Büyük Londra Yangını: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Kibele (mesaj | katkılar)
k Sezer343 tarafından yapılan değişiklikler geri alınarak, Kibele tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi.
Yeni Üye (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
44. satır:
Yangınlar, [[mum]]lu aydınlatmaların kullanıldığı, açık ocak ve şöminelerin bulunduğu tahta evleri ile yanıcı maddelerin istiflenmiş olduğu depoları olan [[Londra]]'da oldukça alışılmış olaylardı. Adından söz edilecek bir [[polis]] ya da [[itfaiye]] örgütünün bulunmadığı Londra'da ''Trained Bands'' adı verilen yerel askerlerin oluşturduğu, acil durumlar için hazır bulunan bir devriye grubu vardı. Yaklaşık 1.000 gözcü ve tellaldan oluşan bu grubun bir görevi de geceleri sokak ve caddelerde gezerek güvenliğin yanı sıra yangınları kontrol etmekti.<ref>Hanson, 82. "Kentteki yangın tehlikeleri" bölümü aksi belirtilmedikçe Tinniswood'un, 46–52, ve Hanson'ın, 75–78 yazdıklarına dayanmaktadır.</ref>
 
Halkın yangılarla mücadele yöntemleri oldukça yerinde ve etkili olurdu. Çevre ev ve sokaklarda yaşayan kişiler kilisenin çanları ile alarma geçirilir, halk alelacele olay yerinde toplanarak mevcut imkânlarimkanlar dâhilindedahilinde imece usulüyle yangını söndürmeye çalışırdı. Yasalara göre tüm mahalle kiliseleri bu tür acil durumlara hazırlık amacıyla; yüksek, taşınabilir merdivenler, kovalar, baltalar ve gerektiğinde duvarlara asılıp çekerek yıkabilmek için kullanılan yangın kancaları gibi birtakım donanımı bulundurmak zorundaydı.<ref>Yangın-kancası yaklaşık 30 [[fit]] uzunlukta olan, ucunda güçlü bir halka ve kanca olan ağır bir direkti. Tehlike altında olan bir evin çatısındaki ahşaplara takılır ve ipler ve makaralar yardımıyla binayı yıkmakta kullanılırdı. (Tinniswood, 49).</ref> Erişilmesi zor, yüksek binalarda ise kontrollü biçimde barut ya da bir takım patlayıcılar kullanarak, yapılar göçertilir, ölü bölgeler oluşturularak alevlerin komşu yapılara sıçraması önlenirdi. Büyük Londra Yangını'nın son dönemlerinde de oldukça sık başvurulan barutla çökertme işlemi, bazı tarihçilerce bu yangını durdurmak için yapılan mücadelenin kazanılmasının temel nedeni olarak gösterilir.<ref>Reddaway, 25.</ref>
 
Yanmakta olan bir yapıyı yangın kancalarıyla bölüm bölüm yıkmak da yangının diğer yapılara vereceği olası zararları önlemek için oldukça etkili bir yoldu fakat Büyük Yangın'da bu işlemlerin uygulanamamasının nedeni dönemin belediye başkanının gerekli emirleri vermemesi ve liderlik vasıflarını taşımamasıydı.<ref>"Bludworth's failure of nerve was crucial" (doğrudan yapılan alıntının çevirisi: ''Bludworth'ün cesaretsizliği önemliydi''. Tinniswood, 52).</ref> Bu nedenle, Kral [[II. Charles]]'tan bizzat "''Hiçbir eve acımayın''" emri gelene kadar yangın birçok evi çoktan yakıp yok etmişti.
 
