Kolhis: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
eksik bilgi
95.8.134.139 tarafından yapılan 16174632 sayılı değişiklik geri alınıyor. Gerekçe: Şüpheli ve terim karmaşasına sebep olabilecek değişiklik.
50. satır:
|slogan =
|ulusal_marş =
|yaygın_diller = [[Zan dili|Tzan Dili]] (Eski Lazca), [[Abhazca]]
|din = Paganizm, Mithracılık
|para_birimi =
91. satır:
|yüzölçümü5 =
|nüfus5 =
|günümüzdeki_durumu = {{Collapsible list |titlestyle=font-weight:normal; background:transparent; text-align:left;|title=günümüzdeki durumu|{{bayrakülke|Türkiye}}|{{bayrakülke|Gürcistan}}|{{bayrakülke|Rusya}}|{{bayrakülke|Abhazya}}
}}
|dipnotlar =
}}
'''Kolhis''' ya da '''Kolkhis''' ([[Zan dili|Eski Lazca]]: '''K'olxa''', [[Abhazca]]: '''Kolkhida,''' [[Gürcüce]]: '''K'olxeti''', [[Urartuca]]: '''Qulha''') Antik Çağ'da Kafkas kökenli Tzan (Laz-Megrel) ve [[Abhazlar|Abhaz]] kabilelerinin kurduğu krallık.
== Coğrafya ==
[[Dosya:Kolkhis coğrafya.jpg|250px|küçükresim|sağ|Kolkhis coğrafyası uydu görüntüsü. Dağlık Doğu Karadeniz coğrafyası ile doğu kıyılarında yer alan Kolkhis ovasının elverişli konumu. ]]
Kolkhis kültür alanı kuzeyde günümüz Rusya'sının Karadeniz kıyılarından [[Abhazya]]'ya, batıda tarihi Canik Bölgesi'ne denk düşen [[Ordu (il)|Ordu]] ilini içine alarak, doğuda [[Gürcistan]]'ın İç Kartli Bölgesi'nden güneyde [[Çoruh Nehri]]'nin güney kesimlerine dek uzanan coğrafyayı kapsar.<ref>Mikelaje 1974, 26ff.</ref><ref>Otar Lordkipanidze, Altın Ülkesi Kolkhis: Efsane ve Gerçekler. s. 4.</ref> Günümüzde Gürcistan sınırları içinde kalan doğu kesimi verimli ovası, gelişime ve etkileşime müsait konumuyla daha hızlı gelişirken, batıda günümüz Türkiyesinin Doğu ve Orta Karadeniz bölümlerinin bir kısmını kapsayan batı kesimi dağlık, uçurumlarla dolu arazisi ve doğal sur görevi yapan sık ormanlık alanlar sebebiyle herhangi bir merkezi otoritenin bölgeye ulaşması zorlaştığı için [[Trabzon]], [[Giresun]], [[Ordu (il)|Ordu]] civarında yaşayan Kolkh kabileleri bağımsız, kısmen dış dünyadan izole bir yaşam biçimi sürdürüp kabile şeflerinin yönetimi altında, kralsız yaşamışlardır. Bu yüzden Kolkhis coğrafyası doğuda Phasis ve batıda Pontus da denilen Türkiye'nin Doğu Karadeniz coğrafyası olmak üzere iki bölümde incelenebilmektedir.<ref>Otar Lordkipanidze, Altın Ülkesi Kolkhis: Efsane ve Gerçekler. s. 3.</ref>
 
== Mitolojideki Yeri ==
Ulaşılmaz coğrafi konumu ve gücü Kolkhis'i antik dünyanın efsanelerinin odak noktası haline getirmiştir. Mitolojide Kolkhis diyarı kuzeyde, antik dünyanın sonu olarak bilinen [[Kafkas Dağları]] ile sınırlanıyordu. Bu dağlar Ortadoğu mitolojilerinin efsanevi dağı olan Kaf Dağı'nı bünyesinde barındırıyordu. Dünyayı taşıyan sütunlardan olan bu dağlar, yanarak küle dönüşen ve küllerinden yeniden dirilen efsanevi Anka Kuşu'nun yurdu olarak biliniyordu. Ayrıca Yunan mitolojisinde Kolkhis, Güneş'in doğduğu diyardı ve [[Helios]] muhteşem gündoğumu sarayını bu ülkede kurmuştu. Adına Antik Dünya'nın Yedi Harikası'ndan biri “[[Rodos Heykeli]]” dikilmiş olan Güneş Titan Helios, Kolkhis'in Laz krallarının atası kabul ediliyordu. Helios 4 atın çektiği savaş arabasıyla gökyüzündeki yolculuğuna Kolkhis'ten başlıyordu. [[Dosya:Prometheus vengeance of the sun.jpg|300px|küçükresim|sol|Prometheus insanoğluna yasaklanan ateşi Güneş'ten çaldığı böylece ışığın ve ateşin kaynağı Güneş'e de el sürdüğü için Güneş'in doğduğu ve kutsal olduğu Kolkhis'te zincire vurulmuştu. Kartal da aynı zamanda Güneş'in oğlu KralLaz Kralı [[Aietes]]'in simgelerinden biridir.<ref>Iurii Mosenkis - The Sea People</ref>]] Ve insanoğlunun dostu, Güneş'ten ateşi çalarak insanoğluna verdiği için cezalandırılan [[Prometheus]], Kafkas Dağları'nda zincire vurulmuştu. Ve Prometheus'un acı çekmesi için her gün karaciğerini parçalayan kartal aynı zamanda Kolkhis'in gücünün simgesi olan [[Altın Post]]'u koruyan Kolkhis Ejderhası'nın da kardeşiydi.
 
