Arıburnu Cephesi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Supermæn (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
düzeltme AWB ile
51. satır:
 
== Osmanlı savunma düzeni ==
Arıburnu Cephesi de Seddülbahir Cephesi gibi Albay Halil Sami Bey’in 9. Tümeni’nin savunma bölgesidir. Albay Halil Sami Bey, bu bölgede Yarbay [[Şefik Aker|Mehmet Şefik]] Bey komutasındaki 27. Alay’ı görevlendirmiştir. Alay’ın mevcudu iki bin kadardır. Yarbay Mehmet Şefik Bey, Mareşal Sanders’in savunma düzeni gereği emrindeki 2. Tabur’u kıyıların gözetleme ve savunması için yaymış, diğer iki taburunu [[Eceabat]]’ın batısındaki zeytinliklerde konuşlandırmıştır. Bölüğün ağır makineli tüfek bölüğü (dört tüfek) buradadır. 2. Tabur, Azmakdere – Çamtepe arasındaki 12  km.lik bir kıyı şeridine yayılarak düzenlenmiştir ve bir tabur için fazlasıyla uzundur. Yarbay Mehmet Şefik Bey, Tabur Komutanı Binbaşı İsmet Bey'e verdiği emirlerle, taburun üç bölüğünü tüm sorumluluk bölgesindeki kıyılara yayarken dördüncü bölüğü Kabatepe'nin 1,5  km. doğusunda ihtiyata almıştır. Tabur karargahı da buradadır ve Alay karargahı ile telefon bağlantısı vardır. Bölükler kuzeyden güneye doğru 8., 7. ve 6. bölüklerdir ve sahillere takımlar halinde, yer yer manga düzeyinde yayılmıştır. Taburun görev bölgesinde 9. Tümen’in üç topçu bataryası bulunmaktadır. Bir dağ bataryası olan 7. Batarya, Kanlısırt üzerinde bulunmaktadır ve Kabatepe kıyılarını kuzeyden yan ateşi altına alacak şekilde konuşlandırılmıştır. Diğer iki batarya ise Kabatepe’nin doğu yamaçlarında bulunmakta ve ateş bölgesi Kabatepe kuzeyindeki kumsal ve Arıburnu sahilleridir.
 
İhtiyatın özellikle Kabatepe gerisine alınması ve bataryaların ateş yönlerinin ayarlanma şekli, Alay Komutanı’nın bu bölgeye verdiği önemi göstermektedir. Kabatepe’nin hemen kuzeyinde, bir çıkarma harekatı için çok uygun, 1  km. uzunlukta bir kumsal bulunmaktadır. Buraya yapılacak bir çıkarma harekatı, Yarımada’nın derinliklerine doğru yelpaze gibi yayılmak konusunda olanaklara sahip olurdu. Alay Komutanı’nın öngörüsü son derece yerindedir. Gerçekte Anzak Kolordusu’nun planlanan çıkarma kumsalı burasıydı. Akıntı nedeniyle bu bölgenin 1.5  km. kadar kuzeyine, daha sarp kıyılara çıkmışlardır ama, bu yüzden daha zayıf bir direnmeyle karşılaşmışlardır. Çıkarma yapılan bölgede iki manga güçünde bir Osmanlı kuvveti bulunmaktadır.
 
Taburun 8. Bölük Komutanı, 25 Nisan gecesinin ilk saatlerinde açıklarda bazı belirsiz karaltılar gözlemiş, durumu geriye bir haberci göndererek Tabur Komutanı’na rapor etmiştir. Tabur komutanı ise telefonla 27. Alay karargahına bildirmiştir. Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik Bey, telefonla 9. Tümen Komutanlığı’ndan emir talep etmiştir. Tümen Komutanlığı’ndan saat 05:45’de ileri hareket için emir gelmiştir. Arıburnu sahillerinde bir çıkarma hareketi beklenmesi gerektiği yönündeki haberlerin Tümen Komutanlığı’na ulaştığı sıralarda, Seddülbahir’deki çıkarma hareketleri başlamıştı. Tümen Komutanlığı’nın 27. Alay’a ileri hareket emri vermesindeki gecikme bu nedenle idi.
72. satır:
Savunmanın güney kesiminde, Keltepe’yi tutan 7. Bölük’ten bir takım kadar Osmanlı kuvveti, saat 05:00 e kadar Anzak kuvvetlerinin ilerlemesini karşılamıştı. Ancak bu saatte üç Anzak bölüğü taarruzu, takımı geri atmıştır. Anzak birlikleri serbest buldukları Kanlısırt üzerine yayıldılar ve buradaki 7. Dağ Bataryası’nı baskına uğratarak üç topu ele geçirdiler. Batarya erleri, atların açılan ateşle yaralanması ya da ölmesi yüzünden toplardan ancak birini kaçırabilmişlerdir.
 