Büyük Yangın'da [[su]] ile müdahale yöntemi de başarısız oldu. Kentte yüksek ve eğimli bir tepede bulunan, Thames Nehri'nden doldurulmuş bir su [[kule]]si ile [[Islington]] semtinde bulunan su deposu, karaağaç ile yapılmış boru sistemi yardımıyla 30.000 eve su dağıtırdı.<ref>Bkz. Robinson, [http://www.bbc.co.uk/history/british/civil_war_revolution/brighter_lights_04.shtml London:Brighter Lights, Bigger City"] ve Tinniswood, 48-49.</ref> Çoğu zaman yanmakta olan yapının yakınında bir boruyu açarak hortum bağlamak ya da kovaları doldurmak da mümkün olurdu. Bununla birlikte yangının başlama noktası olan [[Pudding Sokağı]] zaten nehre oldukça yakın bir yerdeydi. Böyle bir durumda yangının başladığı dükkânındükkanın bulunduğu yere açılan tüm yollara, bir kısmı nehirden kovalarla su taşıyan, bir kısmı da boşalan kovaları doldurmaya giden iki sıra itfaiye işçisi konuşlandırılmış olmalıydı. Fakat [[Samuel Pepys|Pepys]]'in günlüğünde yazdığı yorumlara göre, halk yangına müdahale etmek yerine gerekli eşyalarını alarak olay yerinden kaçmaya çalışmıştır. Yetersiz müdahale nedeniyle alevler yavaş yavaş nehir kıyısına doğru ilerlemiş ve sonunda yanıcı maddelerin bulunduğu ambarlara ulaşmıştır. Yangın ayrıca [[Londra Köprüsü]]'nün altında bulunan ve [[Cornhill]]'deki su kulesine su sağlayan su çarklarına da zarar vermiş ve sonuç olarak yangında ne nehrin normal suyundan ne de şebeke suyundan yararlanılamamıştır.
 
Londra, daha önceki büyük ölçekli yangınlarda da kullanılmış olan gelişmiş bir itfaiye teçhizatına sahipti. Fakat Büyük Yangında gerçekten işlevsel bir alet olan yangın kancalarının yanında, büyük su pompalarının daha fazla işe yaradığı pek nadir görüldü. Sadece bir kısmı tekerleğe sahip olan bu pompalı su araçları genellikle tekerleksiz kızaklara bağlı olurdu<ref>Karşılaştırın; Hanson, tekeleri olduğunu iddia eder ki (76), Tinniswood, olmadığını belirtir (50).</ref>. Uzun mesafelerde olay yerine taşınıyor oldukları gibi su dağıtan hortumları olmazdı ve seyyar bir çeşme gibi musluklardan su doldurulurdu.<ref>1625'te patenti alınan itfaiye araçları tek başına hareket eden kuvvet pompalarıydı ve öndeki ve arkadaki uzun kollarla çalıştırılırlardı. (Tinniswood, 50).</ref> Büyük Yangın'da da gerek tekerlekli gerek kızaklı birçok söndürme aracı olay yerine taşınmaya çalışılmıştır. Birçok kişi hızlıca [[Thames Nehri]] kıyısında bu pompalı araçları doldurmayı denerken, araçların bir kısmı suya düşmüş ve binalardan yükselen alevlerin ısısı, çoğunda hortum bile bulunmayan su araçları ile yangına müdahaleyi imkânsızimkansız kılmıştır. Bundan dolayı söndürme çalışmaları sırasında yangının başlangıç noktası olan Pudding Sokağı'na hiç yaklaşılamamıştır.
 
== Yangının başlangıcı ==
72. satır:
Pazar gününün akşam üzeri, yangından 18 saat sonra, [[Pudding Sokağı]]'ndaki alevler yakınına yaklaşılması bile imkânsız olan bir [[ateş]] fırtınasına dönüştü. Hava akımlarıyla alçaktan yükseğe doğru hareket eden muazzam alevler zaman zaman evlerin cumba ve çıkıntılı [[balkon]]larının hava akımlarını yavaşlatması nedeniyle geri püskürüyordu. Doğu yönünden esen güçlü yerel rüzgârlar da, korkulduğu gibi alevlere yeni bir [[oksijen]] kaynağı olarak yangının düzensiz biçimde hem kuzeye hem de güneye doğru yayılmasına neden oldu ve yangının söndürülebilmesi işlemini zorlaştırdı.
 