Antik Tzan inanışının temeli Güneş (Mjora) ve Ay (Tuta) idi. Güneş kültü inanışın merkeziydi, Kolkhis Kralı Güneş'in soyundan geliyor, Güneş'in oğlu olarak kabul ediliyordu.<ref>Bardavelije 1957, 11-12</ref> Pazar günü Kolkhis Dili'nde ([[Zan dili|Eski Lazca]]) Mjaçxa: “Güneş Günü” anlamına geliyor, bu günde sadece Güneş'e ibadet ediliyordu.<ref>I. Javaxişvili 1952,125-131.</ref> Kolkhis'te bu derece gelişmiş olan Güneş Kültü ve bu diyarın zenginliği söylentileri Antik Yunanistan halkını etkilemiş -ve Olimpos Tanrılarından biri olmayan- Güneş Helios, Kolkhis'le özdeşleştirilmişti. Arkeolojik buluntularda da [[Azak Denizi]]'nin doğu kıyısında MÖ 5. yüzyıla tarihlenen ve üzerinde “Ben Kolkhis'te bulunan Tanrı Apollon'un -Güneş'in- kuluyum.” yazılı eserlere rastlanmıştır.<ref>Ahmet Mican Zehiroğlu. Antik Çağlarda Doğu Karadeniz. İstanbul 1999. s. 7.</ref>
107. satır:
Yine Kolkhis Ay kültüne ithafen Laz prensesi [[Medea]], mitolojide Ay Tanrıçası [[Hekate]]'nin rahibesidir. Hatta farklı kaynaklarda Medea, bizzat Ay Tanrıçası Hekate ile Güneş'in oğlu Aietes'in kızıdır. Kolkhis Kralı Aietes'in kızkardeşi Büyü Tanrıçası Kirke'nin de, Kolkhis'te -Ay Tanrıçası için kutsal sayılan- söğüt koruluğunda bir mezarlığı vardır.<ref>Apollonius Rhodius. III. 220-152.</ref> Efsanevi kadın savaşçılar olarak bilinen -bazı mitologların Kolkhisli Ares olarak andığı- Savaş Tanrısı'nın kızları ve Ay Tanrıçası'nın rahibeleri Karadenizli Amazonlar da bu topraklardandır.<ref>Joy Reichard. Celebrate The Divine Feminine: Reclaim Your Power With Ancient Goddess Wisdom. s. 169.</ref><ref>John Canzanella. Innocence and Anarchy. s. 58.</ref><ref>Margaret Meserve. Empires of Islam in Renaissance Historical Thought. s. 250.</ref><ref>Diane P. Thompson. The Trojan War: Literature and Legends from the Bronze Age to the Present. s. 193.</ref><ref>Andrew Brown. A New Companian to Greek Tragedy. s. 66.</ref><ref>Mark Amaru Pinkham. The Return of the Serpents of Wisdom The Amazons, The Female Serpents.</ref>
 
Antik Çağ'da güçlü bir devlet olarak tarih sahnesine çıkan Kolkhis'in gücü ve zenginliği antik dünyanın dikkatini çekmiş ve bu zenginliği ele geçirmek isteyen [[Yunanlar]]la, zenginliği vermek istemeyen [[Lazlar|Kolkhislilerin]]ın mücadelesini anlatan "[[Argonautika]]” Altın Post Efsanesi'ne konu olmuştur. Kaynak olarak [[Apollonius Rhodius]]'un işlediği, [[Valerius Flaccus]]'un geliştirerek aktardığı efsanenin pek çok farklı versiyonu bulunmaktadır, efsanenin Kolkhisli kahramanları ve farklı bir versiyonu aşağıda kısaca anlatılmaktadır.
 
114. satır:
(Güneş soylu oldukları için Kolkhislilerin gözleri açık renkli ve parlaktır. Böylece ömürlerinde birbirlerini görmemiş olsalar bile yabancı topraklarda karşılaştıklarında gözlerindeki bu farklılıktan dolayı aynı kökenden geldiklerini anlarlar.)
 
[[Aietes]]: Güneş'in oğlu kabul edilen Lazların efsanevi kralkralı. Yaşadığı çağda dünyanın en güçlü kralıdır. Asırlar boyu KolkhisLaz krallarının atası olarak kabul edilmiş, tarihi kaynaklarda da Kolkhis'inLazların başına geçen kralın Aietes soyundan olduğu belirtilmiştir. Euryale, Harpe, Lyke, Menippe, Thoe gibi pek çok Amazon onun uğruna çarpışarak ölmüştür.<ref>Valerius Flaccus – Argonautica</ref>
 
[[Medea]]: Güneş soylu, KolkhisLazların Kralı Aietes'in kızı, Kolkhis prensesi, Ay rahibesidir; hatta “Ay” onun lakaplarından biridir. Büyü, zehir ve ilaç yapımı konusunda ustadır. Doğu Karadeniz'deki kadının etkili olduğu toplum yapısını yermek için, hayatı manipüle edilip çarpıtılmıştır.
 
