Ruh: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
YBot (mesaj | katkılar)
k Seçkin içerik şablonları kaldırılarak ilgili tanımlar Vikiveri'ye aktarıldı
BSRF (mesaj | katkılar)
k yazım hatası
6. satır:
Bununla birlikte ruh kavramının kültürden kültüre, dinden dine, felsefeden felsefeye geniş ölçüde çeşitlilik gösterdiği görülmektedir. Çeşitli dinler ve [[filozof]]lar, ruhun doğası (yapısı), beden ile ilişkisi, kökeni ve ölümlü olup olmayışı konularındaki farklı görüşleriyle bir sürü teori ortaya koymuşlardır. Birçok dini ve felsefi [[gelenek]]te ruhun her canlı oluşumun içteki özünü içeren, kendine özgü bir varlık olduğu ve insanın temel unsurunun -beyninden veya organizmasının herhangi bir kısmından ziyade- ruh olduğu kabul edilir. Buna karşılık diğer bazı din ve felsefelerde ise ruhun beden ile kendisi arasında aracılık görevi görecek maddi bir elemanı bulunduğu kabul edilir. Ruh ile can kavramları arasında kimi kültür, din ve felsefelerde bir ayrım yapılmamış, kimilerinde ise bir ayrım yapılmış olmasına ve bu kavramları belirten iki ayrı ya da birkaç terim olmasına rağmen, söz konusu terimler, sık sık aynı kavramı belirtmek üzerine birbirlerinin yerine kullanılagelmişlerdir.
 
Ruhlar genellikle ölümsüz olarak kabul edilirler. Birçok inanışa göre ruh, enkarne olmadan (ete bürünme, doğma) önce de mevcuttu. Maddeciliğin reddettiği ruh, [[Jean-Paul Sartre]] gibi bazı çağdaş yazar ve filozoflara göre “özden önce gelen varoluş”tur. Ölüm olayında bedenin hareket özelliklerini yitirmesi ruhun beden üzerindeki hakimiyetini, yani bedeni etkilemeyi bırakması olarak açıklanır. Ruh kavramı ölümden sonra yaşam kavramlarıyla yakından ilişkili olmakla birlikte, bu konudaki görüşler son derece çeşitlilik göstermektedir, özellikle bedenin ölümünden sonra ne olup bittiği konusunda. Halihazırda [[bilimsel araştırma]], genel kabule göre, konusu olan maddi evrenin dışında kaldığından, ruhun var olduğunu ya da var olmadığını ortaya koyamamaktadır. [[Psikoloji]] ekollerinin de ruh konusundaki görüş ve yöntemleri birbirinden farklı olup, çeşitlilik göstermektedir.
[[Dosya:Ba-Vogel Hildesheim.jpg|thumb|300px|Hildesheim'de çıkarılmış antik bir eser.]]
 