Akşamüstü, eşi ve bazı arkadaşlarıyla olayları görmek için tekrar nehirde bir gezintiye çıkan [[Samuel Pepys|Pepys]] teknede rüzgârınrüzgarın uçurduğu kıvılcımlar artık dayanılmaz hâlehale gelmeye başladığında bir kahvehaneye girerek karanlık çökene kadar bekledi ve günlüğünde [[Londra Köprüsü]] ve nehrin kıyısının nasıl alevler içinde olduğunu görünce gözyaşlarını tutamadığını ifade etti.
 
=== Pazartesi günü ===
84. satır:
Yangının güney yönünde olan ilerlemesi doğal bir set görevi gören [[Thames Nehri]]'nin yardımı ile büyük ölçüde hız kesti; ancak [[Londra Köprüsü]] üzerinde yer alan evler yanmıştı ve alevler köprünün güney bitiminde yer alan [[Southwark]] semtini tehdit ediyordu. Alevlerin buraya ulaşmasından önce alınan önlemler doğrultusunda; semt ile köprü arasına set çekilmesi alevlerin semte sıçramasını engelledi. Bunun yanı sıra köprünün üzerinde bulunan evlerin aralarının açık olması [[1632]] yılındaki yangında olduğu gibi yangının daha güneye yayılmasını önleyen bir başka etmen oldu.<ref>Robinson, [http://www.bbc.co.uk/history/british/civil_war_revolution/great_fire_02.shtml "London's Burning: The Great Fire"].</ref>
 
Güney yönünde ilerlemesi kesilen yangın hız kesmeden kuzeye, şehrin merkezine yöneldi. Birçok gözlemci, yangının ikinci gününe girildiğinde Londralıların çaresizliklerini, [[Royal Exchange, Londra|Royal Exchange]] ve [[Cheapside|Cheapside Caddesi]] gibi o gün alevler tarafından yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan, kentin gözde mekânlarınımekanlarını kurtarma çabalarını sık sık vurgulamıştır. Ancak çoktan kontrolden çıkmış olan yangını hiçbir güç durduramamış, ikinci günün akşamüstüne doğru Royal Exchange de alevlere teslim olmuştur. Bununla ilgili olarak saray çalışanı günlük yazarı [[John Evelyn|Evelyn]] şöyle yazmıştır:
 
{{cquote|Yangın çok büyüktü ve insanlar afallamıştı. En baştan beri ümitsizlikten midir, kader midir bilmem; yangını durdurmak için kıllarını bile zor kıpırdatıyorlardı. Ağlamaktan ve feryat etmekten başka, yapılacak bir şeyleri yok diye eşyalarını bile kurtarmaya teşebbüs etmeden çıldırmış yaratıklar gibi koşuşturuyorlardı. İşte böylesine bir şaşkınlık vardı üzerlerinde.<ref>Tüm ayrıntı ve sözler John Evelyn'in tutmuş olduğu günlüğünden.</ref>}}
96. satır:
[[Dosya:London-gazette.gif|thumb|200px|left|''[[London Gazette]]'''nin [[3 Eylül|3]] - [[10 Eylül]] sayılı, yangını konu olan baskısı. ]]
 
Büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olan şehirde daha sonra bu yangının bir kaza olmadığı dedikodusu baş gösterdi. Hortum biçimini alan rüzgârlar kıvılcımları ve yanmakta olan hafif nesneleri oldukça uzak yerlere taşıdı. Yangının çıkış noktasıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan evlerin kolayca tutuşmaya uygun çatı ve yağmur oluklarının alev almasından ötürü yangının her yana yayılmış olması, kentte bu yangınların her birinin kasıtlı olarak başlatıldığı söylentisini doğurdu. O dönemde sürmekte olan [[İngiltere]]-[[Hollanda]] savaşından dolayı tüm yabancılara şüpheli gözüyle bakılmaya başlandı. Yakın zaman içinde yabancıların bir saldırı yapacağını ve yabancı topluluk temsilcilerinin evlere, kundaklama amacıyla ateş topları attıkları, kibrit ve tutuşturucu maddeler ile yakalandıkları duyumları yayıldı.<ref>Hanson, 139.</ref> Tüm bu olaylar nedeniyle sokaklarda bir şiddet dalgası yayıldı.<ref>Reddaway, 22, 25.</ref> William Taswell, bir [[Fransız]] ressamın dükkânını yağmalayıp, yerle bir eden kalabalığı ve bir nalbantın yoldan geçmekte olan bir başka Fransız adamın kafasına örs ile vurup yere serdiğini, nasıl dehşet içinde izlediğini belirtmiştir. Tüm bu olaylara neden olan korku ve kuşkunun doğurduğu saldırılar, yangının tüm tesisleri tahrip etmesinden dolayı iletişim ve haberleşme hizmetlerinin kesilmesiyle hız kazandı. [[Threadneedle Caddesi]] üzerinde yer alan, ülkenin dört bir yanına ulaşacak olan tüm belge, mektup ve havalelerin uğrayarak yol aldığı Postane Genel Merkezi, Pazartesi günü yandı. Yangın basımevine ulaşıp kül etmeden önce, çoğunluğu sosyete dedikodularından oluşan pazartesi sayısını basmayı başarabilen [[London Gazette|Londra Gazetesi]], o sayısında Pazar günü çıkan ve "hâlâ son şiddetiyle sürmekte" olan yangından sadece küçük bir not ile söz etti. Gazetenin her dediğine güvenen insanlar, bu konuyla ilgili bu kadar az haber çıkınca söylenen her şeye inanmaya başladı. Bununla birlikte [[Barut komplosu|barut komplocularının]] devamı niteliğindeki kişilerin oluşturduğu grubun ortaya attığı bir de dinîdini kışkırtma çıktı. Her yerde hâkim olmaya başlayan kuşkunun doğurduğu panik ve toplu paranoya yüzünden, yangını söndürmekle uğraşmakta olan tüm birimler, daha çok yabancıları, [[Katoliklik|Katolikleri]] ve herhangi bir ortamda gördükleri dikkat çekici görünüşü olan kişileri tutuklayarak kalabalığın linç girişimlerinden kurtarmak ve olası yeni dedikoduları önlemek için çalışmaya başladılar.
 
Yangın yayıldıkça, genelde üst tabakaya mensup kişiler, şehir merkezindeki taşınır mallarını tehlike arz eden bölgelerden uzaklaştırmak konusunda büyük kaygılar yaşadılar. Fakat bu çalışabilir durumda olan yoksul kişilere bir iş kapısı sağladı. Özellikle teknesi, at arabası ya da binek hayvanı olan kişiler, varlıklı aileler tarafından kiralanarak eşya taşıdılar, bunlardan bazıları ise yüklenmiş oldukları mallarla ortadan kayboldu. [[Cumartesi]] günü, yangın başlamadan önce birkaç [[şilin]] karşılığında tutulabilen basit at arabaları ve faytonları, Pazartesi günü yangının ikinci gününde tutmak için küçük bir servet ödemek gerekiyordu. Arabayla taşımacılık değere bindiği için faytoncuların yük taşımak için istediği para 40 [[İngiliz Sterlini|£]]'u buluyordu.<ref>Hanson, 156–57.</ref> (<small>2005 yılında 4000 £ değerinde. </small>) Bunun sonucu olarak [[Londra]] yakınındaki her tekne ve at arabası sahibi kentin sunduğu bu fırsatlardan yararlanmak için yönünü, panik içindeki halkın, tepeleme yüklenmiş arabalarla çıkış kapılarında biriktiği Londra'ya çevirdi. Şehrin kapılarındaki karmaşa o kadar fazlaydı ki, Pazartesi gününden sonra halkın kendi mallarını kurtarma derdine düşmek yerine, yangını söndürmeye yardım etmelerini sağlamak amacıyla tüm kapıların kapatılması kararı alındı.<ref>Hanson tarafından aktarılmıştır, 158.</ref> Düşüncesizce alınan bu karar ertesi gün, henüz uygulanmadan yürürlükten kaldırıldı.
122. satır:
[[Dosya:James.II.jpg|thumb|150px|right|Daha sonra II. James olarak tahta çıkan, York şehri Dükü James]]
 