[[Kirke]]: Güneş soylu, Aietes'in kız kardeşi, büyü tanrıçasıdır. Aiaia Adası'nda yaşamaktadır. Kolkhis orijinli büyücü de yeğeni Medea gibi karanlık bir karakter olarak yansıtılmıştır.
 
[[Perses]]: Güneş soylu, Aietes'in erkek kardeşi, KolkhisLaz Kralıdır. Taht için Aietes ile mücadeleye girmiş bu yüzden pek çok Amazonu karşısına almıştır.<ref>Valerius Flaccus – Argonautica VI</ref>
 
[[Paflagon]]: Aietes'in yeğeni, Kirke'nin oğlu. Antik Çağ'da [[Sinop (il)|Sinop]] yöresini kapsayan [[Paflagonya]] Bölgesi adını bu kahramandan almıştır.<ref>Eustath. ad. Hom. Il. 2.851, ad Dion. Per. 787.</ref>
128. satır:
[[Khalkiope]]: Güneş soylu, Aietes'in kızı, Kolkhis prensesi.
 
[[Medus]]: KolkhisLaz Kralı Aietes'in torunu, Medea'nın oğludur. Kolkhis'ten, Orta Doğu'ya gelmiş burada atalarının Güneş kültünü yayarak yörede kurulacak [[Med İmparatorluğu]]'nun temelini atmış ve bu imparatorluğa adını vermiştir.<ref>Diodorus Siculus 10.27.</ref>
 
=== Altın Post Efsanesi ===
134. satır:
Efsane [[Antik Yunanistan|Yunanistan]]'da bir şehir olan Aiolkhos'un kralı [[Pelias]] ile tahtın kendi hakkı olduğunu iddia eden [[İason]] arasında başlar. İason, Kral Pelias'tan, kendi hakkı olan tahtı talep eder, Pelias da tahtı bir şartla kendisine bırakacağını, eğer güneşin doğduğu diyar olan Kolkhis'e gidip, Güneş'in oğlu Kral Aietes'ten altın postu alıp getirirse kral olabileceğini söyler. Fakat İason, pek çok gemiyi batırmakla ün yapmış Karadeniz dalgaları, kıyılarında yaşayan savaşçı kabilelerin varlığı ve erkekler gibi savaşan Amazon kadınlarından dolayı Kolkhis topraklarına tek başına gidemeyeceğinin farkındadır. Bu yüzden Yunanistan'ın her bir tarafından aralarında dünyanın en güçlü erkeği [[Herakles|Herkül]](Herakles), [[Peleus]]([[Aşil]]'in babası), Argos, [[Orpheus]] gibi pek çok kahramanın da katıldığı ordusuyla birlikte Kolkhis'e doğru yola çıkar. O zamana kadar Ege ve Akdeniz'in sakin sularında yelken açan Yunanlar Karadeniz'in devasa dalgalarına, korkutucu fırtınalarına şahit olurlar. Sinop kıyılarını geçince Karadeniz'in savaşçı kabileleriyle, savaşçı Amazonların topraklarını, ailenin geçimini sağlayan erkek gücüyle yapılabilen işleri yapabilen Karadeniz kadınlarını görürler.<ref>Apollonius Rhodius II 946-1028</ref> Çok geçmeden başkent Aia'ya varırlar. Ardından [[Hephaistos]]'un inşa ettiği Kolkhis krallarının muhteşem sarayını görürler.
[[Dosya:Jason taming the bulls of Aeëtes.jpeg|350px|küçükresim|sol|Fransız ressam Jean-François de Troy'un fırçasından; İason, Kolkhis'in alev saçan Kafkas boğalarını boyunduruk altına almaya çalışıyor.]]
KolkhisLazların kralı Aietes, Yunanları karşısında görünce hiç de sevinmez çünkü [[Truva]] Kralı [[Laomedon]](Truva savaşlarındaki [[Hektor]] ve Paris'in büyükbabası) Karadeniz'e hiçbir Yunanın geçmesine izin vermeyeceğine dair Aietes'e söz vermiştir. Kral Aietes, Yunanlara gelme niyetlerini sorar. İason, tahtını geri alabilmesi için altın posta ihtiyacı olduğunu eğer bu isteğini yerine getirirse Aietes'e minnettar kalacağını anlatır. Bunun üzerine KolkhisLazların Kralı öfkeyle, ellerini ve dillerini kesmeden önce Yunanların ülkesini terk etmesini söyler. Tahtın kendi hakkı olduğu ve altın postu almak için haklı olduğu konusunda Kral Aietes'e dil döken İason, uzun uğraşları sonunda kralı anlaşma konusunda ikna eder. Aietes de kendisine ancak ve ancak Kolkhis'in ateş püsküren boğalarını boyunduruk altına alıp, bu boğalarla Savaş Tanrısının tarlalarını sürerse, ardından bir ejderhanın dişlerini toprağa ekip bu dişlerden çıkacak savaşçıları yenerse altın postu vereceğini söyler. Elbette bunları Güneş Tanrısı'nın oğlu olan Kral Aietes'ten başka bir kimsenin yapabilmesi mümkün değildir. Kendisi de bunun farkında olan İason bu görevleri nasıl yerine getireceğini düşündüğü sırada Olimpos Tanrıları'nın yardımı ulaşır. Aşk Tanrısı [[Eros]] oku ile Kolkhis Prensesi Medea'yı kalbinden vurur ve İason'a aşık eder. İason'a aşık olan prenses, kendisine altın postu ele geçirmek için yardım edeceğini ama karşılığında onu da kendisiyle birlikte Yunanistan'a götürmeye söz vermesini ister. İason, prensesin teklifini kabul eder. Medea vücuda sürüldüğünde ne ateşin, ne bir mızrağın, ne de okun vücuda zarar veremeyeceği bir ilacı, İason'a gönderir. İason hemen ilacı vücuduna sürerek görevleri yapmaya koyulur. Ateş püskürten boğalara boyun eğdirir, bunlarla Savaş Tanrısı Ares Ovası'nı sürer ve toprağa ektiğinde çıkan savaşçıları da yener. Hileyle bunları yaptıktan sonra sanki bunları kendi bileğinin gücüyle yapmış gibi Kral Aietes'in karşısına çıkıp altın postu isteyince Kral Aietes, İason'a kendi kızı Prenses Medea'nın yardım ettiğini anlar, sinirlenir ve Yunan kahraman ordusuna dönerek hepsini öldüreceğini geldikleri gemiyi de Karadeniz'in dibine göndereceğini söyler. Bunun üzerine Yunanlar altın postu gizlice çalarak bir an önce Kolkhis'ten kaçmaya karar verirler. Medea Yunanlara altın postun saklandığı [[Ares]]'in Kutsal Korusu'nun yolunu gösterir. Fakat bu sefer aşılması gereken daha da büyük bir engel karşılarına çıkar. Ares Korusu'nda altın postu koruyan ateş saçan devasa bir ejderha vardır. Medea ejderhayı da yaptığı bir ilaçla uyutur. İason da meşe ağacında asılı duran postu alır ve hemen Kolkhis'ten kaçmaya başlarlar. Fakat durumu farkeden savaş tanrısının rahipleri hemen krala haber gönderirler. Güneşin oğlu Aietes hemen bir ordu hazırlar, komutan olarak da oğullarından birini görevlendirir ve Yunanların peşinden gönderir. [[Tuna nehri|Tuna Nehri]] ağzında KolkhislilerLazlar, Yunanları yakalasalar da, bir anlaşmaya varılacağı sırada Yunan İason, KolkhisLaz prensini sırtından hançerler ve öldürür.<ref>Apollonius Rhodius – Argonautica IV. 212502.</ref> Sonrasında Yunanların kaçışı devam eder ve neticesinde Yunanistan'a varırlar. Ülkelerine ve krallarına eli boş dönmekten utanan KolkhisLaz ordusu da bugünkü [[Hırvatistan]] İstria kıyılarına yerleşerek burada çoğalırlar ve [[Pula]] adı verilen şehri kurarlar...<ref>Kallimakhos, Strabon'un alıntısı I. 2. 39.</ref>
 