18. satır:
=== Eski Mısır ===
[[Dosya:BD Hunefer.jpg|thumb|400px|left|Mısır Ölüler Kitabı'nda sıkça rastlanan psikostazi sahnelerinden biri.]]
[[Herodot]] gibi kimi eski YunanlıYunan yazarlar eski Mısırlılar'ın ölümden sonraki yaşama ve ruh göçüne inandıklarını yazmışlardır.<ref>[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:NSjEa2sPC60J:www.mythencyclopedia.com/Pr-Sa/Reincarnation.html+reincarnation+egyptians&hl=tr&ct=clnk&cd=6&gl=tr Mythencyclopedia/reincarnation],[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:aH-diYXjvrgJ:www.themystica.com/mystica/articles/r/reincarnation.html+reincarnation+egyptians+britannica&hl=tr&ct=clnk&cd=5&gl=tr Mystica/articles/reincarnation],[http://www.britannica.com/EBchecked/topic/400805/mystery-religion/15854/The-Hellenistic-period#tab=active~checked%2Citems~checked&title=mystery%20religion%20%3A%3A%20The%20Hellenistic%20period%20--%20Britannica%20Online%20Encyclopedia “The Pythagorean concept of the migration of the soul was also taken over and was blended with the Egyptian belief in the reincarnation of the sun-god Horus in the reigning king.” (E. Britannica/Mystery religion)],[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:vmCFwF-TbqQJ:www.ccel.us/reincarnation.chap3.html+reincarnation+egyptians&hl=tr&ct=clnk&cd=10&gl=tr Mark Albrecht/A Short History of Reincarnation Teachings] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> Eski Mısır geleneğine göre, ölen kimseyi bir yargılanma beklerdi. Bu yargılanmaya eski Yunanca'da [[psikostazi]] (''psychostasis'') ya da psikostasya (''psychostasia'') adı verilmiştir. Terim ''psikhe'' (yaşamsal unsur, nefes) ve ''statis'' (tartılma) sözcüklerinden türetilmiştir. Ölüm olayı ile bedenini terk edenlerin yargılanması olan psikostazide, kimileri ölümden sonraki vicdani hesaplaşma olgusunun [[sembol]]ik öğelerle anlatımını görürler.<ref name="S.A.">Semboller Ansiklopedisi, SALT,Alparslan.Ruh ve Madde Yayınları,2006,İstanbul</ref> Bu yargılanma sahnesinin betimlenmesine [[Mısır Ölüler Kitabı]]'nda<ref>
[http://74.125.39.104/search?q=cache:R1x6b2oL0VUJ:web.ukonline.co.uk/gavin.egypt/papyrus.htm+psychostasia+egypt&hl=tr&ct=clnk&cd=8&gl=tr Papyrus of Ani] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> ve birçok eski Mısır belge ve yazıtında rastlanır. Eski Mısır metinlerine göre, her ölü için söz konusu olacak “tartılma”, ilahe Maat'ın "hakikat salonu" denilen salonunda gerçekleşir. Bu tartılma ve yargılanma sahnesi Mısır resimlerinde, bir kefesinde ölünün [[vicdan]]ı temsil eden kalbi, diğer kefesinde bir tüyün bulunduğu terazi ile temsil edilir.<ref>[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:XuIyGNkyLmcJ:www.clickart-gallery.com/help/glossary/glossary.asp%3Fl%3DP+%22psychostasis%22+heart+feather&hl=tr&ct=clnk&cd=6&gl=tr Art Terms Glossary/Psychostasis painting],[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:MGEcux3C6C8J:www.osirisnet.net/tombes/nobles/neferrenpet178/e_nfrrnpt_02.htm+%22psychostasis%22+heart+feather&hl=tr&ct=clnk&cd=3&gl=tr Neferrenpet, Egypt Tomb-178/e] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.
</ref> Yeraltı âleminin sorumlusu ve "[[Ra]]'nın gözü" sayılan [[Maat]]'ın hiyeroglifi “hakikat, adalet ve doğruluğu” simgeleyen tüydür. İlah Tot ise sonuçları kaydetmektedir. Yürek suçlarla ağırlaşmamış olduğu takdirde tüyden hafif gelecekti. Bazı psikostazi temsillerinde yüreğin sınavdan başarıyla geçememesi durumunda başarısız ölüyü yutmak üzere terazinin yanıbaşında bekleyen Ammemet (Ammait, Ammit) adlı "ölü yiyici" bir yaratığın tasvir edilmiş olduğu görülür.
57. satır:
=== Eski Yunan ve Roma ===
[[Dosya:Wolf von Hoyer, Psyche.jpg|thumb|Psyche,Wolf von Hoyer, 1842,Münih]]
Eski Yunan geleneğinde [[İlyada]]'nın yazıldığı zamanlarda, ''psyche'' [[Latince]]'deki ''anima''gibi, “nefes” anlamına geliyordu. Ruh kavramı da ''phrenes'' sözcüğüyle ifade ediliyordu. YunanlılarYunanlar zamanla ruh dedikleri olgunun farklı kısımları, farklı prensipleri ve farklı güç ya da yetileri olduğunu düşünerek bunlar arasında ayrım yapmaya ve ruhun bu manevi özelliklerinin farklı adlarla adlandırmaya başladılar. [[Pisagor]]'un öğretisinde psişe (''psyche'')"yaşamsal güç"e ve duyumsal duyarlılığa, ''nous'' ise zihinsel (entelektüel) yeteneğe tekabül ediyordu. [[Platon]]'un öğretisinde de bu anlayışa paralellik görülür. [[Aristoteles|Aristo]] ise bir ayrım yaparak, ''nous'''u aktif zihnin pasif zihni olarak kabul etmiştir ki, bu kavram sonradan yapılan yorumlarda [[Logos]]'a ya da [[Tanrı]]'ya özdeş kabul edilmiştir.<ref name="SS">Dictionnnaire des Symboles, CHEVALIER, Jean.14. réimpression, Editions Robert Laffont, p.30-34.</ref>
 