Rüzgâr salı günü akşam vaktinden başlayarak hız kesmeye başladı ve kule garnizonunun oluşturmuş olduğu setler [[5 Eylül]] Çarşamba günü işlevini yerine getirmiş oldu.<ref>"Çarşamba günü" bölümünde yazanlar aksi belirtilmedikçe Tinniswood'un söylediklerine dayanarak yazılmıştır.101–10.</ref> [[Samuel Pepys|Pepys]] hâlâ için için yanmakta olan kenti gezdi ve manzarayı görmek için [[Barking Kilisesi]]'nin kulesine çıktı: "Bir enkazın yaşamımda gördüğüm en acı yansıması". HâlâHala ayrı ayrı noktalarda yanmakta olan yapılar olmasına rağmen, büyük yangın artık sona ermişti. Pepys şehrin hemen kuzeyinde yer alan [[Moorfields]]'da "evsiz kalmış zavallı yangınzedeler"in sığındığı parka gitti. Parkın çevresinde ekmek fiyatlarının ikiye katlandığını kaydetti. Evelyn, kimi derme çatma çadırlarda, kimi ilkel barakalarda kalmakta olan yangın mağdurlarının merkezi hâlinehaline gelmiş olan Moorfields'ın dışındaki merkezlere de yolculuk etti: "Çoğu bir paçavradan bile yoksun, gerekli araçlar, bir yatak, bir sofra yok... Yoksulluk ve sefaletin en son noktası".<ref>Tinniswood tarafından aktarılmış, 104.</ref> Evelyn, açlık ve yokluktan ölmek üzere olmalarına rağmen kimseden bir kuruş bile istemeyen bu insanların gururuna hayran kaldığını belirtmiştir.
 
Yabancı teröristler ile [[Fransızlar]] ve [[Hollanda]]lıların gerçekleştireceği bir saldırının korkusu, büyük bir ruhsal sarsıntı içinde bulunan yangın mağdurları arasında hep olduğu gibi yüksekti. Çarşamba günü [[Moorfields]] ve [[Islington]]'da bu nedenle büyük bir kitlesel panik çıktı. Fleet Caddesi üzerinde gökyüzünde görülen bir parlama 50.000 kadar Fransız ve Hollandalının yangının başlatmış olduğunu bitirmek için işe koyulduğunu; erkeklerin kafalarını kesmek, kadınların ırzlarına geçmek ve zaten az miktarda olan mallarını ele geçirmek için Moorfields'e doğru yol aldıkları söylentisini doğurdu. Caddelere akan korku içindeki kalabalık, zaten çoğu şehirden kaçıp gitmiş olan yabancılardan gördüklerinin üzerlerineüzerilerine saldırdı. Evelyn öfkeli ve korkulu kalabalığın büyük bir zorlukla kraliyet güçleri tarafından Moorfields'a geri itildiğini kaydetti. Durumlar öylesine karışık ve büyük çaplıydı ki Kral [[II. Charles]] tüm Londralıların [[Mutlakiyet|monarşiye]] karşı ayaklandığını düşündü. Şehirde gıda üretim ve dağıtımı neredeyse yok denebilecek düzeye geriledi. Charles kente her gün yeterli oranda ekmek getirileceğini açıkladı. Çevreye yiyecek satışı yapan güvenli marketler kuruldu. Bu marketler ürün satmanın yanı sıra, para karşılığında ya da değiş tokuş ile ürün de alıyordu.
 
== Ölümler ve yıkım ==
130. satır:
[[Dosya:Londoners-Lamentation.gif|thumb|right|300px|Yangın ve sonuçları hakkında yazılmış bir gazete metni.]]
 
Yangın ile ilgili, resmîresmi olarak sadece birkaç ölüm kayda geçmiştir. Bununla birlikte, anlatılanlara bakıldığında da ölü sayısının oldukça az olduğu sanılmaktadır. Tarihçi [[Roy Porter]] bu sayının 8 dolaylarında olduğunu,<ref>Porter, 87.</ref> Tinniswood ise tek haneli sayıları aşmadığını söylemiştir. Tinniswood bu sayının sadece, yangından yanma yoluyla ya da duman zehirlenmesi nedeniyle meydana gelen ölümleri kapsadığını, bazı ölülerin kayda geçirilmemiş olabileceğini ve mağdurların kurduğu çadır kentlerde de birçok kişinin açlıktan öldüğünü belirtmiştir.<ref>Tinniswood, 131–35.</ref> Ayrıca hiçbir zaman haklarında kayıt tutulmayan yoksul kişilere ne olduğu hakkında da bilgi yoktur.
 
