Ulusal komünizm: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Gerekçe: yorum içeren katkı + ansiklopedik olmayan bilgi eklentisi + telif hakkı ihlali |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır:
{{
{{kaynaksız}}
{{komünizm}}
'''Ulusal komünizm'''in en önemli teorisyeni Mirseyid Sultangaliyev'dir. Sosyalist literatüre proleter halklar, sömürgeler enternasyonalizmi, enerjetik materyalizm gibi kavramları kazandırmıştır. Tataristanlı Mollanur Vahidov, Azerbaycanlı komünist Neriman Nerimanov, Türkistanlı Turar Rıskulov, Yunus Validov, Türkiye Komünist Partisi'nin kurucusu Mustafa Suphi ve Ethem Nejat Ulusal Komünizm'in diğer önemli teorisyen ve eylem adamlarıdır. Ekim devriminin bu önemli isimlerinden başka Fransız sömürgesi Martinik asıllı olan devrimci Frantz Fanon da Ulusal Komünizm'e yakın görüşler dile getirmiştir.
Temel felsefesi [[yurtseverlik]], [[üçüncü dünyacı sosyalizm]] ve [[ezen-ezilen halklar çelişkisi]]dir. Sultangaliyev henüz kapitalist aşamaya ulaşamamış doğulu toplumlarda halkın milli ve dini kimlik, kültür ve geleneklerinin dikkate alınarak devrimci mücadelenin sürdürülmesi gerektiğine inanmıştır. Aksi durum halk nezdinde devrimcileri; sömürülen halkın dil, kültür, din ve milli kimliklerine karşı propaganda ve baskı yoluyla saldırıda bulunan emperyalistler ile aynı çizgiye getirebilirdi. Sürekli devrim çizgisini savunmuştur. Sultangaliyev'e göre devrim ulusal arenada başlar, uluslararası arenada son bulur. <ref>Kakınç, Halit. Destansı Kuramcı Sultangaliyev. 1. baskı. İstanbul: Bulut Yayınları, 2004. s. 171.</ref>
== Ulusal Komünizm ve Doğu ==
[[Dosya:Sultan-Galiyev.jpg|küçükresim]]
Yerkürenin halkları arasında sosyal ve hukuksal ilişkilerin analizi, bir hususu ortaya koymaktadır: Çağdaş insanlığı oluşturan milletler, sayı, sosyal ve hukuksal açılardan eşit olmayan iki düşman kampa bölünmüş durumdadır. Bu kamplardan birisinde, insanlığın yalnızca yüzde 20 ile yüzde 30'unu oluşturan ve tüm yerküreyi, altında ve üzerindeki var olan her türlü ölü ve canlı zenginlikleri ile birlikte ele geçirmiş olan halklar bulunmaktadır. Diğerinde ise insanlığın beşte dördünü oluşturan ve birinci kampa mensup bulunan halkların, diğer bir deyişle 'efendi' halkların ekonomik, siyasal ve kültürel tahakkümü ve köleliği altında inleyen halklar yer almaktadır.
Avrupa ve Amerika'nın 'medeni' halkları, ki yerkürenin diğer kısımlarına da yayılmakta ve genel olarak 'Batı Halkları' diye adlandırılmaktalar, birinci kategoriye aittirler. Asya, Afrika halkları ile Avrupalılarca sömürgeleştirilmiş olan Avustralya ve Amerika'nın yerli halkları da ikinci kategoriye girmektedirler. <ref>Erdem, Özgür. Sultan Galiyev Bütün Eserleri. 1. baskı. İstanbul: İleri Yayınları, 2006. s. 489-494.</ref>
Sömürge ülkelerdeki gerici ekonomik ve sosyal düzenlerin muhafaza edilmesi, sömürgeci Batı Emperyalizmi'nin işine gelmektedir. Zira, metropollerin eşkiya kültürü yalnızca bu gerilik zemini üzerinde soluk alabilir ve geliştirilebilir. Sömürge halklarının karanlık ve baskı içerisinde tutulması, kendi tarihsel gelişme süreçleri içerisinde insanlığın başına hapishane gardiyanı kesilmiş olan batılı halklar için gerçek ve yaşamsal bir ihtiyaçtır.