== Tarih ==
Kolkhis ile ilgili ilk yazılı kaynaklar MÖ 8. yüzyıla tarihlenen [[Urartular|Urartu]] Kralı II. Sarduri dönemine ait kitabelerdir.<ref>Melikişvili, G.A. (1971)</ref> Bu kitabelerde Urartu Krallığı'nın, Kolkhis sınır kabileleriyle giriştiği savaşlar anlatılmaktadır. Aynı yüzyıla ait bir başka kayıt ise Yunan şair Eumelos'a aittir; Eumelos yazılarında Kolkhis ülkesinden söz etmektedir.<ref>Tsetskhladze, G.R. Ve Vnukov, S.Y. (1992)</ref> MÖ 8. yüzyılın sonlarına doğru ise Urartu, Frigya, Lidya ve İyonya'ya ciddi zararlar veren Kimmerler, Kolkhis'in de parçalanmasına sebep olmuşlardır.<ref>Otar Lordkipanidze – Altın Ülkesi Kolkha s. 23.</ref> Bu parçalanma Kolkhis Krallığı'nın egemenlik alanını daraltmış MÖ 7. yüzyıldan itibaren Büyük ve Küçük Kafkaslarla sınırlandırmıştır. Batıda [[Rize]], [[Trabzon]], [[Giresun]] ve [[Gümüşhane (il)|Gümüşhane]]'deki kabileler krallıktan, kralın otoritesinden bağımsız yaşamışlardır. MÖ 6. yüzyılda bu kabileler Pers egemenliğine girseler de Pers işgali bu dağlık, ormanlık ve izole yerlerde çok fazla hissedilmemiştir.
 