Yangın sadece ahşap yapılar ile değil, [[Thames Nehri]]'nin kıyısı boyunca kurulmuş depolarda bulunan kömür, yağ, zift, mum, barut, alkol, terebentin, kumaş topları ve saman balyaları ile de beslenmiştir. Rıhtımda bulunan, ergime noktası 1250&nbsp;°C ile 1480&nbsp;°C arasında olan ithal edilmiş [[çelik]] bloklarını ve şehir kapılarının 1100&nbsp;°C'de ergiyeneriyen [[demir]] kilit ve zincirlerini yok etmiş olan alevlerin, insan vücudundan geriye herhangi bir şey bırakmayacağı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda ölü sayısının kesinliği hakkında kesin bir sayı vermek zordur. İnsan vücudunda bu ısıya dayanabilecek tek bölüm dişler olsa da, bu ne on binlerce ton moloz ve enkaz altında değerli bir şeyler arayan yangınzedelerin ne de kentin tekrar imarı için çalışan temizlik işçilerinin umurunda olmuştur. Sağduyu için dikkat çekmeye çalışan Hanson, daha önceki dönemlerde çıkan yangınları da göz önüne alarak, alevlerin hep yoksulların köhnemiş evlerinin bulunduğu bölgelerde hızla yayıldığını; yaşlı, genç, sağlam, sakat herkesi külleri ile birlikte enkazın altına gömdüğünü, ölü sayısının 8 - 10 değil ama belki birkaç yüz, hatta birkaç bin olmasının mümkün olduğunu söylemiştir.<ref>Hanson, 326–33.</ref>
 
Toplam yıkımın arasında 13.200 [[ev]], 87 [[kilise]], 44 [[şirket]] binası, [[Royal Exchange, Londra|Royal Exchange]], [[St Paul Katedrali]], [[Bridewall Sarayı]], şehir hapishaneleri, postane binası genel merkezi ve şehrin batı giriş kapılarının üçünün de bulunduğu birçok yapı vardır.<ref>Porter, 87–88.</ref> Oluşan zararın parasal boyutları hakkında öne sürülen görüş o dönemin parası ile ilk olarak 100.000.000 £ olarak tahmin edilmiş daha sonra kesin olmayan bir rakama, 10.000.000'a indirgenmiştir. [[2005]] yılı piyasasında bu oran 1.000.000.000 £'a denk gelmektedir.<ref>[http://www.measuringworth.com/calculators/ppoweruk/ 1264'ten 2005'e İngiliz Sterlini'nin alım gücü]</ref>
140. satır:
[[Dosya:Wrenyangin.png|thumb|right|300px|[[John Evelyn]]'in, uygulamaya koyulamamış, ''bütünüyle yenilenmiş'' kent tasarımı.]]
 
Olayların ardından yangını başlatan kişiyi belirleme çalışmaları, [[Westminster]]'daki yangını [[Papa]]'nın bir ajanı olarak kendisinin başlattığını itiraf eden, saf ve kendi hâlindehalinde bir Fransız saat tamircisi olan [[Robert Hubert]]'in sözleri ile birden kesildi.<ref>Bu bölüm, aksi belirtilmedikçe Reddaway 27 ff. ve Tinniswood'un 213–37 söylediklerine dayanarak yazılmıştır.</ref> Kendisi daha sonra söylediklerini değiştirerek yangını [[Pudding Sokağı]]'ndaki ekmek fırınında başlattığını söyledi. Suçu üstlendiği için Hubert, [[28 Eylül]] [[1666]] tarihinde Londra, Tyburn'de asılarak [[idam]] edildi. O öldükten sonra kendisinin yangın bittikten ancak iki gün sonra Londra'ya girdiği ortaya çıktı.<ref>Tinniswood, 163–68.</ref>
 
