Latin Amerika edebiyatı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Jungtürke (mesaj | katkılar)
Jungtürke (mesaj | katkılar)
28. satır:
 
==Roman==
 
Yenilikleri denemekten korkmayan Latin Amerikalı yazarlar, edebiyat alanında uluslararası üne ulaştılar. Edebiyat yaşamına 1920'lerde, Buenos Aires'in [[aydın]] çevresi içinde başlayan [[Jorge Luis Borges]] (1899-1986), öykü ve denemelerinde insanın doğasını keşfetmeye çalıştı. Çağdaş [[Arjantin]] edebiyatında çok önemli bir yeri olan Borges, İspanyol dilinin en usta yazarlarından biridir. Guatemalalı [[Miguel Angel Asturias]] (1899-1974), başyapıtı ''Sayın Başkan'' da (''El senor presidente''; 1946) diktatörlüklerin neden olduğu yıkım ve acıları anlatır. Paraguaylı [[Augusto Roa Bastos]] (1917) ''Hiji de hombre'' da (1960) benzer bir konuyu irdeler, ama daha yumuşak ve dokunaklı bir üslubu vardır.
 
Meksikalı [[Juan Perez Rulfo]]'nun (1918-1986) ''Pedro Paramo'' (1955) adlı bir kısa romanı ve ''Kızgın Ova'' (''El Ilano en Ilamas'';1953) adında, öykülerini topladığı bir kitabı vardır. Kitaplarındaki olaylar ıssız ve sıcak bir vadide geçmektedir.
 
Kolombiyalı roman ve öykü yazarı [[Gabriel Garcia Marquez]] (1928), 1982 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir. Ünlü romanı ''Yüzyıllık Yalnızlık'''ta (''Cien anos de soledad'';1967) küçük bir kasabanın tarihiyle sınırlı kalmayıp [[Güney Amerika]]'nın, dünyanın, hatta evrenin geçmişini gözler önüne serer. Kitabın kahramanları sevgi, tutku, savaş, devrim, bolluk ve yoksulluk içinde yuvarlanır. Anlatılanlar düşsel olduğu kadar gülünç ve acıklıdır.
 
Meksikalı [[Carlos Fuentes]]'in (1928) romanları ve öyküleri büyük, büyüleyici bir ülkenin insanlarının derinlemesine incelemesidir. ''Terra Nostra'' adlı romanında ülkenin kültür mirasını keşfetmeye çalışır. Perulu romancı [[Mario Vargas Llosa]] (1936) ''Kent ve Köpekler'' (''La ciudad y los perros'';1963) adlı kitabında bir askeri akademideki insanlıktan uzak yaşamı anlatırken, Peru toplumunun zayıflıklarını irdeler.
 
Brezilya edebiyatı, yerel gelenekler ile modernleşme arasındaki çatışmayı yansıtır. [[Graciliano Ramos]] (1892-1953) ''Infancia'' (1945) adlı anı kitabında yoksulluk koşullarında kendini nasıl yetişdirdiğini anlatır. [[João Cabral de Melo Neto]] (1920) ise ''Morte e Vida Severina'' şiirinde, geleneksel kökler ile çağdaş yaşam arasındaki çelişkileri sergiler.