Bu sömürü düzenine isteyerek veya istemeyerek de olsa batı proletaryası da ortak olmuştur. Bütün dünyanın 4/3'nü yağmalayan batılı emperyalistler doğudan çaldıkları zenginlerin bir kısmını batı işçi sınıfı ile paylaşmaya razı olmak zorunda kalmıştır. Batı işçi sınıfı ortak olduğu bir sömürü düzeni sonucu devrimci niteliğini kaybetmiştir. Zamanında Lenin'in yazdığı "Geri Avrupa ve İleri Asya" makalesinde olduğu gibi batı işçi sınıfı devrimci özünü kaybetmeye başlamış, onun bıraktığı boşluğu doğunun sömürülen halkları almıştır. Lenin bu konuda yaptığı tespitleri derinleştirmemiş ve batı proletaryasına olan güvenini yitirmemiştir ancak batı proletaryasının çıkarcı tutumu onu bile eleştiriye mecbur etmiştir.<ref>Erdem, Özgür. Sultan Galiyev Bütün Eserleri. 1. baskı. İstanbul: İleri Yayınları, 2006. s. 253-254.</ref>
Sultangaliyev ise bu tezi kuramsallaştıran ve pratiğe döken ilk isimdir. Batı proletaryasının kendi burjuvası ile işbirliği içine girdiği ve doğunun sömürülmesine ortak olduğunu artık devrimin batıdan değil; doğudan beklenmesi gerektiğine işaret etmiştir. <ref>Erdem, Özgür. Sultan Galiyev Bütün Eserleri. 1. baskı. İstanbul: İleri Yayınları, 2006. s. 251-252.</ref> Batı proletaryası devrim yapsa bile bu devrimin ezilen halkların sosyal hayatında hiç bir değişikliğe sebep olmayacağını belirtmiş ve bu, sadece daha az gücü olan ve daha aşağı düzeyde organize bir diktatoryanın yerine, aynı kapitalist Avrupa'nın (ki, Amerika'yı da buraya dahil etmek gerekmektedir) Avrupa çapında bütünleştirilmiş olan tüm güçlerinin dünyanın geriye kalan kısmı üzerinde ortak diktatoryasının getirilmesi demek olacağını belirtmiştir. Ulusal Komünistler ise bu diktatörlüğün karşısında farklı bir tez ortaya koymaktadırlar. Şöyle ki; insanlığın yeniden yapılandırılmasının maddi zemini, yalnızca sömürge ve yarı-sömürgelerin metropoller üzerinde diktatoryası aracılığı ile oluşturulabilir. Zira yalnızca bu yol, yerkürenin Batı Emperyalizmi tarafından zincirlere vurulmuş olan üretici güçlerinin kurtuluşu ve atılım yapması için gerçek bir teminat sağlayabilir.
== Ulusal Komünizm ve Üçüncü Dünya Sosyalizmi ==
Üçüncü Dünya Sosyalizminin en önemli üç isimlerinden M.Sultangaliyev, M.N Roy ve Frantz Fanon'da sömürge ve yarı sömürge halkların devrimci unsurlarının uluslararası sosyal devrime giden yolda "yedek güç" olarak görülmesine karşı çıkmıştır. Batı emperyalizmi karşısında ezilen sömürge halklarının mücadelesinin emperyalist-kapitalist dünya düzenin yıkılmasında tayin edici rolü olduğuna inandılar. Maoist üçüncü dünyacılığın "ulusal burjuva ile ittifak" tezlerine ve Lenin'in bu yöndeki tezlerine karşı çıktılar. Ulusal Burjuva sınıfının işbirlikçi ve gerici yönü üzerine ilk tespitleri Sultangaliyev ve Roy yapmıştır. Bu tespitlerin Frantz Fanon derinleştirmiştir. <ref>Fanon, Frantz. Yeryüzünün Lanetlileri. 1. baskı. İstanbul: Versus, 2007. s. 137-138.</ref>
Ulusal Komünizm sömürge ve yarı sömürge unsurları uluslararası sosyal devrimin "yedek gücü" olarak gören tüm sol fraksiyonların karşısındadır. Stalin'in "tek ülkede sosyalizm" teorisini ise dünya devrimi için ihanet kabul etmektedir.
