Tek parti rejimi: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Tarafsız bakılmadığı için yenilendi Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği |
|||
1. satır:
'''Tek parti rejimi''', [[devlet]] yönetimiyle özdeşleşen bir [[siyasi parti]]nin tek başına yasama meclisi ve
[[Rusya]]'da Kasım 1917'de bir ayaklanma ile fiilen iktidara el koyan ve bir ay sonraki [[Duma]] seçimlerinde diğer partileri tasfiye eden [[Bolşevik Parti]] yönetimi, genellikle Tek Parti rejimlerinin dünyadaki ilk örneği olarak kabul edilir. [[İtalya]]'da [[Mussolini]] önderliğinde 1922'de iktidara gelen [[Faşist Parti]], 1925'te diğer partileri yasaklayarak Tek Parti rejimini resmileştirmiştir. [[Türkiye]]'de 8 Nisan 1923'te seçilen ikinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sadece bir partinin katılmasına izin verilmiş, Kasım 1924'te kurulan muhalefet partisinin Mart 1925'te kapatılmasıyla Tek Parti düzeni resmi nitelik kazanmıştır.
8. satır:
Parti-devlet bütünleşmesine dayanan tek parti rejimi, modern diktatörlüklere özgü bir yönetim biçimidir. Eski diktatörler genellikle muhaliflerini susturmak ve halkı siyaset alanının dışına itmekle yetinmişlerdir. 20. yüzyıl popülist diktatörleri ise, iktidarı "halktan alma" efsanesini korumaya gayret etmişler, siyasi uyarı ve propaganda işlevlerini en küçük toplum birimine kadar örgütlemeyi hedeflemişler, [[plebisit]]ler veya benzeri oylama yöntemleriyle "halkın onayını" almaya büyük önem vermişlerdir. Halkı uyarmak ve yönlendirmek görevini üstlenen Parti, bundan ötürü olağanüstü önem kazanarak bazen devletin asli kurumlarının (ordu, polis ve bürokrasinin) dahi önüne geçmiştir.
Tüm tek Parti rejimleri açık veya örtülü siyasi şiddet kullanımına dayanır. Serbest rekabete dayanan bir seçimde herhangi bir siyasi partinin %60 dolayında oydan daha fazlasını aldığı görülmemiştir. Serbest rekabete dayanan sistemde (Türkiye'nin siyasi partisi AKP) haricinde bir siyasi partinin
== Türkiye'de tek parti rejimi ==
14. satır:
Siyasi partilerin katılmadığı 1908 seçimlerinden sonra, [[İttihat ve Terakki]] Fırkasının çeşitli baskı ve zorbalık yöntemleriyle Mecliste mutlak çoğunluğu elde ettiği 1912 seçimleri ("Sopalı Seçim" olarak anılır{{kaynak göster}}) Türkiye'de ilk Tek Partili rejim denemesinin başlangıcıdır.<ref>1912 seçimlerinin ayrıntılı analizi için Ali Birinci, ''Hürriyet ve İtilaf Fırkası,'' Dergâh Yay. s. 120-157. Ayrıca Cemal Kutay, ''Türkiye İstiklal ve Hürriyet Mücadeleleri Tarihi,'' cilt 20, İstanbul 1962.</ref>
1913'te İttihat ve Terakki yönetimi
1920'de toplanan [[Birinci Meclis|Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi]]'nde nispeten özgür bir tartışma ortamı korundu ve 1922'de birbirine muhalif iki grup oluşabildi. (Bak. [[Birinci Grup]], [[İkinci Grup]]).
23. satır:
=== Çok partili düzene geçiş ===
İkinci Dünya Savaşı sonunda, ufukta beliren [[Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği|Sovyetler Birliği]] tehdidine karşı ABD ve İngiltere'nin diplomatik desteğini kazanmak amacıyla Türkiye Tek Parti düzenine son verme kararını aldı{{kaynak göster}}. 1 Kasım [[1945]]'te İnönü TBMM açış konuşmasında Atatürk'ün de nihai amacının demokrasiye geçmek olduğunu belirterek, '... Tek eksiğimiz
21 Temmuz [[1946 Türkiye Cumhuriyeti Milletvekili Genel Seçimleri|1946 seçimlerinde]] Türkiye'nin ilk çok partili tek dereceli seçimleri yapıldı. Ancak bu seçimde de 1912'de olduğu gibi sandık sonuçları güvenli bir şekilde meclise yansımadı. 14 Mayıs [[1950]] seçimlerinde ise DP büyük bir çoğunlukla seçimi kazanarak iktidara geçti
Türkiye'de 1950 dönemeci, dünyada Tek Partili bir rejimin savaş veya ihtilal gibi kanlı olaylar olmaksızın serbest seçimlerle sona erdirilmesinin, çok az sayıda, hatta tek örneğidir.
|