“Semavi alemdeki saf nefes olarak ifade edilen ve Tanrısal ortamda ([[cennet]]te) yaşamaya çağrılacak” bir ruh kavramını dile getiren ''pneuma'' kavramı ancak [[Teoloji]]k eğilimli edebiyatın görünmesiyle başlamıştır. Pneuma [[Romalılar]]'da ''spiritus''tu.'' Pneuma'''nın tabiatında mevcut olan ateş, dünyevi bir yanmayla ilgili olmayan, [[esîr]]in saf ateşi olarak kabul edilirdi. Hava ve yaşamsal ısının karışımı gibi görülen ''pneuma'' sık sık esîrin saf ateşi ile özdeş tutulmuş veya onunla ilgili görülmüştür. Örneğin Aristo'nun kabul ettiği sistemdeki “evrenin canı” bu saf, [[esîr]]î (''aether'') ateştir. Fakat evrenin tek bir canlı varlığa indirgenmesi fikrinin kaynağı muhtemelen Pisagor'du. Bu fikir Platon aracılığıyla [[Stoacılık|Stoacılar]]'a da geçmiştir.<ref name="SS" /> Antik Çağ'da ruhçu felsefeyi işlemiş filozoflar arasında Anaximenes, Pisagor, Empedokles, Herakleitos, Sokrates, Platon sayılabilir.
108. satır:
=== İbni Sina ===
 
Aristo'yu izleyen [[İslam]] filozof ve hekimlerinden [[İbni Sina]] ve İbni el Nefis (Ibn al-Nafis), ruh hakkında Aristo'nunkinden farklı bir [[teori]] ortaya koymuşlar, ruh (İn. spirit) ve can (İn. soul) arasında bir ayrım yapmışlardır.<ref>[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:-tUjLjugj6sJ:www.traditionalmedicine.net.au/canonavi.htm+Avicenna+spirit+soul&hl=tr&ct=clnk&cd=3&gl=tr Avicenna's Canon of Medicine.] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> Özellikle İbni Sina'nın ruhun doğası hakkındaki öğretisi [[Skolastik]]ler üzerinde bir hayli etkili olmuştur. İbni Sina'ya göre ruh bedenden ayrı bir manevi cevherdir, bedeni bir alet olarak kullanır. İbni Sina'nın ruhun maddi bedenden ayrı, manevi bir cevher olduğunu ve kişinin kendini idrakini göstermek üzere verdiği ünlü örnek, “insan-ı tair” (uçan insan) adıyla bilinmekte olup, Ortaçağ'da tüm Batı'da kullanılmıştır. Bu örnekte, okuyucularından, kendilerini hiçbir [[duyum]]sal temas olmaksızın, tüm duyumlardan yalıtılmış halde, gökte (havada) asılı olarak tasavvur etmelerini ister: Bu durumdaki kişi hiçbir maddi temas olmadığı halde halen kendini idrak etmektedir. Şu halde nefsin (zât) maddeye, yani herhangi bir fiziksel eşyaya bağlı olması fikri mantıklı değildir ve ruh tek başına bir cevherdir. (Burada “ben dünyanın yoğun-kaba maddesinde olmasam da varım” kavramı işlenir.) İbni Sina'nın yaptığı bu "düşünme yoluyla kanıtlama" <ref>[http://en.wikipedia.org/wiki/Thought_experiment Thought experiment] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> çalışması daha sonra [[René Descartes]] tarafından daha basitleştirilerek, [[epistemoloji]]k terimlerle şöyle ifade edilmiştir: “''Kendimi dışımdaki varsayılan tüm eşyadan soyutlayabilirim, fakat kendi şuurumdan asla (soyutlayamam)''.” <ref>Seyyed Hossein Nasr and Oliver Leaman (1996), History of Islamic Philosophy, p. 315, Routledge, ISBN 0-415-13159-6.</ref>
 