Kolkhis ile ilgili MÖ 5. yüzyıla ait kayıtlar ise Tarihin babası [[Herodot]] ve Tıbbın babası [[Hipokrat]]'tan gelmektedir. Herodot Kolkhis'teki ileri keten dokumacılığından ve silahlarından bahsederken, Hipokrat da soluk benizli(beyaz tenli) ve kalın sesli olduklarından bahsetmiştir.<ref>Hippokrates; Havalar, Sular ve Yerler Hakkında, 15</ref> MÖ 5. yüzyılın sonlarında ise Anadolu'nun kuzeydoğu kıyılarında(Ordu, Giresun, Trabzon) yaşayan bağımsız kabilelerle ilgili en önemli tarihi kaynak [[Ksenofon]]'un “[[Anabasis]]” (Sefer/On binlerin dönüşü) isimli eseridir. [[Babil]] yakınlarında Pers kralıyla savaştıktan sonra Karadeniz üzerinden Yunanistan'a dönmeyi planlayan askerler yeterli gemi ve teçhizat tedarik edilene kadar [[Karadeniz Bölgesi]]'nde konaklamışlardır. Ksenofon da bu süre zarfında yerel kabilerle ilgili gözlemlerini kaleme almış; yörede tüketilen ürünleri, savaştığı kabileleri, bu kabilelerin adetlerini ve dış görünüşlerini aktarmıştır. Ksenofon'un aktarımına göre Gümüşhane'deki Dril kabilesiyle, Trabzon ve Giresun'daki kabilelerle savaşlar yapılmıştır. Ksenofon bu bölgeleri Kolkhis (Laz) Krallığı'nın yönetimi dışında bağımsız yaşayan; fakat etnik olarak Kolkhi (Laz) olan kabileler olduklarını aktarmıştır.<ref>Ksenofon – Anabasis IV. 8. 22; V. 3. 2.</ref> Merkezi Kafkasya'da bulunan krallığın zenginliği ve gücüyle ilgili söylentiler de duyan Ksenofon, Phasis Bölgesi'ne saldırmayı önermiş fakat askerlerini buna ikna edememiştir.
 
MÖ 4. yüzyıla gelindiğinde [[Makedonlar|Makedon]] kral [[Büyük İskender]]'in Pers İmparatorluğu'na son vermesiyle zaten yarı bağımsız olan kabileler tam bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır. Hatta İskender'in ölümünden sonra Kolkhis'te pek çok sahte Makedonya sikkesi basılarak Orta Avrupa'ya kadar piyasaya sürüldüğü bilinmektedir.<ref>Ahmet Mican Zehiroğlu – Antik Çağlarda Doğu Karadeniz. İstanbul 1999. s. 16.</ref>
 
MÖ 2. yüzyılda Trabzon'da adına bastırılmış sikkeler bulunan “Akos” isimli bir Kolkhis kralından bahsedilse de bu dönemle ilgili detaylı bilgi yoktur. Bu ve takip eden yüzyılda Kolkhis Krallığı'nın merkezi otoritesi zayıflamış neticede yerini daha batıda Halys (Kızılırmak) havzasında Canik (Tzanika) civarında filizlenen yeni bir güç olan [[Pontus Krallığı]]'na bırakmıştır. Yine Antik Kolkhis kralları gibi Mithra(Güneş'ten) ismini alan Mithradates Eupator ile Tzan kabileleri tek bayrak altında birleşmiş ve Roma'ya karşı çıkılan seferler Karadeniz kabilelerini antik Yunanistan'ın fethine kadar götürmüştür. Böylece çoğu [[Roma İmparatorluğu]]'na ait olmak üzere 1.000.000 kilometrekarelik alan kontrol altına alınmış ve yarım milyona yakın insanın ölümüne sebep olacak savaşlar yaşanmıştır. MÖ 67 yılında [[Pompeyüs|Pompey]], Karadeniz ordusunu yenilgiye uğratmış ve bu son savaşta Roma'ya karşı savaşmayan Kolkh ülkesindeki Trabzon şehrine serbest şehir statüsü verilmiştir.<ref>Plinius – Naturalis Historia VI. 4.</ref> Mithradates de bu son yenilgisiyle Kolkhis'e (Phasis Bölgesi) sığınmıştır. MÖ 65 yılında İberya (Gürcistan) üzerinden Kolkhis'e gelen Pompey, burada kendisine direnen Laz lider [[Oltak]]'ı yenerek esir almış fakat yerlilerin davranışlarından çekindiği için Karadeniz'de kalmayarak güneye doğru yoluna devam etmiştir. MÖ 47 yılında ise [[Jül Sezar]], Zela'da Karadeniz kabilelerini son kez yenilgiye uğratmış ve “[[Veni, vidi, vici|Geldim, gördüm, yendim...]]” sözleriyle Karadeniz'deki Roma hakimiyetini kesinleştirmiştir. Böylece [[Ordu (il)|Ordu]], [[Giresun]], [[Trabzon]], [[Rize]] gibi şehirler 1300 yıl sürecek Roma hakimiyetine girmiş, Kolkhis de bir daha hiçbir zaman bu toprakları kontrolü altına alamamıştır. “Divide et İmpera”: Böl ve yönet politikasını çok iyi uygulayan [[Roma İmparatorluğu]] ve daha sonra [[Bizans İmparatorluğu|Doğu Roma İmparatorluğu]], Karadeniz kabilelerini kendi dinlerine çekerek kontrol altında tutmak için kaleler ve kiliseler yapmış, neticede 1300 yıllık bu Roma hakimiyeti yerli kabilelerin Romalılaşması (Rumlaşması) sonucunu doğurmuştur. Kolkhis ise MS 100'lü yıllarda yerini ardıllarıardılı olan [[Abhazya|Abhaz Krallıkları]] ve [[Lazika|Lazika Krallığı]]'na bırakmıştır.
 
