis’te 3 hamam vardir. Bu hamamlardan Hamam Kilise günümüze kadar iyi korunabilmistir. Bizans Hamami VII. yüzyilda meydana gelen büyük depremde yikilmistir. Büyük Hamam ise bugünkü Arkeoloji Müzesi olarak karsimiza çikar.
 
 
'''HAMAMLAR'''
 
== Hamam Kilise ==
Çok eski olan bu yapi Imparatorluk Çagi’nin ortalarina tarihlenir. Traverten dikdörtgen bloklardan insa edilmis bu yapinin, yan duvarlarindaki büyük kemerler görülebilmektedir. Kentin merkezindeki tonozlu Büyük Hamam yapisi ile kiyaslanabilecek bir mimariye sahiptir. Hamam yapisi VI. yüzyilin I. yarisinda, Hierapolis, Phrygia Pacatiana’nin baskenti oldugu zaman, kilise olarak yeniden düzenlenmistir. Kiliseye dönüstürülmüs olan bu yapida, girisin kuzeyinde yer alan bir mekanin duvarini, dört sütunlu bir potigi çevirmek için kullanmislardir. Iki büyük kemer ile olusturulmus olan kilisenin girisi, Bizans Kapisinda oldugu gibi bir kemere sahip diger bir küçük kapiya yaslanmistir. Iyi durumda korunmus olan büyük mekanda, kemerlerle olusturulan 6 adet nis yer alir. Bu kemerleri tasiyan duvarlar eklenmis ve duvarlara açilan geçitlerle de tonuzlu geçisler elde edilmistir.
 
== Bizans Hamamı==
Satır 97 ⟶ 94:
 
== Büyük Hamam ==
Bugün Hierapolis Arkeoloji Müzesi’nin kurulu oldugu Büyük Hamam yapisi, kentin güney batisinda, traverten kanallara açilan bir bölgede yer alir. I.S. 60 yilinda Nero döneminde yasanan büyük depremden sonra, kentteki insaat faaliyetleri sirasinda önemli bir su kaynagindan yararlanmak üzere, I.S. II. yüzyilda yapilmistir. Kaynaktan çikan sular vadiye akmadan önce hala bu hamamin yikintilari üzerinden geçmektedir.
 
Hamam, bölgede bol miktarda bulunan traverteni çalismakta usta olan, yerel isçilerin bir tas yapitidir. Akan suyun kalker olusturma gücü nedeniyle, bugün orijinal tabani 4 metre kalker altinda kalmis olan yapi, iki mekanda korunmus, digerlerinde ise onarim yapilmistir. Bugün müze olarak kullanilan mekanlar antik çagda hypokaust sistemi ile isitilmaktaydi. Türkiye Kültür Bakanligi, Anitlar ve Müzeler Genel Müdürlügü tarafindan, mekanlarin orijinal tabanini bulmak üzere kazi ve onarim çalismalari yürütülmektedir. Ortaçag’da Roma Dönemi mekanlari degistirilmis, duvarlarla bölünmüs ve yola kadar yayilmistir. I.S. X. yüzyildan XIII. yüzyila kadar olan evrede, yerlesim merkezi ve etkisi antik çagdakini asmistir. Bizans ve Selçuklu dönemlerine ait kazilar sirasinda bulunan, bir çogu ithal sirli kapilar, Hamami kullananlarin bu dönemdeki zenginligine dikkat çeker. 18. yüzyilin sonunda, Choisy tarafindan belirtilmis olan, biri kaburgali besik tonoz çati ile örtülü sütunlar izlenebilmektedir. T salonunda yapilan yeni kazilarla bati tarafta kornis ile sinirlandirilmis üç büyük pencereli, apsisli, orijinal bir mekani gün isigina çikartmistir.
 
Genellikle mekanlarin yan cephelerinde, dörtgen yada yuvarlak planli mekanlar ile iç mekani hareketlendiren tipik Roma mimarligi çözümleri kullanilmis, Roma’nin gücünü gösteren mermer heykellerin yerlestirilmesi ile bina süslenmistir. En büyük mekan D, 20X32 metre ölçülerindedir ve uzun kenarinda üç adet, biri dörtgen digerleri yarim daire planli exedralar yer almaktadir. Exedralar, bezemeli stukolar ile süslü kemerlerle örtülüdür. Bezemelerde ortada deniz kabugu, kenarlarda volüt, yaprak ve çiçek motifleri taninabilmektedir. Duvarlar, yüzeylerinde görülen metal kenet deliklerinden de anlasilacagi gibi çok renkli mermer levhalar ile kapli olmaliydi. Giriste bulunan iki ayak üzerinde bir kapi ve yapinin çatisina çikan merdivenlerin yer aldigi bir bosluk görülür. Bu bölümün dogusundaki büyük alan palestraya ayrilmistir. Palestraya açilan dörtgen büyük mekanlar, yerel, beyaz ve pembe lekeli bresten yapilmis, sütunlu cephelere sahiptirler.
 
 
 
== Kaynakça ==
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Hierapolis" sayfasından alınmıştır