İbni Sina'ya ve kendisinin de dahil olduğu [[Neoplatonizm|Neo-Platoncular]]'a göre, ruhun ölümsüz oluşu bir amaç değil, doğasının bir gereği ve sonucudur.<ref>[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:Yos-1vFKcCwJ:www.answers.com/topic/avicenna+Neoplatonism+immortality+avicenna+soul+nature&hl=tr&ct=clnk&cd=3&gl=tr Ibn-Sina],[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:Lpl-VM17mxcJ:www.newworldencyclopedia.org/entry/Avicenna+Neoplatonism+immortality+avicenna+soul+nature&hl=tr&ct=clnk&cd=2&gl=tr New World Encyclopedia] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> İbni Sina, On Sefirot'a <ref>[http://en.wikipedia.org/wiki/Sefirot Sefirot]</ref> benzer tarzdaki, “On zeka” (les Dix intelligences) adıyla bilinen varsayımında yaratılışın intişar (emanasyon) <ref>Emanasyon görüşüne göre, maddi evren, her şeyin kaynağı Tanrı'nın kendini kademe kademe açığa vuruşu, tezahür edişi ya da yansımasıdır. [http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:PHv-SN1pD-MJ:www.newadvent.org/cathen/02157a.htm+%22Avicenna%22+emanation&hl=tr&ct=clnk&cd=1&gl=tr Catholic Encyclopedia/ Emanation],
116. satır:
=== Thomas Aquinas ===
[[Dosya:St-thomas-aquinas.jpg|left|90px]]
Aristo ve İbni Sina'yı izleyen Hıristiyan filozof ve teoloğu [[Thomas Aquinas]] ruhu vücudun ilk prensibi (kaynağı) olarak kabul eder. [[Epistomoloji]]k teorisi, zeka sahibi ruhun tüm maddi şeyleri biliyor oluşu ve kendisinde hiçbir maddi unsur olmayan ruhun kesinlikle cismani olmayışı üzerine kuruludur. Vücuttan ayrı olması nedeniyle de, ruhun varlığı vücuda bağlı değildir, yani varlığını fiziksel beden olmasa da sürdürür. İnsan varlığının akla sahip ruhu var olduğuna ve maddeden oluşmadığına göre, hiçbir doğal süreçle yok edilemez. Thomas Aquinas ayrıntılı Aristo'cu teorisini ve ruhun ölümsüzlüğüne ilişkin tüm iddialarını “''Summa Theologica''” adındaki ünlü çalışmasının “''Question 75''” bölümünde açıklamıştır.<ref>[http://en.wikipedia.org/wiki/Summa_Theologica Summa Theologica]</ref> Thomas Aquinas'a göre biri maddi, diğeri maddi olmayan iki unsurdan oluşan insan varlığı, bir yandan tümüyle maddeye dalmış durumda olup, zaman ve mekânın yasalarına tâbidir, bir yandan da hiç maddi olmayıp, aklı vasıtasıyla zaman ve mekâna hükmedebilir.
 
[[Skolastik]]lere, özellikle Thomas Aquinas'ın izleyicilerince benimsenen Thomist düşünceye göre, insan ruhu faaliyeti bakımından üç kısımda ele alınabilir:
146. satır:
 
== İnsanın üçlü yapısı ==
[[Eski Mısır]]lılar ve [[Çinli]]ler insanın ruhsal varlığının, kimi [[Şamanist]] topluluklarda da görüldüğü gibi, esas olarak iki kısımlı olduğunu kabul etmişlerdir.<ref>[[Eski Mısır]]'da ruhsal varlığın çeşitli unsurları ve özellikleri çeşitli adlarla ifade edilmişse de, insan varlığının esas olarak üç unsurdan oluştuğu kabul edilirdi.</ref> İnsanın ruhsal varlığını iki kısımlı (biri diğerine aracılık yapar) olarak ele alan kültürlerde, dolayısıyla, vücut da söz konusu olduğunda, insan varlığının üçlü bir yapıda ele alındığı görülmektedir. Örneğin bazı eski Yunan filozofları da insan varlığını böyle üçlü bir yapıda ele almışlardır: ''[[Nous]]'' (ruh, zihin),''[[psikhe]]'' (“nefes" anlamına gelen, günümüzde psişe terimiyle de belirtilen yaşamsal unsur, psikhos ya da psikhe) ve ''soma'' (vücut).<ref>[http://web.archive.org/web/20050819092156/http://www.quantavolution.org/vol_12/ka_19.htm The Timaeus (Plato)] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> Bu üçleme Latince'de ''spiritus'', ''[[animus]]'' (ya da ''anima'')<ref>Can (Fr. âme) sözcüğünün ''animus'' ve ''anima'' şeklindeki ayrımı sözcüğünün “ruh” ve “nefes” anlamlarını karşılamak üzere yapılmış bir ayrım olup, bu ayrım 4.yy.'dan itibaren terk edilerek, zamanla ''animus'' sözcüğünün yerine ''spiritus'' sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır. (Kaynak: Dictionnnaire des Symboles, CHEVALIER, Jean.14. réimpression, Editions Robert Laffont, p.32.) Bu kavram Keltler'de ''anaon'', ''ananmon'', ene ve ''ainim'' sözcükleriyle karşılanıyordu.</ref> ve ''corpus'' biçimini almıştır.<ref>[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:9GRtUqKnekkJ:www.abdn.ac.uk/bestiary/translat/82r.hti+spiritus+animus+corpus&hl=tr&ct=clnk&cd=2&gl=tr The nature of man] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.
</ref> Deneysel Spiritüalizm'de ya da [[Spiritizm]]'de ise insan varlığının üçlü yapısı ruh (Fr. esprit), [[perispri]] (Fr. perisprit) ve beden (Fr. corps) olarak kabul edilmiştir.<ref>[http://books.google.com.tr/books?id=K1xFkHjcmi0C&pg=PA65&lpg=PA65&dq=perisprit&source=web&ots=j99kkJL9T-&sig=2xOrRY-1fVXf7rkp82xv3ppiaN8&hl=tr&sa=X&oi=book_result&resnum=36&ct=result Experimental Spiritism/Perisprit],[http://pagesperso-orange.fr/charles.kempf/delanne/sdsiv1.htm Le Spiritisme devant La Science: QU'EST-CE QUE LE PERISPRIT ?] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref>
İnsan varlığının üçlü bir yapıya sahip olduğu kabul edilen geleneklerden bazıları şunlardır:
179. satır:
== Dinsel görüş ve inanışlarda ruh kavramı ==
 