Hemen ardından Kabatepe’yi işgal etmekle görevli üç bölük de Kanlısırt’ın güney uzantısındaki Osmanlı siperlerini, subaylarının tümünün yaralanmasına karşın işgal etmiştir. Albayraksırtı – Süngübayırı hattını tutmakta olan 7. Bölük’ün diğer unsurları bu üç bölüğün Kabatepe yönündeki ileri hareketini durdurmayı başarmıştır. Tabur’un, Kabatepe’nin 1,5  km. doğusundaki ihtiyattaki 5. Bölük’ü de Topçular sırtı güneyinden ilerlemekte olan Anzak taburunu karşılamıştır. Bu Bölük ve 7. Bölük’ün sağ kanadındaki takım, Anzak birliklerinin Kabatepe yönündeki ilerlemesini durdurmuş, Kanlısırt’dan ileri geçmesini engellemişlerdir.
 
Gün ağardığında, saat 05:00 dolaylarında Osmanlı topçu bataryaları ile [[Birleşik Donanma (Çanakkale Deziz Harekâtları)|Birleşik Donanma]] topçusu ateşe başlamıştır. Çıkarma planında öngörülen topçu bataryaları sahile alınamamıştır. Öğleden hemen sonra, sahilde ve ileri hatlarda bataryaların yerleştirilmesi için alan bulunamadığı için, bu bataryaların sahile çıkartılması ertelenmişti. Çıkarma günü akşamına kadar Anzak birlikleri kara topçusu desteği göremediler. Fakat deniz topçusu, sahillere iyice yanaşarak Osmanlı mevzilerini ve yaklaşma hatlarını yoğun bir biçimde ateş altına alabilmiştir. Kabatepe ve Palamutluk sırtlarındaki Osmanlı bataryaları, sahile yanaşan filikalara yönelik ateşe gün ağardığında başlamıştır. Özellikle Kabatepe’deki batarya, çıkarma sahilini ateş alanı olarak seçmiştir. Sahile asker ve malzeme taşıyan teknelere yönelen ateş, çıkarmanın programdan bir hayli sapmasına neden olmuştur. Bu gecikmenin de etkisiyle sahile çıkarılan bölükler bekletilmeden ileri hatlara sürülmüş, ancak böylece dört taburlu 3. Avustralya Tugayı, istihkam personeli ve seyyar hastane sahile yerleşebilmiştir. Bununla birlikte günün ilerleyen saatlerinde çok başka nedenlerle de çıkarma işlemlerinde gecikmeler yaşanmıştır. Akşam üstüne doğru, saat 17:00 dolaylarında 1. Avustralya Tümeni Karargahı'nda gece tüm mevzilerin tahliyesi olasılığı üzerinde düşünülmekteydi. Sahil boyunca bu yönde çeşitli söylentiler yayılmaktaydı. Bazı Anzak taburlarının savaş ceridelerinde bu konu yer almaktadır. Bu yüzden asker çıkartmak için demir yerlerine yanaşan bazı filikalardaki birliklerin sahile çıkışları 23 saate yakın bir süre bekletilmiştir.
80. satır:
Saat 07:00 dolaylarında çıkarma sahilinin güney (sağ) kanadında Kanlısırt tümüyle Anzak birlikleri tarafından işgal edilmişti. Bu saatte Albay Sinclair Mac Lagan, Kanlısırt’ın batı kenarı boyunca, Merkez tepeye kadar siper kazılması talimatı vermiştir. Oysa örtü kuvvetine verilen görev, daha doğudaki Top sırtının da işgal edilmesiydi. Birliklerin dağınık olması dolayısıyla Mac Lagan, bu hatta ilerlemeyi sakıncalı bulmuştur.
 
Aynı saatlerde çıkarma sahilinin diğer kesimlerinde de ilk sıradaki sırtlar Anzak birliklerince ele geçirilmişti. Sayıca az Osmanlı gözcü kuvvetleriyle girişilen çatışmalar Anzak birliklerinde ciddi kayıplara neden olmaktadır. Özellikle ateş hattındaki bölüklerde subayların çoğu yaralanmıştır. Buna karşın Conkbayırı’nın hemen güneybatısından çıkarma sahilinin güney kenarındaki Kabatepe’ye (Kabatepe hariç) kadar uzanan sırt ve tepeler ele geçmiştir. İleri çıkmış olan müfrezelerden birinin bulunduğu sırttan, 5,5  km. doğudaki Çanakkale Boğazı görülebilmekteydi.
 