== Toplum ==
151. satır:
 
[[Dosya:Normal Colchian Axes from Tli Cemetery-tli2C tomb 282.jpg|250px|küçükresim|sağ|Kolkhis baltaları. Savaş aletlerini seven ve tepeden tırnağa silahlı dolaşan Antik Çağ Lazlarının en çok kullandığı savaş aleti baltalardır. ]]
Tzanlar (Kolkhisliler) toplum olarak doğudaki İberler ([[Gürcüler]]) ve kuzeydeki [[Kuban kültürü|Kuban]] (Kuzey Kafkasya) [[Abhazlar|Abhaz]], [[Çerkesler|Çerkes]] ve [[Çeçenler|Çeçen]] topluluklar ile akrabadır.
 
Dış görünüş olarak ise Antik Çağ'ın Tzanları (Lazlar) ve Abhazları, soluk benizli(beyaz tenli), vücutlarına çeşitli motiflerle dövmeler yapılmış şekilde tasvir edilmişlerdir.<ref>Hippokrates; Havalar, Sular ve Yerler Hakkında, 15</ref> Ayrıca Tzanlar [[Keten|keten]] kumaşından giysiler giyiyorlar, savaş halinde de ağaç ya da deri başlıklar takıyorlar, ağaç ya da tabaklanmamış deriden kalkanlar, tek ya da çift ağızlı baltalar, kılıçlar, kısa ya da [[Ksenofon]]'un tasvirine göre ancak çok kuvvetli insanların taşıyabileceği uzunlukta mızraklar taşıyorlardı.<ref>Ksenofon – Anabasis Kitap IV, V.</ref> Anabasis'te bu kabilelerin öldürdükleri düşmanlarının kafalarını keserek farklı ritüeller içeren bir savaş dansı yaptıklarından ve bir antlaşma yapacakları zaman da kendilerinden bir eşya verip karşılığında bir eşya alarak tanrıların huzurunda anlaştıkları bir adetten bahsetmektedir.
 
Kolkhis aile yapısında kadın önemli bir yere sahipti. Karadeniz kadınının ailedeki bu konumu Altın Post Efsanesi'ne yansımış, efsanede erkek gibi güçlü Karadeniz kadınının ailenin geçimini sağlamak için tüm gücüyle çalıştığından bahsedilmiştir. [[Dosya:MÖ 5. yüzyıla ait Kolkhis sikkesi.jpg|200px|küçükresim|sol|MÖ 5. yüzyıla ait Kolkhis sikkesi. Ön yüzünde Kolkhisli kadın, arka yüzünde ise Güneş'in ve Güneş soyunun en kutsal simgelerinden boğa. ]] <ref>Apollonius Rhodius II 946-1028</ref> Karadeniz kadınlarını baz alan Amazon savaşçılar efsanesi hatta bu savaşçıların Laz Krallığı'nda çıkan bir iç savaşta ordularıyla Kral Aietes'in tarafını tutmaları<ref>Valerius Flaccus – Argonotlar Destanı</ref>, Kolkhis'teki arkeolojik buluntular arasında “Büyük Ana” motifli pek çok buluntuya rastlanılması ve paralardan heykelciklere kadar pek çok eser motifinde kadının ön planda olması bölgede kadının öneminin ve Ana Tanrıça kültünün göstergeleridir. Ve Yunan mitolojisinde de KolkhisLaz Prensesi [[Medea]]'nın bazen bir tanrıça<ref>Neumann – The Great Mother s. 288.</ref> bazen de -tıpkı Amazonlar gibi- Ay rahibesi rolünde ve karanlık bir büyücü olarak karşımıza çıkması ve karakterinin abartılı bir şekilde karanlık gösterilmesi, hatta Medea'nın da Amazonların da çocuklarını öldüren gaddar “Anneler” olarak gösterilmeleri, Karadeniz'de Samsun, Ordu, Giresun...da yaşayan Amazonların antik dünyanın pek çok bölgesine saldırarak buraları ele geçirmeye çalışmaları(anaerkil) sonraları ise tek bir erkeğin gelerek([[Herakles]], [[Theseus]]) onları yenebilmesi(ataerki), yine Medea'nın halası olan Kolkhisli [[Kirke]]'nin de karanlık bir karaktere dönüştürülmesi, hatta Kolkhisli büyücünün(anaerkinin temsili olarak) erkekleri domuza çevirdiği için sonunda bir erkeğin([[Odysseus]]) çıkıp buna bir son vermesi(ataerki), Ay temsili tanrıçanın Güneş Arabası'na Helios'tan önce binerek KolkhisLaz krallarının atası [[Helios]]'u -idare için- arabaya davet etmesi(anaerkil) sonrasında ise Helios'un arabayı tek başına sürmesi(ataerkile geçiş) ve tarihi bir gerçeklik olarak Antik Yunan yazarlarının, Doğu Karadeniz kabilelerinin yaşam tarzını yadırgaması onları Yunan kültüründen uzak görmesi; [[Ataerkillik|ataerkil]] yaşama geçişini tamamlamış Yunanların bir kısım [[Anaerkillik|anaerkil]] adetleri barındıran Karadeniz kabilelerini eleştirisi ve bu adetleri köreltmek istemesinin mitoloji ve tarihe yansıması olarak görülmektedir.
 