Dinsel görüş ve inanışlarda genellikle, insanın bedeninde onu yaşatan bir ruhun bulunduğu kabul edilir. İstisnalar olmakla birlikte, genellikle, insandaki bu ruhun bilinç taşıdığı ve insanın kişiliğiyle ilgili her şeyin bu ruhta bulunduğu kabul edilir. Ruh kişinin içindeki öz varlığını oluşturarak, düşünür, hisseder, sever, nefret eder, karar verir. Bu şekilde, ruh insanın öz kişiliği olup, beden yalnızca ruha giydirilmiş bir elbise gibidir. İnsandaki bu ruhun ölümsüz olduğuna ve insan öldüğünde bedeninden ayrılarak çeşitli adlarla <ref>[[Berzah (İslam)|Berzah]]</ref> belirtilen bir başka âleme geçtiği inanılır. Birçok dine göre bu öte âlemde insan ruhunu bir yargılanma beklemektedir. Bu yargılanma bazı dinlerde hemen ölüm sonrasında başlar, bazılarında ise ruh yargılanacağı zamana dek bekler; yargılanmadan sonra da ya ıstırap çekecek ya da huzur bulacaktır. Bu haller ya da ortamlar kimi dinlerde cennet ve cehennem kavramlarıyla dile getirilmiştir. Kimi dinlerde ise öte âlemdeki ateş bir arındırıcı işleve sahiptir, ruhun ateşle günahlarından temizlenmesi söz konusudur; varlığın cehennem ateşiyle arınma işleminden sonra cennete gidebileceğini kabul eden inanışlar da mevcuttur.<ref>[http://www.britannica.com/EBchecked/topic/483975/purification-rite/66391/The-transformation-of-pollution-into-purity#tab=active~checked%2Citems~checked&title=purification%20rite%20%3A%3A%20The%20transformation%20of%20pollution%20into%20purity%20--%20Britannica%20Online%20Encyclopedia E. Britannica/The transformation of pollution into purity],[http://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Purgatory&action=edit&section=5 Wikipedia/Purgatory/Pain and Fire] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref>
 
=== Bahailik ===
229. satır:
Bazı Hıristiyan topluluklar kişinin iyi ve kötü eylemlerine bağlı olarak ya da sadece Tanrı'ya ve İsa'ya imana bağlı olarak ödül veya cezanın verilecek olması hakkındaki inanışa karşı çıkarlar. Buna karşılık ruhun ölümsüz olduğunu reddeden Hıristiyanlar da yok değildir; bunlar teolog Frederick Buechner'in “Karanlıktaki Islık” adlı kitabında belirttiği gibi, ruhun bir tür yaşam gücü olduğuna, ölümle sona erdiğine, fakat kıyametteki diriliş sırasında yeniden oluşacağına inanırlar.
 
En nüfuzlu ilk Hıristiyan düşünürlerden biri olan [[Augustinus]] ruhu “''kendisine aklın bahşedilmiş olduğu, bedeni sevk ve idare eden özel bir cevher''” olarak tanımlar. Filozof Anthony Quinton'a göre ruh “''karakter ve hafızanın sürekliliğiyle ilgili bir zihinsel haller dizisi olup, kişiliğin temel öğesidir'' (oluşturanıdır).”
 
Ruhun yaratılışa ilişkin kökeni de Hıristiyanlıkta yoğun tartışmalara neden olmuş ve bu konuda çeşitli görüşler ortaya atılmıştır (traducianism<ref>[http://en.wikipedia.org/wiki/Traducianism Traducianism] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref>, pre-existence<ref>[http://en.wikipedia.org/wiki/Pre-existence Pre-existence] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> ve Katolik Kilise'nin öğrettiği creationism<ref>[http://en.wikipedia.org/wiki/Creationism_(soul) Creationism] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref>).
247. satır:
[[Hinduizm]]'e göre ''atman'' (ruh ya da nefes) zamanın başlangıcında yaratılmış ve doğum yoluyla edindiği fiziksel bedende bir tür mahpusluk geçirmektedir.<ref name="Britannica/Soul" /> Fiillerinin [[karma yasası]] uyarınca belirlenen sonuçlarına göre yeni bedenlerde doğup durur.<ref name="Britannica/Soul" /> Sürekli olarak tekrar doğma kimi Hindulara göre ebediyen sürer gider, kimi Hindulara göre de karmik mükemmeliyete ulaşıp "Mutlak Olan"la birleşeceği zamana kadar sürer.<ref name="Britannica/Soul" />
 