Örtü kuvvetinin tümü karaya atılmış ve Osmanlı kuvvetlerinin kayda değer bir direnişi görülmemişti. Sırtlardaki Osmanlı direnişi, ileri harekatı yer yer engelliyor, genel olarak geciktiriyordu ama sahili tehdit edecek bir harekat gösteremiyordu. General Sır Ian Hamilton da dahil olmak üzere Müttefik komutanlar, çıkarmanın bir baskın olarak amacına ulaştığına karar vermişlerdir. Osmanlı tarafında, çıkarmada görevli destroyerlerin demir yerlerine yönelik seyrek topçu ateşi ve zayıf gözcü birliklerin ateşinden başka bir direnme olmamaktadır. Osmanlı'nın, bölgede çıkarmayı karşılayacak bir kuvveti olmadığı anlaşılmıştı. Zaten sırtlardaki Osmanlı direnişi, tek bir tabura bağlı dağınık unsurların, cephaneleri yettiği kadar sürdürebildikleri bir direnmedir.
91. satır:
=== Öğleden önceki taarruzlar ===
 
Çıkarmanın başlamasından ve Seddülbahir'deki çıkarma bölgelerine gerekli kıt'a kaydırmaları yapıldıktan sonra 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, kendisine bağlı 27. Alay’ın yedekteki iki taburuna, Kabatepe yönünde hareket ederek taarruz emri vermişti. Bu emir saat 05:45'de telefonla verilmiştir. 27. Alay komutanı Yarbay [[Mehmet Şefik Aker|Mehmet Şefik (Aker) Bey]], zaten hazır beklemektedir. İki kol halinde ilerlenilirken cepheden çekilen yaralı askerlerden sahildeki durum hakkında bilgi alınmıştır. Alay komutanı, Kemalyeri – Merkeztepe hattından taarruz etmeye karar vermiştir. İlk hedef Kılıçbayırı – Merkeztepe – Kırmızısırt – Kanlısırt hattıdır. Bu taarruz hattı, yaklaşık 2. km.lik bir hattır. Alayın 3. Tabur’u sağda Kılıçbayırı – Merkeztepe, 1. Tabur’u ise –bir bölük eksik- solda Kırmızısırt – Kanlısırt hattıdır. Bir bölük de ihtiyata alınmıştır. 27. Alay’ın iki taburu iki saatlik ve 10  km.lik bir yürüyüş ardından saat 08:00 dolaylarında Kırmızısırt'ın, Kanlısırt’ın ve Mersinsırtı'nın doğu eteklerindeki Anzak ileri unsurlarına taarruz etmiştir. Hiçbir taarruz hazırlığı yapmadan, yürüyüş kollarından açılarak girişilen bu taarruzla Anzak ileri unsurları belirtilen hatta kadar geri atılmıştır. Bu hattın batı kenarlarında, yaklaşık bir saattir örtü kuvvetleri komutanı Albay Sinclair Mac Lagan’ın talimatıyla siper kazılmaktaydı ve tahkim edilmekte idi. Taarruza başlanırken Alay Komutanı, Ordu ihtiyatındaki 19. Tümen karargahı’na bir haberci göndermişti. Gönderilen metinde, hareket tarzı hakkında bilgi verilmekte ve “Düşman Arıburnu sırtlarını işgal etmiştir. Arıburnu sırtlarıyla Kocadere batısındaki sırtlardan taarruza başlıyorum. Kocaçimen’i 19. Tümen vasıtasıyla tutmanızı rica ederim.” denilmekte idi. Gerçekte 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Bey, saat 07:00’den hemen sonra [[57. Alay]] ve bir dağ bataryası ile bu yönde harekete geçeceğini 3. Kolordu Komutanlığı’na bildirmişti. 27. Alay taarruzu ilerlerken saat 09:30 dolaylarında Albay Sinclair Mac Lagan’ın ileri sürdüğü 9. Tabur birlikleri ise Osmanlı'nın yoğun ateşi altında erimişti. Taburların taarruzu aradaki Anzak müfrezelerini atarak saat 11:30’da Merkeztepe, Kırmızısırt ve Kanlısırt’a taarruz edecek konuma gelmişlerdir. Kısa bir hazırlıktan sonra bölükler taarruza geçmişlerdir. Aynı sıralarda kuzeyde 57. Alay'ın Conk Bayırı'ndan aşağı doğru aktığı görülmüştür.
 