== Dil ==
Antik Kolkhis toplumu [[Kafkas dilleri|Kafkas Dil Ailesi]]'nin, Güney Kafkas koluna ait bugünkü [[Lazca]] ve [[Megrelce]]'nin atası olan [[Zan dili|Tzan Dili]]'ni ve [[Abhazca]] konuşuyorlardı.<ref>Ali İhsan Aksamaz. Kafkasya'dan Karadeniz'e Lazların Tarihsel Yolculuğu. Çiviyazıları 1997. s. 37.</ref> Fakat günümüze dek ortaya çıkarılan arkeolojik bulgularda paralar ve diğer eserler dışında yazılı kaynaklara rastlanmamıştır.
 
== Din ==
Antik Kolkhis'te Güneş, Tzan ve Abhaz inanışının merkezinde bulunuyordu. Tzan ve Abhaz kabilelerinin başına geçen Kolkhis Kralı da Güneş'in oğlu kabul ediliyordu. Kolkhis basımı paralarda ve üretilen diğer eserlerde görünen Güneş kültünün izleri Tzan takviminde de görülmektedir. Tzan takviminde Pazar günü (Lazca: Mjaçxa) “Güneş günü” olarak adlandırılıyor ve bu günde yalnızca Güneşe ibadet ediliyordu.
 
Kolkhis'te Güneş ve Ana Tanrıça kültleri çok önemli yere sahipti. Günümüzde Kolkhis Güneş Kültü ile ilgili az çok bilgi olsa da, Kolkhis Ana Tanrıça kültü Antik Çağ Doğu Karadeniz tarihinin araştırma bekleyen konularındandır.
190. satır:
 
== Arkeoloji ==
Kolkhis'in bugün Gürcistan'da ve [[Abhazya]]'da kalan topraklarında detaylı arkeolojik araştırmalar yapılmasına rağmen Türkiye topraklarında kalan batı kesiminde herhangi ciddi bir arkeolojik araştırma yapılmamaktadır. Bu da Antik Kolkhis ile ilgili pek çok soruyu cevapsız bırakmaktadır. Ordu'da Kolkhis medeniyetinin MÖ 2000’lere<ref>Mikelaje 1974, 64.</ref> ait izlerine rastlanmıştır ancak yine de kültürün başlangıç tarihi olarak MÖ 16-15. yüzyıllar kabul edilmektedir.<ref>Otar Lordkipanidze, Altın Ülkesi Kolkhis: Efsane ve Gerçekler. s. 4.</ref> Kolkhis ile ilgili başlıca arkeolojik buluntular kütük ağaç mimarisi temelinde tapınak, taş palet ve kütük ağaç yapımı sur kalıntıları, çanak- çömlekler, tarım aletleri ve çeşitli savaş aletleri özellikle de baltalardır.
 
Kolkhis arkeolojik kalıntıları Mimari ve Ekonomik faaliyetler başlığı altında iki grupta aktarılmıştır:
225. satır:
Tarıma elverişsiz, taşlık ve ormanlık arazi yapısı, ekilecek çok fazla düzlük alanın olmaması Kolkhislilerin ve günümüzde de [[Sinop (il)|Sinop]]'un doğusunda yaşayan insanların denizle bütünleşen bir yaşam tarzına sahip olmalarında en büyük etkendir. Bölge tarıma elverişli olmasa da denizcilik için gereken tüm kaynağı sağlamaktadır. Günümüzden 2000 yıl önce yaşamış olan Strabon, Kolkhis'in gemi inşasına yönelik her konuda mükemmel düzeyde olduğunu aktarmaktadır.<ref>Strabon 11.2.17</ref> Her ne kadar Kolkhis kabilelerinin açık deniz ticareti yapmış oldukları konusu kesinlik kazanmamış olsa da bu kabilelerin [[Korsanlık|korsanlık]] yaptıklarına, hatta büyük korsan filolarına sahip olduklarına dair bilgiler kesindir. Zira yine Strabon, kayıtlarında Kafkas kökenli kabilelerin ortaklaşa yürüttükleri korsanlık faaliyetlerinden bahsetmektedir. Kamarae adı verilen 30 kişilik hafif tekneleri gerektiğinde süratli bir organizasyonla bir araya topladıklarını, bu şekilde ticari gemilere, ülkelere ve sahil kentlerine saldırarak Karadeniz'deki egemenliği ellerinde tuttuklarını aktarmaktadır. Romanya'da yaşayan Latin şair [[Ovidius]] da soygunculuğun yanında adam kaçırma ve fidyecilikle de uğraşan bu Doğu Karadenizli korsanların Batı Karadeniz kıyılarını da tehdit ettiklerini ve gemicilere çok ciddi zararlar verdiklerini yazmaktadır.<ref>Ovidius – Karadeniz'den Mektuplar</ref>
 