Yangını Katolikler'in çıkarttıkları iddiası [[Katoliklik]] yanlısı olan Kral [[II. Charles]]'ın karşıtları tarafından büyük bir politik propaganda olarak kullanıldı. Felaketin ardından baş gösteren kaos ve düzen eksikliği nedeniyle Charles bir ayaklanmanın yaşanmasından çok korktu. Yangında evlerini yitirmiş olan herkesi [[Londra]]'nın dışında bir yerlere yerleşmeleri için teşvik eden bir duyuru yayınladı. Bir bölümü [[Oxford]]'a göç eden bu evsizlerden ne kadarının ayrıldığı ve nereye gittiği belirsizdir.
156. satır:
[[Smithfield]]'da bulunan, yangınla ilgili bir başka yapıda [[Pye Köşesi'nin Altın Çocuğu]] adlı heykel anıttır. ([[İngilizce]]: ''Golden Boy of Pye Corner''). Anıtın yazıtlarında bulunan bilgilere göre, [[Pudding Sokağı]]'nda başlayan yangın, bu heykelin bulunduğu noktada bitmiştir. Heykelin yazıtında yangın ile ilgili olarak, Londralılara ''açgözlülükleri yüzünden [[Tanrı]]'nın kentin üzerine saldığı bir gazab'' olarak söz edilir.
 
Yangından bir yıl önce, [[1665]] yılında baş gösteren [[hıyarcıklı veba]] salgınının [[Londra]] nüfusunun altıda birini, yaklaşık 80.000 kişiyi öldürdüğüne inanılmaktadır.<ref>Porter, 84.</ref> Bu salgının Büyük Londra Yangını'ndan sonra bir daha hiç tekerrür etmediği söylenir.<ref name="hans49">Hanson, 249–50.</ref>. Bunun nedeni olarak yangının sağlığa uygun durumda olmayan köhne evleri, hastalığı insanlara bulaştıran başlıca etmenler olan fare ve pireler ile birlikte yok etmesi olarak gösterilir. Birçok tarih araştırmacısı yangının salgınları önlemede herhangi bir etkisi olmadığını öne sürmektedir. [[Londra Müzesi]]'nin resmîresmi internet sitesinde yangının hastalığın durmasında etkisi olduğu söylense de<ref>[http://www.channel4.com/history/microsites/H/history/fire/experts.html 4. Kanal Uzmanalara sorun sayfası], [[Londra Müzesi]], [[27 Ekim]] [[2006]] erişildi.</ref> tarihçi Roy Porter yangının eski evlerin bulunduğu varoş bölgelere zarar vermediğinin altını çizer.<ref>"The plague-ravaged parts—extramural settlements like that housed the most squalid slums—were, sadly, little touched by the Fire (burning down was what they needed)" (doğrudan alıntının çevirisi: ''Vebanın yıkıma uğrattığı şehir dışında kalan bölgeler -en kötü durumdaki Holborn, Shoreditch, Finsbury, Whitechapel ve Southwark gibi gecekondu bölgeleri- maalesef yangından pek etkilenmedi (ihtiyaçları olan şey yanıp yokolmalarıydı).'' (Porter, 80).</ref> Daha sonraki dönemlerde söylenen tıbbi açıklamalar ise hastalığın eşzamanlı olarak tüm [[Avrupa ülkeleri]]nden kalktığını belirtir.<ref name="hans49" />
 
Böylesine yıkıcı bir yangının Londra gibi bir ticaret merkezinde gerçekleşmesinin bir sonucu, [[sigortacılık|sigortacılığın]], özellikle yangın sigortalarının, tarihte daha önce görülmedik ölçüde gelişmesi oldu. [[1667]]'de şehir meclisi ilk yangın sigortası kurumu olan ''Yangın Dairesi''ni (''Fire Office'') kurdu. Daire, [[Thames]]'den su taşıyan işçilerden oluşan bir itfaiye teşkilatı da kurdu. İşçilerin üniformaları ve kol bantlarında şirketin amblemi bulunuyordu.<ref>[http://en.wikipedia.org/w/index.php?title=History_of_firefighting&action=edit ''İngilizce Vikipedi'', History of Firefighters maddesi]</ref>