== Sultangaliyev ve Din ==
Sultangaliyev her komünist gibi din ve dini dogmalar ile mücadele edilmesi gerekliğinden bahsediyor. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi bu propaganda sırasında dikkatli ve tedbirli bir yöntem sergilenmesi gerektiğini belirtiyor. Bunun sebeplerini ise "Müslümanlar Arasında Din Karşıtı Propagandanın Yöntemleri" isimli makalesinde belirtiyor. Bu propaganda sırasında hassas davranmak gerektiğine çünkü yıllardır Rus emperyalizmi altında bulunan Müslüman halkların dini konularda çok hassaslaştığını ve en ufak hatanın onların Müslüman halk tarafından Çarın Müslümanları asimile için gönderdiği misyonerler benzeştirilmeleri ile sonuçlanabilmektedir. Makale içeriğinde propaganda yöntemleri üzerine ve Türkistan'daki Türk halklarının sosyolojik durumlarına göre din karşıtı propaganda yöntemleri sıralanmaktadır. <ref>Kakınç, Halit. Destansı Kuramcı Sultangaliyev. 1. baskı. İstanbul: Bulut Yayınları, 2004. s. 35-167.</ref>
== Sultangaliyev ve Millet Olgusu ==
Sultangaliyev ve diğer Ulusal Komünistler ortodoks marksistler ile pek noktada ayrıştıkları gibi "Milletlerin bir burjuva icadı" olduğu iddiasında da ayrışmaktadırlar. Sultangaliyev'e insanlık âlemi çağdaş gelişme aşamasında sadece sınıflardan değil; aynı zamanda sosyo-ekonomik ve kültürel-maişet açılarından çok farklı olan milletlerden oluşmaktadır. Sultangaliyev bu noktada da tıpkı Lenin gibi "Ulusların Kendi Kaderini" tayin hakkını savunmakta ve milli meselenin aşılması değil; çözülmesi gerektiğine inanmaktadır. Ve çözüm konusunda milli mesele çerçevesinde özerk birimlerin kurulması gerektiğini savunmaktadır.
== Sultangaliyev ve "Turan Sosyalist Cumhuriyeti" Hedefi ==
Sultangaliyev'in deyimiyle bu cumhuriyet "sömürgeleştirilmiş doğuya hayat şevki aşılamanın yöntemlerinden biriydi". Bir sonraki aşamada Sömürgeler Enternasyonaline ve daha sonra uluslararası sosyal devrime evrilecek olan bu sosyalist devlet aslında sürekli devrim aşamaları sırasında bir süreçtir. İleride değineceğimiz Sultangaliyev'in savunduğu sürekli devrim çizgisi ile Troçki'nin kuramsallaştırdığı "Sürekli Devrim" arasındaki en önemli farklılık budur. <ref>Erdem, Özgür. Sultan Galiyev Bütün Eserleri. 1. baskı. İstanbul: İleri Yayınları, 2006. s. 739-742.</ref>
Sultangaliyev Turan'ı devrimci bir hedef olarak görmekte ve bunun kaçınılmaz olarak gerçekleşeceğini ifade etmektedir. Aynı dili konuşan ve aynı kültürün ve tarihin bir parçası olan bu halkların Rus emperyalizmi tarafından parçalandığını ve sömürgeleştirildiğini belirtmekte ve şöyle devam etmektedir sözlerine: "Elbette, bana itiraz ederek söyleyebilirler ki, bu ‘Pantürkizm’e ve öteki komşu Türk bölgelerinin de katılımı yoluyla Turan kurulmasına getirip çıkarabilir. Ama, burada uluslararası sosyal devrim açısından tehlikeli olabilecek ne vardı?.. Bu, Rus milliyetçiliği için tehlikelidir, Batı Avrupa kapitalizmi için tehlikelidir." Bu konuda Turar Rıskulov'nda 7 maddelik önerileri olmuştur. <ref>Kakınç, Halit. 'Kızıl Cebe' Turar Rıskulov. 1. baskı. İstanbul: Destek Yayınları, 2013. s. 221-222.</ref>
== Dış bağlantılar ==
* [http://www.halksahnesi.org/yazilar/galiyev_goruslerim/galiyev_goruslerim.htm Sultan Galiyev - "Görüşlerim"]
* [http://www.millikomunizm.com/index.php/ktphnn/23-sultan-galiyev-muslumanlar-arasinda-dine-karsi-propagandanin-yontemleri Sultan Galiyev - "Müslümanlar Arasında Din Karşıtı Propagandanın Yöntemleri"]
* [http://www.millikomunizm.com/index.php/milli-komunizm-nedir Milli Komünizm Nedir?]
* [http://www.gunzileli.com/2012/03/01/galiyev-roy-fanon Gün Zileli- "Galiyev, Roy, Fanon..."]
* [http://www.millikomunizm.com/index.php/ktphnn/53-sultangaliyev-ve-fanon-tezleri-arasindaki-benzerlikler-ve-tezlerin-bugunku-gecerlilikleri Sultangaliyev ve Frantz Fanon]
== Kaynakça ==
{{kaynakça}}
|