Yine 2000 yıl öncesine tarihlenen kayıtlarda Karadeniz [[Polemonya Krallığı]]'nda görev yapmış KolkhisliLaz bir amiral olan [[Aniket]]'in, Kolkhis'e has çift pruvalı teknelerle hareket ederek, [[Trabzon]]'u işgal eden Roma İmparatorluğu donanmasını yakması esnasında bölge denizciliğinin ileri seviyesini gösteren teknikler gözlemlenmiştir. [[Tacitus]], “Kamarae” denilen bu teknelerin her iki yöne hareket edebilecek şekilde ve metal bağlantı kullanılmadan tamamen ahşaptan yapıldığını ve Karadeniz'in fırtınalarına, büyük dalgalarına karşı üst kısımları kapanabilen bu yerli yapım teknelerin böylece dalgalar arasında yuvarlansa bile batmadıklarını aktarmaktadır.
 
Yine tıbbın babası Hipokrat da Phasis bölgesi ile ilgili aktardığı yazılarında halkın ulaşımda tek parça ağaçtan yapılmış kanolarla seyahat ettiklerini yazmaktadır.<ref>Hippokrates; Havalar, Sular ve Yerler Hakkında, 15</ref>
236. satır:
=== Dokumacılık - Giyim Kuşam ===
Kolkhis'in başlıca uğraşılarından biri, ünü Kolkhis ile bütünleşmiş olan [[Keten|keten]] kumaşı asırlar boyu Kolkhis halkının giyim kuşamının temel ürünü olmuştur. Yoğun bir şekilde [[Kendir|kendir]] ziraati yapılan ülkede keten kumaşı en önemli ihraç ürünü ve dolayısıyla ülkenin başlıca geçim kaynakları arasındaydı. Kolkhis keteninin antik dünyada meşhur olduğunu bildiren Herodot'un yanında Coğrafyacı [[Strabon]] da Kolkhis'teki keten üretimi ile ilgili: “...halk başta keten olmak üzere, kendir, balmumu ve zift üretimi ile uğraşır. Öncelerden beri dış ülkelere keten ihraç ettiklerinden, keten kumaşı imalatında yaygın bir ün kazanmışlardır.”<ref>Strabon. 11.2.17.</ref> aktarımlarını yapmaktadır.
Bununla birlikte Laz krallarının da kendilerine has mor-erguvan renkli kaftan giyme gelenekleri vardı.<ref>Agathias. III. 15.2.</ref> Bu rengin üretimi zor olduğundan, bu durum bir farklılık arzediyor ve Kolkhis'inLazların başına geçen bu tek kral mor-erguvan renkli kaftanla süsleniyordu.
 
=== Metalurji ===
245. satır:
 
==== Savaş Aletleri ====
Kolkhis kültürüne ait en eski metal bulgular, en çok kullanılan savaş aleti olan baltalardır. Kolkhis baltalarının karakteristik özelliği baş taraflarının çeşitli formlara sahip, gövde kısımlarının da asimetrik olmasıdır. Ayrıca Kolkhis baltaları zarif ince süslemelerle de bezeniyordu. Ve bu baltalar savaş aleti olmalarının yanında dini ayinlerde kült objesi olarak da kullanılıyordu.<ref>O. Lortkipanije 1979a, 40.</ref> Batı Gürcistan'da ve Abhazya'da yapılan arkeolojik kazılarda Kolkhis baltalarının pek çok örneği ortaya çıkarılmıştır. Türkiye'deki yetersiz kazılara rağmen Ordu, Rize ve Artvin illerinde de Kolkhis tipi savaş baltaları bulunmuştur.
 
MÖ 1. binyıla ait baltalarda sanatsal özellikler daha ön plana çıkmaktadır. Baltalar güneş, ay, yıldız, güneşin simgelerinden gamalı haç, at, boğa, köpek, yılan, geyik ve balık gibi motiflerle süslenmekteydi. Baltaların yanında bu motiflerle süslenmiş pek çok kama, mızrak ve ok uçları da üretilmekteydi.
279. satır:
== Ayrıca bakınız ==
* [[Lazlar]]
* [[Abhazlar]]
* [[Kafkasya]]
 
== Dipnotlar ==
Satır 292 ⟶ 290:
* Zehiroğlu, A.M. ; [http://www.surmene.net/paska/antik_caglarda_dogu_karadeniz.pdf Antik Çağlarda Doğu Karadeniz] Çivi Yazıları Yayınevi, İstanbul, 2000
* Zehiroğlu, A.M. ; [http://www.surmene.net/paska/URARTU-KOLHA.pdf MÖ 8. yüzyıl Urartu belgelerinde "Kolha"] Skani Nena, Sayı:1, İstanbul 2009
* Amıchba, Gregory ; Ortaçağ'da Abhazlar ve Lazlar. Sukhum, 1992
{{Anadolu'daki antik krallıklar}}
{{Anadolu tarihi}}
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Kolhis" sayfasından alınmıştır