Sağ kanatta taarruz eden 3. Tabur’un iki bölüğü Mersinsırtı’nı işgal ettikten sonra Alay Komutanı'nın emriyle burada savunmaya geçmiştir. Bunda amaç, 57. Alay’ın kendi hizalarına gelmesini beklemektir. Böylece her iki Alay arasındaki geniş boşluğun kapanması sağlanacaktır. Taburun diğer bölüğü Kırmızısırt’a taarruz etmiştir. 1. Tabur ise tümüyle Kanlısırt’a taarruz etmiştir. Alay Komutanı’nın emirleri bu şekilde olmasına karşın 3. Tabur Komutanı Yüzbaşı [[Halis Ataksor|Halis]] Bey, emrindeki iki bölüğü, Merkeztepe ile Bombasırtı aralığından ileri sürmüş, 180 rakımlı tepenin güney yamaçlarına yerleşmiştir. Bu konumda müfreze, hem 57. Alay karşısındaki, hem de Merkeztepe batısındaki Anzak birliklerinin gerisine düşmektedir. Önündeki araziyi ve Anzak kuvvetlerinin konumunu inceleyen Tabur Komutanı, bu taktik avantajı görerek hareketini bu noktaya kadar sürdürmüştür. Bu kısa ileri hareket, Osmanlı birliklerinin taarruzları açısından oldukça yarar sağlamıştır. Anzak örtü kuvvetleri komutanı sahilden içlere ilerleyen takviye kıt’alarının önemli bir kısmının diğer bölgelerden çekerek buraya sürmek zorunda kalmıştır. Anzak birlikleri, iki Osmanlı alayının temas noktası olan ve taarruz eden iki Alay arasında bir menteşe gibi çalışan bu iki bölüğe karşı üç koldan taarruzlar tekrarlamış, ancak bölükleri yerinden atamamıştır. Kolundan aldığı yarayla aşırı kan kaybeden Tabur Komutanı, erata mevzilerini kesinlikle terk etmeyeceklerini emrederek sargı yerine gitmiş, komutayı Tabur Katibi Muharrem Vehbi Bey’e bırakmıştı. Tüm subaylar şehit ya da yaralı olduğundan komutayı devredecek subay bulunmamaktaydı.
140. satır:
Ancak ordu ihtiyatındaki Osmanlı 19. Tümen’in dalga dalga cepheye intikal eden birlikleri, Anzak birliklerinin sürekli sahile asker çıkarmayı sürdürmekte olmalarıyla kuvvet dengesini korumakta yeterli olmamış, gün sonunda güç dengesi bire on oranında Osmanlı aleyhine gelişmiştir. 19. Tümeni’nin 72. Alay, Arap kökenli askerlerdi ve ilk günün sonunda tümüyle dağılmışlardı. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Bey’in 77. Alay'ı da Arap erattan oluşmaktadır, cepheye sürebileceği son ihtiyat birliğidir. Bu alay birkaç gün daha muharebede kalabilmişti.
 
Gün sonunda Anzak Kolordusu sahilde 700 metre derinlikte 1,5  km.lik bir cephe hattı içinde son derece sıkışık durumdadır. Her türlü ikmal malzemesinin kıyıya çıkarılabilmesi, yaralıların ve 2.000 kadar kaybın gemilere nakledilebilmesi için 30 metre derinlikte 100 m.lik bir kıyı bandı kalmaktadır. Üstelik kayalık ve sarp olan arazi siper kazmak için uygun değildir. Dahası Osmanlı kuvvetleri bu çıkarma sahasının üç tarafındaki sırtlara hakim durumdaydılar. Çıkarmanın ilk günü sonunda Anzak Kolordusu’nun cephe hattı, üç ay boyunca yaklaşık olarak aynı konumu korumuştur. Dolayısıyla Osmanlı, gün boyu giriştikleri taarruzlarla, gün sonunda stratejik tüm hatları elde tutarak cepheyi kilitlemişlerdir.
 
Gece yarısına doğru Anzak Kolordusu Komutanı Birdwood, emrindeki her iki tümen komutanın da tahliyeden yana olduklarını, kendisinin de bu görüşü paylaştığını General Hamilton’a bildirmiştir. Anzak ordusu gün boyu süren çatışmalardan dolayı bitkindir, moral düşüktür, birlikler halen dağınıktır. Gün boyu süren Osmanlı taarruzları, Anzak cephesinin kuzey batı kesimindeki sırtta (Kılıçbayır) bir gedik oluşturmuştu. Bu gedik, Ancak çıkarma bölgesi için ağır bir tehdit oluşturmaktaydı. Gece boyu takviye alan Osmanlı kuvvetlerinin etkin bir topçu desteğiyle sabah girişecekleri bir karşı taarruza kesin gözüyle bakılmaktadır. Ordunun bu haliyle bu saldırıyı göğüsleyemeyeceğinden, sahilde imha edileceğinden korkulmaktadır. Amiral Thursby ise tahliyenin çok fazla kayba neden olacağını, pozisyonu korumanın daha iyi olacağı görüşündedir. General Hamilton, sahilde kalınarak direnilmesine karar vermiştir.