[[Vedalar]]'daki bakış açısıyla ruh, maddeden ayrı bir cevher olup, ölümsüzdür, kendine özgü bir şuura sahiptir. Hinduizm'de, ruh kavramına en yakın anlamları içeren [[Sanskrit]] sözcükler ruh ya da "bireysel kişilik" anlamına gelen ''Jiva'' ve ''Atma'' sözcükleridir. Hinduizm'de ''atma'', ''jivatma'', ''anu-atma'' ya da ''vijnanam brahman'' gibi çeşitli adlarla belirtilen ruh, Tanrı'yla bütünleşen bir enerji parçacığı olarak betimlenir. Bununla birlikte Hinduizm'in karmaşık felsefesinde ruh Tanrı'dan ayrıdır ve ona eş değildir.<ref>Bhagavad-Gita A.C.Bhaktivedanta Swami Prabhupada, Editions Bhaktivedanta 1985.</ref>''Atma'' ya da ''atman'' [[tasavvuf]]ta zât (Fr.soi) adı verilenin tam karşılığıdır. ''Atman'', [[Brahman]]'ın parçası olarak kabul edilir. Hinduizm çok sayıda dine verilen genel bir ad (Sanatha-Dharma) olduğundan, doğal olarak, Hinduizm'de ruhun kökeni, amacı ve mukadderi hakkındaki görüş ve inanışlar çeşitlilik gösterir. Örneğin ''advaita'' adlı kavramda ruhun “yaratılmamış ve mutlak olan Tanrı Brahman”la mevcudiyet öncesinde birliği sözkonusudur. Buna karşılık ''dvaita'' denilen düalite kavramlarında bu görüş reddedilir ve her ruhun "Yüce Ruh"un bir parçası olmakla birlikte ferdiyetini hiç kaybetmediği savunulur. Hinduizm'de [[Bhagavad Gita]]'da da belirtildiği gibi, ruhun ölmediği ve ruh göçüyle bedenler değiştirdiği kabul edilir. Ruhun bu serüveninde belirleyici etken karma yasasıdır ve Hinduizm'deki [[tenasüh]] inanışında varlığın ödüllendirilmesi veya cezalandırılması fikri bulunur. [[Hinduizm]]'de ve [[yoga]] felsefesinde [[nirvana]] kişinin yeryüzünde tekrar doğma ihtiyacından kurtulacak derecede gelişmiş, olgunlaşmış olması anlamında ele alınır. Kimi Hindu inanışlarına göre önceden Brahman'la bir olan ruh, sonunda yine ona dönecektir. Kimileri Hint kültüründeki ruh göçü kavramı ile eski Yunan kültüründeki ruh göçü kavramının birbirinden bağımsız gelişmemiş olduğunu, yani ruh göçü kavramının kültürden kültüre çeşitli göçlerle aktarılmış olabileceğini düşünmektedir.
 
Hint Teozofisi'ne göre insanın hakiki ve yüksek varlığı farklı planlardaki (düzeylerdeki) üç unsurdan oluşur. Bunlardan biri ''atma'' ya da ''atman''dır (tasavvuftaki zât).<ref name="AMB">[http://www.experiencefestival.com/a/Atma-buddhi-manas/id/99346 Theosophy Dictionary/Atman-Manas-Buddhi] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> Her şeyin ve herkesin içeriğinde ''atman'' vardır. Fakat ''atman''ın bireysel kişiliğini edinmesi ancak ''manas'' adı verilen "nefis" (nefs) ile birleşmesi durumunda mümkün olur. ''Manas''<ref name="AMB" /> insanın düşünme ve akıl aracıdır. Ferdiyet bu ikisinin birleşmesiyle oluşur. Fakat bu iki unsurun birleşmesinde üçüncü bir unsur aracılık yapar; bu da ''buddhi'''dir.<ref name="AMB" />''Buddhi'' ruhani bir unsur olup ''atman''ın hem irtibat ve aktarma aracıdır, hem de âlemdeki yansımasıdır. [[Sezgi]] ve ilhamın kaynağı ''buddhi'''dir. İnsanın bu üç unsurun birleşmesiyle oluşan yüksek varlığına “yüksek trinite” adı verilir ki, bu, Hint teozoflarına göre, hem ruh, hem Tanrı durumundadır.
312. satır:
[[Dosya:Tree of life wk 02.svg|thumb|left|Kabala'ya göre sefirot (sefira'lar); ruhsallığın ve ilahîliğin tezahür kademeleri. Tezahür edişin on aşaması ya da on kademesi sefirot sözcüğü ile karşılanır ki, sözcük İbranice'de "sayılar" anlamına gelir ve aynı zamanda on ilahî niteliği ifade eder.<ref>Batı dillerindeki küre anlamına gelen sifer sözcüğü, bu katların küre biçiminde düşünülmesinden doğmuştur.</ref>]]
 
Soyut kavramların pek bulunmadığı, bu eksikliğin figür ve sayılarla doldurulduğu [[Kitab-ı Mukaddes]]'te ruh için ''ruah'', can için ''nefesh'' terimleri kullanılır. Buradaki kavramlar ruh ve beden hakkındaki çeşitli çevirilerle aktarılmaya çalışılmışsa da, eski Yunan felsefesindeki ruh, can ve beden kavramlarını tam olarak karşılamamaktadır. Karşılamaya yönelik çabalar karışıklıklar doğurmuştur. [[Eski Ahit]]'te canın karşılığı [[İbranice]]'deki ''nephesh'' olup, Eski Ahit'in bir versiyonu olan Septuagint'teki<ref>[http://en.wikipedia.org/wiki/Septuagint Septuagint]</ref> ve [[Yeni Ahit]]'teki eski [[Yunanca]] karşılığı psişedir (''psikhe''). ''Nephesh'' sözcüğü “yaşayan varlık”, “nefes” gibi başka biçimlerde de tercüme edilebilir. O “ten”e bağlanmış ya da Nuh'a içilmesi yasaklanan “kan”a bağlanmış yaşamı temsil eder.
 
[[Yahudi]]ler'in bilinen tarihe göre, ruh ile ilgili inanış ve görüşleri Eski Ahit'in ([[Tevrat]]) ilk kitabı olan [[Tekvin (Tevrat)|Tekvin]]'le başlamıştır. Eski Ahit'in Tekvin bölümünde bu kavrama şöyle değinilir: “''Ve Rab Tanrı (Yehova, Hashem) yerin toprağından adamı (Âdem'i) yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi. Ve adam yaşayan can oldu.''” (Tekvin, 2/7)
340. satır:
</ref>
 
Örneğin, Platon hayranı olup, [[gnostik]]lere ilham kaynağı olmuş İskenderiye'li Yahudi filozof [[Philon]] (d.M.Ö. 25, ö. M.S. 50) Yahudilik inançlarını Yunan felsefeleriyle açıklama yoluna gitmiştir.<ref>[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:NrIgouwF8SMJ:home.newadvent.org/cathen/12023a.htm+Philon+%22soul%22+greek&hl=tr&ct=clnk&cd=5&gl=tr Catholic Encyclopedia/Philo of Alexandria] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> Philon'un bu etkisi daha sonra Yahudilik temelinden hareket eden Hıristiyanlığı da etkilemiş ve Yahudiliğe ait sözlü aktarımlar ve Yunan felsefelerinden oluşan karma bir inanç oluşmuştur. Philon'a göre, ruh doğum öncesinde de vardır ve ölen kişinin ruhu doğum öncesi durumuna döner. Ruh, ruhların dünyasına ait olduğundan, bedendeki yaşam yalnızca kısa ve çoğu zaman mutsuz bir ara oyundur.
 
Philon'un dışında başka Yahudi düşünürler de ruhun ölümsüzlüğü düşüncesine sahiptiler. Bunlar arasında, 10. yüzyılda yaşamış Isaac Israeli ve 18. yüzyılda yaşamış bir Alman-Yahudi düşünür olan Moses Mendelssohn sayılabilir.<ref>[http://plato.stanford.edu/entries/mendelssohn/ Stanford Encyclopedia of Philosophy/Moses Mendelssohn] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> Yahudilik inancına ilişkin sözlü anlatımların yazılı kaynağı olan [[Talmud]]'da, ölülerin yaşayanlarla görüşmesinden söz edilir.<ref>[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:ktN1IlkVNwgJ:www.come-and-hear.com/sanhedrin/sanhedrin_65.html+Talmud+deads+speaking&hl=tr&ct=clnk&cd=1&gl=tr Babylonian Talmud: Tractate Sanhedrin] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.
396. satır:
==== Tasavvufta ruh kavramı ====
 
[[Sufizm]]'de ya da [[Tasavvuf]]'ta ruh ile ilgili görüş ve inanışlar çeşitlilik göstermektedir. [[Mutasavvıf]]ların ruhla ilgili görüş ve inanışları arasında ortak noktalar olduğu kadar, farklı noktalar da mevcuttur.<ref>[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:ByR4a7kLaSYJ:www.answers.com/topic/sufism+heart+seven+sufism+Britannica&hl=tr&ct=clnk&cd=3&gl=tr E.Britannica/Sufism] , 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> Tasavvuf sözlüklerinde ruh “''insanın soyut latifesidir, insandaki bilen ve idrak eden latife olup, emr âleminden inmiştir, künhünü idrak etmek mümkün değildir''” biçiminde tanımlanır.<ref>Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Süleyman Uludağ, Marifet Yayınları, İstanbul,1996,439-440.</ref> Kimi mutasavvıflara göre, ruh manevi bir cevherdir. Öldükten sonra yaşamaya devam eder. Fikir ve akıl, yani anlama ve düşünme maddeye bağlı değildir, ruhun özellikleridir. Cismani olmayan ruhlar âlemine ''âlem-i ervah'' adı verilir. İnsan ruhu dünyaya gelmeden önce bu ruhlar âlemindeydi, yaşadıktan sonra da o asli vatanına dönecektir. Ruhtan [[hadis]]lerde de görüldüğü gibi çoğu zaman "nefs" diye söz edilir.
 
Tasavvuf ehline göre ruh, hisseden, canlı, nurani, şekilsiz, renksiz, ağırlığı olmayan, her şeyi kavrayan, beden ile münasebeti olan [[metafizik]] bir varlıktır. Ruh, bedenin ne içinde ne de dışındadır; ama bedeni idare eder ve bedenden etkilenir. Tasavvufçulara göre ruhun üç temel fonksiyonu duyum, düşünce ve [[sezgi]]dir (kalp). Esas olarak Neo-Platonculuğa dayanan İşrâkîlik (aydınlanma ekolü) akımının kurucusu [[Şahabettin Sühreverdi]]'ye göre, beden karanlığı, ruh ise ışığı temsil eder ve manevi faziletlerle kuvvetlenir; "manalar âlemi" kelimelerle ifade edilemez ve mantık oyunlarıyla tanıtılamaz. İnsanlar ona kendi kendine erişebilir.<ref>[http://www.muslimphilosophy.com/ip/rep/H031.htm al-Suhrawardi]</ref>
463. satır:
 
===== Deneysel Spiritüalizm'de öte-âlem anlayışı =====
Deneysel Spiritüalizm'de geleneklerdeki öte-âlem kavramını karşılayan terim spatyumdur. Deneysel Spiritüalist anlayışa ya da kısaca ruhçu anlayışa göre ruhlar madde-dışı varlık olduklarından [[spatyum]]da '[[perispri]]'leri ile bulunurlar.<ref name="RK" /> Bu bakımdan spiritüalistler spatyumu ruhlar alemi olarak değil, ölüm-ötesi âlem olarak nitelendirirler. Ruhçuluğa göre, spatyumun maddeleri maddenin bilinen üç halinden ([[katı]] ,[[sıvı]] ve [[gaz]]) daha farklı hallerde olup, bilinen fiziksel maddelere oranla çok daha akıcı, çok daha az yoğunlukta ve [[atom]]ik [[vibrasyon]]ları çok daha hızlı, süptil maddelerdir. Eski Yunan geleneğinde bu maddeler için ''aether''<ref>[http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:RCaPqkTSP2oJ:www.mountainman.com.au/aetherqr.htm+aether&hl=tr&ct=clnk&cd=30&gl=tr Modern Scientific Theories of the ancient Aether], [http://en.wikipedia.org/wiki/Aether_(classical_element) Wikipedia/Aether], 22 Eylül 2008 tarihinde erişildi.</ref> terimi kullanılmıştır. Bu süptil maddelerin düşünceyle, tahayyül (imajinasyon) yeteneğiyle şekil alabileceği kabul edilir.
 
Ruhçuluğa göre ölen her insan ruhu önce, ölmüş olduğunu, daha doğrusu fiziksel bedenini terk etmiş olduğunu anlayamaz, bir bocalama, kargaşa dönemi geçirir. Bu aşamaya spiritler “[[kendiliğinden imajinasyon]]” aşaması adını vermişlerdir.<ref name="RK" /> İşte ruhçulara göre, [[cennet]] ve [[cehennem]] [[sembol]]leriyle simgelenenler, aslında, bu aşamadaki varlığın kendi imajinasyon yeteneğiyle, bilmeden kendisinin oluşturduğu huzur verici ya da huzursuz edici sahnelerden ibarettir. Ölüm olayı ile fiziksel bedenini terk etmiş her insan ruhunu spatyumda [[vicdan]]i bir hesaplaşma bekler. Fakat burada kendi kendisiyle bir hesaplaşma söz konusudur, herhangi bir cezalandırma söz konusu değildir.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Ruh" sayfasından alınmıştır